osmanlilar dÖneminde gayr-i müslim bir islam hukukÇusu: sava (Ö. 190 1), eserleri islam hukukuna...

22
islam Hukuku Dergisi, 6, 2005, s.93-114 OSMANLilAR DÖNEMiNDE GAYR-i MüSLiM BiR isLAM HUKUKÇUSU: SAVA (Ö. 190 1), ESERLERi isLAM HUKUKUNA DAiR Prof. Dr. Ferhat KOCA* Abstract In the OUomans Period A Non Muslim lsiamic jurist: Sava Pasha (Savvas Pacha), His Life, Books and Opinions islamic law In this article we will give detailed information about Sava Pasha (Savvas Pacha) who is originly Grek, a non Müslim governor and minister of foreign affairs of Ottomans, and a general outlook for the views of him in the field of lslamic legal theory. Key words: Sava Pasha (Savvas Pacha), Ottomans, lslamic jurisprudence, lslamic law history, AbO Hanifa. L SAVA HAYATI Sava kaynaklarda bilgiler bulun- Bu konuda en derli-toplu bilgiler, onun Hukuku Nazari- Bir Etüd eserini bir Türkçe'ye tercüme eden Baba geçen eserin "Mütercimin ifadesi" mukaddimesinde yer Mütercim Baha üzerine, eski milletvekillerinden Arif Güngör'ün göre; Sava Doktor Sava Efen- dinin tarihi ve devlet hizmetine tarih bilgi Onun ismine, ilk defa 1286 (1870) tarihli Devlet salname- sinde (Girit) olarak Bu rütbesi Rumeli Beylerbeyi payesindedir. Bu rütbe, sürede elde edilemeyen bir rütbe için Sava söz konusu tarihten çok önce devlet hizmetine söylenebilir. 1291 (1875) senesi salnamesinde de Sava ismi yine memuriyet için, geçen sürede görevde 1291-1294 (1875-1878) ait salnamelerde Sava tan bul'da Mekteb-i Sultani Gazi ünv., Çomm ilahiyat Fakültesi, e-mail: [email protected]; [email protected]

Upload: mmehmet123

Post on 05-Feb-2016

13 views

Category:

Documents


0 download

DESCRIPTION

2005_6_KOCAF

TRANSCRIPT

Page 1: OSMANLiLAR DÖNEMiNDE GAYR-i MüSLiM BiR isLAM HUKUKÇUSU: SAVA (Ö. 190 1), ESERLERi isLAM HUKUKUNA DAiR GÖRÜŞLERi

islam Hukuku Araştırınaları Dergisi, Sayı: 6, 2005, s.93-114

OSMANLilAR DÖNEMiNDE GAYR-i MüSLiM BiR isLAM

HUKUKÇUSU: SAVA (Ö. 190 1), ESERLERi

isLAM HUKUKUNA DAiR GÖRÜŞLERi

Prof. Dr. Ferhat KOCA*

Abstract

In the OUomans Period A Non Muslim lsiamic jurist: Sava Pasha (Savvas Pacha),

His Life, Books and Opinions Aboııt islamic law

In this article we will give detailed information about Sava Pasha (Savvas Pacha) who

is originly Grek, a non Müslim governor and minister of foreign affairs of Ottomans, and

a general outlook for the views of him in the field of lslamic legal theory.

Key words: Sava Pasha (Savvas Pacha), Ottomans, lslamic jurisprudence, lslamic law

history, AbO Hanifa.

L SAVA PAŞA'NIN HAYATI

Sava Paşa'nın hayatı hakkında kaynaklarda ayrıntılı bilgiler bulun­mamaktadır. Bu konuda en derli-toplu bilgiler, onun İslam Hukuku Nazari­yatı Hakkında Bir Etüd adlı eserini başarılı bir şekilde Türkçe'ye tercüme eden Baba Arıkan'ın adı geçen eserin girişinde yazdığı "Mütercimin ifadesi" başlıklı mukaddimesinde yer almaktadır.

Mütercim Baha Arıkan'ın isteği üzerine, eski İzmir milletvekillerinden Arif Güngör'ün yaptığı çalışmaya göre; Sava Paşa, Yanyalı Doktor Sava Efen­dinin oğludur. Doğum tarihi ve devlet hizmetine girdiği tarih hakkında bilgi edinilememiştir. Onun ismine, ilk defa 1286 (1870) tarihli Devlet salname­sinde İsfakya (Girit) mutasamfı olarak rastlanmaktadır. Bu sırada rütbesi Rumeli Beylerbeyi payesindedir. Bu rütbe, Osmanlılarda kısa sürede elde edilemeyen bir rütbe olduğu için Sava Paşa'nın söz konusu tarihten çok önce devlet hizmetine girdiği söylenebilir. 1291 (1875) senesi salnamesinde de Sava Paşa'nın ismi bizasında yine aynı memuriyet gösterildiği için, geçen beş yıllık sürede aynı görevde kaldığı anlaşılmaktadır. 1291-1294 (1875-1878) yıllarına ait salnamelerde Sava Paşa 'nın adı İs tan bul'da Mekteb-i Sultani

Gazi ünv., Çomm ilahiyat Fakültesi, e-mail: [email protected]; [email protected]

Page 2: OSMANLiLAR DÖNEMiNDE GAYR-i MüSLiM BiR isLAM HUKUKÇUSU: SAVA (Ö. 190 1), ESERLERi isLAM HUKUKUNA DAiR GÖRÜŞLERi

94 Prof. Dr. Ferhat KOCA

(Galatasaray Lisesi) Müdürü olarak geçer. 1294 (1878) tarihinde kendisine Vezaret rütbesi verilen Sava Efendi artık kaynaklarda Sava Paşa adıyla anıl­maya başlamıştır. Bundan sonra sırasıyla, 1294'te (1878) Nafia Nazırı (Ba­yındırlık Bakanı), 1295'de (1879) Cezayir-i Bahri Sefid Valisi, 1296'da (1880) Hariciye Müsteşarı, aynı yıl Hariciye Nazırı (Dışişleri Bakanı), 1301'de (1885) Nafıa komisyonu üyesi, 1303'de (1887) Girit valiliği görevlerinde bulunmuş­tur. 1305-1316 ( 1889-1900) senelerine ait salnamelerde ise Sava Paşa'nın adına "Girit Valiliğinden munfasıl" kaydının ilave edildiği görülür. Bu kayıt­lardan, Sava Paşa'nın yaklaşık on iki yıl devlet hizmetinde açıkta kaldığı anlaşılmaktadır. 1317 ( 1901) yılına ait salnarnede ise Sava Paşa'nın ismin e rastlanmamaktadır. 1 Mütercim Baha Arıkan, Sava Paşa'nın adının söz konu­su devlet salnarnede geçmemesinden hareketle, onun 13 ı 7 ( 190 ı) yılında Paris'te vefat ettiğini ileri sürmüştür.2

Türk kültür ve edebiyat tarihçisi İbnülemin Mahmud Kemal Bey'in (ö. 1377/1957) derlediği bilgilere göre ise, Sava Paşa eğitimine Mekteb-i Tıbbi­ye'de başlamıştır. Ancak, onun bu okulu bitirdiğine dair herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Hayatı boyunca hiç evlenmeyen Sava Paşa, Rıza Paşa'nın Adiiye Nazırlığı sırasında kiliselerle ilgili bir konuda gücenmiş ve Osmanlı ülkesini terk ederek Fransa'ya göçmüştür. Paris yakınlarında bulunan Neuilly'e yerleşen Sava Paşa, İstanbul'daki şahsi kütüphanesini de Fransa'ya götürmüş ve ölümünden sonra bu kütüphane bir Fransız'a kalmıştır. Sava Paşa'nın kız kardeşi, Edirne vali muavinliği görevinde bulunmuş olan Papadoplos Efendi ile; yeğeni ise Tarih-i Osmani Encümeni üyelerinden İs­kender Hoçi Efendi ile evli idU

Sava Paşa islam Hukuku Nazariyatı Hakkında Bir Etüd adlı eserinde İslam hukukuyla ilgili hocaları ve okuduğu eserler hakkında bilgi verirken, İbrahim el-Halebi'nin (Ö. 956/1549) Mülteka'l-ebhur ve Molla Büsrev'in (ö. 885/1480) Dürer'ini okuduğunu anlatmaktadır. O, İslam hukuku nazariyatıy­la ilgili konularda karşılaştığı çeşitli güçlükleri değerli hocalarının katkıları ve özellikle de hususi olarak kendisinden ders aldığı, İbrahim Paşa Medresesi müderrislerinden Kütahyalı Nuri Efendi'nin yardımları sayesinde aşmıştır. Sava Paşa'nın yukarıda adı geçen eserinde, Molla Büsrev'in Osmanlı medre­selerinde usul-i fıkıh ders kitabı olarak okutulan Miratü'l-usul adlı kitabı ile Ebu Said el-Hadimi'nin (1176/1762) Mecdmiu'l-hakdyzk'ını özetlediğini, Fahrü'l-İslam Pezdevi'nin (ö. 482/1089) Mendbiu hukuk adlı eserini temel kaynak olarak kullandığını 4 hatta hacası Kütahyah Nuri Efendi'den üç yıl süreyle Miratü'l-usul'ü okuyup istenoğrafi ile Türkçe olarak yazdığım, yine aynı hocanın. hukuk nazariyatıyla ilgili matbu olmayan muhtasar eserini

Sava Paşa, islam HukukuNazariyatı Hakkmda Bir Etüd (tre. Baha Arıkan), Ankara 1955, Yeni Matbaa, I, IV-V (mütercimin ifadesi). Sava Paşa, a.g.e., I, VI (mütercimiıı ifadesi). Sava Paşa, a.g.e., 1, VI-VIII (mütercimin ifadesi). Sava Paşa, a.g.e., ı, 18-19.

Page 3: OSMANLiLAR DÖNEMiNDE GAYR-i MüSLiM BiR isLAM HUKUKÇUSU: SAVA (Ö. 190 1), ESERLERi isLAM HUKUKUNA DAiR GÖRÜŞLERi

Osmanlılar Döneminde Gayr-i Müslim Bir islam Hukukçusu: Sava ~aşa ... 95

bizzat hocasırrdan imla ettiğini5 hatırladığımız zaman, onun, Osmanlı medre­selerinde okutulan geleneksel fıkıh ve fıkıh usulü kitaplarını okuduğu ve bu konuda geniş bir birikime sahip olduğu söylenebilir.

II. ESERLERİ

1. i:tude sur la Theorie du Droit Musulman, I-II, (Paris 1892, 1902, Marchal et Billard Editeurs). Bu eser, Baha Arıkan tarafından İslam Hukuku Nazarfyatz Hakkında Bir Etüd 1-11 adıyla Türkçe'ye tercüme edilmiş ve Diya­net İşleri Başkanlığı tarafından neşredilmiştir (Ankara 1955, Yeni Matbaa).

2. Le Droit Musulman Explique (Paris 1896, Marchal et Billard Editeurs). Bu eser M. Ignace Goldziher'in İslam hukukuyla ilgili bir makale­sine cevap olarak yazılmıştır (söz konusu makale için bk. Le Byzantinische Zeitschrjft, II/2, s. 317-325, 1893). Sava Paşa, İslam Hukuku Nazarfyatz Hakkında Bir Etüd adlı eserinin ikinci cildinin önsözünde, bu kitabından bahsetmekte ve burada, gücünün yettiği kadar İslam hukukunu doğru-dürüst bir şekilde aksettirmeye çalıştığını belirtmektedir.6

3. Le Tribunal Musulman (Paris 1902, XII+ ıso sayfa, Marchal et Billard Editeurs). İslam yargı teşkilatıyla ilgili bir eserdir.

Etude sur la Theorie du Droit Musulman'ın mütercimi Baha Arıkan, bu tercümeye yazdığı mukaddimede, Sava Paşa'nın Methode de Droit Musulman isimli bir kitabından bahsederek, bu eserin birinci cildinin Selanikli Abdurrahman Adil Bey tarafından Türkçe'ye tercüme edildiğini, ancak adı geçen tercümenin Tetkik-i Müellefat-ı Şer'iyye reisliği tarafından "Nakilleri görülmeden ve kütüb-i fıkhiyyede mahalleri tetkik edilmeden neşrine müsaa­de olunamaz" dendiği için neşredilemediğini söylemektedir. 7 Biz bu eserin ayrı bir kitap olmayıp, Baha Arıkan'nın İslam Hukuku Nazariyatz Hakkında Bir Etüd adıyla tercüme ettiği Etude sur la Thiorie du Droit Musulman oldu­ğunu zannediyoruz.

Sava Paşa'yı İslam hukuku alanında meşhur eden kitabı ise, yukarıda adı geçen iki ciltlik İslam Hukuku Nazarfyatz Hakkında Bir Etüd isimli eseri­dir. Bu sebeple, söz konusu kitabın içeriği, kaynakları, metodu, yazılı ş amacı, tarafsızlığı ve hakkında yapılan değerlendirmeleri ayrıntılı bir şekilde ele almak istiyoruz.

Eserin içeriği. Eserin birinci cildi iki fasıldan meydana gelmektedir. Bi­rinci fasılda İslam hukuk tarihiyle ilgili bilgilere, ikinci fasılda ise İslam hu­kuk mevzuatının tanımı ve bu çerçevede nazari ve felsefi bilgilere yer veril­miştir. İkinci cilt ise, önce İslam hukuku nazariyatının (usül-i fıkıh) tanımı ve şer'i deliller hakkında genel bir girişle başlamaktadır. Bu girişi daha sonra

Sava Paşa, a.g.e., 1, 117. Sava Paşa, a.g.e., II, 9. Sava Paşa, a.g.e., 1, VI (mütercimin ifadesi).

Page 4: OSMANLiLAR DÖNEMiNDE GAYR-i MüSLiM BiR isLAM HUKUKÇUSU: SAVA (Ö. 190 1), ESERLERi isLAM HUKUKUNA DAiR GÖRÜŞLERi

96 Prof. Dr. Ferhat KOCA

iki ana kitap (bölüm, maksad) takip eder. Birinci kitapta (maksadü'l-evvel) Kuran, sünnet ve naslann yorumlanması sırasında karşılaşılan ortak sorun­lar çerçevesinde lafızlar, icma, kıyas; ikinci kitapta (maksadü's-sani) ise şeri hükümler, hakim ve hükme konu olan mükellefin fiilleri incelenmiştir.

Kaynakları. Müellif bu eseri yazarken özellikle Molla Büsrev'in Miratü'l-usOl'ü ile Hadimi'nin Mecamiu 'l-halcô.yık'ından geniş bir şekilde

yararlanmış, hatta kitabın büyük bir kısmının bu iki eserden hulasa edildiği­ni bizzat kendisi itiraf etmiştir. 8 Ayrıca eserde, Fahru'l-İslam Pezdevi'nin Menabiu hu!?.uk9 adlı kitabı ile daha geniş boyutlardaki çeşitli usul kitapları­na da müracaat edilmiştir. 10 Bu arada, Sava Paşa, eserinin birinci cilt, ikinci faslında, "Nazari: Malumatın Esasları" başlığı altında anlatılan, varlıklarla (mevcudat) ilgili felsefi-kelami bilgilerin tümünün, hacası Kütahyalı Nuri Efendi'nin Hanefi kelam kitaplarından istihraç ettiği bilgilere dayalı olduğu­nu belirtmiştir. 11 Yine Sava Paşa, hacası Kütahyalı Nuri Efendi'nin hukuk nazariyatıyla ilgili dersler sırasında kendilerine imla ettirdiği basılmamış

eserinden birçok sayfalann da bu kitabın ikinci cildinde görüleceğini söyle­miştir.12

Metodu. Genel olarak usul-i fıkıh kitaplarında, hukuk nazariyatıyla il­gili felsefi tartışma ve konular ile imamların usule dair vazettikleri genel hukuk kurallan kanşık bir halde ele alınırken, Sava Paşa bu eserinde söz konusu felsefi tartışmalar ile genel hukuk ilkelerini birbirinden ayırarak,

özellikle felsefi tartışmalan eserin birinci cildinde, "Esasa Ait Nazari Malu­mat" başlığı altında toplamıştır. 13 Ayrıca eser, mütercim Baha Arıkan'ın da işaret ettiği gibi, İslam Hukukunun doğuş ve kuruluş safhaları ile esaslarını tamamıyla Avnıpalı bir tasnif usulü ile anlatmaya, parça parça bilinen konu­ları birbirine ustaca raptederek bir bütün oluşturmaya ve bütün olarak islam hukukunun fotoğrafını çekmeye gayret etmiştir. Ayrıca, Sava Paşa'nın bu kitabı tamamen traite yani bir ders kitabı mahiyetindedir. Tarihte, Türklerin bile eserlerini Arapça olarak kaleme aldıklan fıkıh usulü alanında, Sava Pa­şa'nın XIX. Asrın sonlannda Fransızca yazdığı bu kitap, İslam hukuku naza­riyatı hakkında araştırma yapmak isteyen Batılı hukukçular ve hukuk öğren­cileri için önemli bir kaynaktır. 14

Yazılış amacı. Sava Paşa bu kitabı yazmaktaki amaçlarını anlatırken, ilk gayesinin, İslam hukukunun ilmi cephesini gerek ülkemizde ve gerekse yabancı ülkelerde bulunan öğrencilere kolaylaştırmak olduğunu, bu sebeple de onun, islam hukukunun güç zannedilen, ancak Türkiye'de ve Türkiye dı-

Sava Paşa, a.g.e., I, 19. Sava Paşa, a.g.e., ı, 90.

10 Sava Paşa, a.g.e., ı, 19. 11 Sava Paşa. a.g.e., I, 129, dipnot. Nr. \. 12 Sava Paşa, a.g.e., ı, 117. 13 Sava Paşa, a.g.e., I, 20. 14 sava Paşa, a.g.e., ı, II-IV (mütercimiıı ifadesi).

Page 5: OSMANLiLAR DÖNEMiNDE GAYR-i MüSLiM BiR isLAM HUKUKÇUSU: SAVA (Ö. 190 1), ESERLERi isLAM HUKUKUNA DAiR GÖRÜŞLERi

Osmanlılar Döneminde Gayr-i Müslim Bir islam Hukukçusu: Sava Paşa ... 97

şında avukatlık ve hakimlik yapmak isteyenlerin bilmeleri zaruri olan bilgile­ri kolaylaştıracağını söyler. 15

Sava Paşa'ya göre, eserin yazılışının bir diğer amacı da Türkiye'de yük­sek tahsil işini idare edenlere, özellikle kanun maddelerine inhisar eden İs­lam hukuku tedrisatının yalnızca yetersiz olduğunu değil, aynı zamanda böyle bir eğitim metodunun zararlı olduğunu da hissettirmektir. Bu konuda o, sert sayılabilecek bir üslupla şunları söyler:

"İslam hukuku mabedinin kapısını açacak olan anahtar, hukuk nazari­yatıdır. İlk önce öğrenilmesi lazım gelen hukuk nazariyatı bilinmeden, kanun metinlerinin öğretilmesi talebeyi, memba ve esbabı öğretilmeden uzun uzun kanun maddelerini ezberlemeye mahkum etmektir. Kanun tatbikatını, hukuk nazariyatını bilmeyen ellere tevdi etmek, adalet kudretini makineleştirmek ve işgal ettiği mevkiden indirerek alelade bir işçinin eline tevdi etmek suretiyle, bu asil hüküm ve hakim mesleğini cehlin koynuna atmak demektir. "16

Sava Paşa'yı böyle bir fıkıh usulü yazmaya iten sebepler, sadece kendi döneminde yapılan yetersiz veya yanlış İslam hukuk eğitim ve öğretimi de­ğildir. En az bu sebepler kadar, bir takım ideolojik ve siyasi sebepler de bu­lunmaktadır. Sava Paşa bu sebepleri anlatırken, İslam'ın Batıda nispeten az araştırılmış bir din olduğunu, bu dinin tamamlayıcı bir cüzü olan İslam hu­kukunun ve özellikle de onun nazariyatının tam bir şekilde bilinernediğini ve İslam hukukunun felsefesini teşkil eden bu bölümün yeterli derecede Avrupa aydınlarının dikkatini çekemediğini, hatta bizzat kendisinin de bu konuda yeterli bilgiye sahip olmadığını ve bu yüzden de Batıda yaygın bulunan, 'İs­lam hukukunun Roma hukukunun tadil edilmiş bir cüzü olduğu'na dair iddi­aya katıldığını söylerY İslam hukukunun kaynakları ve tarihi hakkında doğ­ru bilgilere sahip olmayanların böyle bir iddiayı ileri sürmelerinin mazur görülebileceğini ifade eden Sava Paşa18 , kendisinin bu eserde, "beşeriyetin mühim bir kısmını teşkil eden bir kitlenin tanıdığı ve mutlak surette itaat ettiği bir kanunun esasını göstermeye ve mantığını izah etmeye çalışılaca­ğı"nı belirtmiştir. 19

Medeni gelişme ve hakikatierin İslam dini ile telif edilmesinin gereklili·· ği üzerinde ısrarla duran Sava Paşa bu konuda şunları söylemektedir:

"Müslüman milletierin istikbalini temin ve onlara nmasır medeniyet muvacehesinde büyük terakkiler sağlamak için yegane yol, hukuktan başla­yarak bütün medeni hakikatleri esasat-ı Muhammediyye ile telif edebilmek­ten ibarettir."

15 Sava Paşa, a.g.e., ı, 13. 16 sava Paşa, a.g.e., ı, 14. 17 sava Paşa, a.g.e., ı, 9-10. " Sava Paşa, a.g.e., ı, 10. '" Sava Paşa, a.g.e., ı, ı.

Page 6: OSMANLiLAR DÖNEMiNDE GAYR-i MüSLiM BiR isLAM HUKUKÇUSU: SAVA (Ö. 190 1), ESERLERi isLAM HUKUKUNA DAiR GÖRÜŞLERi

98 Prof. Dr. Ferhat KOCA

"Bu zarureti kabul etmemek, adedi günden güne tezayüd eden bahis mevzu muazzam beşer kitlesi aksarnı için medeniyeti iktidarsızlığa mahkum etmek, Hıristiyan metbularla Müslüman tabiler arasında aşılması imkanı olmayan bir set vücuda getirmek demektir. Bunun en bariz misali, bugüne kadar İslam milletlerine, Garp idare ve hukukiyatının bariz bir şekilde kabul ettirUmemiş olması keyfiyetidiL Yine, tekrar edelim ki, Müslümanlar, Garbın gıpta nazarıyla bakacağı bir mukavemet fikrine maliktirler. Tevekkül ve tes­lim içerisinde kendilerini idare edenlere tabi olmakta, fakat onların kendile­rine is ale uğraştıkları terakki ve medeniyetten nefret etmektedirler. "20

"İslamiyet ile telifi kabil olduğu kendisine ispat edildiği andan itibaren Müslüman, Garp ilimlerini bütün neticeleriyle kabul edecektir. İslam huku­kunun usul kaidelerine tevfikan vaki olacak bu ispat keyfiyeti vücuda gelir gelmez, o ilim ister Pekin'den ister Paris'ten gelmiş olsun, Müslüman bunu kabule mecbur olacak ve bu ilimden azami İstifadeyi temin etmediği takdir­de, büyük bir günah ile muateb bulunacağına iman eyleyecektir. Hz. Mu­hammed'e göre, bir hakikat-i ilmiy~nin Müslüman, Hıristiyan veya müşrik alimlerden sudur etmesinde bir fark mevcut değildir. Yeter ki, bu hakikat-i ilmiye İslam akidelerine tevafuk etmekte bulunsun. Bu halde, o ilmi hakikate her hakiki mürnin vicdanının riayeti mecburi olur. "21

"Mütemeddin memleketler lüzumsuz yere, vicdanlarını kaybetmek pa­hasına, Müslüman ruhunu aşağı görmek suretiyle kinle doldurmaktan tevak­ki etmelidirler. Zihinlerin böyle vahim bir hale getirilmesine niçin müsaade edilmeli? Böyle bir halin en arneli ve basit ilacı, kezalik Avrupa medeniyeti­nin girmek istediği Asya ve Afrika kıtalarında istikbalde de böyle vahim bir hali önlemenin yegane tedbiri, Müslümanlara kabul ettirilmek istenilen Av­rupa kanunlarının İslamlleştirilmesinden ibarettir. "22

Böylece Sava Paşa, bu kitabı yazarken, İslam hukukunun daha kolay ve daha yararlı bir şekilde öğretilmesini amaçladığı gibi, Batılıların sömürge­leri altında bulunan İslam toplumlarını daha kolay idare edilebilmeleri ve genel olarak Müslümanların Batı medeniyetine yaklaştırılabilmeleri için İs­lam hukukunun ve bu çerçevede İslam hukuk nazariyatının (usul-i fıkıh) bilinmesine ihtiyaç olduğunu ve kendisinin bu ihtiyacı karşılamak gibi pragmatik bir amaçla işbu eseri yazdığım açık bir şekilde ifade etmektedir.

Tarafsızlığı: Sava Paşa hem bu hem de Le Droit Musulman Explique adlı eserini yazarken, gücüyettiği kadar İslam hukukunu "doğru dürüst ola­rak" aksettirmeye çalışacağını söyler23 ve kendisinin Rum asıllı bir Hıristiyan olması sebebiyle, İslam dini ve hukuku hakkında taraflı davranabileceği en­dişelerine karşı açıkça şunları söylemektedir:

20 sava Paşa, a.g.e., II, 3. 21 Sava Paşa, a.g.e., ll, 5. 22 Sava Paşa, a.g.e., II, 6. " Sava Paşa, a.g.e., II, 9.

Page 7: OSMANLiLAR DÖNEMiNDE GAYR-i MüSLiM BiR isLAM HUKUKÇUSU: SAVA (Ö. 190 1), ESERLERi isLAM HUKUKUNA DAiR GÖRÜŞLERi

Osmanlılar Döneminde Gayr-i Mlıslim Bir islam Hukukçusu: Sava Paşa.. 99

"Bu, bize karşı bir haksızlık olacağı gibi, tamamıyla dini ve siyasi mü­lahazalara yer vermeyen mesaimize de b1taraflıkla telifi kabil olmayan bir hüküm olmuş olur. Bizce, bütün dinler hürmete layıktır ve biz, hem-nevimizi, itikat ve dinleri ne olursa olsun, aynı şekilde severiz. Bunu, bütün hayatımız, ispata kafi bulunmakla iftihar duymaktayız. Bütün tecrübemiz dini politika­ya karıştırmanın fena bir siyaset olduğunu bize göstermiştir.

Biz bir Hıristiyan'ız. Fakat öyle bir Hıristiyan ki, bütün insanları seven ve herkese karşı adil olmak isteyen bir Hıristiyan. İşte bu esas prensipiedir ki, bir Hıristiyan olarak Hazreti Muhammed'in Kanunu'nu tetkik ediyoruz. Bu tetk1katımızda mutlaka b1tatafı, azim bir hürmet ve yılmaz bir adalet his­siyle hareket edeceğimize kani bulunmaktayız. "24

Sava Paşa tarafsızlık konusundaki bu samimi ifadelerini eserinin çeşitli yerlerinde müteaddit defalar tekrarlar ve bu konuda ısrarla şunları söyler:

"Mesaimizde maksadı izah için büyük bir samimiyet, hükümlerimizde bitaraf kalmak için tam bir ciddiyet göstermeye çalıştık. Kendimiz bir Hıristi­yan olmakla beraber, hüsnü niyetimizden şüpheye düşürecek yanlışlıkları izaleye ve böylelikle üzerinde çalıştığımız mevzuun tam kıymetini tebarüz ettirmeye azami bir itina göstermiş bulunmaktayız. Bir kere daha söylemiş olduğumuz veçhile biz, bütün diniere hürmetkar bulunmaktayız. Aynı za­manda, sekenesi muhtelif diniere mensup bulunan memleketlerde, muhtelif diniere mensup kimseler arasındaki ahengi ve binnetice içtimai nizarnı temin edecek yegane çarenin, yekdiğerine karşı mutlak bir hürmetin mevcudiyeti olduğuna kani bulunmaktayız. Karşılıklı hürmetledir ki, herkesin kendisine has vicdanı kanaati, hayat hakkına kavuşmuş olur. Aynı hükümetin idaresi altında yaşayan muhtelif diniere mensup kimseler arasındaki huzur, payidar olabilmek için, temelini dinden alan esaslara dayanmalıdır. Menafi ihtilafla­rını, gayrin hakkına taarruzları ve bunların neticeleri olarak vücut bulacak fenalıkları mene kadir yegane kuvvet, Allah'ın emirlerinde mevcut bulun­maktadır. "25

Biz de bu eseri incelerken, Sava Paşa'nın İslam dinine ve hukukuna karşı son derece saygılı ve tarafsız bir şekilde yaklaştığını, eserde kasten veya ideolojik sebeplerle yapılmış tahrifierin yer almadığını görmüş bulun­maktayız. Dikkatten kaçan bazı bilgi hataları ise, eseri neşreden Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından kitaba eklenen dipnotlada düzeltilmiştir. 26

Eserle ilgili değerlendirmeler: İslam Hukuku Nazartyatz Hakkında Bir Etüd adlı kitabın 1892 yılında Fransa'da neşrinden sonra Batı basınında adı geçen eserin tanıtımı ve eleştirisi hakkında çeşitli yazılar çıkmıştır. Sava Paşa, bunlardan özellikle "lehde sayılmayacak iki makale"den bizi haberdar

24 Sava Paşa, a.g.e., ı, 13. 25 Sava Paşa, a.g.e., II, 6-7. 26 Bu maddi hatalar, Diyanet işleri Başkanlığı tarafından eserin birinci cildi sonuna koınılan dipnotlada

düzeltilmiştiL Bk. Sava Paşa, a.g.e., ı, 233·237; ayrıca bk. Il, 350.

Page 8: OSMANLiLAR DÖNEMiNDE GAYR-i MüSLiM BiR isLAM HUKUKÇUSU: SAVA (Ö. 190 1), ESERLERi isLAM HUKUKUNA DAiR GÖRÜŞLERi

1 00 Prof. Dr. Ferhat KOCA

etmektedir. 27 Ne var ki biz, çeşitli imkansızlıklar sebebiyle, 1892 ve takip eden yıllarda Avrupa basınında çıkan bu makaleleri görernedik

Ülkemizde de Sava Paşa'nın bu kitabıyla ilgili çeşitli değerlendirmeler yapılmıştır. Bunlardan birisi, mütercim Baha Arıkan'ın da ayrıntılı olarak bahsettiği gibi, Abdurrahman Adil Bey'in, Malumat Gazetesi'nin 16 Nisan 1308 ( 1892) tarih ve 41, 42 numaralı nüshalarında neşrettiği, "Garpta Şeri­at-ı Garra ve Usul-i Fıkh-ı Sava Paşa" başlıklı yazısıdır. Oldukça ağır ve ağ­dalı bir dille yazılan bu uzun makalede Abdurrahman Adil Bey, Avrupa'da füru-ı fıkha dair birçok eser yazıldığını, ancak o tarihe kadar hukuk nazari­yatma dair eser neşredilmediğini, Sava Paşa'nın bu eserinin ise Garpta ben­zerleri arasında birinciliği elde etmiş olduğunu belirterek şunları söyler:

"Müellif-i hakim, bir çok yerlerde bir çok usul-i islamiyeyi, erbab-ı felasife-i Garba o kadar güzel bir surette ifade ve telkin buyuruyorlar ki, zan ve itikadımca hükema-yı Garb, bu yoldaki mütalaat ve mübahasatın pek amik ve dakik bir surette on üç asırdan beri cari, mülasıkları olan bir kavim­de mevcut olduğunu bu zamana kadar -ekseriyet itibariyle olsun- zan ve zehab etmediklerini teyakkun ederek mebhut olsa gerek. "28

Osmanlıların son şeyhülislamıarından Mustafa Sabri Efendi (ö. 1373/1954), Mevkjfü'l-akl ve'l-ilm ve'l-alim adlı eserinde, "Sultan İkinci Abdülhamid dönemi Osmanlı devlet adamlarından ve Rum asıllı hukuk bil­ginlerinden Sava Paşa'nın", İslam hukukunun Roma hukukundan alındığına dair iddiaları, hakikat olmaktan ziyade hayale benzeterek, "zayıf bir görüş" olarak değerlendirdiğini söylemiştir. 29 Mustafa Sabri Efendi, Sava Paşa'nın eseri hakkında son dönemin meşhur Müslüman aydınlarından Emir Şekip Aslan'ın (ö. 1365/1946); "Sava Paşa'nın kitabı, bu konuda Avrupalı bir dilde okuduğum eserlerin en güzelidir. Onunla diğer müellifler arasındaki fark, Sava Paşa'nın kendi yargısını delillere, burhanlara, vesikalara, naslara ve tarihi hakikatiere dayandırmış olmasıdır. Halbuki diğerleri, hükümlerini zan­lara ve yalanıara dayandırmaktadırlar. "30 sözlerini nakleder. Ayrıca, Emir Şekip Aslan'ın Hadıru'l-tdemi'l-İslam adındaki kitabı aracılığıyla Sava Pa­şa'nın eserinden çeşitli nakillerde bulunan Mustafa Sabri EfendP 1

, "İslam hukukunun Roma hukukundan intihal olduğu iddiasını reddetmek için Şekip Aslan ve Sava Paşa'nın söylediği sözleri taziz (takdir) ederiz" demiştir. 32

Sava Paşa'nın bu eseri ve islam hukukuyla ilgili görüşleri hakkında bir diğer çalışma da A. Refik Gür tarafından yapılmıştır. Gür, "İslam Hukuku Üzerine Düşünceler ve Sava Paşa" adlı uzun makalesinde, Sava Paşa'nın

27 Sava Paşa, a.g.e., II, ı. 28 Sava Paşa, a.g.e., ı, VII-VIII (mütercimin ifadesi). 29 Mustafa Sabri Efendi, Mevkjfü'l-akl ve'l-ilm ve'/-alim min Rabbi'l-a/emin ve rbadihi'l-mürselin, Beyrut

1413/1992, Daru ihyai't-Türasi'l-Arabi, ı, 483-484; ıv, 297. 30 Mustafa Sabri Efendi, a.g.e. IV, 299. " Bazı almtılar için bk. Mustafa Sabri Efendi, a.g.e., ı, 484; IV, 296-300. 32 Mustafa Sabri Efendi, a.g.e. IV, 300.

Page 9: OSMANLiLAR DÖNEMiNDE GAYR-i MüSLiM BiR isLAM HUKUKÇUSU: SAVA (Ö. 190 1), ESERLERi isLAM HUKUKUNA DAiR GÖRÜŞLERi

Osmanlılar Döneminde Gayr-i Müslim Bir islam Hukukçusu: Sava Paşa ... 101

İslam Hukuku Nazarfyatı Hakkında Bir Etüd adlı eserini geniş bir şekilde özetlemiştir. 33 Kerim Sadi ise, Türkiye'de Sosyalizmin Tarihine Katkı adlı eserinde, Sava Paşa'nın özellikle fakirlik problemi ve zekat konusundaki görüşlerini öne çıkarmaya çalışmıştır. 34

III. FIKHİ GÖRÜŞLERİ

Hayatı hakkında yukanda verilen bilgilerden, ömrünü çeşitli idari gö­revlerin ifası ile geçirdiği anlaşılan Sava Paşa, özellikle İstanbul'daki Mekteb­i Sultani (Galatasaray Lisesi) Müdürlüğü sırasında İslam hukuku nazariyatı­nın (usül-i fıkh) eğitim ve öğretimiyle ilgilenmiş ve İslam hukuku hakkında hayatı boyunca edindiği bilgi ve birikimleri İslam Hukuku Nazariyatz Hak­kında Bir Etüd adlı eserinde bir araya getirmiştir. Biz burada, Sava Paşa'nın İslam hukukunun tarihsel süreci, kaynakları ve doktrini hakkındaki görüşle­rini, adı geçen kitabından özetlemeye çalışacağız.

İlahi dinler. Sava Paşa, eserinin daha "önsöz" kısmında, Arap yarıma­dasında yaşayan Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam dini hakkında bazı değer­lendirmelerde bulunmuştur.

Yahudiliğin (Musevilik), İsrail cemiyetini baştan aşağı tadile uğrattığı­nı; bu dinin, tekvin ve ilahiyata dair meselelerden başka, siyasi ve medeni kaideleri içeren ve bütün toplumsal münasebetleri düzenleyen bir kanun (Tevrat) vaz ettiğini söyleyen Sava Paşa, onun zamanını tamamladığına dair iddiaların ise kendisine "mülayim" gelmediğini ileri sürmüştür.35

Hıristiyanlığın, kendisiriden önce gelen Musevilikten farklı olduğunu, Hz. İsa'nın, kendisinden önce beşer vicdanını idare etmekle görevli olanlar­dan çok daha yüksek bir şekilde ahlaki ilkeleri teyit ettiğini, ancak onun kendi zamanında mevcut olan kanunları tadil etmediğini anlatan Sava Paşa, Hz. İsa zamanında mevcut bulunan Roma ve İsrail hukuklarının Hıristiyan­lıktan, 'sadece cemiyet içerisine yayılan yeni bir dinin yapması lazım gelen tesir derecesinde' etkilenebildiklerini, buna karşı Roma hukukunun, İncil'in vazettiği büyük ahlaki prensiplerden ne derece yararlandığı ve bu yararlanma dolayısıyla da kendisinden önceki hukuki kurumların ne derece üzerine çıktı­ğının inkar edilemez hakikatlerden olduğunu söylemiştir. Ayrıca, Sava Paşa, İslam'ın doğuşu sırasında geçerli olan Bizans medeniyetinin de tamamıyla Hıristiyan! bir medeniyet olduğunu sözlerine ilave etmiştir. 36

Sava Paşa, İslam dininin ise, daha ilk doğuşundan itibaren yeni bir hu­kuk sistemi tesis etmekle sorumlu olduğunu, cihan şümul ve yepyeni bir cemiyeti idareye memur bulunduğunu ilan ettiğini ve insanlığı, kuracağı

33 A. Refik Gür, "İslam Hukuku Üzerine Düşünceler ve Sava Paşa", islam retkikieri Enstitüsü De1gisi, vın-2 (İstanbull975), s.1-35.

34 Kerim Sadi, Türkiye'de Sosyalizmin Tarihine Katkı, istanbull994, II. Baskı, İletişim Yayınları, s. 113-117.

35 Sava Paşa, a.g.e., ı, 4. 36 sava Paşa, a.g.e., ı, 4-5.

Page 10: OSMANLiLAR DÖNEMiNDE GAYR-i MüSLiM BiR isLAM HUKUKÇUSU: SAVA (Ö. 190 1), ESERLERi isLAM HUKUKUNA DAiR GÖRÜŞLERi

1 02 Prof. Dr. Ferhat KOCA

çeşitli müesseselerle dünya ve ahirette mutluluğa eriştirrnek suretiyle idare edeceğini, Allah adına vaat eylediğini belirterek37 şunları söyler:

"Hazreti Peygamber'in neşretmiş olduğu din, tamamıyla Vahiy'e müs­tenit, mükemmel bir hukuki mevzuayı ihtiva etmekte olup, bu hukuki mev­zua, din ile bizatihi memzuç bir halde bulunmaktadır. İslamiyet'in alem­şümul olan kanunu, Vahiy'e istinat eden hukuki bir mevzua olup, tabiat ka­nunlarına da mutlak surette tetabuk etmek suretiyle tek bir kanunda zama­nımızın muhtelif namlar altındaki mevzuatını cem ve telfik eylemiştir. "38

"İslamiyet'i, haşin ve iptidai bir kanun" olarak kabul etmenin, "İslami­yet'e karşı bir haksızlık teşkil" edeceğini ve "ne huşünet ve ne de iptidailik vasıflarının bu dine izafesi" hususunun, "hiçbir zaman adaletle ka.bil-i telif olmayan bir hareket" olacağını belirten Sava Paşa39 , ilerleme ve gelişmenin (terakki) İslam'ın genel bir kanun ve ilkesi olduğunu, tembelliğin (atalet) Allah ve Resulü tarafından telin edildiğini söyleyerek, bu konuda insanlığın elde ettiği ileriemelerin Müslümanlar tarafından kabul edilebilmesinin şartla­rına vurgu yapar ve şöyle der:

"Beşer terakkiyatının Müslümanlar tarafından kabul edilebilmesi key­fiyeti, bu hususun İslam hukuku kaidelerine göre, İslamlleştirilebilmesiyle kabildir. Bütün kanunlar, müesseseler, fennin vücuda getirmiş olduğu son ihtiralarla milletin selametini temin edecek olan siyasi ve içtimai zaruretlerin İslam hukuku membalarından istihracı veyahut bu hukukun ana membaları­na istinat ettirilmesi kolaylıkla mümkün bulunmaktadır. Bütün bu hakayık-ı beşeriye bir kere İslamlleştirildikten sonra, her Müslüman fert bu hakikatleri dini bir vazife olarak hürmet ve minnede kabul edecek ve icrası ne kadar güç olursa olsun; bu hususları selamet ve saadeti narnma ifa eyleyecektir. "40

Usul-i fıkhın yeri ve önemi. İslam medeniyetinde hukukun nazariye kısmına (usul) büyük bir önem verildiğini, bu alanın daima hukuk eğitiminin anahtarı olarak kabul edildiğini ve bu ilme sahip kişilere de ulema sınıfı ve ilim unsurunun birer "mümessili" sıfatıyla bakıldığını anlatan Sava Paşa, Osmanlılar döneminde hukukun bu kısmında Molla Hüsrev gibi gerçekten yetkin kişiler yetiştiğini, ancak bir asırdan beri hukuk nazariyatı tetkiklerinin ihmale uğradığını ve gitgide "metruk" bir hale sokulduğunu, bugün artık medreselerde hukuk nazariyatının hukukta tatbik edilecek şekilde okutulma­dığını veya yetersiz eğitim yapıldığını belirterek41 şunları söyler:

bir kısmını teşkil eder. Kolaylıkla alıkarnını öğreniyor ve öğrendikçe, bu hü­kümlerin ne kadar mantık! ve ne derece tatbike elverişli bulunduğunu anlı-

37 Sava Paşa, a.g.e., ı, 7. 38 Sava Paşa, a.g.e., ı, 8. 39 Sava Paşa, a.g.e., ı, 82. 40 Sava Paşa, a.g.e., ı, 230-231. 41 Sava Paşa, a.g.e., ı, 16.

Page 11: OSMANLiLAR DÖNEMiNDE GAYR-i MüSLiM BiR isLAM HUKUKÇUSU: SAVA (Ö. 190 1), ESERLERi isLAM HUKUKUNA DAiR GÖRÜŞLERi

Osmanlılar Döneminde Gayr-i MUslim Bir islam Hukukçusu: Sava Paşa ... 103

yorduk. Ancak maddelerin mantık! neticeleri itibariyle esbab-ı mucibeleri daima anlaşılmamış bir vaziyette kalıyorlardı. "42

"Bu büyük kanunu vücuda getirmek için herhalde bir mekanizma, hu­susi bir mesai tarzı mevcut bulunmalı; bu kadar mebzul hükümterin gerek­tirdiği bir sahadan bu hükümleri tefrik ederek çıkaran yorulmak bilmez kim­selerin takip ettikleri kendine mahsus birtakım kaideler, hususi vasrtalar olmalı idi. .. Müslüman kanununun ilk mecmuasını yapan zat, kanuni bir takım kaideler silsilesi tanzim etmiş bulunmakta idi. Menabiin tetkikinde bu kaideleri istimal etmiş ve kanunda mevcut hüküm ve hakikatleri bu kaidelere göre İstihraç eylemiştir ki, bu kaidelerin mecmuu İslam mevzuatının usulünü teşkil etmektedir. Bu usulün esaslarından bazıları Hz. Peygamber tarafından bizzat vaz olunmuş, bazıları ise belli başlı rüfekası tarafından konulmuştuL Fakat, usulün heyet-i umumiyesi adli ve hukuki meseleleri hal için bu huku­ki mevzuatın bir aleti olarak, Hz. Peygamber'in vefatından 125 sene sonra en büyük İslam müçtehitlerinden İmaını Azam Ebfı Hanife tarafından tesis edilmiş bulunmaktadır. "43

Son asır kanun koyucularının kendilerini tabiat üstü kuvvetlerden azat ettiklerini ve kanunları düzenlerken münhasıran beşer idrakinin ürünü olan delillere dayandıklarını, yasama faaliyetlerinde kendilerine sadece ahlak ve felsefeyi rehber edindiklerini ileri süren Sava Paşa, İslam'da kanun koyucu­nun bu şekilde hareket etmesinin ise mümkün olmadığını, çünkü bir kanu­nun adalet ve hakkaniyete uygun olabilmesi için her şeyden önce o kuralın İslamileştirilmesi gerektiğini44 belirterek şöyle der:

"Medeniyet ilerledikçe, hiç malum bulunmayan bir takım hadiseler vü­cuda gelmektedir. Bütün bu hadise ve fiilleri, Allah'ın idaresine ve Resulü­nün arzusuna uygun bulunduğunu ispat ederek, Müslüman heyet-i içtimiliyesine kabul ettirmek ancak, usul-i fıkhı iyi bir surette tetkik etmekle imkan sahasına girecektir. "45

İslam hukuk tarihi. Sava Paşa, İslam hukuk tarihinin gelişim sürecini beş safhaya ayırmıştır. İslam hukuk tarihinin hakiki doğuşunu Hz. Peygam­ber'in risalet göreviyle birlikte başlatan Sava Paşa, onun hayatı boyunca yaptığı teşri! faaliyetleri İslam hukuk tarihinin birinci safhası olarak kabul eder. 46

Bu tarihin ikinci safhasını, Hz. Peygamber'in vefatından sonra hilafet makamına geçen ilk dört halifenin (hulefa-yı raşidin) dönemi teşkil ederY

42 sava Pa§a, a.g.e., ı, 17. 43 Sava Paşa, a.g.e., I, 18. 44 Sava Paşa, a.g.e., ı, 55. 45 Sava Paşa, a.g.e., ll, 354. 4

" Sava Paşa, a.g.e., I, 31. 47 sava Paşa, a.g.e., ı, 43.

Page 12: OSMANLiLAR DÖNEMiNDE GAYR-i MüSLiM BiR isLAM HUKUKÇUSU: SAVA (Ö. 190 1), ESERLERi isLAM HUKUKUNA DAiR GÖRÜŞLERi

1 04 Prof. Dr. Ferhat KOCA

Üçüncü satha ise, Emeviler dönemidir. Sava Paşa, İslam tarihinde Emevi saltanatının başlamasına sebep olan ilk Emevi halifesi Muaviye hak­kında oldukça olumsuz görüşlere sahip bulunmaktadır. Hz. Muhammed'e iman eden sahabelerin, kabul ettikleri yeni dine ve Peygambere karşı sarsıl­maz bir iman ile bağlandıklarını ve bu bağlılıklarının "erişilmesi güç bir şa­hika halini aldığı"nı belirten Sava Paşa, özellikle Muaviye'yi bu kişilerden istisna ederek onun hakkında şunları söylemektedir:

"Bunların içerisinde yalmız Muaviye'dir ki, kalbindeki fesat tohumunu muhafaza etmiş, ailesinin beslediği haris emelleri bir türlü yüreğinden söküp atamamıştır. Temayülat ve harekatı, bir gün hilafet postuna oturmak husu­sundaki emellerini gizleyememekte idi. Hz. Ömer'in İslam devletini çelikten masnu iradesiyle idare etmiş olduğu müddet zarfında Muaviye, ihtirasatının şahlanmalanna sed çekebiimiş ise de amca-zadesi Hz. Osman'ın idaresi za­manında harekatını tamamıyla değiştirrniş, adern-i itaat tezahürlerini adeta aleniyet haline getirmiştir. "48

"Menasıb-ı beşeriyenin zirvesine çıkmadan ewel Muaviye, mevzuat-ı İslamiyye'nin esasat ve alıkarnını ciddi bir surette tatbik etmekte ne derecede lakaydi göstermiş ise, eve-i balay-ı hilafete yükseldikten sonra da bu husus­taki lllkaydisini tebdile lüzum görmemiştir. "49

"Muaviye, yalnız Hulefa-yı raşidin tarafından tatbik olunan mevzuat-ı İslamiyye'nin metrukiyeti dolayısıyla Allah'a karşı işlediği günahtan tehaşşi etmemekle kalmamış, zamanın icabat-ı diniyesi hususunda da fazla bir has­sasiyet gösterememiştir. Bu belki de mazisinin kaçınılması imkanı olmayan bir neticesi, kıyınet sahibi bir adamın uzun müddet açıkta bırakılmış bulun­masının bir aksülameli idi. n SO

İslam hukuk tarihinin dördüncü safhasını Abbasiler dönemi olarak be­lirleyen Sava Paşa, hicri üçüncü asrın ortalarına doğru sona eren bu safhada, dört farklı usul ile dört mezhep imaını ve onların talebelerine ait hukuki hü­kümlerin yer aldığını anlatır ve bu dönem hakkında şöyle der:

"Bu devre, hukuk umumi tarihinden tamamıyla hususi ve istisnai bir takım vasıflarla ayrılır. Yeryüzünde ilk defa olarak, mabet içinde dini mahi­yet taşımayan insanlar tarafından kanuni mevzuat tanzim ediliyor ve daha garibi bu iş, hiçbir resmi ve teşri sıfatları mevcut bulunmayan kimseler tara­fından icra olunuyordu. Bu işi yapanların yegane istinat ettikleri şey, haiz olduklan itibar idi. Haiz bulunduklan tek unvan, iman sahibi olmalan ve Allah yolunda gayret göstermekten ibaret bulunan vasıflar idi. "51

48 Sava Paşa, a.g.e., 1, 52. 49 sava Paşa, a.g.e., ı, 53. 50 Sava Paşa, a.g.e., ı, 58. 5

' sava Paşa, a.g.e., ı, 106.

Page 13: OSMANLiLAR DÖNEMiNDE GAYR-i MüSLiM BiR isLAM HUKUKÇUSU: SAVA (Ö. 190 1), ESERLERi isLAM HUKUKUNA DAiR GÖRÜŞLERi

Osmanlılar Döneminde Gayr-i Müslim Bir islam Hukukçusu: Sava Paşa ... 105

Sava Paşa, bu dönernde teşekkül eden dört hukuk mezhebi arasında İs­larn'ın inanç esasları konusunda önemli bir ihtilaf bulunmadığını, ihtilafın yalnız dini tatbikat ve bazı hukuki rneselelerde olduğunu söylerniştir. 52 Bu dönerne damgasını vuran söz konusu mezhep imamları hakkında tanıtıcı bilgiler veren Sava Paşa, bunlardan Hanefi mezhebinin kurucu imaını olan İmaını Azam Ebu Hanife'nin hukukşinaslığı ve hukuki mesaisine ise özel bir önem vermiştir.

Hz. Peygamber'in vahye dayalı bir kanun ile büyük bir imparatorluk kurduğunu ve bu imparatorluğun Asya ve Afrika'da hızla yayıldığını söyle­yen Sava Paşa, Suriye'yi merkez edinen Emevi hanedanın bir asır kadar hü­küm sürmekle beraber, bu bölgede meri olan Suriye kanunlarını İslamileşti­remediğini ve söz konusu eski kanunun yürürlükte kalmasına müsaade etti­ğini, daha sonra gelen Abbasi hanedanının ise, "iktidara geçmek hususunda­ki zaferini, kanunlarını İslamileştirmek vaadine rnedyun" olduğunu, ancak onun da karşılaştığı çeşitli güçlükler sebebiyle bu işi becerernediğini anlata­rak şöyle der:

"Günün birinde hiç bir resmi sıfatı olmayan bir ilim adamı, camiierin loş ve gölgeli köşelerinde şimdiye kadar teahhür etmiş olan bu muazzam rnevzuatın İslami esaslar dairesinde yeniden tadil ve tanzirni işine teşebbüs etmiştir. Öyle bir adam ki, kendisini tamamıyla bu işe hasretrniş, rnüdafaa ettiği hak uğrunda hayatını istihkar eylerniş ve sonunda muvaffak olmuştur. Yetiştirdiği kimseler bilahare eserini tamamıyla ikrnal eyleyerek, İmaını Azam'ın fetvalarını ve içtihatlarını yazılı olarak meydana getirrnişlerdir. 53

"İrnarnı Azam'ın yaşadığı müddet içinde adalete en büyük hizmeti, ke­limelerin hüküm ve nüfuzundan kurtulmuş olmasıdır. Bu büyük müçtehidin eser-i teşrisini, Şarlrnan'ın emirlerini kanun yerine geçirdiği bir devirde ikmal ettiği nazara alındığı takdirde; İmaını Azarn'ın, Şarlrnan'ın ne derece fevkin­de bir şahsiyet bulunduğu kendiliğinden tezahür eder. Müşarunileyhin bu husustaki rnethini, ifa eylemiş olduğu hizmetlerin lisanına terk etmek daha yerinde bir hareket olur. Çünkü, vakayi-i rnaddiye, Nurnan'ın eserine verile­cek vasfı daha beliğ bir surette ifade eder. "54

Sava Paşa, İmaını Azam'ın değişen şartlar karşısındaki tavrına işaret ederken, onun, içinde yaşadığı Bağdat şehri ile Hz. Peygamber ve sahabe dönemi Medine'sinin şartlarının aynı olmadığını, bu dönernde nüfusun arttı­ğını ve pek çok yeni hukuki muamele ile karşı karşıya kalındığını, bu sorun­lara bir çözüm yolu bulunmadığı takdirde İslam toplumunun ilerlemesinin duracağım fark ettiğini belirterek55

, İmaını Azam'ın hukuk rnetodolojisi hak­kında şunları söyler:

52 Sava Pa§a, a.g.e., ı, 103. 53 sava Pa§a, a.g.e., I, 105. 54 Sava Pa§a, a.g.e., I, 89. 55 Sava Pa§a, a.g.e., I, 93.

Page 14: OSMANLiLAR DÖNEMiNDE GAYR-i MüSLiM BiR isLAM HUKUKÇUSU: SAVA (Ö. 190 1), ESERLERi isLAM HUKUKUNA DAiR GÖRÜŞLERi

1 06 Prof. Dr. Ferhat KOCA

"Münhasıran nüfuz-ı şahsisine istinat ederek mevzuat-ı hukukiyeyi yeni baştan tanzim etmek suretiyle islam içtihad-ı hukukiyesini tek başına meydana getirdi. ilmin en hileli yollarına saparak yapılan sonu gelmez hü­cumlara muhasım mektepler rüesası tarafından, şahsına tevcih edilmiş bulu­nan iz'açlara karşı en küçük bir zaaf dahi göstermeksizin mukavemet etti. Bu muazzam fırtınanın ortasında itidaline sahip, sükunet-i mutlaka içerisinde, hukukun ve felsefenin nazari ve tatbiki esasatını vaz eden tedrisata devam etmekten bir an dahi hall kalmadı. .. Müşarünileyhin hukuk ilmine yapmış bulunduğu en büyük hizmet; menabiin tetkiki suretiyle bu menabiden hakayık-ı adliye ve hukukiyenin ve binnetice bunların her birisine mahsus alıkam-ı kanuniyenin istihracı için ibda etmiş olduğu usuldür. 56

Sava Paşa, İmaını Azam Ebu Hanife'yi diğer hukukçu ve mezhep imam­larından ayırt eden özelliklerini ise şöyle anlatmaktadır:

"Bizim tetkikatımıza göre ise, İmaını Azam'ı diğer müçtehitlerden tefrik eden en büyük hassa, delil intihabındaki ciddiyetidir. Muhasımları filvaki İmaını Azam'ın halletmiş olduğu aynı bir meselenin halli için, münhasıran delait-i şeriyeye istinat etmiş iseler de, hadiseye tetabuku noktasından bir tarnarniyet gösterememişlerdir. Halbuki Ebu Hanife'nin, müşabih vakayide dahi tatbiki idrak-i beşerin kabul ederneyeceği bir delili irat ettiği gösterile­mez. Talebelerine daima, hermeseledeki şekl-i hallin ve o şekl-i halden İstih­raç olunacak hükmün, vicdan-ı beşerce tasvip edilmesini gerektirecek bir derecede mukni olmasını talim etmiştir. İmam Azam büyük bir filozof, mehib bir mantıkçı idi. Muhasımını ilzam etmek, talebesini irşat eylemek istediği zamanlar, daima Sakrat'ın takip ettiği usule başvurur, muhatabını bizzat kendi fikirleriyle tenakuza düşürürdü. "57

Sava Paşa, gerek konulannın tamamıyla yeni olması ve gerekse mevcut alıkamın yetersizliği sebebiyle, İslam hukukunun tatbik sahasına girmeyen bütün meseleleri İmaını Azam'ın içtihat yoluyla halletti[;ini belirterek58

,

"onun mezar taşına, 'Hayatını hakikate vakfetmiş (vitam impendere vero)' ibaresi yazılsa becadır" demiştir. 59

Sava Paşa, İslam hukukunun beşinci safhası olarak ise, mezhep sahibi imamlardan günümüze kadar geçen dönemi belirler ve bu dönemdeki müçte­hitlerin kendi üstatlarının kurmuş oldukları esaslar çerçevesinde fıkhi çalış­malarına devam ettiklerini anlatır. Sava Paşa bu dönemdeki hukuki ınesaiyi, 1. Kuran tefsiri, 2. Hz. Peygamberin hadislerinin toplanması, 3. Fetvaların toplanması, 4. Hukuk nazariyatma dair eserlerin yazılması, 5. Hukuk tatbi-

56 sava Paşa, a.g.e., ı, 84-85. 57 Sava Paşa, a.g.e., ı, 85-86. 58 sava Paşa, a.g.e., ı, 85. 59 Sava Paşa, a.g.e., 1, 112.

Page 15: OSMANLiLAR DÖNEMiNDE GAYR-i MüSLiM BiR isLAM HUKUKÇUSU: SAVA (Ö. 190 1), ESERLERi isLAM HUKUKUNA DAiR GÖRÜŞLERi

Osmanlılar Döneminde Gayr-i Müslim Bir islam Hukukçusu: Sava Paşa ... 107

katına (füru) ait kitapların yazılması şeklinde beş ana başlık altında incele­miştir.60

Bu dönemde karşılaşılan en önemli zihniyet değişimlerinden biri olan "içtihat kapısının kapanması (sedd-ü babi'l-içtihad)" anlayışını, "teşri:i mesa­inin sona ermesi" olarak niteleyen Sava Paşa, bu konuda şu tereddütlerini dile getirmiştir:

"Sekizinci hicret asrının ortalarına doğru, her dört mezhebe mensup müçtehitlerin teşrii içtihadara artık bir nihayet verilmesi hususunda mutabık kaldıkları zan olunmaktadır. Bizce, böyle bir hükme varabiirnek için, esaslı bir tetkike tabi tutulmak lazımdır. Zira böyle bir hükmün kabulü, İslamiyet'i hareketsizliğe mahkum etmiş bulunur ki, şer'i Muhammedi'nin ibda-i fikri ile taban tabana zaddır. 61

İslam hukukunun kaynakları. Sava Paşa, İslam hukukunun birinci kaynağının Kuran, ikinci kaynağının ise sünnet olduğunu belirterek, Allah 'ın kclarnının İslam'ın mukaddes kitabı olan Kuran'da mündemiç bulunduğu­nu62, Hz. Peygamberin söz ve hareketleri ile başkalarının hareket ve sözlerine karşı yaptığı sarih ve zımni tasviplerinin ise sünneti teşkil ettiğini söylemiş­tir.63

İslam hukuku'nun üçüncü kaynağı olan icmaın, Hz. Peygamber'i takip eden halifeterin ve özellikle de Hz. Ömer'in eseri olduğunu anlatan Sava Pa­şa, Hz. Ömer'in arkadaşlarıyla yaptığı ilmi tartışma ve danışmaların gerçek bir teşrii mesai niteliğini kazandığına ve İslam hukukunda pek çok hakikatİn tecellisine sebep olduğuna işaret etmiştir. 64

Sava Paşa, İslam hukukunun dördüncü kaynağı olan kıyası ise, "henüz kanuni bir hüküm ile kıymetlendirilmemiş olan herhangi bir hadisenin, ka­nuni vasfı tayin ve tespit olunmuş olan diğer hadiseye benzetilmesi" şeklinde tanırulaını ştır. 65

Sava Paşa bu dört asli delil dışında kaian bir takım ikinci derecede de­lilleri, "mülhak deliller" başlığı altında incelemiştir. Sayıları on altıyı bulan bu deliller şunlardır: İslamiyet'ten önceki hukuk mevzuatı (şer u men kablena), taharri, örf, istishab, bir şeyin aslı ile amel etmek (amel bi'l-asl), bir şeyin hali ile amel etmek (tahkimü'l-hal), aşikar ve apaşikar olma keyfi­yeti (zahir, ezhar), ihtiyat, ashap tarafından takip olunan yol, tebaa (tabi') tarafından takip olunan yol (mezheb-i tabi'), kavaid-i külliye, umumi felaket

60 Sava Paşa, a.g.e., I, 108. 61 Sava Paşa, a.g.e., ı, 110. 62 sava Paşa, a.g.e., ı, 34. 63 sava Paşa, a.g.e., ı, 40. 64 Sava Paşa, a.g.e., ı, 43. "

5 Sava Paşa, a.g.e., ı, 48.

Page 16: OSMANLiLAR DÖNEMiNDE GAYR-i MüSLiM BiR isLAM HUKUKÇUSU: SAVA (Ö. 190 1), ESERLERi isLAM HUKUKUNA DAiR GÖRÜŞLERi

1 08 Prof. Dr. Ferhat KOCA

(umum-ı belva), şüphenin def edilmesi (def-i şüphe), istihsan, kalbin şehadeti (şehadet-i kalb), kura.&6

Özellikle ilk dört asli delilin İslam hukukundaki önemine vurgu yapan Sava Paşa, esasen bu kaynaklara dayanmayan herhangi bir hukuk kuralının İslam hukukunda yer almadığını ve hatta almasının da tasavvur edilemeye­ceğini, çünkü böyle bir hareketin dine riayet etmemek, yani "dinsizliği vücu­da getirmek" manasma geleceğini belirtmiştir. 67

İslam hukuk kaynaklarının Batılı aydınlar ve hukukçular tarafından gerektiği şekilde anlaşılamadığına dikkat çeken Sava Paşa, Batılı aydınların Kuran'da özellikle meftun bulunduklan hususların bazı sağlık, sosyal ve ahiakla ilgili konular olduğunu belirterek şöyle demiştir:

"Bu muazzam abidenin havi bulunduğu teşri kıymetini hiçbirisi anla­yamamış, layık olduğu mevkii verememişlerdir. Bunu, hiçbir mübalağaya sapmış olmadan iddia etmekteyiz. Sunnet-i peygamberi için de vaziyet böyle­dir. Zira, bu iki asil membaı tetkik etmek lazım gelen 'usul'den tamamıyla bigane bulunmaktadırlar. Ancak, usul vasıtasıyladır ki, bu iki asll membada­ki hükümler İstihraç olunabilmekte ve İslam dinine uygun alıkamın teşri'i kabil olmaktadır. "68

Öte yandan, İslam hukukunda hukuk mevzuatının "Allah'ın emirlerinin hülasasından başka bir şey" olmadığını ve bu emirleri insanlara intikal etti­ren lafızların ise kanun vazıı için, doğruyu eğriden ayırt etmek amacıyla kul­lanılan birer teşri vasıtası olduklarını anlatan Sava Paşa, söz konusu lafızla­rm manalannın Allah'ın iradesine uygun bir şekilde tatbik edilebilmesi için, onların doğru bir biçimde anlaşılınaları gerektiğini, bu sebeple de İslam hu­kukunun ilmi kısmının ve teşri usulünün iyi bir şekilde öğrenilebilmesi için lafızların (elfaz) hakiki kıymetlerinin bilinmesi gerektiğini vurgulamıştır. 69

İçtihad. Bilindiği gibi, İslam hukukuna beşerilik niteliğini kazandıran en önemli unsurlardan biri, onun içtihada açık olmasıdır. Sava Paşa, hukuki bir terim olarak, "hukuk nlemasının hukuki bir meseledeki ilmi müşkülü, ilme dayanmak suretiyle, Allah'ın emirlerine uygun bir tarzda halletmek için sarf ettiği fart-ı mesai" 70 şeklinde tarif ettiği içtihadı, "Beşer fikrinin, adli ve hukuki meseleleri takdir ederek bunları vasıflandırmak yani İslamileştirmek suretiyle tedvin etmek ameliyesi" 71 şeklinde de tanımlamıştır. İçtihadın gaye­sini, "İslam dinince hakikat olan hususa mümkün olduğu kadar yaklaşabil­ıneku olarak belirley,en Sava Paşa, içtihada salahiyctli olan kimselcrin, bu gayeye ancak şeri ve akli deliller aracılığıyla ulaşabileceklerini, ayrıca yarar-

66 sava Pa§a, a.g.e., II, 54-70. 67 sava Paşa, a.g.e., ll, 261. 68 sava Paşa, a.g.e., II, 372. " sava Paşa, a.g.e., II, ı ı. 70 Sava Paşa, a.g.e., ll, 14. 71 Sava Paşa, a.g.e., ll, 13.

Page 17: OSMANLiLAR DÖNEMiNDE GAYR-i MüSLiM BiR isLAM HUKUKÇUSU: SAVA (Ö. 190 1), ESERLERi isLAM HUKUKUNA DAiR GÖRÜŞLERi

Osmanlılar Döneminde Gayr-i Müslim Bir islam Hukukçusu: Sava Paşa ... 109

lanılan bu delillerin, çözülmesi istenen meseleye tamamıyla "tevafuk ve teta­buk etmesi" gerektiğini söylemiş72 ve içtihad konusunda şu hususlara dikka­timizi çekmiştir:

"İslamiyet'te içtihat hiç bir zaman tevakkuf etmemiş ve etmeyecektir. Daima terakkiyi istihdaf etmiş, daima faide temin eylemiş bulunan böyle bir müessesenin tevakkufu için esasen hiç bir sebep de mevcut değildir. İslam müçtehitlerine arz olunan bütün yeni hadiselerin, bütün yeni meselelerin bir hal şekli bulunması lazımdır. Yeter ki, bu meseleleri hal edebilecek kimseler bulunsun ve halledebilmek liyakat ve iktidarını göstersinler. İslam dininde artık nihayet bulmuş olduğu kabul edilen içtihat, tamamıyla başka manaya alınmalıdır. Bu, yeni bir mevzu'a ibda'ına, bilhassa beşinci bir mezhep tesisi ·için yeni bir usul vaz'ına müteallik içtihactın hitam bulmuş olması demek­tir. 73

İslam hukukunun özellikleri. Sava Paşa, İslam hukukunun bariz vasfı olarak, 'onun vahye dayalı olması'nı öne çıkarmıştır. 74 İslam hukukunun bu mutlak vasfını açıklarken, İslam'da 'dini' olmayan bir şeyin bulunmadığını, bu çerçevede hukuki mevzuatın da İlahi bir bağış ve vahyin zaman bakımın­dan husı11 bulan bir neticesi olduğunu söyleyen Sava Paşa, İslam'da eğitim­öğretim, idare, adalet, maliye, vergilerin dağıtımı, uluslar arası ilişkiler, sa­vaş ve barış, ticaret, sanayi, sanat, zekat, genel güvenlik ve bayındırlık gibi konuların da dini bir mahiyet arz ettiğini belirterek şöyle demiştir:

"Bunlardan her birisinin muhafaza-i mevcudiyet edebilmesi veya te­rakki asan gösterebilmesi dine, dinin evamirine bağlıdır. Kanun-ı İslam, tat­bikatta hiçbir zaman inhisarcı değildir. Bütün hakayıkı kabul etmekle bera­ber, bu hakayıkı derhal İslamileştirir. Bütün tesadüf ettiği yeni hadiseleri temessül edebilmek kabiliyeti İslam dininin en bariz bir vasfıdır. Bu hakikat, uzun müddet bu vasıftan istifade edebileceklerce dahi meçhul kalmış ve hat­ta Avrupa uleması tarafından bugün dahi anlaşılamaınıştır. 75

Hukuk ilminin, dolayısıyla da kanuni mevzuatın, bütün bir harsın en açık tezahürü olduğunu, İslam hukuk ve içtihatlarının da tamamıyla dini kaynaklardan çıkarılarak İslamileştirildiğini, bu sebeple de "İslam akide-i teşriiyesinin tamamıyla kendine mahsus ve nev'i şahsına münhasır" bulun­duğunu vurgulayan Sava Paşa76 , İslamiyet'te ahiret hayatıyla ilgili fiillerin dini vazifeleri ifa; bu dünyayla ilgili eylem ve davranışların ise, kanunun muamelatla ilgili hükümlerine riayet manası taşıdığını söylemiştir. 77 Bu çer­çevede, mesela, bütün hukuki kurallara uygun bir tarzda bir mukavele akde­den kimse, kanunun gerektirdiği alıkama uymuş olur. Bu riayet sayesinde,

72 sava Paşa, a.g.e., ll, 15. " sava Paşa, a.g.e., I, 114. 74 Sava Paşa, a.g.e., I, 222. 75 Sava Paşa, a.g.e., I, 67-68. 76 Sava Paşa, a.g.e., I, 68. 77 Sava Paşa, a.g.e., ll, 230.

Page 18: OSMANLiLAR DÖNEMiNDE GAYR-i MüSLiM BiR isLAM HUKUKÇUSU: SAVA (Ö. 190 1), ESERLERi isLAM HUKUKUNA DAiR GÖRÜŞLERi

11 O Prof. Dr. Ferhat I<OCA

sahih ve geçerli bir mukavele akdetmiş olması sebebiyle bu dünyadaki mua­melesini kolaylaştırdığı gibi; doğrudan doğruya olmamakla beraber, dolayı­sıyla, gayri meşru yollara sapmamış olduğu için de ahiretteki hayatı bakı­mından sevaba kavuşmuş olur. İşte, Hz. Peygamberin dünyevi olan muame­lata manevi bir nitelik izafe etmesinin sebebi de budur. 78

Roma hukuku - İslam hukuku ilişkisi. Sava Paşa, İslamiyet'in Mezo­potamya ve Suriye'ye hakim olduğu ilk zamanlarda İslam hukukunun düzen­leme yapmaya mecbur kaldığı ihtilafların tümünün Roma hukuku idaresi altında gerçekleşen muamelelerden kaynaklandığını belirterek, bu durumda tarafsız bir gözle bakıldığında, söz konusu yeni fethedilen ülkelerdeki intikal zamanlarına ait hukuki keşmekeşi önlemek ve hukuki hayatı devam ettire­bilmek için fatih bulunan Müslümanların, Irak ve Hicaz'dan getirdikleri umumi kanunlarını genişletmek zorunda kaldıklarını kabul etmenin zorunlu olacağını söyler. Sava Paşa'ya göre, işte bu sebeple, birçok Avrupa müellifin­ce de kabul edildiği üzere, İslam hakimi Roma hukukunun yürürlükte bulun­duğu sıralarda meydana gelen hukuki muameleleri çözmek ve sırf bu mesele­lerde kullanmak için Roma hukuku hükümlerini de umumi kanuniarına ithal etmiştir. 79

Ancak, Sava Paşa, Roma hukukunun başlangıçta İslam hukuku üzerin­de müessir olduğu yolundaki bu "iddia"yı bir tarafa bırakarak, İslam huku­kunun daha sonra ortaya koyduğu açık ve kesin gelişmenin, hukuk eğitimi ve yargı faaliyetiyle uğraşan ulemanın eseri bulunduğu hususunun herkes tarafından kabul edilen bir gerçek olduğunu söylemiştir. Sava Paşa, işte bu değerli ilim adamları ve müçtehitlerin mesele şeklinde halletmek suretiyle vazedip kanun haline getirdikleri alıkamın kaynakları bilinmediği ve bu hü­kümleri çıkarmak için başvurulan metotlar tanınmadığı takdirde, İslam mev­zuatının Suriye'de geçerli olan Roma hukukundan alındığının ileri sürülebi­leceğini belirterek80

, şunları söylemiştir:

"İslam hukukunun ilk tekamül safhaları hakkında sarih bir surette ma­lumat edinmek, bu hukukun membaları hakkında, ne suretle istihraç olun­duğu yolunda lüzumlu tetkiklerde bulunmak, Garp ulemasını mezkur iki hukuk arasındaki müşabeheti başka safhactan görrneğe sevk edecek ve böyle­likle İslam mevzuatının menşei ve istiklali hakkında bir fikir sahibi edecektir.

Bu iki hukukun da menabiinin yek diğerinden farklı bulunduğu şüphe­den azadedir. Justinien hukuku, esasını Hıristiyan ahlakiyatının teşkil ettiği akl-ı beşere müstenit bir eserdir. İmam-ı Azam'ın cem ettiği hukuk ise, mün­hasıran ve münhasıran Allah'ın kelamına ve Hz. Peygamber'in sünnetine istinat etmektedir. İslam kanununun tek bir maddesi, tek bir hükmü mevcut değildir ki, İslam hukuk abidesinin bu iki temel taşından birisine istinat et-

78 Sava Paşa, a.g.e., ll, 229. 79 Sava Paşa, a.g.e., I, ll. 80

. Sava Paşa, a.g.e., ı, ll.

Page 19: OSMANLiLAR DÖNEMiNDE GAYR-i MüSLiM BiR isLAM HUKUKÇUSU: SAVA (Ö. 190 1), ESERLERi isLAM HUKUKUNA DAiR GÖRÜŞLERi

Osmanlılar Döneminde Gayr-i Müslim Bir islam Hukukçusu: Sava Paşa ... 111

miş bulunmasın. Membalar hakkındaki bu tehalüfün münakaşaya değmez bir hakikat bulunduğu göz önünde tutulduktan sonra, her iki mevzuatın ta­rihi ve meydana gelmeleri için istimal olunan usuller tetkik olunursa, ancak o zaman menşeleri ve müşabehet dereceleri hakkında doğru bir fikir edinile­bilir. ıı81

Sava Paşa, bütün bu açıklamalarından sonra Müslümanları, 'İslam hu­kukunun Roma hukukunun tabiiyeti altında bulunduğu' iddiasını ileri süren Batılı aydınları bedbahtlıkla itharn etmemeleri ve bu durumu hayretle karşı­lamamaları hususunda ikna etmeye çalışarak şöyle der:

"Hakiki ilim adamı doğruluktan ayrılmaz ve kötülüğe hadim olmaz, di­ni ve ırki hurafelerin daima üstünde kalır. Avrupa hukukçularının İslam hu­kuku hakkında edindikleri hakikate uymayan efkar dolayısıyla kendi kendi­mizi itharn etmek mecburiyetindeyiz. Zira iki asırdan beridir, diğer memleket­ler ulemasına Muhammedi hukuku; nazari ve felsefi kısımlarından tamamıy­la tecrit edilmiş bir şekilde arz etmek suretiyle, Hz. Peygamber'in muakkipleri bulunan iki halife zamanında İslam istilasına geçen memleketlerdeki, Hicret­ten evvel meri bulunan hukukun yekdiğeriyle münasebetlerini gösterrneğe bile lüzum görmeden; yalnız şöyle böyle alıkarnını telkin etmekten başka bir şey yapmamış bulunmaktayız. "82

Sava Paşa, ancak bu özeleştirilerin ve konuyla ilgili gerekli çalışmala­rın yapılmasından sonra, yalnızca Roma hukukuyla meşgul olan Batılı aydın­ların konunun her iki cephesi hakkında da yeterli bilgi sahibi olacaklarını ve böylece haksız olarak ileri sürdükleri, "İslam hukukunun, Roma hukukunun devamından başka bir şey olmadığı" şeklindeki iddialarının isabetsizliği hu­susunda bir kan aa te ulaşabileceklerin söylemiştir. 83

İslam medeniyetinin ayırt edici bir özelliği olarak zekat. Sava Paşa, kitabının birinci cildinin sonunda, "Birinci Cildi Bitirirken Bazı Mülahazalar" başlığı altında fakirlik sorununa değinerek, yaşadığı tavan arasında meyda­na getirdiği kıymetli eserlerle beraber aç kalan ve fakat buna rağmen dilen­mekten nefret eden sanatkarın yardımına en etkili ve en hızlı bir biçimde koşulması, devletin ve toplumun bu gibi kimselerin ellerinden tutması gerek­tiğini belirtmiş ve şöyle demiştir:

"İşte kanun vazılan içerisinde yalnız Hz. Muhammed'dir ki, bu büyük içtimai dayayı en kestirme ve en arneli şekilde halletmiş bulunmaktadır. .. Cemiyetin namuslu kalabilmek için cesaretle mücadele eden uzuvlarına, hü­kümete ait bir müessese vasıtasıyla doğrudan doğruya yardım etmek fikri, ilk önce Hz. Muhammed'in harikalar yaratan fikrinde yer bulmuştur.84

61 sava Paşa, a.g.e., ı, 12. 82 Sava Paşa, a.g.e., ı, 14. 83 Sava Paşa, a.g.e., ı, 12-13. 84 Sava Paşa, a.g.e., I, 223-224.

Page 20: OSMANLiLAR DÖNEMiNDE GAYR-i MüSLiM BiR isLAM HUKUKÇUSU: SAVA (Ö. 190 1), ESERLERi isLAM HUKUKUNA DAiR GÖRÜŞLERi

112 Prof. Dr. Ferhat KOCA

Sava Paşa, İslam'da fakiriere yardım konusundaki en önemli araçlar­dan birinin zekat müessesesi olduğuna dikkati çekerek, İslam inancına göre, tıpkı namazın insanı kurtuluşa erdirmesi gibi, zekatın da malı temizlemeye, malın marren inkişaf ve selametine yaradığını belirtmiş ve zekatın en önemli faydalarından birisinin, "namuslu, fakat bedbaht bir vatandaşı, cürüm deni­len girdabın içerisine düşmekten koruması" olduğunu söylemiştir. 85

Kerim Sadi, fakidikle mücadele konusunda zekata verdiği önem sebe­biyle, Sava Paşa'yı Osmanlılar döneminde sosyalizm fikrini savunan aydın­lardan biri olarak kabul etmiştir. 86

Sava Paşa, eserinin ikinci cildinin sonunda ise, "Kitabı Bitirirken" baş­lığı altında, kitabın içeriği hakkında bilgiler verirken, hisse senedi ve devletin faizli senet ihracı gibi bazı ekonomik konular hakkındaki görüşlerini de açık­lamıştır.

"Esham çıkarmak suretiyle şirket tesisi tamamıyla meşru bir muamele­dir"87 diyen Sava Paşa, söz konusu şirketin faiz vermek suretiyle yeni tahvil­ler çıkarması hakkında ise, "işte Kuran'ın sarih hükmü muvacehesinde, faiz diye meydana çıkarılan bu tahviller, haram addedilmek icap etmektedir"88

diyerek, şirketlerin kar amacıyla ihraç ettikleri faizli hisse senetlerinin İs­lam'a göre haram olduğu sonucuna varmıştır.

Ancak, Sava Paşa, devletin faizle borçlanmasının, şirketlerdeki gibi ha­ram olmayacağını ileri sürmüş ve buna gerekçe olarak da şunları söylemiştir:

"Faize müstenit tahvillerin meşruiyetini kabul etmemek, İslam memle­ketlerinde teşekkül etmiş bulunan büyük büyük şirketlerin tahvil çıkarma­masını, devletin istikraz akdedemememsini kabul etmek ve binnetice Şari'i A'zam'ın 'kolaylık' diye tavsif huyurduklan bir kanunu, güçlükten ibaret telakki eylemek neticesine varmış olur. Dahası var: Cenabı Hak, "İslamiyet'te zarar ve ziyan yoktur" buyurmaktadır. Bu emr-i celil muvacehesinde, faize müstenit istikraz akitlerini kabul etmemek, İslam alemi için hesap edileme­yecek zararlar tevlit edecek, İslam aleminde Garpta emsali görüle'n muazzam ticaret ve sanat müesseseleri kurulamayacaktır. .. Faizle istikraz akdini men etmiş olan bir İslam devleti, Hıristiyan devletlerin malik bulundukları bir kolaylıktan mahrum bulunacak ve bu malımıniyet dolayısıyla, o devletlerin eriştikleri terakki merhalesinin dünuna düşmüş olacaktır. Bir İslam devleti­nin diğer devletler muvacehesinde böyle bir madfın hale düşmesi keyfiyeti, o devlet için bir 'zarar'dan başka bir şey değildir. "89

85 Sava Paşa, a.g.e., ı, 224. 86 Kerim Sadi, Türkiye'de Sosyalizmin Tarihine Katkı, s. 113-117. 87 sava Paşa, a.g.e., II, 365. 88 Sava Paşa, a.g.e., II, 366. " Sava Paşa, a.g.e., II, 367.

Page 21: OSMANLiLAR DÖNEMiNDE GAYR-i MüSLiM BiR isLAM HUKUKÇUSU: SAVA (Ö. 190 1), ESERLERi isLAM HUKUKUNA DAiR GÖRÜŞLERi

Osmanlılar Döneminde Gayr-i Müslim Bir islam Hukukçusu: Sava Paşa ... 113 . "İslam cemiyetini takviye ve sair memleketlerle müsavi bir dereceye çı­

karmak için zaman terakkiyatının vücuda getirmiş olduğu vasıtalardan fay­dalanmamak İslami prensipiere tamamıyla aykırı bir hareket teşkil eder. Zira, böyle bir hareket Muhammed ümmetini sair akvamın erişmiş bulundukları medeniyet seviyesinin aşağısında bulunduracak ve maksad-ı vücudu 'insan­ların saadeti' olan bir dinin maksad-ı aslisini tebdil eylemiş olacaktır. "90

Öte yandan, Sava Paşa, bu konudaki görüşlerinin sınırlarını çizme ko­nusunda hassasiyet göstererek, bütün bu açıklamalarının, gerek devletin gerekse şirketlerin kamu yararı veya ticaret ya da sanayinin gelişmesi ama­cıyla yaptıkları faizle borçlanmalam ilişkin olduğunu, yoksa şirketlerin veya devletin münhasıran servet amacı ve para kazanmak hırsıyla yaptıkları borç­lanmalada ilgili olmadığını vurgulamıştır. 91

IV. SONUÇ

Sava Paşa, elinizdeki makalenin ilgili bölümlerinde geniş bir şekilde anlatıldığı üzere, Osmanlı topraklarında doğup yetişmiş ve Osmanlı devletin­de İsfakya (Girit) mutasarrıfı, Mekteb-i Sultani (Galatasaray Lisesi) Müdürü, Nafia Nazırı (Bayındırlık Bakanı), Cezayir-i Bahri Sefid Valisi, Hariciye Müs­teşarı, Hariciye Nazırı (Dışişleri Bakanı) ve Girit valiliği gibi önemli birçok idari görevlerde bulunmuş, gayri müslim bir idareci ve hukukçudur.

O, deruhte ettiği görevleri sebebiyle öğrendiği İslam hukukuyla ilgili genel bilgi ve kültürünü, şahsi gayret ve çabalarıyla da geliştirmiş ve bu ko­nudaki bütün birikimini, İslam Hukuku Nazariyatz Hakkında Bir Etüd adın­daki eserinde ortaya koymuştur. Sava Paşa 'nın bu eseri kaleme almaktaki amacı, hem İslam hukuk nazariyatını modern hukukun sistematiğine uygun bir tarzda anlatarak onun eğitim ve öğretimine katkıda bulunmak hem de Batılı devletler ile yönetimleri altında bulunan İslam toplumları arasındaki gerilimlerin azaltılması ve tarafların birbirlerini tam ve doğru bir şekilde ta­nımalarına yardımcı olmaktır.

Sava Paşa, adı geçen bu eserinde, ırki ve dini taassuptan uzak bir şe­kilde, İslam hukuk nazariyatını incelerneyi taahhüt etmiştir. Elinizdeki ma­kaleyi yazabiirnek için söz konusu eser üzerinde yaptığımız okuma ve ince­lemeler sırasında, onun, bu taahhüdüne tam bir sadakatle bağlı kaldığını ve eserdeki bütün bilgileri, özellikle Hanefi usul kaynaklarından, doğru bir şe­kilde ve hüsnü niyet kuralı çerçevesinde nakletmeye çalıştığını tespit etmiş bulunuyoruz.

Sava Paşa'nın bu eseri, mütercim Baha Arıkan'ın nefis Türkçe'siyle, bugün dahi ilahiyat fakültelerindeki İslam hukuku bilim dalında yapılan yüksek lisans ve doktora ders programlarında kaynak olarak yararlanılabile­cek bilimsel içeriğe, üsluba ve sistematiğe sahip temel kitaplardan birisidir.

90 Sava Paşa, a.g.e., II, 369. 91 sava Paşa, a.g.e., ll, 368.

Page 22: OSMANLiLAR DÖNEMiNDE GAYR-i MüSLiM BiR isLAM HUKUKÇUSU: SAVA (Ö. 190 1), ESERLERi isLAM HUKUKUNA DAiR GÖRÜŞLERi

114 Prof. Dr. Ferhat KOCA

Ayrıca, Sava Paşa'nın, Batılı devletler ile İslam toplumları arasındaki ilişkile­rin sağlıklı bir zemine oturtulabilmesi amacıyla XIX. Asrın sonlarında yaptığı bu çalışmanın benzerlerine ve Sava Paşa gibi her türlü taassuptan uzak du­rabilen ilim adamı ve aydınlara, medeniyetler arası çatışmaların körüklendiği günümüzde, her zamankinden daha fazla ihtiyaç bulunmaktadır.