hemşire hasta İlişkisinde İletişim ve empatinin psikodramada...

58
Dr. Abdülkadir Özbek Psikodrama Enstitüsü Sahnesel Etkileşim, Grup Psikoterapisi, Sosyometri Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada Çalışılması Psikodrama Tezi Uzm. Psikolog Güzin Uğur Tez Danışmanı: Uzm. Dr. Emre Kapkın İzmir 2007

Upload: others

Post on 04-Aug-2020

5 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

Dr. Abdülkadir Özbek Psikodrama Enstitüsü

Sahnesel Etkileşim, Grup Psikoterapisi, Sosyometri

Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada Çalışılması

Psikodrama Tezi

Uzm. Psikolog Güzin Uğur

Tez Danışmanı: Uzm. Dr. Emre Kapkın

İzmir 2007

Page 2: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

1

İÇİNDEKİLER

sayfa

1.Önsöz ve Teşekkür ..................................................... 2

2.Giriş ve Amaç ............................................................. 4

3.Genel Bilgiler ............................................................. 6

-İletişim ve empati ........................................................ 6

-Hemşire hasta iletişimi ............................................... 8

-Hemşirenin kendini ve başkalarını tanıması ............. 9

-Psikodrama ................................................................. 11

4.Yöntem ve Gereçler ................................................... 14

5.Psikodrama Grup Süreci Örnekleri .......................... 15

6.Tartışma ve Sonuç ..................................................... 49

7.Öneriler ...................................................................... 52

8.Kaynakça .................................................................. 53

9.Özet ............................................................................ 55

10.İngilizce Özet ........................................................... 56

11.Özgeçmiş ................................................................... 57

Page 3: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

2

Önsöz ve Teşekkür Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:

Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi

Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten

Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği ................

Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını

Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla girişeceksin

Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara

Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin

İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine

Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına

İnsan balıklama dalmalı içine hayatın

Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına

....................

Ve kederi de yaşamalısın, namusluca bütün benliğinle

Çünkü acılar da sevinçler gibi, olgunlaştırır insanı

Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına

Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:

Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına

Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır

Ve hayat sunulmuş bir armağandır insana

Ataol Behramoğlu

Behramoğlu’nun bu çok sevdiğim şiiriyle başlamak istememin nedeni belki

psikodrama sürecimde “yaşadıklarımdan çok şey öğrendiğimi” anlatmak

isteyişimden, belki de psikodrama sahnesinde kazanmaya çalıştığımız spontanlığın,

farklı rolleri deneyimlemenin sağladığı esnekliğin ve yaşattığı coşkunun hayat

sahnesindeki ifadesini bu şiirde bulmamdandır.

Benim psikodramayla tanışma isteğim, bir psikolog olarak farklı yöntemlerle

alet çantamı doldurma çabalarımdan biri olarak başladı. Ancak psikodrama

dünyasına adım atınca kendim ve diğerleri ile ilgili karşılaştığım manzaralar

başlangıçtaki amacımı farklılaştırarak, yolcunun da manzaranın da kendim olduğu

Page 4: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

3

içsel dünyama doğru serüvenli bir yolculukta buldum kendimi. Yol boyunca bana

eşlik eden ve serüvenimi gerçekleştirmeme yardım eden, bana çok şey öğreten

başta sevgili ustam Dr. Emre Kapkın’a, ve paylaşımlarıyla beni zenginleştiren tüm

grup arkadaşlarıma, bu tez çalışmasında yer alan hemşirelere ve yönetici

yardımcım Emine Pişmişoğlu’na, benden desteğini esirgemeyen aileme,

arkadaşlarıma sonsuz teşekkürler.

Bu tezi hemşire hasta iletişimi konusunda yapmak istememin sebebi,

çalıştığım kurumda bu konuyla ilgili verdiğim seminerlerin tam anlamıyla amacına

ulaştığı ile ilgili tereddütlerimden kaynaklanmaktadır.

Psikodrama eğitim serüvenimin sonunda hemşire grubuyla hasta iletişimini

çalışarak hem bu grup üyelerine hem de dolaylı da olsa bu hemşirelerle iletişime

geçecek olan hastalara fayda sağlayacağını umuyorum.

Page 5: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

4

Giriş ve Amaç

Hayat denen oyunda üstlenmeyi hiç istemediğimiz rollerden bir tanesi hasta

rolüdür. Kimimiz kısa süreli hastalıklar (grip, nezle yada cerrahi bir müdahale),

kimimiz de uzun süreli, kalıcı hastalıklar nedeniyle bu role girmek zorunda kalırız.

Hepimiz zaman zaman bu rolü yaşamak durumunda olsak da başkaları hasta

olduğunda, bazen karşımızdakini anlamakta ve onun ihtiyaçlarını farketmekte

yetersiz kalırız.

Moles’e göre hastaların büyük çoğunluğu “seyyar hastalar” dan oluşur.

Seyyar hastalar birtakım protokolleri, ritleri, ilkeleri izlemek zorundadır. Periyodik

olarak hastane, klinik gibi tapınaklara gidip Tıp Tanrısına başvurarak bir vergi

ödemeleri gerekir. Hastaların kalan kısmı geçici olarak hastaneye yatırılmış olan,

bir bakıma parantez içi yaşam dönemini yaşayan “yataklı” hastalardır. Moles’e

göre yataklı hastanın, hastalığından başka bir “özellik”i yoktur. Yatan hasta hala,

daha bir insan olmak ve bunun işaretlerini algılamak isterse de hemşire ve doktorun

gözünde işleme tabi tutulacak bir nesnedir (Bilgin 2003).

Hastanın, hastalığı yaşayışı sırasında başa çıkmak zorunda kaldığı

psikososyal sorunlar, kişilerarası ilişkiler, toplumda sağlık hizmetlerinin genel

düzeyi, hasta ve hastalığa ilişkin sosyal temsiller, hastanın yaşam kalitesini

doğrudan etkilemekte, bunun sonucunda stres düzeyi yükselmiş tepkisel, öfkeli ya

da kurban rolüne bürünmüş olarak hastaneye yardım almaya gelmektedir.

Hemşirelik ve hemşirenin var olma nedeni, kişilerin karşılaştıkları ya da

karşılaşacakları sağlık sorunlarını çözmede yardıma ihtiyacı olmalarıdır. İnsanlar

sağlıklarını korumak, hasta olduklarında iyileşmek, sağlık ve hastalıkla ilgili

problemlerini çözümlemek için bu alanın “uzman” larına ya da meslek üyelerine

başvururlar ve yardım isterler. Hemşirelik de bu bağlamda, bakım veren, rahatlatan

ve besleyen bir sanat olarak algılanmaktadır. Hastanın günlük bedensel bakım

ihtiyaçlarının karşılanması her kültürde hemşirelik bakımı ile özdeşleştirilmiştir

(Velioğlu, Pektekin, Şanlı 1991).

Hemşirenin hasta ile olan ilişkilerinde neler olduğunu tanıması, açıklaması ve

anlaması onun verdiği hemşirelik bakımının niteliğini etkiler ve hastanın

iyileşmesini kolaylaştırır. Her zaman insanlarla ilişkide bulunması zorunlu olan

hemşirelik mesleğinin üyeleri, bu alanda yetenekli olmak zorundadırlar. Sağlık

ihtiyaçlarının karşılanması ve sağlık sorunlarının çözümünde rol alan hemşirenin,

Page 6: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

5

bu rolünü oynayabilmesi birey, aile ve toplumla disiplinli ve entellektüel biçimli bir

tavırla ilişkisi sonucu mümkün olabilir (Velioğlu, Pektekin, Şanlı 1991).

Hemşirelerin hasta ile sağlıklı yardım edici iletişimler kurabilmesi, kendini

tanıması, mesleğine yönelik algısının ne olduğunu fark etmesi, hastanın istek ve

ihtiyaçlarının farkında olması ve hasta ile empati kurabilmesiyle yakından

ilişkilidir. Yapılan çalışmalar, hemşirelerin etkili kişilerarası ilişkiler ve iletişim

becerisi geliştirmesinin hastalar üzerinde olumlu etkiler (hizmetten memnuniyetin

artması, hastalık ve tedaviye uyum, iyileşmeye motivasyonun artması) yarattığını

göstermektedir (Daniels 1988, Evans ve ark.1998).

Bu çalışmada, bir grup hemşirede psikodrama yöntemiyle hemşire hasta

ilişkisinde iletişim ve empati becerilerinin arttırılması amaçlanmıştır. Bu anlamda

hemşirelerin hasta ile iletişimleri sırasında kendi mesleki rollerine bakışları, hastayı

algılama şekilleri iletişimi belirleyici unsurlar olarak incelenmiştir.

Page 7: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

6

Genel Bilgiler

İletişim ve Empati:

İletişim kavramı literatürde farklı tanımlamalarla ortaya çıkmaktadır:

• Düşüncenin sözel olarak karşılıklı değiş-tokuşu

• İki kişinin birbirini anlaması, insanın karşısındakine kendini anlatabilmesi

• Organizma düzeyinde bile olsa ortak davranışa olanak veren etkileşim

• Bireyde benlikle ilgili olarak belirsizliğin azaltılması

• Duygu ve düşüncelerin aktarılma süreci

• Bir kişi ya da bir şeyin başka bir kişiye / bir şeye içinden aktarımla, değiş-

tokuşla dönüşme, değişme süreci

• Yaşayan bir evrenin parçalarının ilintilendirilmesi, bağlantılarının

kurulması süreci (Zıllıoğlu 1996).

İletişim geniş anlamda “kişi ve çevresi arasında iki yönlü ilişkiyi ilgilendiren

tüm aşamalar” olarak tanımlanabilir. Dinamik, akıcı, devamlı ve değişken bir

süreçtir. İletişimi “herhangi bir işaret yardımı ile duygu, düşünce ve anlamların

nakli ya da değiş tokuşu” olarak da tanımlayabiliriz (Velioğlu, Pektekin, Şanlı

1991).

Kişilerarası iletişim, kaynağını ve hedefini insanların oluşturduğu iletişimdir.

İçeriği ne olursa olsun, bir sorunu çözmek için insanların düşünce alışverişinde

bulunmaları, bir başka deyişle, iletişim kurmaları gerekir. Uygarca tartışma ve

konuşma becerisinin geliştirilmemiş olduğu toplumda, bir sorunu çözmek amacıyla

başlatılan etkileşim, kısa sürede sürtüşme ve çatışmaya dönüşür. İnsan ilişkileri

içinde sürekli yeniden tanımlanan bir varlıktır. Bir insanın ilişkilerinin niteliği, o

insanın yaşamının kalitesini belirler. İlişki sorunları gerçekte iletişim yani düşünce

alışverişi sorunlarıdır ve yaşamın değişik yönlerinde kendini gösterir (Cüceloğlu

1999).

Her iletişim belirli bir sosyal ortam içinde yer alır ve bu ortamla ilgili birçok

sosyal norm, değer ve beklentiler vardır. Kişi çoğu kez bu sosyal norm, beklenti ve

değerlerin farkında değildir, ne var ki gelen mesajlar bu norm ve beklentiler

çerçevesi içinde yorumlanır. Bir başka deyişle bir mesaj yorumlanırken mutlaka o

mesajın içinde bulunduğu sosyal ortam hesaba katılır. İçinde bulunulan sosyal

Page 8: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

7

ortamın uyardığı beklentiler iletişimde bir aksaklığa yol açmazsa farkedilmez. Bu

beklentiler konuşan ve dinleyen arasında ortaksa, ortaya çıkan aksaklıklar kolayca

giderilir. Konuşanların beklentileri farklıysa ve onlar bu değişik beklentilerin

farkında değillerse temel iletişim aksaklıkları ortaya çıkar (Cüceloğlu 1999).

Kişinin kendi var oluş alanını fark etmesi, algılarını, fizyolojik tepkilerini,

görünürdeki ve görünürün altındaki duygularını, düşüncelerini, isteklerini fark

etmesi ile gerçekleşebilir. Görünürdeki (yüzeydeki) duyguların ve düşüncelerin bir

basamak altında, fark edildiğinde bireyi şaşırtacak bir takım duygular ve düşünceler

bulunabilir. Bu istek ve gereksinimleri tanımlamak gerekmektedir. Çünkü

tanışılmayan duygular, istekler, düşünceler ve gereksinimler bireyin davranışlarını

yönetir; tanışıldığında ise bu duygu, istek, düşünce ve gereksinimler yönetilebilir

(Dökmen 2000, Rohrer 2002, Nezlek 2002).

Kişilerarası iletişimde empati en önemli unsurlardan biridir. Diğer insanların,

başka bir deyişle “ötekilerin” iç dünyalarının farkındalığına “empati kurma”

denebilir. Empatiye yönelik birçok tanım yapılmıştır; Morse, Anderson ve ark.

(1992) empatinin dört önemli boyutunun olduğunu belirtmektedirler. Duygusal

boyut; bir kimsenin duygularını hayal yoluyla hissetmedir. Moral boyut; duyguları

anlamak için gerekli olan iç motivasyondur. Bilişsel boyut; diğerlerinin duygularını

anlayabilme yeteneği ile entellektüel ve analitik becerileri içermektedir.

Davranışsal boyutta ise; aktif dinleme, kritik etme (reflection) gibi iletişim

becerileri yer almaktadır. Barrett ve Lennard birey ile empati kurarken bu sürecin

dört aşamada gerçekleştiğini ifade etmiştir. Birinci aşama; bireyin duygularını fark

etmesi ve anlaması, ikinci aşama; iletişim kurması, üçüncü aşama; bireyin

dinlendiğini ve anlaşıldığını hissetmesi, dördüncü aşama ise; bireyin kendini ifade

etmesidir (Mete,Gerçek 2005). Ancak günümüzde üzerinde en fazla uzlaşılan

tanım, Rogers'ın 1970’li yıllarda ulaştığı empati anlayışıdır. Bu anlayışla yapılan

tanıma göre empati; bir kişinin kendisini, karşısındaki kişinin yerine koyarak,

olaylara onun bakış açısıyla bakması, o kişinin duygularını ve düşüncelerini doğru

olarak anlaması, hissetmesi ve bu durumu ona iletmesi sürecidir. Dolayısıyla

empati kurduğumuzda karşımızdaki kişinin var oluş alanını (kendine ve dünyaya

bakış tarzı) fark etmiş oluruz. Empati, empatik eğilim ve empatik beceri olmak

üzere iki yönüyle tanımlanabilir. Empatik eğilim, empatinin duygusal boyutunu

oluşturmakta ve bireyin empati yapma potansiyelini göstermektedir. Empatik

beceri ise bireyin empati kurabilme durumunu ifade etmektedir. Empati kurma

becerisi ve empatik eğilim geliştirilebilir. Empatik eğilim bireylerin duygusal

sorunlarını anlayabilme yeteneği ile bu sorunları olan bireylere yardım etme

isteğini içermektedir (Dökmen 1998).

Page 9: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

8

Hemşire Hasta İletişimi:

Hemşireliği tanımlamak ve işlevlerini açıklamak üzere yapılan çalışmalar

Florence Nightingale’e uzanır. Nightingale’in kendi deyişi ile hemşireliğin amacı

“doğanın iyileştirmesini sağlamak üzere hastayı en uygun ortama koymak” dır.

Yirminci yüzyılın başlarında, hemşireliği, hekimlikten ayırmak ve her iki mesleği

eğitsel, işlevsel ve yasal açılardan tanımlamak gereği ortaya çıkmıştır. Hemşire

eğitimciler, hemşireler için tıbbi tanıya değil, ama hastanın gereksinimlerine ve

sorunlarına yönelik bir hemşirelik müfredat ders programı planlamanın gereğini

ortaya atmışlardır. Bu programlar geliştirilirken hemşireliğin tanımlanması ve

programın bu tanım doğrultusunda ele alınması durumu ile karşılaşmışlardır

(Velioğlu, Pektekin, Şanlı 1991).

Hemşirelik üstüne yapılan ilk tanımlardan biri, hemşirelik eğitiminin

öncülerinden Olivia Gowan’a aittir. Olivia Gowan, hemşireliği hem bilim hem de

bir sanat olarak ele almış ve hastaya akılsal, bedensel ve ruhsal açıdan bakım

verilmesi gerekliliğine inanmıştır. Hemşireliği sağlık eğitimi ve sağlığın

korunması, birey, aile ve toplumun sağlıkla ilgili gereksinimlerinin karşılanması

olarak tanımlamıştır. Peplau “Hemşirelikte Kişilerarası İlişkiler” adlı kitabında

hemşireliği şöyle anlatmakta, tanımlamaktadır: “Hemşirelik her şeyden önce bir

süreçtir. Hemşireliğin sürekli ve amaca yönelmiş yapısı, birey ile bireye bakan

arasında belli ve belirli adımlar, faaliyetler, uygulama ve eylem gerektirir.

Hemşireliğin gerektiği ve kullanıldığı durumlara bakacak olursak kolayca görürüz

ki bu süreç kişilerarası ve çoğu zaman terapötik bir süreçtir”. Bu hemşireliğin iki

yada daha fazla kişinin katılmasını gerektiren faaliyetlerden oluşan ve sonunda

katılanların bu ilişkilerden yarar gördüğü bir süreç olduğu anlamına gelmektedir.

Bu düşünceye hemşirelerin yaptıkları işlerin, teknik olduğu ortaya atılarak karşı

çıkılabilir. Şüphesiz, hemşirelik sürecindeki davranışlar hem kişilerarası hem de

teknik davranışları kapsar, ama sürecin kendisi hiçbir zaman teknik olarak

nitelendirilemez (Velioğlu, Pektekin, Şanlı 1991).

Hemşirelik, hasta ya da sağlık hizmetine gereksinimi olan birey ile, bu

yardım gereksinimini algılayıp, onu karşılamak üzere eğitilmiş hemşire arasındaki

insansal ilişkidir. Hasta ve hemşire arasındaki bu insansal ilişkiler, çoğu zaman

hastanın sorununun anlaşılması ve karşılanmasında, günlük teknik işlemlerden daha

aydınlatıcı ve anlamlıdır. Francis Reiter Kreuter ise iyi bir hemşirelik bakımı nasıl

olmalıdır’ı tartışırken, şimdilerde pek çok hemşirenin paylaşmadığı hemşirenin

“annelik rolü” nün önemine işaret etmiştir. Erikson’un çocukluğun gelişim

dönemlerindeki anne rolüne koşut olarak ele aldığı hemşire-hasta ilişkileri

Page 10: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

9

incelendiğinde bu tanımlama anlam kazanmaktadır. Kreuter hemşireyi, tıpkı anne-

çocuk ilişkisinde olduğu gibi hastayı koruyan, ona öğreten, kendisinin yapamadığı

öz bakımı veren, onu destekleyen ve rahatını sağlayan bir meslek üyesi olarak

algılamaktadır. Bu temel gereksinimin faaliyetlerini göstermek, öğretmek,

denetlemek, rehberlik etmek ve bunları hasta ile iletişim kurarak planlamak ona

göre hemşireliğin ilgi alanı içine girmekte idi (Velioğlu, Pektekin, Şanlı 1991).

Hemşirenin rolünün önemli bir bölümü, bireyin karşılaştığı engelleri

aşmasını ve potansiyelini üst düzeyde kullanmasını sağlamak üzere yardımcı

olmayı kapsar. Şu halde hemşirelik bireye, günlük yaşam aktivitelerinde temel

ihtiyaçlarını karşılamak ve sağlıkları ile ilgili sorunlarla başedebilmelerine

yardımcı olmak üzere yapılan faaliyetler, iletişim ve ilişkiler sürecidir.

Hemşirelik uygulamalarında amaç, bireylerin hastalık deneyimleriyle

başetmelerinde ve yaşantılarından anlam bulmalarında onlara yardım etmektir.

Umudu sürdürmek ve umutsuzluktan kaçınmada hasta bireye yardım etme

profesyonel hemşirenin görevidir. Birey kendisini umut ve güven atmosferinde

hissederse, kendisini daha güçlü bulur. Hemşirenin davranışları umudu

geliştirmede büyük rol oynar. Çünkü hemşireler, bireylerin hastalık süreçlerinin her

anında, özellikle yeni tanı konulduğunda, tedavi sırasında ve özel gereksinimlerinin

karşılanmasında her zaman yanındadır (Kelleci 2005).

Hemşirenin Kendini ve Başkalarını Tanıması:

Kendini tanımada ön koşul, kişinin olumsuz, beğenmediği yönleriyle

yüzleşebilmesidir. Bir insanın kendi davranışlarını anlaması zor durumlarda

başetmesini kolaylaştırır ve diğer insanları anlamasının temelini oluşturur.

Hemşirelik özveride bulunulan bir meslek olarak görülmektedir. Bazen kişisel

gereksinimler hastaya yeterli bakım vermeyi engeller. Kendini iyi tanıyan hemşire

mesleki sınırlarını öncelikle kendi duygularını kontrol ederek belirler. Hastanın

uygun olmayan davranışlarını engelleyerek, hastaya hitabı ile, bedensel mesafesi ile

ve konuşma kapsamını belirleyerek profesyonel sınırlarını koyar (Kum 1992).

Kendini tanıyan bir hemşire gerçek duygu ve düşüncelerinin farkında olup,

yaşamı boyunca, gerek kişisel gerekse mesleki yönden kendini yönlendirebilmekte

ve çoğu kez başarıya ulaşabilmektedir. Oysa bunun tam tersi kendini tanımayan,

gerçek duygularının farkında olmayan hemşire her zaman sıkıntılı, her an kavga

etmeye hazırdır. İçinde bulunduğu ruhsal durum onu gerek aile bireyleri gerekse

Page 11: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

10

meslek arkadaşları ve hastaları ile iyi olmayan ilişkilere sürükler, sonuçta da

mutsuz eder. Hemşireler hem kendi iç dünyalarında oluşan yaşantıların hem de dış

dünyadaki olayların farkında olabilmeli, çevrelerindeki bireyler tarafından nasıl

etkilendiklerini ya da bu bireyleri kendilerinin nasıl etkilediğini bilmelidir. Böylece

hem kişisel ve hem de mesleki yaşamlarını yönetme olanağını bulabilirler.

(Velioğlu, Pektekin, Şanlı 1991).

Birçok hemşire teorisyen hemşireliği; hasta ve hemşire arasında kurulan

iletişim olarak tanımlamaktadır. Kalish (1973), kişilerarası ilişkilerin

geliştirilmesinde empatinin en önemli unsur olduğunu belirtmiştir. Wilson ve

Kneisl, empatik anlayış olmadan kişilerin duygusal dünyalarına girmenin mümkün

olamayacağını ve gerçek anlamda bir yardım yapılamayacağını belirtmektedirler.

Etkili kişilerarası ilişkiler kurma, yardım etme ve danışmanlık becerileri bir

hemşirenin edinmesi gereken davranışlardır ve kaliteli hemşirelik bakımının ön

koşullarıdır. Anlaşılmak temel insan gereksinmelerinden biridir ve bireyi doğru bir

şekilde anlama hemşirenin empati becerisiyle ilişkilidir (Tutuk, Al, Doğan 2002).

Yapılan araştırmalar başkalarıyla empati kuranların onlara yardım etme

ihtimallerinin arttığını göstermektedir (Dökmen 1998).

Sağlık sorunları olan birey, aile ve topluma, disiplinli ve entellektüel bir

tavırla yaklaşan bir hemşire, durum ve olguları analiz ve sentez etme yetisine

sahiptir. Bu yaklaşımla karakterize bir hemşirelik, açık fikirliliği, ön yargıların

asgari düzeye indirilmesini, bakımından sorumlu olduğu kişilere empati ile

yaklaşmayı amaçlar.

La Monica ve Karschmer’e göre hemşireler hastalara empatik bir tutumla

yaklaştıklarında onların gereksinimlerini daha doğru saptayabilir ve olumlu

sonuçlar elde edebilirler. Çünkü hemşire tarafından anlaşıldığını hisseden birey

önemsendiğini, ona güvenildiğini ve değer verildiğini düşünür. Bu durumda

hemşirenin bireye ulaşması ve bireyin hemşirenin bakımını kabul etmesi kolaylaşır.

Dolayısıyla bireyselleşmiş bakım ve olumlu tedavi edici ortam sağlanmış olur.

Bireye verilen bu tür bir hizmet sonrasında iyileşme hızı artar, tedavinin olumsuz

sonuçları azalır. Olson ve Hanchet, Reynolds, Scott ve ark. empatinin etkin

kullanımının hastanın memnuniyetini ve genel sağlık durumunu da olumlu yönde

etkilediğini belirtmişlerdir (Mete, Gerçek 2005).

Empatinin hemşirelik eğitimi süresince ve etkili eğitim yöntemleriyle

geliştirilebilecek bir beceri olduğu kabul edilmektedir. Kalish (1973), 49 hemşirelik

Page 12: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

11

öğrencisine insan ilişkilerine duyarlılık, didaktik model, rol yapma, modelden

öğrenme (video gösterimi ve teypten dinleyerek tartışma) ve deneysel grup

egzersizleri uygulamıştır. Uygulamadan hemen sonra ve iki hafta sonra yapılan

değerlendirmede öğrencilerin empati düzeylerinin arttığını belirlemiştir. La Monica

ve Karshmer, hemşirelik öğrencilerine yedi hafta boyunca toplam 8-10 saatlik

empati eğitim programı uygulamıştır. Uygulama sonunda öğrencilerin empati

düzeylerinin arttığını saptamıştır (Mete,Gerçek 2005). Özdağ (1999), hemşirelik

öğrencilerine psikodrama yöntemi kullanarak bir eğitim programı düzenlemiş,

program sonrasında öğrencilerin empati becerilerinin eğitim öncesine göre arttığı

görülmüştür. Yıldırım ve Yazıcı (2001), hemşirelikte kişilerarası ilişkiler dersinin

sınıflara göre empatik beceri puanı üzerindeki etkisini incelemişler, dördüncü sınıf

öğrencilerinin empatik beceri puanlarının diğer üç sınıf öğrencilerine göre yüksek

olduğunu saptamışlardır. Mete ve Gerçek (2005), Probleme Dayalı Öğrenim

yönteminin hemşirelik öğrencilerinin empati becerisine etkisini araştırmış,

yaptıkları araştırma sonucu öğrencilerin eğitimle birlikte empatik becerilerinde artış

olduğunu ortaya koymuşlardır.

Psikodrama:

Psikodrama, Avusturya’lı psikiyatri uzmanı J.L. Moreno’nun yaklaşık yarım

yüzyıl önce geliştirdiği bir psikoterapi yöntemidir. Moreno’ya göre psikodrama,

insan varlığını ve değişik yaşam durumlarındaki gerçeklerini drama yöntemleri ile

araştıran bir yaklaşımdır.

Psikodrama sözcüğü, pysche ve dramadan oluşur. Kelime olarak da ruh

dünyamızın eyleme dönüşmesi anlamına gelir. Psikodrama tedavisi insan

yaradılışından kaynaklanan davranış ve eyleme dayanır. Kişi hem kendisi, hem

tedavici, hem de grup aracılığı ile kendini tanıma, olumsuzları görme ve

değişebilme olanağını bulur (Özbek, Leutz 2003).

Psikodrama insanın üreticiliğinin ve spontanlığının sınırlarını yakalamasını

ve ulaşılan bu noktada eylem ihtiyacını karşılamasını hedefler. Psikodrama grup

psikoterapileri içinde belki de uygulama alanı en gelişmiş olan grup

psikoterapisidir. Tedaviden eğitime, endüstri psikolojisinden tiyatroya uzanan geniş

bir yelpaze içinde kendine uygulama alanları bulur. Doğası gereği hızlıdır. Birçok

önemli çalışmanın bir kaç saatin içine sığdığına tanık olunur. İnsanın üç temel ilişki

kurma biçimi olan empati, tele ve tranferans, tüm ilişkilerde varlığını gösterir.

Psikodrama sağlıksız ilişki kurma biçimi olan transferansların çözümlenmesini,

Page 13: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

12

buna karşılık olarak sağlıklı ilişki kurma biçimleri olan tele ve empatinin

geliştirilmesini hedefler. Bu amaçla psikodramada üç temel teknik kullanılır; rol

değiştirme, eşleme ve ayna.

Psikodrama olayların, duygu ve düşüncelerin dramatize edilmesine yani rol

oynamaya dayanan bir ruhsal geliştirme ve tedavi tekniğidir. Psikodramanın yapısı

ve işleyişi büyük ölçüde rol kuramına dayanır. Moreno'nun rol kuramına göre her

birey çeşitli roller sergiler, yani belli bir rol repertuvarına sahiptir ve bu repertuvar

geliştirilebilir. Moreno’ya göre bunun en etkin yolu psikodramadır. Psikodrama

sahnesinde psikodramatik rolleri oynayan kişiler, günlük yaşamlarında diğer rolleri,

özellikle sosyal rolleri oynama konusunda beceri kazanabilirler. Psikodrama

sahnesinde kişiler rol oynama ve rol değiştirme yoluyla yeni rollerle tanışma,

bunları öğrenme şansına sahip olurlar. Rol değiştirmede, karşıdaki kişinin yerine

geçerek, o kişinin rolünü oynar, bir anlamda onunla empati yapmaya çalışır. Bu

hem başka bir insanın gerçeğini ve onun içinde bulunduğu durumu bir bütünlük

içinde kavrama olanağını, hem de bunun sonucu olarak empatiyi yapan kişinin

bilinç alanı kapsamının genişlemesini sağlar. Daha açık bir anlatımla empati yapan

kişi karşıdakinin rolünü yaşamakla, o yaşam deneyimini kendisi de yaşamış,

bilinçlenmiş olur (Dökmen 1995). Rol değiştirme diğer kişiye empatiyi sağlar ama

psikodrama bu yolla surplus reality dediğimiz çok boyutlu bir gerçekliği

yakalamamıza yardımcı olur. Davranışı değiştiren empatiden çok surplus reality

farkındalığıdır.

Empatinin birbirini tamamlayan iki bölümü vardır; birincisi bilme,

kavramayı kapsayan bilişsel olan bölümdür. İkincisi, tasarım ve imgelemeye

dayanan, duygusal olarak diğerinin rolünü almayı, onun rolünü yaşamayı içeren

bölümdür. İşte psikodrama uygulamasında diğer kişinin somut olarak

canlandırılmasında etkin olan bölüm de budur. Bu durumda diğer kişi o sırada ben

kendim olarak yaşanır. Başka insanların rollerini alarak, onlarla empati yaparak

temsil etmek, temsil eden kişinin empati yeteneğini arttırır. Empati kuran

psikodrama başlangıçta diğerini bir algılama nesnesi olarak yaşarsa da ondan sonra

onu artık sen olarak değil, rol değiştirme yoluyla ben kendim olarak ya da en

azından ben gibi yaşar (Özbek, Leutz 2003).

Eşleme tekniğinde kişi, eşleme yaptığı kişinin durumunu, iç yaşantısını

sezip, onları o imiş gibi dile getirir. Eşlemeyi yapan yardımcı-ben terapöt, yardımcı

terapöt ya da grup üyelerinden biri olabilir. Eşlemeyi yapan kişi protagonistin

arkasına geçer ve onun duruşunu ve yürüyüşünü taklit ederek kendini onun yerine

koyar ve protagonistin söyleyemediği, söylemek istemediği ya da o anda bilincinde

Page 14: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

13

olmadığı duygularını dile getirir. Eşleme tekniği ile terapöt protagoniste yararlı

olacağına inandığı zaman onu yönlendirme olanağını da bulur. (Özbek, Leutz

2003).

Psikodramada kullanılan tekniklerden bir diğeri de ayna tekniğidir. Moreno

“kendiliğin fark edilmesi” gelişimsel evresini psikodramada ayna yöntemi ile

ilişkilendirir. Gerek Moreno gerekse Lacan çocuğun ayna önündeki davranışında

kendiliğin farkına varış evresinin ortaya çıkışını görürler. Bu anlamda ayna,

psikodramada çok küçük yaşların kalıntılarını, bedende yalnızca viseral düzeyde

duyumsamalar halinde depolanmış ve çağrışımsal bir yoldan imgeler haline

gelebilen anı izlerini ya da geçici olarak “yitirilmiş”, bastırılmış ve bilindışına

gömülmüş daha yakın anıları yüzeye çağırabilen terapötik bir araç olabilir. Ayrıca

bir güvenlik duygusu da verir: protagoniste “bu benim, bunu ben yapıyorum”

duygusunu yaşatır. Grup lideri ayna tekniği ile, protagoniste sözelleştirme ve

konuşmadan çok daha arkaik biçimde resimlerle düşünme yaşantısı sağlayacak bir

aleti elinde tutmaktadır. Anılarımızı temel olarak resimler halinde depolarız, tıpkı

düşte ve gündüz imgelemlerinde olduğu gibi organsal bir düzeyde yaşanmış

duyumsamalar da görsel bir yapıdan yüzeye çıkabilirler. Psikodramatik aynada

görünen tablo doğrudan anıları yüzeye çıkmaya kışkırtır. Aynayı izlerken

protagonistin içinde doğan duygular olabilir, bunlar düşlemlerin görünmesine yol

açabilir ya da doğrudan anıları yüzeye çağırabilir. Ayna tekniği, klasik olarak

protagonistin dışarıdan yardımcı ego temsilcisini kendi rolünde daha önce

kendisinin yarattığı eylem içinde görmesi biçiminde uygulanır. Böylece kendisi ve

kendi davranışı hakkında bir görüş edinir ve örneğin onu düzeltebilir. Kendisini bir

dış gözlemcinin gözleriyle görebilir. Belli olgularda böyle bir ayna görüntüsü

davranış değişikliğinin yer alması için yeterli olabilir, bazı olgularda bir adım ileri

gidilerek protagoniste temsilcisiyle konuşması, ona çözüm önermesi ve sonra bunu

uygulaması talimatı verilebilir (Erdélyi 2001).

Ildiko Erdélyi’nin (2001) “bilinçdışına yönlenlendirme” adını verdiği bir

başka ayna türünde, temel önemli sahnelerden sonra protagonist ve yönetici

olayları birlikte gözden geçirirken yönetici ondan resim ya da sahneyi kendisiyle

ilgili değilmiş sanki bir fotograf, bir sanat yapıtı, bir heykel ya da film izliyormuş

gibi görüntülemesini ve aklına ne gelirse onu söylemesini yani çağrışım yapmasını

ister. Resmin ya da sahnenin adının ne olabileceği, sahnenin kendisine anımsattığı

kişilerin kimler olduğunu sorar. “Aynanın önünde” bizim gizli ya da kısmen gizli

düşlemlerimiz ve anılarımız düşlerimizde ortaya çıkabildiği gibi ortaya çıkar.

Page 15: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

14

Yöntem ve Gereçler

Grubun Oluşma Koşulları:

Grup üyeleri aynı askeri hastanede farklı kliniklerde görevli 12 hemşireden

oluşmaktadır. Hemşirelerin her biri gruba kendi istekleri ile katılmışlardır. Tezin

yazımında üye isimleri takma isimlerle değiştirilmiştir.

Grup Çalışması:

Hemşire grubuyla 2006 yılında 4’er saatlik toplam 14 psikodrama oturumu

gerçekleştirilmiştir. Psikodrama grup süreci içinde yer alan, hemşire hasta

iletişimleri ile ilgili protagonist ve grup oyunları bu çalışmada kullanılmıştır.

Tez çalışması, 9’u hasta heykeli, 11 protagonist oyunu ve 1 grup oyunundan

oluşmuştur.

Hemşirelerin iletişim kurdukları hastaları nasıl algıladıklarını ve hastalar

tarafından nasıl algılandıklarını fark etmelerini sağlamak amacıyla gözlerini

kapatmaları, kendilerini serbest bırakmaları ve hasta deyince ne yaşadıklarına,

gözleri önünde canlanan imgelere bakmaları ve bir hasta heykeli oluşturmaları

istendi. Heykelleri çalışılan hemşireler önce heykellerine karşıdan bakarak ne

yaşadıklarını ifade etti. Sonra hasta heykelleri ve onları oluşturan her bir parçayla

yer değiştirerek hasta heykelleriyle empati yaptılar. Hemşirelerin bir kısmının hasta

heykeli hareketli heykellerden oluşmaktaydı.

Grup oyununda, hemşirelerin iletişimde güçlük yaratan farklı hasta

davranışlarıyla karşılaşmalarına ve onlarla iletişim kurmaya yönelik bir çalışma

gerçekleştirilmiştir.

Page 16: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

15

Psikodrama Grup Süreci Örnekleri

Psikodrama grup süreci içinde grup oturumlarının başlangıcından itibaren

kendini tanıtma (adının başına olumlu ve olumsuz bir sıfat ekleyerek), empati

oyunu, adım oyunu (sosyometri çalışması), büyüme ve ilişkiler, sihirli ayna, güven

havuzu, kendinin doktoru gibi ısınma oyunları oynanmıştır. Grup üyelerinin

ihtiyaçları doğrultusunda (Açelya’nın teyzesi ile iletişim sorunu, hastaneye yeni

tayin olan Pelin’in dışarıda kalmışlık duygusu, Kardelen’in kızıyla yaşadığı okul

sorunu v.b.) protagonist oyunları çalışılmıştır. Burada, tez çalışmasını oluşturan ve

grup süreci boyunca zaman zaman çalışılan hasta heykelleri, hasta iletişimi ile

ilgili protagonist oyunları ve grup oyununa yer verilmiştir.

1. Hasta heykelleri

Grup süreci içinde grup üyelerinin pek çoğu zaman zaman, hastalarla

yaşadıkları olumsuz deneyimleri ve bunun sonucu hissettikleri olumsuz duygularını

ifade etmelerine rağmen, bir çoğu bir protagonist oyunuyla bunlara bakmaya istekli

olmamıştır. Bu yüzden hemşirelerin hasta algılarına bakmak ve hastayla empati

yapmalarını sağlamak amacıyla hasta heykelleri imgelemeleri istenmiştir. Hasta

heykelleri oluşturmalarına yardımcı olmak amacıyla şöyle yönerge verilmiştir:

“Şimdi gözlerinizi kapayarak rahat ve derin nefesler almanızı istiyorum... Her derin

nefesinizle daha da gevşediğinizi hissediyorsunuz... Gittikçe daha derin daha derin

nefesler alırken bedeniniz daha da gevşiyor... Şimdi geçmişten bugüne kadar

hastalarla yaşadığınız bütün deneyimler bir hasta heykeli oluşturmanız için biraraya

geliyor... Şimdi hasta deyince zihninizde canlanan ilk imgeye bakmanızı istiyorum.

Herhangi bir şekil, nesne veya insan olabilir. Hiçbir eleme yapmadan bırakın

imgeler aksın. Hasta heykeliniz oluştuğunda gözlerinizi açabilirsiniz.”

Kardelen’in hasta heykeli:

Kardelen, masum bakan bir kedi gördüğünü söyledi. Sahnede grup üyelerini

kullanarak kediyi yapması istendi. Kedinin gövdesi için Gül’ü, kuyruğu için

Nergis’i seçti. Gül’e nasıl durmasını istediğini, kendi onun yerine geçerek gösterdi;

hafif boynu sola eğik, arka ayakları üzerine oturmuş, ön patileri üzerinde dik

duruyor pozisyonda. Yaptığı kediyi karşıdan bir süre seyretti. ‘Masum bakan,

yardıma ihtiyacı olan bir kedi’ diye tanımladı. Karşıdan kediye bakarken şefkat,

Page 17: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

16

yardım etme isteği hissettiğini ifade etti. Kedinin yerine geçmesi ve yaşadıklarına

bakması istendi.

Kedinin gövdesi yerine geçtiğinde, ‘yardıma ihtiyacım var. Bana yardım

edilmesini istiyorum. Ben zavallı, masum bir kediyim’ diyerek kedinin duygu ve

düşüncelerini seslendirdi.

Yönetici: Sen bir kedisin, gerçekten o kadar masum ve korunmasız mısın? Kendini

korumak için pençelerin de var.

Kedi: Evet pençelerim de var. Eğer beni kızdırırlarsa pençelerimi çıkarır, kendimi

korurum. O zaman hırçınlaşır ve asileşirim. İstediğim yardımı alamazsam

beklediğim gibi davranılmazsa tırmalarım, kendimi korurum.

Daha sonra kuyruğunun yerine geçmesi istendi.

Kuyruk: Ben hareket etmesi için yön veririm. Bir şeyi istediğimde kuyruğumu

dalgalandırırım, anlasınlar diye. Hoşlanmadığım bir şey olursa, üstüme basarlarsa

ona (kediyi göstererek) pençelerini çıkarması için işaret veririm.

Bu kedinin nerede durduğu sorulduğunda; bir evin çimenli bahçesinde

durduğunu söyledi. O evin kedisi olduğunu, hava almak için bahçeye çıktığını

ekledi. Evdekilerle arasının nasıl olduğu sorulduğunda, evdekilerle arasının iyi

olduğunu, evdeki çocukların onunla oynamak istediğini, bazen de onu çok

çekiştirdiklerini ve rahatsız ettiklerini söyledi. ‘O çocukları görebilir miyiz?’ diye

sorulduğunda Kardelen ‘bir kız çocuğu, şımarık. Kedinin orasını burasını

çekiştiriyor, onu rahatsız ediyor. Kedinin üzerinde bazı işlemler yapmak istiyor.

Kedi yaptırmak istemiyor, huysuzlanıyor, huzursuzlaşıyor’ dedi. Yönetici, bu kız

çocuğu için gruptan birini seçmesini istedi. Kız çocuğu olarak Nilüfer’i seçti.

Nilüfer, Kardelen’in ifade ettiği gibi kediyle oynamak için onu çekiştirmeye, ona

bir şeyler bağlamaya, orasını burasını kurcalamaya başladı. Kedi huzursuzlanmaya

başladı. Küçük kız bu arada kedinin rahatsızlık duyduğuna aldırmadan canının

istediğini yapıyordu. Kardelen'den küçük kızın yerine geçmesi istendi. Küçük kızın

yerine geçerek sahne tekrarlandı.

Yönetici: Bu hasta bir kedi. Sen kimsin?, ne yapıyorsun?

Küçük kız: Genç bir hemşireyim, ona istemediği şeyleri uyguluyorum, onu

hırpalıyorum.

Yönetici: Neden onu hırpalıyorsun?

Küçük kız: Aslında ona iyilik yapmaya çalışıyorum, yardım etmeye çalışıyorum

ama çok tecrübesizim, nasıl davranacağımı tam olarak bilemiyorum.

Page 18: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

17

Kedinin yerine geçtiğinde ise küçük kızın kendisine aldırmadığını, sevecen

davranmadığını söyledi.

Oyun sonlandırıldığında Kardelen o küçük kızın davranışlarının, kendisinin

ilk hemşire olarak işe başladığı zamanı hatırlattığını, o zamanlar işi yapma telaşı ve

tecrübesizliği yüzünden hastanın ne hissettiğine bakmadığını söyledi. Hastayı

yardıma ihtiyacı olan masum bir kedi gibi görüyordu. Ama zaman içinde kedinin

pençelerini de görmüştü ve ona karşı kızgınlıkları oluşmuştu. Gül, kedi rolünde

iken kendini o kadar masum ve korunmasız hissetmediğini, zaman zaman hırçın

olabilen ve kendini pençeleriyle koruyabilen bir kedi olduğunu ifade etti. Ancak

kendisine bir saldırı olduğunda ya da canı yandığında hırçınlaştığını söyledi.

Nergis, kuyruk olarak üzerine basılmadığı sürece bir problem olmadığını belirtti.

Bu imajinasyon çalışmasında hemşirenin kendi mesleki süreci içinde

hastayla ilişkisini, başta olumlu ancak üzerinde birtakım işlemlerin yapıldığı bir

oyuncak gibi algıladığı, zaman içinde mesleki deneyimleriyle birlikte hastalara

karşı negatif yargılar oluşturduğu fark edildi. Grup üyeleri paylaşımları sırasında,

hemşirenin hastayı üzerinde işlemler yapılacak bir nesne olarak algılamasının,

hastanın öfkeli ve saldırgan yönünü kışkırttığını fark ettiklerini ifade ettiler.

Kardelen, daha ileriki bir grup toplantısında, kendisinin tepkisel bir insan

olduğunu ama şimdi hastalarla iletişiminde daha sakin davranabildiğini ifade etti.

Nilüfer’in hasta heykeli:

Nilüfer, gözünde iki farklı imaj canlandığını ifade etti. Birinci imajı bir Zeus

heykeli, ikincisi ise yerde baygın uzanmış bir kuştu. Önce Zeus heykelini yapması

istendi. Kaidenin üzerinde duran heybetli bir heykel. Menekşe’yi Zeus olarak seçti;

bir sandalyenin üzerine çıkarttı. Kolları yanlarda, hafif yukarı doğru kalkmış,

omuzları dik, göğsü kabarık, üstten bakan bir heykel. Nilüfer, heykeli karşıdan

seyrederken ‘heybetli, kibirli, üstten bakıyor, güçlü görünüyor’ diye tanımladı.

Yönetici: Neden yapılmış bu heykel?

Nilüfer: Çok kolay kırılacak bir maddeden yapılmış, gri alçıdan, kırılgan bir yönü

var. ‘Herşeyi ben yarattım’ edasıyla duruyor.

Yönetici: Ona bakarken ne hissediyorsun?

Page 19: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

18

Nilüfer: Tedirginlik, korku hissi var.

Yönetici: Neden korkuyorsun?

Nilüfer: Yanlış yapmaktan.

Yönetici Nilüfer’in Zeus’un yerine geçmesini isteyerek şimdi ne hissettiğini sordu.

Zeus: Ben güçlüyüm. Herkese tepeden bakarım. Bana yardım etmek zorundalar.

Yönetici, Zeus’u eşleyerek ‘ben bir tanrıyım, her şeyi ben yarattım. Benim

sayemde buradasınız, benim sayemde böylesiniz’ dedi. Nilüfer bu eşlemeyi

onayladı ve devam etti.

Zeus: Ben olmazsam siz bir hiçsiniz. Sizi var eden benim. Bu yüzden ben

önemliyim. Bana itaat etmek ve hizmet etmek zorundasınız. Eksik yada yanlış

yaparsanız cezalandırılırsınız.

Yönetici: Çok güçlüyüm, tanrıyım diyorsun ama bak alçıdan yapılmışsın. Alçı

kolayca kırılır, o kadar sağlam değildir.

Zeus: Evet aslında güçlüyüm ama bu benim hiç zayıf noktam olmadığı anlamına

gelmiyor. Yapıldığım madde benim zayıf noktam. Kırılmaya da çok müsaitim.

Nilüfer tekrar kendi yerine geçip heykeline karşıdan baktı. Bu güçlü ve

otoriter tavrının kendisini korkuttuğunu, tedirgin ettiğini, kendini zayıf ve güçsüz

hissettirdiğini belirtti.

İkinci imaj olarak gözünün önünde yerde baygın olarak uzanmış bir kuş

canlandığını söyledi. Kuş için Nergis’i seçti. ‘Bayılmış, öyle sere serpe yatıyor,

yardıma ihtiyacı var’ diyerek nasıl göründüğünü tanımladı. Kuşun yerine

geçtiğinde, ‘bir serçeyim ben, bayılmışım. Beni kaldırmalarını, yardım etmelerini

bekliyorum. Kendimi zayıf ve güçsüz hissediyorum’ dedi.

Grup paylaşım için halka oldu. Menekşe, Zeus rolünde kendini güçlü ve

umursamaz hissettiğini, Zeus’a aşağıdan bakınca (Nilüfer Zeus olduğunda)

görkemli, hükmeden ve “küçük dağları ben yarattım, sizi ben yarattım” edasını fark

ettiğini ama buna aldırmadığını, ‘kendini öyle mutlu hissediyorsa öyle davransın’

diye düşündüğünü belirtti. Nilüfer bazı hastalar karşısında neden paniğe kapıldığını

fark ettiğini, onların rütbelerinden ve otoriter tavırlarından dolayı onları tanrı gibi

gördüğünü anladığını ifade etti. Yönetici, tıpkı onun heykelinin kırılabilir alçıdan

yapıldığı gibi ne kadar güçlü görünürlerse görünsünler onların da kırılgan

yönlerinin olduğunu söyledi. ‘Alçıdan bir heykel dışarıdan ilk bakışta sert ve

güçlüdür ama kırılmaz değildir’ dedi ve ‘hiç kimse o kadar güçlü değildir’ diye

ekledi.

Page 20: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

19

Nilüfer’in hasta heykeli denilince gözünde iki imaj canlanmıştı; birincisi

güçlü, hükmedici ve etrafındakileri tebası, hizmetçisi olarak gören tanrı heykeli,

diğeri yerde yatan, yaralı, yardıma muhtaç bir serçe. İlk bakışta bu iki imaj

birbirine tezat iki farklı algıyı ifade ediyor gibi gözükse de güçlü tanrı Zeus’un

kırılgan, en ufak darbede bile parçalanacak alçıdan yapılmış yapısı ve özen ve

ilgiye olan ihtiyacı aslında yerde yatan serçenin zayıf, yardıma muhtaç haliyle

eşdeğer gibiydi. Sadece tek fark yaralı serçe yardım etme isteği uyandırırken,

kırılgan tanrı korku ve kızgınlık duygusunu ortaya çıkartıyordu.

Yasemin’in hasta heykeli:

Yasemin gözünü kapattığında, anne, baba ve çocuk üç kişilik bir penguen

ailesi gördüğünü söyledi. Penguenlerin nasıl göründüğü sorulduğunda,

penguenlerin hepsinin siyah beyaz renkleri olduğunu ifade etti. Her penguen için

siyah ve beyaz renkli kısımları olarak ikişer kişi seçmesi istendi.

Baba penguenin beyaz kısmı ---- Papatya

Babanın siyah kısmı -------------- Nergis

ve sahneye yerleştirdi. Siyah kısmı beyaz kısmın sırtına yapışık ve omuzlardan öne

doğru sarkıyor.

Anne penguenin beyaz kısmı ----- Kardelen

Annenin siyah kısmı --------------- Pelin

Anne pengueni aynı şekilde baba penguenin solunda ayakta durur pozisyonda

yerleştirdi.

Çocuk penguenin beyaz kısmı ----- Nilüfer

Çocuğun siyah kısmı ---------------- Menekşe

Çocuk pengueni anne penguenin yanına yerleştirdi ve onunla elele

tutuşturdu. Karşıdan onları seyrederken onları nasıl gördüğü sorulduğunda, baba

pengueni heybetli, suratsız, ciddi, biraz da öfkeli bakan biri şeklinde tanımladı.

Anne penguenin daha sevimli, kabullenici göründüğünü söyledi. Çocuk penguenin

ise meraklı baktığını ifade etti. Baba penguenin her şeyden kendisinin de haberdar

olmasını, kendisine bilgi verilmesini, eşinin yerine kendisinin dikkate alınmasını

istediğini, anne penguenin daha pasif göründüğünü sözlerine ekledi.

Baba penguenin siyah kısmı yerine geçtiğinde kendisinin nasıl bir penguen

Page 21: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

20

olduğu sorulduğunda; siyah beyaz renkli penguenlerden olduğunu söyledi. Ailenin

diğer üyelerinin de öyle olduğunu ekledi. Baba penguen olarak her şeyin kontrolü

altında olmasını isteğini, her şeyden haberdar olmak istediğini söyledi. Penguenin

siyah kısmı olarak, ‘bana bu hizmeti vermek zorundalar, beni bilgilendirmek

zorundalar ama bu hemşireler bilgi vermiyor. Yeterince ilgi göstermezlerse

sinirlenir, onlara hadlerini bildiririm. Eşimle ben de muayenelere girmek istiyorum.

Onu yalnız bırakmak istemiyorum. Bana bu hakkı tanımak zorundalar. Bu benim

en doğal hakkım’ dedi. Beyaz kısmı yerine geçtiğinde, ‘benle iyi yönde iletişim

kurarlarsa iyi yanıt veririm. Benim de eşimle ilgili endişelerim var. Eşim ve yeni

doğacak bebek için kaygılıyım. Bir problem çıkar diye korkuyorum. Panik halim

nedeniyle sinirli davranıyorum, acele ediyorum. Aslında rütbemi kullanmak

istemiyorum. Aslında iyi bir insanım. Benim de insancıl yönlerim var ama öyle

davranmak zorunda kalıyorum’ diye kendini ifade etti.

Anne penguenin yerine geçtiğinde ve siyah kısmı olduğunda, ‘ben rütbeli

eşiyim. Bana düzgün davranmak, hizmet vermek zorundalar. Bu eşimin konumu

bana biraz da yük, sırtımda taşımam gereken bir şey ama iyi yardım ve hizmet

almam için kullanmam gerekiyor.’ Beyaz rengin yerine geçtiğinde ‘zaman zaman

eşimin konumunun yarattığı yükten kurtularak bağımsız olmak, kendim olarak

varolmak istiyorum. Bu sırtımdaki yük nedeniyle kendimi ezik hissediyorum’ dedi.

Çocuk penguenin siyah kısmı yerine geçtiğinde, ‘yeni bir kardeşim geleceği

için meraklıyım. Nasıl olacak, acaba beni eskisi gibi sevecek, ilgilenecekler mi? Ya

onu daha fazla severlerse?’ diyerek endişelerini dile getirdi. Beyaz rengi yerine

geçtiğinde, ‘kardeşim olacağı için sevinmeliyim, onunla birlikte oynayabiliriz,

biraz büyüyünce babam ikimizi birlikte parka götürür. Evde kardeşim olunca hiç

canım sıkılmaz, onunla oynarım’ dedi.

Grup halka olduğunda Yasemin, kendisi kadın doğum kliniğinde

çalıştığından oraya gelen hamilelerin yürüyüşünü, tavrını penguenlere benzettiğini

ve aileyi de penguen ailesi gibi gördüğünü, bu yüzden böyle bir heykel hayal

ettiğini belirtti. Yönetici yardımcısı Emine, penguende beyaz kısmın, özellikle de

baba penguendeki beyaz kısmın sanki onun yumuşak karnı olduğunu hissettiğini

söyledi. Belki de verdikleri mesajın, ‘benim hangi yönüme hitap ederek

davranırsanız size o yönümle karşılık veririm’ olabileceğini belirtti. Nilüfer

hastalarla iletişim kurarken biraz politik davranmak gerektiğini ifade etti. Yönetici,

hastalarla iletişim kurarken bu penguen heykelini akılda bulundurmanın herkese

faydası olacağını, her hastada siyah ve beyaz yönlerin olabileceğini fark etmenin

onların gerçekte neye ihtiyaç duyduklarını anlamada yardımcı olabileceğini belirtti.

Page 22: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

21

Her iyinin içinde kötü, her kötünün içinde iyilik barınabilir (Yin Yang).

Gül de benzer olaylarla karşılaştığını, çocuk polikliniğinde çalıştığını, bütün

çocukların babalarının rütbeleri ne olursa olsun eşit olduğunu, hepsinin hastalığının

aynı derecede önemli olduğunu düşündüğünü söyledi ve ‘bir albayın rütbelerini

göstererek öncelikle kendi çocuğunun alınmasını istemesi bende kızgınlık yaratmış,

kendimi çok rahatsız hissetmiştim. Ama şimdi onun çocuğu ile ilgili endişelerini

daha iyi anlıyorum’ dedi.

Yasemin’in hasta heykeli tüm grup üyeleri için hastayla ve hasta yakınıyla

iletişim kurarken onu anlamaları ve nasıl davranmaları gerektiği konusunda ipucu

veren, her hastanın dıştan görünen öfkeli tavrının nedenleri ve yumuşak karnı

olabileceği konusunda farkındalıklar yaşatan örnek bir çalışma oldu.

Yasemin bir hafta sonraki grup oturumunda geçen bir haftalık süre boyunca

poliklinikte hamile hastaların ve onlarla birlikte gelen eşlerinin endişe ve

meraklarını daha iyi anlayabildiğinden, gergin davranan hamile eşlerine daha sakin

davranarak ve açıklayıcı konuşmalar yaparak onları rahatlatabildiğinden, bunun

kendisini daha iyi hissetmesine neden olduğundan bahsetti. Aynı grup oturumunda

Nilüfer de hem kendi heykel çalışmasının (Zeus ve serçe heykelleri) hem de

Yasemin’in çalışmasının (penguen ailesi heykelleri) hastalarla ilişkisi sırasında

faydası olduğunu söyledi. Özellikle yüksek rütbeli hastalarla muhatap olurken,

penguenin beyaz kısmını ve kendi Zeus heykelinin kırılgan alçıdan oluşunu

hatırlamasının onlar karşısında işini daha rahat, emin yapmasına ve daha olumlu

diyaloglar kurabilmesine neden olduğunu sözlerine ekledi.

Menekşe’nin hasta heykeli:

Çorak dağda bir dağ lalesi, yanında bir çalı. Çalı olarak Gül’ü seçti ve onu

toprak zeminde yuvarlak, açık soluk yeşil olarak tanımladı. Lale olarak Nergis’i

seçti. Çalının altından çıkan açmış bir lale olduğunu söyledi. Önce hangisinin

yerine geçmek istediği soruldu. Çalının yerine geçmek istediğini söyledi. Çalıya

‘burada görevin ne? Ne yapıyorsun?’ diye soruldu.

Çalı: Ben onu kötülüklerden koruyorum, güneşin zararlı etkisinden koruyorum.

Yönetici, grup üyelerinden birine (Açelya) güneş olması için işaret etti. Açelya

güneş olarak sandalyenin üzerine çıkarak lale ve çalının karşısına geçti. Tekrar

Page 23: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

22

çalıya, kökleri kendi altında olan lale ile aralarında nasıl bir ilişki olduğu

sorulduğunda;

Çalı: Hayvanların yaklaşarak zarar vermelerinden, onu koparmalarından, güneşin

etkisiyle solmasından koruyorum. Onun bir parçasıyım ben, koruyan yönüyüm.

Lalenin yerine geçmesi istendiğinde, ‘ben güzel, zarif, narin bir çiçeğim, kırmızı bir

laleyim. Çalının burada olması bana güven veriyor, beni koruyor, bana zarar

vermelerine engel oluyor’ dedi.

Yönetici: Yeni, genç bir lale misin, yoksa daha yaşlı mı?

Lale: Yapraklarım açtığına göre daha olgunum.

Yönetici: Renginin kırmızı olmasının bir anlamı var mı?

Lale: Canlı olduğum için kırmızıyım, kırmızı canlılıktır. Çalı beni koruyor, güneşin

zararlı etkisinden de beni koruyor. Gölgesinden faydalanıyorum.

Çalı rolüne tekrar geçmesi istenir.

Çalı: Ben onu koruyorum, dikenlerim ona yaklaşıp koparmalarına engel oluyor.

Benim yanımda güvende, canlı.

Yönetici: Sen nesin, kimsin?

Çalı: Ben sağlıkçıyım, hemşireyim.

Güneşle rol değiştirmesi istendiğinde;

Güneş: Buradan lale çok zavallı görünüyor, Ona acıdım. Ben burada görevimi

yapıyorum. Çalı onu koruduğunu söylüyor ama aslında o da benim ışınlarıma

maruz kalıyor. Benim ışınlarıma yaşamaları için ihtiyaçları var ama aynı zamanda

onlar için zararlı da olabilirim. Aslında ikisi de aynı konumda. Sadece çalı biraz

daha güçlü, lale daha narin.

Menekşe, güneş rolünden çıkıp tekrar dışarıdan bakınca lalenin o kadar zayıf

görünmediğini, ama güneşin yerine geçtiğinde onu aciz gibi gördüğünü ifade etti.

Güneşe dışarıdan bakınca onun güçlü, her şey onun elindeymiş gibi

hissettiğini, lale ve çalıya yararı da zararı da olduğunu ekledi. Yöneticinin ‘yaşam

ve ölüm gibi mi?’ sorusuna; ‘evet yaşam ve ölüm’ gibi diye yanıt verdi. Yönetici

‘tanrı gibi, yaşam gibi’ diye ekledi.

Grup paylaşım için halka olduğunda, Yönetici Menekşe’ye ‘role girenlerin

rol geri bildirimlerini dinler misin?’ diye sordu. Menekşe dinlemek istediğini

söyledi.

Gül, çalı rolündeyken laleye yardım etmek istediğini ama yapabileceği şeyin

Page 24: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

23

sınırlı olduğunu, onu tek bir yönden koruyabileceğini, ama diğer yönlerden

koruyamadığını, diğer yönlerden tehlikeye açık olduğunu söyledi. Çalı olarak da

hemşire olarak da hayatının bir yanında var olduğunu ve yardım edebileceğini ama

hayatın her yönünde, her an olamayacağından, onun için yapacaklarının, onu

korumasının sınırlı olduğunu, lalenin diğer yönlerden tehlikeye açık olduğunu

ekledi. Nergis, lale olarak çalının yanında kendini iyi hissettiğini, güvende

hissettiğini ifade etti.

Güneş rolündeki Açelya tepeden lale ve çalıya bakarken kendini çok güçlü,

hakim, aşağıdakileri zayıf algıladığını ifade etti. Emine (yönetici yardımcısı)

kendini güneş yerine koyduğunda, bunun lalenin süreci olduğunu, bu sürece

kendisinin bir etkisinin olamayacağını, her canlı gibi onun da kendi sürecini

yaşayacağını, ‘birşey zamanı gelince olur’ şeklinde düşündüğünü söyledi. Güneşi

tanrı gibi algıladığını ekledi. Menekşe bunu onayladı.

Yönetici, Menekşe’ye neden çalıyı seçtiğini fark edip etmediğini

sorduğunda, Menekşe bilmediğini söyledi. Çalı hareketsiz tek taraftan

koruyabiliyordu. Bunun kendi hemşirelik rolüyle ilgisi olup olmadığı, kendini

hemşire olarak böyle algılayıp algılamadığı soruldu. Menekşe ‘tam farkında

değilim ama bazı durumlarda çok yapılacak bir şey olmuyor’ diye ekledi. Hangi

klinikte ve hangi hastalarla çalıştığı sorulunca nöroloji hastalarıyla çalıştığını

söyledi ve niçin böyle bir imaj canlandığını şimdi daha iyi anladığını ifade etti.

Menekşe’nin hasta heykeli, hem hasta ile olan ilişkisinde hastayı nasıl

algıladığını (zayıf, korunmasız, yaşamak için yardıma muhtaç) hem de hemşirelik

rolüne bakışını ortaya koymaktadır. Çalıyı kendi mesleki rolüyle özdeşleştirmesi,

hastayla ilişkisinde güçlü, daha sağlam, koruyucu rolde olduğunu, lalenin

köklerinin çalının altında olması, yaşamak için gerekli gıdasını ona veren, hayatta

tutan rolünü de üstlendiğini gösteriyordu. Ancak güneş imajı ile yaşam ve ölüm

karşısındaki çaresizliğini de dile getiriyordu.

Menekşe bir sonraki grup toplantısında hemşirelik rolü açısından kendini

çalıyla özdeşleştirdiğini, Gül’ün verdiği geri bildiriminde olduğu gibi, hastaya

yapılan yardımın bir yere kadar olduğunu, bazı durumlarda yetersiz kalındığının,

çaresizlik yaşandığının farkına vardığını, bazen hastayı yaşamda tutmak için çalı

gibi koruyucu bir rolde ne kadar çaba harcadığını anladığını, bunun zaman zaman

kendisini yıprattığını ancak kendi heykel çalışmasıyla yaşam sürecine müdahalede

herkes gibi kendisinin de yapabileceklerinin sınırlı olduğunu farkettiğini söyledi.

Page 25: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

24

Ama yine de lalenin çalının varlığından olan memnuniyetini, çalışırken hastalarla

iletişiminde hissettiğini ve bunun kendisini daha faydalı olarak algılamasına neden

olduğunu ekledi.

Açelya’nın hasta heykeli:

Kum (ıslak toprak) kümesinin üzerine dikilmiş bir mezar taşı gördüğünü

söyledi. Mezar taşının duruşunu gösterirken üzerinde ‘1911-1935’ yazdığını şimdi

fark ettiğini, ama bunun nereden geldiğini bilmediğini söyledi.

Mezar taşı olarak Nergis’i, önündeki ıslak toprak olarak Yasemin’i seçti.

Yönetici: Buna bakarken ne hissediyorsun?

Açelya: Üzüntü hissediyorum ama hafif bir üzüntü, öyle çok değil.

Açelya: Bu mezar taşı bana göre biraz yüksekte, ben biraz aşağıdan bakıyorum ona.

Mezar taşının yerine geçti.

Yönetici: Sen kimsin? Nesin?

Açelya: Ben bir erkeğin mezar taşıyım. 1911’de doğup 1935’de ölen. Ama ben

yeni dikildim.

Yönetici: Neden dikildin?, neden şimdi?

Açelya: Beni görsünler, fark etsinler, mezarımın üstüne basmasınlar diye, onların

dikkatini çekmek için.

Yönetici: Nasıl birinin mezar taşısın sen?

Açelya: Genç, kumral bir delikanlının mezar taşıyım.

Yönetici: Neden ölmüş?

Açelya: Bir motosikletle kaza yapmış, çok hareketli bir genç, kumral, uzun boylu.

Mezar taşının rolünden çıkarılarak bu delikanlıyı seçmesi istendi. Gül’ü seçti.

Toprağın yerine geçtiğinde:

Toprak: Bu mezar taşını tutan ıslak toprağım ben.

Yönetici: Senin burada bulunma amacın nedir?

Toprak: Taşı tutmak. İnsanlar görsün diye.

Kendisinin yerine birini seçerek (Nilüfer’i seçti) mezar taşının yerine tekrar

geçmesi istendiğinde.

Yönetici: Açelya'ya mezar taşı olarak söylemek istediğin bir şey, vermek istediğin

bir mesaj var mı?

Mezar taşı: Yaşam çok değerli, yaşamın değerini bil. İnsan hayatına önem ver.

Page 26: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

25

Hastalara dikkatli ve özenli davran, insan hayatı önemlidir. Hata yapma, dikkatli ol.

Yanlış yapma. Burada genç biri yatıyor ama sen de olabilirdin.

Açelya kendisinin de motosiklete merakı olduğunu ama bir türlü cesaret

edemediğini söyledi. Daha sonra tekrar mezar taşı olarak konuşmaya devam etti.

Mezar taşı: Ölüm var, yaşam hata kabul etmez.

Kendisi olarak işinde de hata yapmaktan, hastaya yanlış tedavi uygulamaktan,

hastanın kaybından her zaman endişe duyduğunu söyledi.

Ölünün yerine geçtiğinde ‘ben genç, motosiklet kazasında ölen biriyim’ dedi.

Yönetici: Açelya'nın tanıdığı biri misin?

Açelya: Bu babam, babamın gençliği. O da motosikleti ve hızlı yaşamayı severmiş.

Ama 42 yaşında kalp krizinden öldü. Evet Açelya'nın babasıyım.

Yönetici: Söylemek istediğin bir şey var mı?

Baba: Kendine dikkat et, kendini koru, yaşam değerli.

Yönetici: Hemşire Açelya'ya bir şey söylemek ister misin?

Baba: Hastalara karşı dikkatli ol. Onlara önem ver. Ben kalp krizi geçirdiğimde

uzun süre hastanede yattım ama yeterince ilgi görmedim.

Yönetici: Sana nasıl davrandılar?

Baba: Bana bir vaka olarak baktılar, hasta olarak değil hastalık olarak gördüler.

İnsanlara hastalık olarak bakmayın, onlara özen gösterin, dikkat edin. Onlardan

bahsederken hastalık olarak değil, isimleriyle hitap edin. İnsan hayatına saygı

gösterin.

Açelya rolden çıktıktan sonra sahneye tekrar dışardan baktı. Yönetici yeterli

olup olmadığını sordu. Açelya tamam anlamında başını salladı ve paylaşım için

grup tekrar halka oldu.

Paylaşım için ilk Açelya konuşmaya başladı. Açelya son zamanlarda

kendisinin hastalara yeterince özen göstermediğini fark ettiğini, bir bıkkınlık içinde

olduğunu, bunu yanlış bulduğunu, ‘iyi davranmak gerekir’ diye kendine söylediğini

ama hastane ortamına gelip hastalarla karşılaştığında yine yakın davranmadığını,

gerçekten de artık hastalardan oda numaralarıyla bahsettiğini ve bunun kendisini

rahatsız ettiğini söyledi. Ayrıca en son izlediği ‘içimdeki deniz’ filminden çok

etkilendiğini, belki de bunun böyle bir imajın canlanmasının sebebi olabileceğini

ifade etti.

Gül, ölünün yerine geçtiğinde kendisinin ölümden korkmadığını

düşünmesine rağmen rahatsız olduğunu ve orada olmak istemediğini fark ettiğini

Page 27: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

26

söyledi.

Yasemin, mezar taşını tutan ve ölüyü örten kum olarak “o kadar yaşlı hasta

varken niye bu genç” diye düşünerek toprak olarak bile bunu kabullenemediğini

belirtti.

Nilüfer, Açelya’nın yerine geçip mezar taşının söylediklerini işitirken sanki

kendi babasından gelen bir mesaj olarak algıladığını ve kendini kötü hissettiğini

ifade etti.

Nergis, mezar taşı olarak kişilere ölümü işaret etmek için orada olduğunu

hissettiğini söyledi ve ekledi; ‘bir yüzüm yaşama dönüktü ama köküm topraktaydı

ve ölüme bağlıydı. Yaşamla ölüm arasında ince bir çizgi olduğunu işaret

ediyordum. Yaşamın değerini bilmeleri gerektiğini söylüyordum ve burayı da

unutmayın arada ince bir çizgi var diyordum.’

Emine (yönetici yardımcısı) bu mezar taşı imgesinde yaşam ve ölüme dair

çift anlam olduğunu, aynı zamanda Açelya'nın kendi yaşamı açısından da çift

anlamı olduğunu söyledi.

Yönetici, Açelya’nın hastalardan uzak durmasının, yakınlaşmamasının

nedeninin ölümü hatırlatmaları (aynı zamanda babasının ölümünü de) ve ölümle

yüzleşmek istememesi olabileceğini, hastadan kaçmanın, uzak durmanın ölümden

uzak durma ile bağlantısı olabileceğini söyledi.

Bu imajinasyonda protagonistin bilinçdışının tıpkı rüyalarda olduğu gibi

ipuçlarını dönüştürerek, değiştirerek sunduğu görülmekte; mezar taşının üzerindeki

tarihlerden orada yatan kişinin 24 yaşında ölmüş olduğu anlaşılıyordu. Ancak daha

sonra motosikletten hoşlanan birisine ait olduğunu söyleyen protagonist o anda

babasıyla olan bağlantıyı kurdu ve onun babası olduğunu söyledi. Babası da

motosikleti severdi ama 42 yaşında ölmüştü yani 24'ün tersi. Burada protagonistin

bilinçdışı, muhtemelen babasının mezarı ile karşılaştığında yaşayacağı sıkıntıyı

hesap ederek böyle bir şifrelemeyi uygun görmüş olabilir. Aslında daha da önemlisi

Açelya da çok gençti ve motosikletten hoşlanmasına rağmen ölüm korkusu

nedeniyle kullanmıyordu. Yani ölen genci kendisi ile de özdeşleştirdiği ve kendi

ölüm korkusunun ifadesi olabileceği düşünülebilir.

Page 28: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

27

Gül’ün hasta heykeli:

Gül ‘bir ağaç gördüm’ dedi. ‘Nasıl bir ağaç?’ diye sorularak biraz daha

ayrıntılandırması istendiğinde Gül, ‘heybetli, geniş gövdeli bir ağaç, çınar ağacı

gibi, önünde çit var’ diye tanımladı. Ağacı oluşturması için grup üyelerini seçti.

Ağacın gövdesi ------------- Pelin

Kalın kökü ------------------ Menekşe

Yeşil güçlü dallar ---------- Açelya

İnce kurumuş dallar ------- Itır

Çitler soldan sağa ---------- Kardelen, Nilüfer, Nergis

Gül, önce ağacın parçalarını yerleştirdi. Menekşe kalın kök olarak yere

oturdu, sırtını gövdeye dayadı. Kol ve bacaklarını yere doğru kök gibi açtı. Ağacın

gövdesi olan Pelin ayakta dimdik durdu. Açelya yukarıdaki yeşil güçlü dallar

olarak gövdeden çıkarak göğe doğru yükseliyordu. Zayıf kurumuş dallar olarak Itır,

yeşil dalların arasına karışmış ama daha aşağıda duruyordu. Çit rolündeki

Kardelen, Nilüfer ve Nergis, dizlerinin üzerinde, ağaçla aralarında biraz mesafe

bırakarak düz bir hatta yan yana dizildiler.

Gül, ağacı önce karşıdan seyrederken ‘büyük ve görkemli bir ağaç ama

rüzgarla birlikte dallar sallandıkça kurumuş dallar aradan görünüyor, rahatsız

ediyor’ dedi. Ağacın parçalarıyla rol değiştirmesi istendiğinde önce gövdenin

yerine geçti. Gövde olarak, ‘ben bu ağacın en görkemli, en güçlü parçasıyım.

Gücümün ve görkemimin farkındayım. Dışarıdan bakanlar da benim görkemimin

farkında. Dallarım güzel ve görkemli, ben güzel bir ağacım’ dedi.Yönetici, ‘diğer

parçalarınla ilişkin nasıl?’ diye sorduğunda, gövde olarak ‘kökle aramda güçlü bir

bağ var, beni besliyor. Zayıf kurumuş dallar benim güzelliğimi biraz bozuyor,

onları kesebilirler’ diyerek kurumuş dallardan rahatsızlığını ifade etti. Kök yerine

geçtiğinde ‘güçlü bir köküm’ dedi. Yöneticinin ‘buradaki işlevin ne?’ sorusunu

‘Gövdenin ayakta durmasını sağlıyorum’ diye cevapladı. Yönetici kökü eşleyerek

‘kollarım toprakta çok derinlere uzanıyor, gövde ve dallar benim sayemde

besleniyor’ derken kök rolündeki Gül, gülümseyerek başıyla onayladı ve ‘ben

geliştikçe gövde beslenip büyüyor, gövde büyüdükçe ben daha derinlere iniyorum,

birbirimizi etkiliyoruz’ dedi. Zayıf kurumuş dalların yerine geçtiğinde ‘Ben bu

ağacın kuru kalmış birkaç dalıyım. Aslında arada kalıyorum ama rüzgar estikçe

görünüyorum' dedi ve ekledi ‘Kendimi güçsüz ve çirkin hissediyorum; sararmış ve

inceyim’ dediğinde neden sararıp inceldiği soruldu. Zayıf dal ‘ya dış etkenler

Page 29: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

28

nedeniyle ya da yeterince beslenemediğimden, güneş alamadığımdan zayıf kalıp

kurumuşum. Böyle olmak bana üzüntü veriyor. Yeşil dalların arasındayken iyi ama

rüzgar estiğinde dışardan gözükünce rahatsızlık duyuyor, insanların beni

beğenmediğini, küçük gördüğünü düşünüyorum’ diye yanıtladı. ‘Diğer dallarla

ilişkilerin nasıl?’ diye sorulduğunda kurumuş dal ‘ben bu ağacın hastalıklı

dallarıyım. Diğer dallarla aramda bir sorun yok. Onların arasında çirkin

görünüyorum ama onlar beni gizliyor’ dedi. Yüksekteki yeşil dalların yerine

geçmesi istendi. Yeşil dal olarak ‘ben bu ağacın en güzel, en yeşil, en görkemli

dallarıyım. Burada kendimi mutlu hissediyorum. Güzel göründüğümü biliyorum’

dedi. ‘Kuru dallar rahatsız ediyor mu?’ diye sorulduğunda, yeşil dal olarak ‘hayır

etmiyor, ona yakınım’ diye yanıtladı.

Protagonist, ağacın parçaları yerine geçerken kendisinden her bir parça için

bir de slogan bulması istenmişti. Parçaların sloganlarını şöyle söyledi:

Gövde: Ağacın en güçlü ve en görkemli parçasıyım.

Kök: Ağacı besleyip büyütüyorum, güçlüyüm.

Kuru dallar: Böyle olduğum için rahatsızım, üzülüyorum. Dışarıdan güzel

görünmediğimin farkındayım.

Yeşil dallar: Güzelim, canlıyım, mutluyum, en yüksekte, en çok göze çarpan

parçasıyım.

Daha sonra çitlerin yerine geçti. Önce sol baştaki çitin (Kardelen) yerine

geçti ve ‘buraya herkesin geçmesini engelliyorum. Çocukların ve başka zarar

verecek şeylerin geçmesine engel olup koruyorum’ dedi. Ortadaki çitin (Nilüfer)

yerine geçtiğinde ‘ben öncelikle güzel bir çitim. Burada hem süs olarak

bulunuyorum hem de ağacın önünde engel oluşturuyorum. Ama onu her yönden

koruyamam. Ben o kadar güçlü değilim’ dedi. Sağ baştaki çitin (Nergis) yerine

geçince ‘ben buraya geçiş için kapıyla bağlantılıyım. Aslında önümdeki yolla

arkamdaki ağacı ayırıyorum. Arkamdaki yeşil ağaç çok güzel, önümdeki yol çirkin

ve düzgün değil’ diyerek gördüğü yolu tanımladı. Yönetici yol ile ilgili ayrıntıları

ifade etmesi için ‘nasıl bir yol?’ diye sorduğunda çit olarak ‘ağaca paralel olarak

uzanan çok düzgün olmayan bir yol’ dedi. Çitin rolünden çıkarak kendi yerine

geçtiğinde ‘hafif kıvrımları olan, taşlı bir yol, asfalt değil’ diyerek yolu tekrar tarif

etti. Yönetici, ‘bu yola bakarken ne hissediyorsun?’ diyerek yolun onda uyandırdığı

duyguyu fark etmesini sağlamaya çalıştı. Gül ‘yolu görünce sıkıntı duyuyorum ama

ağaca bakınca içim rahatlıyor’ dedi. Yolun yerine birini seçmesi istendiğinde Lale’

yi seçerek ondan ağaca paralel boylu boyunca uzanmasını istedi. Bir süre baktıktan

sonra yolun yerine geçip asfalt olmayan taşlı bir yol olduğunu söyledi. ‘Nereden

Page 30: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

29

geliyorsun?, nereye doğru uzanıyorsun?’ diye sorulduğunda, yolun bir ucunda

bahçeli evlerin, eski Rum evlerinin bulunduğu bir köy olduğunu, yolun diğer

ucunun nereye doğru gittiğini bilmediğini ifade etti. Tekrar kendi yerine geçtiğinde

yola ve ağaca bakması istendi. Yol boyunca yürürken ‘yol düzgün değil, taşlı

topraklı. Bu ağacın önünden geçerken hemen oraya girmek istiyorum. Burası bana

kendimi iyi hissettiriyor. Burada canlılık var. Yolun sonunda ne olduğunu

bilmiyorum. Burası kadar güzel olmayabilir’ dedi. Yönetici ‘yola bir bakalım’

dediğinde ‘oraya gitmek istemiyorum, burada kalmak istiyorum’ diyerek ağacın

olduğu yeri işaret etti. Ağacın parçaları ve çitlerin her biri kendi slogan cümlelerini

söylediler. Yol rolündeki Lale de ‘ben o kadar güzel görünmeyebilirim ama beni

asfaltlayarak, kaldırımlar yaparak, etrafına ağaçlar dikerek beni güzelleştirebilirler’

diyerek spontan bir şekilde kendi cümlesini söyledi. Bu manzaraya tekrar bakan

Gül, ‘ağacım çok güzel, o kuru dallar da dursun, onlar da güzel, çitler de. Sanki

hepsi benden bir parça’ dedi. Yol hakkında ise başka yorum yapmadı.

Grup paylaşım için halka olduğunda Gül aslında gördüğü Rum evleri ve

köyün, kendi çocukluğunun geçtiği yer olduğunu ve bunu şimdi farkettiğini

söyledi. Ağaç imajında kendini en çok kök gibi hissettiğini sözlerine ekledi.

Ağaç kavramı, doğrudan doğruya bitki, odun ve bazen meyva sağlama işlevi

dışında yaşam ağacı, yerden göğe yükselen yaşamsal direk, ormandaki ağaçların

kardeşçe ve eşitlikçi birliği, bir kökten gelişerek gökyüzüne doğru serpilip gelişme

ve yayılma, uzun ve verimli bir yaşam,v.b. gibi pek çok çağrışımı da hissettirmesi

nedeniyle çeşitli çağlar boyunca, çeşitli kültürlerde birey, yaşam, toplum ve evren

gibi kavramlar arasında bağ ve ilinti gibi kavramları anlatan bir simge özelliği de

yüklenmiştir (Babaoğlu 1998). Gül’ün hasta heykelinde, hem mesleki rolünü ve

hastayı değerlendirişi, hem yaşam içinde sosyal olarak üstlendiği roller, hem de

hayatın getireceklerine duyulan endişeleri konusunda yansımalar vardı. Ağacın

hayatta o anda durduğu yeri; yaşamını, yeşil ve kurumuş dalların sağlık ve hastalığı

temsil ettiği düşünülebilir. Protagonist kendisini en fazla kök gibi hissettiğini ifade

etmişti. Hemşire olarak görevini bakım veren, besleyen, canlı tutan olarak

görmekte, bu hemşirelik mesleğini bir bakıma “anne” rolüyle eşdeğer kılan klasik

bakış açısını yansıtmaktadır.

Gül, ağacın kuru dallarının dışarıdan kötü göründüğünü, kendisini zayıf

hissetmesine yol açtığını söylemişti. Hastalanan kişinin temel güçlüklerinden biri

diğer insanlarla ilişkilerinde yaşadığı sorunlardır. Eğer hastalık göze çarpan bir

belirtiye sahip değilse, hastanın rutin olarak ilişkide bulunduğu kişiler bir süre

sonra ondan hasta değilmiş gibi davranmasını beklemektedir. Bu gerçekten zor bir

Page 31: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

30

ikilemdir. Hastalanan kişi, olan bitenin dışında kalmamayı -yani yaşamın içinde

olmayı-, “adam yerine” konmayı istediği ölçüde hastalığını sergilememek

durumundadır. Çünkü sürekli eksiklik, kusur, mazeret belirtmek bir süre sonra

sıkıcı olmakta, insanları uzaklaştırmaktadır (Bilgin 2003). Bu imajinasyon

çalışmasında hasta, üzgün, kendinden hoşnutsuz ama yaşam akışı içinde

sağlıklıların arasına karıştığında hastalığı farkedilemeyen, ancak rahatsızlığı

arttığında ya da hastalık nüksettiğinde diğer insanlardan farklı algılanmaktadır.

Çitler, hemşirelik mesleğinde kendini aynı zamanda koruyucu, kollayıcı bir

rolde; yaşamla ölüm arasındaki çizgide gördüğünün ifadesi olarak düşünülebilir.

Hepsinde kendinden bir parça olduğunu söylerken aynı zamanda yaşam

içinde zaman zaman farklı rollere girdiğimizin ifadesiydi. Bazen besleyen ve

büyüten, bazen beslenen, bazı durumlarda zayıf ve güçsüz, bazen daha güçlü ve

canlı. Aynı zamanda Gül bu imajinasyonuyla kendi süreci hakında da bilgi

veriyordu; tayinleri çıkmıştı ve yeni bir hayata başlayacaklardı. Bulunduğu yeri,

şimdiki yaşamını bırakmak istememesi ve gideceği yer ile ilgili endişelerini de

yansıtmıştı.

Yolun ne olduğunu görebildiği tarafı Gül’ün geçmişiydi. Ne olduğunu

bilmediği ve endişe duyduğu diğer taraf ise geleceğiydi ve yolun sonundan

duyduğu tedirginliği ifade etmişti, yani ölümden.

Pelin’in hasta heykelleri:

Pelin, hasta heykeli deyince gözünün önüne farklı yüz ifadeleri olan üç

bebek geldiğini ifade etti. Pelin’den bebekleri seçmesi ve sahneyi oluşturması

istendi.

Birinci bebek, pembe ve mavili giysisi olan, sürekli gülümseyen, neşeli bir

bebekti. Bunun için Nilüfer’i seçti. İkinci bebek, siyah beyaz kareli giysi giymiş,

öfkeli, kızgın bakan bebekti. Onun için Kardelen’i seçti. Üçüncü bebeğin yerine

Yasemin’i seçti; endişeli ve telaşlı bir yüz ifadesi vardı ve yeşil bir giysi giymişti.

Bebekler diz çökmüştü. Birinci ve ikinci bebeğin birbirine yakın oturduğunu,

üçüncü bebeğin ise onlardan biraz daha uzakta olduğunu söyledi. Pelin,

Page 32: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

31

gülümseyen bebeğin yerine geçtiğinde ‘ben hipertansiyon hastasıyım ama hep güler

yüzlüyüm; gözlerimdeki ışıltı ve neşe başkalarına geçebilir, onlara yansıyabilir’

dedi. Yönetici yardımcısı ‘ben bir bebeğim ama yaşlıların hastalığına sahibim’

diyerek eşlediğinde Pelin ‘ben yaşlıları da bebek gibi görüyorum herhalde, ondan’

diyerek onayladı. Yöneticinin ‘neşeli, canlı olursam bu etrafımdakilere de yansır.

Hastalığımla da başa çıkmanın bir yolu bu benim için’ şeklindeki eşlemesini de

kabul etti. Pembe mavi kıyafetinin bir anlamı olup olmadığı sorulduğunda, birinci

bebek yerine geçmiş olan Pelin ikisinin de sevdiği renkler olduğunu, ona huzur

verdiğini, canlılık kattığını söyledi. Pelin’in yerinde duran Nilüfer’i göstererek ‘bu

hemşireye bir mesajın var mı?’ diye sorulduğunda, ‘hayatta sıkıntılar olabilir ama

hep gülümsemek lazım. Her zaman güler yüzlü ol. Benim hastalığım olmasına

rağmen gülüyorum. Sen de gül. Bu insana iyi geliyor, sanki tedavi ediyor. Sana da

iyi gelecek’ dedi.

Yanındaki öfkeli bebekle arasında bir ilişki olup olmadığı sorulduğunda, bir

ilgisinin olmadığını, hatta görmezden geldiğini söyleyerek onunla ilgili

rahatsızlığını belirtti.

İkinci bebekle rol değiştirdiğinde, ‘ben öfkeli ve kızgın olan bebeğim,

herkese kızıyorum, kendime kızıyorum. Hastalıklarımdan dolayı sıkıntılarım var.

Tansiyon, kalp, şeker hepsi var.’ Yöneticinin eşlemek için ‘öfkeliyim çünkü bu

hastalıklarla nasıl başedeceğimi bilmiyorum’ diyerek başladığı cümleye, ‘öfkeliyim

çünkü çok uzun ve bitmeyen bir koşu gibi hep mücadele etmek zorundayım. Bu

beni yoruyor ve kızdırıyor. Bu hastalıklar niye benim başıma geldi? Bu yüzden

öfkeliyim. Hasta olmak hasta muamelesi görmek de istemiyorum. Hayatım bu

yüzden buralarda geçiyor. Artık yoruldum ve sıkıldım’ diyerek devam etti.

Üzerindeki kıyafeti sorulduğunda, bu siyah beyaz kareli kıyafetin içinin

sıkıntısını yansıttığını söyledi. Ona da hemşireye bir mesajı olup olmadığı

sorulduğunda, ‘ben farkedilmek, önemsenmek istiyorum. Ben kızgın ve öfkeli

görünsem de sen bana gülümse, belki gülümsemen bana iyi gelir. Bana bir birey

olarak davran’ diyerek yanıtladı.

Yönetici ‘yanındaki gülümseyen bebekle ilgili ne düşünüyorsun, niye ona bu

kadar yakınsın?’ dediğinde, ‘O sürekli gülüyor, onun hiç derdi yok gibi görünüyor.

Bu kadar neşeli olması sinirime dokunuyor’ diyerek karşılık verdi ve birinci bebeğe

niye bu kadar neşeli olduğunu sordu. Karşılıklı konuşmaya başladılar;

Birinci bebek: Ben tansiyon hastasıyım, benim de sıkıntım var ama ben

Page 33: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

32

gülümsüyorum. Bu bana ve karşımdakilere iyi geliyor. Sen de dene.

İkinci bebek: Benim bir sürü sıkıntım var. Ben nasıl güleyim.

Birinci bebek: Herkesin sıkıntısı var ama hayat devam ediyor. Öfkeli, kızgın olmak

bir şey değiştirmiyor. Sen niye renkli giyinmiyorsun? Canlı renkler beni daha da

canlandırıyor. Sana da bu pembe çantayı veriyorum.

Öfkeli bebek pembe çantayı alınca gülümsedi ve bunun ona iyi geldiğini

söyledi. Zaten beklediği ilgi ve içtenlikti.

Pelin üçüncü bebekle rol değiştirdiğinde, kendini tedirgin, huzursuz ve telaşlı

hissetttiğini belirtti ve tahlil sonuçlarını doktora göstermek için beklediğini

sözlerine ekledi. Rahatsızlığının ne olduğu sorulduğunda daha belli olmadığını,

beklemenin, gerginliğini ve sıkıntısını arttırdığını söyledi. Yönetici ‘ya sonuç kötü

çıkarsa ya kötü bir şey söylerlerse diye korkuyorum’ şeklinde eşlediğinde,

‘korkuyorum, endişeliyim, sonuçtan korkuyorum’ dedi. Yönetici, ‘bu korku sanki

ölüm korkusu gibi. Ben şu yandakilerden farklıyım; benim durumum daha ciddi.

Onların hastalıkları belli. Ben onlardan ayrı duruyorum. Sanki her an hayattan

ayrılacakmışım gibi’ diyerek eşledi ve bu yeşil elbisenin neyi hatırlattığını

sorduğunda, doğayı hatırlattığını söyledi. Yönetici ‘...ve ölümü’ diye ekledi. Sözleri

onaylayarak ‘çok korkuyorum ve huzursuzum. Bir an önce ne olacaksa olsun.

Beklemek çok zor’ dedi. Hemşireye mesajı olup olmadığı sorulduğunda, ‘sonuçlar

kötü de çıksa benimle ilgileneceğinizi, daima yanımda olacağınızı ve yardım etmek

için elinizden geleni yapacağınızı duymak istiyorum’ dedi. Heykelin altında

‘yardıma, sevgiye, ilgiyle uzanan ellere muhtaç’ yazdığını söyledi. Pelin daha sonra

kendi yerine geçerek hasta heykellerine baktı ve her birinin ona olan mesajlarını

dinledi.

Grup tekrar halka olduğunda Pelin, bebekler gözünde canlandığında böyle

şeyler çıkacağını düşünmediğini söyledi. Nilüfer, hem birinci bebek olarak hem de

Pelin’le rol değiştirdiğinde karşılıklı bir etkileşim hissettiğini ifade etti. Birinci

bebek olarak hemşireye gülümsemesinin hemşireyi olumlu etkilediğini, hemşirenin

gülümsemesinin de ona iyi geldiğini fark ettiğini söyledi. Yaşamın içinde de

böyleydi. Karşımızdakine yardım ederken bazen onun da bizim bir yaramızın

sarılmasında yardımcı olduğunu fark ediyoruz.

Emine (yönetici yardımcısı), hasta deyince neden bebek imajının geldiğini

düşünmek gerektiğini söyledi ve ‘aslında hastalara bazen bebek gibi davranıyoruz.

Onlar için “hiç bir şey anlamazlar, bir şey söylemeye gerek yok” diye düşünüyoruz.

Page 34: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

33

Ama aslında onlar bizden açıklama yapmamızı, bir birey olarak onları

önemsememizi bekliyor’ diyerek sözlerini tamamladı.

Kardelen, öfkeli ve kızgın bebek olarak yanındaki neşeli bebeğe önce sinir

olduğunu ve kendisinin hastalığının herkesinkinden önemli olduğunu hissettiğini,

bu yüzden de kendisine daha fazla dikkat edilmesi ve önem verilmesini beklediğini

söyledi.

Üçüncü bebek rolündeki Yasemin telaşlı ve tedirgin hissettiğini, Pelin gibi

ölümü hissetmediğini, telaş ve sıkıntısının beklemekten, bir an önce işinin

halledilip gitmek istemesinden ve tahlil sonuçlarını merakından kaynaklandığını

belirtti. Bunun üzerine Nilüfer, ‘ama ne denirse densin basit bir hastalık bile olsa

yıkılacak, kendini bırakacak gibi gördüm seni’ dedi.

Pelin bu oyunda çok şeyler fark ettiğini ve kendisini çok etkilediğini söyledi

ve hastaları daha iyi anlayabildiğini ve onlara daha yakın, daha ilgili davranması

gerektiğini fark ettiğini sözlerine ekledi. Yönetici, ‘onları anlayan bir ilgi; onlarla

empati yaparak ne yaşadıklarını hissetmek ve anladıklarını onlara aktarabilmek’

diye ekledi.

Birinci bebeğin Pelin’e verdiği mesaj aynı zamanda Pelin’in poliklinik

oyununda (bu oyun sayfa 41’de verilmiştir.) nasıl davranması gerektiği ile ilgili

farkettiği şeydi. Bebeklerin üçü de yaşadıkları hastalık karşısında farklı tutumlar

sergiliyorlardı. Birincisi, hayata daha sıkı sarılarak, olumlu yönden bakarak

hastalığıyla başa çıkmaya çalışıyordu. İkinci bebeğin hastalık karşısında tutumu

negatif, başkalarını suçlayıcıydı. Hastalığıyla baş etmede öfkesi nedeniyle zaman

zaman yetersizlik yaşıyordu. Üçüncü bebek de negatif ancak kaderine razı sadece

bekliyor gibiydi, bilinmeyenin yarattığı korku ve tedirginlikle.

Pelin’in bu heykel çalışmasında, mesleki yaşamında karşılaştığı ve iletişimde

bulunduğu, hastalık karşısında farklı tavırlar geliştiren hasta tipleriyle rol

değiştirme ve onlarla empati yapma imkanı oldu. Ayrıca hasta imgelerinin

bebeklerden oluşması hastayı bir birey gibi algılamak yerine başkalarına bağımlı,

aciz, korunmasız olarak algılayışının da bir ifadesiydi.

Page 35: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

34

Nergis’in hasta heykeli:

Nergis, hareketli, neşeli, ona ağır gelen şeylerden kurtulmak isteyen, kendine

iyi gelecek şeylere ulaşmak isteyen 11 yaşında bir erkek çocuğu hayal ettiğini

söyledi.

Çocuk ---------------------------------------------- Açelya

Sıkıntı veren, kurtulmak istediği şeyler ------ Manolya

İhtiyaç duyduğu, ulaşmak istediği şeyler ---- Papatya

Çocuk ayakta duruyor, sağ bacağına kollarıyla sımsıkı sarılmış şeyler hareket

etmesini, adım atmasını engelliyor. Diğer tarafta ulaşmak istedikleri var. Yüzü

onlara dönük, değecek mesafede ama tam ulaşamıyor. Nergis önce çocuğun yerine

geçti. ‘Bu bacağımdaki engel hareketlerimi kısıtlıyor, sinirlerimi bozuyor, sıkıntı

hissettiriyor’ dedi. Daha sonra ‘sanki bu çocuk oğluma da benziyor’ dedi. Sıkıntı

veren, engel olan şeyler yerine geçtiğinde kendisinin iş yoğunluğu, iş stresi

olduğunu, iş sırasında yaşanan sıkıntıları temsil ettiğini ve çocuğa ayak bağı

olduğunu, rahat hareket etmesine, istediklerine ulaşmasına engel olduğunu söyledi.

İhtiyacı olan şeyler yerine geçtiğinde burada ilgi, şefkat, bakım, destek olduğunu

söyledi.

Paylaşım sırasında Nergis, bu heykelin iki anlamı olduğunu fark ettiğini

söyledi: ‘Her hasta ayrı bir ilgi ve yardım bekliyor, kendisinin özel olmasını istiyor

ama iş stresi ve yoğunluk bekledikleri ilginin tam olarak verilmesine engel oluyor.

Benim stresim yetiştirme kaygısı. O kadar sıkıntı yaşıyorum ki belki bu konuda

hastanın benden beklediği ilgi ve şefkati tam olarak veremiyorum’ dedi. Çocuğun

aynı zamanda oğlunu da anımsattığını, yaşadığı iş yoğunluğu ve stresinin oğluyla

da yeterince ilgilenmesine engel olduğunu fark ettiğini sözlerine ekledi. Yönetici,

kendisinin vip hastalarıyla çalıştığını ve onların çoğunlukla yaşlılar olduğunu,

oğlunu ve çocuk gibi davranan hastaları, yaptıkları kapris ve ihtiyaç duydukları ilgi

ve bakım yönünden özdeşleştirmiş olabileceğini söyledi. Açelya, her hastanın

bireysel ilgi beklediğini, ancak her hasta ile tek tek ilgilenildiğinde, zaman

sıkışıklığı nedeniyle stres yaşadıklarını ve bunun da gerekli ilgiyi hepsine yeterince

göstermeyi engellediğini ifade etti.

Page 36: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

35

Itır’ın hasta heykeli:

Itır, hayal ettiği heykeli şu şekilde tanımladı; ‘kurtlar tarafından saldırıya

uğramış bir geyik yerde can çekişiyor. Kurtlar sadece açlıklarını gidermek için

saldırıyorlar.’ Itır’dan hayal ettiği sahneyi oluşturması için grup üyelerini

kullanması istendi.

Geyik------Manolya

Kurtlar----Açelya, Menekşe, Kardelen

Itır, sahne canlandırıldığında önce izledi. Yönetici, ‘ne görüyorsun?’ diye

sorduğunda, ‘geyik güçsüz, çaresiz, kurt gibi güçlü ve saldırgan güdülere sahip

değil, birçok yerinden yara almış. Her bir ısırıkta, tırnak geçirişte önemli bir

parçasını kaybediyor. Kurdun ise tek amacı karnını doyurmak’ diye yanıtladı. Önce

geyiğin yerine geçti. Yerde yatıp sadece kurtların onu ısırmasını beklerken bu

sırada ne yaşadığı sorulduğunda ‘ben can çekişiyorum, hiç gücüm kalmadı. Gelip

her defasında bir parçamı yiyip gidiyorlar, yok olmak üzereyim’ dedi. Yönetici ‘şu

diğer tarafa götürüp yedikleri parçalara bakalım’ dedi ve kopan parçaları

tanımlayıp bunun için grup üyelerini seçmesini istedi. Itır bir tanesinin büyük bir

parça olduğunu söyledi ve bunun için Yasemin’i seçti. İkincisi orta büyüklükteki

parçaydı ve onun için Papatya’yı seçti. Diğeri en küçük olan parçaydı. Onun için de

Lale’yi seçti. Daha sonra bu parçalarla rol değiştirmesi istendiğinde, büyük

parçayla rol değiştirdiğinde, kendisinin kopan en büyük parça olduğunu, geyiğin

bacaklarından biri olduğunu söyledi. Yönetici ‘sen ne işe yarıyorsun?’ diye

sorduğunda, ‘ben onun ayakta durmasını sağlıyordum. Ben sabırım, beni koparıp

yediler. Ben onun en önemli parçasıydım’ dedi. Diğer parçanın yerine geçtiğinde

‘ben o büyük parçaya göre daha küçüğüm, ben onun sağ koluyum’ dedi. Başka bir

adı olup olmadığı sorulduğunda, adının güven olduğunu söyledi ve ‘sürekli hakaret

ederek, saldırarak kopardılar. Ben olmadan o artık kendini güvensiz hissediyor,

doğru yapıp yapmadığı konusunda tereddütleri var’ dedi. Daha sonra en küçük

parçanın yerine geçti. ‘Ben bu geyiğin saygı parçasıyım. Sürekli hakaret ederek,

küçük görerek saygıyı alıp kopardılar’ dedi. Sonra Yönetici kurtlardan birinin

yerine geçmesini istedi. Kurtlardan birinin yerine geçtiğinde ‘onu yiyorum, ondan

besleniyorum. Doğanın kanunu bu. Bu benim doğal davranışım, yaşamak için bunu

yapmam gerekiyor’ dedi ve ‘etrafta bir sürü kurt var, çok kalabalık o yüzden

kendimi kurtarmak, karnımı doyurmak için acele etmem, saldırgan olmam lazım’

diyerek sözlerini tamamladı.

Page 37: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

36

Itır tekrar kendi yerine geçerek oluşturduğu heykele bir kez daha baktı ve

‘geyik olmak istiyorum ama böyle parçalanmak istemiyorum’ dedi. Bunun üzerine

Yönetici ‘sen de sabrının, güveninin ve saygının azaldığını mı hissediyorsun?’ diye

sorduğunda, Itır ‘evet her parça, her ısırık, hırlama hastalar tarafından uğradığım

hakareti, aşağılamayı hatırlattı. Kopan parçalar hemşire olarak mesleğimin

saygınlığı, kendime olan güvenim ve sabrım gibi’ yanıtını verdi. Yönetici, ‘kendini

böyle hissetmene neden olan olaylardan hatırladığın birine şimdi bakalım’

dediğinde, Itır kan alım merkezinde çalışırken en son yaşadığı olaylardan birini

anlatmaya başladı:

‘Kan alımda yine çok yoğun bir gündü ve hastalar sürekli beklemekten

şikayet ederek söyleniyorlardı. Kan aldığım bir hasta “canım yandı, kolum

moraracak” diyerek öfkeli bir şekilde bağırıp beni idareye şikayet edeceğini

söylüyordu’. Sahne oluşturuldu ve Itır grup üyelerinden birkaç kişinin kan alımı

için bekleyen hastalar olarak sahneye gelmesini istedi. Bunun üzerine dört beş grup

üyesi sahneye geldi. Tartıştığı hasta yerine Açelya’yı seçti ve önce onun da diğer

hastalarla sırasının gelmesini beklemesini istedi. Itır tek tek hastaları içeri alarak

kan almaya başladı. Bu sırada bir erkek hasta ‘hemşire hanım beni ne zaman

alacaksınız?’ diye sorduğunda, Itır ‘sıranız gelince alacağım görüyorsunuz

oturmuyorum, on tane elim yok benim de’ diye sinirli bir şekilde yanıt verdi.

Bunun üzerine hasta ‘tamam da hemşire hanım daha sonuç alıp doktora

götüreceğiz. Öğlen oldu, yetişmeyecek’ diyerek sıkıntısını ifade etti. Bu sırada

Itır’a içinden ne geçtiği sorulduğunda, “hiç saygısı yok. Ukalalık yapıyor. Sanki

ben oturuyorum” diye yanıtladı. Itır’dan erkek hasta ile rol değiştirmesi istenerek

aynı diyalog tekrar edildi ve ‘şimdi burada ne hissediyorsun?’ diye sorulduğunda

“hemşire hanım çok sinirli ve gergin. Sadece bir soru sordum diye beni çocuk gibi

azarladı” dedi. Daha sonra sırası gelen hanım hasta heyecanlı bir şekilde kan alım

koltuğuna oturdu ve ‘ben kan aldırırken biraz korkuyorum. Tansiyonum da

düşüyor, ya yine olursa, lütfen dikkat edin, canım yanmasın’ diyerek kolunu

uzatmak istemedi. Bunun üzerine Itır ‘lütfen hanımefendi kolunuzu uzatın artık,

sizi bekleyemeyiz, bakın daha sırada bekleyen bir sürü insan var’ diye cevap verdi.

Kadın kolunu uzattı ancak Itır kadının damarını bulmakta zorlanınca bu yüzden

iğneyi birkaç kez sokup çıkarmak zorunda kaldı. En sonunda hasta öfkeyle kolunu

çekerek ‘bırakın canımı yaktınız, kolum moraracak. Bir kan almayı beceremediniz.

Sizi idareye şikayet edeceğim’ diyerek kalkıp gitti. Bu sırada Yönetici ‘şu an ne

yaşıyorsun?’ diyerek iç konuşmalarını seslendirmesini istediğinde, Itır, “ne

yaptığım işe saygısı var ne de bana, artık böyle saygısız hastalarla uğraşmaktan

yoruldum. Beni rezil etti” dedi. Şikayetçi olacağını söyleyen hastayla rol

değiştirdiğinde iç konuşmaları sorulduğunda “bu hemşire çok sinirli. Zaten kan

aldırmaktan korkuyorum, biraz beni yatıştıracağına inadına canımı yaktı. Hastalara

Page 38: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

37

hiç saygısı yok” dedi. Bu rol değiştirmeden sonra Itır kendi yerine geçtiğinde ‘iyi

de ne yapabilirim? Çok hasta var, nasıl davranayım?’ diye sordu.

Itır’dan kendi yerine birini seçmesi istendi ve Nergis’i seçti. Nergis Itır'ın

yerine geçerek onun gibi davranmaya ve konuşmaya başladı. Bu sırada Itır'ın

olanları dışarıdan izlemesi istendi. Yönetici erkek hastayla olan diyaloğu izledikten

sonra dondurarak ‘ne görüyorsun?’ diye Itır’a sorduğunda ‘tartışıyorlar’ dedi.

Bunun üzerine Yönetici ‘hasta burada sadece bir soru soruyor bir yetişkin tavrıyla

ama hemşire biraz daha azarlayarak konuşuyor, azarlayan anne tavrı gibi değil mi?’

dedi. Bunun üzerine Itır ‘evet’ diyerek onayladı. Yönetici ‘hasta da zaten kendini

azarlanmış bir çocuk gibi hissetti. Sadece burada hastanın sorusuna onu

bilgilendirerek cevap vermek yeterli olabilir.’ Sıra kanını alırken tartıştığı hastaya

geldiğinde sahne tekrar dondurularak Itır’a ‘burada hasta başlangıçta nasıl

görünüyor?’ diye soruldu. Itır ‘çocuk gibi mızmızlanıyor’ diye yanıtladı. Yönetici,

‘o zaman “endişelenmeyin, siz başka tarafa bakın, canınız yanmayacak” diyen

şefkatli bir anne tavrı iyi gelebilir’ diye ekledi. Bu şekilde oyun tekrar oynandı ve

grup tekrar halka olarak paylaşıma geçildi.

Paylaşım sırasında rol alan grup üyelerinden erkek hasta rolündeki Kardelen,

hemşireye soru sorarken amacının işlemlerinin yetişip yetişmeyeceği ile ilgili

endişesini gidermek olduğunu, hemşirenin azarlamasının onda kızgınlık yarattığını,

ancak ikinci oyunda hemşirenin ‘merak etmeyin kanınız öğlene kadar

alınacağından öğleden sonra sonucunuzu alabileceksiniz’ şeklinde bilgi vermesinin

ona iyi geldiğini ifade etti. Şikayetçi olacağını söyleyen kadın hasta rolündeki

Açelya, kan aldırmaktan tedirgin olduğunu, korktuğunu ama hemşirenin onun bu

duygusuna aldırış etmeden onu azarladığını ve bunun da onu öfkelendirdiğini,

ikinci oyunda ise korkusu karşısında, beklediği ilgi ve anlayışı gördüğü için kendini

daha rahat hissettiğini söyledi. Itır hastaların yerine geçince ve oyunu dışarıdan

seyredince kendi tavrını ve hastanın neye ihtiyacı olduğunu daha iyi fark ettiğini

ifade etti.

Belirli bir ben durumundan (ana-baba, yetişkin ya da çocuk) gönderilen

mesaj karşıdakinde beklenen ben durumundan tepkiye neden olursa tamamlayıcı

iletişim sağlanmış olur (Dökmen 1998). Bu oyunda erkek hasta yetişkin ben

durumuyla hemşireye bir soru sormakta ve karşılığında hemşirenin de yetişkin

rolünde davranarak bilgi vermesi beklenmektedir. Ancak hemşire azarlayan ana-

baba rolüyle tepki verdiğinde hasta kendini bir çocuk gibi hissetmekte ve öfke

yaşamaktadır. Hemşireye hastanın duyguları fark ettirildikten sonra yetişkin

tavrıyla hastanın sorduğu soruya cevap vermesi tamamlayıcı iletişimin

Page 39: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

38

gerçekleşmesine neden olmuştur. Aynı şekilde kan alınırken hemşirenin hastanın

korkusunu ve ihtiyacını farketmesi ve beklediği ilgiyi göstermesi, hastayla daha

olumlu ilişki kurmasını sağlamıştır.

2. Hasta ve yakınıyla iletişim

Açelya’nın hasta yakını oyunu:

Açelya, bir hasta yakınının hemşire deskine gelip masa başında oturan

Açelya’ya ‘güzelim bakar mısın?’ dediğini, önce bunun kendisine söylendiğini

sandığını, ama daha sonra hemşire arkadaşına (Hediye abla) söylendiğini

anladığını, çok sinirlendiğini, saygısızlığa tahammül edemediğini söyledi.

Klinikte hemşire deski ve arkasında iki hemşireyle birlikte kendisi

oturuyordu. 1. hemşire olarak Papatya’yı, 2. hemşire olarak Gül’ü seçti.

Arkalarında Hediye hemşire ayakta sigara içiyordu. Hediye hemşire olarak

Yasemin’i seçti ve eşledi; ‘ben bu kliniğin en kıdemli hemşiresiyim. Diğer

hemşireler beni sever ve sayar, onların ablası gibiyimdir. Açelya ile de aramız

iyidir. Bazen ufak tefek tartışmamız olur ama birbirimizi severiz ve kırgınlık

yaşamayız’ dedi. Hasta yakını olarak da Kardelen’i seçti ve ‘ben bir hasta

yakınıyım. Annem ürolojiyle ilgili bir rahatsızlığından dolayı yatıyor. Karnesi

dosyasına karışmış, onu sormaya geldim’ diyerek eşledi.

Açelya ve diğer iki hemşire masa başında hastalar hakkında konuşuyorlar,

Hediye hemşire arkada ayakta sigara içiyor. Hasta yakını deske yaklaşıp, ‘güzelim

bakar mısın bir dakika?’ diyor. Açelya önce kendisine söylenildiğini düşünüp

sinirleniyor, iç konuşmaları; “ne saygısız kadın, nasıl böyle hitap edebiliyor, bizi

küçük görüyor, bu samimiyet nereden çıktı?”şeklinde oluyor.

Sonra hasta yakını ‘hey baksana, sana söyledim güzelim’ diyerek Hediye

hemşireyi işaret ediyor. Hediye hemşire ‘efendim, ne istemiştiniz?, geliyorum’

diyerek yanına gidiyor ve hasta yakını ‘güzelim’ diyerek konuşmasını sürdürüyor.

O sırada Açelya'nın iç konuşmaları; “bana söylüyor olsaydı haddini bildirirdim;

lütfen önceden tanışmıyoruz, bu şekilde hitap etmeyin derdim. Hediye ablaya,

koskoca kadına da öyle hitap ediyor. Ne kadar saygısız kadın. Hediye ablaya da

kadına karşı yumuşak davrandığı için kızdım. Haddini bildirmeliydi” şeklinde oldu.

Page 40: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

39

Yönetici oyunu baştan alarak hasta yakınının birkaç kere “güzelim” lafını

tekrar etmesini işaret etti. Açelya’ya ‘ne yaşıyorsun, ne hissediyorsun?’ diye sordu.

Açelya, ‘küçümsüyor, dışarıda olsa böyle davranamaz’ dedi. Yönetici eşleme

yaparak, ‘hemşire olduğumuz için böyle davranıyor, doktor ya da dışarıda başka bir

meslekte olsaydık böyle davranamaz’ dediğinde Açelya eşlemeyi onayladı ve

devam ederek, ‘O kim oluyor ki, saygısızlığa hiç tahammülüm yok, kim yaparsa

yapsın tahammül edemem’ dedi. Yönetici, ‘bu sana bir şeyi hatırlatıyor mu, daha

önceden yaşadığın bir şeyi?’ Açelya bulamadı ve ‘hayır’ deyince ‘ben bu güzelim

lafına gıcık oluyorum, bu lafa takıldım. Bana bir şey hatırlatıyor’ diye tekrar

eşleme yapıldı. O zaman Açelya, ‘evet acilde çalışan hemşire arkadaş X’i hatırlattı.

O da herkese ve bana “güzelim” diye hitap eder, ne zaman dese gıcık oluyorum’

dedi.

Telefonda X hemşire (diğerlerinin tanıdığını düşünerek bu adı taktı) ile

konuşmasını hatırladı. X hemşire rolüne Kardelen’i seçti. Onu eşledi; ‘ben X

hemşire, herkese “güzelim” diye hitap ederim, üniversitede hemşirelikte okuyorum.

Kendime güvenirim, biraz üstten bakarım’ dedi ve telefon konuşması oynanmaya

başlandı.

Açelya: Efendim, ben Açelya hemşire

X hemşire: Açelya güzelim size bir hasta yatırdık, ilaçlarını düzenledik.

Açelya: Damar yolunu açtınız mı?

X hemşire: Açamadık, burası çok yoğun güzelim. Artık siz açarsınız.

Açelya’nın telefon görüşmesi sırasındaki iç konuşmaları: “Yine ‘güzelim’

diye hitap ediyor, ben ona mesafeli davranıyorum, O bu samimiyeti nereden

buluyor. ‘Güzelim’ deyişinde üstten bakma ve yapmacıklık var. Öyle dediği an

kopuyorum. Çok kötü bozacağım, ama kötü olacak. Ona gıcık oluyorum. Herkese

bu şekilde hitap ediyor, bir küçümseme, saygısızlık var”. Yönetici Açelya’yı

eşleyerek ‘bu duyguyu daha eskilerden hatırlıyorum. Geçmişte, belki daha küçük

iken sanki buna benzer bir duyguyu yaşadım. Bu daha eskilerden birşeyleri

çağrıştırıyor’ Açelya gözlerini kapattı ve ‘hatırlayamıyorum’ dedi. Yönetici

yardımcısı ‘onun böyle saygısızca davranmasından rahatsızlık duyuyorum. Çünkü

sınırlarıma girildiğini hissediyorum, kişisel alanıma giriyor. Ben istemiyorum.

Onunla bu konuda konuşmak istiyorum’ diyerek eşleme yaptı.

Karşılıklı sandalyeler kondu. X hemşirenin karşısına Açelya oturdu. Açelya,

‘Onunla bu konuyu derinlemesine konuşmak istemiyorum, telefonda ya da bir ara

bundan hoşlanmadığımı söyleyebilirim’ dedi. Yönetici X hemşirenin sandalyesini

Page 41: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

40

ters çevirerek, sırtı dönük şekilde oturttu. Yönetici ‘şimdi X hemşire sana

saygısızlık yaptığını ve sınırlarına girdiklerini düşündüğün kişileri temsil ediyor.

O’na ve diğerlerine söyleyeceklerin olmalı’ dedi.

Açelya, ‘ben sizinle arama belli bir mesafe koyuyorum, belli bir saygı ile

hitap ediyorum. Siz de bana aynı şekilde hitap etmek zorundasınız. Sınırlarıma

girilmesinden hoşlanmıyorum. Ben nasıl ilişkide saygıyı koruyorsam, mesafeli

davranıyorsam sizden de aynı mesafeyi korumanızı bekliyorum. Samimiyetimiz

olmadığı halde bana “güzelim” diye hitap edemezsiniz. Ben nereden sizin güzeliniz

oluyorum. Sınırınızı bilin ve benim sınırıma da girmeyin’ diyerek bu konudaki

öfkesini boşalttı.

Grup halka olup paylaşıma geçildiğinde Kardelen, hasta yakını olarak

kendisinin hemşirelere bakışının üstten olduğunu, küçümseyen bir bakışı olduğunu,

hitabının da öyle olduğunu söyledi. ‘Bana yardım etsinler, onların görevi bu’ diye

düşündüğünü sözlerine ekledi.

Kardelen X hemşire rolündeyken de yakınlık kurma çabası içinde olduğunu

söyledi. Gül, Açelya’nın yerine kendisini koyduğunda ‘güzelim’ lafının rahatsız

ettiğini, küçümsenme hissettiğini belirtti. Menekşe, X hemşirenin ‘güzelim’ diye

hitap etmesinin samimiyetsiz bir hitap olduğunu söyledi.

Yönetici Açelya’ya ‘istersen bu hitaptan neden bu kadar rahatsızlık

duyduğuna bak. Örneğin Hediye hemşire bu kadar rahatsızlık duymadı da sen

duydun, bütün gününün zehir olduğunu söyledin’ dedi.

Açelya: Saygısızlık olarak görüyorum, saygısızlığa tahammülüm yok.

Yönetici: Bu saygısızlık duygusunun daha önce yaşadığın bir şeyle ilgisi olabilir

mi?

Açelya: Saygısızlık dediğimde şimdi erkek kardeşim aklıma geldi. Benden 1 yaş

küçüktür ve sürekli kavga ederiz. Onun saygısızlıkları çok fazladır bana karşı. Hiç

tahammül edemiyorum, öfke hissediyorum. ‘Kendisinde bu hakkı nasıl buluyor?’

diye düşünüyorum. Hep çekişiriz, sınırlarıma çok rahat girer. Yolda giderken bile

‘yavaş ol kızım düşeceksin’ diye durdurur. ‘Hep sen mi varsın yanımda? Sen mi

koruyorsun?’ diye kızarım. Onun da böyle hitap şekline, üstten bakmalarına,

küçümsemelerine gıcık oluyorum. Ne hakkı var? Üstelik ben onun büyüğüyüm.

Eve geldiği zaman ‘yine geliyor’ diye stres oluyorum.

Yönetici: Evde annenle ilişkileri nasıl?

Açelya: Anneme de kızıyorum. Onun her dediğini yapıyor ona yüz veriyor.

Anneme, ‘ikimiz birden tepkimizi gösterirsek böyle şımaramaz, haddini bildirmek

lazım’ diyorum ama yine onun isteklerini yerine getiriyor.

Page 42: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

41

Yönetici: Hediye hemşireye de hasta yakınına yumuşak davrandı diye kızmıştın.

Geçen hafta da çay molasında O’na kliniğin annesi demiştin.

Açelya: Evet onu da galiba annemin yerine koyup, anneme kızdığım gibi kızdım

Yönetici: Belki hasta yakınının ve X hemşirenin hitap tarzı ve tavrı da sana

kardeşini hatırlattı. Bu kadar yoğun öfke hissetmenin nedeni bu olabilir mi?

Açelya: Evet, sanırım öyle.

Yönetici: Peki annen ve kardeşinle ilişkine bakmak ister misin?

Açelya: Şimdi bakmak istemiyorum.

Bol transferanslı bir oyun. Açelya’nın oyununda iletişim kurarken

karşımızdakinin söylediği bir sözcükten, onu söyleyiş şeklinden ve beden

duruşundan iletişimimizin ne kadar etkilendiğini ve hattâ bir sözcük ya da bir tavrın

bile başkalarıyla olan ilişkilerde yaşadığımız duyguyu hatırlatarak bu yeni ilişkiye

nasıl aktarıldığını görmüş olduk.

Daha sonraki oturumların birinde Açelya, son haftalarda kendini daha iyi

hissettiğini, artık insanların saygısızlığına fazla takılmadığını, onların kendileri ile

ilgili bir şey olduğunu düşünerek umursamadığını, daha rahat olduğunu ve

hastalarla daha yakın ve olumlu iletişimler kurduğunu ifade etti.

Pelin’in poliklinik oyunu:

Pelin, poliklinikte çok sinirlendiğini belirterek söze başladı; ‘ben dahiliye

polikliniğinde Dr. Ahmet beyle çalışıyorum. Orada sevkli hastalar bakılıyor ama

Ahmet beye aileler de geliyor (askeri hastane olduğu için sevkli rütbeliler, erler ve

aileler olarak ayrılıyor). Önce sevkli hastalar sırasıyla bakılması gerekirken Ahmet

bey kendi kafasına göre aileleri alıp, onlara reçete yazdı, raporlarını yeniledi. Bu

arada bir hasta ikide bir “ben ne zaman gireceğim?” deyip durdu. Bir diğeri hiç

bana sormadan doktorun arkasından odaya girip muayene oldu' diyerek buna ne

kadar öfkelendiğini ifade etti. En sonunda ‘ne zaman beni alacaksınız? Sabahtan

beri bekliyorum’ diyen hastaya ‘isterseniz siz de girin. Bu şekilde muayene

olabilecekseniz geçin’ diyerek sinirli bir şekilde konuşmuştu. Yönetici Pelin’e,

‘buna bakalım istersen’ dediğinde Pelin ‘yine böyle bir şey olacak. Ben yine

sinirleneceğim. Bakalım’ dedi.

Önce polikliniği yapması istendi. İç içe iki oda. Kapıdan ilk girişte

Page 43: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

42

hemşirenin kayıt yaptığı içinde bir masa ve sandalyenin bulunduğu, hastaların

beklediği koridora bakan penceresi olan bir oda ve bu odayla bağlantılı doktorun

muayene yaptığı diğer oda.

Dr. Ahmet bey olarak Yasemin’i seçti ve eşledi; ‘ben Dr. Ahmet, çok yoğun

çalışıyorum. Hastalar genelde bana muayene olmak istiyorlar ve beni seviyorlar.

Ben de onları geri çeviremiyor, onlara yardımcı olmak istiyorum. Bugün oğlum da

hasta, gastroenterit oldu. Acilde yatıyor ama burada hasta çok, onun yanında

olamıyorum.’

Bekleyen Albay yerine Açelya’yı, ikide bir ne zaman içeri alınacağını soran

hasta yerine Manolya’yı, ona sormadan doktorun peşinden gidip içeri giren hasta

yerine Papatya’yı seçti.

Pelin poliklinikte doktor gelmeden önce ne zaman muayene olacağını soran

hastaları ‘doktor birazdan gelecek. Sizi sırayla alacağım’ diyerek bekletir. Bu

sırada doktor gelir ve masada duran karneleri görünce ‘çok hasta varmış. Hemen

başlayalım, sırayla alalım’ der ve tanıdığı bir hastanın karnesini alıp hastayla göz

teması kurarak içeri alır. Hemşire masasının üzerinde bir hastanın reçetesini yazar.

O sırada başka bir hasta içeri girerek karnesini masanın üstünden alıp şikayetlerini

söyler. Dr. Ahmet bey onu da dinleyerek tahlil yazar. Bu sırada Pelin’in iç

konuşmaları “burası benim bulunduğum yer. Hastalar hiç içeri alınmadan ayaküstü

reçeteleri yazılıp gönderiliyor” şeklindedir. Doktor içeri girip (hastaları muayene

ettiği odaya) hastaları çağırmasını ister. Bir hasta çağırır, muayene eder ve ‘hemşire

hanım ben acile gidip çocuğa bakıp geleceğim’ diyerek çıkar. Hastalar tekrar

sabırsızlıkla doktorun ne zaman geleceğini sorarlar. Onları sabırla cevaplamaya

çalışır. Doktor polikliniğe tekrar geldiğinde arkasına takılan bir hasta onunla

birlikte hemşirenin yüzüne bakmadan, kaçarcasına içeri girer. Bu sırada Pelin’in

tekrar iç konuşmalarına bakması istendiğinde, Pelin “Ben burada niye duruyorum?

Hiç kimse beni dikkate almıyor, hastalar hiç beni dikkate almadan doktorun

odasına gidiyorlar. Doktor da tanıdığı hastayla göz teması kurarak içeri alıyor.

Bana saygısızlık yapıyorlar” diyerek iç konuşmalarını seslendirdi. Dr. Ahmet

içeride hastayı muayene ederken Pelin ‘doktor bey önce sevklileri sırayla alacağız

değil mi?’ diyerek olması gerekeni hatırlatmak için seslenir. Dr. Ahmet ‘evet

hemşire hanım sevklileri sırayla alacağız’ der ama söylediğine uymaz. Bu arada

hasta içeriden çıkar, reçeteyi kayıt ettirmek için gelir ve ‘bir şey olacak mı bu

hemşire hanım’ diye sorar. Pelin “ben kendimi boşuna üzüyorum. Hasta bana

sorma gereği duymadan girdi, işini halletti ve çıktı” diye içinden geçirir. O sırada

bir Albay gelip Pelin’e uzun zamandır beklediğini söyler ve sırasının ne zaman

Page 44: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

43

geleceğini, sırayla alınıp alınmadığını sorar. Pelin ‘evet sırayla alınıyor, birazdan

sizi alacağım’ diyerek bekletir. Albay’ı içeri alıncaya kadar her dışarı baktığında

onunla göz göze gelir ve hastalar sıra gözetilmeksizin alındığı için rahatsızlık

duyar. Bu arada bir hanım hasta ‘hemşire hanım beni ne zaman alacaksınız? Sabah

karnemi bıraktım ama hala bekliyorum’ diyerek sıkıntılı bir şekilde konuşur. Pelin

‘önce sevklilerin bakıldığını, zaman kalırsa size bakılacağını, isterseniz

bekleyebileceğinizi size daha önce de söylemiştim. Ama bu şekilde muayene

olabileceğinizi düşünüyorsanız siz de girin’ diyerek öfkesini bastırmaya çalışarak

konuşur. Hasta ‘biraz önce giren bayan size saygısızlık yaptı, ben yapmak

istemiyorum’ diyerek karşılık verir. Pelin’in tekrar iç konuşmalarını seslendirmesi

istendiğinde “kaç kere anlattım ama beni anlamıyorlar, bana kızıyorlar. Sevkliler

önce alındığını söylüyorum ama hiç de öyle olmuyor” dedi ve “sanki burada hiçbir

fonksiyonum yok. Sadece bir engel, bir duvar gibiyim. Hastaların içeri girmesini

engelleyen bir duvar. Ama hiçbiri beni dikkate almıyor, yokmuşum gibi

davranıyorlar. Bu yüzden onlara kızıyorum” diyerek öfkesini dile getirdi.

Pelin’den oyundaki her bir kişiyle rol değiştirmesi istendi. Önce poliklinikte

uzun süre bekleyen hastayla rol değiştirdi. İç konuşmalarına bakması istendiğinde

“burası doğru dürüst işlemiyor. Ne zamandır bekliyorum, çağıran yok” diye ifade

etti. Doktorun arkasından kaçarcasına içeri giren ve ona bakmayan hastanın yerine

geçtiğinde (o sırada kendi yerine daha önce seçtiği Lale oturdu) “benim acelem var,

işimi halledip gideceğim. Zaten işim uzun değil. Doktoru önceden tanıyorum” dedi.

Neden kaçarcasına içeri girdiği sorulduğunda, ‘hemşireye bakarsam belki beni

engeller, bana kızabilir. Ona da ayıp oldu. Beklememi istemişti. Aslında bu kadar

bekleyeni atlatıp girdiğim için de suçluluk duyuyorum’ dedi. Yönetici ‘hemşireyi

dikkate alıyorsun demek. Dikkate almadığın birinin kızmasını önemsemezsin’

deyince Pelin hasta rolünde iken, fark ettiğini belirtircesine gülümsedi. Albay’ın

yerine geçtiğindeki iç konuşmaları “güya sırayla alıyorlar ama kaç saattir

bekliyorum. Sıraya bakmadan herkesi aldılar. Beni dikkate alan yok burada”

şeklinde oldu. Sabahtan beri bekleyen ve en önce karnesini veren kadın hastanın

yerine geçtiğinde ne hissettiği sorulduğunda “çok kızgınım. Sabahtan beri

bekliyorum. Hatırlatmasam beni unutacaklar” dedi.

Dr. Ahmet Bey ile rol değiştirdiğinde, “daha bakılacak çok hasta var. Beni

seviyorlar, benim bakmamı istiyorlar. Hiçbirine hayır diyemiyorum. Benim de

kendi hastam (oğlu) var. Onunla bile ilgilenemiyorum. Ama hastalara da yardımcı

olmak istiyorum. Akşama kadar zamanımız var. Hepsine bakarım” şeklinde iç

konuşmalarını ifade etti.

Page 45: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

44

Pelin dikkate alınmadığını ve bu nedenle öfke hissettiğini söylediğinde ‘bu

daha önceden tanıdık bir duygu mu? Geçmişinde buna benzer bir şey yaşamış

olabilir misin?’ diye sorulduğunda cevabı ‘hayır’ oldu. ‘Burası dışında herkes beni

dikkate alır’ dedi.

Pelin’e kendi yerine geçtiğinde ne hissettiği sorulduğunda, ‘şimdi daha farklı

görüyorum. Onların ne hissettiğini anladım. Herkes kendince haklı’ dedi. Başta

kendisini bir engel, bir duvar gibi gördüğü hatırlatılarak gözlerini kapatması, nasıl

bir engel, duvar olduğuna bakması istendi. Pelin, beyaz bir duvar olduğunu ama

çok yüksek olmadığını söyledi. Üç kişi seçti ve onları yan yana omuzları birbirine

değecek şekilde sıraladı. ‘Ben böyle bir duvarım. Doktorla hasta arasındayım’

diyerek duvarın bir parçası oldu. Karşısında hastalar duruyordu. Buradaki görevinin

ne olduğu sorulduğunda, ‘burada durarak hastanın içeride rahat muayene olmasını

sağlıyor, diğer hastaların içeri girmesini engelliyorum’ dedi. Tekrar nasıl bir duvar

olduğu sorulduğunda, ‘beyaz bir duvarım ama dikkate alınmadan geçip gidilen bir

duvar gibiyim.’ Açelya duvar rolünde, Pelin ile birlikte dururken onu eşleyerek

‘ben soğuk ve uzak bir duvarım ve böyle olarak onların soru sormalarına engel

olabilirim’ diye ekledi. Yönetici ‘duvar tepki vermez, onunla iletişim kurulamaz.

Kendinde değişiklik yapmak ister misin?’ diye sorduğunda Pelin, ‘biraz daha

aralıklı olabilir, arada boşluklar olabilir’ diyerek sütunlar şeklinde kendisi ile

birlikte diğer üç kişiyi dizdi. Sonra ‘bu da olmadı, böyle olmasın’ diyerek diğer üç

kişiyi gönderdi. Nasıl olmak istediğini göstermesi istenildiğinde, Pelin

gülümseyerek hastaya baktı ve ‘tabii sizi de birazdan içeri alacağım’ dedi.

Grup halka olduğunda paylaşımlarda Albay rolündeki Açelya beklerken çok

sıkıldığını, ama muayene eden doktor da Albay olduğu için ses çıkaramadığını

söyledi. Doktor rolündeki Yasemin, işini sevdiğini, hastaları kırmak, onları geri

çevirmek istemediğini, onlara yardım ettiğini ve hastaların onu tercih ettiğini

görmenin ona iyi geldiğini ifade etti. Doktorun peşinden hemşireye sormadan içeri

giren hasta rolündeki Papatya, işini hemen halletmek zorunda olduğunu, acelesinin

olduğunu ancak hastaları ve hemşireyi atlatarak içeri girdiği için rahatsızlık

hissettiğini söyledi. Lale, Pelin’in rolüne girdiğinde ne yapacağını bilemediğini,

sıkıntı duyduğunu belirtti.

Kardelen de kendi yaşadığı bir poliklinik deneyimini aktararak randevusuz

hasta olduğu halde sırf yüksek rütbeli diye kendisini almasını isteyen hastaya;

‘acilse acile gidin. Biz randevusuz hasta kabul etmiyoruz’ dediğini ama kuralı

koyan doktorun albayı görünce ‘hastayı içeri al’ demesinin kendisini kötü

hissettirdiğini söyledi ve ‘belki çoğu zaman hastayla doktor arasında kalıyoruz.

Page 46: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

45

Poliklinikte hem düzeni sağlamak görevi bize veriliyor hem de aslında hiç yetkimiz

olmadığını farkediyoruz. Belki bu kötü hissetmemize neden oluyor’ diyerek

sözlerini tamamladı. Grup üyelerinin hemen hepsi bu görüşe katıldıklarını ifade

ettiler.

Pelin paylaşımları dinledikten sonra, hastaların ve doktorun yerine geçerek

olayları tekrar yaşayınca öfkesinin geçtiğini söyledi. Hastaların karşısında bir duvar

olmak yerine daha saydam, geçirgen, esnek, güler yüzlü ve rahat olmak istediğini

farkettiğini ifade etti. Yönetici, Pelin’e duvar rolünde iken yüzünün ifadesiz ve

ağzının bir çizgi şeklinde sımsıkı kapalı olduğunu, zaten bir duvarsa iletişim

kurulamayacağını ama olmak istediği kendisini gösterdiğinde yüzünün

yumuşadığını, hastaya bakışının da daha hoşgörülü olduğunu, daha iyi ve

kendinden emin iletişim kurabildiğini söyledi.

Pelin son grup oturumlarının birinde kendi oyunlarından ve diğerlerinin

oyunlarından çok faydalandığını, artık tüm sorumluluğu kendi üzerine almak yerine

sorumluluğu o anda işi yapacak diğer kişilere paylaştırabildiğini, kazandığı yeni

bakış açılarıyla hastalarla daha rahat iletişim kurabildiğini ifade etti.

3. Grup Oyunu

İletişimde güçlük yaratan farklı hasta tavırlarıyla karşılaşma:

Grup üyelerinden ayağa kalkarak her birinin yanındakiyle eşleşmesi istendi.

Eş olanların birinin hasta, diğerinin hemşire rolüne girmesi; hasta rolündeki

kişilerin daha önce tanık oldukları ya da şu an uyduracakları olumsuz bir hasta

tutumu -öfkeli hasta, tedaviyi reddeden hasta, ağlayan ya da sürekli isteklerde

bulunan hasta gibi- sergilemeleri, hemşire rolündekilerin de kendi oldukları, olmak

istedikleri ya da olduklarından çok farklı tarzda iletişim kurmaları istendi. Daha

sonra rol değiştirerek hemşire rolündekinin hasta, hasta rolündekinin hemşire

rolüne girerek tekrar iletişime geçmeleri söylendi.

Yasemin - Nergis

Itır - Gül

Açelya - Manolya

Page 47: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

46

Menekşe - Kardelen

Nilüfer - Lale

Her çift kendisine bir ortam hazırlayarak oynamaya başladı. Bütün herkesin

oyunu tamamlandıktan sonra paylaşım için grup halka oldu.

Kardelen: Ben diyabeti olan yaşlı bir erkek hasta rolündeydim. Hemşire ikide bir

gelip kanımı alıyordu. Günlerdir sürekli kan aldırmaktan kollarım mosmor olmuştu.

Hemşireye ‘kaç gündür şekerimi bir düzene sokamadınız, delik deşik ettiniz beni,

yeter artık’ diyerek bağırdım. O sırada çok öfkeliydim. Hiçbirşey düzelmiyordu.

Hemşire de karşıma geçip ‘tamam ama bunu yapmak zorundayız. Siz de yemenize

içmenize dikkat ederseniz, bir daha buraya gelip eziyet çekmezsiniz’ deyince iyice

sinirlenerek bağırdım ve atışmaya başladık.

Menekşe: Ben o diyabetli hastanın hemşiresiydim. Bana o kadar öfkeyle saldırdı ki

ne yapacağımı şaşırdım, kendimi kötü hissetttim. Ona iyilik olsun diye bir şeyler

yapmaya çalıştığımız halde böyle davranması beni sinirlendirdi.

Kardelen: Benim orada ihtiyacım daha dikkatli yemem için öğüt almak değildi.

Zaten bu kronik hastalıktan sıkılmıştım. Öfkem biraz da sanki hastalığıma ve

kendime gibiydi. Beni anladığını belirten bir iki söz belki daha iyi gelirdi.

Menekşe: Senin rolüne girip ben hasta olunca bunu ben de farkettim. Ben hasta

rolündeyken soğukkanlı davranarak, ‘haklısınız sürekli kan aldırmak zor, canınızı

biraz yaktık ama endişelenmeyin hepsi düzelecek. Burada uzun süredir yatmak da

sizi sıktı galiba’ diye yanıt vermen öfkemin sönmesine neden oldu.

Kardelen: Aslında hemşire rolündeyken bana bağırdığında ben de gerildim ama

sonra aklıma o roldeyken kendimin ne hissettiği geldi.

Açelya: Ben sürekli problem çıkaran, ilacını içmeyen, tedaviyi kabul etmeyen,

ayağı dizinden aşağı ampute edilen, genç bir erkek hastaydım. Sürekli hemşirenin

verdiği ilaçları içmeyi reddediyor, problem çıkarıyordum. Kolumdaki serumu

çıkarmalarını istiyordum. Çünkü tedavi olmak istemiyordum. Hemşirenin ‘bu

ilaçlar ve serum sizin iyileşmeniz için gerekli. Sizin iyiliğiniz için’ dediğinde yine

de ilacı içmemek için direndim. Ben ilaç içmek de iyileşmek de istemiyordum.

Bundan sonra hayatımı böyle nasıl yaşayacağımı düşünüyordum.

Manolya: Ben Açelya’nın hemşiresiydim ve tedavi için yapmam gerekenleri

yapamıyordum. Kendimi çok çaresiz hissettim.

Yönetici: Belki onun duygularını ifade etmesi için izin vermen, canının neden

sıkkın olduğunu ona sorman, endişelerini dile getirmesini yardımcı olup, ona iyi

gelebilirdi.

Page 48: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

47

Açelya: Evet bu yeni durumu kabullenemiyordum. Sadece üzerinde birtakım

tedaviler, işlemler yapılan makine gibi görülmek beni rahatsız etmişti. Anlaşılmaya

ve konuşmaya ihtiyacım vardı.

Yöneticinin bu önerisinden sonra aynı sahne hemşirenin değiştirilmiş

tepkileriyle tekrar oynatıldı. Hasta rolündeki Açelya, böyle hemşireye daha yakın

olduğunu, kendini anlaşılmış hissettiğini ifade etti. Manolya ise hemşire olarak,

hastanın duygularını ona ifade etmesinin en azından “onun için bir şey yapamadığı”

duygusunu hafiflettiğini belirtti. Daha sonra paylaşımlara kalınan yerden devam

edildi.

Manolya: Ben poliklinikte fazla beklemekten sıkılmış bir hastaydım. Sabahtan beri

beklemekten canım sıkılmıştı. Randevu saatim geçmiş olmasına rağmen hâlâ

alınmadığım için hemşireye biraz çıkıştım. Açelya sakin bir şekilde haklı olduğumu

ancak çok hasta olduğunu ve muayenelerin bazen uzayabildiğini ama mutlaka

bakılacağımı söyleyince biraz sakinleştim. Eğer öfkeyle cevap verseydi kesin

kavga edecektik.

Itır: Ben hemşire rolündeyken karşımdaki hasta sürekli ağlıyordu. Önce onu

susturmaya çalıştım ama olmadı. Sonra teselli etmeye çalıştığımda cevap

alamadım. Ben de en sonunda kendi haline bıraktım. Bir süre sonra sustu.

Gül: Itır karşımda beni susturmaya çalışırken hiç umurumda değildi. Ben

göğsümde kitle olduğunu yeni öğrenmiştim. Hiçbir söylediği beni teselli

etmiyordu. Sadece ağlamak istiyordum. Belki o sırada sadece elini omzuma

koyması ya da sarılması yeterli olabilirdi.

Itır: Ben hasta rolündeyken troidinde nodül olan ve ertesi gün ameliyata girecek bir

hastaydım. Ameliyatla ilgili endişelerim vardı ve sürekli hemşireyi çağırıp

ameliyatla ve hastalıkla ilgili sorular soruyordum. Gül’ün hastalık ve ameliyat

konusunda beni aydınlatması, bilgi vermesi endişelerimi biraz hafifletti.

Gül: Hemşire rolündeyken hastanın korkuları olduğunu ve çaresizlik yaşadığını

farkedince ona yapılacak işlemler konusunda bilgi vermenin iyi olacağını

düşündüm.

Yasemin: Ben hasta olarak sürekli ağrım olduğundan yakınıyor, herşeyden

şikayetçi oluyor, en ufak bir şey için bile -örneğin yastığımı düzeltmesi için-

hemşireyi yanıma çağırıyordum. Yeni histerektomi ameliyatı olmuştum.

Refakatçim de yanımda değildi. Aslında ihtiyacım olan, birilerinin yanımda olup

benimle ilgilenmesiydi. Nergis'in ilgisi iyi geldi. Ben hemşire rolündeyken sürekli

Page 49: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

48

benden isteklerde bulunması beni biraz kızdırmıştı. Beni hizmetçisi gibi

kullanmaya çalıştığını düşünmüştüm. Ama hasta rolündeyken hem hemşireyi

hizmetçi gibi görmediğimi farkettim, hem de sadece yanımda kalması ve beni

rahatlatmasını beklediğimi anladım.

Nergis: Ben sürekli isteklerde bulunan bir hasta iken karşımdaki hemşirenin

sıkıntısı, öfkesi ve işi zoraki yaptığı yüz ifadesinden anlaşılıyordu. O sırada benim

sıkıntılarımı önemsemediğini hissettim.

Nilüfer: Ben öfkeli bir hastaydım. Ultrasonografi çekimim vardı ve idrara sıkışıp

gelmemi söylemişlerdi. Ama sıra bir türlü bana gelmiyordu. Çok sıkışmıştım.

Hemşireye beni almasını söylüyordum. ‘Tamam alacağız, biraz bekleyin’ deyip

duruyordu. Ama benim beklemeye tahammülüm kalmamıştı. O halimden anlamaz

görünüyordu. Çok öfkeliydim. Benim durumumun kimsenin umurunda olmadığını,

hemşirenin de beni anlayamayacağını düşünüyordum. Öfkeyle ‘niye hiç kimse işini

doğru dürüst yapmıyor? İnsanları böyle beklettiğiniz için sizi şikayet edeceğim’

diye bağırdım.

Lale: Ben hemşire rolündeyken hastanın hiç sabrı yoktu. Böyle hastalarla çok

karşılaşıyordum. Onlara laf anlatmaktan artık bıkmıştım. Zaten benim de yapacak

bir şeyim yoktu. ‘Onların da biraz hemşireyi anlaması gerekir’ diye düşünüyordum.

Ama ben aynı role girip hasta olduğumda başta Nilüfer’in ‘tamam bekleyin’

şeklinde konuşması ‘beni geçiştiriyor’ diye düşünmeme neden olup

öfkelendirmişti. Tekrar sıkıntımı söyleyince ‘tamam haklısınız. Böyle beklemek

çok zor. Hasta çıkınca ilk sizi alacağım’ demesi yatışmama neden oldu. Aslında

hasta yerine geçince onu daha iyi anladığımı farkettim. Oysa karşıdan bakınca

hastanın problem çıkardığını ve bencilce, saygısızca davrandığını düşünüyordum.

Ama onun yerine geçince hasta olmanın insanı telaşlı ve sabırsız yaptığını

farkettim.

Bu grup oyunu, hemşirelerin kendilerine zorluk çıkaran ve işlerini

yapmalarını ve iletişimi imkansız kıldığını düşündükleri hasta davranışları

karşısında nasıl iletişim kurarlarsa iyi olacağını, hastanın ihtiyacının o sırada

aslında ne olduğunu onların rolüne girerek fark etmelerine neden oldu: Hastalarla

empatik iletişim kurmanın, hastanın kendini anlaşılmış hissetmesinin ilişkiye

olumlu katkısını, öfkeli hasta karşısında sakinliği koruyarak konuşmanın hastanın

öfkesinin yatışmasındaki etkisini, sürekli ağlayan hastayı susturmak ya da sorular

sormak yerine önce ağlamasına izin verilmesi ve daha sonra empatik iletişim

kurulmasının faydasını, sürekli isteklerde bulunan ve yakınan hastanın bu

davranışının ardında yatan ikincil kazanç arzusunun farkedilmesinin, aslında neyi

iletmeye çalıştığının anlaşılmasının önemini vurgulayan bir çalışma oldu.

Page 50: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

49

Tartışma ve Sonuç

İnsanların birbirlerine ve belli gruplara karşı oluşturacakları tutumlarda ve

sergileyebilecekleri iletişim çatışmalarında kişi algısı önemli bir rol oynar.

İnsanların birbirleriyle ne tür iletişimler kuracaklarını, birbirleriyle nasıl

geçineceklerini yordamada ilk adım onların birbirlerini nasıl algıladıklarını

belirlemek olmalıdır. Algı, kişilerarası iletişimin ayrılmaz bir parçasıdır. iletişim

sırasında çok karmaşık algısal yaşantılar geçiririz. Örneğin, kendi davranışlarımızı

algılarız. Karşımızdakinin bizi nasıl algıladığını algılamaya çalışırız. Aynı şeyler

karşımızdaki için de geçerlidir. Bu durumda karmaşık bir algı trafiği söz

konusudur. Bu yüzden de birtakım kazaların, yanlış algılamaların ortaya çıkması ve

bunların da çatışmaya yol açması doğaldır.

Kişilerarası iletişim çatışmalarının önemli kaynaklarından bir tanesi de

kişilerin sahip oldukları rollerdir. Grup içinde belli bir pozisyonda bulunan kişiden

beklenen işe -yani davranışlara- rol adı verilir. İnsanlar üstlendikleri rollerin

niteliğinden ötürü ya da bu rolleri üstleniş biçimlerinden ötürü birtakım çatışmalar

yaşayabilirler (Dökmen 1998).

Bu tezin temelini oluşturan heykel çalışması, bize hem kalitatif anlamda hem

de surplus reality açısından birçok veri sağlayan projektif bir teknik sunmaktadır.

Tek bir imgeyle, hem hemşirenin dışarıdan baktığında algıladığı hasta imajı hem de

kişinin kendi yaşantılarından o imgeye bulaşmış duygusal içeriği görme imkanı

sağlanırken, surplus realityde bir yandan hemşirenin mesleki rolü içinde kendini

algılayışını ve rol değiştirme aracılığıyla hastanın hemşireyi algılayışını, diğer

yandan rahatsızlık duyduğu ya da şikayetçi olduğu hasta davranışlarının altında

yatan duygu ve ihtiyaçları farketmesini aynı anda buluşturan bir çalışma

gerçekleştirilmiş oldu.

Bu çalışmada, her bir heykel oyunundan kişinin hastayla ilgili duygularının

kökenlerine doğru protagonist oyunlarına geçiş yapılabilirdi. Bu sayede hastayla

ilişki biçiminin hemşirenin kendi kişisel tarihindeki izdüşümleriyle bağlantısı

kurulabilirdi. Ancak çalışmanın küçük bir hastanede yapılması ve hemşirelerin

birbirleriyle tanışıklıklarının kendini açma davranışına engel olması, grup

sürecinin pek çok aşamasında kendini gösterdiğinden böyle bir çalışma

gerçekleştirilmemiştir.

Hemşirelik bir yardım mesleğidir. Yardım etmede temel amaç, karşılıklı

güvene dayalı bir iletişim ve etkileşim içinde hizmet verilen bireyi tanımak, bakım

Page 51: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

50

gereksinimlerini tanımlamak ve sonuçta sorunları ile daha etkin başedebilir,

gereksinimlerini karşılayabilir hale gelmesini sağlamaktır (Smitherman 1981).

Ancak hemşireliğin doğasında olan yardım etme davranışı hemşirenin kendi

gereksinimlerini yadsıyarak başkalarının gereksinimlerini karşılamaya

dönüştüğünde bağımlılık ilişkileri başlamaktadır. Bağımlı bakımda hemşire sevdiği

için değil mecbur hissettiği için bakım vermektedir. Karşılığında hasta, hasta

yakınları ve yöneticilerden beklediği ödüller ve kabullenme çoğu zaman

gerçekleşmemektedir. Öfke, engellenme, tükenme ve benlik saygısında azalma, ya

bağımlılık davranışlarını arttırmakta ya da hastayla olumsuz iletişimler kurulmasına

neden olmaktadır (Aslantürk 1998).

Hasta ile ilişki sırasında hissedilen sıkıntı, kızgınlık, acizlik ve haksızlığa

uğramışlık duygusu grup süreci içinde gerek oyunlarda gerek paylaşımlarda hemen

hemen tüm grup üyelerinin ortak duygusuydu. Itır’ın takdir ve saygı görmediği

düşüncesi, benlik saygısında azalmaya, hastayla olan ilişkisinde öfkeli ve tepkisel

olmasına yol açmıştı. Hasta heykelinde yaşadığı yoğun negatif duygular rol

değiştirdiğinde de empati yapmasına engel olmuştu. Ancak heykel oyunu

kendisiyle ilgili kayıplarının (sabır, kendine güven, mesleki saygınlık) farkına

varmasına ve bununla ilgili protagonist oyununa geçişi sağladı. Protagonist oyunu,

hastaları anlamaya, onlarla doğru ilişki ve iletişim seçeneklerini farkettirmeye

yarayan bir çalışma oldu.

Hemşireler, sağlık hizmetlerinin sağlanmasında anahtar figür olarak bilinirler

ve kabul edilirler. Onlar, birey ve grupların gereksinimleri doğrultusunda planlanan

sağlık bakımını uygulamak üzere hekim ve diğer sağlık personeli, hasta ve ailesi

arasındaki bağlantıyı sağlayan tek meslek üyesidir. Menekşe ve Gül’ün hasta

heykellerinde ve Pelin’in poliklinik oyununda hemşirelik mesleği ve işlevlerine

bakış yansımakta; hemşirelik bir yandan bakım veren, koruyan anne rolüyle

bağdaştırılırken diğer yandan hasta, ailesi ve hekim arasında bağlantı sağlama

işlevinin, hasta ile doktor arasında bir engel (tampon) olarak da algılandığı

görülmektedir.

Kutuplar küçük oranda da olsa karşıtını içinde barındırır: Yin Yang. Nilüfer,

Yasemin, Kardelen ve Gül’ün hasta heykellerinde zayıf ve güçlü yönlerin farklı

oranlarda bir arada bulunuşu; gece olmadan gündüzün, gündüz olmadan gecenin

anlamının olmadığını hatırlattı. Aynı heykelde iki farklı yön; güçlü, başat,

konumunu kullanan, ezmeye çalışan hasta imajının yerine geçildiğinde kırılgan,

yardıma muhtaç, endişeli hasta profiliyle karşılaşıldı. Kardelen’in heykelinde ise

dışarıdan çok zayıf korunmasız görünenin dahi doğasında kendini savunma

Page 52: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

51

düzenekleri olabileceği fark edildi.

Grup süreci içinde ortaya çıkan bir diğer tema ölümdür. Hastalık ve

hastalarla uğraşmak aslında insana ölümü hatırlatan, zaman zaman onunla

yüzleşmeye hazır olmayı gerektiren bir durum. Her hemşirenin ölümle yüzleşmeye

hazır oluş farklılıklarının, hastalarla iletişimi etkileyen önemli faktörlerden biri

olduğu düşünülmektedir. Ölüm ve yaşam döngüsü karşısında duyulan çaresizliğin

kimi zaman hastaya yaklaştırdığı kimi zaman da hasta ile iletişimi, hastaya birey

olarak yaklaşmayı engelleyici olduğu görülmüştür.

W. Goldschmidt etnografik kanıtlar üzerine yaptığı derlemenin temelinde

şunları söylemektedir: “İnsan doğası gereği toplumsal varoluşa bağlanır ve bu

nedenle kaçınılmaz bir biçimde kendi çıkarlarına hizmet etme ve ait olduğu grubun

çıkarlarını tanıma konusunda ikilemle kuşatılır. Bu ikilem çözümlenecek hale

gelene dek insanın kendi çıkarına en iyi biçimde çevresindekilere karşı

yükümlülükleri yoluyla hizmet edebileceği gerçeği çözüm yerine geçer. Olumlu

duyguya gereksinim her bir insanın kendi insan çevresinden tepki alma arzusu

demektir. Bu kendini ilişki, tanınma ve kabul görme, onay görme, saygı görme için

arzu şeklinde, değişen biçimlerde ortaya koyabilir” (alıntı Yalom 1992).

Benzer biçimde William James de şunları söylemişti: “Biz yalnız

çevremizdekilerden anlayış bekleyen sürü halinde yaşayan hayvanlar değiliz, fakat

kendimizi göz önüne almaya ve cinsimizce olumlu biçimde göz önüne alınmaya

doğuştan bir eğilimimiz vardır. Topluluk içinde boşlukta kalma ve diğer üyelerce

mutlak biçimde yok sayılma kadar acımasız bir ceza tasarlanamazdı” (alıntı Yalom

1992).

Pelin’in poliklinik oyununda hastaların kendisini dikkate almasını istemesi,

Açelya’nın hasta heykelinde mezar taşının ve ölünün hemşireye mesajı, Itır’ın hasta

heykelinde kendinde eksikliğini hissettikleri, Açelya’nın protagonist oyunundaki

öfkesi, hep aynı insani ihtiyaçtan, Maslow’un gereksinimler hiyerarşisinde

bahsettiği temel duygusal gereksinimden kaynaklanıyordu; saygı görme, kabul

edilme gereksinimi (Yanbastı 1990). Hasta da hemşire de olsak, birey olarak

tanınmak, kabul edilmek, saygı görmek ihtiyacındayız.

Page 53: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

52

Öneriler

Hemşirelik sürecinin her basamağında en etkili araç olarak kullanılan iletişim

tekniklerini etkin olarak kullanabilmek için kişilerarası ilişkiler dersinde lisans

düzeyinde tüm sınıflarda interaktif yöntemler kullanılması, empati, yardım edici

iletişim gibi konularda beceri kazanabilmeleri için birinci sınıftan itibaren, bu

konularda psikodrama grupları oluşturularak eğitim yapılması önerilebilir. Ayrıca

hastanelerde hemşirelere verilen hastayla iletişim konusundaki hizmet içi eğitim

seminerlerinde psikodramatik yöntemler kullanılabilir. Bu sayede ilişkide yaşanan

problemlerin çözümü için bir yandan farklı problem çözme seçeneklerini

deneyimleyerek öğrenmeleri sağlanırken diğer yandan hastayla empati kurmaları

aracılığıyla kendi davranışlarındaki eksik yönlerin farkındalıkları oluşturulabilir.

Page 54: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

53

Kaynakça

1.Arslantürk G (1998) “Kadınlık Hemşirelik ve Bağımlılık İlişkileri” Cinsiyet ve

Psikiyatri. 7. Anadolu Psikiyatri Günleri. Malatya, İnönü Ü. Psikiyatri AD &

Psikiyatri Derneği Yayını; s. 214-221.

2.Babaoğlu AN (1998) Tanı ve Terapide İmgesel Görüntü Yaşantısı. İstanbul

Psikoterapi ve Grup Terapiler Derneği Yayını; s. 27.

3.Bilgin N (2003) Hastalık Zor Zanaat. Türk Psikoloji Bülteni Türk Psikologlar

Derneği Yayını; 9:144-149.

4.Cüceloğlu D (1999) Yeniden İnsan İnsana. Yirminci. Baskı. İstanbul, Remzi

Kitabevi, s. 12-13, s. 56-57.

5.Daniels TG, Denny A, Andrews D (1988) Using Microcounselling to Teach RN

Nursing Students Skills of Therapeutic Communication. Journal of Nursing

Education; 27(6): 246-52.

6.Dökmen Ü (1998) Sanatta ve Günlük Yaşamda İletişim Çatışmaları ve Empati.

Dokucuncu Baskı. İstanbul Sistem Yayıncılık, s. 97-119, s. 134-175.

7.Dökmen Ü (1995) Sosyometri ve Psikodrama. İstanbul, Sistem Yayıncılık,

s. 112-114.

8.Dökmen Ü (2000) “Farkına Varmak”. Yarına Kim Kalacak? Evrenle Uyumlaşma

Sürecinde Varolmak Gelişmek Uzlaşmak. İstanbul, Sistem Yayıncılık, s.122-139.

9.Erdélyi, I (2001) Psikodrama Eğitiminde Aynanın Rolü. (Çev. Edit. İnci

Doğaner 2007 Eylül’de basıma hazırlanıyor). Psychodrama Training: A European

View.Edited by Pierre Fontaine. Second Edition. Belgium, Fepto Publications.

10.Evans GW, Alligood MR, O’Neil M (1998) Empathy: A Study of Two Types.

Issues of Mental Health Nursing; 19(5): 453-461.

11.Kalish BJ (1973) What is empathy? American Journal of Nursing; 73(9): 1548-

1553.

12.Kelleci M (2005) Kanser Hastalarının Umudunun Geliştirilmesine Yönelik

Hemşirelik Girişimleri. Anadolu Psikiyatri Dergisi; 6: 41-47.

13.Kum N (1992) Türkiyede Hemşire–Hasta Hekim İlişkisinde Değişen Gelişen

Kavramlar. Sivas, s. 20-23.

14.Mete S, Gerçek E (2005) PDÖ Yöntemiyle Eğitim Gören Hemşirelik

Öğrencilerinin Empatik Eğilim ve Becerilerinin İncelenmesi. C.Ü Hemşirelik

Yüksek Okulu Dergisi; 9(2): 11-17.

15.Nezlek JB (2002) Day to Day Relationships Between Self Avereness, Daily

Page 55: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

54

Events and Anxiety. Journal of Personality; 0:2 249-275.

16.Özbek A, Leutz G (2003) Psikodrama Grup Psikoterapisinde Sahnesel

Etkileşim.İkinci Baskı.(Edit.Ülgen H. Okyayuz) A. Özbek Psikodrama Enstitüsü

Yayınları No: 1, s. 21-23, s. 42-43.

17.Özdağ Ş (1999) Psikodrama Gruplarının Hemşirelik Yüksek Okulu

Öğrencilerinin Benlik Saygısı, Atılgan Davranış, Empatik Eğilim ve Empatik

Beceri Düzeylerine Etkisi.Yayınlanmamış Doktora Tezi. Hacettepe Üniversitesi.

18.Rohrer J (2002) “Abc of Awereness” Personal Development As The Meanıng

of Life. Utd Media Book Series “Time for Change” Volume 1; 7-24.

19.Smitherman C (1981) Nursing Action For Health Promotion. F. A. Company;

s. 63-91.

20.Tutuk A, Al D, Doğan S (2002) Hemşirelik Öğrencilerin İletişim Becerisi ve

Empati Düzeylerinin Belirlenmesi. C.Ü. Hemşirelik Yüksekokul Dergisi; 6(2): 37-

41.

21.Velioğlu P, Pektekin Ç, Şanlı T (1991) Hemşirelikte Kişilerarası İlişkiler.

Editör Ramazan Geylan. Anadolu Ü. Açıköğretim Fak. Yayınları, s. 2-106.

22.Yalom ID (1992) Grup Psikoterapisinin Teori ve Pratiği. Üçüncü Baskı (Çev.

Ataman Tangör ve Özgür Karaçam). İstanbul, Nobel Tıp Kitabevleri, s. 17-18.

23.Yanbastı G (1990) Kişilik Kuramları. E.Ü. Edebiyat Fakültesi Yayınları No:53,

s. 221-225.

24.Yıldırım Z, Yazıcı S (2001) Marmara Ü. Hemşirelik Yüksek Okulu

Öğrencilerinin Devam Ettikleri Sınıflara Göre Empatik Becerilerinin

Değerlendirilmesi. I. Uluslararası ve VIII. Ulusal Hemşirelik Kongresi Kitabı.

Antalya, s. 259-263.

25.Zıllıoğlu M (1996) İletişim Nedir? İstanbul Cem Yayınevi.

Page 56: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

55

Özet

Bu çalışmada, hemşire hasta ilişkisinde iletişim ve empati becerilerinin

psikodrama yöntemiyle geliştirilmesi amaçlanmıştır.

Grup üyeleri, bir askeri hastanede çalışan 12 hemşireden oluşmuştur.

Hemşirelerin her biri çalışmaya kendi isteği ile katılmıştır. Tez çalışmasında 9’u

hasta heykeli 11 protagonist oyunu ve 1 grup oyunu kullanılmıştır.

Bu çalışma, grup üyelerinin mesleki rolleri içinde kendilerini ve hastaları

algılayış biçimlerini ve bu algıların hastayla kurdukları ilişkiye etkisini

farketmelerini sağlamıştır. Diğer taraftan oyunlarda rol değiştirme aracılığıyla

hastayla empati kurmalarını ve bu sayede hastanın gereksinim ve beklentilerinin

farkına varmalarını, etkili yardım edici iletişim seçeneklerini deneyimlemelerini

sağlayan bir çalışma gerçekleştirilmiştir.

Page 57: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

56

Summary

In this study, it is aimed to develop the skills of communication and empathy

in the relationship between nurses and patients by Psychodrama Method.

Group members are 12 nurses working at a military hospital. All members

have willingly participated in this study. In this thesis, have been used the

following twelve games; 11 protagonist plays (including 9 patient statue plays) and

a group play.

In this study it is provided to be aware how participants perceive patients and

themselves in their occupational role and the effects of these perceptions to the

relationship with the patients. On the other hand, establishing empathy using role

reversal in plays and noticing the requirements and expectations of the patients, and

experiencing the effective helpful communication alternatives, were achieved.

Page 58: Hemşire Hasta İlişkisinde İletişim ve Empatinin Psikodramada …admin.akadirozbek.com/Content/img/panel/tezler/UzmPskGu... · 2020-05-17 · Empati, empatik eğilim ve empatik

57

Özgeçmiş

1970 yılında İzmir’de doğdum. İlk, orta ve lise öğrenimimi İzmir’de tamamladım. Üniversite eğitimimi Ege Üniversitesi Psikoloji bölümünde 1987-1991 yılları arasında gördükten sonra aynı üniversitede Klinik Psikoloji alanında Yüksek Lisansımı yaptım. Uzm. Dr. Emre Kapkın’ın psikodrama eğitim grubunda psikodrama grup yöneticisi eğitimimi tamamladım. Halen Güzelyalı Asker Hastanesinde Klinik Psikolog olarak görev yapmaktayım.