islam el ve yorum - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/du069486/2017_1/2017_1_aka.pdfdoğrudan nikah...
TRANSCRIPT
El
ISLAM VE YORUM Temel Tartışmalar, İmkanlar ve Sorunlar
" la CiLT
Yayına Hazırlayan
Prof. Dr. Fikret KARAMAN
MALATYA İLAHİYAT VAKFI
MALATYA2017 .
Malatya İlahiyat Vakfı İlmi Araştırmalar Serisi No: 1
Yayına Hazırlayan
Prof. Dr. Fikret KARAMAN
Takım Numarası
978-605-68015-0-1 (Tk)
ISBN 978-605-68015+8 ( 1.C)
1. Baskı Aralık 2017 Ankara 500 Adet
Editörler Prof. Dr. Mehmet KUBAT Doç. Dr. Mehmet B İRSİN Doç. Dr. Cahit KÜLEKÇi
Yrd. Doç. Dr. Serkan DEMİR Yrd. Doç. Dr. Mustafa BOZKURT Arş. Grv. Zekeriya DOGRUSÖZLÜ
İsteme Adresi İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
44280 Kampüs/ MALATYA Telefon: (0422) 3774999
e :"p:osta: [email protected]
Baskı
TDV!Ml -~nı:.tşuncDI
Serhat Mahallesi 1256 Sk. No: 11 Yenimahalle / Ankara
Tel.: 0312. 354 91 31 (pbx) Faks: 0312. 354 91 32
e-posta: [email protected]
Açıklama: Bu eserde" Kitaptan Bölüm" olarak yer alan metinlerin tüm sorumluluğu, yazarlarına aittir.
"ARAÇSAL YORUM TASAWURU"NUN GÖRÜNÜMÜ: SEKİZ YIL, OTUZ YORUM
Yrd. Doç. Dr. Ayhan AK
OMO ilahiyat Fakültesi e-posta: [email protected]
Giriş
İslami ilimler literatürü, "yorum zengini" bir bilimsel birikim alanını ifade
etmektedir. Nasslar ekseninde ortaya konan yorumlar, bir araya getirildiğinde,
aynı ayet veya hadise dayalı olarak çok sayıda ve farklı yorumların ortaya çıktığı görülür. Hz. Şuayb'ın, "sekiz yıl çalışma" karşılığında Hz. Musa ile kızlarından
birini nikahlamasını ifade eden ayete yönelik yorumlar bunun en açık ' örneklerindendir.
Nitekim ayette şöyle buyrulmaktadır:
.!J~ ~ I~ ' : 4 4 ;\ .:,~ ~ ~\.J ,_;_f.-i; .'.ıi cfa .:,:;ı..; ~I 0 J.;.\ ~ 0\ .!.._,\ .)\ J~ ; ,,. ! ; • ' " ... ~ , .. . , ' '
' JUJI ' ~I ;L!, .JI · .J..>2. ..!.1.:ll. ;..!.I .JI ..u 1 L; • .J:>', ~ ,ı,.s' ; - u :...> J
(Şuayb) "Ben, sekiz yıl çalışmana karşılık, şu iki kızımdan birisini sana
nikahlamak istiyorum. Eğer sen bunu on yıla tamamlarsan, o da senden olur.
Ben seni zora koşmak da istemiyorum. İnşallah beni salih kimselerden
bulacaksın" dedi. ı
Kaynaklarda bu ayet kapsamında ortaya konan yorumlar şöyledir:
1. Hizmetin Mehir Olarak Tayini
Belli bir hizmet karşılığında evlilik meselesi, yukarıdaki ayete referansla
birçok fıkıh eserinde ayrıntılı olarak ele alınmaktadır.2 Aynı şekilde tefsirlerde
ı Kasas Suresi 28/27.
Maverdi, Ebu'l-Hasan Ali b. Muhammed b. Muhammed b. Habib, el-Hdvi fi fikhi'ş-Şfijil Beyrut:
Daru'l-Kütübi'l-İlmiyye, 1994, c. IX, s.41l;İbn Rüşd, Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed, el-Beyôn ve't-tahsil ve'ş-şerh ve't-tevcih ve't·ta'lil fi mesüi/i'l-müstahrece, Beyrut: Daru'l-Garbi'l-İ.slami, 1988, c. iV, s. 423;Ebil İshak Burhaneddin İbrahim b. Muhammed İbn Müflih, el-Mübdi' şerhu'/mukni: Riyad: Daru Aıemi'l-Kütüb, 2003, c. Vll, s. 123; Mansur b. Yunus b. Selahaddin el-Buhuti, Keşşafii'l-kına' an memi'l-ikna: Beyrut: Daru'l-Fikr, 1402, c. V, s. 129; İbn Abidin, Hôşiyetü reddi'l-muhtfir a/e'd-diirri'l-muhtôr şerhu tenviri'l-ebsdr, Beyrut: Daru'l-Fikr, 2000, c. ili, s. 107; Mustafa es-Süyı1ti, Sa'd b. Abduh, Metôlibü iili'n-nühô fi şerhi giiyeti'l-miintehô, Dimeşk: el-
178 İSLAM VE YORUM
de hizmetin mehir olarak belirlenmesi konusu yukarıdaki ayet bağlamında tahlil edilmektedir. Nitekim Taberi, Hz. Musa'nın hayvanları sekiz yıl gözetmesinin
sadak (mehir) olarak ·değerlendirilebileceğini ifade etmektedir.3 Z-emahşeri de
koyun çobanlığı şeklindeki hizmet akdinin mehir olabilme durumunu analiz etmekte; bunu, mehrin belli mal olınası gerektiği yönündeki Hanefi içtihadını
göz önünde bulundurarak değerlendirmektedir. Burada Ebu Hanife'nin tahlilini ele almakta, hür kişinin eşine belli bir süre hizmet etmesini mehir olarak tayin
edemeyeceğini, ancak kişinin, kölesinin hizmetini ya da evinde belli bir süre
ikamet etmeyi mehir olarak tayin edebileceğini belirtmekte, ardından, Ebu Hanife'nin görüşüne katıldığını ifade etmektedir. Çünkü köle ve ev mal
statüsündedir. Ancak hür insan için aynı durum söz konusu değildir.4
Yine Zemahşeri'nin belirttiği üzere Şafii belli/malum iş ve hizmetlerin
mehir olarak tayin edilebileceği ve bu şekilde nikah akdinin gerçekleştirilebileceği kanaatindedir.5 Zemahşerl'ye göre, burada belirlenen
mehir, ayette zikredilmeyen başka bir şey olabilir. Bu durumda, Hz. Şuayb'ın Hz.
Musa' dan kızlarından biri ile evlendirme ve sekiz yıl çalışma gibi.iki şey istemiş
olması muhtemeldir. Böyle bakıldığında, "sekiz yıl çalışma" nikah akdinin şartı/mehri olarak değil, nikah ahdinin/vadinin şartı olarak değerlendiri lebilir.
Hz. Musa sekiz yıl çalışınca kendisine ücreti ödenir ve bunu mehir olarak tayin
etmek suretiyle Hz. Şuayb'ın kızlarından _biri ile nikah akdeqebilir.6
Aynı konuyu ele alan I<urtubi de hizmetin mehir olarak belirlenmesinin,
islam'ın açık hükmü olduğunu, Hz. Peygamber'in Kur'an öğretimini mehir
olarak kabul ettiğini ifade etmektedir.7
2. Kur'an Öğrethniiıin Mehir. Olarak Tayini - -· ' . . ..
~iz_met ve . me_nfaatlerin mehir . olcırak tayin e.di_lebilec~ğini ~_öyleyel)lerin
delillerinden biri olan Hz. Musa'nın sekiz yıl çalışması şartıyla nikah akdetmesi
uygulamasına muvafık, mehrin yarısının geri verilmesini emreden ayete muarız
bir diğer nass Hz. Peygamber'in "9T~1 ~ ı.!W ~~,,"Kur'an s~bebiyle seni
Mektebetü'l-lslami, 1961,. c. V, s.176; Burhanpurlu Şeyh Nizam, el-Fetava'l-Hindiyye, Alemgiriyye: Daru'l-Fikr, 1991, c. I, s. 302.
J Taberi, Ebü Cafer lbn Cerir Muhammed b. Cerir b. Yezid, Cômiü'l-beyônfi tefsiri'l-Kur'dn, Beyrut:
Müessesetü'r-Risale, 2000, c. XIX, s. 564.
4 Zemahşeri, Ebü'l-Kasım Carullah Mahmüd b. Ömer b. Muhammed, el-Keşşaf an hakôiki
gavômizi't-tenzil ve uyuni'l-ekavil fi vücuhi't-te'vil, Beyrut: Daru'l-Kitiibi'l-Arabi, 1407, c. 111, s. 400.
s Zemahşeri, el-Keşşaf, c. ili, s. 400.
6 Zemahşeri, el-Keşşaf, c. Hl, s. 400.
1 Kurtubi, Ebu Abdullah Muhammed b. Ah.med, el-Cami' fi Ahkômi'l-Kur'ôn, Mısır: Daru'l-Kütübi'l
Mısriyye, 1964, c. Xlll, s. 267.
İSLAM VE YORUM 179
onunla nikahladım.''Sbuyruğudur. Şafiiler, bu hadise dayalı olarak, menfaatlerin ve özel olarak Kur'an öğretiminin mehir olabileceğini söylerken; Hanefiler,
yukarıda belirtildiği üzere, yine cem ve tevfik yöntemi ile bu hadisi, "Kur'an öğretmen karşılığında" değil, "Kur'an'ın bereketi ile" "Kur'an'ı bilmen sebebiyle"
"senin ehl-i Kur'an olman sebebiyle" şeklinde anlamışlar; bu ifadenin, kur'an
öğretiminin mehir olabileceğine delil teşkil etmediğini, Kur'an öğretiminin,
imanı, namaz·ı ve orucu öğretmek gibi bir ibadet olduğunu ve bunların mehir olarak tayin edilmeye elverişli olmadıklarını ifade etmektedirler.9
3. Velinin Kızmı Bir Şahısla Evlendirmesi (Arz Ettnesi)
Kurtubi ve Şevkani'nin belirttiğine göre Hz. Şuayb'ın Hz. Musa'ya yönelik
"Ben, sekiz yıl çalışmana karşılık, şu iki kızımdan birisini sana nikahlamak
istiyorum." şeklindeki ifadesi "velinin kızını belli bir şahsa arz etmesidir" ve bu,
diğer peygamberlerden de bilinen bir sünnettir. Hz. Ömer de kızı Hafsa'yı H.z. Ebubekir ve Hz. Osman'a arz etmiş; kızım onlarla evlendirmek istemiştir. ıo
4. Velinin Akdettiği Nikah
Kurtubi, söz konusu ayete göre nikahın velinin hakkı olduğunu, velinin rızasıyla nikahın tamam olacağını belirt mekte; ardından, çoğunluğun görüşü
böyle olmakla birlikte Ebu Hanife'nin buna muhalefet ettiğini
vurgulamaktadır. ı ı
5. Mehri Velinin Alması
İslam hukukuna göre mehrin sahibi, evlenen kadın mıdır, yoksa kadının velisi ya da yakınları mıdır?
Bu konuda hukukçular ikiye ayrılmış durumdadırlar. Alimlerin çoğunluğuna göre mehir kadının hakkıdır. Dolayısıyla mehri velinin veya başka
bir şahsın alması mümkün değildir. Ancak Hanbelilere göre veli, mehrin bir
kısmını veya tamamını alabilir. Bu görüş sahiplerinin delilleri ise Hz. Musa'nın, sekiz yıl çalışmak şartıyla Hz. Şuayb'ın kızlarından biri ile evlenmesidir. Bu
yaklaşım sahiplerine göre Hz. Şuayb, Hz. Musa'nın kendisi için sekiz yıl çalışması
şartıyla onu kızıyla evlendirmiştir. Bu hizmetin mehir olduğu kabul edildiğinde,
s Buhari, Nikah, ıs.
9 Zeylai, Fahreddin Osman b. Ali, Tebyinü'l-hakaik şerhu kenzi'd-dekaik, Kahire: Daru'l-Kütübi'l
islami, 1313, c. 11, s. 146.
ıo Kurtubi, el-Cami' fi Ahkômi'l-Kur'ıin, c. Xlll, s. 267; Şevkani, Ebu Abdullah Muhammed b. Ali b.
Muhammed el-Havlani, Fethu'l-Kadir, Dimeşk: Daru İbn Kesir, 1414, c. iV, s.194. 11 Kurtubi, el-Cami' fi Ahkami'l-Kur'ôn, c. xııı, s. 26 7
180 İSLAM VE YORUM
bu yaklaşıma göre Hz. Musa mehri eşine değil, onun babasına yani velisine vermiş olmaktadır. 12
Hanbelilerin yaklaşımları böyle olmakla birlikte, diğer mezhepler bu görüşü kabul etmemekte ve mehriri evlenecek olan kadının hakkı olduğunu ifade etmektedirler. !3
6. Mehri Belirleme Yetkisine Sahip Olan Kişi
Mehrin tayininde yetkili şahıslar konusunda değerlendirme yapan İbn
Kudame, nikahın ivazlı bir akit olduğunu, mehir miktarının belirlenmesinde
evlenecek erkek ile kadının velisinin anlaşmasının yeterli olacağını ifade
etmektedir.
İbn Kudame buna delil olarak, Hz. Şuayb'ın kızıyla evlendirmesi sırasında
Hz. Musa ile mehir olarak sekiz yıl çalıŞması karşılığında anlaşmış olmasını ileri
sürmekte, evlenecek kişi ile kızın velisinin mehir konusunda anlaşmış
olmalarını yeterli görmektedir. 14
7. Nikah Akdinde Kullanılacak Lafız
Kurtubi, Şafiilerin, şeru men kablena kapsamında bulunduğu için itibar etmeseler de bu ayetten, geçerli nikah akdi için "tezvic" veya "nikah" lafızlarının
kullanılması gerektiği sonucunu çıkardıklarını ifade etmekte, Malik'ten de bu
yönde bir görüşün nakledildiğini belirtmekte, Mezhep içerisindeki meşhur
görüşün ise evliliğe delalet eden her lafızla nikahın akdedilmiş olacagı yönünde
ortaya çıktığını vurgulamaktadır. ıs
Ebu Hanife'ye göre "süresiz temlik" ifade eden her sözle nikah akdolunur.
Şahitler bulunuyorsa "_hjbe" lafzıyla da nikah gerçekleşir. Nasıl ki.evlilik bağını sona erdirme niyetini izhar eden kiniii lafızlarla talak gerçekleşiyorsa, aynı şekil
evlenme iradesini ortaya koyan muhteliflafızlarla da evlilik gerçekleşir. !6
12 Maverdi, el-Hôvf fi fikhi'ş-Şôfti. c. IX, s. 390.
13 Kuıtub1, el-Cômi' li Ahkômi'I-Kur'ôn, c. Xlll, s. 267
14 lbn Kudame, Abdullah b. Ahmed, el-Muğni, Beyrut: Daru'l-Fikr, 1405, c. vııı, s. 13.
ı s Kuıtubi, el·Cômi' /i Ahkômi'/-Kur'dn, c. Xlll, s. 267
16 Kuıtubi, el-Cdmi' li Ahkômi'/-Kur'dn, c. XIll, s. 267
İSLAM VE YORUM 181
8. Nikah Akdinde, Velinin Ama Olması
Birçok fıkıh eserinde, nikah akdinde, kanuni temsilci konumundaki velinin ama olması konusu ele alınmış, Hz. Şuayb'ın ama olmasına kıyasla
değerlendirme yapılmıştır! 7
İslam hukukunda nikah akdinin yapılmasında hukuki temsil yolunun kullanımı mümkün olmakla birlikte, amanın veli olarak hukuki temsil suretiyle
nikah akdinin. tarafı olması, hukukçular arasında tartışmalıdır.
Maverd1 ve Nevevi'nin belirttikleri üzere ulema, amanın velayet yoluyla
nikah akdinin tarafı olması konusunda ikiye ayrılmıştır. Bir grup alime göre veli ama ise gözleri görmediği için, hukuki temsil yetkisini kullanarak velayeti
altındaki şahsı başkası ile evlendirme yetkisine sahip değildir. Diğer bir grup
alim ise amanın, velayet yetkisini kullanarak velayeti altındaki şahsı
evlendirmesinin sahih olduğu görüşündedirler. Amanın, velayet ye~kisini kullanarak akdettiği nikahın sahih olduği.ı kanaatine varanların delilleri, ama
olduğu halde Hz. Şuayb'ın, kızlarından birini Hz. Musa ile evlendirmesidir.ıs Onlara göre bu durum, amanın veli sıfatıyla akdettiği nikahın sahih olduğunu göstermektedir. ı 9
9. Kefüet
Kuı:tubl, bu. ayetin, nik.ahın lüzum şartlarından olan kefaetin (denkliğin) meşruyet delillerinden olduğunu belirtmektedi~. Kefaetin meşruiyeti kabul
edilmekle birlikte, din, nesep ve diğer kriterlerden hangilerinin esas alınacağı
konusunda ihtilaf edilmiştir. Hz. Musa da Hz. Şuayb'ın yanına yalnız, çaresiz,
kendine sığınak arayan bir kişi konumunda gelmiş; Hz. Şuayb, diğer kriterleri göz önünde bulundurmaksızın, sadece "din" kriteri ile kefaet şartını
uygµlamış~r.20
10. Şartlı Nikah
İbn Aşur, taliki şartla akdedilen nikah konusunda ayetin delil teşkil ettiğini,
genel manada nikah akdi sırasında ortaya konan şartların geçerliliği yönünde
görüş beyan edildiğini belirtmektedir.21
17Maverdi, el-Havi ft ftkhi'ş-Şiifii, c. 11,s. 516; Ştrazi, Ebu İshak İbrahim b. Ali b. Yusuf, el-Mühezzeb ft ftkhi'l·İmiim eş-Şafii, Beyrut: ty, c. il, s. 36; Nevevi, Ebu Zekeriyya Muhyiddin Yahya b. Şeref, e/Mecmü' şerhi'l-mühezzeb, Beyrut: Darü'l-Fikr, ty, c. XVI, s .. 157, 160.
t8Kasas 28/27.
' 9Maverdi, el-Havi ft ftkhi'ş-Şafif, c. il, s. 516; Nevevi, el-Mecma: c. XVl, s. 157, 160.
20 el-Kuıtubl, el-Cami' fi Ahkami'l-Kur'an, c. XJJI, s. 267
21 İbn Aşur, Muhammed Tahir, Tefslru't-Tahrfr ve't·Tenvir, Tunus: ed-Daru't-Tunusiyye, 1984, c.
XX, s.105-109.
182 İSLAM VE YORUM
11. Akitlerde Garar (Belirsizlik) ve Vaad Yorumu
Zemahşerl, ayetin tefsirinde herhangi birini belirlemeden" kızlarından
birsiyle nikahlamanıh nasıl olacağı" yönündeki soruya cevap aramakta, ayette doğrudan nikah akdinden değil, bu doğrultudaki vaatten söz edilCliğine vurgiı
yapmakta, vaad değil de nikah olsaydı, "seni şu kızımla nikahladım" benzeri,
nikahın tarafını tayin edici bir ifade kullanması gerekeceğini belirtmektedir.22
Kurtubl, bu ayetteteki olayın nikah akdi değil, nikah arzı olduğunu ifade
etmektedir.23 Şayet nikah olsaydı, kızlardan birinin tayin edilmesi gerekirdi. Çünkü nikah akdinde böyle bir muhayyerlik söz konusu değildir.24 Benzer
değerlendirmeyi yapan Beyzavi de bu ayetin bir akdi değil, akit çağrısını (istid'a) anlattığını vurgulamaktadır.25
12. ·Akitlerde Muhayyerlik
İbn Kesir, Hanefilerin bu ayeti, muhayyerlik delili olarak kullandıklarını, "iki
köleden birini yüze sattım" gibi bir ifadeyle gerçekleşen satışı sahih olarak nitelendirdiklerini ifade etmektedir.26
13. Akitlerde Cehalet
Ayette sekiz yıl çalışma şartı mutlak olarak zikredilmiş, ancak yapılacak iş zikredilmemiş, akit konusu hizmete dair bir tesmiye söz konusu olmamıştır.
Kurtubl, bunun caiz olduğunu ve Malik'in kanaatinin, böyle durumlarda örfe
göre hareket edilmesi yönünde olduğunu ifade etmiştir. Ancak Ebu Hanife ve
Şafi'i'ye göre hizmet akdine konu olan işin meçhul değil malum, belirli olması
gerekir. Yapılacak iş meçhul ise akit caiz değildir. Hz. Musa ile Hz. Şuayb
arasındaki akitte ise böyle bir cehaletin olmadığı, her ne kadar ayette yer almasa
bile, gerek Hz. Musa'nın gerekse Hz. Şuayb'ın zihinlerinde yapılacak işin bölge örfü bağlamında malum olduğu belirtilmektedir.27
22 Zemahşeri, el·Keşşat c. 111, s. 400.
23 Kurtubi, el-Cami' fi Ahkômi'l-Kur'an, c. XIll, s. 267
24 Kurtubi, el-Cami' fi Ahkômi'l-Kur'an, c. XllI, s. 267
ı.> Beyzavi, Ebu Said Abdullah b. Ömer b. Muhammed, Envarü't-tenzil ve esrarü't-te'vil, Beyrut:
Daru İhyai't-Türasi'l-Arabi, 1418, c. ıv. s.175.
26 İbn Kesir, Ebü'l-Fida İmadüddin İsmail b. Ömer, Tefsiru İbn Kesir, yy: Daru't-Taybe, 1999, c. VI,
s. 227.
27 Kurtubi, el-Cômi' fi Ahkômi'l-Kur'ôn, c. XIII, s. 267
İSLAM VE YORUM 183
14. kare Akdinin Meşn1iyeti
Hz. Musa'nın "sekiz yıl hizmeti" ınehir konusuna olduğu gibi, "icare" ile ilgili
tartışmalara da dayanak teşkil etmiştir. Müçtehitler, Hz. Musa'nın sekiz yıl çalışmasının, icarenin meşrfüyet delillerinden biri olduğunu ifade etmişlerdir.28
Bazı müçtehitler, Hz. Musa'nın sekiz yıl çalışmasını, icarenin meŞrCıiyet
delili olarak nitelendirmenin ötesinde, ücretin iş . tamamlandıktan sonra
ödenebileceğinin delili olarak değerlendirmişlerdir.29
Maverdl ve Nevevi Hz. Musa ile bilge kişinin yolculuğu sırasında kendisine
hikmet verilen şahsın yıkılmak üzere olan duvarı onarmasını ifade eden "Derken
orada yıkılmaya yüz tutmuş bir duvar gördüler. Adam hemen o duvarı doğrulttu. Musa, "İsteseydin bu iş için bir ücret alırdın" dedi."30 şeklindeki ayeti de icarenin
meşrfiiyet delili olarak ifade etmektedirler. Çünkü Hz. Musa'nın "İsteseydin bu
iş için ücret alırdın." ifadesini geçersiz kılan, ücret talebini yeren bir bildirim
gelmemiştir.31
Buna göre hem Hz. Musa'nın sekiz yıl hizmet etmesi hem de bilge kişinin, yıkılmak üzere olan duvarı onarması sonrasında Hz. Musa'nın tavrı İslam
hukukçuları tarafından, icarenin meşrfüyet delilleri olarak
28 Maverdi, el-Hôvf fifiklıi'ş-Şôfi/, c. Vll, s. 388; Gazzali, Ebu Hamid Muhammed b. Muhammed, e/
VesFtfi'l-mezheb, Kahire: Daru's-Selam, 1417, c. iV, s. 153; İbn Rüşd, el-Beyan ve't-tahsfl,c. xvıı, s. 79; Kasiini, Ebü Bekir Alaeddin Ebu Bekir b. Mesud b. Ahmed, Bedôiu's-Sanôi'fi tertibi'ş-şerai: Beyrut Daru'l-Kitabi'l-Arabi, 1982, c. iV, s. 173; lbn Abdüsselam, Ebü Muhammed izzeddinAbd~laziz b. Abdüss~lam b. Ebu'l-!(asım, Kavôidü'l·ahkôm fi mesôlihi'l-enôm, Beyrut: Daru'l-Mearif, ty, c. il, s. 122; İbn Kudame, e/-Muğn/, c. VI, s. 5; Karafi, Şehabeddin Ebu'l-Abbas Ahmed b. İdris es-Senhaci, el-FurOk ev. envôru'l-burOkfi envôi'l-furOk, Beyrut: Diiru'l-Kütübi'lllmiyye, 1998, c. iV, s. 11; Zerkeşi, Şemseddjn Muhammed b. Abdullah, Şerhu'z-zerkeşF a/ô muhtasari'/-hırak/, Beyrut: Daru'l-Kütübi'l-ilmiyye, 2002.c. il, s. 177; lbnü'ş-Şıhne, Ebu'l-Velid Lisanüddin Ahmed b. Muhammed b. Muhammed Sekafi Halebi, Lisônü'/-hükkôm fi ma'rifeti'Jahkôm, Kahire: Mustafa el-Babi el-Halebi, 1973, s. 360; Şeyhizade, Damad Abdurrahman b. Muhammed b. Süleyman, Mecmaü'l-enhur fi şerhi Mü/teka'/-ebhur, Beyrut: Daru'l-Kütübi'lflmiyye, 1998, c. I, s. 512; Mustafa es-Süyüti, Metôlibü üli'n-nühô, c. 111, s. 579.
29 Nefriivl, Ahmed b. Guneym b. Salim, el-Fevôkihu'd-devônF a/ô risôleti İbn Ebf Zeyd el-Kayrevunf,
Mektebetü's-Sekiifa, ty, c.111, s. 1163; Haraşi, Ebü Abdullah Muhammed b. Abdullah el-Maliki, e/Haraşi ala Muhtasari Seyyidi Halil, Beyrut: Daru'l-Fikr, ty, c. Vll, s. 2; Savi, Ahmed b. Muhammed, Bülgatü's-sôlik li akrebi'l-mesôlik ifa mezhebi'l-İmam Mulik, Beyrut: Daru'l-Kütübi'l-İlmiyye, 1995, c. 111, s. 466.
30 Kehf 18/77.
31 Mliverdi, e/-Hôvf fi fıkhi'ş-Şôfi/, c. VII, s. 389; Kazvini, Abdulkerim b. Muhammed, Şerhu'l-azfz bi
şerhi'/-veciz, Beyrut: Daru'l-Kütübi'l-İlmiyye, 1997, s. Xll, c. 179; Nevevi, el-Mecma: c. XV, s. 5, 28.
32 Buna göre, icare akdiyle ilgili olarak yap!lacak tarih eksenli bir çalışma, İslam hukuku
kaynaklanna referansla Hz. Musa döneminden başlatılacaktır. Bl,\ndan dolayı, lslam hukukunun, bütünüyle hukuk tarihine kattığı bu derinlik, önemle vurgulanmalıdır. Ayrıca, hukukun Hz.. Musa'ya dayandırılan diğer kavranılan için de aynı yaklaşım söz konusu olmalıdır.
184 İSLAM VE YORUM
15. İcare Akdinde Ücretin Belirlenmesi
Kurtubi, yapılan icare akdi için ayette bir ücret belirlenmediğini, . ancak
belirlenen ücreti ortaya koyan rivayetlerin bulunduğunu, doğan çift renkli/ala kuzuların ücret olarak tayin edildiğini ifade etmekte; bunun ·meçhul ivaz
anlamına gel~iğini, önceki şeriatlarda meşru görülmüş olsa da Hz. Muhammed (sas) şeriatında meşru olmadığını vurgulmaktadır.33
16. Yedirme ve Giydirmenin Ücret Olarak Tayin Edilmesi
Hanbeliler, bu ayetin, yedirme ve giydirmenin, hizmet akdinde ücret olarak tayin edilebileceğinin delili olduğunu ifade etmektedirler.34
17.Akitlerdeİstisna
Razi, "İnşallah beni Salihlerden bulacaksın" ifadesi ile akdin gerçekleşmesi
konusunda şeriatlar bakımından farklılık bulunabileceğini, Hz. Şuayb şeriatında
istisna ile akdin kurulmasına müsaade edilmiş olabileceğini, bunun Hz. Muhammed şeriatı için söz konusu olmadığını belirtmektedir.35
18. Hibe Akdi
Şii tefsir yazarlarından Tôsi, sekiz yıldan sonraki iki yılın hibe olacağını
ifade etmekte,36 söz konusu ayetten hibe akdine dair sonuç çıkarmış olmaktadır.
19. Tazmin Mükellefiyeti
Kurtubi'ye göre çoban, vekil konumunda olup, herhangi bir kusuru
bulunmadan hayvanlar telef olduğunda tazmin mükellefi değildir.37
20. Teberru
Söz konusu ayet, Haı:ıefi literatüründe eşya hukuku bağlamında teberru
konusu çerçevesinde delil olarak kullanılmıştır. Nitekim Serahsi, kulların bir konuda muhayyer bırakılmalarının özünde fifkıTI (merhametin) var olduğunu
söylemekte, bu haliyle Hz. Musa'nın, Hz. Şuayb'ın kızı ile evlenmesi karşılığında
sekiz yıl hizmet etmesinin, sözleşme gereği olduğunu, buna iki yıl ilavesinin
33 el-Kurtubi, el-Cami' 1i Ahkdmi'l-Kur'iin, c. Xlll, s. 267
3-1 İbn Kesir, Tefsiru İbn Kesir, c. Vl, s. 227.
35 Razi, Ebu Abdullah Fahreddin Muhammed b. Ömer Fahreddin, Mefatihü'/-gayb, Beyrut: Daru
lhyai't-Türasi'l-Arabi, 1420, c. xxıv, s. 587.
36 Tiisi, Ebu Ca'fer Muhammed b. Hasen b. Ali, et-Tibydnji tefsiri'l·Kur'dn, Kum: Menşiiratü Zevi'l
Kurba, 1388, c. Vlll, s. 145.
37 Kurtubi, el-Cômi' li Ahkfımi'l·Kur'fın, c. XIll, s. 267
İSLAM VE YORUM 185
muhayyerlik değil; teberru olacağını, kendi gönlünden isterse iki yıl fazladan
çalışabileceğini söylemektedir.38
İbn Kesir, Zemahşeri ve Razi de Hz. Musa'nın sekiz yıllık hizmete ilave kendi tercihine kalmış iki yıllık hizmeti "teberru" olarak nitelendirmektedirler. 39
21. Vade Farkı
Evzai, blJ. ayeti vade farlonın meşruiyet delili olarak ifade etmiştir. Buna
göre satıcı, "bunu sana peşin lO'a, vadeli 20'ye sattım" dediğinde, müşteri bu
icaplardan birini kabul eder ve böylece akit sahih olur.40
22. Hac
Şii müfessirlerden Tabatabal, ayette sekiz yılı ifade etmek üzere geçen "hıcec" kelimesini tahlil ederken; bu kelimenin "hacc" kelimesinin cemisi
olduğunu, yılda bir hac yapıldığı için, sekiz yılı ifade etmek üzere "sekiz hac"
ifadesinin kullanıldığını belirtmekte; Hz. Musa ve Hz. Şuayb'ın hac ibadetini
bildiklerini söylemektedir.41 İbn Aşur da hac kavramını ekseninde benzer tahlile yer vermektedir.42
23. Şeru Men Kablena
Razi, bazı müçtehitlerin, bu ayeti hizmet akdinin mehir olarak ~ayin
edilebileceği konusunda delil aldıklarını, ancak söz konusu hükmün bizden
öncekilerin şeriatları bağlamında değerlendirilmesi gerekeceğini ve Hz.
Muhammed (sas) ümmeti için bağlayıcı olmayacağını ifade etmektedir. Razi bu değerlendirmesinin ardından, söz konusu şeriatta geçerli kurallara dair
değerlendirmeler yapmakta, bu şeriata göre kızın velisinin, nikah için bir kısım
menfaatleri şart koşmasının, herhangi bir bedelf mehir olmaksızın nikah akdedilmesinin mümkün olabileceğini veya akdin gereği olmayan şartların
· nikahı fasit hale getirmeyeceğini vurgulamaktadır.43
38 Serahsi, Şemsüddin Ebu Bekir Muhammed b. EbO Sehl, UsQ/ü's-Serahsi, Beyrut: Daru'l-Kitabi'l
llmiyye, 1993, c. 1, s. 124. 39 Zemahşeri, el-Keşşat c. ili, s. 400; İbn Kesir, Tefsiru İbn Kesir, c. VI, s. 227; Razi, Mefatilıü'l-gayb,
c. xxıv, s. 587. 40 İbn Kesir, Teftiru lbn Kesir, c. VI, s. 227.
41 Tabatabai, Muhammed Hüseyin b. Muhammed b. Muhammed Hüseyin, e/-Mfzôn fi tefsfri'l
Kur'ôn, Beyrut: Müessesetü'l-A'lemi li'l-Matbuat, 1973, c. XVI, s. 29. 42 İbn Aşiir, Teftfru't-Tahrir ve't-Tenvir, c. XX, s. 105-109.
43 Razi, Mefatihu'l-gayb, c. XXIV, s. 587.
186 İSLAM VE YORUM
24. el-Alız Bi Ekalli Ma Kile (En Az ile Amel Etmek)
Razi, ayette ifade edilen "sekiz yıl" ve "on yıl" şeklindeki iki süreden, az olanı
üzere nikahın gerçekleşeceğini, çünkü peygamberlerin de kolay o lanı tercih ettiklerini belirtmektedir.44 .
Şafiilere .nispet edilen,45 "J:i ~ Ji~ .b:. ~ı" şeklindeki ilke, zannilik
balamından aynı derecedeki birçok seçenekten, en az olanı ifade eden seçeneğe göre amel etmek anlamına gelmektedir.46
25. Farz-Tatavvu (Nafile) Ayrımı
Ayette belirtilen sekiz yıl zorunlu vazifeyi yani farzı ifade ederken; ilave iki
yıl, tatavu niteliğinde olup mükellefin iradesine kalmış bir durumu göstermektedir.47
26; Teklif-i Ma La Yütak
İbnü'l-Arabl'nin bu ayete dayalı olarak güç yetirilemeyenle mükellef olunamayacağı yönünde bir değerlendirme yaptığı görülmektedir. 48
27. İhsan
Taberi, sekiz yıllık sürenin on yıla tamamlanması Hz. Musa'nın "ihsan"ı olarak nitelendirmektedir:ı9
28. Ahde Vefa
Kızların babalarının " İnŞallah beni Salihlerden bulacaksın" ifadesi, "hoş sohbet'' "vefa" ve "hüsn-i muamele" olarak değerlendirilmiş, "inşallah"
ifadesinin aksine davranılabileceği analmına gelmediği vurgulanmışiır.50 ·
44 Razi, Mefatihu'l-gayb, c. XX!V, s. 587.
4s Süblô, EbQ Nasr Taceddin İbnü's-Sübki Abdülvehhab b. Ali b. Abdilkafi, el-İbhac fi şerhi'l-minhac ala minhaci'l-vusOl ifa ilmi'l-usOl, Beyrut: Daru'l-Kütübi'l-llmiyye, 1404, c. ili, s. 175; Razi, Muhammed b. Ömer b. Hüseyin, el-Mahsul, Riyad: Camiatü'l-imam Mumamed b. SuQd ellslamiyye, 1400, c. VJ, s. 208; Muharrem Önder, "Farklı İçtihadi Görüşlerden En Az Miktarı Esas Alma (El-Ahzu bi ekalli mil kıyle)", İHAD, 2011, 17, s.191.
46 Süblô, e/-İbhac fi Şerhi'l-Minhfic, c. ili, s. 175.
41 Kurtubi, el-Cami' fi Ahkfimi'l-Kur'an, c. Xlll, s. 267
-111 Ebü Abdullah Muhyiddin Muhammed b. Ali lbnü'l-Arabl, Tefslru'l-Kur'ani'l-Kerim, Beyrut:
Daru'l-Yakazati'l-Arabiyye, 1968.
49 Taberi, Cfimiü'l-beyan, c. XIX, s. 564.
50 Taberi, Cfimiü'l-bey{in, c. XIX, s. 564; Ebü'l-Fazl Celaleddin Abdurrahman b. Ebi Bekr Suyuti,
Celaleddin Muhammed b. Ahmed b. Muhammed eş-Şafii Mahalli, Tefsir-i Celfileyn, Kahire: Daru'Jhadis, ty .. s. 511; Şevkanl, Fethu7-Kadfr, c. IV, s. 194; Razi, Mefatihü'/-gayb, c. XXIV, s. 587; Zemahşerl, el-Keşşaf, c. ili, s. 400.
İSLAM VE YORUM 187
29. Kemal Derecesi
el-Bakli tasawufi tefsir niteliğindeki eserinde, Hz. Şuayb'ın, nübüwet
nuruyla Hz. Musa'nın sekiz yılda kemale ereceğini gördüğünü, bundan dolayı sekiz yılın yeterli olacağı yönünde beyanatta bulunduğunu, ancak on yıll ık nefis
terbiyesinin kemalü'l-kemaı olacağını, bundan dolayı dilerse on · yıla
tamamlayabileceğini ifade ettiğini vurgulamaktadır.sı
30. Mükaieme Derecesi
Sekiz yıl, sonu Yüce Allah ile mükaleme/konuşma olan, sekiz ayrı
eğitim/nefis terbiyesi aşamasıdır. Sonraki iki sene ise Zat-ı ilahide fena ve hakikatle bekadır. On yıl, Hz. İbrahim'in tamamladığı ve insanlığa imam Jalındığı
on makamdır.52
Ele aldığımız ayetle ilgili akitlerden nefis terbiyesine geniş bir konu
yelpazesinin ele alındığı müşahede edilmektedir. Akitler kapsamında özellikle nikah akdi çerçevesinde aynnnlı meseleler, icare akdi ile ilgili konular, hibe akdi,
teberru, şeru men kablena, en az ile amel etme, teklif-i ma ıa yutak, kemal
derecesi, mükfileme mertebesi konuları bu ayete dayalı olarak tahlil ediİmiş; böylece hayat olaylarına dönük çözümler üretilmeye çalışılmıştır.
Sonuç
Yukarıdaki ayet ekseninde yapılan yorumların tutarlılığı, geçerliliği vs. bir yana, bir ayet üzerinden bu kadar farklı konunun ele alınmış olması, sırf
yorumlama faaliyeti bağlamında izah edilebilecek bir durum değildir.
Bu durum, yorumun bir amaç değil araç olduğunu ortaya koymaktadır.
Günümüzde yorumun bir amaç haline geldiği, farkl ı bir yorum ortaya koymuş olmak için yorumların yapıldığı dikkate alındığında; çağımızdaki din eksenli
yo~um faaliyeti ile klasik dönem yorum faaliyeti arasında ortaya konan çabanın
"tabian itibariyle" farklılık arz ettiği görülür.
Dil ve manbk gibi, yorum da klasik algıda, araç olarak kabul edilmiş,
yorumlama faaliyeti, nasslan anlamanın ve hayat olaylarına çözüm üretmenin
mekanizması olarak görülmüştür.
Yukarıda meali verilen ayet ekseninde çokça yorumun yapılmış olması da bunu göstermektedir. Ulema, sorunlarına çözüm bulmak için adeta ayetlerin her
harfinden bir mana tespit etmeye çalışmış, bir ayetle birçok probleme çözüm
üretme arayışı içine girmiştir.
51 el-Bakli, Ebu Muhammed Sadreddin Ruzbihan b. Ebi Nasr, Arôisü'/-beyôn fi hakôiki'l-Kur'an,
Beyrut: Darü'l-Kütübi'l-İlmiyye, 2008.
52 İbnü'l-Arabl, EbQ Abdullah Muhyiddin Muhammed b. Al!, Tefsiru'l-Kur'ôni'l-Kerlm, Beyrut:
Darü'l-Yakazati'l-Arabiyye, 1968.
188 İS LAM VE YORUM
Müçtehitlerin gayesi mücerret ilmi tecessüsten kaynaklanmak üzere, farklı
bir yorum ortaya koymaktan ziyade, Kur'an ve sünnet ekseninde bir hayat ve
medeniyet inşa etmek olmuş; bu gaye doğrultusunda, yorum amaç değil araç
olarak konumlandırılmak suretiyle içtihat ameliyesi cereyan ettirilmiştir.
KAYNAKÇA
Bakli, Ebu Muhammed Sadreddin Ruzbihan b. Ebi Nasr, Araisü'l-beyiinfi hakôiki'lKur'an, Beyrut: Darü'l-Kütübi'l-İlmiyye, 2008.
Beyzavi, Ebu Said Abdullah b. Ömer b. Muhammed, Envarü't-tenzil ve esrarü't-te'vil, Beyrut: Daru İhyai't-Türasi'l-Arabi, 1418.
Burhanpurlu Şeyh Nizam, el-Fetava'l-Hindiyye, Alemgiriyye: Daru'l-Fikr, 1991. Ebu İshak Burhaneddin İbrahim b. Muha.mmed İbn Müflih, e/-Mübdi' şerhu'/-muknf:
Riyad: Daru Aıemi'l-Kütüb, 2003. Gazzali, Ebu Hamid Muhammed b. Muhammed, el-Vesltfi'l-mezheb, Kahire: Daru's
SeJam, 1417. Haraşi, Ebu Abdullah Muhammed b. Abdullah el-Maliki, el-Haraşi ala Muhtasar/
Seyyidi Halil, Beyrut: Daru'l-Fikr, ty. İbn Abdüsselam, Ebu Muhammed izzeddinAbdulaziz b. Abdüsselam b. Ebu'l-Kasım,
Kaviiidü'l-ahkam fi mesalihi'l-enam, Beyrut: Daru'l-Mearif, ty. İbn Abidin, Hiişiyetü reddi'l-muhtiir ale'd-dürri'l-muhtô.r şerhu tenvfri'/-ebsô.r,
Beyrut: Daru'I-Fikr, 2000. İbn Aşar, Muhammed Tahir, Tefsfru't-Tahrfr ve't-Tenvfr, Tunus: ed-Daru't
Tfinusiyye, 1984. İbn Kudame, Abdullah b. Ahmed, e/-Muğnf, Beyrut: Daru'l-Fikr, 1405. · İbn Rüşd, Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed, el-Beyan ve't-tahsfl ve'ş-şerh ve't-tevcfh
ve't-ta'lfl li mesô.i/i'l-müstahrece, Beyrut: Daru'l-Garbi'l-İsJami, 1988. İbn Kesir, Ebü'l-Fida İmadüddin İsmail b. Ömer, Tefsiru İbn Kesir, yy: Daru't-Taybe,
1999. İbnü'l-Arabi, Ebu Abdullah Muhyiddin Muhammed b. Ali, Tefsfru'l-Kur'ô.ni'l-Kerfm,
Beyrut: Darü'l-Yakazati'l-Arabiyye, 1968. · · İbnü'ş-Şıhne, Ebu'l-Velid Lisanüddin Ahmed b. Mufüiıiımed b. Muhammed Sekafi · ·
Halebi, Lisanü'l-hükkamfi ma'rifeti'/-ahkôm, Kahire: Mustafa el-Babi elHalebi, 1973.
Karafı, Şehabeddin Ebu'l-Abbas Ahmed b. İdris es-Senhaci, el-Furük ev envô.ru'/biırük jf envô.i'l-furük, Beyrut: Daru'l-Kütübi'l-İlmiyye, 1998.
Kasani, Ebu Bekir Alaeddin Ebu Bekir b. Mesud b. Ahmed, Bedaiu's-Sanô.i'fi tertfbi'ş-şerai: Beyrut: Daru'l-Kitabi'l-Arabi, 1982.
Kazvini, Abdulkerim b. Muhammed, Şerhu'l-azfz bi şerhi'l-vecfz, Beyrut: Daru'I. Kütübi'l-İlmiyye, 1997.
Kurtubi, Ebu Abdullah Muhammed b. Ahmed, el-Cami' li Ahkami'l-Kur'ô.n, Mısır: Daru'l-Kütübi'l-Mısriyye, 1964.
Mansur b. Yunus b. Selahaddin el-Buhuti, Keşşafü'/-kına' an metni'l-ikna: Beyrut: Daru'l-Fikrı 1402.
Maverdi, Ebu'l-Hasan Ali b. Muhammed b. Muhammed b. Habib, el-lfô.vlfifikhi'ş-Şô.fif, Beyrut: Daru'l-Kütübi'l-İlmiyye, 1994. .
Mustafa es-SüyOti, Sa'd b. Abduh, P{etfilibü üli'n-nühı1 fi şerhi gôyeti'l-müntehd, Dimeşk: el-Mektebetü'l-İslami, 1961. ·
İSLAM VE YORUM 189
Nefravi, Ahmed b. Guneym b. Salim, el-Fevakihu'd-devanf ala risaleti İbn Ebf Zeyd elKayrevanf, Mektebetü's-Sekafa, ty.
Nevevi, Ebu Zekeriyya Muhyiddin Yahya b. Şeref, el-Mecmu' şerhi'l-mühezzeb, Beyrut: Darü'l-Fikr, ty.
Razi, Ebu Abdullah Fahreddin Muhammed b. Ömer Fahreddin, Mefatihü'l-9ayb, Beyrut: Daru İhyfü't-Türasi'l-Arabl, 1420.
Sav!, Ahmed b. Muhammed, Bülgatü'Halik fi akrebi'l-mesalik ifa mezhebi'l-İmam Malik, Beyrut: Daru'I-Kütübi'l-İlmiyye, 1995.
Serahsl, Şemsüddin Ebfı Bekir Muhammed b. Ebfı Sehl, el-Mebsut, Beyrut: Daru'lFikr, 2000.
Serahsl, Şemsüddin Ebu Bekir Muhammed b. Ebfı Sehl, Usulü's-Serahsf, Beyrut: Daru'l-Kitabi'l-ilmiyye, 1993.
Şevkani, Ebu Abdullah Muhammed b. Ali b. Muhammed el-Havlani, Fethu'l-Kadfr, Dimeşk: Daru İbn Kesir, 1414.
Şeyhizade, Damad Abdurrahman b. Muhammed b. Süleyman, Mecmaü'/-enhur fi şerhi Mülteka'l-ebhur, Beyrut: Daru'l-Kütübi'l-İlmiyye, 1998.
Şiraz!, Ebu İshak İbrahim b. Ali b. Yusuf, el-Mühezzeb fi fikhi'l-İmam eş-Şafii, Beyrut: ty.
Tabatabfü, Muhammed Hüseyin b. Muhammed b. Muhammed Hüseyin, el-Mizan fi tefsfri'/-Kur'an, Beyrut: Müessesetü'l-A'lemi li'l-Matbuat, 1973, c. XVI, s. 29.
Taberi, Ebfı Cafer İbn Cerir Muhammed b. Cerir b. Yezid, Camiü'/-beyan fi tefsiri'lKur'an, Beyrut: Müessesetü'r-Risale, 2000.
Tfısl, Ebu Ca'fer Muhammed b. Hasen b. Ali, et-Tibyanft tefsiri'l-Kur'an, Kum: Menşuratü Zevi'l-Kurba, 1388.
Zemahşerl, Ebü'l-Kasım Carullah Mahmud b. Ömer b. Muhammed, el-Keşşaf an hakaiki gavamizi't-tenzil ve uyuni'/-ekavil fi vücühi't-te'vil, Beyrut: Daru'lKitabi'l-Arabl, 1407.
Zerkeşl, Şemseddin Muhammed b. Abdullah, Şerhu'z-zerkeşf alfi muhtasari'l-hırakf, Beyrut: Daru'l-Kütübi'l-İlmiyye, 2002.
Zeylal, Fahreddin Osman b. Ali, Tebyfnü'/-hakaik şerhu kenzi'd-dekaik, Kahire: Daru'l:Kütübi'l-İslfıml, 1313.