forum usa april 15

32
www.forumusa.com Serving the Turkish American community F O RUM U S A Turkish American Newspaper Haberin devamı sayfa 22 Haberin devamı sayfa 6 Haberin devamı sayfa 29 MÜSİAD USA, New York şubesini “Gıda ve Restoran Zirvesi” ile açıyor Baharın simgesi Nevruz Bayramı, Amerika’da kutlandı Türk nüfusunun yoğun olduğu Brooklyn’in belediye başkanı Eric Adams ile Türk Amerikan toplumu hakkında sohbet ettik. Türk kültürünün Amerikan kültürüne dönüşmek zorunda olmadığını belirten Adams “Amerikalı-Türk olmak için Türk kültürünü terk etmek gerekmez. Sizler Türk kültürünüzle Amerikalısınız” dedi 1915’te yaşanan olayların hem Türkler hem Ermeniler için vahim sonuçlar doğurduğu tarihi bir gerçekken Tehcir kararının asla soykırım amacı gütmediğini belirtegelen Türk tarafı 100. yılda hala Ermeni diasporasının soykırım iddiaları ile karşı karşıya Washington Nisan ayında kongre kulislerinde Ermeni lobisinin agresif politikilarına şahit olurken Türk tarafı barışçıl tutumunu bozmadı. Forum USA tarihi gerçekleri uluslararası tarihçilerin akademik çalışmaları ışığında özel bir dosyaya taşıdı. "1915" LOBİCİLİĞİN ADALET TERAZİSİNDE ABD’de Kuzey Carolina eyaletinde 3 Müslüman gencin ölümüyle suçlanan Craig Stephen Hicks’in (46) idamla yargılanmasına karar verildi. Kuzey Carolina’nın Chapel Hill kasa- basında 3 Müslüman gencin ölümüyle ilgili açılan dava başladı. Durham kentinde görülen duruşmada, Durham County Bölge Savcılığı, cinayetle suçlanan Hicks için idam talep etti. Savcı Jim Dornfried’in cinayetin ayrıntılarını sunduğu duruşmada, gençleri öldürmekle suçlanan Hicks de hazır bulundu. 3 Müslüman genci öldürmekle suçlanan Hicks’in idamla yargılanmasına karar verildi “Amerikalı Türk olmak için Türk kültürünü terk etmek gerekmez” Amerika’da hem geleneklerini sürdüren Türki devletler tarafından hem de çeşitli ülkelere ait toplumlar tarafından baharın gelişi çeşitli etkinliklerle kutlandı. Beyaz Saray’da da çeşitli ülke ve topluluklar Michelle Obama'nın ev sahipliği yaptığı etkinlikle Nevruz’u kutladı Baharın gelişini simgeleyen Nevruz Bayramı dünya çapında 300 milyon kişi tarafından kutlanıyor MUSİAD USA Amerika’daki ikinci şubesini New York’ta açacak. Kuruluş, açılış kapsamında 16 Nisan’da Gıda ve Restoran Zirvesi düzenleyerek New York ve çevresinde faaliyet gösteren restoran ve gıda sektör temsilcilerini de bir konferansta buluşturacak Amerikalı Türkler 24 Nisan’da barış ve dayanışma için yürüyecek. Saat 09.00’da Beyaz Saray önünden başlayacak “Barış ve Dayanışma Yürüyüşü”ne ABD’nin her köşesinden binlerce Türk vatandaşının katılımı bekleniyor Amerikalı Türkler 24 Nisan’da barış ve dayanışma için yürüyecek Haberin devamı sayfa 31 Haberin devamı sayfa 31 Haberin devamı sayfa 24 Ahıska Türk Amerikan Kültür Merkezi, Massachusetts’te açıldı C. S. Hicks Forum USA “1915” 100. yıl özel eki Issue 174 • April, 2015 sayfa 13

Upload: forum-usa

Post on 21-Jul-2016

234 views

Category:

Documents


6 download

DESCRIPTION

Amerika'da yayın yapan Türk gazetesi

TRANSCRIPT

Page 1: Forum usa april 15

www.forumusa.com Issue 174 • April, 2015Serving the Turkish American community www.forumusa.comServing the Turkish American community

FORUM USA

Turkish American Newspaper

Haberin devamı sayfa 22

Haberin devamı sayfa 6 Haberin devamı sayfa 29

MÜSİAD USA, New York

şubesini “Gıda ve Restoran Zirvesi”

ile açıyor

Baharın simgesi Nevruz Bayramı, Amerika’da kutlandı

Türk nüfusunun yoğun olduğu Brooklyn’in belediye başkanı Eric Adams ile Türk Amerikan toplumu hakkında sohbet ettik. Türk kültürünün Amerikan kültürüne dönüşmek zorunda olmadığını belirten Adams “Amerikalı-Türk olmak için Türk kültürünü terk etmek gerekmez. Sizler Türk kültürünüzle Amerikalısınız” dedi

1915’te yaşanan olayların hem Türkler hem Ermeniler için vahim sonuçlar doğurduğu tarihi bir gerçekken Tehcir kararının asla

soykırım amacı gütmediğini belirtegelen Türk tarafı 100. yılda hala Ermeni diasporasının soykırım iddiaları ile karşı karşıya

Washington Nisan ayında kongre kulislerinde Ermeni lobisinin agresif politikilarına şahit olurken Türk tarafı barışçıl tutumunu bozmadı. Forum USA tarihi gerçekleri uluslararası tarihçilerin akademik çalışmaları ışığında özel bir dosyaya taşıdı.

"1915" LOBİCİLİĞİN ADALET TERAZİSİNDE

ABD’de Kuzey Carolina eyaletinde 3 Müslüman gencin ölümüyle suçlanan Craig Stephen Hicks’in (46)

idamla yargılanmasına karar verildi.

Kuzey Carolina’nın Chapel Hill kasa-basında 3 Müslüman gencin ölümüyle

ilgili açılan dava başladı. Durham kentinde görülen duruşmada, Durham County Bölge Savcılığı, cinayetle suçlanan Hicks için idam talep etti. Savcı Jim Dornfried’in cinayetin ayrıntılarını sunduğu duruşmada, gençleri öldürmekle suçlanan Hicks de hazır bulundu.

3 Müslüman genci öldürmekle suçlanan Hicks’in idamla yargılanmasına karar verildi

“Amerikalı Türk olmak için Türk kültürünü terk etmek gerekmez”

Amerika’da hem geleneklerini sürdüren Türki devletler tarafından hem de çeşitli ülkelere ait toplumlar tarafından baharın gelişi çeşitli etkinliklerle kutlandı. Beyaz Saray’da da çeşitli ülke ve topluluklar Michelle Obama'nın ev sahipliği yaptığı etkinlikle Nevruz’u kutladı Baharın gelişini simgeleyen Nevruz Bayramı dünya çapında 300 milyon kişi tarafından kutlanıyor

MUSİAD USA Amerika’daki ikinci

şubesini New York’ta açacak. Kuruluş,

açılış kapsamında 16 Nisan’da Gıda ve Restoran

Zirvesi düzenleyerek New York ve çevresinde faaliyet gösteren restoran

ve gıda sektör temsilcilerini de bir konferansta buluşturacak

Amerikalı Türkler 24 Nisan’da barış ve dayanışma için yürüyecek. Saat 09.00’da Beyaz Saray önünden başlayacak “Barış ve Dayanışma Yürüyüşü”ne ABD’nin her köşesinden binlerce Türk vatandaşının katılımı bekleniyor

Amerikalı Türkler 24 Nisan’da barış ve dayanışma için yürüyecek

Haberin devamı sayfa 31

Haberin devamı sayfa 31

Haberin devamı sayfa 24

Ahıska Türk Amerikan Kültür

Merkezi, Massachusetts’te açıldı

C. S. Hicks

Forum USA “1915” 100. yıl özel eki

Issue 174 • April, 2015

sayfa 13

Page 2: Forum usa april 15

Serving the Turkish American community www.forumusa.com Issue 174 • April, 20152

Page 3: Forum usa april 15

Serving the Turkish American community www.forumusa.com Issue 174 • April, 2015 3

FORUM USA

ABD’de tarım üretiminde önemli bir yere sahip California eyaletinde kış aylarının yine az yağışlı geçmesi nedeniyle kuraklığa karşı ön-lemler gündeme geldi.

ABD Kuraklık Gözlem Grubu’nun son raporuna göre, yüzde 93’lük bölümü “aşırı kurak” olarak değerlendirilen ve dört yıldır kuraklıkla mücadele eden California’da 2015 yılında da rekor seviyede kuraklık bekleniy-or. Bu nedenle eyalette su tasarrufuna ilişkin önemli kararlar alınıyor.

California Valisi Jerry Brown’ın geçen günlerde kuraklıkla mücadele için 1 mil-yar dolarlık plana imza atmasının ardından son olarak eyalette zorunlu su kısıtlamasına gidileceği açıklandı. Eyalette kuraklığın başla-masından bu yana yapılan bir dizi tedbir ve tasarruf çağrısının istenen sonucu verme-mesi nedeniyle alınan karar, aynı zamanda California tarihinde bir ilk olma özelliği taşıyor.

Vali Jerry Brown, dört yıllık kuraklık dönemi ve son olarak yağışsız geçen kış aylarıy-la California’da kuraklığın kriz seviyesine ulaştığını ve bu kararı almanın zorunlu hale

geldiğini belirtti.Karara göre, Su Kaynakları Kontrol Kurulu

tarafından denetlenen ve eyaletin su ihtiyacını karşılayan 400 yerel birimin su kullanımını yüzde 25 azaltması gerekiyor. Bu oranı yaka-layamadıkları takdirde yönetimlerin günlük 10 bin dolara kadar cezai yaptırımla karşı karşıya kalmaları öngörülüyor.

Aşırı tüketime yüksek fatura Zorunlu su kısıtlaması kararıyla yeni fiyatlandır-ma sistemi de uygulamaya girecek. Buna göre, aşırı su kullanan tüketiciler yüksek fiyatlandırma

ve faturalarla cezalandırılırken su tasarrufu yap-anlar özel fiyatlandırmayla teşvik edilecek.

Karar kapsamında eyaletin yerel yöne-timlere, eyalet çapında toplam bin 150 futbol sahasına denk büyüklükte bir çim alanda kurak-lığa dayanıklı çevre düzenlemesi yaparak destek vermesi planlanıyor. Ayrıca, eya-lete bağlı şehirlerde refüjlerdeki yeşil alanlarının sulanması tamamen yasak-landı. Sulama gerektiren yeşil alanın en fazla olduğu mezarlık, golf sahaları ve okul kampüsleri gibi alanlar için su tüketimine ciddi kısıtlamalar getirildi.

Kuraklıkla mücadele eden eyalette, ileri aşamada hapis cezasının da gündeme gelebileceği belirtiliyor.

Eyaletin son bin 200 yılın en ağır kuraklık dönemiyle karşı karşıya olduğunu belirten uzmanlar, yoğun yağışların to-praktaki suyu yükseltmeye yetmeyeceğini, uzun süredir devam eden kuraklık ned-eniyle yağmur sularının toprak tarafından kısa sürede emileceğini belirtiliyor.2015 yılı için California’da kuraklığın getirdiği ekonomik kaybın 3 milyar dolar düzeyinde olacağı tahmin ediliyor.

ABD’de kuraklık alarmıDört yıldır kuralıkla boğuşan California eyaletinde bu yıl da kış aylarında yağışların yetersiz kalmasıyla alarm verildi

Page 4: Forum usa april 15

Serving the Turkish American community www.forumusa.com Issue 174 • April, 20154

FORUM USA

“Yapılan suçlamalar karşısında 24 Nisan’da ortak tavır sergilemeyeceğiz de ne yapacağız?”

Yönlendirme Komitesi Eş Başkanı İbrahim Uyar:Malumunuz üzere Ermeni diasporası “1915 olay-ları’’ 100. yılı için büyük bir hazırlık yapmakta tarihi gerçekleri mecrasından saptırarak, oluşturdukları ar-gümanlarla yerel ve ulusal düzeyde Türkiye Cumhuri-yeti’ni karalamak için ellerinden gelen her şeyi planla-maktadırlar. Amerika’ da yaşayan Türk vatandaşları olarak biz de bu argümanları etkisizleştirmek için elimizden gelen tüm çabayı sarf etmekteyiz. Bu nedenle ülkemiz adına yapılan bu olumsuz çalışmalara karşı birlik beraberlik içinde hareket ederek Ermeni diasporasının yalanlarına cevap vermek en önemli husustur. Türk toplumunun bu birlik beraberlik mesajı, Ermeni diasporasına gönderilecek en önemli mesajdır.

Bu yıl düzenlenen yürüyüşün temel farkı; Washington Büyükelçisi Sayın Serdar Kılıç'ın

çabalarıyla ABD’de bulunan 145 sivil toplum kuruluşunun bir araya gelip Amerika’ da yaşayan Türk toplumunun bu yürüyüşe

katılmasını sağlamak için ellerinden geleni yapma-larıdır. Farklı düşünce dünyasına sahip birçok sivil toplum kuruluşu başkanının Türkiye adına yapılan bu karalama çalışmalarına karşı sergiledikleri bu tavır takdire şayan bir davranıştır. Milli bir dava için bir araya gelinmesi bu yıl yapılacak yürüyüşü daha da anlamlı kılmaktadır.Türk vatandaşları bu yürüyüşe neden katılmalı?Amerika’da yaşayan Türk vatandaşlarının bu yürüyüşe katılmaları büyük önem arz etmektedir.Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmamıza rağmen,

uzun yıllardan beri bu ülkede ikamet ettiğimizden dolayı bizler bu ülkenin bir parçasıyız, işimiz, ailelerimiz hepsi burada. Yapılan bu suçlamalar karşısında 24 Nisan’da ortak tavır sergilemeyeceğiz de ne yapacağız?

Göçmen bir topluluk olduğumuz Amerika’da, Türk kökenli vatandaşlara yapılacak bir yafta-lamanın büyük sonuçları olacaktır. Düşünün, çocuklarımız zaten okullarda adaptasyon sorunu yaşamaktalar. Bunun üstüne tarih kitaplarında anavatanlarına karşı yapılan suçlamalar karşısında daha da sıkıntılı bir duruma düşecekler.

Aynı biçimde Amerika genelinde Türk iş adamlarının başarı hikayeleri gün geçtikçe art-maktadır. Büyük şirketlerde üst düzey yönetici pozisyonunda bulunan birçok kişi bu durumdan etkilenecektir. Tarihi gerçekleri saptırarak, sadece algı operasyonu yapılarak oluşturulacak bu yafta-lamaya karşı çıkmak için birçok kanattan gerekli çalışmalar yapılmaktadır.İbrahim Uyar

Amerikalı Türkler 24 Nisan’da barış ve dayanışma için yürüyecek

24 Nisan 1915 olaylarının 100. yıl dönümü olması nedeniyle Ermeni diasporasının Türkler ve Türkiye Cumhuriyeti’ne, “katil”, “soykırım ya-pan ülke” yaftasını yapıştırmak için yürüttüğü propagandaların, en üst seviyeye çıkacağı bir gün. Amerikan Meclisi’nde Başkan Obama’ya “soy-kırım” dedirtmek için agresif bir kampanya yürüten Ermeni grupların karşısında, bunu siyasetin alanından çıkartmak ve tarihin karar vereceği bir alana taşımak isteyen Türk sivil toplum örgütleri de 24 Nisan için, çok daha sakin ve barışçıl bir kam-panya yürütüyor.

Bu bağlamda Amerika merkezli 145 sivil toplum kuruluşunun ortak çabalarıyla kurulan Yönlendirme Komitesi, 1915 olaylarının 100. yıl

dönümü çerçevesinde Türkler ve Ermeniler arasında dostluk köp-rüleri kurulması için kapsamlı bir yürüyüş gerçekleştirmeyi planlıyor. 24 Nisan günü saat 09.00 a.m.’de Beyaz Saray önünden başlayacak “Barış ve Dayanışma Yürüyüşü”nün T.C. Washington Büyükelçiliği’ne vara-na kadar birlik ve dayanışma içinde geçmesi dostluk ve barış mesajları ve-rilmesi hedefleniyor.

Yönlendirme Komitesi yetkilile-ri bu yürüyüşün herhangi siyasi bir nitelik taşımadığını, yürüyüş için

gerekli tüm hukuki izinlerin ise alın-dığını belirterek yürüyüşe tüm Türk halkını davet ediyor.

Washington DC civarında 110 otobüste, 30 metro istasyonunda ve 2 merkezi lokasyonda bulunan billbo-ardlarda "Bizi birleştir, ayırma" “Tarih karar versin” temalı ilanlar gösteriliyor.

New York, New Jersey, Delaware, Ohio, Maryland, Pennslyvania, Connecticut’tan 50 otobüs kaldırılarak 5 bin kişinin 24 Nisan’da Beyaz Saray önünde toplanması sağlanacak.

Amerikalı Türkler 24 Nisan’da barış vedayanışma içinyürüyecek. Saat 09.00’da Beyaz Saray önünden başlayacak yürüyüşe ABD’nin her köşesinden binlerce Türk vatandaşının ve Türkiye dostu etnik grupların katılımı bekleniyor

“Let History Decide” (Tarih karar versin) sloganıyla

faaliyet gösteren internet sitesi (www.lethistorydecide.

org) aktif hale getirildi.

Bazı Ermeni grupların her yıl T.C. Büyükelçiliği ve

Konutu önünde yaptıkları protestoları dengelemek amacıy-

la 24 Nisan günü Amerikalı Türkler karşı gösteri için hazır

bulunacaklar. Bu yıl ayrıca 14-23 Nisan tarihleri arasında

Büyükelçiliğin önünde nöbet tutulması da planlanıyor.

18 Nisan 2015 tarihinde ABD saatiyle 06.00

a.m.’de başlamak üzere Twitter’da #lethistorydecide

hashtag’i kullanılarak bir kampanya yürütülecek.

Yönlendirme Komitesi nasıl

çalışmalar yürütüyor?

Page 5: Forum usa april 15

Serving the Turkish American community www.forumusa.com Issue 174 • April, 2015 5

FORUM USA“Amacımız: Türklerle Ermenilerin 800 yıl beraber yaşadığını ve tekrar dost olarak yaşayabileceğini belirtmek”

Mehmet Toy

Yönlendirme Komitesi Eş Başkanı Mehmet Toy

Bilindiği gibi Armenian National Committee of America (ANCA) ve taraftarları 2015'i Ermenilerin Osmanlı İmparatorluğu dönemin-deki "tehcir" olayının 100'üncü yıl dönümünü anma yılı olarak ilan ettiler. Bu amaçla da aşağı yukarı tüm eyaletlerin kongre ve senatosunda ve US Kongre ve Senatosu'nda soykırım yapıldığı-na dair kanunlar geçirmek için büyük bir çaba içerisindeler. Son olarak Vermont ve Hawaii'de başarılı oldular. US Kongresi'nde ise Robert Dold (R-ILL), Frank Pallone (D_NJ), ve David Valadao (R-CA) tarafından teklif edilen ve 43 kongre üyesi tarafından desteklenen HR.154 kanun teklifi bulunmaktadır. Kendi tezlerini

anlatmak için çeşitli üniversitelerde konferanslar düzenlediler. Bizim vereceğimiz konferanslara da her zaman engel olmaya çalıştılar.

Amerika'daki Türk dernekleri ilk defa bir araya gelerek tarihimize ve atalarımıza olan bu saldırı ve aşağılamaya karşı sesimizi duyurmak için yürüyüş düzenliyoruz.

Amacımız: Amerika’da yaşayan Türkler ola-rak tüm kanun yapımcılara ve Amerikan halkına bu konunun kanun yapımcılarla ilişkisi olmadı-ğını ve dolayısıyla kanun yapımcıların bu işten elini çekmesini, Ermeni isyanları sonucu çok sayıda Müslümanın hayatını kaybettiğini dola-yısıyla Ermenilerle ortak acılarımızın olduğunu, Türklerle Ermenilerin 800 yıl beraber yaşadığını ve tekrar dost olarak yaşayabileceğini belirtmek.

Amerika’daki Türk dernekleri olarak bu zor dönemi geçirirken, halkımızdan isteğimiz yürüyüşümüze ne yapıp yapıp katılması ve özellikle Nisan ayı içinde kendi eyaletlerindeki kongre ve senato üyelerini ziyaret etmeleri. Halkımızı 24 Nisan’da Washington'a bekliyorum tek yürek ve tek ses olarak dünyaya seslenmek için.

ABD Kongresi’ne, 1915 yılı olaylarının, “tarafsız, yapıcı ve kalıcı Türk-Ermenistan ilişkileri doğ-rultusunda ele alınmasını” öneren karar tasarısı sunulacak ABD Kongresi’nde Cumhuriyetçi Parti Florida Milletvekili Curt Clawson, Kongre’ye su-nulmak üzere, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin

normalleştirilmesi konusunda ABD Başkanı Barack Obama’ya çağrıda bulunulan, 1915 yılı olaylarıyla ilgili karar tasarısı hazırladı. Tasarıda Türkiye’nin önemli bir partner olduğu belirtildi. “Türkiye ve Ermenistan temsilcilerinden oluşan bir görev gücü oluşturulsun” çağrısında bulundu. "

ABD Kongresi’ndeyeni bir

‘1915 Olayları’ tasarısı

Page 6: Forum usa april 15

Serving the Turkish American community www.forumusa.com Issue 174 • April, 20156

ABD’de yapılan bir araştırmada, Müslüman nüfusun diğer dinlere göre daha hızlı ar-tarak, 2050 yılında Hristiyan nüfusunun sayısına yaklaşacağı bildirildi.

ABD’de bulunan Pew Araştırma Merkezi’nin, doğum oranları ve din de-ğiştirme eğilimlerine bakarak oluşturduğu öngörüye göre dünyada en hızlı büyüyen din olarak İslam gösterildi.

Dünya genelinde 2010 yılı rakamlarına göre, 2,2 milyar kişi ile dünya nüfusunun yüzde 31’i Hristiyan. Müslüman sayısı ise 1,6 milyar kişi ile dünya nüfusunun yüzde 23’ünü oluşturuyor.

Pew’in tahminine göre, 2050 yılında dünyadaki Müslüman nüfus, Hristiyan nüfu-sunun sayısına yaklaşacak. Buna göre, güncel demografik eğilimlerin sürmesi halinde 2050 yılında dünya nüfusunun 9,3 milyar olması, Müslüman nüfusun 2,8, Hristiyan nüfusun ise 2,9 milyara ulaşması bekleniyor. Bu min-valde Müslüman nüfusun dünya nüfusunun yüzde 30’una çıkacağı, Hristiyan nüfusun ise 2010 yılındaki oranını koruyarak yüzde 31’de kalacağı tahmin ediliyor.

2010 yılında 13 milyon 860 bin olan Yahudi nüfusunun da 2050’de 16 mil-yon 90 bin’e ulaşması bekleniyor.

Araştırmada Müslüman nüfusun artışındaki en

önemli etkenin genç nüfus ve doğum oranı-nın yüksek olması gösteriliyor. Buna göre, Müslüman kadınların doğum oranı 3,1 iken bu oran Hristiyanlarda 2,7, Hindularda 2,4, Yahudilerde ise 2.3 olarak gösterildi.Hristiyan ve Yahudiler başka inanca geçiyor Araştırmada din değiştirme eğilimlerinin de incelendiği, ancak sadece 70 ülkede yapılabilen çalışmanın dinler arasın-daki geçiş konusunda kapsamlı bilgi vermediği kaydedildi.

Buna göre, 40 yıllık süreçte en fazla din değiştiren topluluğun Hristiyanlar olduğu görüldü. Dünya genelinde 40 milyon kişinin başka inançlardan Hristiyanlığa geçmesi beklenirken, Hristiyanlıktan ay-rılması beklenenlerin sayısı ise 106 milyon.

Yahudiliğin de bu süreçte toplamda 300 bin kayıp yaşayacağı belirtilen araştır-mada, İslamiyetin ise din değiştirme

sonucu toplamda 3 milyon kişi artacağı tahmin ediliyor.ABD’de Müslüman nüfus Yahudi nüfusu geçecek Araştırmada, bölgesel beklentilere de yer verilirken, 2050 yılında Avrupa nüfusunun yüzde 10’unun Müslüman ol-ması, ABD’de ise Müslüman nüfusunun Yahudileri geçmesi bekleniyor.

ABD’de 2010 yılında nüfusun yüzde 78,3’ünü oluşturan Hristiyanların, 2050’de yüzde 66,4’e inmesi, herhangi bir inanca men-

sup olmayanların oranının ise yüzde 16.4’ten yüzde 25.6’ya çıkması ön-

görülüyor. Yahudiliğin de yüzde 1,8’den yüzde 1,4’e düşeceği ül-kede, Müslüman nüfus oranının

yüzde 0,9’dan yüzde 2,1’e çıkacağı tahmin ediliyor.

3 Müslümanı öldürmekle suçlanan Hicks, idamla yargılanacakABD’de 3 Müslüman genci öldürmekle suçlanan 46 yaşındaki Hicks’in idamla yargılanmasına karar verildi

2050’de Müslüman nüfus, Hristiyan nüfusun sayısına yaklaşacakPew Araştırma Merkezi, dünyada en hızlı büyüyen dinin İslam olduğunu belirterek, 2050 yılında Müslüman nüfusun 2,8 milyara, Hristiyan nüfusun ise 2,9 milyara ulaşmasının beklendiğini açıkladı

ABD’de Kuzey Carolina eyaletinde 3 Müslüman gencin ölümüyle suçlanan Craig Stephen Hicks’in (46) idamla yargılanmasına karar verildi.

Kuzey Carolina’nın Chapel Hill kasabasında 3 Müslüman gencin ölümüyle ilgili açılan dava başladı. Durham kentinde görülen duruşmada, Durham County Bölge Savcılığı, cinayetle suçlanan Hicks için idam talep etti. Savcı Jim Dornfried’in ci-nayetin ayrıntılarını sunduğu duruşmada, gençleri öldürmekle suçlanan Hicks de hazır bulundu.

Dornfried davada sunduğu delillerin Hicks’in idam cezasıyla yargılanması için ye-terli olduğunu belirtmesinin ardından Yüksek Yargıç Orlando Hudson, Müslüman gençlerin katilinin idamla yargılanması kararına vardı.

Federal suçların ihlalini araştıran Federal Soruşturma Bürosu (FBI) da olayın nefret suçu olup olmadığı konusunda “paralel ön soruşturma” yürütüyor.

Kuzey Carolina eyaletindeki Chapel Hill ka-sabasında 10 Şubat’ta 23 yaşındaki diş hekimliği öğrencisi Deah Barakat, 21 yaşındaki eşi Yusor Muhammed Ebu Salha ve 19 yaşındaki baldızı Razan Muhammed’i başlarından vurarak öldüren Hicks’e, birinci derece cinayet ve meskun mahalde silah kullanma suçlamalarıyla üç dava açılmıştı.

Stephen Hicks

FORUM USA

Page 7: Forum usa april 15

Serving the Turkish American community www.forumusa.com Issue 174 • April, 2015 7

New Jersey’den New York’a ücretsiz yolculuk etmek mümkünNew Jersey’den New York’a ücret ödemeden gidebilirsiniz. Evet yanlış duymadınız. Ekonomik zorluklar Amerika’da insanları araba paylaşımına yönlendiriyor. Köprü ve tünel ücretlerinin çok pahalı olmasından dolayı, “Car-pool” (Araç paylaşımı) ismi verilen sisteme New York ve New Jersey sakinleri her geçen gün daha çok rağbet gösteriyor

Üç dönem üst üste belediye başkanlığı yapan Bloomberg döneminde ağırlaştırılan vergi ve cezalar New York’luların belini bükerken, New Jersey eya-letinde oturanlar da bu vergilerden dolaylı olarak etkileniyor. New Jersey’de oturup New York’ta çalışanlar, köprü ve tünel ücretlerinin çok pahalı olmasından dolayı arabalarına üçüncü kişiyi alarak geçiş ücretini 15 dolardan 5 dolara (3’te 1’e) indiriyor.

Tek başına yola çıkanlar ise George Washington Köprüsü veya Lincoln Tünel’i girişlerine yakın olan otobüs duraklarından en az iki kişi daha bulmak için bekliyor. Özellikle sabah saatlerinde, George Washington köprüsü girişindeki otobüs durağının önünde yolcu bekleyen uzun araba kuyruklarını görmek mümkün.

Herkes kazançlı“Araç paylaşımı” yapan arabalar köprü ücretini 3’te 1’e kadar indirirken, yolcular da köprüyü ücretsiz geçmiş oluyor. Araç sürücülerinin köprü geçişinde indirimden faydalanmak için “Ez-Pass & Cash” yazan gişeleri tercih etmesi ise omazsa olmazdan şartlardan biri çünkü sadece otomatik geçişler için kullanılan “Ez-Pass” tabelalı gişelerde “Car-pool” indirimi ist-eyeceğiniz gişe memuru bulunmuyor.

“Araba sahipleri aldıklarıyolculardan para istemeyipbol bol da teşekkür ediyor”Araba sahipleri aldıkları yolculardan para istemeyip köprünün diğer ucunda indirirken bol bol da teşek-kür etmeyi ihmal etmiyor. Vatandaşın oldukça sık kullandığı bu uygulama aslında yöneticilerin de işine geliyor. “Araç paylaşımı” sistemi ile, vatan-daş parasını tasarruf ederken, toplu taşıma hizmeti veren belediyelerin de yükü hafifliyor.

Bu işten en çok memnun olan ise New york City Belediyesi. New York’a giren araç sayısı azaldığı için, trafik, park ve egzozdan kaynak-lanan hava kirliliği ile mücadele konusunda da belediye yıllık bütçesinde milyon dolarlarla ölçülebilecek tasarruf gerçekleştirmiş oluyor.

Amerika’daki Türk nüfusunun en yoğun olduğu yerler New Jersey ve New York eyaletleri iken Türk Amerikan toplumu söz konusu uygulamadan pek haberdar değil.

New Jersey’den New York’a hafta içi her gün araba ile giden bir kişi, otopark

ve benzin hariç, günlük 15 dolardan haftalık 75, aylık 1500, yıllık 18 bin dolar köprü parası ödemek durumunda. “Araç paylaşımı” ile bu rakamı 6 bin dolara düşürebilmek mümkün.

Yıllık oranda bir kişiye 10 bin dolardan fazla tasarruf ettirebilecek bu

sistemi New York, New Jersey arasın-da sık seyahat eden toplumumuza duyurmak istedik. Türkiye’de İstanbul başta olmak üzere, İzmir vb. gibi ücretli geçişlerin yapıldığı büyük şehirlerde de benzer uygulamaların yapılması mümkün. ANA (American News Agency)

Türk vatandaşları uygulamadan habersiz

FORUM USA

Page 8: Forum usa april 15

Serving the Turkish American community www.forumusa.com Issue 174 • April, 20158

Eczacıbaşı Vitra Avrupa Şampiyonu olduAvrupa’nın bir numaralı kadın voleybol ligi olan DenizBank CEV Şampiyonlar Ligi’nde şampiyon Eczacıbaşı Vitra oldu

Eczacıbaşı Vitra, Polon-ya’nın Szczecin kentinde oynanan Dörtlü Final maçlarının finalinde, İtalyan Unendo Yamamay takımını

3-0 yendi. Aynı ligdeki ilk finalini 1979-80 sezonunda oynamış ancak ikinci olmuş olan Eczacıbaşı Vitra, 35 yılın ardından oynadığı ikinci final-de ilk kez kupanın sahibi oldu.

Vakıfbank kadın voley-bol takımı da şampiyonayı 3. tamamlayarak bronz madalya

kazandı. Böylece DenizBank CEV Şampiyonlar Ligi’nin şampiyon-luk kupası, son 5 yıl içinde 4. kez Türkiye’ye gelmiş oldu.

Vakıfbank kadın vo-leybol takımı 2011 ve 2013 yılında, Fenerbahçe Universal de 2012 yılında Avrupa Şampiyonu olmuştu.

“Engelleri Kaldıralım” projesi kapsamın-da Dünya Engelliler Vakfı (DEV) Türkiye ile Amerika’nın önde gelen engelli derneklerinden Los Angeles Batı Yakası Bağımsız Yaşam Merkezi, Westside Center for Independent Living (WCIL) kardeş dernek oldu.

5 -9 Mart tarihleri arasında DEV Türkiye Başkan Yardımcısı Necdet Öztürk ve proje yöneticilerinden Ömer Kalli Türk yardımseverlerin desteği ile Amerika’ya geldi. DEV Türkiye yetkilile-ri, Amerika’daki seyahatleri kapsamında engellilerle ilgili çalışma yapan kurum ve kişilerle bir dizi görüşmelerde bulun-du. Yetkililer Santa Monica Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürü  Phil Brooks ve Toplum ve Kültürel Hizmetler Yöneticisi  Judith Meister ile engel-liler için özel tasarlanmış “Evrensel Erişilebilir Oyun Parkı’nı ziyaret ettil-er. Parkın yapım ve planlama aşamaları hakkında detaylı bilgi aldılar.

Engellilerin kumsalda kullanacak-ları  özel tasarım akülü arabayı  Santa Monica kumsalında test eden DEV Türkiye Başkan Yardımcısı Necdet Öztürk “Bu yaşıma geldim, ben böyle bir duygu yaşamadım, dünyadaki mi-lyonlarca engellinin bunu yaşamasını çok isterim. Emeği geçenlere çok teşek-kür ederim” dedi.

Avrupa’nın bir numaralı kadın voleybol ligi olan DenizBank CEV Şampiyonlar Ligi’nde şampiyon Eczacıbaşı Vitra oldu

Türkiye’den Los Angeles’a engelleri aşmaya geliyorlar

Los Angeles’ta yaşayan Türk yardımseverler “Engelleri Kaldıralım” projesi ile başkanlığını Metin Şentürk‘ ün yaptığı Dünya Engelliler Vakfı Türkiye yetkililerini Los Angeles’taki dernek ve belediyelerle buluşturuyor. İyilik hareketi, giderek büyüyor

New York’tan da destek bekleniyor Birlikte yapılabilecek projeler hakkında bilgi alışverişinde bulunan heyet, Santa Monica Belediyesi ile Türkiye’de muadil bir belediyenin “kardeş belediye” olmasını sağlamak için çalışmalar yapılmasını kararlaştırdı.Projeye Türk nüfusunun yoğun olarak bulunduğu New York ve New Jersej gibi eyaletlerden de destek bekleniyor.

Başak Travel şirketi sahibi hayırsever iş adamı Mustafa Başak‘ın öncülüğünde ve sponsorluğunda planlanan projeye; Türkiye Cumhuriyeti Los Angeles Başkonsolosu Raife Gülru Gezer, Türk Hava Yolları Batı Yakası Müdürü Fatma Yüceler ve iş adamı Evren Uğurbaş da destek veriyor. Alaturkaonline.com

FORUM USA

Page 9: Forum usa april 15

Serving the Turkish American community www.forumusa.com Issue 174 • April, 2015 9

Ticarette başarının sırrı: Tanıtım Dr. Murat Yeşil

Ticaret, kendi başına yapılabilecek bir faaliyet değildir. En basit anlamda bir alışverişin gerçekleşebilmesi için, alınıp satılacak bir ürünün üretilmesi veya sunulacak bir hizmetin ortaya ko-nulması, bu ürün ve hizmetin halka tanıtılması ve bir satıcının bu ürünü ya da hizmeti bir müşteriye satması gerekir. Sözün kısası, bir alışveriş ya da genel anlamıyla ticaret :

a) Ürün veya hizmet üretimi b) Tanıtım, c) Satıcı d) Alıcı

gibi dört temel ögenin birlikte gerçekleştirdikleri bir faa-liyettir. Bu ögelerden birisi devre dışı kalırsa ticarette başarıya ulaşabilmek mümkün değildir.

“Tanıtım” ticaretin olmazsa olmazıdırTanıtım, ticari bir kavram olarak, “herhangi bir ürünün

veya hizmetin tüm özellikleriyle hedef kitleye, yani potansiyel müşteri kitlesine anlatılması olarak ifade edilebilir. Tanıtım, söz, yazı, resim ve video filmler ile yapılabilir. Hangi tanıtım tekniği-nin hangi durumda kullanılacağı, tanıtımı yapılması düşünülen ürün veya hizmetin hedef kitlesine göre tespit edilir.

Tanıtımda kullanılacak teknik, önemlidir. Ancak ondan daha önemli olan şey, hedef kitleye verilecek mesajın tespit edilmesidir. Reklamcılık alanı uzmanları, tanıtılacak ürün veya hizmetin piyasada tutunup tutunamayacağı konusunda, tanıtım faaliyeti sırasında verilecek mesajın önemli bir rol oynadığı ifade etmektedirler. Bu yüzden, herhangi bir reklam tasarımı veya reklam filmi hazırlanırken, en fazla zaman, tanıtımı yapılacak ürün ve hizmet ile ilgili olarak hedef kitleye verilecek mesajın bulunması konusuna ayrılmaktadır.

Tanıtımın hangi mecrada yayınlanacağı konusu da önem-lidir. Bilindiği gibi, ürün ve hizmetlerin tanıtımı kitle iletişim

araçları olarak adlandırılan gazete, dergi, radio, televizyon ve benzeri medya organlarında yapılmaktadır. Bunlara tanıtım dilinde “reklam mecraları” ya da “reklam ortamları” denir.

Her ürün, her reklam mecrasında yayınlanmaz. Örneğin, sadece bir şehir sınırları içinde dağıtımı yapılan bir ürün, doğal olarak sadece o şehir içinde bulunup satın alınabilir. Böyle bir ürünün tanıtımı için tüm ülke çapında yayınlanan bir gazete kul-lanılmaz. Ürünün dağıtımının yapıldığı şehirde yayınlanan yerel gazete, dergi, TV kanallarından biri veya birkaçı tercih edilir.

Bu tercih yapılırken, yani ürün ve hizmet tanıtımının hangi yayın organında yapılacağına karar vermeden önce iki hususa dikkat edilmesi gerekir

Seçilecek yayın organı, ürün ve hizmetin sunulacağı hedef kitleye ulaşabilecek bir dağıtım ağına sahip midir? Seçilecek yayın organı, okuyucunun güvenini kazanmış bir yayın organı mıdır?

Türk Amerikan toplumunu, hedef kitle olarak alacak bir ürün veya hizmet sunumu da bu noktadan hareketle, ABD’de Türklerin yaşadığı tüm eyaletlere abone, elden dağıtım, bayi dağıtımı ve kargo yoluyla dağıtılan bir yayın organını seçecektir.

FORUM, 12 yıldır başarıyla sürdürdüğü yayın hayatıyla bu kıstaslara uygun bir reklam ortamıdır.

Merhaba

Dr. Murat Yesil

[email protected]

HABER, REKLAM VE HER TÜRLÜ ETKİNLİK DUYURULARINIZDA BİZE ULAŞMAK İÇİN;

HABER MERKEZİ:(844) 519 0075

[email protected]

REKLAM SERVİSİ: (201) 654 3978

[email protected]

Amerika’daki Türk toplumuna yönelik 2003 yılından bugüne kesintisiz olarak yayım hayatına devam eden FORUM USA Gazetesi, Amerika’nın çeşitli bölgelerinde yaşayan Türklere ulaşmaya devam ediyor.

İlk çıktığı günden beri, tarafsız, doğru ve ilkeli habercilik anlayışı ile, herke-sin görüşüne saygı duyan ve Türk Amerikan medyasına profesyonel anlayışı getiren FORUM USA, bu öncü misyonunu 12 yıldır sürdürmekte. Forum USA Gazetesi olarak dağıtım ağı ve noktalarımızla, internet kanalı ve sosyal paylaşım alanlarımızla Amerika’daki Türklerin olduğu her yere ulaşıyoruz.

www.forumusa.com sitesi; hem gazetemizin dijital ortamda aylık olarak yayınlandığı hem de güncel gelişmelerin paylaşıldığı diğer bir yayın organımız.

Birbirinden haberdar etmek istediğimiz Türk toplumu, yani siz okuyucu-larımız, kuruluşlarımız, şirketlerimiz, toplum kanaat önderlerimizin de bizlere ulaşmasını ve haber değeri olduğunu düşündüğü her konuyu gazetemizle paylaşmasını rica ediyoruz. Böylece önemli bir haber ağı ve iletişim ağı kuracağımıza inanıyoruz.

FORUM USATurkish American NewspaperFORUM USA

Turkish American Newspaper

forumgazetesi @forumgazetem

www.ForumUSA.com

www.Travidition.comingilizece gezi dergisi

Publisher

Murat Yeşil, Ph. D.

Editor-in-Chief

İsmail Yeşil

Managing Editor

Arzu [email protected]

[email protected]

Correspondent

Yasemin Ö[email protected]

Marketing Director

Necmi Bahçe

Advertising Manager

Mehmet [email protected]

(973) 445-6552

New York Advertising Representative

Yasemin Ö[email protected]

(646) 779-4550

Representatives

Necmi Bahçe - AnkaraHayrettin Turan - İstanbulFeramiz Gökdemir - İstanbulOlgu Durmus - New YorkMustafa Bașak - Los AngelesFatih İstanbullu - Chicago

FORUM USAREKLAM & İLAN SERVİSİ

Office: (201) 654-3978Toll Free: (844) 519-0075

Reklamlarınız için: (646) 779-4550

[email protected]@forumusa.com

1 Bridge Plaza N, Suite #275Fort Lee, NJ 07024

FORUM USA, Turkish American Newspaper is published monthly (12 issues each year) by FORUM USA Newspaper LLC at 1 Bridge Plaza N, Suite #275, Fort Lee, NJ 07024.

Toll Free: (844) 519-0075

FORUM USA, Turkish American Newspaper does not in any way shape or endorse, condone, or is responsible for any opinions, advertisements, misprints, typos, and/or publication errors.

FORUM EDİTORYAL

Page 10: Forum usa april 15

Serving the Turkish American community www.forumusa.com Issue 174 • April, 201510

FORUM EDİTORYAL

Bilgisayar oyunları ve çocukalımız üzerindeki etkileri

Çocukluğum bilgisayar çağına denk gel-mişti ama 16 yaşıma kadar bilgisayarım olmadı. O dönem atari oyunları çok yaygın-dı. Tetris’ten başka atarim olmadı. Gelişen teknolojiye ait diyebileceğim, sadece pilli bir bebeğim vardı. Emziğini ağzından çıkarınca ağlamaya başlardı, o da bir çocu-ğu ne kadar eğlendirebilirse artık! Maddi olanaksızlıklardan değil, anne ve babamın daha sağlıklı çocuk yetiştirme düşünce-sinden dolayı teknolojiden uzak yetiştim. O dönem için eksikliğini de fazla hisset-medim doğrusu çünkü İstanbul’da (orta halli) bir mahalle ortamında büyüdüm. Çocukların sokaklarda gönül rahatlığıyla oynayabildiği bir dönemdi. Okuldan gelir, hızlıca ödevleri bitirir, üst komşumuzun kızı Derya’nın, karşı apartmanda oturan arkadaşım Elizabeth’in (Türk-Ermeni çocuklar bir arada büyüdük) “Güüülll, hadi oyun başlıyor!” çığlıklarıyla kendimi sokakta bulurdum. Yedikule, yakartop, ip atlama, yağ satarım-bal satarım, tekerle-me ezberleme vs… İnsanı öylesine içine çeken, onu bambaşka dünyalara götüren oyunlardı ki onlar, oyuna dalıp tuvaletinin geldi-ğini son anda fark edip, çocukluğunda altına ka-çırmayan yoktur sanırım. Bir de dilimiz damağı-mıza yapışıncaya kadar susardık. Susardık da, su içmeye gidemezdik. Kim beş kat merdiveni çıkıp su alacak Allah aşkına! Hem o oyun yarıda bırakılır mı? Bırakamazsın ki! “Anneeeee, ne olur sepetle bir şişe su uzatır mısın?”

Teknolojiyle gelen sanal dünya ve onun getirdiği sanal oyunlar değildi benim eğlen-cem. Sokaklarda arkadaşlarımla saatlerce dalıp gittiğim oyunlar ve anne-babamın

benim için aldığı kitaplardı hayal dünya-mın gelişmesine ve insanlarla iletişimimin güçlenmesine yardımcı olan. Bu sebeple, çocukluğumu yaşayabilmeme yardımcı ol-dukları için anne ve babama teşekkürü hep borç bilmişimdir.

Er ya da geç, teknolojiyle tanıştık. Belki birçok arkadaşıma göre 16 yaşında tanışmam çok olmuştu. İtiraf ediyorum, en az 3-0 yenik başlıyorsunuz yarışa. Ben daha tuşların (harflerin) yerini bulamazken, arkadaşım ofis programlarıyla tanışmış, Word’de yazdığı yazının altına resim ek-lemenin bazı inceliklerini anlatıyor. Ben daha bilgisayarda oyun nedir bilmezken, arkadaşım bilgisayar başında, satranç oy-nuyor. Onu gözümde öyle büyütmüşüm ki, sanırsın ünlü Rus satranç oyuncusu Kasparov vardı karşımda. Ne de olsa, ben-den yıllar önce bilgisayar ile tanışmıştı. Ancak; eğer azimliyseniz, biraz da ilginiz varsa aradaki açığı bir-iki sene içerisinde kapatabilirsiniz. Yeter ki bilgisayarın ve oyunlarının sizin için faydalı yönlerini öğ-renmeye bakın.

Teknoloji ve çocuklarGünümüzde teknolojiye, bilgisayara ve bunlarla birlikte gelen sanal oyunlara bakış çok değişti. Teknoloji, insanlığın ayrılmaz bir parçası haline geldi. Artık tamamen ona bağlı bir hayat yaşıyoruz. Hayatımızı kolaylaştırdığı kadar, bizi kendine mah-kum bırakıp, esir de edebiliyor. İşin en acı tarafı, bu esaretin yaş ortalaması dünya genelinde 4’e kadar düşmüş. Yani, 4 ya-şındaki bir çocuk, teknolojinin adeta esiri olabiliyor.

İlk bilgisayar oyunu 1970’lerin başında üretilmiş. Bugün, bilgisayar oyunları eğlen-ce dünyasında 12 milyar dolarlık bir paya sahip. Hal böyle olunca, üretici firmalar

böylesine büyük bir kar marjını kaybet-mek istemiyor. Aksine sosyal ve psikolojik hatta kendi meslek etiklerini hiçe sayarak insanoğlunu daha fazla nasıl bu oyunlara bağımlı hale getiririz düşüncesiyle mesai

harcıyorlar ve başarılı da oluyorlar.

Yapılan araştırmalara göre, bilgisayar oyunu oynayan çocukların yüzde altmış yedisi bağımlı hale geliyor. Uzmanlara göre bağımlılık belirtileri şöyle sıralanıyor:

Birçok çocuk bilgisayarda oyun oynar. Bağımlı çocukların durumu ise farklıdır. Eğer çocuğunuz;

• Bilgisayar karşısında vaktinin çoğunu geçiriyorsa, oturduğunda uzun süreli kalıyorsa,

• Gerçek hayattaki oyunları oyna-mıyor ve sevdiği başka etkinlikleri yapmıyorsa,

• Bilgisayar ile vakit geçirmediği zaman sıkılıyor ve huzursuz oluyorsa,

• Ödev yapması ve ders çalışması gere-ken zamanı bilgisayarla geçiriyorsa,

• Bilgisayarı sosyal faaliyetlerine ve arkadaşlarına tercih ediyorsa,

• Öğretmenleri de çocuğunuzla ilgili farklılıklar gözlemlemişlerse, bağımlı-lıktan şüphelenebilirsiniz.

Bu bağımlılığın çocuğa verdiği zarar ise büyük boyutlarda:

• Bir karakterin öldürüldüğü ya da zarar gördüğü bilgisayar oyunları saldırgan duygu, düşünce ve davranışlarda artışa yol açıyor.

• Çocuğun sosyal ilişkilerini olumsuz etkiliyor. Şiddet içerikli oyunlar sosyal davranışlarda (örneğin yardımseverlik, vb) azalmaya yol açıyor.

• Okul hayatına adapte olmakta zorluk çekiyorlar. Bilgisayar başında geçirilen zaman arttıkça akademik başarıda da azalma görülüyor.

• Bağımlısı olduğu oyun şiddet içerikli ise, çocuğun fiziksel güç kullanımında artışa yol açıyor.

• Oyunlar ile geçirilen zaman arttıkça obezite riski de artıyor.

Peki bilgisayar oyunlarının hiç mi faydası yok? Tabii var.

• Oyunlar yeni şeyler öğrenme fırsatı yaratıyor. (Tarihi kavramlar, coğrafi bilgiler, vb)

• Zihinsel yeteneklerde artışa neden oluyor. (Kognitif ve algısal düzeyde )

• Çocuk ve ergenlerin yaşıyor oldukları çatışmaları açığa vurmalarına yardım ediyor. (Aile içi şiddete maruz kalan bir çocuğun saldırganca eğilimlerini oyun yoluyla açığa çıkarabilmesi, vb)

• Yaratıcılık gelişiyor. • Sosyal davranışları destekleyen oyunlar

yardımseverliği artırıyor, saldırgan tutum ve davranışlarda azalmaya yol açıyor.

• Eğitim amaçlı kullanıldığında ders

içeriğinin anlaşılmasını kolaylaştırı-yor. (Örneğin geometrik şekillerin üç boyutlu aktarılması, vb)

Ancak; oyunlar bu kadar masum değil! Ebeveyn kontrolü dışında kalan çocuklarda yukarıda da bahsettiğimiz “bağımlılık” oluşu-yor. Bağımlılık ise, olumlu etkileri siliyor.

Maalesef ki, bu bağımlılığa en büyük etken biz anne-babalar oluyoruz. Bazen çocuklara ayıramadığımız vakit yüzünden, bazen ise eş-dost-akrabalarla bir araya gelip, çoluk çocuk gürültüsü işitmeden, şöyle rahat rahat iki lafın belini kıralım diye ellerine tutuşturuyoruz tabletleri, te-lefonları. Başta bizler bağlanmışız zaten onlara. Yüklemişiz telefonlarımıza sosyal medya adına ne var ne yoksa. Yirmi dört saat elimizin altında. Kaçımız en fazla iki saat telefonuna bakmadan durabiliyor? Kaçımızın telefonunda sosyal medya uygu-laması yüklü değil? O halde çocuklarımızı biraz da biz getirmiyor muyuz bu hale?

Anne–baba ve öğretmenler neler yapabilir?

• Aileler çocuklarının oynadığı bilgisayar oyunlarının içeriğini ve çocuklarının bilgisayar oyununa ayırdığı zamanı denetleyerek, oyunların olumsuz etkilerine karşı çocuklarını koruyabilir ya da bu etkiyi azaltabilir.

• Ebeveynler çocuklarının oynadıkları bilgisayar oyunlarını onlarla birlikte oynamak için zaman ayırabilir bu da çocuklarıyla iletişimlerini artırır.

• Çocuklarınızın bilgisayar oyunları oynayarak geçirdiği zamanı sınırlan-dırmak tamamen yasaklamaktan daha doğru olacaktır.

• Çocuğunuzun bilgisayar oyunları ile geçirmesi gereken ideal süreyi onun hayatına başka hobiler ve ilgi alanları katarak kontrol edebilirsiniz. (Spor, müzik, resim vb. faaliyetler)

• Küçük yaş grubundaki çocukların bilgisayar oyunları oynayarak geçirdiği zamanı sınırlandırmak fiziksel ve duygusal gelişimlerini olumlu yönde etkileyecektir.

• Bir de en önemli ve son olarak, önce-likle biz büyükler bu teknolojik aletleri ve oyunları elimizden düşürmeliyiz. Çünkü, çocuklar duyduklarını değil, gördüklerini işler!

Gülzade OKTAY

GÜL BAHÇESİ Çocuklarımız; eğitimleri, gelişimleri, psikolojileri, ABD› deki çok dilli ve çok kültürlü hayatları...

Page 11: Forum usa april 15

Serving the Turkish American community www.forumusa.com Issue 174 • April, 2015 11

FORUM USA

Special Report to Forum USA Robert J Bonsignore“On the issue of Ukraine,  Europe, and America have pushed Russia into the arms of China, Iran, and Assad!” declared Dr. Stephen Cohen, Professor Emeritus of Russian Studies: “And the Ukraine people just don›t get it in their patriotic quest to join the EU and bring NATO into Ukraine!”

“President George W Bush upset the regional balance of power by invading Iraq and deposing Saddam Hussein!” claimed former Chairman Jay Rockefeller of the U.S. Senate Intel-ligence Committee: “So now you have Iran dominating the region.”

“When Saddam Hussein invaded Kuwait he promised King Hussein of Jordan the Saudi crown! Iran then would be isolated!” claimed a member of the forum audience.

“I will not allow Israeli warplanes to cross the Arabian Gulf and attack Iran!” stated President Obama: “Our aircraft carriers are there to keep the peace!”

“Israel was never at war with Iran and we don›t want them to attack and start a regional war!” the Saudi Ambassador told Professor Ben-Meir at a NYU Forum.  Recently Ben-Meir claimed “Netanyahu has no vision where Israel will be ten years from now!”

Prose: “Nothing is certain except that nothing is certain. And of this I am certain!”

I reached President Obama on his private Blackberry and asked for a scoop on Iran: "We don't have a Treaty, don't have an Agreement, and we sort-of have an Understanding on our way to the June 30 final Solution! Recall that John Ken-nedy similarly had an Understanding to remove Jupiter missiles from Turkey during the Cuban missile crisis. So now you can say we had a success for now!"

"The Mutually Assured Destruction

(MAD) policy worked during the Cold War and Iran would be MAD to attack Israel since Israel could destroy Iran. So Netanyahu should not worry and be so hysterical!"

He put John Kerry on his Blackber-ry: "I speak fluent French and German which makes me a natural internation-al negotiator. I've rented a hotel suite in Switzerland and may stay after we reach a final solution. It's pleasant and

reminds me of the Austrian Alps where my grandfather was born!"

Obama took back his phone: "I'm vis-iting Kenya in July to reconnect with my roots and those of my father. He would be proud of me!" I warned him about those who still believe he was born there.

"I hope me and my family being Christians won't be targets of Somalian terrorists who use religion to stir up a

civil war!" he mused."I will be active after leaving office

and may become Secretary-General of the United Nations." he confided: "But first I'd have to reclaim my Indonesian citizenship where I grew up. I speak the language fluently."

He hung up suddenly and my return call was blocked. I wanted to wish him a Happy Easter. Instead I said to myself: "Tall tales can be short."

I reached President Obama on hisprivate Blackberry and asked for ascoop on Iran

“On the issue of Ukraine, Europe,and America...”

Page 12: Forum usa april 15

Serving the Turkish American community www.forumusa.com Issue 174 • April, 201512

FORUM EKONOMİ

Washington'da "Ulusal Kiraz Çiçeği Festivali"Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Su ve Hayvansal Ürünler Sektör Kurulu ile Akdeniz Su ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Başkanı Ali Can Yamanyılmaz, Türk su ürünlerinin bilinirliğinin ABD pazarında her geçen gün arttığını bildirdi.

Yamanyılmaz, yazılı açıklamasında, Türk Hava Yolları’nın geçen yılın mayısta başlattığı İstanbul-Boston uçuşlarının, ABD’ye su ürünleri ihracatını rekor seviyede arttırdığını belirtti.

Su Ürünleri Tanıtım Grubu’nun da bu etkiyi desteklemek için 15-17 Mart’ta Boston’da 34’üncü-sü düzenlenen Kuzey Amerika Su Ürünleri Fuarı’na katılarak, 2 bin 500 kişiye levrek ve çipura tattırdığı-nı aktaran Yamanyılmaz, şöyle devam etti:

“Türk su ürünlerinin bilinirliği, ABD pazarında her geçen gün artıyor. Bu ülkeye ihracat yapan fir-ma sayısında son yıllarda artış olduğu. Bu da toplam ihracatımıza yansıdı. 2013 yılında ihracatımız yüzde 40 artışla 11,6 milyon dolara yükseldi. Türkiye’nin ABD’ye su ürünleri ihracatı 2014 yılında yüzde 66 artışla 19,3 milyon dolara ulaştı. Özellikle levreğe yoğun ilgi var. Önümüzdeki yıllarda bu pazardaki konumumuz çok daha güçlenecek

www.istanbulrestaurant.menu

Washington'ın geleneksel "Ulusal Kiraz Çiçeği Festivali" geçit töreni, başkentlil-erin yoğun ilgisini çekti.

Başkentte baharın habercisi olan kiraz ağacı çiçekleri, Washington’ın 80 yıldır en görkemli festivalinin de simgesiyken, "Ulusal Kiraz Çiçeği Festivali"nin en renkli kısmını ise geleneksel geçit töreni oluşturuyor.

Bu yıl, dev kiraz çiçekleri maketleri taşınan törende, dansçılardan palyaçolara, gelinlerden kimonolu Japonlara, çeşitli sivil toplum kuruluşlarından okul öğren-cilerine, farklı gruplar birbirinden değişik kostümlerle yürüdü.

Yoğun katılımın görüldüğü törenin ardından Amerikalılar, Washington anıtı ve çevresini gezerek fotoğraf çektirdi.

Washington'a kiraz ağaçları, ilk olarak Tokyo ile "kardeş şehir" olmasının ardından, 1912'de Japonya tarafından gönderildi.

Japonya'nın hediyesi olan 3 bin kiraz ağacı, önce başkent Washington'un ulusal park alanındaki Tidal Göleti'nin çevres-ine dikilirken, yıllar içinde şehrin başka bölgelerine dağıldı. Şehri her bahar pem-benin tonlarına bürüyen kiraz ağaçları, bu yönüyle 1930'lu yıllardan itibaren kentin sembolü haline geldi.

Türk su ürünleri ABD pazarında etkinliğini artırıyor“Türkiye’nin ABD’ye su ürünleri ihracatı 2014 yılında yüzde 66 artışla 19,3 milyon dolara ulaştı”

Page 13: Forum usa april 15

Serving the Turkish American community www.forumusa.com Issue 174 • April, 2015 13

FORUM USA

Amerika başta olmak üzere uluslararası çevrelere 1915 olaylarını ‘soykırım’ olarak kabul ettirmeye çalışan Ermeni diaspoarası, 24 Nisan 1915 Ermeni Tehciri’

nin 100’ üncü yıl dönümü olması nedeniyle, önceki

yıllara göre çok daha yoğun ve sistemli bir propaganda kampanyası yürütüyor Forum USA’ nın tarihi belge ve tarihçierin araştırmalarına dayanan özel dosyası ‘soykırım’ iddialarına cevap niteliği taşıyor

• Hala dünyayı oyalıyor

• Gerçek hikaye nedir?

• Bu dosyada bütün sorularıncevaplarını bulabilirsiniz

Birinci Dünya Savaşı’nda daha önce görülmemiş boyut-ta bir felaket yaşandı. En az 16 milyon insan hayatını kaybetti, 20 milyon insan yaralandı. Birinci Dünya Savaşı’ndan önce ise Avrupa sömürgeciliğinin ve milliyetçilik akımının Osmanlı İmparatorluğu’na sızmasına bağlı olarak Osmanlı ordusundaki asker sayısında ve ülke nüfusunda büyük oranda düşüş olmuştu. Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılma döneminde yaklaşık 5 mil-yon vatandaşı Balkanlar ve Kafkaslardan, atalarının evlerini terk etmek zorunda kalmış, Anadolu ve İstanbul’da sığınak bulmuştu.

FORUM USATurkish American Newspaper

YILLIK HIKAYE

1915 – 2015

1915 tarihinin geri planı

100

Ayrılıkçı Ermeni aktiviteleri desteklendi Birçok masum kişinin hayatını kaybetmesi ve anavatanlarından ayrılmaları savaşın ortak kaderiydi. Şimdiye kadar 1915 olaylarına yönelik öz eleştiri ve karşılıklı empatiye zarar veren, tarihi gerçeklerle bağdaşmayan anlatılar, iddialar ve uzlaşmaz bir tutum sergilendi.

Page 14: Forum usa april 15

Serving the Turkish American community www.forumusa.com Issue 174 • April, 201514

FORUM USA

Suçsuz Türklerin öldürülmesi, evlerinin talan edilmeleri ve Osmanlı ordusuna yönelik saldırılar “ tehcir-yer değişimi” kararının alınmasını zorunlu hale getiren etkenlerdi

Kilikya’da İngiliz ve Fransız ordularının Osmanlı’ya karşı denizden saldırıları birçok Ermeni tarafından desteklendi

Türk ve Ermeni görüşlerini uzlaştırmak amacıyla trajedinin nasıl olduğu, tarihin gerçek bağlam ve dinamikleri, neden ve sonuçlarınin objektif bir şekilde incelenmesi gerekli.

19. yüzyılın ikinci yarı başlangıcında Rusya, emperyalist politikası sonucu; Osmanlı İmparatorluğu’nun zayıflaması ve bölünmesi için ayrılıkçı Ermeni grupları ve isyanlarını destekledi. Bu durum, Müslüman Osmanlı halkının çoğunluğunu oluşturan topraklarda bulunan milliyetçi Ermeni gruplarının daha fazla radikalleşmelerine ve ordulaşmalarına neden oldu. Ermeni provokasyonları geniş alanlara yayıldı. Rusya’nın desteklemesi ile Kuzeydoğu Osmanlı cephe hattının arkasın-da bulunan Van bölgesindeki Türk köyleri saldırıya uğrayıp 1915 baharında ateşe verildi.

Buna karşılık Osmanlı Hükümeti Rus ordusuna direkt olarak avantaj sağlayabi-lecek askeri stratejik ihtimaller üzerine, savaş alanına yakın bölgelerde ikamet eden Ermeni halkınının Osmanlı ordusuna ait destek ve ulaşım yollarından uzakta bulunan güneydeki Osmanlı illerine yer değiştirilmesini ön gören kanunu yürürlüğe koydu.

Rusya ile iş birliğinden şüphelenilen bazı Ermeniler de savaş alanından uzakta olsalar dahi zorunlu yer değişimine dahil edildiler.

1915 yılının Şubat ayında, Osmanlı ordusuna saldırıda bulunan, savunmasız Türk halkını yağmaladıktan sonra öldüren, Zeytun’da yuva-lanıp Hınçak çete üyeliği yapan aynı zamanda örgüte destek gitmesini sağlayan Ermenilerin taşınması kararı alındı. Yer değişimi 10 Ni-san’da başladı. Askeri güçlerin ev ev yaptığı aramalarla şehirdeki Ermeni nüfusu boşaltıldı. Osmanlı Hükümeti; güvenlik güçlerini, toprak-ları içinde bulunan isyancı Ermenilere yönelik gayet iyi bilgilendirdi.

Osmanlı Hükümeti; isyan ederek düşmana yardım eden ayrılıkçı Ermenilerin cephelerde ve iletişim hatlarında tehdit unsuru oluşturmaları nedeniyle “yer değişimi” için karar vermeye mecbur oldu. Bu karar, Osmanlı Devleti’nin varlığını tehdit eden bir Ermeni isyanının so-nucuydu ve uzun süreli bir uygulama değildi.

Türklerin silahsız sivil vatandaşları; çocuk, kadın ve yaşlı erkekleri ayrılıkçı Ermeniler tarafından ağır şiddete maruz kaldı. Bu arada Er-menilerin desteklemesi sonucu Osmanlı ordu-ları Ruslar tarafından Doğu Anadolu’da İngiliz

ve Fransızlar tarafından ise deniz operasyonları ile Kilikya üzerinde geri püskürtülüyordu.

“Tehcir: İlgili geçici kanun, savaş sırasında hükümetin askeri güçlerine karşı olan-lar için alınmıştır” kararı, 27 Mayıs’ta Bakanlar Kurulu tarafından onaylanarak üç gün sonra yürürlüğe girdi. Bu yasa, geçici süreyle alınmış tedbir kararı olarak adlandırılmıştır çünkü kurulun savaş hali dışında karar almada yetkisi bulunmuy-ordu. 15 Eylül’de tekrar toplanan meclis, yasayı onayladı.

Osmanlı Hükümeti “yer değiştirme” ye tabi tutulanlar için bakım, korunma ve yeterli şekilde beslenmeleri gerektiği konusunda net bir planlama yaptıysa da bu değişim sırasında birçok Erme-ni vatandaş derin acılara maruz kaldı. Savaş koşulları, şiddetli iç çekişmeler; yerel grupların intikam peşine düşme-si, eşkıyalık, kıtlık, salgın hastalıklar ve çöken devletin genel kanunsuzluk ortamı gibi nedenler bir araya gelerek beklenmedik, istisnai durumların ortaya çıkmasına neden oldu. Ermeni nakil konvoylarına karşı işlediği suçlar tespit edilen bazı itaatsiz Osmanlı yetkilileri Osmanlı askeri mahkemeleri tarafından yargılandı. Tarihi belgeler kanıtlıyor ki; Osmanlı Hükümeti aldığı nakil önlem-leriyle ve ardından itaatsizce davranan olayların faillerini yargılayarak tehcir sırasında yaşanan olayları hiçbir zaman desteklemedi. Birinci Dünya Savaşı sona ermeden çok önce 1916 yılında tehcir sırasında güvenliği sağlamakla görev-li itaatsiz devlet yetkilileri, hükümet

kararına uymayan siviller askeri mah-kemede yargılanarak suçlu bulundu ve idam cezasına mahkûm oldu.

1996 yılında İçişleri ve Dışişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan belge-lere göre 19 Şubat, 12 Mart ve 22 Mayıs tarihlerinde 1763 sanık askeri mah-kemede yargılandı. Duruşmadaki 524 iddianame, 67 infazla sonuçlandı.

Yahudi soykırımının yargılandığı Nuremberg’deki Nazi davaları ile karşılaştıracak olursak, Nazi davasın-da sadece 12 kişi idam edildi. Nürn-berg’in aksine, Osmanlılar kendi rızalarıyla soruşturdukları duruşma-ların sonunda Ermenilerin yer değişimi esnasında onları korumakla sorumlu 67 ordu mensubu personeli-ni, görevlerini yerine getiremedikleri için idam etti. Bu davanın yapılmış olması dahi Osmanlı Hükümeti’nin sivil Ermeni halkının yer değişim-lerindeki güvenliklerinin sağlan-ması konusuna çok önem verdiğini kanıtlamaktadır.

Yahudi soykırımının yargılandığı Nuremberg’deki Nazi davaları ile karşılaştıracak olursak, Nazi davasında sadece 12 kişi idam edildi. Nürnberg’in aksine, Osmanlılar kendi rızalarıyla soruşturdukları duruşmaların sonunda Ermenilerin yer değişimi esnasında onları korumakla sorumlu 67 ordu mensubu personelini, görevlerini yerine getiremedikleri için idam etti. Bu davanın yapılmış olması dahi Osmanlı Hükümeti’nin sivil Ermeni halkının yer değişimlerindeki güvenliklerinin sağlanması konusuna çok önem verdiğini kanıtlamaktadır.

Ermeni konvoylarına karşı suç işlemişOsmanlı görevlileri hakkında kovuşturma

Ermeniler tarafından soykırım tezi sahte

belge ve fotoğraflarla desteklenip geniş al-

anlara yayılmayı başarmış olsa da bu iddi-

alar birçok soru işeretini içinde barındırıyor.

Özellikle iddia edilen ‘nüfus’ rakamları son

derece şüpheli. 1915 olaylarının “soykırım”

olarak tanınmasına yönelik açılan davalar-

da da bu şüpheli agümanlara defalarca re-

ferans olarak başvurulduğu gözlemleniyor.

Soykırım iddiasının ciddi eksiklikleri

işaret ediyor olması; Ermenilerin büyük

acılar çekmediği anlamına gelmez. Aslında

birincil sorun rakamlar değildir. Çünkü ma-

sum ölümlerin en küçüğü dahi trajedidir.

Aynı dönemde milyonlarca Müslüman Os-

manlı ölümünün Batı tarihinde sıklıkla göz

ardı edilmesi çok sayıda Ermeni ölümünü

görmezden gelmeye veya küçümsemeye

sebep teşkil etmez. Soykırım iddiasın-

da Türklerin kayıplarını reddederek

ısrarla sadece Ermenilerin tecrübelerini

tanımlamak hayatlarını kaybedenlerin

anılarını onurlandırmanın yolu ol-

madığı gibi tarihsel kayıtların da doğru

yansıması değildir.

TemsiliErmeni mülteciler

Ermenilerin taraflı olarak

sundukları soykırıma hayır

demek, Ermenilerinacı çekmediğianlamına gelmez !

Açlık, yoksulluk ve salgın hastalıklar I. Dünya Savaşı’nın gerçekleriydi

Kars: Birinci Dünya Savaşı Ermeni çetelerin acımasız infazları

Ermeni Taşnaksütyun üyeleri

Page 15: Forum usa april 15

Serving the Turkish American community www.forumusa.com Issue 174 • April, 2015 15

FORUM USA

İlk saldırı 27 Haziran 1973, Santa Barbara, Kaliforniya’da

Ermeni terörist saldırıları

Ermeni Amerikan Gourgen Yanikian, Türk konsoloslar Mehmet Baydar ve Bahadır Demir’e Sultan II . Abdül-hamit’in sarayından çalınan tablonun iadesi konusunu konuşmak üzere gönderdiği tuzak mektupla suikast düzenledi. Suikast sonucu Türk diplo-

matlar hayatını kaybetti. Yanikian, Newspress yerel gazete-

sine yazdığı mektupta; “Bu suikastı yapmayı yıllardır düşünüyordum ve her şeyi kendim planladım. Suikastı sabah olunca gerçekleştirip itiraf edeceğim. Bu yol Türkler tarafından

yapılan Ermeni katliamına dikkat çekecektir. Bu yeni bir savaş şek-lidir. Tüm köprülerimi yakıyorum. Geri dönüş yok. Benim için artık yaşanacak bir şey yok. Şimdi yaz-mayı bırakıp eylemimin ilk adımını atacağım.”

Silahlı Ermeni gruplar hem Rusya’ya yardım edip hem de bu nedenle ortaya çıkan sonuçlardan biri olan yer değişimi kararın-dan memnun değildi. Yer değişimi kararının alındığı dönemde Osmanlı Hükümeti kabine-sinde yer alan en az beş üye, Ermeni teröristler tarafından düzenlenen acımasız eylemlerle öldürüldü.

(5 Mart 1921)İçişleri Bakanı Talat Paşa Ermeni

terörist Sogomon Tehlerian saldırısı sonucu hayatını kaybetti.

(6 Aralık 1921)Kabine üyesi Said Halim Paşa

Roma’da evinin kapısının önünde öldürüldü.

(17 Nisan 1922)Kabine üyeleri Bahattin Şakir ve

Cemal Azmi Bey Berlin’de öldürüldü.(21 Temmuz 1922)Kabine üyesi Cemal Paşa, Karekein Lalayan

ve Sergo Vartanyan tarafından Tiflis’te öldürüldü.Ermeni terör grubu Taşnak üyesi olan

suikastçılar, yaptıkları acımasız saldırıların çoğunda suçlu bulunmadılar. Hatta gündüz vakti halkın gözü önünde öldürülen Talat Paşa’nın suikastçısı eyleminden ötürü ceza almadı. Sogomon Tehliryan cinayeti işlediğini itiraf etti. İki günlük suikast denemesinden sonra, tehcirde geçirdiği travma nedeniyle ve cinnet geçirdiği gerekçesiyle Alman mahkeme-si tarafından suçsuz bulundu. Tehliryan, Alman Mahkemesinde 1.5 günlük bir yargılama son-rasında beraat etti.

Sultan 2. Abdulhamid'e

karşı 21 Temmuz 1905

günü Ermeni Devrimci

Federasyonu tarafından

gerçekleştirilen

120 kg yüklü at

arabasının patlatıldığı

saldırı başarısızlıkla

sonuçlanmış 26

sivil ölmüş 58 kişi

yaralanmıştı.

• (27 Ocak 1973) Santa Barbara - CaliforniaBaşkonsolos Mehmet Aydar ve Konsolos Bahadır Demir.• (22 Ekim 1975) ViyanaBüyükelçi Danış Tunalıgil.• (24 Ekim 1975) Paris - FransaBüyükelçi İsmail Erez ve şoförü Talip Yener.• (16 Şubat 1976) Beyrut – LübnanTürk Konsolosluğu Birinci Sekreteri, Oktar Cirit.• (9 Haziran 1977) Roma - İtalyaVatikan Şehri Büyükelçisi Taha Carım.• (2 Haziran 1978) Madrid - İspanyaBüyükelçi Zeki Kuneralp, eşi, Necla Kuneralp, Emekli Büyükelçi Beşir Balcıoğlu, İspanyol şoför Antonio Torres.• (12 Ekim 1979) Lahey - HollandaBüyükelçi Özdemir Benler’in oğlu Ahmet Benler• (22 Aralık 1979) ParisYılmaz Çolpan, Konsolosluk Turizm Ataşesi• (31 Temmuz 1980) Atina – YunanistanKonsolosluk İdari Ataşesi Galip Özmen ve kızı Neslihan Özmen öldü. Özmen’in eşi Sevil Özmen ve oğlu Kaan Özmen yaralandı.• (17 Aralık 1980) Sidney – Avusturalya

Konsolos Şarık Arıyak ve koruması Engin Sever.• (4 Mart 1981) Paris – FransaÇalışma Ataşesi Reşat Moralı, Din Hizmetleri Ataşesi Tecelli Arı.• (9 Haziran 1981) Cenevre – İsviçreKonsolosluk Sekreteri Mehmet Savaş Yergü.• (24 Eylül 1981) Paris – FransaBaşkonsolos Kaya İnal yaralandı. Koruma görevlisi, Cemal Özen, öldü.• (6 Ekim 1980) Los Angeles – KaliforniyaBaşkonsolos, Kemal Arıkan yaralandı.• (8 Nisan 1982) Ottawa – KanadaTicari Ataşe Kani Güngör.• (22 Mart 1982) Cambridge, Massachusetts - Bos-tonFahri Başkonsolos Orhan Gündüz.• (7 Haziran 1982) Lizbon - PortekizKonsolosluk İdari Ataşesi Erkut Akbay ve eşi Na-dide Akbay.• (27 Ağustos 1982) Ottawa - KanadaKonsolosluk Askeri Ataşesi Albay Atilla Altıkat • (9 Eylül 1982) Burgaz -BulgaristanBurgaz Konsolosluğu İdari Ataşesi Bora Süelkan,• (9 Mart 1983) Belgrad -Yugoslavya

Yugoslavya Büyükelçisi Galip Balkar ve Yugoslav öğrenci. Balkar’ın şoförü Necati Kayar ağır yaralandı.• (14 Temmuz 1983) Brüksel - BelçikaKonsolosluk İdari Ataşesi Dursun Aksoy.• (27 Temmuz 1983) Lizbon - PortekizBüyükelçilik Müsteşarı Yurtsev Mıhçıoğlu ve eşi Cahide Mıhçıoğlu.Mıhçıoğlu’nun oğlu Atasay Mıhçıoğlu yaralandı. • (28 Nisan 1984) Tahran - İranTahran Büyükelçiliği Sekreteri Şadiye Yönder’in eşi Işık Yönder • (20 Haziran 1984) Viyana - AvusturyaÇalışma Ataşesi Erdoğan Özen• (19 Kasım 1984) Viyana- AvusturyaAvusturya BM Temsilciliği görevlisi Evner Ergun.• (7 Ekim 1991) Atina - YunanistanAtina Büyükelçiliği Basın Ataşe Yardımcısı Çetin Görgü• (11 Aralık 1993) Bağdat - IrakKonsolosluk İdari Ataşesi Çağlar Yücel• (July 4, 1994) Atina - YunanistanAtina Büyükelçiliği Müsteşarı Ömer Haluk Sipahioğlu

Ermeni teröristler tarafından öldürülendiplomatlar ve bu saldırılardan yaralı kurtulanlar

Ermeni terör örgütü ASALA’nın saldırıları onlarca yıl devam etti

ASALA (Armenian Secret Army for the Libera-

tion of Armenia – Ermeni Kurtuluşu Gizli Ordusu)

ilk olarak 1975 yılında bilinse de 1973 yılında iki

Türk konsolosun Los Angeles’ta öldürülmesi ile

suikast çılgınlığına başladı.

Ermeni terör grupları tarafından: 27 ölümle

sonuçlanan suikast, 14 öldürmeye teşebbüs,

164 bombalı saldırı, bombalama ve rehine alma

olarak 250’ye yakın saldırı yapıldı.

ASALA’nın yaptığı 28 saldırıda ise 42 Türk

diplomat ve 4 dışişleri memuru, 15 sivil Türk ve

66 yabancı sivil hayatını kaybetti.

Page 16: Forum usa april 15

Serving the Turkish American community www.forumusa.com Issue 174 • April, 201516

FORUM USAForum USA 1915’ teki olaylar hakkında tarihçilere yeterli yazılı belgenin olup

olmadığını; Türk ve Ermeni yönetimlerin araştırmacıların, tarihçilerin ve halkın bu kaynaklara rahatlıkla ulaşıp, okumasına izin verip vermediğini sordu .

Ayrıca, yıllarca Osmanlı ile yaşamış ve hala birçok kültürel yakınlığa sahip olan Ermeni halkı ile Ermeni diasporasının aynı fikirde olup olmadığını ve Ermeni

diasporasının 1915 olaylarını bir soykırım gibi gösterme çabalarının bu yılki sonuçlarının neler olabileceğini sordu. Tarihçilere ait görüşler şu şekilde:

Taşnakların Türklere ve Kürtlere karşı giriştiği katliamlar yanında Ermeni köylülerine de şiddet ve baskı uygu-laması, Ermeni halkı içinde de geniş tepkiye yol açmıştı. Dahası bazı Ermeni belgeleri Ermeni köylülerinin Türk ordusuna gösterdiği sıcak duyguları yansıtmaktadır. Taşnak Hüküme-ti ordusu komutanı tarafından, firar eden Ermeni askerlerini aramak üzere Eçmiadzin kazasından Gümrü köylerine gönderilen bir Ermeni subayının raporu dikkat çekicidir. Komutan, bu subayın ifadelerine dayanarak genel karargâha 14 Kasım 1920 tarihinde şu bilgileri rapor ediyor:

“Gümrü bölgesi Ermenileri Taşnak subayını düşmanca karşılamış ve hatta birkaç defa Türklere teslim etmeye kalkmışlar. Birçok köyde halk tepkili ve askeriyeyi düşman olarak görüyor. İlhiab ve Kapanak köylerinde kızıl bayraklar çekilmiş. (...) Subayım, M. Kapanak köyünde Selçan Ermenilerinden oluşan atlıların eşliğinde Türk süvari devriyesi-yle karşılaşmış. Türkler, ekmek ve tuzla karşılanmış. Köylerde kadınlar kazan-larda yemekler hazırlamışlar. Subayım, yemeği kimin için hazırladıklarını sorduğunda şöyle cevap vermişler: Tabii ki Türkler için, sizin için değil.”

(TsGa arm. SSR f. 68/200, d. 867, y. 278’den aktaran: a.M. Elçibekyan, Velikaya Oklyahrskaya Sotsialistiçeskaya Revolyutsiya İ Poheda Sovyetskoy Vlasti V armenii, İzdatcslvo aN armyanskoy SSR, Yerevan, 1957, s.209)

Ayrıca “Yönetim şeklimiz ve ateşkes ile ilgili sorular” başlıklı 20 Ekim 1920’de Taşnak gazetesinde yer alan bir makalede “Eğer Ermeniler varlıklarını

sürdürmek istiyorlarsa, Rusya’ya değil Türkiye’ye karşı eğilim göstermeleri gerekir.” ifadesi kullanıldığı görülüyor.

28 Ekim 1916’da New York Times Gazetesi’nde Osmanlı Dış İlişkiler Bakanı Halil bey şöyle bir ifade kul-lanıyor: “Osmanlı Devleti’nin işgal edilmesinden hemen önce Ermeni liderlere itilaf güçleriyle iş birliği içinde olurlarsa, hükümetimizin buna yönelik çok ağır yaptırımlarda bulunacağna dair savaşın başında açıklama yapılmıştır. Buna rağmen, Rusya Anadolu’nun doğusunu işgal ettiğinde Ermeniler ayaklanmış ve Osmanlı Hükümeti’ni ağır yaptırımlar uygulamak zorunda bırakmışlardır. Hükümetimizin bu konudaki tutumu hiçbir zaman tam olarak anlaşılamamıştır” diyerek sözler-ine şu şekilde devam etti:

“Jön Türkler tarafından Ermenilere her zaman Osmanlı İmparatorluğu`nun değerli bir varlığı olarak bakıldığını belirtmek istiyorum. Gerçek şudur ki, onlara ihtiyacımız vardı. Ülke ticare-ti büyük ölçüde onların elindeydi. Ermeniler tarımda çok başarılıdır. Bu, onlara değerli bir mal gözüyle baktığımız anlamına gelmiyor. Hükümette eşit pay vermeye istek-liydik ve de verdik. Savaş öncesinde Meclis-i Mebusan içinde çok sayıda Ermeninin bulunması, ayrıca bazı Ermenilerin ayan azası ve birinin nazır olması bunu açıkça göster-mektedir. Nazır yardımcılarının neredeyse tamamı Ermeniydi çünkü Ermenilerin kabiliyetlerini biliyor-duk ve resmi mevkilerde orantılı sayıda yer almaları hususunda siyasi haklarını vermeye hazırdık."

Mehmet Perinçek, 11 Ekim 2005’tari-hinde “Dashnagtzoutiun Has Nothing to Do Anymore” adlı Ermenisatan’ın ilk başbakanının yazdığı kitabın İngilizce ve Türkçe yayımlanan ön sözünde şöyle yazıyor:

Birinci Dünya Savaşı’nda Türk-Er-meni ilişkileri hakkında bitmeyen iddialar söz konusu. Ermeni soykırımı iddialarını kanıtlamak veya çürütmek için herkes adeta sihirli belgeler aradı. Soykırım gibi ciddi bir tarihsel iddiayı birkaç belgeyle kanıtlamaya veya çürüt-meye çalışmak oldukça absürttür.

Eğer bireysel veya akademisyen araştırmacılar değerli belgelere ihtiyaç duyuyorlarsa eşsiz açıklamayı sunan raporun yazarı Türkiye’nin değil Ermeni-stan’ın ilk başbakanı olan Kaçaznuni'nin raporudur. Kendisi Taşnak Partisi ve Er-meni Hükümet yetkilisi olduğu dönem-de hadisenin soykırım olarak tanımlan-masıyla karşı karşıya kalmıştır.

Kaçaznuni savaş döneminde değil fakat savaş sonrasında hadiseyi soğukkanlılık ve insaflıca değerlendirdi. Aslında Kaçaznuni raporunu yazan kişi savaş döneminde soykırım yapıldığının iddiasında bulunan partilerden birinin başkanıdır.

Ermeni soykırım iddialarında bu-lunan, Ermenistan’ın birinci başbakanı

içtenlikle hazırladığı raporunda hadis-enin Emperyalistler tarafından manipüle edildiğini itiraf ediyor.

Elinizdeki belge, Türk arşivlerinde değil, Rus ve Ermeni arşivlerinde bulunuyor. Emperyalistler, Ermeni soykırımı iddialarını değerlendirirken, Ermeni Başbakanı’na güvenmiyorlarsa kime güvenecekler? Eğer Ermeni arşiv-leri de onları ikna etmiyorsa, hangi arşiv ikna edecek?

Mehmet Perinçek 11 Ekim 2005, General Tyuleneva / Moskova)

Tüm kapsamlı açıklamalarda soykırımı tanımlayan iki ana husus vardır; tek taraflı öldürme ve bir gru-bun tüm üyelerini yok etme niyeti.

Ermeniler ve Müslümanlar arasında meydana gelen anlaşmazlık kesinlikle tek taraflı değildir. Yaşanan sorunlar Ermenilerin Kürt ve Türklere saldırılarıyla başladı ve sonuç olarak Osmanlı Hükümeti buna tepki gösterdi. Ermenilerden daha fazla Müslüman öldü.

Hiç kimse asla Osmanlı Hükümeti’nin kasıtlı bir şekilde Ermenileri öldürdüğüne dair herhangi bir kanıt bulamaz. Nitekim hükümetin Ermenilerin yer değişimini önem-sediğini beIgelerle gösteren güçlü kanıtlar vardır. Fakat kasıtlı bir şekilde soykırım yapıldığını gösteren herhangi bir Osmanlı belgesi mevcut değildir. Birkaç küçük isyan hariç İstanbul, İzmir, ve batıdaki Ermeniler göç ettirilmemişlerdir. Batıdaki Ermeniler savaş süresince evlerindeydi. Eğer Osman-lılar soykırımı isteselerdi batıdaki Ermeniler ilk öldürülenler olurlardı. Yer değiştirilen-lerin çoğu göçte zarar görmeden sağ salim ulaşmıştır. Hükümet aracılığıyla sadece Ermenilerin üçte birinin yeri değiştirilmiştir. Hatta Amerikalı misyonerlerin Türklere karşı propaganda yapmalarına rağmen hükümet bu misyoner kuruluşların göç eden Ermenile-rin bakım ve beslenme yardımında bulunma-larına izin verip teşvikte bulunmuştur. Tüm bu iddiaları Nazilerin yaptığı gerçek soykırım-la karşılaştırın. Berlin’de hiç hayatta kalan Yahudi var mıydı? Ya da Hitler’in Yahudi-lerin barınma ve beslenmesine yönelik dini

kurumlara yardım etmelerini talep etmiş miydi? diğer taraftan bunların hiçbiri Türklerin tamamiyle masum olduğu anlamına gelmez.

Savaş zamanında, kötü niyet-li insanlar suç işlerler. Ermeniler şüphesiz ki özellikle de dersim bölgesinde katliama maruz kaldı. Osmanlı Hükümeti Ermenilere

karşı yapılan bu savaş suçlarını tanıdı. Bunların sorumlularına dair açılan da

valardaki zanlıların yüzde 10’u en sert şekilde cezalandırılarak idam edil-irken geri kalanlar tutuksuz yargılandı. Rus veya Ermeniler savaş esnasında Müslüman Osmanlılara yaptıkları savaş suçlarına dair asla böyle bir cezalandır-mayı denemediler.

Osmanlı arşivleri onlarca yıldır Ermeni araştırmacılar da dahil olmak üzere tüm araştırmacı ve bilim adam-larının kullanımına açıktır ve kullanıl-masından memnuniyet duyulur. Fakat aynısının Ermeni arşivlerine ulaşılamak için geçerli olduğunu söyleyemeyiz. Taşnak Partisi’ne ait Boston’da bulunan en önemli arşive sadece dikkatlice seçilmiş araştırmacıların erişimine izin verilir.

Ermeniler Türkler soykırım yaptı diy-or, Türkiye yapılmadığını söylüyor . An-cak Türkiye geçmişi araştıracak tarihi bir komisyon kurulması konusunda istekli. Ermenistan soru işaretlerini siyasi bir konu olarak servis edip ve tartışmaya yanaşmıyor. Elbette herkes Ermenilerin neden çekindiklerini merak ediyor.

Louisville Üniversitesi Tarih ProfesörüJustin A. Mccarthy

Dr. Edward J.Erickson, (Uluslararası Araştırmacı)

Guenter Lewy (Amerikan Tarihçi)Bu tartışmadaki kilit nokta Ermenilerin çektikleri acıların kapsamı değil. Tari-hçiler sayılar ve olaylar üzerinde ayrıntılı bir şekilde durmalarına rağmen bu olayların sebepleri üzerine konuşmuy-orlar. Daha doğrusu tartışmadaki kilit soru kasıt kelimesinin geçmesidir. Jön Türkler 1916’da katliamı organize mi etti? Bu tartışmalardaki anahtar mesele Ermenil-erin yaşadıkları acıların boyutları değildir. Tarihçiler rakamlar ve koşullar üzerinde tartışıyor olsa da bu olaylara dair itirazları yoktur. Kasıt endişesine dayalı tartışmaların yerine sorulabilecek anahtar soru şudur; Jön

Türk rejimi 1916 yılında gerçekleşen katliamları düzenledi mi? Ermenilerin kasıtlı öldürüldüklerini ve bu yüzden konunun soykırım teşkil ettiğini iddia edenlerin çoğu kendi argümanını üç sütun üzerine temellendirir: 1919-20 yılları arasında Ermeni katliamlarını

organize eden Jön Türk hükümetinin Türk askeri mahkemelerinde yargılanan suçlu yet-kilileri; katliamları gerçekleştirmekle suçlanan sözde “Özel Teşkilat”ın rolü ve Ermenilerin yok edilmesi emrini verdiği iddia edilen İçişleri Bakanı Talat Paşa’nın telgraflarını içeren Naim Bey’in anıları.

Tarihçilerin çoğu askeri kayıtlarını anlaşılması zor ve sıkıcı bulur. Konu 1915 yılında Ermenilerin kaderi üzerindeki tartışmalara gelince bu askeri belgeler önem kazanır. Çoğu çağdaş tarihçiler soykırım suçlamalarının esas kademesinde Alman Binbaşı Stange’i ve Özel Teşkilatı suçlamaktadır. Soykırım suçlaması iddiaları ve askeri kayıtlar birbirini desteklememktedir.

Cephedeki birlik görev-lendirmeleri ve konumlardaki askeri kayıtlara bakıldığında Binbaşı Stange ile birlikte olan Özel Teşkilat birliklerinin yer değişimlerinin olduğu dönemde Kafkas cephesinde değil, farklı

cephede görevli oldukları ortaya çıkıyor. Obama 2009 yılından bu yana

başkandır. Tasarıyı soykırım olarak ni-telendirmemiştir. Neden şimdi yapsın?

Kaçaznuni Raporu ve Ermeni dökümanları emperyalizm tarafından manipüle edildi

Türk ordusunu coşkuyla karşılayan Ermeni köylüleri

Page 17: Forum usa april 15

Serving the Turkish American community www.forumusa.com Issue 174 • April, 2015 17

FORUM USA

Profesör Michael M. GunterOsmanlı arşivleri açık fakat kullanımı zordur. Bununla birlikte, Taner Akçam gibi Ermeni yanlısı bilim adamlarının yaptıkları araştırma ve yayınları kullanmak zorunda kaldık. Çünkü Ermenistan’daki Ermeni arşivleri, Kudüs’teki Ermeni Patrikhanesi arşivleri ve ABD’deki Mas-sachusetts Taşnak arşivleri de erişime kapalıdır.

Bu meselede hiçbir taraf objektif değildir. Bilim adamlarından bir tanesi şu şekilde if-ade etmiştir: "Türkler yalancı, Ermeniler ise hilekardır." Fakat Türkler son zamanlarda Er-menilerin kayıpları için üzüldüklerini dile getirip baş sağlığı dilerken, diğer taraftan dünyadaki Ermeni kökenli liderlerin fikirleri Türklere karşı daha düşmanca ve hoşgörüsüzdür.”

Ermenilerin çoğu soykırımın var olduğunu kabul ediyor fakat küçük bir kısmı Türklerden

nefret edilmesi için aktif yol almayı savunuyor. Ermeni diasporası, Erme-nilerden daha fazla düşmanca tutum sergilemektedir. Bunun çoğunlukla tek sebebi; den-ize kıyısı olmayan umutsuzluk içinde Türk ticaretine ve desteğine ihtiyacı

olan heterojen diasporayı bir arada tutacak tek yolun soykırım suçlamaları olmasıdır.

Ermeni katliamının kasıtlı olarak gerçekleştirilmiş bir soykırım olduğunu belgeleyen herhangi bir ateşlenmiş silah dahi yoktur. Ermenilere ne yapıldığını tanımlay-acak olsaydım bunun savaş suçlarının bir sonucu olarak işlenmiş etnik bir temizlik sonucu olduğunu söyleyebilirdim fakat burda soykırımdan bahsedebilmek için kasıt old-uğunu kanıtlamak gerekmektedir. Ayrıca hukuki olarak 1951 yılında soykırım tanımının onaylanmasından önce olan bir durum geriye dönük işlem yapma olurdu. Son olarak, şunu da hatırlatmak isterim ki; Ermeniler bağımsı-zlıklarını elde etmek için uğraşırken ellerinden geldiğince Türk katletmişler, ayrıca Osman-lıyla aynı cephede savaşırken Ruslara yardım edip 1915 yılında Van’da ölümcül bir ayak-lanma başlatmışlardır. Diğer bir deyişle, bu talihsiz olaylarda Türkler tarafından tek taraflı olarak gerçekleştirilmemesinin yanı sıra Er-meni devrimcilerin de suçlu olduğu ortadadır.

Bugün Amerika'da Cumhuriyetçilerin kontrolündeki senatonun böyle bir tasarıyı kabul edip etmeyeceklerini merak ediyorum. Fakat Başkan Obama seçilmeden önce tasarıyı soykırım olarak ifade etmekteydi ve yeni seçim sürecinde daha az oy kaybetmek için görevinin son iki yılında bunu tekrarlayabilir. Başkan Obama’nın bu politikayı izlemesi ha-len beni şaşırtmaktadır çünkü Türkiye Cum-huriyeti bu türlü yollarla uzaklaştırılmayacak kadar değerli bir müttefiktir.

Elimizde o döneme dair güvenilir kaynak olarak ortalıkta dolaşanlar İtilaf devletleri tarafından savaş propagandası olarak dünya kamuoyuna sunulmuş bir kısmı tamamen uydurma, diğerleri abartılı, tek yanlı, şişirilmiş şeyler. Çoğunun kaynağı misyonerler veya Ermeniler. Fakat bunlar hakikat ve yegane hakikat gibi takdim edilmiş. Bunların karşılaştırılabileceği, sağlamasının yapılabileceği Osmanlı belgeleri ise çok uzun yıllar arşivlerde gün ışığına çıkacakları zamanı bekledi. Osmanlı arşivlerindeki Ermeni tehciri ile ilgili belgeler 1980’lerin ortalarında tasnif edilmeye ve araştırmacılara sunulma-ya başlandı . Ancak geç kalındı. Bu belge-ler araştırmacılara sunulana kadar, dünya kamuoyu diğer abartılı ve tek yanlı belgelerle yazılan tarihle belli bir istikamete yöneltilmişti.

Türkiye arşivlerini yerli ve yabancı araştırmacılara açıyor. On sene evvel böyle değildi. Günümüzde herhangi bir araştırmacı, dünyanın bütün büyük araştırma merke-zlerinde ve arşivlerinde olduğu gibi, bir başvuru formu doldurduktan sonra katalogları incelemeye, istediği belgel-eri almaya başlayabiliyor.

Aynı şeyleri Ermeni arşivleri için söyleyemiyoruz maalesef. Boston’daki Taşnak arşivi hala kapalı. Güya tasnifi devam ediyor. On sene evvel de böyle söylüyorlardı, bugün de böyle söylüyorlar. Bununla beraber kendi adam-ları bu arşivdeki bazı belgeleri kullanarak kitaplar yazıyor-

lar. Ermenistan’daki arşivlerden bahsetmiyorum bile. Belki hatırlarsınız, bir Türk doktora öğrencisi fotokopisini çektiği bazı belgeleri Ermenistan dışına çıkarmaya çalışmak suçla-masıyla mahkum edilmişti birkaç yıl önce.

ABD Senatosu’nun işi dünya tarihindeki hadiselerin ne olup olmadığını belirlemek mi? Senatoların, parlamen-toların işi mi bu? Soykırım evvela hukuki bir kavramdır. Böyle bir kararı ancak uluslararası bir mahkeme verebilir. Türkiye esasen konunun uluslararası bir mahkemede ele alınıp değerlendirilmesini hep istemiştir. Böyle bir karar çıkaramayacaklarını bildikleri için, soykırım taciri Erme-niler, bundan kaçınmışlar, siyasi mekanizmalarla kararlar

çıkartarak meseleyi bir oldu bittiye getirmek istemişlerdir. Bunu görmek gerekir.

Obama 2009’dan beri başkan . Altı yıldır söylemedi de niye şimdi söyleyecek? 1915 yılında vuku bulan bir olay 2014 yılında soykırım değildi, 2015 yılında soykırım olacak! Komikliğin farkında mısınız? Bütün bunlar konunun ne kadar siyasallaştığını göstermiyor mu? Hakikatin ortaya çıkarılmasından ziyade başka motiflerin belirleyici olduğunu ortaya koymuyor mu?

Amerika’daki Türkler için takip edilecek strateji bu konuyu Amerikan kamuoyuna en doğru şekilde aktarmak ve anlatmaktır . Amerika’nın pek çok eyaletinde olduğu gibi New Jersey eyaletinde de liselerde Ermeni soykırımı dersi okutuluyor . Amerika’da Türklerin en yoğun olarak yaşadığı bir eyalette böyle bir şey olmamalıdır. Evvela New Jersey çapında yürütülecek bir kampanyayla eğitimciler, idareciler ve politikacılar ikna edilmeli, bu ders liselerin müfredatından çıkartılmalıdır. Daha sonra hareket diğer eyaletlere de teşmil edilir.

Dr. Ömer Turan (Orta Doğu TeknikÜniversitesi Tarih Bölümü)

Page 18: Forum usa april 15

Serving the Turkish American community www.forumusa.com Issue 174 • April, 201518

FORUM USA

Birinci Dünya Savaşı öncesindeki toplam Ermeni nüfusu rakamlarına ait raporlar ve Ermeni soykırım iddialarındaki rakamlar arasında önemli ölçüde değişiklik söz konu-sudur. İngiliz, Fransız ve Osmanlı kaynak-larının ortaya koyduğu rakamlara göre toplam Ermeni nüfusu 1- 1. 5 milyon arasındadır. Sadece belirli Ermeni kaynakları savaş öncesi nüfusun 1.5 milyondan fazla olduğunu iddia etmektedir.

Ermeni kaynaklı ve mübalağalı olduğu aşikâr rakamları bir kenara bırakırsak, batı kaynaklı rakamların 1 milyon 56 bin ile 1 milyon 555 bin arasında değiştiği ve bunun ortalaması olan 1 milyon 300 binin fiili nüfus sayımına dayalı Osmanlı istatistikleriyle he-men hemen aynı olduğunu görmekteyiz.

Savaş sonrasındaki nüfusa dair rakamlar kayıpların tahmini hakkında kabaca bilgi verir. Louisville Üniversitesi’nden Dr. Justin Mccarthy, gerçek kayıpları hakkında 600 binden daha az bir rakamdan bahsediyor. İngiliz tarihçi Arnold Toynbee tarafından sağlanan bilgilerle Encyclopedia Britanni-ca’nın 1918 baskısında ölen Ermenilerin sayısı 600 bin olarak kayıtlı iken bu sayı politik nedenlerden 1968 yılı baskısında 1,5 milyon olarak değiştirilmiştir. Fransız misyoner din adamı Monseigneur Touchet 1916 Şubatında Oeuvre d’Orient kurumunda verdiği bir konferansta 500 bin Ermeni’nin öldüğünün sanıldığını, ancak bu rakamın abartılmış olabileceğini ifade etmiştir.

Paris Barış Konferansına katılan Ermeni Heyeti Başkanı Bogos Nubar o sırada Tür-kiye’de hala 280 bin Ermeni bulunduğunu, 700 bin Ermeni’nin ise başka ülkelere göç ettiğini söylemiştir. Bogos Nubar’ın bu hesabı doğru ise, toplam Ermeni nüfusu 1 milyon 300 bin olduğuna göre, Ermeni kaybı 300 bin dolaylarındadır.

İddia edildiği üzere Osmanlı Ermenile-rinin 1.5 milyon gibi bir rakamla yaşamlarını yitirmedikleri ortadadır ve savlar büyük bir hatayı işaret etmektedir. Her gereksiz ölümün bir trajedi olması gibi; nefreti alevlendirmek

için ileri sürülen yalanlar da eşit derecede trajediden ibarettir.

Aynı dönemde yaşamlarını yitiren 2.5

milyon Müslüman ile kıyaslandığında Ermeni kayıpları daha azdır.

Güvenilir istatistikler 600 binden daha az sayıda Osmanlı Ermenisinin 1912-1922 yılları arasındaki savaş döneminde öldüğünü göstermektedir. Ermeniler gerçekten korkunç bir can kaybı yaşadı . Ama aynı şekilde Müslüman ve Yahudilerin can kaybı sayısını da göz önünde bulundurmak gerekir.

İstatistikler 2.5 milyondan fazla Müslümanın Anadolu'da öldüğünü söyle-mektedir. Bu nedenle, 1912-1922 yılları arası, sadece Ermeniler için değil tüm insanlık için korkunç bir dönem olmuştur. Osmanlı vatan-daşlarının (hangi etnik kökenden olduğuna bakılmaksızın) ölüm sayıları, bize uluslararası bir savaş ve iç çekişmelerden ne şekilde etkile-nildiğini anlatamaz.

Tarih cetvelindeki toplumlar arası şiddetin belgeleri Ermeni tarihçi Bernard Lewis, Israeli Daily Ha’aretz gazetesine 23 Ocak 1998 tarihinde yaptığı açıklamasında “Erme-niler tüm dünyadan çıkar sağlamak istiyor. Bir taraftan Osmanlı despotizmine karşı mücadelelerinden gururla konuşurken diğer tarftan kendi trajedilerini Yahudi soykırımı ile karşılaştırıyorlar. Ben bunu kabul etmiyorum. Ermenilerin acı çekmediğinden bahset-miyorum. Osmanlı Hükümeti'nin Ermeni ulusuna karşı kitlesel imhayı öngören bir planı olduğunu gösteren geçerli bir kanıt yoktur. Osmanlıların tehcire başvurmalarının meşru nedenleri vardır. Çünkü Ermeniler, Osmanlı topraklarını işgal eden Rusya ile ittifak halinde Osmanlılara karşı çarpışıyorlardı.”

Osmanlı kontrolü zayıfladığı zaman Ermeni yer değişimindeki acılar artmıştır. Yer değişimi yapılan dönemde yüzlerce sıra Ermeni konvoyunu sadece iki jandarmanın korumaya çalışması yapılan saldırılarda Erme-nilerin soyguna uğrayarak ölmelerine neden olmuştur. Soygunu gerçekleştiren Müslüman-ların Ermeni ve Ruslar tarafından büyük acılar çektiği unutulmamalıdır . ABD Elçisi Mark Bristol yaptığı açıklamada; “Taşnaklar güce sa-hip olduklarında Kürtlere, Türklere, Tatarlara yani Müslümanlara karşı saldırarak tencereyi kaynatmaya devam ettiler.” demiştir.

Osmanlı kontrolünün güçlü olduğu zaman Ermeniler zarar görmediler. İstan-bul’da ve diğer Batı Anadolu şehirlerinde büyük oranda Ermeni nüfusu savaştan geriye kaldı. Bu alanlarda Osmanlı gücü zirvedeydi ve soykırımı yapmak en kolayı olurdu. Buna karşın II. Dünya Savaşı süresince Yahudiler öldürülerek soykırıma uğramış ve sinagogları ortadan kaldırılmıştır. Ermenilerin I. Dünya

Savaşı sırasında kiliseleri açık kalmış İstanbul’da yaşamlarını sürmeye devam etmişlerdir.

Ermeni soykırım iddiaları 1948 Birleşmiş Milletler Soykırım Sözleşmesi’ne göre, soykırım suçunun cezalandırılması ve önlen-mesi için asgari ispat stand-artlarında başarısız oldu.

“Soykırım” terimi 1944 öncesine kadar mevcut değildi. Soykırım, bir grubun varlığını ortadan kaldırma amacıyla gruplara karşı işlenen şiddet içeren suçlara karşılık gelen çok özel bir terimdir. İnsan Hakları, ABD Haklar Bildirgesi ya da 1948 Birleşmiş Milletler Evren-sel İnsan Hakları Beyan-namesi’nde görüldüğü üzere, bireylerin hak-larıyla ilgilidir. Bu tanım Türkiye Cumhuriyeti de

dahil olmak üzere birçok ülke tarafından kabul edilmektedir.

Türkiye tarafından da onaylanan söz konusu sözleşmenin 2. maddesinde soykırımı oluşturan eylemler; ulusal, etnik, ırksal veya

dinsel bir grubu, kısmen veya tamamen ortadan kaldırmak amacıyla (II. Dünya Savaşı'nda Almanya’da yaşayan Yahudilerin sırf Yahudi oldukları için toplu olarak katledil-dikleri gibi)

Tüm bu kanıtsızlıklar Ermeni soykırım iddialarının başarısız olduğunun göstergesidir. İlk olarak, hiçbir Osmanlı yetkilisinin Erme-

nilerin yok edilmesini emrettiğini gösteren herhangi bir kanıt bulunamamıştır. İkincisi, Taşnak ve Hınçak gerillalarına katılan ayrılıkçı Osmanlı Ermenilerinin ve sivillerinin siyasi devrimci gruplar olarak kendi hükümetine karşı savaş yürütmüş olmaları suçtur. Bu koşullar altında, Ermenilerin yer değişim-lerinin sebebi onların ne etnik ne de dinsel kimlikleriyle alakalı olmadığı, sadece Ruslarla yaptıkları şiddetli siyasi ittifaklarının sonucu olduğunun farkına varılmalıdır.

Şimdiye kadar hiçbir uluslararası örgüt 1915 olaylarının soykırım olduğunu kabul etmemiştir. Örneğin, Birleşmiş Milletler Teşkilatı sözcüsü Farhan Haq, 5 Ekim 2000 tarihinde, “Birleşmiş Milletlerin Ermenilere ilişkin olayları hiçbir zaman soykırım olarak tanımadığını veya bu izlenimi verecek bir

rapor kabul etmediğini” açıklamıştır.Bütün bunlardan daha kötü olan şey ise

Ermeni davası savunucularının Müslüman ölümlerinden bahsetmemeleridir. Eğer her iç savaşta yalnızca bir tarafın ölüleri sayılsaydı, tüm iç savaşlar soykırım izlenimi verirdi. Van vilayetinde Ruslar ve Ermeniler tarafından öldürülen Müslümanların sayısının toplam Van’daki Müslüman nüfusunun üçte ikisi olduğu söylenseydi, Ermenilerin yazdıkları daha doğru olacak ve şimdikinden çok farklı bir hikaye anlatacaklardı. Doğruyu bulmak için çabalayan tarih bütün olayları-gerçekleri değerlendirmelidir ve milyonlarca Müslümanın ölümleri kesinlikle hakkında bahsedilmesi gereken bir gerçektir.

Çok suçlanan İttihat ve Terakki yöneticileri ise Malta’da İngilizlerce tutsak edilip, her türlü imkân ellerindeyken (Osmanlı arşivleri dahil), muhakeme edilmek için, suçlanacak delillerin bulunmaması sebebiyle serbest kalmışlardır (bilal Şimşir. Malta Sürgünleri . Ankara 1985). Buna rağmen, ne vazıktır ki, İttihat ve Terak ki’nin ileri gelenleri, anadolu’daki alışkanlıklarını devam ettiren bir kısım Ermeni militanı tarafından öldürülmüştür . Ayrıca bu mahkemede abd tarafından da ellerinde bu konunun soykırım olduğunu gösterir hiçbir belge olmadığı bildirilmiştir.

Ermenistan hala dikkatlice; söz konusu olaylarla ilgili tüm kayıtların incelenmesi ve toplanması için yapılan çağrılara yanıt ver-memektedir. Osmanlı kayıtlarında anlatılan Ermeni isyancıların Rus işgalini destekleme faaliyetleri Almanya, Rusya, Fransa, İngiltere, İran, Suriye ve Amerika Birleşik Devletleri arşivleri ile de desteklenmiştir. En önemlisi; Ermenistan’daki düzenlenmemiş Yerevan arşivleri, Boston Devrimci Ermeni Federa-syonu kayıtları ve Yerevan ASALA kayıt-ları, incelenmesi gerekirken hala kapalı tutulmaya devam edilmektedir. Sadece kapsamlı bir araştırma ile gerçeğin ortaya

çıkmasından korkusu olanlar bu tarz bir tutum sergilemektedir.

İstanbul'daki İngiliz Büyükelçisi Currie 28 Mart 1894'de İngiliz dışişlerine şu raporu göndermiştir:

"Ermeni ihtilalcilerin hedefi karışıklıklar çıkararak Osmanlıların karşılık vermesini temin etmek ve böylece yabancı ülkelerin duruma müdahale etmesini sağlamaktır."Graves New York Herald Muhabiri Sydney Whitman'ın " Eğer bu memlekete hiç bir Ermeni komitecisi gelmemiş olasaydı ve Ermenileri isyana kışkırtmasaydılar,-bu çarpışmalar olur muydu?" şeklindeki sorusuna şu yanıtı vermiştir: "Tabii ki hayır,sanmam ki bir tek Ermeni öldürülmüş olsun."

GERÇEKLER

I.Dünya Savaşı yer değiştirilenErmeni ailesi

Ermeni konvoyunun Osmanlı askerikorumasında ilerleyişi, 1915

1984 ASALA suikasti – Viyana Türk Elçiliğinde 3 Ermeni tarafından

düzenlenen suikastta Türk Büyükelçi Danış Tunalıgil öldürüldü.

Ermeni soykırımiddiaları 1948 BirleşmişMilletler SoykırımSözleşmesi’ne göre, soykırım suçunun cezalandırılması veönlenmesi için asgari ispat standartlarında başarısız oldu

Soykırım iddialarının ileri sürülmesinden önce farklı ülkelere ait arşivlerintitizlikle incelenmesigerekmektedir

Ermeni kayıpları aynı dönemde 2,5 milyonüzerinde olan Müslüman ölümlerine oranla çok azdı

Page 19: Forum usa april 15

Serving the Turkish American community www.forumusa.com Issue 174 • April, 2015 19

FORUM USASoykırımının anlamı nedir? Kapriel Serope Papazyan

(Ermeni Yazar)

Ermeni çeteleri 1914-15-16 yıllarında Rus ordusuna gönüllü hizmet etti

Tarihi dostluk ve iş birliğiniyeniden oluşturma

Soykırım suçu kavramı, II. Dünya Savaşı’ndan sonra hazırlanarak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 9 Aralık 1948 tarih ve 260 sayılı kararıyla onaylanıp, 11 Ocak 1951’de yürürlüğe giren “soykırım suçunun önlenme-si ve cezalandırılmasına ilişkin sözleşme” ile tanımlanmıştır. Bunlar; Gruba mensup olan-ların öldürülmesi, grubun mensuplarına ciddi surette bedensel veya zihinsel zarar verilme-si, grubun bütünüyle veya kısmen, fiziksel varlığını ortadan kaldıracağı hesaplanarak, yaşam şartlarının kasten değiştirilmesi, grup içinde doğumları engellemek amacıyla tedbirler alınması eylemlerinden herhangi birisi olarak tanımlanmaktadır.

Tehcir Kanununda, “Soykırım suçunun önlenmesi ve cezalandırılmasına ilişkin sö-zleşme”deki soykırım suçunun tanımında be-lirtildiği üzere, sırf Ermeni olduğu için Ermeni etnik grubunu yok etmeye yönelik bir hüküm ve kasıt unsurunun bulunmadığı görülmek-tedir. Osmanlı Hükümetini Tehcir Kanunu çıkarmaya zorlayan gerçekleri göz ardı eder-ek sadece kanun üzerine tek yanlı ve kasıtlı yorumlarda bulunmak, yanıltıcı ve gerçekleri saptırıcı olacaktır.

Taşnak saldırılarıyla doruğa çıkan terör olayları Amerika, Mısır, Suriye, Yunanistan ve başka ülkel-erde de yaşandı. Amerika’daki önemli olaylardan biri 1934’te New York Ermeni Başpiskoposu Leon Tourian’ın kilisede herkesin gözü önünde öldürülmesiydi. Kapriel Serope Papazian bu olay üzerine Taşnakları yalnız Türkleri değil Ermenileri de öldüren terörist bir örgüt olarak suçlayan kitabını kaleme aldı. Dönemi yaşamış Ermeni yazar Papazian, 1934 yılında Bos-ton’da yayınladığı Patriotism Perverted (Ters Dönmüş Yurtseverlik) adlı kitabında, Osmanlı sınırları içinde Ermenilerin çoğunluk oldukları bir toprak bulunmadığını belirtiyor. Papazyan kitabında, "Eğer Taşnak liderleri savaş sırasın-da daha ihtiyatlı davranmış olsalardı bu facialar yaşanmazdı." şeklinde yazıyor.

Tehcirin sebebinin bir soykırım arzusu ol-madığı belirtilerek; Osmanlı ölüm kalım savaşın-dayken Ermeni çetelerinin isyan faaliyetleri içinde olduğuna dikkat çekiliyor. Tehcir sırasında devlet görevlerindeki Ermenilerin görevlerine devam ediyor olması da soykırım iddialarını çürüten diğer bir unsur olarak gösteriliyor. (Kaynak: Kapriel

Serope Papazian, (Boston: baikar Press, 1934).

Öte yandan, Taşnak çetesi tarafından militan topla-mak için alenen gösterilen çabalar Türk otoriteleri-nin gözünden kaçmadı. Ermenilerin geneli ise savaş sırasında Taşnak liderlerinin sağduyulu olmaması nedeniyle felaketlere davetiye çıkarıldığına inanıyor.

Bir başka örnek ise Osmanlı Meclisi’nde görev yaptıktan sonra Taşnak örgütüne katılan ve Taşnak liderlerinden biri olarak görev alan Armen Ga-ro’nun, Kafkasya’ya kaçan ve Türklerle savaşmak için gönüllü olan çetelerin organizasyonunda aktif rol almasıdır. Garo’nun üniformalı resmi, Taşnak gazetelerinde geniş yer bulmuştur.

Türklerin ve Ermenilerin yaşadıkları zor dönemleri un-utmadan ortak tarihi geçmişlerinden süregelen dost-luklarını yeniden inşa etmek için çalışması gerekir. I. Dünya Savaşı’ndaki olaylara kadar Ermeni örgütlerinin suikastları ve 1970’lerde başlayan Türkiye için yapılan agresif kampanyalara rağmen Ermeni ve Türklerin so-syal hayatta birbirlerine çok yakın olduklarını ve hatta hala gurbetçi Türk ve Ermeni vatandaşlarından oluşan birçok topluluğun bir arada yaşadığının hatırlanması gerekmektedir.

Türkiye’ye radikalce muhalif Ermenilerin, Türkler veya Türkiye ile herhangi bir iletişim kurulmaması yönündeki ısrarlarına rağmen Türk ve Ermeniler Anadolulu olarak Osmanlı kültür mirasının birçok yönünü hatta ortak dilini paylaşıyor. Radikaller ise karşılıklı kabul edilen ve paylaşılan bu mirası koparma-ya çalışıyorlar. Tarihsel ve siyasi bu tatsızlığın üstesin-den gelmek için, tüm tarafların dürüst ve açık fikirli olarak çaba göstermeleri lazım. Gerçek dialog süreci karşı tarafın gerekçelerine saygı duymayı öğrenmekle, empati ve aşinalıkla mümkün olabilir.

“Ortak hafıza” etrafında olacak bu anlatılar Türk ve Ermenilerin birbirlerine daha yakınlaşma-larına yardımcı olabilir mi? Bunun mümkün olabi-leceğine inanarak Türkiye, Ermenistan ve üçüncü ülkelerin arşivlerindeki 1915 olaylarını incelemek üzere Türk ve Ermeni tarihçiler ve diğer uluslararası uzmanlardan oluşan ortak bir komisyon kurul-masını önermektedir. Komisyonun bulguları umu-lur ki, her iki tarafa da bu trajik dönemle ilgili adil bir anlayış getirerek, Türk ve Ermeniler arasındaki normalleşme sürecine katkı sağlar.

Hovhannes Kaçaznuni Ermenistan’ın (1918-19) ilk başbakanıdır. Kaçaznuni 1920’de Ermenistan Meclisi Başkanı seçilse de görevi Sovyetlerin Ermenistan’ı işgali yüzünden bir ay sürdü. Ermenistan’da 1920’de Bolşevik yönetiminin kurulmasından sonra 1921-1924 arasında Bükreş’te yaşadıktan sonra 1925’te ülkesine döndü.

Kaçaznuni tarafından yapılan reddedici nitelik taşımayan konuşma, olaylar hakkında dikkat çekici bir özeleştiri niteliği taşımaktadır. Hovhannes Kaçaznuni ifadesinde: (I. Dünya Savaşı'ndan sonra [kendisinin] Ermenistan’ın ilk başbakanı olduğunu unutmamak gerekir) “Bazı Ermeniler birçok Türk’ü öldürdüler, bağımsızlık için yan-lış bir girişimde bulunurak saldırmış olabilirler. İlaveten, Ermeni yazarlar; Louise Nalbandian, James Mandalian ve Armen Garo, diğerleri arasında, bazı Ermenilerin Türklere karşı nasıl uzun süre savaşarak I. Dünya Savaşı'nda katliamlara yol açtığını hem de ayrıntıları ile anlattılar.”(Kaynak : The Politicizing of History and the Arme-

nian Claims of Genocide, March 13, 2009, Letter to the Editor to

NewYork Times)

Bağımsız Ermeni Cumhuriyeti’nin ilk başbakanı Hovhannes Kaçaznuni’nin Temmuz 1923 tarihli Bükreş Manifestosu’nda: “Henüz Osmanlı harbe girmeden silahlı hazırlığa başladıkları, Ermenil-erin bağımsızlık için kendilerine yardım edeceği inancıyla Rusya’ya utanmadan sarıldıkları” belirtil-iyor. Başbakan Ermenilerin Türklerle savaşmaktan kendilerini alamadıklarını da vurguluyor. Kısacası Ermeni çetelerini suçluyor.

HovhannesKaçaznuni(Ermenistan’ın ilkbaşbakanı 1918-19)

Ermeni çeteler tarafından katledilen Müslümanlara ait toplu mezarlar.

ASALA'nın düzenlediği terör eyleminde 9 kişi öldü 72 kişi yaralandı.(Esenboga Havaalanı, Ankara, 1982)

Ermeni asıllı Türk vatandaşı Artin Penik ağır yanıklarla hastaneye kaldırıldık-tan sonra ölmeden önce şunları söyledi: "Ermeniler adına cinayetler işleyen ASALA katillerini protesto etmek için kendimi yaktım. Öleceğim ama pişman değilim. Şimdi kurtulacak olsam ASALA’yı protesto etmek için kendimi bin kez daha yakarım. Türkler ve Ermeniler kardeştir. Başta Fransa olmak üzere Erme-nilerle Türklerin arasını açmak isteyenlere lanet olsun. Ben Ermeni kökenliyim ama Türküm, Atatürkçüyüm. Türk yurttaşıyım!" diye haykırıyordu.

Osmanlı ordusuna karşı savaşan isyancı Ermeni kadınlar

Page 20: Forum usa april 15

Serving the Turkish American community www.forumusa.com Issue 174 • April, 201520

FORUM USA

WA

OR

CA

NV

ID

AK

HI

MT

UT

WY

AZ

CO

NM

TX

SD

IA

ND

MN

NE

KS

OK

MO

AR

LAMS AL

TN

KY

GA

FL

WIMI

IL IN

SC

NC

VADC

MD

DE

NJ

CTRI

PA

NY

VT

MA

ME

NH

OH

1990

WA

OR

CA

NV

ID

AK

HI

MT

UT

WY

AZ

CO

NM

TX

SD

IA

ND

MN

NE

KS

OK

MO

AR

LAMS AL

TN

KY

GA

FL

WIMI

IL IN

SC

NC

VADC

MD

DE

NJ

CTRI

PA

NY

VT

MA

ME

NH

OH

1990

19902004

2004

2000

1986

2001

19902003

1981

1990

2004

2004

2007

FEB 26, 2015

2001

2002

1990

1990

2001

19902004

1990

1990

1996

19902008

2004

2007

1999

1999

1975

1975

19951987

1990

19901990

1990

20041990

2001

1990

1915 OLAYLARINI 'SOYKIRIM' OLARAK KABUL EDEN ABD EYALETLERİ (42)

1915 OLAYLARINI "SOYKIRIM" OLARAK KABUL EDEN ÜLKELER

1915 tehcir kararını 'soykırım' olarak tanımlayan kuruluş ve ülkeler >> • Avrupa Parlamentosu (1998-2001)

• Dünya Kiliseler Konseyi (2002) • YMCA Avrupa Birliği (2002)• Permanent Peoples' Tribunal (1985)• Güney Amerika Ortak Pazarı (Mercosur 2007)• Avrupa Konseyi• İnsan Hakları Derneği

FRANSA1998

ARJANTİN1988 - 2001

KANADA1980-2004

ŞİLİ2007

GÜNEY KIBRIS1982

İTALYA2000

RUSYA1995

SLOVAKYA2004

İSVEÇ2000

ERMENİSTAN2001

LÜBNAN1997-2000

BELÇİKA1998

YUNANİSTAN1996

ALMANYA2005

VATİKAN2000

HOLLANDA2004

POLONYA2005

İSVİÇRE2003

BOLİVYA2014

LİTVANYA2005

URUGUAY 1965- 2004

VENEZUELA2005

www.forumusa.com

FORUM USA

Page 21: Forum usa april 15

Serving the Turkish American community www.forumusa.com Issue 174 • April, 2015 21

FORUM USA

• Avrupa Parlamentosu (1998-2001)• Dünya Kiliseler Konseyi (2002) • YMCA Avrupa Birliği (2002)• Permanent Peoples' Tribunal (1985)• Güney Amerika Ortak Pazarı (Mercosur 2007)• Avrupa Konseyi• İnsan Hakları Derneği

Hesaplı alışverişin adresi Başcı Market

ABD’deki Osmanlı hanedan üyesine Türk kimlik katı

ABD’de yaşayan Osmanlı hanedan üyesi 35. Osmanlı Padişahı Sultan Reşhad’ın torunu Cengiz Nazım Osmanoğlu (Şehzade Cengiz Nazım Efendi) 76. yaşında Türk kimliğine kavuştu.

Vatandaşlığa geçmek için başvuruda bulunan şehzade Cengiz Nazım Efendi, New York Başkonsolosluğu yoluyla Türk vatandaşı oldu.

Osmanlı padişahı Mehmet Reşad V.’in torunu Mehmed Nazım Efendi’nin üç oğlundan ilki olarak 1939 yılında Kahire’de doğan Cengiz Nazım Efendi, Türkiye Cumhuriyeti kimliğini New York Başkonsolosu Ertan Yalçın’ın elinden aldı.

Fransız, Lübnan ve Amerikan vatandaşlıklarından son-ra Türk vatandaşlığına kabul edilen Cengiz Nazım Efendi, 263 dolar ödeyerek 10 yıllık Türk pasaportu için de başvu-ruda bulunurken, eşi Amerikalı Suzanne Hanım da Türk vatandaşlığına geçmek için resmi işlemleri başlattı.

Başvurduktan yaklaşık 1 yıla yakın bir süre sonra Türk vatandaşı olarak nüfuz cüzdanı aldığını belirten ve bun-dan dolayı çok mutlu olduğunu ifade eden Şehzade Cengiz Nazım Efendi, Londra’daki kuzenin ve kardeşinin de kendi-si gibi yeni Türk vatandaşı olduğunu bildirdi.

1964’de Kahire’de yaptığı ilk evliliğinden ABD doğumlu Ziyaeddin ve Ayşe isimli iki çocuğu olan Cengiz Nazım Efendi, kızı Ayşe’den Peri ve Zekeriya isimli iki torunu bulunuyor.

İlk pasaportunu Fransa’dan alan ancak Fransız vatandaşlığı bulunmayan Cengiz Nazım Efendi bir süre İngiltere’nin başkenti Londra’da yaşadıktan sonra 1960 yılında eğitim amacıyla ABD’ye gelerek Oklahoma Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi eğitimi aldı.

ABD’deki ilk yıllarında pizza dağıtıcılığı ve kasiyerlik yaptığı-nı ve aynı anda turizm şirketinde de çalıştığını ifade eden Cengiz Nazım Efendi, Oklahoma, Kaliforniya ve Teksas’tan sonra Kuzey Karolayna eyaletinde yaşamaya başladı. Kuzey Karolayna’nın Greensboro kentinde kendi adıyla kurduğu ve CEO’luğunu yaptığı taşımacılık firmasını yönetiyor.

17 yıldır Suzanne Hanımefendi ile evli olduğunu bildiren Cengiz Nazım Efendi, eşinin İstanbul’u çok sevdiğini ve ara ara İstanbul’a gittiklerini belirtti.

ABD’de yaşayan Osmanlıhanedan üyesi Cengiz Nazım Osmanoğlu’na (Şehzade Cengiz Nazım Efendi) Türk kimlik kartı verildi

www.forumusa.com Issue 174 • April, 2015

FORUM USA

Page 22: Forum usa april 15

Serving the Turkish American community www.forumusa.com Issue 174 • April, 201522

FORUM USAEric Adams Brooklyn Belediye Başkanı olarak seçilmeden önce New York Polis Departmanı’nda (NYPD) ve New York Senatosu’nda görev yaptı. 5 Kasım 2013 tarihinde Brooklyn Belediye Başkanı olarak seçilen Adams, ilk Afrikalı-Amerikalı Belediye başkanı olma özelliğini taşıyor. NYPD’de görev yaptığı sırada “polis şiddeti” “polis departmanında ırkçılık” gibi konularda mücadele eden Adams Türkiye’yi iki kez ziyaret etti. İstanbul’u çok sevdiğini belirten Adams, Türkiye’de İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Amerika’da birçok Türk kuruluş ve dernekle yakın ilişkiler kurmasıyla Türk topumu tarafından tanınan bir isim.

“Amerikalı Türk olmak için Türk kültürünü terk etmek gerekmez”Türklerin yoğun olarak yaşadığı yerlerden biri olan Brooklyn’in belediye başkanı Eric Adams ile Türk Amerikan toplumu hakkında sohbet ettik. Türk kültürünün Amerikan kültürüne dönüşmek zorunda olmadığını belirten Adams “Amerikalı-Türk olmak için Türk kültürünü terk etmek gerekmez. Sizler Türk kültürünüzle Amerikalısınız” dedi

Brooklyn’de yaşayan Türk toplumunu tanıdığınız kadarı ile anlatır mısınız?

Türk-Amerikan toplumunun tutum ve davranışlarını sadece Brooklyn çer-çevesinden değerlendirmek yerine ülke genelinden yorumlamak gerekirse Türklerin uyum konusunda çok iyi olduklarını düşü-nüyorum. Türkler, Brooklyn şehrinin varlık değeri tartışılmaz üyeleridir. Zekice yatırım-lar yapan birçok iş adamını Türk-Amerikan derneklerinde, toplumsal konuların içinde görüyorum. Türkler Brooklyn’in harika komşularıdır. Herhangi bir sorun-da, Amerikan Türk halkı yardımcı olmak konusunda asla çekinmez. Konu terörizm olsa dahi çekinmeyerek, cesaretle yardım-larını esirgemezler. Bunun en son örneğini geçtiğimiz günlerde Sunnyside Bölgesi’nde meydana gelen terörist olayda ilçeler ara-sında yapıcı ve bütünleyici yardımlarıyla Türkleri bir kez daha görmüş olduk.

“Türkler Brooklyn’in harika komşularıdır”

Brooklyn ilçesi için Türk-Amerikan toplumun-dan iş birliği beklentileriniz nelerdir?

Brooklyn çok kültürlü bir ilçe. Yapılan araştırmalar Brooklyn sakinlerinin % 47’si-nin evlerinde İngilizce dışında farklı bir dil konuştuğunu gösteriyor. Çok kültür-lülüğün yüksek düzeyde olduğu bir yerde, bütün etnik grupların yardımıyla ‘Nasıl bir arada ve köşemize sessizce çekilmeden or-tak bir kültür olabiliriz?’ sorusuna çözümler

üretiyoruz. Bu konuda Türk toplumundan bize sık sık gönüllü destek veren vatandaş-larımız var. Birçok genç, programlarımıza katılarak diğer gençlere yardım ediyor.

“Amacım Türk Büyükelçilikleri ile çalışıp; gençlerimize finansal

literatür konusunda destek mekanizmaları oluşturmak,

ekonomik bağımsızlıklarını elde edebilmelerini sağlamak”

Benim bu noktada amacım Türk Büyükelçilikleri ile çalışıp; gençlerimize finansal literatür konusunda destek me-kanizmaları oluşturmak. Türk-Amerikan vatandaşlarının bu ülkede karşılaştıkları ekonomik sistem farklılığına dayanan uyum problemlerini ortadan kaldıracak ekono-mik bağımsızlıklarını elde edebilmelerini sağlamak. Mesela nasıl ev alınabilir veya satılabilir? Eğitim için nasıl birikim yapılır? gibi çalışmalar yürütüyoruz. Ayrıca sağlık alanında da Brooklyn Belediyesi olarak tüm etnik gruplara olduğu gibi Türk-Amerikan toplumuna da acil yardım desteği sunuyo-ruz. Türk-Amerikan derneklerinden de bu konulara eğilmelerini bekliyoruz.

Türklerin çok kültürlülük konusunda uyumlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Amerikalı Türk olmak için Türk kül-türünü terk etmek gerekmez, sizler Türk kültürünüzle Amerikalısınız. Amerika’da kendimizi tanıtırken Çinli Amerikalı, İtalyan Amerikalı, Alman Amerikalı veya

Türk Amerikalı diye belirtmenin herhangi bir sakıncası yok. Bu, sizin anavatanınız-dan getirdiklerinizi ve bu ülkenin de bir parçası olduğunuzu gösterir. Dolayısıyla Türk kültürünüzün Amerikan kültürüne dönüşmek zorunda olmadığını belirtmek isterim.

Brooklyn Belediye Başkanı Adams kendisinin “Türk mutfağı aşığı” olduğunu,

damak lezzetinin Türk yemekleri ile çok uyduğunu

belirtiyor. Adams’ın favoreileri ise: şiş kebap ve baklava...

Daha önce Türk mutfağını denediniz mi? Favori lezzetleriniz nelerdir?

Türk mutfağına aşığım. Kuzu, benim beslenmemin ana kısmını oluşturuyor. Dolayısıyla yanında pilavla servis edilen şiş kebap ve sonrasında baklava, kesinlikle vazgeçilmez favorilerim.Türk mutfağın-dan çok zevk alıyorum.

New York City’nin beş bölgesinden biri olan Brooklyn 2,5 milyonluk

nüfusuyla New York’un en kalabalık ilçesi. Beyaz nüfusun yüzde 42 ile ağırlıkta olduğu

ilçede yüzde 34 oranında Afrikalı Amerikalı yaşıyor. Türk nüfusu

oranı yüzde 2’lik diğerleri kısmında yer alıyor. İlçedeki dini figür ise Katolikler başta olmak

üzere sırasıyla Protestan, Ortodoks, Yahudi ve Müslümanlar olarak

şekilleniyor.

“Türkiye’den gelen insanlar, anavatanlarını sevip, anne

yarısı teyze olarak da Amerika’yı sevebilirler”

Türk Amerikan toplumuna ForumUSA aracılığıyla vermek istediğiniz bir mesaj var mıdır?

Eğer bir ülkeye yeni geldiyseniz, ana-vatanınızı geride bırakmanızdan ötürü, bu ülkeye dair isteksizlik hissedersiniz ve bu da sizi çekingen yapar. Unutmayın ki, bu insanın doğasında vardır. Bu demek değil-dir ki, annemi sevmeyeceğim onun yerine artık teyzemi seveceğim. Türkiye’den gelen insanlar, anavatanlarını sevip, anne yarısı tey-ze olarak da Amerika’yı sevebilirler. Böylelikle kendilerini evlerinde hissedeceklerdir. Bu da yeni kültüre, kaynaklara, imkânlara ve Amerika rüyasının bir parçası olmalarına dair amaçlarına katkı sağlar. Amerikan bayrağı-nın gölgesinde yaşamak yerine, gün ışığına çıkmanız “Amerikan özgürlüğü’ rüyanızın ger-çekleşmesi olacaktır. Bunun için uyum desteği veren dernekler, insanlarımıza kendi geçmiş kültürlerini koruyarak bu ülkenin bir ferdi na-sıl olunur noktasında yardımcı oluyor, bu da ülkede kendinizi evinizde hissetmenizi sağlıyor. Her ferdin kendini güvende ve rahat hisset-mesi bu ülkedeki öncelikli haklarından biridir. Amerikan kültürüne katılın ve onu sevin.

Muhabir Yasemin Özkafa

Page 23: Forum usa april 15

Serving the Turkish American community www.forumusa.com Issue 174 • April, 2015 23

KÜLTÜR SANAT

Amerikalı Türk toplumundan

“Çanakkale Ruhu”na saygı duruşu

Çanakkale Zaferi'nin 100. yıl nedeniyle Türkiye'yi aratmayacak anma

törenleri Amerika'da da birçok eyalette gerçekleşti. Türk toplumu,

konsolosluklar, büyükelçilikler ve dernekler, tarihi zaferi ülkesinden

uzakta kutladı; Çanakkale şehitlerini ve Atatürk'ü andı

Washington’da Atatürk anıtına çelenk konuldu

New York’ta Atatürkokulu öğrencileri,Çanakkale şiirleri okudu

Şehitler Boston’da da anıldı

Camilerde şehitlerinanısına Kur-an'ı Kerim okundu

Washington Büyükelçiliği’nde bir anma programı düzenlendi.Türk Amerikan Öğrenciler Derneği’nin (TurkASA) organize ettiği, büyükelçiliğin ev sahipliğindeki programa Büyükelçi Serdar Kılıç ve eşi Sinem Kılıç, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Washington Temsilcisi Ahmet Erdengiz, Türk-Amerikan derneklerinin temsilcileri, Wash-ington ve çevresinde yaşayan Türkler ve büyükelçilik çalışanları katıldı.

Büyükelçilik bahçesindeki Atatürk anıtı-na çelenk koyulmasıyla başlayan törende saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Etkinlikte, Çanakkale Zaferi’nin Türk tarihinde önemli bir dönüm noktası olduğuna işaret eden bir konuşma yapan Hava Uçak Bakım Binbaşı Hakan Şan, kazanılan zafer hakkında bilgi verdi. Çanak-kale Savaşı’na ilişkin video gösterisinin de yapıldığı etkinliğin sonunda, emekli TRT Türk halk müziği sanatçısı Hüsnü Aydoğdu da türküler söyledi.

New York Başkonsolosluğunda da anma etkin-liği düzenlendi. Başkonsolosluğun himayesinde, Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu (TADF) tarafından düzenlenen programda Türkiye Birleşmiş Milletler Daimi Temsilci-si Büyükelçi Halit Çevik "Çanakkale Zaferi, aziz milletimizin birlik ve beraberlik ruhu ile vatanını, hürriyet ve istiklalini korumak için emsalsiz fedakarlık göstererek, cesaret dolu mü-cadelesiyle kazandığı şanlı bir zafer ve yazdığı bir destandır" diye konuştu.

New York Başkonsolosu Ertan Yalçın ise "Çanakkale Savaşları, benzersiz bir azmin ve mücadelenin, tükenen bir devletin yerine yenisini kuracak güçlü ve yeni bir ruhun ve 20. yüzyıla damgasını vuracak bir liderin, Mustafa Kemal Atatürk'ün doğuşudur. Cuhmuriye-timizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün, 'Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur' sözlerinde ifadesi-ni bulan bu zafer, aynı zamanda Türkün vatan ve millet sevgisinin de ölümsüzlük anıtıdır" diye konuştu.

Programda ayrıca BM Askeri Ataşesi Kurmay Albay Namık Kemal Çil ve TADF Başkanı Atilla Pak da birer konuşma yaptı. Etkinlik, Atatürk okulu öğrencilerinin okudukları şiirler ve Çanakkale Savaşını konu alan filmin gösterilmesiyle son buldu. Etkinliğe, ABD'de yaşayan çok sayıda Türk'ün yanı sıra Hakkari'nin Çukurca ilçesinde 1999 yılında girdiği çatışmada şehit düşen Jandarma Kıdemli Binbaşı Erdoğan Özdemir'in oğlu Gökalp Özdemir de katıldı.

Bu arada, Boston Başkonsolosluğu da ASALA terör örgütü tarafından 1982 yılında şehit edilen Boston eski Fahri Başkonsolosu Orhan Gündüz’ü kabri başında andı. Buradaki etkinlikte konuşan Boston Başkonsolosu Ömür Budak, 33 yıl önce teröristlerce katledilen diplomat Gündüz’ü rahmetle anmak ve kendisine vefa borçlarını yerine getirmek istediklerini belirterek, şunları kaydetti: “Tarihimize altın harflerle yazılan Çanakkale Zaferi’nin bu sene 100. yıl dönümünü kutlamanın onurunu yaşıyoruz. Bu önemli günde kutsal vatanımız için canlarını feda ederek ebediyete intikal eden tüm şehitlerimiz-in, yurt dışında görevli oldukları sırada menfur saldırılara uğrayarak şehit edilen Dışişleri Bakanlığı mensupları ile diğer kamu görevlileri ve aile fertlerinin yüce hatırası önünde rahmet, minnet ve saygıyla eğiliyoruz.”

Boston kentinde ayrıca MIT, Harvard Üniversitesi, Boston Üniversitesi, Northeastern Üniversitesi ve Brandeis Üniversitesi’ndeki Türk öğrenci derneklerinin ortaklaşa düzenledikleri etkinlikte, Tolga Örnek’in “Gelibolu” adlı belgesel filmi gösterildi.

Diyanet İşleri Başkanlığı Washington Din Hizmetleri Müşavirliği ve New York Din Hizmetleri Ataşeliği ABD'deki Diyanet Vakfı’na bağlı camilerde şehitleri anma programları düzenlerken İstiklal Marşı’nın kabulu ve Mehmet Akif Ersoy’u da unutmadı.

"Çanakkale Savaşı'nın yüzüncü yılı Milli Kim-liğimizin İnşası ve Mehmet Akif Ersoy" isimli anma programları Diyanet Vakfı'na bağlı çeşitli eyaletle-rdeki camilerde 25 Mart ve 4 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirildi. Camilerde şehitlerin anısına Kur-an'ı Kerim okunurken çocuklar arasında İstiklal Marşı okuma yarışmaları düzelendi.

Din İşleri Müşaviri Dr. Yaşar Çolak düzenlenen etkinilklerle ilgili “Gençlerimizi geleceğe uyanık hazırlamak, onların gerçek güvenliğini oluşturacak manevi değerlerimizi tanıtmak, sadece ecdadımızın fedakarlıkları üzerinden değil de var olma bilincini aşılamayı hedefleyen programlarımızın arzu edilen ilgiyi toplaması bizi ziyadesiyle sevindirdi. Belki de hepimizin bu sanal alemde yaşarken, hayatın anlamını kavramada yardımcı, bize destek ola-cak, zihnimiz ve kalbimizi okşayacak, ruhlarımızı yumuşatacak bu tür programlara ve Kur’an tilavetine çok ihtiyacı vardı. Bu program, bu anlamda çok yararlı oldu. Bu tür programlarımızın devamı da gelecektir. Diyanet İşleri Başkanlığımıza bize verdigi destekten dolayı müteşekkiriz.” dedi.

Çanakkale Savaşı’na tarihi yolculuk

Washington

New York

Boston

New York

Diyanet Vakfı’na bağlı camiler

New York ve çevre eyaletlerde yaşayan Türk vatandaşlarının organize ettiği New York’ta-ki CUNY (City University of New York) John Jay College of Criminal Justice Üniver-sitesi’nde “Çanakkale 1915 – 2015: Savaş Alanından Türkiye Cumhuriyeti’ne Tarihi Bir Yolculuk” isimli konferans düzenlendi. Belgesellerle savaş yıllarına yolculuk yapıldı. Türk tarihçi Dr. Hasan Paksoy görüntülü telekonferansla katılarak savaşın sosyo ekonomik sonuçlarını anlattı. Macquarie Üniversitesi Profesörü Harvey Broadbent, “Osmanlı Ordusu 1915 Gelibolu Savunması-na Ait Anahtar Belgeler” adlı çalışmasını katılımcılarla paylaştı.

FORUM USA

Page 24: Forum usa april 15

Serving the Turkish American community www.forumusa.com Issue 174 • April, 201524

FORUM USA

Ahıska Türk Amerikan Kültür Merkezi, Massachusetts’te açıldıAhıskalı Türklerin yoğun olarak yaşadığı Massachusetts eya-letine bağlı Springfield’de yer alan, içerisinde mescit, derslik ve konferans salonu barındıran “Ahıska Türk Amerikan Kültür Merkezi” nin açılışı, 21 Mart’ta yapıldı.

Ahıskalı Türkler, dini liderler, iş adamları, sivil toplum örgütü temsilcileri, Türk ve Amerikalı siyasilerin katılımı eşliğinde gerçekleştirilen törende Ak Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, Springfield Belediye Başkanı Edward Sullivan, Massachusetts Eyaleti senatörleri James

Welch ve Michael Finn, Ahıska Türk Amerikan Dernekleri Konseyi Başkanı İslam Shakhbandarov, Ahıska Türk Amerikan Kültür Merkezi Başkanı Mehdi Osmanlı merkezin açılış kurdelesini kesti.

Tören sonunda Springfield Belediye Başkanı Edward Sullivan, Ahıska Türk Amerikan Kültür Merkezi Başkanı Mehdi Osmanlı’ya Amerikan bayrağı verirken, Osmanlı da Sullivan’a Türk bayrağı hediye etti. Törende ayrıca, Ahıskalı Türk kadınlarının yaptığı yemekler, davetlilere sunuldu.

“Hem çok mutlu hem de çok gururluyuz” açıklamasında bulunarak “Amerika’nın çeşitli yerlerinde Ahıskalı soydaşlarımız için inşa edilmekte olan kültür merkezleri birer birer açılıyor. Umarım ileride daha yenilerini görürüz.” dedi.

Açılışta Türk ve Amerikan bayrakları göndere çekilirken iki ülkenin marşları söylendi

Külünk: “Türkiye Cumhuriyeti’nin Amerika’da Ahıskalı kardeşlerimizi yalnız bırakmadığının ifadesidir”

Merkezin açılışını yapan Ak Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, “Bu mües-sese Türkiye Cumhuriyeti

Devleti’nin Diyanet İşleri Başkanlığı aracılığıyla dün-

yanın neresinde olursa olsun kardeşlerine sahip çıkmasının ifadesidir. Dışarıdan bakıldığı zaman küçük gibi görülebilir ama üzerinde taşıdığı mana çok büyüktür. Türkiye Cumhuriyeti’nin Amerika’da Ahıskalı kardeşlerimizi yalnız bırak-madığının ifadesidir” şeklinde konuştu.

Projeye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatlarıyla başlandığını belirten Külünk “kimliğimizi, kültürümüzü koruyarak

Amerikan toplumunun bir parçası olduğumuzu unutmamalıyız” dedi. "Törene katılan Lübnan asıllı Springfield İslam Merkezi İmamı Ebubekir Baki’nin bizlerle kucaklaşmasındaki heyecanı, muhabbeti, Türkiye’ye duyulan muhabbetin güzelliğidir." diye belirten Külünk, "Onun için bu güzelliğin burada tanığı olmak benim için de çok büyük bir mutluluk.” dedi.Çolak: “Diyanet İşleri bir iyilik hareketi olarak dünyanın her yerine hizmet götürüyor”

Washington Din ve Sosyal Hizmetler Müşaviri Yaşar Çolak şunları şöyledi: “Modern zamanlar çok hızlı akıp geçiyor; ruh-

larımız, manevi dünyamız bu modern zamanlarda yorulup hırpalanıyor.

Bizlerin zamanı biraz yavaşlatacak, manevi dünyamızı dinlendirecek, bakıma alacak sığınaklara ihtiyacımız var. Bu kültür merkezi bu bölgede yaşayan insanımız için maneviyatlarını güçlendirmek, morallerini yükseltmek adına çok önemli katkılar sağlayacaktır. Burayı bir sığınak olarak, millet varlığımızın da teminatı olarak görüyorum. Diyanet İşleri Başkanlığımız bu merkeze bay ve bayan iki görevli tayin etti. Burada milli ve manevi değerlerimizin yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılması için önemli faaliyetler yürütülecektir. Bu tür merkezler, toplumumuzun kendi öz değerlerine yabancılaşması tehlikesine karşı önleyici birer liman olacaktır. Diyanet İşleri bir iyilik hareketi olarak dünyanın her yerine hizmet götürüyor. Bunun somut bir örneği de burasıdır.”

Mutlu: “Diyanet İşleri Başkanlığımız tarafından bu eksiklik tespit edilmiş ve ihtiyaçlar giderilmeye başlanmıştır”

10 yıldır Amerika’da yaşayan ve sayıları giderek artan Ahıskalıların toplana-cakları mekanlar, kültür

merkezleri, eğitim alanları gibi yerlere ihtiyaçları

olduğunu belirten ve bu yapının kurulmasının aracılarından biri olan Türken Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Halil Mutlu da gazetemi-ze yaptığı açıklamada “Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanlığımız tarafından bu eksiklik tespit edilmiş ve ihtiyaçlar gideril-meye başlanmıştır. Bu kültür merkezini, hizmetler silsilesinin bir başlangıcı olarak görüyorum.” dedi.

Boston Başkonsolosu Ömür Budak: “Mutlu ve gururluyuz”

MetinKülünk

YaşarÇolak

HalilMutlu

Ömür Budak

Metin Külünk, Edward Sullivan, Mehdi Osmanlı, James Welch ve Michael Finn kurdele keserek açılışı gerçekleştirdi

Ahıska Türk Amerikan Kültür Merkezi’ndeki mescitte ilk ezan ve namaz

Metin Külünk ile Springfield İslam Merkezi İmamı Ebubekir Baki arasında duygulu anlar yaşandı

Page 25: Forum usa april 15

Serving the Turkish American community www.forumusa.com Issue 174 • April, 2015 25

KÜLTÜR SANAT

Ahıska Türk Amerikan Dernekleri Konseyi Başkanı İslam Shakhbandarov merkezin önemine değindi, merkezin; dini, kültürel, sosyal ve eğitimi içeren birçok amacı olduğunu belirterek “Bu yapı, Türk – Amerikan toplumunun kaynaşmasını ve bir arada olmasını sağlaya-caktır.” dedi. Shakhandarov merkezin açılışından gurur duyduğunu ifade etti.

Ahıska Türk Amerikan Kültür Merkezi Başkanı Mehdi Osmanlı “Ahıska Türkleri Türkiye ve Amerika’nın yardımıyla güçleniyor” diyerek merkezin açılışıyla ilgili heyecanını dile getirdi. Osmanlı, merkezin satın alınıp, yapılmasını sağlayan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkürlerini ileterek “Üç kez sürgüne gönderilmiş, soykırıma uğramış Ahıska Türkleri olarak dilimizi, dinimizi, milletimize bağlılığımızı hiç kaybetmedik.” dedi. ANA (American News Agency)

Turkish American Cultural Society (TACS) Başkanı Murat Berk açılışta bir konuşma yaptı. Berk, “Ahıska Turkish American Community Center adlı çatı federasyon kuruldu. Bu federasyona desteğimizin devam etmesi gerekiyor. Ne kadar birlik olursak o kadar hızlı hareket edebiliriz. Federasyonumuz bugüne kadar dört yer satın aldı. Bu, ilk açılışımız. Bundan sonra Atlanta’da Dayton’da ve Missouri’de kültür merkezleri yapılacak.” dedi.

Shakhbandarov: “Bu yapı, Türk -Amerikan toplumunun kaynaşmasını ve bir arada olmasını sağlayacaktır”

Berk: “Ahıskalı kardeşlerimizin sorunlarıyla daha iyi mücadele edebilmelerini sağlamak için çatı federasyon kuruldu”

Osmanlı: “Ahıska Türkleri Türkiye ve Amerika’nın yardımıyla güçleniyor”

İslam Shakhbandarov Murat Berk Mehdi Osmanlı

Türkiye’de 18 Mart’ta gösterime giren Çanakkale Deniz Zaferi’ni anlatan ‘Son Mektup’ isimli film, 27 Mart 2015 Cuma gününde New york`ta gösterime girdi. 

New York’ta Empire 25 West 42 Street AMC sinema salonunda gösterilen film, ilk Osmanlı pilotlarından olan Tayyareci Salih Ekrem Yüzbaşı’nın  “ilk uçaklardan biri olan” tayyaresi ile Çanakkale’ye gidişini ve   tarihi Çanakkale Deniz Zaferi’ni anlatıyor. 

Çanakkale Deniz Zaferi’ni anlatan ‘Son Mektup’

New York’ta gösterime girdi

FORUM USA

Page 26: Forum usa april 15

Serving the Turkish American community www.forumusa.com Issue 174 • April, 201526

KÜLTÜR SANATTürk filmleri Boston’da seyirciyle buluştu 14. Boston Türk Film Festivali (BTFF) Nuri Bilge Ceylan’ın “Kış Uykusu” filmi ile kapılarını açtı festival 24 Nisan’a kadar devam edecek

Sanatçı Kayahan vefat ettiNew York’ta Türk Film festivali sona erdi New York Türk Film Festivali’nin 14’ncüsü 27 Mart-4 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirildi

New York’taki sanat okulu School of Visual Art’ın (SVA) sinema salonlarında (SVA Theatre) düzenlenen festivalde, farklı temalarda 7 film gösterildi.

27 Mart’ta, yönetmenliğini Tayfun Pirselimoğlu’nun “Ben O Değilim” (I’m Not Him) filmiyle açılan film festivali-ne ilk gün ilginin az olduğu gözlemlendi. Film gösteriminden hemen sonra yönetmen Pirselimoğlu’nun katılımcıların soru-larını yanıtladığı bölümde yönetmen genel olarak katılımcılara bakıldığında Türk seyirci sayısının oldukça düşük olduğunu dile getirerek İtalya’da yapılan gösterimdeki izleyici sayısının Türkiye’dekinden de daha fazla olduğunu belirtti.

Festival kapsamında Annemin Şarkısı adlı filmin yönet-meni Erol Mintaş, Unutursam Fısılda’nın oyuncusu Mehmet Günsür ve Kusursuzlar adlı filmin yönetmeni Ramin Matin de filmlerin ardından soru-cevap bölümü ile seyirciyle buluştular.

Türk pop şarkıcısı, besteci ve söz yazarı Kayahan Açar, yumuşak doku kanseri tedavisi gördüğü Acıbadem Maslak Hastanesi’nde 66 yaşında ha-yatını kaybetti.

Kayahan, uzun zaman sonra, Beşiktaş Belediyesi’nce düzenlenen 14 Şubat Sevgililer Günü konserinde eşi İpek Açar ve Nilüfer’le hayranlarının karşısına çıkmıştı.

Kayahan’ın özgeçmişiSanatçı Kayahan, 29 Mart

1949’da İzmir’de dünyaya geldi.Çocukluk ve gençlik yıllarını Ankara’da geçiren

Kayahan, daha sonra İstanbul’a yerleşti. İstanbul’dan sonra uzun süre Balıkesir-Gömeç’teki İnta Sevgi Köyü’nde Geceler Caddesi ve Mavilim Caddesi’nin kesiştiği Hülyam Çıkmazı’nda yaşadı. Bu köydeki bütün cadde ve sokaklar, Kayahan’ın şarkılarının isimlerinden oluştu.

Bugüne kadar 3 adet 45’lik, 1 longplay, 13 kaset ve CD ile bir single çıkaran ödüllü sanatçı, 1986’da “Geceler” şarkısıyla ilk büyük ödülünü “Altın Portakal”la elde etti. 1989’da Eurovision Şarkı Yarışmasında “Gözlerinin Hapsindeyim” ile Türkiye’yi temsil eden Kayahan, 1991’de çıkardığı “Yemin Ettim” albümüyle büyük başarı yakaladı.

“Yolu sevgiden geçen herkesle bir gün bir yerde buluşuruz” sloganıyla tanınan sanatçı, bu-güne kadar, “Benim Şarkılarım”, “Siyah Işıklar”, “Yemin Ettim”, “Odalarda Işıksızım”, “Son Şarkılarım”, “Benim Penceremden”, “Canımın Yaprakları”, “Emrin Olur”, “Beni Azad Et”, “Gönül Sayfam”, “Ne Oldu Can”, “Kelebeğin Şansı”, “Biriciğime” ve “365 Gün” isimli albüm-leri sevenleri ile buluşturdu.

“Sarı Şekerim”, “Vazgeçmem”, “Aman”, “Ben Anadolu Çocuğuyum”, “Allahım Neydi Günahım”, “Emrin Olur”, “Bir Aşk Hikayesi”, “Beni Azad Et”, “Ölmem mi Lazım”, “Tek Delikli Kaval”, “Gözlerinin Hapsindeyim” isimli şarkıları Nilüfer’in yanı sıra pek çok ünlü sanatçı tarafından yo-rumlanan Kayahan, yurtiçinde ve yurtdışında pek çok konser verdi.

Başarılı sanatçı, 1990’da yumuşak doku kanserine yakalandı, hastalık 2005 ve 2014’te tekrar etti.

Hakkınızı helal edin demişti Kayahan, Nilüfer ile 14 Şubat’ta verdiği konserde “Benden size hakkım helal, siz de hakkınızı helal edin.’’ demişti.

Kayahan bütün konserlerinde satılan hediyelik eşyalarının gelirini Mehmetçik Vakfı’na bağışlıyordu. Sanatçılığının yanında iyi de bir aile babası olarak bi-linen Kayahan, küçük kızı Aslı Gönül’ü yetiştirirken Kur’an-ı Kerim’den sureler öğretiyor, verdiği dini eğitimin yanı sıra gelenek görenek ve Türk kültürü konusunda kızını yetiştirmek için özen gösteriyordu.

BTFF’nin bu yılki programında Çağdaş Türk sinemasının seçkin ör-nekleri ve yönetmenleri bir kez daha Amerikalı seyirciyle buluşuyor.

Türk Sinemasında Mükemmellik Ödülü Ünlü’nün

Dokuzuncu yılını kutlayan Boston Türk Film Festivali Türk Sinemasında Mükemmellik Ödülü’nün bu yılki sa-hibi Onur Ünlü oldu. Boston Güzel Sanatlar Müzesi’nde düzenlenen törende ödülü, Onur Ünlü adına yönetmen ve Ankara Sinema Derneği Başkanı Ahmet Boyacıoğlu aldı. bu ödülü geçmiş yıllar-da Zeki Demirkubuz, Reha Erdem, Nuri Bilge Ceylan, Yeşim Ustaoğlu, Derviş Zaim, Tayfun Pirselimoğlu, Erden Kıral ve Reis Çelik almıştı.

Yönetmen Ömer Lütfi Akad da anıldı

Festivalde, 2011 yılında hayatını kaybeden yönetmen Ömer Lütfi Akad anı-sına, onun 1973 yılında çektiği Gelin filmi

gösterildi. Filmin dijital olarak yenilenen kopyası Kuzey Amerika’da ilk kez göste-rilirken filmin gösterimine katılan oyuncu Hülya Koçyiğit’e onur plaketi verildi.

Hülya Koçyiğit, Akad’ın “Anadolu Üçlemesi” olarak adlandırılan ve en iyi 100 Türk filmi arasında seçilen üç filmi “Gelin”, “Düğün” ve “Diyet”te oynamış olmanın kendisi için bir onur vesilesi ol-duğunu söyledi. Kariyeri boyunca çok iyi yönetmenlerle çalıştığını, bunun büyük bir şans olduğunu dile getiren Koçyiğit, Türk sinemasının son yıllarda büyük bir gelişme gösterdiğini, hem çekilen filmlerin kalitesi hem de uluslararası yarışmalardaki başarı-ları dolayısıyla genç yönetmenlerle gurur duyduğunu belirtti. Koçyiğit, her zaman onların yanında yer almaya ve destek ol-maya hazır olduğunu ifade etti.

Boston Başkonsolosu Ömür Budak ve eşi Esra Budak da Koçyiğit onuruna başkonsolosluk ikametgahında re-sepsiyon verdi. Resepsiyona yönetmen Murat Düzgünoğlu’nun yanı sıra Türk ve Amerikalı sinemaseverler ve öğrenciler katıldı.

Page 27: Forum usa april 15

Serving the Turkish American community www.forumusa.com Issue 174 • April, 2015 27

KÜLTÜR SANATSahnenin harika çocuklarıUluslararası dans yarışmasının yarı finalinde, Türkiye’den katılan iki balet, birincilik ve ikincilik ödülü aldı. Bale alanında burs kapılarını aralamak isteyen öğrenciler için görkemli olarak kabul edilen Youth America Grand Prix Yarışması’nın yarı final basamağında Ekim Deniz Akarslan Türkiye’ye ilk defa birinciliği getirirken Yılmaz Berkay Günay ikinci oldu. Bale dansına tutkun iki parlak, genç isim 10-15 Nisan tarihleri arasında New York’ta ülkemizi temsil ederek kariyer kapılarını aralamak için yarışacaklar. Yolları açık olsun...

Bale ile tanışma hikayeniz nedir?

Ekim Deniz Akarslan: İki kuzenim de bale dansçısı. Küçükken televizyonda baleyle ilgili bir yayın gördü-ğümde, televizyona sarılır ya da yapılan hareketleri taklit etmeye çalışırmışım. İlk başlarda annem ve babam bu hevesimin üstünde durmasalar da teyzemin de desteğiyle baleye başladım.

Yılmaz Berkay Günay: Annem ve babam sayesinde 4 ya-şımda baleyle tanıştım. Önce Antalya Devlet Opera ve Ba-lesi’ne ardından Antalya Devlet Konservatuarı’na gittim. 12 yaşına kadar orada eğitim gördükten sonra İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı’na girdim.

Eğitim hayatınızda başarılı bir öğrenci miydiniz? Bale dansının size kazandırdıklarından bahseder misiniz?

E. D. A.: Genel eğitim derslerinde de başarılı bir öğrenciy-dim. Küçük yaşlarda edindiğim ders çalışma disiplininin şimdi bale çalışmalarıma da yansıdığını düşünüyorum. Disiplin, benim olmazsa olmazımdır. Stüdyoya girdiğim an, dışarıdaki hayatla bağlantımı kesiyorum; sadece ben, bar, ayna ve en önemlisi öğretmenim kalıyoruz.

Y. B. G.: Aslında eğitim hayatımda pek başarılı bir öğ-renci değildim. Kendimi kitaplarda yazan konulara pek veremiyordum çünkü bale her zaman için bana daha cazip geliyordu. Dans ederken çok mutlu oluyordum. Tabii ki kültürel derslerin de önemli olduğunun farkındayım ama sanat ve bale benim hayatım. Bu tutku olmasa emin olun yaptığımız şey bize eziyet olur. Balenin bana çok fazla yararı oldu; ufkumu açtı, daha geniş düşünmemi sağladı, isteyince her şeyin olabileceğini gösterdi. Balede imkansız diye bir şey yoktur, sadece başarması zordur. Başarmak için de baleyle bir bütün olman gerekir. Ancak o zaman istediğin başarıyı elde edersin.

Günay: Aldığım derece beni tabii ki çok mutlu etti ama dereceden çok oradaki insanların bize olan yaklaşımları, Türk insanının onların tahmin ettiği kadar geri kalmış olmadığını göstermek çok güzel bir duyguydu

Baleyi sizin için cazip kılan noktalar nelerdi?

E. D. A.: İlk başta o büyü-leyici parıltısı cazip geldi. İşin içine girdikten sonra, o pırıltının altında yatan büyünün, katı, zor ve disiplinli bir çalışma sayesinde olduğunu fark ettim.

Y. B. G.: Baleye ilk başladığımda bana birçok özelliği cazip gelmişti. Çok büyüleyici bir dans türü. İzlerken insanı alıp götürüyor. Aynı şekilde, dans ederken de bambaşka bir insan oluyorsunuz. Kostümler, balet ve balerinlerin yaşam tarzları beni etkileyen diğer noktalar oldu.

Akarslan: Bale sanatı bazı toplumlar tarafından, en azından ülkemizde, feminen bir iş olarak nitelendiriliyor. Biri mesleğimizi sorduğunda rahatça belirtemiyor ya da özgürce icra edemiyoruz

Balet ve balerinler arasında dans tekniği bakımından bir fark var mı?

E. D. A.: Evet teknik bir fark var. Temelde yaptığımız şeyler aynı olsa da nüanslar, kullanılan kollar ve zıp-lamalar değişiyor. Erkeklerin sololarında zıplamalar ve dönüşler çokken, kadınlarda daha yavaş ve adagio (balede kullanılan bir dans figürü) hareketler daha yaygın. Ama tabii ki balerinlerin de sololarında bir o kadar zıplama var.

Y. B. G.: Balerinlerle teknik olarak aramızda fark var. Erkek daha güçlü olmalı, çok yükseğe zıplayabilmeli, güçlü kolla-ra ve bacaklara sahip olmalıdır. Aynı zamanda da estetik ve baledeki o narinlik unutulmamalıdır.

Genellikle baletler balerinlere göre azınlıkta mı? Nedeni nedir sizce?

E. D. A.: Bale sanatı bazı toplumlar tarafından, en azından ülkemizde, feminen bir iş olarak nitelendiriliyor. Biri mes-leğimizi sorduğunda rahatça belirtemiyor ya da özgürce icra edemiyoruz. 

Y. B. G.: Bale, bir erkeğin rüyası olarak pek yansıtılmaz. Hem narin hem de erkeksi olmanı gerektiren bir sanat-tır bale. İnsanlar bunu pek anlamadığı için bale yapan erkek sayısı azdır.

ABD’de katıldığınız yarışmada kazandığı-nız başarı, size kendinizi nasıl hissettirdi? “Bale, hayatımda parlak bir yol açıyor” diye düşündünüz mü? New York’ta yapılacak finallerdeki hedefiniz nedir?

E. D. A.: Parlak ama bir o kadar da sorumluluk getiren bir yol açtığını düşünüyorum. Balenin zorluğu, birtakım şeyleri ufak ufak kazanmaya başladıkça çalışmaların daha da artıyor

olmasında. Sevinçli olmanın dışında çok şaşkındım çünkü benim hedefim birincilik almak değildi, New York’taki

finallere kalarak bir burs imkânı bulmak, eğitimi-

mi daha rahat koşullarda tamamlayabilmekti. New York’taki hede-

fime gelecek olursak, dereceden ziyade, gele-ceğimi iyi şekillendirebilecek ve dönüp ülkeme hizmet etmemde katkısı olacak iyi ve imkânları yüksek olan bir okulda okumaya hak kazanmak.

Y. B. G.: Aldığım derece beni tabii ki çok mutlu etti ama dereceden çok oradaki insanların bize olan yak-laşımları, Türk insanının onların tahmin ettiği kadar geri kalmış olmadığını göstermek ve onların kültür-

lerinde olan bir şeyi Türklerin de yapıyor olduğunu sergilemek çok güzel bir duyguydu. Aldığım plaket beni bu duygu kadar mutlu etmedi. Oradaki insanların takdiri ve sevgileri, ikincilikten daha güzel duygular yaşattı.

Bale hayatımda parlak bir yol açıyor diye düşündüm çünkü ilk defa balede kendimi gösterme fırsatım oldu ve bunu da güzel değerlendirdim, çok mutlu oldum. New York’taki finaller için yine güzel bir derece alıp ülkemi temsil etmek istiyorum.

Gelecek planlarınızda sanatın özellikle de balenin yeri nedir? Nasıl bir kariyer planlıyorsunuz?

E. D. A.: Yolumun bale üzerinde ilerlemesi tek temen-nim. Bale hayatım biterse ya da bitmek zorunda kalırsa koreograf ve öğretmen olmak istiyorum. Tüm bunların dışında her ihtimale karşı Rusça tercümanlık yapmayı düşünüyorum.

Sanatın hayatla bağlantısı sizce nedir? Belli bir yaşa gelip “benden bu kadar” diyebilir misiniz?

“Sanat estetiktir”E. D. A.: Kesinlikle “bu kadar” derim. Çünkü sanat estetik-tir. Seyirciye en doğrusunu, en güzelini göstermek önem-lidir. İyi bir dansçı olursam ve bitmesi gerekirse bitiririm. En iyisini gösterip hakkını veremiyorsam zorlayıp seyirciye ve bu işi bilenlere kötü bir görüntü vermek istemem. Eğer

iyi bir yere gelmişsem ve bitmesi gerekiyorsa bitiririm. Çünkü o iyi yerdeki gibi hatırlanmak isterim.

“Sanat hayatla başlı başına bir bütündür”Y. B. G.: Sanat hayatla başlı başına bir bütündür ve asla beli bir yaşa gel-dikten sonra bırakamam çünkü ba-lesiz ve sanatsız kendimi bir hiç gibi hissediyorum. Bu yüzden sanat ölene dek hayatımda olacak. Yasemin Özkafa

Muhabir

Page 28: Forum usa april 15

Serving the Turkish American community www.forumusa.com Issue 174 • April, 201528

FORUM USA

Page 29: Forum usa april 15

Serving the Turkish American community www.forumusa.com Issue 174 • April, 2015 29

FORUM USA

ABD Başkanı Barack Obama, ABD’deki yatırım olanaklarının tanıtılması ama-cıyla başkent Washington’da düzenlenen SelectUSA Yatırım Zirvesi’nin ilk gününde yerli ve yabancı yatırımcılara hitap etti.

ABD’nin yatırım için dünyadaki en güvenli ve güçlü ülke olduğunu belirten Obama, 70’i aşkın ülkeden 2 bin 600’ün üstünde yatırımcıya zirveyi iyi değerlen-dirmeleri çağrısında bulunarak, “Bugün bu çatı altında imzalanacak birçok anlaşma var. Umarım herkes bu fırsattan tam anlamıyla yararlanır” ifadesini kullandı.

Obama, doğrudan yabancı yatırımın ülke ekonomisini güçlendireceğini vurgu-layarak SelectUSA Yatırım Zirvesi’nin bu hedefi kolaylaştıracağını anlattı. Obama zirvenin bu yılın başından bu yana binin üzerinde şirketin ABD’ye 20 milyar dolar civarında yatırım yapmasını sağladığını bildirdi.

Türk iş adamları ABD’deki gibi yatırım zirvesi istiyorABD’de yapılan SelectUSA Yatırım Zirvesi’ne katılan Türk iş adamları, Türkiye’nin de yabancı yatırımcıları çek-mek için kapsamlı bir zirve düzenlemesi çağrısında bulundu.

ABD Ankara Büyükelçiliği Ticaret Müsteşarlığı yetkililerinden alınan bilgiye göre, zirveye Türkiye’den 20 şirket ve 8 iş derneğini temsilen 38 Türk temsilci katıl-dı. Türk yatırımcıların özellikle sanayi ve mühendislik odaklı sektörlere yoğun ilgi gösterdikleri belirtildi.

70’i aşkın ülkeden bin 200 yabancı firmanın katıldığı zirvede, ABD Başkanı Barack Obama’nın yanı sıra ülkenin Dışişleri, Ticaret, Hazine ve Ulaştırma bakanları da yabancı yatırımcılara ABD’yi seçmeleri çağrısında bulundu.

ABD Başkanı Barack Oba-ma, “ABD’ye yatırım yapan şirketler, dünyanın büyüme-ye devam eden en büyük ve en istikrarlı pazarına ulaşma imkanı yakalayacaklar” dedi

Obama’dan yatırımcılara çağrı

16 Nisan’da Marriott Marquis Hotel’de gerçekleştirlecek açılış resepsiyonu ve yemeğine MÜSİAD Genel Başkanı Nail Olpak ve beraberindeki 70 kişi-lik iş adamı heyeti katılacak. Ofisin açılış kurdelesini Olpak kesecek. Yine aynı gün yapılacak Gıda ve Restoran Zirvesi’nde gıda sektörünü sorunları, yenilikleri ve fırsatları konuşulacak.

Türk kurum ve kuruluşlarını bir çatı altında toplamak iş adamlarını bir araya getirerek ekonomik faaliyet ve ilişkilerinin artmasını sağlama hedefiy-le tüm dünyada 45 bine yakın işletmeyi temsil eden MÜSİAD Amerika’da da MÜSİAD USA ile büyüme ata-ğında. Geçen yıl Washington, DC’de MÜSİAD USA genel merkezini açan dernek, New York’ta da ünlü MetLife binasında faaliyet gösterecek.

“ABD-Türkiye arasındaki ticari hacim olması gerekenin çok altında”

MÜSİAD USA Başkanı Mustafa Tuncer, Türkiye’de 1990 yılında ku-rulan MÜSİAD’ın, 45 bine yakın işletmeyi temsil ettiğini, yurt dışında 63 farklı ülkede toplamda 159 nokta ile

hizmet verdiğini belirterek, dünyanın farklı noktalarında bu ölçüde hizmet veren başka bir iş adamı örgütü bu-lunmadığına dikkat çekti. MÜSİAD USA’nın ABD’deki faaliyetleriyle de farklı sektör temsilcilerini bir araya getirmeyi amaçladıklarını söyleyen Tuncer, Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşmasında iş adamı örgütü olarak yurt dışında üzerlerine düşeni yerine getireceklerini vurguladı. Washington, DC merkezinden sonra dünya fi-nans dünyasının kalbi New York şubesinin açılışı ile üye sayısını arttırıp

hizmetlerini yaygınlaştıracaklarını ifa-de etti. ABD-Türkiye arasındaki ticari hacmin olması gerekenin çok altında olduğuna vurgu yapan Tuncer, 20 mil-yar dolar seviyesinde olan ticari hacmi üyeleriyle beraber artırmaya gayret edeceklerinin altını çizdi.

“Gıda sektörünü buluşturacağız”Türkiye’nin en güçlü olduğu sektörler-den birinin gıda olduğunu kaydeden Tuncer, hali hazırda New York ve civa-rında Türk yeme-içme mekan sayısının da 200’e yaklaştığına dikkat çekti. ”Gıda sektörünü ve restoran dünyasındaki başarılı iş adamlarımızı, açılışımızı da vesile kılarak bir araya getirmek, dert-lerini dinlemek, sorunlara ortak nasıl çözüm bulabiliriz onu konuşmak üzere de bir gıda ve restoran zirvesi yapıyoruz. Bu zirve aynı sektörde faaliyet gösteren insanlar arasında bir iş ağı oluşturmaya da yardımcı olacaktır,” dedi.

Tuncer, 14-18 Nisan tarihleri arası adeta Amerika’da bir MÜSİAD haftası olacak diyerek Türkiye’den MÜSİAD Başkanı Nail Olpak’ın da beraberinde olduğu iş adamlarının ka-tılımıyla Harvard Club’ta MÜSİAD’ın New York şubesi açılış tanıtımı çerçe-vesinde Türk Yatırım Sempozyumu gerçekleştirileceğini de belirtti.

15 Nisan’da Harvard Fakültesi Kulübü Nail Olpak’ın da katılımıyla gerçekleşecek sempozyum Boston Türk Başkonsolosluğu, New England Ticari Ataşeliği Ofisi Uluslararası Ekonomi Birliği (IEA) ve MÜSİAD ABD tarafından organize edili-yor. Bu yıl ikincisi düzenlenecek sempozyumda Türk iş dünyası ve yatırımlarıyla ilgili kapsamlı konular ele alınacak.

İnşaat, elektronik, gıda, çelik, ayakkabı sanayi ve daha birçok iş sektörüne ait üst düzey yetkililerin yanı sıra Türkiye ve ABD'li şir-ketlerin temsilcileri ve kurumsal yatırımcıları da sempozyuma katılacak.

MUSİAD USA Amerika’daki ikinci şubesini New York’ta açacak. Kuruluş, açılış kapsamında 16 Nisan’da Gıda ve Restoran Zirvesi düzenleyerek New York ve çevresinde faaliyet gösteren restoran ve gıda sektör temsilcilerini de bir konferansta buluşturacak

MÜSİAD USA, New York şubesini “Gıda ve Restoran Zirvesi” ile açıyor

Mustafa Tuncer

Page 30: Forum usa april 15

Serving the Turkish American community www.forumusa.com Issue 174 • April, 201530

FORUM USA

Page 31: Forum usa april 15

Serving the Turkish American community www.forumusa.com Issue 174 • April, 2015 31

FORUM USA

Baharın gelişini simgeleyen Nevruz Bayramı dünya çapında 300 milyon kişi tarafından kutlanıyor

ABD Başkanı Barack Obama’nın eşi Michelle Obama’nın ev sahipliğinde çeşitli ülke ve topluluklardan oluşan katılımcılarla Nevruz, Beyaz Saray’da da kutlandı. Amerika’da Türki devletlere ait topluluklar tarafından çeşitli eyalet-lerde düzenlen etkinlikler ise renkli görüntülere sahne oldu.

Folklor ekiplerinin yerel dansları sergile-diği Beyaz Saray’daki etkinlikte, Nevruz’a özel menü de sunuldu. Michelle Obama, yaptığı ko-nuşmada, Beyaz Saray’ın gelenek ve kültürlerin çeşitliliğini yansıtmasını istediklerini belirterek, “Nevruz da bu geleneklerin bir parçası” dedi.  ‘Baharın gelişini simgeleyen’ Nevruz, dünya ça-pında 300 milyon kişi tarafından kutlanıyor.  

Dede Korkut Nevruz’da New York sokaklarını dolaştı Azerbaycan New York Cemiyeti ve Azerbaycan New York Medeniyet Merkezi bu yıl Nevruz’u büyük bir etkinlikle kutladı. Azerbaycan ve Türkiyeli vatandaşların bayrakları ve müzik-leri eşliğindeki yürüyüşle elinde kopuzla Dede Korkut’lu bir Nevruz şöleni gerçekleştirildi

Dede Korkut kılığında ve yöresel kıya-fetlerle Nevruz şenliğini sokaklara taşıyan Azerbaycanlılar ardından Brooklyn’de Baku Palace Restaurant’ta bir araya geldi. Azerbaycan New York Cemiyeti ve Başkanı Ercan Yerdelenli “ Nevruz kutlamamız geçmiş yıllardaki gibi çok güzel geçti. Herkes bayramın ruhunu doyasıya yaşadı. Bilhassa kardeş derneğimiz Azerbaycan Medeniyet Merkezi’ne ve derneğimizin emek-daşlarına çok teşekkür ederim.” dedi.

Geceye Türkiye New York Başkonsolos Yardımcısı Reyhan Özgür, Brooklyn Belediye Başkanı Eric Adams ve Rena Abbasova Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu (TADF)Başkanı Atilla Pak da katıldı.

Kırgızistan bayrağı New York’ta gön-dere çekildi, halk danslarıyla baharın gelişi karşılandı Uluslararası Kırgızistanlılar Derneği’nin organi-ze ettiği kültürel Nevruz etkinliği New York’ta gerçekleşti.

Manhattan’daki Bowling Green Park’ta Kırgızistan bayrağının sancağa çekilmesi ve Türk kültürüne özgün dans gösterilerinin sunumu ile gerçekleşen Nevruz, Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde Kırgızistan Daimi Temsilcisi Talaibek

Kydyrov bir konuşma yaptı. Kydyrov, ABD içinde Kırgız Türk kültür kimliğinin değerle-rinin temsiline dair tanınan fırsata minnettar olduğunu belirtti. Kydyrov, Türk Amerikan toplumundan Ali Çınar, Erhan Yıldırım ve Rana Abbasova’nın katılımlarıyla gösterdikleri desteğe minnettar olduğunu belirtti.

Nevruz’un Müslüman Türk dünyası için öneminin belirtildiği etkinlikte 2013 yılında ilk defa Kırgız bayrağının ABD’de göndere çekilmesinden sonra bu yıl üçüncüsü düzenle-nen bayrak çekme töreninin Amerikan Kırgız toplumu açısından önemine değinen Kırgız Kulüp Kurucusu Aibek Hakimov, Amerikan Kırgız halkına tanınan bu fırsatla ABD’nin bir parçası olmaktan gurur duyduklarını fakat bu-nun Türk ve Müslüman kimliklerini unutmak anlamına gelmediğini dile getirdi. Hakimov, “Orta Asya halklarının kültürel geçmişine dair önemli bir motif olan Nevruz, Müslüman kimliğini korumayı başaran Türk toplumla-rının buluşma adresidir. Nevruz sevginin ve heyecanın bir parçasıdır” dedi.

Türklerde Nevruz

Doğanın uyanışı ve bahar bayramı olarak çeşitli ülkelerde ve çeşitli inanışlarca kutlanan Nevruz Bayramı’nın Türk dünyası için önemi büyük.

Yazılı kaynaklardan edinilen bilgiye göre Nevruz ikinci yüzyıldan beri süre ge-len ve çok geniş coğrafyalar tarafından kutlanılan bir gele-nek ve bayram. İlk olarak Pers kaynaklarında adı geçen Nevruz Anadolu  ve  Orta Asya  Türk halklarında  da  Göktürklerin

Ergenekon’dan çıkışı anlamıyla ve baharın gelişi olarak, bazı topluluklarca 21 Mart’ta, bazılarında ise 22  veya  23 Mart’ta kutlanıyor. Nevruz keli-mesi köken olarak Farsça olup yeni anlamındaki “nev”, gün ışığı anlamındaki “ruz” birleşiminden oluşuyor.

Göktürklerin (Türk adının resmi olarak ilk kez kullanıldığı devlet) Ergenekon’dan demirden dağı eritip çıkmalarını ve doğanın uyanışı olarak baharın gelişini temsil eder. Doğu Türkistan ‘dan Balkanlara kadar çok geniş bir coğrafyaya yayıl-mış bu bayram Türkiye’de gelenek olarak, Türki devletlerde ise resmi bayram olarak 21 Mart’ta kutlanıyordu. 1995 yılından sonra Türkiye’de de bayram olarak kabul edildi.

Selçuklu ve Osmanlı’da milli bayram ola-rak kabul edilen Nevruz, Nevruziye adlı şiir ve şenliklerle ziyafet verilerek kutlanırdı. Bugün Manisa’da hala yapılan Mesir macunu şen-likleri Osmanlı’dan kalan bir kültür olarak sürdürülüyor.

Azerbaycan’da Novruz, Kazakistan’da Navrız, Arnavutluk’ta Sultan Nevruz, Özbekçe Navruz, Türkmence Nowruz, Kırgızca Nooruz, Kütçe Newroz isimleriyle kutlanan bayram 2010 yılında Birleşmiş Milletler tarafından Dünya Nevruz Bayramı olarak ilan edildi.

Baharın simgesi Nevruz Bayramı, Amerika’da kutlandı

Amerika'da hem geleneklerini sürdüren

Türki devletler tarafından hem de çeşitli ülkelere ait

toplumlar tarafından baharın gelişi çeşitli etkinliklerle kutlandı.

Beyaz Saray'da da Nevruz, Michelle

Obama’nın ev sahipliğinde bahar bayramı yaşandı

Dede Korkut Türk tarihinin önemli karakterlerinden biri olarak bilinir. Dede Korkut destanların ilk anlatıcı-sıdır. Dede Korkut Kitabı’nda bir hikâye bittikten sonra çıkar bir destan söyler ve dua eder. Oğuzlar önemli me-seleleri ona danışırlar. Keramet sahibi olduğuna inanılır.

Page 32: Forum usa april 15

Serving the Turkish American community www.forumusa.com Issue 174 • April, 201532

FORUM USATürk kültürü SHENLIK ile tanıtılacak Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu’nun kurucu üyelerinden Amerika Müslümanlar Birliği (AMB), 22-25 Mayıs tarihleri arasında “Shenlik” adlı Türk kültür festivalini düzenliyor

AMB tarafından 22-25 Mayıs’ta düzen-lenecek olan “Shenlik” isimli festivalde Türk kültürü ve mutfağının Amerika

kıtasına tanıtılmasının yanı sıra Türk manevi değerlerinin de yansıtılacağı belirtildi.

Shenlik festivalinde, Türk kültürel tarihinden gerçek karakterler Nasreddin Hoca, Hacivat ve Karagöz canlandırıla-cak, çocuklar için eğlenceli vakit geçirebilecekleri oyun sahalarına kadar birçok etkinlik sunulacak. Ebru, kına ve yüz boyama gibi aktiviteler de festivalde-ki diğer etkinlikler arasında yer alacak.

Etkinlik, 492 Clifton Ave, Newark, New Jersey’de, 22-25 Mayıs tari-hlerinde düzenlenecek.

UNITE US, NOT DIVIDE USLet History Decide

TURKISH-ARMENIANREC NCILIATION

Date: 24 April 2015Time: 9AM Place: The White House, Lafayette Park Washington D.C.

PEACE & SOLIDARITY WALK

T U R K I S H A M E R I C A N N AT I O N A L

ST E E R I N G COMMITTEE

PEACE & SOLIDARITY WALK FROM THE

WHITE HOUSE TO THE TURKISH EMBASSY.

FRIENDS OF TURKEY

FORUM USATurkish American Newspaper