santigrat dergisi sayı:17
Upload: santigrat-daikin-tuerkiye-yayinidir-published-by-daikin-turkey
Post on 10-Mar-2016
289 views
DESCRIPTION
TEMMUZ-AGUSTOS-EYLÜL 2012TRANSCRIPT
SANT İGRATDAIKIN TÜRKİYE YAYINIDIR / PUBLISHED BY DAIKIN TURKEY TEMMUZ/JULY l AĞUSTOS/AUGUST l EYLÜL/SEPTEMBER 2012 SAYI/ISSUE 17
ORMANADA PROJESİNDE DAIKIN VRV FARKI...DAIKIN VRV STARRING IN ORMANADA PROJECT
NEREDE O ‘ESKİ’ RAMAZANLAR...THE GOOD OLD RAMADANS...
KOMŞU’NUN UFAK TEFEK ADALARI NEIGHBOUR’S TINY ISLANDS
DAIKIN TÜRKİYE, SODEX FUARI’NDADAIKIN IN SODEX FAIR
SAYI
/ IS
SUE
17w
ww
.san
tigra
t.com
.tr
Yenilikçiyiz, lideriz...Daikin Türkiye olarak geçti¤imiz üç ay boyunca son derece yo¤un
bir gündem yaflad›k. Öncelikle 2 - 5 May›s aras›nda gerçekleflen
ISK-SODEX Fuar›’na odakland›k. Sektörün en önemli buluflma noktas›
olarak kabul edilen fuar› bu y›l yerli-yabanc› 82 binin üzerinde kifli
ziyaret etti. Daikin Türkiye olarak hem Daikin hem de Airfel
markalar›m›zla kat›ld›¤›m›z Sodex’te, devrim niteli¤ine sahip VRV IV
ürünümüzü sektörle ilk kez tan›flt›rman›n mutlulu¤unu yaflad›k. Bizi
mutlu eden bir baflka olay da Daikin Europe N.V Baflkan›
Mr. Masatsugu Minaka’n›n, fuar›n ilk günü stand›m›z› ziyaret ederek
gözlemlerde bulunmas› oldu. Fuarda, önemle üzerinde durdu¤umuz
konu bafll›klar›ndan biri de dünyada Daikin’in öncülü¤ünü üstlendi¤i
“Sezonsal Verimlilik” konusuydu. Avrupa’da 2013 y›l›ndan itibaren
resmi olarak kullan›lmaya bafllanacak bu yeni enerji verimlili¤i stan-
dart› ile ilgili bilgileri Daikin Türkiye ekibi olarak, Türkiye’de ilk kez
sektör temsilcileriyle paylaflt›k. Tüm y›l boyu gerçek enerji
perfomans›n›n ölçümlenebilece¤i bu yeni kriterler sayesinde iklim-
lendirme cihazlar›n›n çevresel etkisi en aza indirgeniyor ve
kullan›c›lara önemli maliyet avantaj› sa¤l›yor. Daikin Türkiye’nin
2015 y›l› hedeflerini anlatt›¤›m çeflitli toplant›larda, iklimlendirme
pazar›nda yüzde 20’lik pazar pay›yla sektör lideri olmay›
amaçlad›¤›m›z› büyük bir heyecanla belirtiyorum. Y›l›n ikinci yar›s›na
girdi¤imiz bu dönemde hedefe emin ad›mlarla yaklaflt›¤›m›z› görüy-
oruz. ‹stihdam say›m›zda da güncelleme yapmam›z› gerektiren
geliflmeler söz konusu. Günü geldikçe bütün geliflmeleri çeflitli
mecralarda sizlerle paylaflaca¤›m. Daikin Türkiye, sizin de
katk›lar›n›zla liderlik koltu¤una oturacak. Dergimiz size ulaflt›¤›nda r
amazan ay› gelmifl olacak. Bu kutsal ay›n tüm ‹slam alemine kutlu
olmas›n› dilerim... Bütün bu sözünü etti¤im konular› dergimizin
sayfalar›nda daha genifl olarak okuyabilirsiniz.
Bunun yan› s›ra ilginizi çekecek daha birçok haberimiz sizi bekliyor...
Hasan ÖNDERDaikin Turkiye CEO
We are innovative, we are the leader…On behalf of Daikin Turkey, we left a very busy agenda behind
in the last quarter. Above all, the ISKSodex Fair which took place
between 2-5 May was in our focus. Regarded as the major
meeting point of the industry, the fair was visited by over 82
thousand national and international guests this year. We have
taken part on behalf of Daikin and Airfel in the Sodex Fair,
where we experienced the happiness of introducing our
revolutionary VRV IV to the sector. Another reason of joy was
Daikin Europe N.V President Mr. Masatsugu Minaka’s
observations, visiting our booth on the first day of the fair.
A particular theme we emphasized on in the fair was the
“Seasonal Efficiency” issue globally pioneered by Daikin. On
behalf of Daikin Turkey team, we shared all the knowledge
regarding this new energy standard which will get in use in
Europe by 2013 officially with the sector representatives. With
these new criteria to evaluate the actual energy performance
throughout the year, the environmental effects of air
conditioning devices are minimized and users are enabled
significant cost benefits. In various meetings where I find the
chance to talk about the 2015 goals of Daikin Turkey, I declare
with great enthusiasm that we aim to be the sector leader with
a market share of 20 per cent in the air conditioning market.
Entering into the second half of the year, we acknowledge that
we are moving forward in steady paces to our goal. Some
developments lead us to update our numbers of employment.
I will be sharing these developments in various media when
the time comes. Daikin Turkey will take the leadership with the
help of your contributions. Ramadan will have arrived as you
will be reading this issue. I wish this holy month to bring
blessings to the entire Islam world…
You can read all these themes in detail in the pages of our
magazine. In addition, there are lots of interesting articles
awaiting for you inside…
Hasan ÖNDERDaikin Turkey CEO
ÖNSÖZ/EDITO
SANT‹GRAT 3
003_005_icindekiler 7/16/12 6:06 PM Page 1
�
2-5 MAYIS TAR‹HLER‹NDE GERÇEKLEfiEN VE TÜRK‹YE’DE SEKTÖRÜN ENÖNEML‹ BULUfiMA NOKTASI OLARAK KABUL ED‹LEN ISK-SODEX FUARI’NAHEM DAIKIN HEM DE AIRFEL MARKALARI DAMGASINI VURDU. BOTH DAIKIN AND AIRFEL LEFT THEIR MARKS ON THE ISK-SODEX FAIR,CONSIDERED AS THE MAJOR MEETING POINT OF THE SECTOR INTURKEY, ON 2-5 MAY.
�
ZEKER‹YAKÖY’DE YAPIMI SÜREN ORMANADA PROJES‹N‹N ‹KL‹MLEND‹RMEÇÖZÜMLER‹ B‹RÇOK PROJEDE OLDU⁄U G‹B‹ DAIKIN’DEN GELD‹...THE AIR CONDITIONING NEEDS OF THE PROJECT ORMANADA UNDERCONSTRUCTION IN ZEKERIYAKÖY IS OFFERED AS USUAL BY DAIKIN.
16
�
BAfiARI ‹fiE ALMAKLA MI BAfiLAR?... M.RAUFATEfi, JAPON ‹fi KÜLTÜRÜNE DE DE⁄‹ND‹⁄‹YAZISINDA KONUYU ‹NCEL‹YOR. DOES SUCCESS BEGIN ON RECRUITMENT?M.RAUF ATEfi DELVES IN THE THESIS IN HISARTICLE ON JAPANESE BUSINESS CULTURE.
�
“NEREDE O ESK‹ RAMAZANLAR” SÖZÜNÜ SIKÇA DUYARIZ. NELER YAfiANIRMIfi ORAMAZANLARDA; B‹RAZ YAD EDEL‹M...WE HEAR THE VERSE “OH THE GOOD OLDRAMADANS” SO FREQUENTLY. LET US RECALLWHAT HAS BEEN LIVED DURING THOSERAMADANS…
‹Ç‹NDEK‹LER/CONTENTS
10
40
52
4 SANT‹GRAT
003_005_icindekiler 7/17/12 10:33 AM Page 2
�
BEYAZ BADANALI, MAV‹YE BOYANMIfi KAPI VE PENCEREL‹ KÜB‹K EVLER,BEGONV‹LLERLE BEZENM‹fi DAR SOKAKLAR, HAREKETL‹ CADDELER‹YLE“KOMfiU”NUN ADALARINDAYIZ...CUBICAL HOUSES PAINTED IN WHITE WITH BLUE DOORS AND WINDOWS,NARROW PATHS COVERED BY BEGONVILLAS, LIVELY STREETS: WE ARE INTHE “NEIGHBOUR’S” ISLANDS…
� DÜNYA KL‹MA DEV‹ DAIKIN, 4’ÜNCÜ NES‹L VRV ‹LE VER‹ML‹L‹K ÇITASINI DAHA DA YÜKSE⁄E TAfiIYOR. ÜRÜN YÜZDE 25 DAHA DÜfiÜK ENERJ‹ MAL‹YET‹ SA⁄LIYOR. THE GLOBAL AIR CONDITIONING GIANT DAIKIN RAISES THE STANDARDS OF EFFICIENCY EVEN FURTHER WITH THE FOURTH GENERATION VRV. THANKS TO THE PRODUCT, 25 PER CENT LESS ENERGY IS SPENT. 26
� SHOPING FEST ETK‹NL‹⁄‹NDE DAIKIN’‹N KARAKTERLER‹N‹ Ç‹ZEN USTA M‹ZAHÇI ERD‹L YAfiARO⁄LU DERG‹M‹ZE ÖZEL B‹R RÖPORTAJ VERD‹. THE INGENIOUS HUMOURIST ERD‹L YAfiARO⁄LU, WHO DREW DAIKIN CHARACTERS DURING THE SHOPPING FEST EVENTS, GAVE AN INTERVIEW FOR OUR MAGAZINE. 30
� ECO D‹ZAYN D‹REKT‹F‹ (ERP) UYARINCA AVRUPA ÜLKELER‹, 2013 YILINDAN ‹T‹BAREN ISITMA VE SO⁄UTMA C‹HAZLARININ GERÇEK ENERJ‹ VER‹ML‹L‹⁄‹N‹ ÖLÇEN “SEZONSAL VER‹ML‹L‹K”E GEÇ‹YOR.IN ACCORDANCE WITH THE ECO DESIGN DIRECTIVE (ERP), THE EUROPEAN COUNTRIES PASS ON TO THE “SEASONAL EFFICIENCY” TO MEASURE THE ACTUAL ENERGY EFFICIENCY OF THE HEATING AND COOLING DEVICES BY 2013. 34
� GÜNÜMÜZDE SADECE B‹R SANAT OLARAK KABUL GÖREN GELENEKSEL JAPON DAVULU TAIKO, SAVAfiTA ORDUYU CANLANDIRMAK, HALKI BAYRAM KUTLAMALARINA DAVET ETMEKG‹B‹ B‹RÇOK NEDENLE ÇALINIYORDU. REGARDED TODAY AS A MERE FORM OF ART, THE TRADITIONAL JAPANESE DRUM TAIKO USED TO BE PLAYED TO ENCOURAGE THE ARMY IN WAR AND TO INVITE PEOPLE OVER FOR THE FESTIVE CELEBRATIONS. 39
� DAIKIN’‹N ‹LER‹ TEKNOLOJ‹ HAVA TEM‹ZLEY‹C‹S‹, STREAMER TEKNOLOJ‹L‹ HAVA TEM‹ZLEY‹C‹S‹MC70L ‹S‹ML‹ ÜRÜ, ALERJENLER‹ VE ZARARLI BAKTER‹LER‹ AYRIfiTIRIYOR. DAIKIN’S HI-TECH AIR CLEANER WITH STREAMER TECHNOLOGY NAMED MC70L REFINES THEAIR FROM ALLERGENS AND HARMFUL BACTERIA. 44
� G‹RESUN’UN KARABÖRK BELDES‹’NDE KONUfiULAN B‹R ÇEfi‹T ISLIK D‹L‹, BELK‹ DE DA⁄DAN DA⁄A HABERLEfiMEN‹N EN ‹Y‹ YOLU... A KIND OF WHISTLING LANGUAGE USED IN G‹RESUN’S KARABÖRK REGION IS PROBABLY THE BEST WAY OF COMMUNICATING BETWEENMOUNTAINS… 46
SANT‹GRATTEMMUZ/JULY - A⁄USTOS/AUGUST - EYLÜL/SEPTEMBER
2012 SAYI/ISSUE: 17
Daikin Is›tma ve So¤utma Sistemleri San. Tic. A.fi. Ad›na ‹mtiyaz Sahibi
On Behalf of Daikin Air Conditioning Systems Ind. Trade Inc.Hasan Önder
Yönetim Yeri/Headquarter:Daikin Is›tma So¤utma Sistemleri San. Tic. A.fi
Hürriyet Mahallesi E-5 Yanyol Üzeri No: 57
Kartal / ‹stanbul Tel/Phone+90 216 453 27 00
www.santigrat.com.tr [email protected]
Yaz› ‹flleri Müdürü (Sorumlu)/(Managing) Editor in Chieffiule fientarl›
Kreatif Direktör/Creative DirectorBelma Kuyucu
Editör (Kurumsal)/Editor (Corporate)Hülya Dinçer
Editör (‹çerik)/Editor (Content)Salih Akkaya
Çeviri/Translation ServicesGökçe Aktu¤
Foto¤raf/PhotographyDeniz Aç›ksöz
Katk›da Bulunanlar/Contributors:Seyra Faralyal› Erdalo¤lu, Ümmü Taylan,
Bora Erdin, Murat Kurt,
Bask›/PrintingAktif Matbaa ve Reklam Hizmetleri
San. Tic. Ltd.fiti. Sefaköy Halkal› Cad. No. 245 Küçükçekmece / ‹stanbul Tel: 0 (212) 698 93 54
© Bu yay›n›n her hakk› sakl›d›r. Bu dergide legal olarak yay›mlanan yaz›,makale, foto¤raf, çizgiroman ve illustrasyonlar›n sorumluluklar› sahiplerine ait
olup, copyright haklar› Daikin Is›tma ve So¤utma Sistemleri San. Tic. A.fi.’ye ait-tir. ‹çeri¤in, Daikin Is›tma ve So¤utma Sistemleri San. Tic. A.fi.’den yaz›l› izin
almaks›z›n herhangi bir ortamda ço¤alt›lmas›, bas›lmas›, referans gösterilmesi veyay›mlanmas› yasakt›r.
© All rights reserved. The legal responsibility for all the articles, images andillustrations published in this magazine belong to their owners, whereas theircopyrights to Daikin Air Conditioning Systems Ind. Trade Inc. Reproduction in
whole or part without the written permission of Daikin Air Conditioning Systems Ind. Trade Inc. is strictly prohibited.
Geri dönüflümlü ka¤›da bas›lm›flt›r. / Printed on recycled paper.
20
SANT‹GRAT 5
003_005_icindekiler 7/16/12 6:06 PM Page 3
Akıllı telefonla tatlı rüyalarSweet dreams with smart phones
Scientists from London are working on adapting the motion and sound sensitive sensor technology that has replaced the com-
mon control pannels in game consoles to critical operations. The new system enables doctors to control the images using their
voices and gestures instead of keyboards. Surgents state that the new technology gives them much more control and prevents
them from disconcentration. According to the experts, the technology will be put in us efor all operations within 1 years.
They used to say that your
ears woul burn when some-
one talked about you. In the
21st century, you will smell
the fact instead! The new
invention named Olly checks
its owner’s reputation in
social media sites and alerts
by giving off an odour when
s/he is mentioned. Olly is
developed by Benjamin Red-
ford by Mint Technologies.
Redford’s primary impetus
was creating an online robot
with no monitors.
Scientists initiated a research on whether our dreams
could be taken under control. The thesis under trial
is on whether the dreams could be manipulated
through sounds. A smart phone application playing
the sounds of birds chirping in the forest or waves
hitting on rocks is specially developed for the experi-
ment.
Ameliyat yapmak çocuk oyuncağı Operation as a piece of cake
Adınız geçince koku salgılayan robot This robot emits odour on hearing your name
Londra’da doktorlar oyun konsollarında kullanılan ve alışıldık kont-
rol panelleri yerine harekete ve sese duyarlı sensörlerle işlem
yapılmasını sağlayan teknolojiyi hassas ameliyatlarda kullanmak
için denemeler yapıyor. Bu yeni sistem doktorların görüntüle-
ri klavye yerine ses ve el hareketleri ile kontrol edebilmesine
olanak tanıyor. Cerrahlar bu yeni teknolojinin kendilerine daha
kontrol sahibi olma imkanı sağladığını ve dikkatlerinin dağılmasını
engellediğini söylüyor. Uzmanlar bu yeni teknolojinin 15 yıl içinde
tüm ameliyatlarda kullanılmasına başlanabileceğini düşünüyor.
Eskiden biri hakkınızda konuşunca kulaklarınız çınlar denirdi. 21’inci yüz-
yılda ise biri hakkınızda konuştuğunda bunun kokusunu alacaksınız. Yeni
icat edilen Olly adlı bir robot sosyal medya sitelerinde sahibinin adının
geçip geçmediğini kontrol ediyor ve biri sahibinden bahsettiğinde ortama
bir koku yayarak onu haberdar ediyor. Olly, Mint adlı teknoloji şirketinden
Benjamin Redford tarafından geliştirildi. Redford, Olly’i yaratırken inter-
nete bağlı ancak ekranı olmayan bir robot yapmak olduğunu söyledi.
Uzmanlar rüyamızda ne göreceğimizi kontrol edip
edemeyeceğimiz üzerine bir araştırma başlattı. Seslerin
rüyayı yönlendirebileceği tezi sınanacak. Bu deney için
geliştirilen bir akıllı telefon uygulaması, uyuyan insanla-
ra ormanlık bir yerde ötüşen kuşların ya da kıyıya vuran
dalgaların seslerini çalacak.
6 SANTİGRAT
The US company SpaceX successfully launched a rocket carrying a cap-
sule loaded food and spare parts to the space station in the world’s
orbit from the Cape Caneveral in California. The blast-off went down in
history as the very first special cargo to the space. The rocket capsule
“Dragon” is going to return on Earth after dropping load, loaded with
parts in need of repair.
The new cell phone to hit the Japanese market has
a very special talent. Softbank, the third network
operator of the country, developed a radiation
measuring cell phone for consumers. This attrib-
ute of radiation measurement will be standard for
the cell phone Pantone, which is the most popu-
lar mobile phone following iPhone ever sold by
Softbank. Pantone 5 is developed by Sharp and the
new release works on Android. The phone with an
impermeable lining is very easy to carry around.
Uzaya ilk özel kargo gönderildi First special space cargo is sent
ABD’de SpaceX şirketi, dünya yörüngesindeki uzay istasyonuna gıda ve
yedek parça ulaştıracak olan kapsülü taşıyan bir roketi ‘California’daki
Cape Caneveral Üssü’nden başarıyla fırlattı. Bu uçuş ilk özel kargo taşı-
ması olarak tarihe geçti. Roketin Dragon adındaki kapsülü, yükü boşal-
dıktan sonra, dünyaya geri dönecek. Yerküreye düştüğünde içinde tamir
edilmesi gereken malzemeler olacak.
Japonlara özel cep telefonu yapıldı Special cell phone for JapaneseJaponya’da piyasaya sürülecek olan bu cebin diğerle-
rinden çok farklı bir yeteneği var. Japonya’nın üçüncü
ağ operatörü Softbank, tüketicilere yönelik radyasyon
ölçerli telefonun hazırladı. Radyasyon ölçme özelliği,
Pantone cep telefonunun standart bir özelliği olacak.
Pantone, iPhone’dan sonra Softbank tarafından satılan
en popüler cep telefonu. Pantone 5, Sharp tarafından
geliştiriliyor ve cebin bu sürümü Android ile çalışıyor.
Aynı zamanda su geçirmeyen bir kaplamaya sahip cep
telefonunun elde taşınması da çok pratik.
SANTİGRAT 7
Herkesin robotu kendine / To each his own robot
Ay’a gideceklere önemli uyarı / Important notice for Moon travellers
Researchers are working on enabling any computer user to design
his own robot in 24 hours by using his own pc, and to produce
it with the help of a special printer. In case the US study gains
success, designing an printing one’s own robot at home will be
possible within a decade. The research team believe that target-
oriented robots will be very easy to produce and will have a high
impact on society once the research becomes successful. The study
is financed by the 10 million USD donation of the US National Sci-
ence Foundation.
If you happen to visit our satellite one day,
remember this threatening announcement of the
NASA! Starting with the Lunar X Prize contest by
Google, companies began working for sending a
robot to the Moon. NASA is apparently disturbed
by all these devoted studies, for they asked for
absolutely no damage on the charges and traces
they left on the satellite. The US flag, Apollo
Rover vehicle, collision zones, trial equipments
and foot marks left by NASA are considered as the
historical heritage of Moon.
Araştırmacılar sıradan bir insanın evindeki bilgisayarı kullanarak 24
saat içinde kendi robotunu tasarlayıp, bu tasarımı özel bir yazıcı saye-
sinde üretmesini sağlamayı hedefliyor.
ABD’de yürütülen proje başarıya ulaşırsa, evlerde robot tasarlayıp
bunları yazıcılarda basmak 10 yıl içinde mümkün olabilecek. Araştır-
mayı yürüten ekip bu proje sayesinde amaca özel robotlar yaratma-
nın çok kolay hale geleceğini ve bunun toplum üzerinde önemli et-
kileri olacağını düşünüyor. Araştırma, Amerikan Ulusal Bilim Vakfı’nın
10 milyon dolarlık bağışı ile finanse ediliyor.
Eğer bir gün yolunuz uydumuz Ay’a düşerse,
NASA’nın bu tehdit gibi açıklamasını unutmayın.
Google’un Lunar X Prize yarışması ile birlikte şirket-
ler Ay’a robot göndermek için çalışmalara başladı.
Tabii bu hummalı çalışma NASA’yı rahatsız etmiş
olacak ki, NASA, Ay’da bıraktığı emanetlere ve izlere
kesinlikle zarar verilmemesini istedi. Ay’da bıraktığı
Amerikan Bayrağı, Apollo Rover aracı, çarpışma
bölgeleri, test ekipmanları ve ayak izlerinin hepsini
Ay’ın tarihi mirası olarak görüyor.
8 SANTİGRAT
Jobs’un notları açık artırmada / Jobs’ s notes in auction
350 yıllık problemi 16 yaşında çözdü / 16 year old solved the 350 year old problem
An engineering note taken by Steve Jobs
even before Apple was founded went on
the block in Sotheby’s. The four page report
aiming for the improvement of Atari World
Soccer Cup game, written by the recently
deceased CEO of Apple in 1974, during his
position in Atari will be put in auction by
Sotheby’s. The report written down by the
19 year old Jobs will go on the block in New
York and is estimated to be sold for a mini-
mum of 15 thousand dollars.
The problem written down 350 years ago
by Sir Isaac Newton, who is considered
as one of the greatest scientists and
mathematicians in
history, is solved by
a 16 year old student
in Germany. Hav-
ing solved the two
fundamental particle
dynamics theory,
the Indian-origined
Shouryya Ray from
Dresden is consid-
ered a “genius” by the world of
science. In the past, physicians could solve
the Newton problems with the help of
computers. The solution offered by Ray will
help scientists in calculating the itinerary of
a ball thrown in the air.
Steve Jobs’un daha Apple bile kurulmadan
önceki bir mühendislik notu Sotheby’s’de açık
artırmaya çıktı. Apple’ın geçen yıl hayatını kay-
beden CEO’su Steve Jobs’un 1974’te Atari’de
görev yaptığı zamanlara denk gelen eliyle
yazdığı Atari Dünya Futbol Kupası oyununu
geliştirmeyi amaçlayan dört sayfalık raporu,
Sotheby’s tarafından satışa sunulacak. Jobs’un
19 yaşındayken yazdığı ve New York’ta açık
artırmaya çıkarılacak raporun en az 15 bin dolar
satılması bekleniyor.
Tarihin en büyük bilim insanı
ve matematikçilerinden biri
kabul edilen Sir Isaac Newton
tarafından 350 yıl önce yazılan
bir problem, Almanya’da ya-
şayan 16 yaşındaki bir öğrenci
tarafından çözüldü. Dresden
kentinden yaşayan Hint asıllı
Shouryya Ray, iki temel parça-
cık dinamiği teorisini çözme-
sinin ardından bilim dünyası
tarafından “dahi” olarak kabul
ediliyor. Fizikçiler, Newton’dan
kalan bu problemleri geçmişte
bilgisayarların yardımıyla çöze-
bilmişti. Ray’in sunduğu çözüm,
bilim insanlarının fırlatılan bir
topun havada izlediği yolu he-
saplanmasına yardımcı olacak.
SANTİGRAT 9
Nerede o ‘eski’ ramazanlar…‘ESKİYE RAĞBET OLSA BİT PAZARINA NUR YAĞAR’ DEMİŞ ATALAR. OYSA RAMAZANDA DA, BAYRAM-DA DA ‘NERDE O ESKİLER’ SÖZÜNDEN GEÇİLMEZ ORTALIK. DİLİMİZE PELESENK OLMUŞ BİR KERE. SÖYLERİZ SÖYLEMESİNE AMA PEK DE BİLMEYİZ. NEYMİŞ BU ESKİNİN HİKMETİ… NELER YAŞANIRMIŞ O RAMAZANLARDA…Yazı/By: BENGÜ BADE
Bağışlanmanın, bolluğun, bereketin bir o kadar da
toplumsal dayanışmanın ayı ramazan. ‘Bin aydan daha hayırlı.’
İslam aleminde heyecanla, coşkuyla beklenen, sevinçle, say-
gıyla karşılanan başka bir zaman yok, inananlar için. Bugün de,
geçmişte de... Alışkanlıklar değişiyor, adetler de yerini yenileri-
ne bırakıyor. Eski ramazanların peşine düşüp neredeler şöyle bir
Ramadan is the
month of forgiveness, abun-
dance, blessing, and last but
not least, of social solidar-
ity. ‘More blessed than a
thousand months.’ For the
faithful, no other month is
anticipated with more en-
thusiasm, more eagerness,
more joy and respect in the
world of Islam. There is not,
there has never been… The
10 SANTİGRAT
habitudes change, so do the
traditions. That is why we
wanted to keep track of the
old Ramadans and see what
has come and gone…
‘The Ramadan Crescent’
used to be the harbringer
of Ramadan. As there were
no giant skyscrapers back
then, those waiting eagerly
for the new moon to rise on
the 29th day of the month
of Şaban (the 8th month
of the Muslim calendar)
kept guard on the highest
places they could find, from
the Galata Tower to the
minarets. The months
could last 29 or 30
days in the moon
calendar, which
was why Ramadan
did not start before
the new moon’s rise.
As expected, children
were keenest followers.
The rise of the crescent was
announced with drums,
which were followed by
children of all ages, wander-
ing from street to street to
announce the good news
with pleasure.
THE GOLDEN CHICKPEASSolidarity counts as much
as worship in Ramadan.
All doors were wide open
for anyone during ‘iftar’
(the breaking of the fast).
No invitation was needed.
Knocking on a random door
as an unexpected dinner
guest was neither found
odd nor condemned. Tables
were also set for unexpected
guests, to whom the same
meals were served as the
rest of the household. There
was a surprise waiting for
out-of-the-blue visitors
after dinner: the hosts saw
their dinner guests off with
small gifts or some money;
which was usually a silver or
golden coin in a velvet sac.
The tradition first started by
Mahmut Pasha, the Grand
Vizier of Sultan Mehmet
II, and in time became
widespread. Rumour has it
that Mahmut Pasha hides
golden chickpeas in rice, and
said: “He who enjoys wealth
should have gold in his
mouth to spend unselfishly.”
And families of moderate
means invited their
neighbours on seven
dinners during Ramadan.
Cold fruit juices, lemonades
were served from the
bakalım, Osmanlı’dan bugüne birlikte gezelim istedik.
Ramazan’ın müjdecisi ‘Ramazan Hilali’ydi eskiden. Şaban ayının
29’uncu günü sabırsızlıkla hilalin çıkmasını bekleyenler şimdiki
gibi koca koca gökdelenler olmadığından, Galata Kulesi’nden
cami minarelerine, buldukları en yüksek yerlerde nöbet tutar-
lardı. Ay takviminde aylar 29 ya da 30 çekebileceğinden hilal
görülmeden ramazan ilan edilmezdi. Çocuklar bu işin en sıkı
takipçisiydi, elbette. Davullarla hilalin görüldüğü herkese bildi-
rilir, çocuklar en küçüğünden en büyüğüne davulcuların peşine
takılır, sokak sokak dolaşarak neşe içinde müjdeyi verirlerdi
sağa sola.
ALTIN NOHUTLAR...Dayanışma ibadet kadar önemli ramazanda. İftar için bütün
kapılar ardına kadar açıktı, herkese. Davete bile gerek yoktu.
Rastgele bir konağın kapısını çalıp, “İftara Tanrı misafiri!” diyen
ne yadırganır, ne de ayıplanırdı. Evlerde davetsiz
misafirler için de sofralar kurulur. Ev sahibi
ne yiyorsa, onlar da aynısını yerdi. Çat kapı
gelen bu misafirleri iftarın sonunda bir de
sürpriz beklerdi: Diş kirası. Ev sahibi yeme-
ğe gelen misafirleri uğurlarken para ya da
küçük hediyeler verirdi. Bu genelde kadife
Good “old” ramadans…A TURKISH PROVERB SAYS, “IF THERE WERE DEMAND FOR THE OLD, THE FLEA MARKET WOULD BE THE LAND OF MILK AND HONEY.” DURING RAMADAN AND THE FEAST, HOWEVER, EVERYBODY KEEPS TALKING ABOUT THE GOOD OLD DAYS. LIKE THE HARP ON THE SAME STRING, WE REPEAT IT AGAIN AND AGAIN, WITHOUT KNOWING MUCH WHAT WE ARE TALKING ABOUT. WHAT IS SO GOOD ABOUT THE OLD? WHAT USED TO HAPPEN ON THOSE RAMADANS?
SANTİGRAT 11
fountains which were
present in every other
neighbourhood; and sherbet
pulsed from the German
Fountain in
Sultanahmet Square
throughout Ramadan.
Another tradition concerned
the credit book. In Ramadan,
the rich did as much as their
wealth permitted to charge
off the debts of the poor to
the grocer or the butcher.
Neither the debtor knew by
whom his debt was charged
off, nor the benefactor knew
whom he helped.
The Friday prayers were
performed in certain places
as well. The address of the
first Ramadan Friday was
Haghia Sophia, and the
following Fridays were ad-
dressed to Eyüp Sultan, Fatih
and Blue Mosques respect-
fully. The people did not
sleep until dawn,
waiting for sahur (meal
eaten before starting fasting
in Ramadan). Promenading
around Istanbul shimmering
with ‘mahyas’, i.e.
decorative lights hung be-
tween minarets, after
dinner was a unique
pleasure. Some enjoyed the
encomiast or the galanty
show, others spent time
in mosques. The mosques
used to be open until dawn.
kese içinde gümüş akçe veya altın paralar olurdu.
İlk kez Fatih Sultan Mehmet’in sadrazamı Mahmut Paşa
tarafından uygulanmaya başlanan bu gelenek giderek
yaygınlaştı. Bir rivayete göre Mahmut Paşa pilava altın
nohutlar koyar: “Servete nâil olan kimsenin ağzında, cö-
mertçe sarf etmek için altun bulunmalıdır” derdi. Orta halli
ailelerse ramazan boyunca komşularını 7 akşam iftara çağırırdı.
Hemen hemen her mahallede bulunan sebillerde soğuk meyve
suları, limonatalar dağıtılırdı. Sultanahmet Meydanı’ndaki Alman
Çeşmesi’den ise ramazan boyunca şerbet akardı. Bir başka adet
ise ‘zimem defteri’ yani veresiye defteriydi. Ramazanda zen-
12 SANTİGRAT
Here were served sahur
and iftar meals. The moral
life was enriched further by
Koran readings and religious
chats. Like people, mosques
too welcomed Ramadan
in their best. In addition to
the first and the last days of
this month, minarets were
dressed in caftan, in other
words decorated with lines
of candles also in the Night
of Decree and the evenings
of fest.
FROM SINOP TO ERZURUM...
Every region had their own
ginler herhangi bir bakkala, kasaba ya da manava girer, serveti
elverdiğince yoksulların borçlarını kapatırdı. Ne borçlu borcun
kim tarafından ödendiğini bilirdi. Ne de hayrı yapan bunu kime
yaptığını. Cuma namazlarının da nerelerde kılınacağı belliydi.
Ramazanın ilk cuması Ayasofya’da, onu takip eden cumalar
sırasıyla Eyüp Sultan, Fatih ve Süleymaniye camilerinde. Halk
sabaha kadar uyumaz, sahuru beklerdi. İftardan sonra mahya-
larla süslenmiş ışıltılı İstanbul’da gezmek ayrı bir keyifti. Kimi
SANTİGRAT 13
Ramadan rituals. In Bursa,
iftar guests were presented
boxwood spoons at the door
of the living room. On the
spoons were written the
names of Kuran sections,
and people were seated
on tables which carried the
same name with that on
the spoons. Hence, people
sat and ate together with
no divisions as rich or poor.
Watching the galanty shows
of Karagöz and Hacivat, who
are rumoured to have lived
in the region, was a distinct
pleasure in Bursa.
Kayseri’s famous ‘Arabian
soup’ was cooked to bring
everyone together. This
poultry and dough soup
was shared by a number of
families. Dropping the dough
in the soup had the penalty
of cooking the next soup and
invite new people over.
On the night bridging the
14th day of Ramadan to
the 15th, basket festivals
were held in Samsun’s Bafra
county. After dinner, children
collected tips from house-
holds with lanterns called
‘baskets’ in their hands.
In Sinop, adolescents went
out for the same purpose.
After dinner, they
collected tips with lanterns
and candles from
households on finely
decorated rowboats. They
stopped the boats by the
destined houses, sang
verses and asked for tips,
which were thrown from the
houses wrapped in
handkerchieves, the ends
of which were burned to be
seen in dark.
The first time faster kids
meddah ya da Karagöz seyredip eğlenirken, kimi de vaktini
camide geçirirdi. Camiler de sahura kadar açıktı, buralarda sahur
ve iftar yemekleri dağıtılırdı. Okunan Kur’anlarla, dini sohbetler-
le manevi hayat daha da renklenirdi. İnsanlar gibi camiler de
süslenerek karşılardı, ramazanı. Bu ayın ilk ve son gecelerinde
olduğu gibi, Kadir ve Bayram gecesi de cami minarelerine
kaftan giydirilir, yani dizi dizi kandille donatılırdı.
SİNOP’TAN ERZURUM’A...Bir de her yöreye özgü ramazan adetleri vardı. Bursa’da iftar
sofrasına gelen misafirlere salonun kapısında şimşir kaşıklar da-
ğıtılırdı. Kaşıklarda Kur’an’daki sure isimleri yazar, herkes aldığı
kaşıkta hangi sure ismi yazıyorsa, o ismin yazılı olduğu sofraya
otururdu. Böylece zengin-fakir hiçbir ayrım olmadan yan yana
yemek yerdi. Yörede yaşadığı söylenen gölge oyunu karakter-
leri Hacivat ve Karagöz gösterilerini Bursa’da seyretmek de bir
14 SANTİGRAT
were given presents in
Erzurum. In Kütahya, they
were carried around on the
backs of family elders after
dinner. In Karaman and
Aksaray, games of thimble,
heads, counting stars, hiding
eggs were played; stories
and memories of grown-ups,
local tales and legends were
listened. Ramadan festivities
were noteworthy in Izmir
Kemeralti and Edirne’s
Selimiye Square, whereas
in Tekirdağ boat rides, in
Isparta paper minaret
decorations, in Sivas string
havla were among
Ramadan’s indispensable
pleasures.Some of these old
Ramadan traditions were
forgotten by, other still
survive. Perhaps customs
do not die completely, but
are transformed in parallel
to the time and lifestyles.
We cannot knock on random
doors to be invited in. But
there are iftar tents who
cannot make up to their
homes. Instead of gifts or
money, there are glorious
iftar dinners in luxury hotels.
What still remains is the
spirit of cooperation and
solidarity. And the fact that
this month always waited
in anticipation and joy is a
month of forgiveness and
worship. Yes, we miss the
good old days, but present
Ramadans surely offer other
pleasures and emotions. And
who knows, we will prob-
ably chant the same tune on
the good old days 50 years
from now on…
başka güzeldi. Kayseri’de yapılan arabaşı çorbası da herkesi bir
araya getirmek içindi. Tavuk, hindi ya da kaz etleriyle yapılan bu
hamurlu çorba birkaç aile bir araya gelinerek yenirdi. Çorbaya
hamuru düşüren cezalı sayılır ve bir sonraki arabaşını yaparak
yeni konuklar davet ederdi. Ramazan ayının 14’ünü 15’ine
bağlayan gece Samsun’un Bafra ilçesinde sele-sepet şenlikleri
yapılırdı. İftarın ardından çocuklar sele-sepet adı verilen fener-
lerle evleri dolaşarak bahşiş toplarlardı.
Sinop’da da gençler ‘helesaya çıkardı’. İftar sonrası özenle süs-
lenmiş kayıklar eşliğinde ellerde fener ve mumlarla mahalleleri
dolaşılarak bahşiş toplarlardı. Kayığı, gidilen evin önüne koyan
gençler mani söyleyip bahşiş ister, bahşişler evlerden bir men-
dile sarılarak atılır. Gece karanlıkta düştüğü yer görülsün diye de
mendilin ucu yakılırdı. İlk defa oruç tutan çocuklara Erzurum’da
hediyeler verilir, Kütahya’da da iftardan sonra aile büyükleri
tarafından sırtlarında gezdirilirdi. Karaman ve Aksaray’da yüksük
oyunu¸ tura oyunu¸ yıldız sayma¸ yumurta saklama gibi oyunlar
oynanıp büyüklerin anlattığı hikayeler¸ anılar yöresel masal
ve efsaneler dinlenirdi. İzmir’in Kemeraltı, Edirne’nin Selimiye
Meydanı’ndaki ramazan eğlenceleri, Tekirdağ’da sandalla sahil
turları, Isparta’da cami minarelerinin tırtır denilen süslü kağıtlar-
la bezenmesi, Sivas’ın tel helvası, ramazanın vazgeçilmez tat-
larındandı. Eski ramazanlardaki geleneklerin bir kısmı unutulup
gitti, bir kısmı ise hala sürüyor. Adetler tam olarak kaybolmuyor
belki ama zamana, yaşama biçimimize göre şekil değiştiriyor.
Her kapıyı çalıp misafir olamıyoruz. Ama evine yetişemeyenler
için iftar çadırları var. Diş kirası yerine lüks otellerde verilen ih-
tişamlı iftar yemekleri. Değişmeyen bir şey varsa yardımlaşma
ve dayanışma ruhu. Her zaman telaşla, sevinçle beklenen bu
ayın bağışlanma ve ibadet ayı olduğu bir de. Eskileri özlüyoruz
özlemesine. Bugün de ramazanlarda başka tatlar, başka he-
yecanlar var kuşkusuz. Kim bilir belki 50 yıl sonra bugünleri de
anıp “nerde o eski ramazanlar” diyeceğiz.
SANTİGRAT 15
Yaz› / By SEYRA FARALYALI ERDALO⁄LU
Komflu’nun ufak tefek adalar›BEYAZ BADANALI, MAV‹YE BOYANMIfi KAPI VE PENCEREL‹ KÜB‹K EVLER, BEGONV‹LLERLE BEZENM‹fi DAR
SOKAKLAR, KIPIR KIPIR CADDELER, UFKA UZANAN YEMYEfi‹L BA⁄LAR, BAfiKA B‹R ZAMANDAN GEL‹P KON-
MUfi G‹B‹ TEPELERDEN BAKAN YEL DE⁄‹RMENLER‹, PLAJLAR, NEFES KESEN GÜNBATIMI MANZARALARI…
‹fiTE KIKLAD ADALARI…
20 SANT‹GRAT
020_025_yunan 7/12/12 1:41 PM Page 2
We, the Turkish
people, recall the
Dodecannes when the Greek
Islands are mentioned; the
rest of the world, however,
share a different perception.
The Cyclads are the first
among the Greek archipela-
go (one island of which has
recently been sold to a Qatar
Sheikh) spread around the
Ionian, the Aegean and the
Mediterranean seas.
According to the Greek
Mythology, the Cyclads
embrace the holy Delos
island, where Leto gave birth
to Artemis and Apollo.
Today, these islands are the
shining stars of Greek
tourism. 24 of the 39
islands, among which
Mykonos, Santorini, Paros,
Naxos and Ios are also
included, are settlements.
In addition to private yachts
and cruise ships, the Cyclads
can be reached by ferries
departing from Athens,
Thessaloniki and Crete. It
takes six hours of ferry ride
from Athens to reach the
most popular island
Mykonos. Airway is another
alternative to arrive the
island. With a reputation as
the most expensive vacation
spot of Greece, “the Island
of Entertainment” is compa-
rable to Ibiza, the wildest
island of the Mediterranean.
The central streets are
Yunan Adalar› deyince biz Türklerin akl›na önce
Oniki Adalar gelse de, dünyan›n kalan k›sm›n›n bu konudaki alg›-
s› farkl›. ‹yon Denizi, Ege ve Akdeniz’de irili ufakl› yüzlerce adaya
sahip olan Yunanistan (hatta birini yak›nlarda Katar fieyhi’ne sat-
t›lar) s›n›rlar› içinde bir adalar toplulu¤u var ki, Yunan Adalar› de-
yince akla ilk onlar geliyor: Kiklad Adalar›.
Yunan Mitolojisi’ne göre Leto’nun Artemis ve Apollon’u do¤urdu-
¤u kutsal Delos adas›n› çevreleyen adalardan oluflan Kiklad Ada-
lar›, bugün Yunanistan’›n en popüler turizm merkezlerinin bafl›n›
çekiyor. Aralar›nda Mykonos, Santorini, Paros, Naxos ve Ios’un da
bulundu¤u 39 adadan oluflan bu adalar toplulu¤unun 24’ü yerle-
WHITE CUBICAL HOUSES WITH DOORS AND
WINDOWS PAINTED IN BLUE, NARROW ROADS
COVERED IN BEGONVILLAS, LIVELY STREETS,
GREEN VINEYARDS STRETCHING ALONG THE
HORIZON, WINDMILLS ON THE HILLS THAT SEEM
TO BELONG TO A DIFFERENT TIME, BEACHES,
OUTSTANDING SUNSETS… WELCOME TO THE
CYCLADS!
The neighbour’stiny islands
SANT‹GRAT 21
020_025_yunan 7/12/12 1:42 PM Page 3
flime aç›k. Kiklad Adalar›’na özel yat ve cruise gemisi d›fl›nda Ati-
na, Selanik ve Girit’ten feribotla ulafl›labiliyor. Bu adalar›n en po-
püleri Mykonos’a Atina’dan feribotla 6 saatte ulafl›l›yor. Adaya
gelmek için di¤er bir seçenek de havayolu. Yunanistan’›n en pa-
hal› tatil merkezi olarak tan›mlanan e¤lence adas› Mykonos, Ak-
deniz’in en ç›lg›n adas› ‹biza ile k›yaslan›yor. Adan›n merkezinde-
ki sokaklar her daim kalabal›k ve hareketli. E¤lence 24 saat de-
vam ediyor. Her ne kadar Mykonos pahal›l›¤›yla ün yapm›fl olsa
da, merakl› bir gezgin kendine uygun koflullarda konaklayacak ve
adan›n tad›n› ç›karacak ortam bulabilir. 85 kilometrekarelik yüzöl-
çümüyle Kiklad Adalar›’n›n küçüklerinden biri olan Mykonos’un
merkezine en yak›n ve dolay›s›yla en kalabal›k plajlar› Malalianos
ve Tourlos. Sakl› cennetleri sevenler Plati Yialos plaj›ndan kalkan
küçük teknelerle Elia Plaj›’na gidebilirler. Mykonos’ta su sporlar›,
plaj partileri, dans ve e¤lenceden vakit bulanlar için kültürel ziya-
ret noktalar› da var. Folklor Müzesi, Arkeoloji Müzesi, Deniz Müze-
si ve Kültür Müzesi bunlardan en önemlileri. Parapotiani Kilisesi de
görülmeye de ¤er.
Adada y›l›n her dönemi festivaller ve dini bayramlar kutlan›yor.
Görkemli bir flekilde kutlanan festivallerde yeme, içme, yerel mü-
crowded and vivid all around
the clock. The party
continues 24 hours. Despite
its reputation for being
expensive, a curious voyager
can accomodate under
budget-friendly conditions
and enjoy the island.
With a surface area of 85
square kilometers, Mykonos
is one of the smallest islands
of the Cyclads. Malalianos
and Tourlos are the nearest
beaches to the center,
therefore also the most
crowded. The lovers of
hidden paradise prefer to
sail to the Elia Beach with
the little boats that depart
from the Plati Yialos.
Mykonos also has cultural
spots for those who can
spare time from water
sports, beach parties, dance
and entertainment. The
Museum of Folklore, the
Museum of Archeology, the
Maritime Museum and the
Museum of Culture are the
most significant. The Church
of Parapotiani is also worth
visiting. All around the year,
several civil and religious
festivals are celebrated on
the island. These spectacular
festivites include dining,
wining, local music and
dances all through the night.
During summer months,
widespread cultural and
artistic events are organized.
Linen and lace handcrafts,
ceramic souvenirs produced
by Mykonos women are on
the top of the gift lists. There
are many restaurants that
appeal to all kinds of tastes.
Still, it is the appetizers and
fish dishes that come forth.
MYSTICAL SANTORINI
Santorini is one of the most
mystical and attractive one
of the volcanic islands.
Allegedly, the most amazing
sunset to be seen is here.
It is as fun as Mykonos,
with the bonus of a romantic
twist, which makes it a
leading honeymoon
destination. Some scientists
go as far as to claim that
Santorini is the lost Atlantis
of Platon. From 3600 BC
until the great volcanic
explosion in 1500 BC, the
island was one of the Minos
colonies. The volcanic
explosion in Santorini was so
big that the Minos
Civilization in Crete 70 sea
miles away was destroyed
by the tsunami it caused.
The ruins of the ancient city,
which were perfectly
22 SANT‹GRAT
Santorini
020_025_yunan 7/12/12 1:42 PM Page 4
zik ve danslar gece boyunca devam ediyor. Her y›l yaz aylar›nda
genifl çapta kültürel ve sanatsal aktiviteler gerçeklefltiriliyor.
Mykonoslu kad›nlar taraf›ndan üretilen keten ve dantel el iflleri,
seramik hediyelik eflyalar hediyeliklerin bafl›nda geliyor. Adada
her tür damak zevkine hitap eden restoranlar mevcut. Yine de
mezeler ve bal›k spesiyaliteleri öne ç›k›yor.
G‹ZEML‹ SANTOR‹N‹
Volkanik adalar›n en gizemli ve caziplerinden biri ise Santorini.
Dünya üzerinde görülebilecek en eflsiz günbat›m› manzaras›na
sahip oldu¤u söyleniyor. Mykonos’tan fark›, e¤lenceli oldu¤u ka-
dar romantik de olmas›. Balay› için tercih edilen güzergahlar›n
bafl›nda geliyor. Santorini’nin Platon’un kay›p Atlantis’i oldu¤unu
iddia eden bilim insanlar› bile var. Ada MÖ 3600 y›l›ndan MÖ
1500 y›l›nda gerçekleflen fliddetli volkanik patlamaya kadar Mi-
nos Medeniyeti’nin kolonilerinden biriymifl. Santorini’deki volka-
nik patlama öylesine fliddetliymifl ki, 70 deniz mili uzaktaki Girit
Adas›’ndaki Minos Medeniyeti bu patlaman›n oluflturdu¤u dev
dalgalar, yani tsunami ile yok olmufl. Kat›laflm›fl tüflerin alt›nda
binlerce y›l çok iyi bir flekilde korunan antik kent kal›nt›lar› ada-
n›n benzersiz bir güzelli¤e sahip olmas›na katk›da bulunmufl. Vol-
kanik patlama sonucunda bugünkü krater görünümüne sahip
olan Santorini, y›l boyu bir milyonun üzerinde turistten ve balay›
preserved for millenia under
the solidified tuff, con-
tributed in the magnificient
beauty of the island. Owing
its crater-like look to the
volcanic explosion, Santorini
welcomes over one million
tourists and honeymooners
annually. Situated between
Ios and Anafi in the south
Cyclads, Santorini has a
surface area of 73
kilometersquare. The
coastline is 69 km long.
Santorini is not famous for
its beaches, as most of the
island coastline is covered in
black volcanic sand. Even
still, bathing on these
beaches is a unique
pleasure. Especially the red
beach which is surrounded
by black and white volcaniz
rocks is a sight to see.
Perissa and Kamari are the
island’s other noteworthy
beaches. The main
attractions of the island are
Acrotiri and Thira ruins. The
Museum of Thira must be
visited in order to see
colourful frescoes
excavated from the 3600
year old Acrotiri ruins. There
are numerous entertainment
centers on walking distance.
A noteworthy Jazz Festival is
SANT‹GRAT 23
Paros
020_025_yunan 7/12/12 1:42 PM Page 5
çiftinden oluflan ziyaretçi ak›n›na u¤ruyor. Kiklad Adalar›’n›n güne-
yinde, Ios ve ve Anafi adalar›n›n aras›nda yer alan Santorini’nin
yüzölçümü 73 kilometrekare. Adan›n k›y› fleridi 69 km uzunlu¤un-
da. Santorini’nin plajlar› meflhur de¤il, çünkü adan›n ço¤u kumsa-
l› siyah volkan kumuyla kapl›. Yine de bu plajlarda denize girme-
nin ayr› bir keyfi var. Özellikle siyah ve beyaz volkanik kayalarla
çevrilmifl k›rm›z› kumsal görülmeye de¤er. Adan›n di¤er ünlü plaj-
lar› ise Perissa ve Kamari. Adada gezip görülecek yerlerin bafl›nda
Akrotiri ve Thira harabeleri geliyor. 3600 y›l öncesinden kalma Ak-
rotiri harabelerinden ç›kar›lm›fl rengarenk duvar resimlerini gör-
mek için Thira Müzesi’ne gidilmeli. Yürüyüfl mesafesinde birçok
e¤lence merkezi bir arada bulunuyor. Adada her y›l çok önemli bir
etkinlik olan Caz Festivali düzenleniyor. Mainstream Jazz, Ethnic
held every year on the
island. World-famous bands
of mainstream jazz, ethnic
and funk is a major tourist
attraction. Most of the
traditional island architecture
is now restored, some of
which serve as hotels. Fira,
Immerovigli, Firostefani and
Oia villages which protect
their traditional lifestyles
must be seen.
THE TRICK OF THE 100TH
DOOR
Paros Island is situated right
in the heart of the Cyclads
and is surrounded by Naxos,
Mykonos, Ios, Sifnos and
Syros. As the third biggest
island of the archipelago, it
has a surface area of 186
kilometersquares, and a
coastline of 120 km. Paros
beaches are organized in the
perfect way to answer every
need. In addition to all kinds
of water sports, some
beaches offer the opportuni-
ty of windsurfing. Golden
Beach is one of the world
championship beaches in
windsurf. The middle section
of the island is hilly, where-
24 SANT‹GRAT
Mykanos
020_025_yunan 7/12/12 1:42 PM Page 6
as the skirts are surrounded
by abundant plains, which
are covered with green
vineyards, orchards and olive
groves. The capital of Paros,
Parikia is a harbour of
regular ferry and catamaran
services. Along the Parikian
coastline, there are
numerous cafés and
restaurants serving delicious
food. The island taverns are
ideal party places with live
music. The Ekatontapiliani
Church of Parikia has been
open for worship since 1700
years. The church is regarded
as the most significant
Byzantine architecture in
Greece. Literally translated
as the church of 100 doors,
the Ekatontapiliani Church
has its 99 doors discovered
until present. The legend has
it that the the day the 100th
door is found, Istanbul would
be taken by the Greeks. The
Valley of the Butterflies is
another island beauty. Here,
a unique butterfly species
can be encountered
between the months of June
and September.
Together with Mykonos,
Santorini and Paros; Ios,
Tinos and Naxos are the
most frequently visited
islands of the Cyclads. Being
the biggest member of the
Cyclads, Naxos is the island
of the wine god Dionysos.
The island offers pastoral
sights caharcterized with
olive trees, vineyards,
golden beaches, small lovely
villages. The Venetian castle
in the island center houses
two important museums: the
Museum of Venetians and
the Museum of Archeology.
SANT‹GRAT 25
and Funk gibi dünyaca ünlü gruplar›n festivale kat›lmas› turistle-
rin ilgisini art›r›yor. Adan›n geleneksel mimarisine ait evlerin bü-
yük bir k›sm› restore edilmifl durumda. Bunlar›n bir k›sm› otel
olarak hizmet veriyor. Geleneksel yaflam tarzlar›n› koruyan Fira,
‹mmerovigli, Firostefani ve Oia köyleri mutlaka görülmeli.
YÜZÜNCÜ KAPININ MAR‹FET‹
Paros Adas›, Kiklad Adalar›’n›n tam kalbinde yer al›yor. Çevresin-
de Naxos, Mikonos, Ios, Sifnos ve Siros bulunuyor. Adalar toplu-
lu¤unun bu üçüncü büyük adas›n›n yüzölçümü 186 kilometreka-
re. K›y› fleridinin uzunlu¤u ise 120 km. Paros’un plajlar› her türlü
ihtiyaca cevap verebilecek flekilde düzenlenmifl. Her türlü su
sporunun yan› s›ra plajlar›n bir k›sm›nda rüzgar sörfü yapma im-
kan› da var. Golden Beach rüzgar sörfü dünya flampiyonas›na ev
sahipli¤i yapan plajlardan biri. Adan›n orta k›sm› da¤l›k, yamaç-
lar ise verimli ovalarla çevrili. Ovalar, yemyeflil ba¤lar, meyve ve
zeytin a¤açlar›yla kapl›. Paros’un merkezi olan Parikia düzenli fe-
ribot ve katamaran seferlerinin yap›ld›¤› liman. Parikia’n›n k›y›
fleridinde leziz yemeklerin sunuldu¤u kafe ve restoranlar yer al›-
yor. Adan›n canl› müzik yapan tavernalar› e¤lenmek için ideal.
Parikia’da yer alan Ekatontapiliani Kilisesi 1700 y›ld›r ibadete
aç›k. Bu kilise Yunanistan’daki en önemli Bizans yap›s› olarak ka-
bul ediliyor. 100 kap›l› kilise anlam›na gelen Ekatontapiliani Kili-
sesi’nin bugüne kadar 99 kap›s› bulunmufl. Efsaneye göre yüzün-
cü kap›n›n bulundu¤u gün ‹stanbul Yunanl›lar taraf›ndan al›na-
cakm›fl. Adada görülmeye de¤er bir baflka güzellik Kelebekler
Vadisi. Haziran-Eylül aylar› aras›nda aday› mesken tutan özel bir
kelebek türüyle burada tan›flmak mümkün.
Mykonos, Santorini ve Paros’un yan› s›ra Ios, Tinos, Naxos da Kik-
lad Adalar›’n›n en çok ziyaret edilen adalar›ndan. Kiklad Adala-
r›’n›n en büyü¤ü olan Naxos, fiarap Tanr›s› Dionysos’un adas›.
Ada, zeytin a¤açlar›, üzüm ba¤lar›, alt›n renkli plajlar›, küçük ve
sevimli köyleriyle pastoral manzaralar sunuyor. Ada merkezin-
deki Venedikliler’den kalma kalede iki önemli müze bulunuyor:
Venedikliler Müzesi ve Arkeoloji Müzesi.
Syme
020_025_yunan 7/12/12 1:42 PM Page 7
Daikin Türkiye, Sodex Fuarı’na damgasını vurdu
Daikin Turkey left its mark on Sodex Fair
TÜRKİYE’DE SEKTÖRÜN EN ÖNEMLİ BULUŞMA NOKTASI OLARAK KABUL EDİLEN ISK-SODEX FUARI 2- 5 MAYIS TARİHLERİ ARASINDA İSTANBUL CNR EXPO’DA GERÇEKLEŞTİ. DAIKIN TÜRKİYE OLARAK, HEM DAIKIN HEM DE AIRFEL MARKALARIMIZLA FUARA DAMGAMIZI VURMAYI BAŞARDIK.
REGARDED AS THE MAJOR MEETING POINT OF THE INDUSTRY IN TURKEY, ISK-SODEX FAIR TOOK PLACE ON 2-5 MAY IN ISTANBUL CNR EXPO. ON BEHALF OF DAIKIN TURKEYİ WE LEFT OUR MARK ON THE FAIR WITH BOTH OUR BRANDS DAIKIN AND AIRFEL.
16 SANTİGRAT
Another fair be-
yond our expectations
went by thanks to the
committed efforts of Daikin
Turkey. About 300 people
worked for the building our
1000 squaremeter stand.
Throughout the fair, 100
people worked at the stand.
We did our best to welcome
each of our guests like the
guests who came to our
homes. In this respect, we
aimed to present a pleasant
atmosphere for our guests
with our cafeteria and live
music.
We established direct com-
munication with our dealers,
business partners and engi-
neers who have visited our
stand throughout the fair.
We had the opportunity of
sharing all kinds of detailed
information regarding our
Daikin and Airfel products
presented in our stand. We
had the chance to communi-
cate the knowledge regard-
ing the projects and vision of
Daikin Turkey to our guests.
In Sodex Fair, we also had
the chance to come together
with our young counterparts
Daikin Türkiye ekibinin özverili çalışmaları ile bek-
lentimizin çok ötesinde bir fuar yaşadık. Bin metrekarelik stan-
dımızın kurulmasında yaklaşık 300 kişi çalıştı. Fuar süresince
stantta 100 kişi görev aldı. Tüm ziyaretçilerimizi evimizin konuk-
ları gibi ağırlamaya özen gösterdik. Bu doğrultuda kafetaryamız,
canlı müziğimiz ile tüm misafirlerimize keyifli bir ortam sunmayı
amaçladık.
Fuar süresince standımızı ziyaret eden bayilerimiz, iş ortakları-
mız ve mühendislerle birebir iletişim kurduk. Standımızda yer
alan hem Daikin hem de Airfel markalı ürünlerimiz ile ilgili her
türlü detaylı bilgiyi tüm ziyaretcilerimizle paylaşma imkanı ya-
kaladık. Daikin Türkiye’nin çalışmaları ve gelecek döneme ilişkin
vizyonu ile ilgili bilgileri konuklarımıza aktarma fırsatı bulduk.
Sodex fuarında genç meslektaşlarımızla, farklı üniversitelerden
gelen öğrenci arkadaşlarımızla da bir arada olma şansına sahip
olduk. Üniversite öğrencileri standımıza büyük ilgi gösterdi. İk-
limlendirme sektörünün en son teknoloji ile üretilen ürünlerini
SANTİGRAT 17
and students from various
universities, who paid great
interest in our stand. With
the opportunity of a close-up
investigation of the hi-tech
products of the air condition-
ing industry, the students
witnessed practical applica-
tions as well as theoretical
know-how.
In Sodex, renowned as the
greatest fair of air condi-
tioning sector, we proudly
presented our revolutionary
VRV IV to the industry for the
first time. A groundbreaker
in its field, the launch of VRV
IV was attended by many
invitees from the industry,
which was a direct prof of
the interest in our products
and made us very happy.
One of the major topics we
emphasized in the fair was
the concept of “Seasonal
Efficiency”, which is glob-
ally pioneered by Daikin.
detaylı olarak inceleme fırsatı bulan öğrenciler, kuramsal ve teo-
rik bilgilerinin pratik uygulamalarına da tanık oldular.
Isıtma soğutma alanındaki en büyük fuar unvanına sahip
Sodex’te, devrim niteliğine sahip VRV IV ürünümüzü sektörle ilk
kez tanıştırmanın mutluluğunu yaşadık. Alanında yeni bir çığır
açan VRV IV lansmanına sektörden çok sayıda davetlinin katıl-
ması ürünümüze olan ilginin bir göstergesi olarak bizleri olduk-
ça heyecanladırdı. Fuarda önemle üzerinde durduğumuz konu
başlıklarından birini de dünyada Daikin’in öncülüğünü üstlendiği
“Mevsimsel Verimlilik” konusu oluşturdu. Avrupa’da 2013 yılın-
dan itibaren resmi olarak kullanılmaya başlanacak bu yeni enerji
verimliliği standartı ile ilgili bilgileri, Daikin Türkiye ekibi olarak,
Türkiye’de ilk kez sektör temsilcileriyle paylaştık. Bundan sonraki
süreçte de “Mevsimsel Verimlilik” kriterlerine uygun ürünleri-
mizle konunun liderliğini yapmaya devam edeceğiz.
Daikin Türkiye adıyla sektörle ilk buluşmamızı gerçekleştirdiği-
miz Sodex Fuarı’nda bir ilke daha imza atarak ilk reklam filmimi-
zi herkesten önce bayilerimiz, sektör temsilcilerimizle beraber
izlemenin heyecanını yaşadık. Reklam filmimizin ana karakteri
“Eskimo” da fuar süresince bizlerle birlikteydi. Eskimo karak-
terimiz fuarda adeta bir süper star gibi karşılandı ve sempatik
tavırlarıyla büyük beğeni topladı. Hayatlarında ilk kez gerçek bir
Eskimo ile karşılaşan ziyaretçilerimiz bu anı ölümsüzleştirmek
için bol bol fotoğraf çektirdi.
Hannover-Messe Sodeks Fuarcılık tarafından düzenlenen ISK-SODEX 2012’de yabancı alım heyetlerinin de katkısıyla 1.2 milyar dolarlık ihracat bağlantısı yapıldı. Yerli yabancı 82 bin üzerinde kişinin ziyaret ettiği fuarda, çekilişe katılan 10 kişiye Daikin mar-ka klima, 10 kişiye de Airfel marka kombi hediye edildi. Daikin FTXN-L 9000 BTU model klima ve Airfel DIGIFIX DUO KM1-24CE model kombi kazanan talihliler, hediyelerini almak üzere Daikin İstanbul Genel Merkez’e davet edildi. Şehir dışında olan şanslılara ise hediyelerini Daikin bayilerinden alma fırsatı sunuldu.
18 SANTİGRAT
On behalf of Daikin Turkey
team, we communicated the
knowledge about this new
energy efficency standard,
which will officially be put
into action in Europe by
2013, with the industry rep-
resentatives in Turkey. In the
upcoming period, we will
keep leading the topic with
our products that comply the
“Seasonal Efficiency” criteria.
In the Sodex Fair, where
we have made our first
encounter with the sector as
Daikin Turkey, we brought in
something new by watch-
ing our first commercial in
the company of our dealers
and industry representatives
before everybody else. Our
commercial’s protagonist
“Eskimo” was also with us
during the fair. In the fair,
Eskimo was welcomed like
a superstar and was ap-
preciated for his congenial
attitude. Having met a real
Eskimo for the first time in
their lives, our guests made
several photos to render the
moment eternal.
Daikin not only made an
appearance at the ISK Sodex
Fair, but also welcomed
an important guest.Daikin
Europe N. V. President Mr.
Masatsugu Minaka visited
our stand on the first day of
the fair and made observa-
tions. Daikin Turkey CEO
Hasan Önder, Vice Presidents
Tuna Gülenç and Zeki Özen
came together and shared
information with the press at
our spotlighted stand.
We completed the fair,
where we had welcomed
over one thousand guests
on daily basis, with a little
weariness and much happi-
ness from our success. Hop-
ing that this joy has been
shared by our guests as well,
we move forward to new
achievements.
Daikin’in gövde gösterisi yaptığı ISK-Sodex Fuarı’nda Daikin
standının önemli bir konuğu vardı. Daikin Europe N.V Başkanı
Mr. Masatsugu Minaka, fuarın ilk günü standımızı ziyaret ederek
gözlemlerde bulundu. Fuarın ilgi odağı olan standımızda Daikin
Türkiye CEO’su Hasan Önder, Genel Müdür Yardımcıları Tuna Gü-
lenç ve Zeki Özen basın ile bir araya gelerek çeşitli bilgi payla-
şımlarında bulundu.
Günde binin üzerinde ziyaretçiye ev sahipliği yaptığımız fuarı bi-
raz yorgun ama başarının verdiği mutlulukla tamamladık. Aynı
keyfi konuklarımızın da aldığını umuyor, artan motivasyonumuz-
la yeni başarılara doğru yol alıyoruz.
Fair nots:Organizes by Hannover-Messe Sodeks Expo, ISK-SODEX 2012 has been the implementation point for 1,2 billion USD export connec-tions, with the participation of foreign purchasing delegates. The fair was visited by over 82 thousand national and international visitors, 10 of which won Daikin air conditioners and another 10 won Airfel combi boilers with a lottery. The lucky Daikin FTXN-L 9000 BTU air conditioner and Airfel DIGIFIX DUO KM1-24CE com-bi boiler winners are invited to the Daikin İstanbul General Center to get their gifts. The lucky winners out of town are presented the opportunity to take their presents from Daikin dealers.
SANTİGRAT 19
DÜNYA KL‹MA DEV‹ DAIKIN, 4’ÜNCÜ NES‹L VRV ‹LE VER‹ML‹L‹K ÇITASINI DAHA DA
YÜKSE⁄E TAfiIYOR. VRV IV’ÜN DEVR‹M N‹TEL‹⁄‹NDEK‹ YEN‹L‹KLER‹ SAYES‹NDE
KULLANICILAR, K‹fi‹SEL KONFORDA YEN‹ STANDARTLARA KAVUfiURKEN YÜZDE 25
DAHA DÜfiÜK ENERJ‹ MAL‹YET‹ ÖDÜYOR.
26 SANT‹GRAT
Klima sektöründe devrim:VRV IV
026_029_vrv 7/12/12 1:40 PM Page 2
Daikin öncüsü oldu¤u VRV sistemlerinin 4’üncü
nesli olarak tan›mlad›¤› VRV IV modeli ile sektörel standartlar›
yükselterek, kullan›c›lar›na farkl› avantajlar yaratmay› amaçl›yor.
VRV IV, de¤iflken so¤utucu ak›flkan s›cakl›¤›, ›s› pompas›nda ke-
sintisiz ›s›tma ve basitlefltirilmifl devreye alma özellikleri ile sek-
töründe 盤›r açacak yeniliklere imza at›yor. Dünyan›n en büyük
klima üreticisi Daikin’in Türkiye’de ilk kez Sodex Fuar›’nda sektör
temsilcileri ile buluflturdu¤u yeni ürünü VRV IV, Ekim 2012’den
itibaren sat›fla sunulacak. VRV IV’ün ›s› geri kazan›m üniteleri ise
Mart 2013’te piyasadaki yerini alacak.
Is› pompas› teknolojisinde dünya lideri olan Daikin taraf›ndan ge-
lifltirilen VRV IV, de¤iflken so¤utucu ak›flkan teknolojisi sayesinde
her projeye özel olarak enerji ve konfor dengesini optimize ede-
biliyor. VRV IV teknolojisi ile bir dizi ön ayar yap›larak, sistem ih-
tiyaçlara paralel olarak özellefltirilebiliyor. VRV IV, y›l boyunca en
yüksek verimlilik seviyeleri için otomatik modda yap›land›r›l›p, en
s›cak günlerde bile h›zla tepki vererek her dönem konforlu iklim-
lendirme sa¤l›yor. So¤utucu ak›flkan s›cakl›¤›n› sürekli olarak d›fl
hava koflullar›na paralel olacak biçimde ayarlayabilen VRV IV, Av-
rupa’da 2013 y›l›ndan itibaren kullan›lmaya bafllanacak yeni
enerji verimlili¤i kriteri “Sezonsal Verimlilik” de¤erine tümüyle
uygunluk gösteriyor. Bu ba¤lamda VRV IV yüzde 25 enerji avan-
taj› sa¤l›yor.
Farkl› projelere özel olarak enerji ve konfor dengesi optimize edi-
lebilen seçene¤i ile dikkat çeken VRV IV, geçifl mevsimleri gibi
so¤utman›n daha düflük kapasitelerde kullan›ld›¤› dönemlerde,
sistem so¤utucu ak›flkan s›cakl›¤› 6 °C’den (piyasadaki mevcut
standart) daha yüksek bir s›cakl›¤a de¤ifltirebiliyor. Tüm bu oto-
matik ayarlama özellikleri sayesinde sistem daha az enerji har-
cayarak sezonsal verimlili¤ini önemli ölçüde art›r›yor.
VRV IV’ün, defrost s›ras›ndaki sürekli ›s›tma özelli¤i ise ›s›tma
konforuna yeni standart getiren devrim niteli¤indeki bir di¤er ye-
nilik olarak dikkat çekiyor. Bu özelli¤i ile VRV IV, geleneksel ›s›t-
ma sistemlerine göre en iyi ›s› pompas› alternatifi olarak ön pla-
na ç›k›yor. Is› pompas› defrost modunda bile sürekli ›s›tma sa¤la-
d›¤› için bilinen ›s› pompas› dezavantajlar›n› da ortadan kald›r›yor.
Daikin raises the
sectoral standards with VRV
IV, defined as the fourth
generation in the VRV
systems, hereby offering
additional benefits for the
customers. VRV IV is an
industrial groundbreaker with
its revolutionary features
including variable cooling
liquid heat, continuous pump
heating, and simplified
start-up. The VRV IV, which
was introduced in Turkey by
the global air conditioning
leader Daikin in the presence
of sectoral representants in
the Sodex Fair, will be put on
the market by October 2012.
The heat recovery units of
VRV IV will hit the market on
March 2013.
Developed by the world heat
pump technology leader
Daikin, the VRV IV can
optimize the energy-comfort
balance to meet the needs of
any project, thanks to the
variable cooling liquid
technology. With the VRV IV
technology, the system can
be specified in line with the
needs using a series of
presettings. VRV IV can be
configured in the automatic
mode to function in the
highest levels of efficiency
throughout the year and
rapidly reacts even in the
hottest days to offer a
comfortable air conditioning.
Continuously adjusting its
cooling liquid heat in parallel
with the outside weather
conditions, the VRV IV
matches with all the
principles of “Seasonal
Efficiency”, the new energy
efficiency criteria which will
be put in action by 2013 in
Europe. In this respect, the
VRV IV generates 25 per cent
energy saving.
Standing out for its special
energy-comfort balance
optimizing option, the VRV IV
can adapt the system cooling
liquid heat from the industrial
standard of 6°C to higher
levels during the mid
seasonal periods when the
cooling function is used in
lower capacities. Thanks to all
such automatic settings, the
system consumes less energy
and considerably increases
the seasonal efficiency.
VRV IV’s continuous heating
feature during defrost stands
out as another revolutionary
new standard in the heating
comfort. With this attribute,
Revolutionary air conditioner: VRV IV
SANT‹GRAT 27
THE GLOBAL AIR CONDITIONING LEADER DAIKIN ONCE AGAIN RAISES THE EFFICIENCY STANDARDS WITH THE
FOURTH GENERATION VRV. THANKS TO THE REVOLUTIONARY IMPROVEMENTS OF VRV IV, THE USERS ENJOY
NEW COMFORT STANDARDS AND PAY 25 PER CENT LESS IN LINE WITH LESS ENERGY CONSUMPTION.
026_029_vrv 7/12/12 1:40 PM Page 3
S‹STEM N‹Ç‹N ÖNEML‹?
Tüm ›s› pompalar› ›s›tma ifllemi s›ras›nda buz oluflturur ve bu
buzlar›n periyodik olarak eritilmesi gerekir. Bugüne kadar def-
rost ifllemleri dondurma döngüsünü tersine çevirerek odada ge-
çici olarak s›cakl›k düflüflüne neden oluyordu. VRV IV’de defrost
fonksiyonuna atanm›fl enerji sa¤layan benzersiz bir ›s› biriktirme
eleman› bulundu¤undan, iç üniteler ›s›tma sa¤lamaya devam
ediyor. Bu da sürekli olarak konforlu bir iç ortam iklimi sa¤l›yor.
VRV IV’ün dikkat çeken di¤er bir yenili¤i ise VRV konfigüratörü.
Bu özelli¤i sayesinde VRV IV, devreye alma ve özellefltirmeyi ko-
laylaflt›ran geliflmifl bir yaz›l›m çözümü sunuyor. Böylece siste-
min d›fl ünite konfigürasyonu için çat›da daha az zaman harca-
n›yor. Mühendislerin çal›flma verileri ve hatalar›n› de¤erlendiren
grafik arayüz sayesinde bak›m ifllemleri de kolaylafl›yor. VRV
konfigüratörü, farkl› yerlerde bulunan çoklu sistemlerin tamam›-
n›n ayn› flekilde yönetilmesini sa¤layarak, basitlefltirilmifl ifllet-
me avantaj› da sa¤l›yor.
VRV IV’DEN AKILLI ÇÖZÜMLER
Daikin VRV IV sistemini tamamlamak için yeni Intelligent Touch
Manager’i görüntülenebilir bir zemin plan› ve sezgisel bir kulla-
n›c› arayüzüyle sunuyor. 2560 gruba kadar iç ünite yönetilebilen
Intelligent Touch Manager, verimlili¤i maksimize eden bir ener-
ji yönetim arac› bar›nd›r›yor.
VRV IV sistemi çok çeflitli havaland›rma üniteleri, s›cak su hydro-
box’lar›, Biddle hava perdeleri, enerji tüketimini y›lda yüzde
49’a kadar azaltan ve otomatik günlük kendini temizleme özel-
likli filtreye sahip Daikin’in en son dairesel at›fll› kasetleri ile bir-
likte kullan›labiliyor.
Dairesel at›fll› kaset, odada kimse yokken ayar noktas›n› düzen-
leyerek veya üniteyi kapatarak enerji tüketiminde yüzde 27 da-
ha tasarruf sa¤layan hareket sensörlü bir modele de sahip.
the VRV IV shines out as the
best heat pump alternative in
comparison with the
traditional heating systems.
As the heat pump offers
continuous heating even in
the defrost mode, all the
handicaps of the common
heat pumps are eliminated.
THE IMPORTANCE OF THE
SYSTEM
All heat pumps generate ice
during the cooling process,
which need to be periodically
defrosted. Until recently, the
defrosting process used tor
everse the freezing cycle
hereby resulting in a
temporary decrease of heat
in the ambiance. As there is
a special heat saving unit in
VRV IV related to the defrost
function which provides
energy, the internal units
continue producing heat.
And this leads to a
comfortable indoor climate.
Another striking feature of
the VRV IV is the VRV
configurator. With this
feature, VRV IV provides an
advanced software solution
which simplifies the start-up
and specification. Therefore,
less time is spent for the
outdoor unit configuration.
Thanks to the graphical
interface which evaluates the
performance data and the
faults of the engineers,
maintenance is also easier.
The VRV configurator enables
the multiple systems in
various places to be
managed in the identical
way, thus offers simplified
operation advantage.
SMART SOLUTIONS
BY VRV IV
Daikin offers the Intelligent
Touch Manager with a
displayable floor plan and
intuitive user interface, to
complete the VRV IV system.
Controlling an indoor unit of
up to 2560 groups, the
Intelligent Touch Manager
incorporates an energy
management tool that maxi-
mizes the efficiency.
The VRV IV system can be
used with various air
conditioning units, hot water
hydroboxes, Biddle air
baffles, and Daikin’s newest
round flow cassettes which
save energy up to 49 per
cent annually and own a
self-cleansing filter.
The round flow cassette also
has a motion sensored model
which saves up to 27 per
cent by optimizing the
setpoint or turning down the
unit when there is noone in
the room.
28 SANT‹GRAT
026_029_vrv 7/12/12 1:40 PM Page 4
“Mizahımda tek bir sınır tanırım, o da hakaret"
“My humour has no boundaries apart from insult"
MİZAH DERGİLERİNİ TAKİP EDENLER ERDİL YAŞAROĞLU’NU YAKINDAN TANIR. PENGUEN DERGİSİ’NİN ARKA KAPAĞINDAKİ KOMİKAZE İSİMLİ KÖŞESİ ÇOK ÜNLÜDÜR. ÇİZDİĞİ KARİKATÜRLERLE AİLENİN TAKTİRİNİ KAZANAN KUZENİNİ KISKANDIĞI İÇİN ÇOCUK YAŞLARDA ÇİZMEYE BAŞLADIĞINI SÖYLEYEN ERDİL YAŞAROĞLU, SHOPING FEST ETKİNLİĞİNDE DAIKIN İÇİN ÇİZDİ.
THE HUMOUR MAGAZINE FANS KNOW ERDİL YAŞAROĞLU BY HEART. HIS BACK PAGE CORNER “KOMİKAZE” IN THE PENGUEN COMICS MAGAZINE IS VERY FAMOUS. CONFESSING THAT HE BEGAN TO DRAW IN THE AGE OF CHILDHOOD AS HE WAS JEALOUS OF HIS COUSIN WHO WAS APPRAISED BY THE FAMILY FOR HIS COMIC DRAWINGS, ERDİL YAŞAROĞLU DREW FOR DAIKIN IN THE SHOPPING FEST.
Biz gülmeyi çok seviyoruz... En sıkıntılı anında bile gü-
lecek bir şeyler bulan ve durumla dalga geçen insanlarımız ihti-
malen bu sayede direnebiliyor hayatın zorluklarına. Laz ve Bektaşi
fıkralarının yurdu, Nasrettin Hoca’nın yaşadığı bu topraklarda yıllar
içinde ince bir mizah duygusu da gelişmiş. Birçok kişi gündemi
mizah dergilerinden takip ederken, en iyi muhalefeti de o dergi-
lerin yaptığını bilir.
O yüzdendir belki, bu ülkede en çok mizah yazarları para cezası
öder. Bu sayıda ünlü bir mizahçıyı, Erdil Yaşaroğlu’nu sayfaları-
mıza konuk ediyoruz. Onu Penguen Dergisi’nin arka sayfasında
çizdiği Komikaze isimli köşesinden ve tabii ki özellikle hayvanlar
üzerinden yaptığı mizahtan tanıyoruz. Erdil Yaşaroğlu aynı zaman-
da Shoping Fest etkinliği çerçevesinde Daikin’in sokaklarda yer
alan çantalarına karikatürler de tasarladı. Yine onun hazırladığı
sticker’lar bayilerimizin vitrinlerini süslüyor. Usta mizahçı Erdil Ya-
şaroğlu sorularımızı Santigrat için yanıtladı:
Biz sizi mizah dergilerindeki çalışmalardan tanıyoruz. Bu-nun dısında ne yaparsınız?
We are extremely
fond of laughing… Finding
something to laugh at and
making fun of even the most
unpleasant situation, our
people probably survive the
hardships of life by laughing.
In time, a subtle humour had
developed in this homeland
of Hodja Nasreddin, as well
as Laz and Bektashi jokes.
Many people keep track of
the agenda via comic maga-
zines, aware that they are
the truest opponents. Prob-
ably thereupon, the humour-
ists pay the highest fines
in this land. In this issue,
we welcome a celebrated
humourist, Erdil Yaşaroğlu in
our pages. He is renowned
for his corner titled Komi-
kaze on the back page of
the Penguen magazine, and
his faunal sense of humour.
Yaşaroğlu also created com-
ics for the Daikin bags which
showed up on the streets as
part of the Shopping Fest.
And the stickers designed by
himself decorate our deal-
ers’ windows. The famous
humourist answered our
questions for Santigrad.
We know your works in the humour magazines. What
Hazırlayan/ Prepared by: ŞULE ŞENTARLI
30 SANTİGRAT
else do you do other than that?There are many things I
do, none of which I see as
work. For me, all of them
are hobbies. When I get tired
of drawing comics, I sculpt
to rest. When I get tired of
sculpting, I start writing. If
that tires as well, I paint. At
the end of the day it’s like
I have worked for 15-20
hours, but I don’t feel like it.
When has comics entered your life? Can you recall your first published comic? I have been drawing since
my kindergarten years, but
I was not aware of com-
ics. Then I went to İzmir.
There was my cousin Varol.
Varol Yaşaroğlu, the crea-
tor of “Kocakafalar” (The
Bigheads), “Baba Haber
Bülteni” (Alternative News
Bulletin). I went to him.
Varol drew comics. He was
very talented. I was 9,
and he was about 13. Just
about then, he had began
drawing for Yeni Asır Daily.
All family was very fond of
him. “Our boy is so tal-
ented,” they kept saying. I
became jealous. I saw that
he was drawing things like
mine, only more funny. You
start laughing as you see…
I asked “What’s that?”;
“Comics, man!” he said. I
stole one of his comics to be
loved. After everyone fell
asleep, I drew a replica all
night long. It was my first
comics. I asked Varol “What
are we gonna do with this?”
He said, “There are contests
and magazines.” My earliest
professional drawings were
published by Güneş Daily.
After that, I began working
in Limon magazine, which
in the later years changed
name as Leman. I left there
in 2002, and founded Pen-
guen with my colleagues. I
am still drawing there.
You still draw Komikaze on the back page of Penguen. You tell jokes mainly through animals...
Bir sürü şey yapıyorum ama yaptığım hiçbir şeyi iş olarak gör-
müyorum. Hepsi hobi benim için. Karikatür çizmekten yorulunca
dinlenmek için heykel yapıyorum. Heykel yapmaktan yorulunca,
biraz yazı yazıyorum. O da yorarsa, resim çiziyorum. Sonunda da
günde 15-20 saat çalışmış gibi oluyorum ama bana hiç de çalış-
mışım gibi gelmiyor.
Çizgi, hayatınıza ne zaman girdi? İlk yayınlanan karikatü-rünüzü hatırlıyor musunuz? Ben anaokuluna gittiğim zamanlardan beri resim çiziyordum ama
karikatür nedir bilmiyordum. Sonra İzmir’e gittim. Kuzenim Varol
var. “Kocakafalar”ı, “Baba Haber Bülteni”ni yapan Varol Yaşaroğlu.
Ona gittim. Varol karikatür çiziyor. Çok yetenekli. Ben 9 yaşında-
yım, o 13 yaşında falan. Bir baktım bu Yeni Asır’da profesyonel
SANTİGRAT 31
It’s not my discovery, actu-
ally. A centuries old
technique also used by
Aesop and La Fontaine. Their
world is much more
entertaining. Besides,
drawing animals is a
lot of fun!
What do you regard as “funny”?You’d laugh at me if I said
what I find funny. I like the
real life comics more. The
non-fiction, natural idioci-
ties… Years ago, there was
a banner hung in Adana. On
it was written “We follow
Atatürk’s footsteps”. It was
signed as Mustafa Kemal
Atatürk under. It’s things like
that…
In Turkey, the best of the opposition is realized by humourists via humour magazines. What can you say about that?Comics are always op-
ponent. That’s why they
irritate the ruling parties.
The ruling parties need not
always be the government.
The General Staff is also the
ruling party for us, so is the
opponent party. The school
principal is a ruling party
in my regard, too. I began
drawing in high school by
making fun of the principal.
I could draw nothing if I’d
think what would happen.
I usually become the object
of lawsuits because of my
political comics. Those are
what I draw for the cover
and social-political pages of
Penguin. I draw them on the
facts and people that piss
me off. I draw with a calm
indignation. I have but one
limit: the insult. I force as far
as I can without trespassing
the border of insult.
Which are your favorite comics? I read anything drawn. I
learned to read with comics.
Il Grande Blek, Capitain Miki,
Zagor, Mister No… They
were my best childhood
friends. I have lots of friends
now as well.
çizmeye başlamış. Bütün aile bunu çok seviyor. “Bizim oğlan çok
yetenekli” diyorlar. Ben bunu kıskandım. Baktım; benim çizdiğim
gibi şeyler çiziyor ama komik. Bakınca gülüyorsun. “Ne bu?” de-
dim, “Karikatür oğlum” dedi. Beni de sevsinler diye arakladım
onun bir karikatürünü. Herkes uyuyunca, gece sabaha kadar ay-
nısını taklit ettim. İlk karikatürüm odur. Varol’a “N’apcaz bunu?”
dedim. O da “Yarışmalar var, dergiler var” dedi. İlk profesyonel
çizgilerim Güneş Gazetesi’nde yayımlandı. Sonra Limon Dergisi’ne
girdim. Limon dergisi sonraki yıllarda adını Leman olarak değiş-
tirdi. 2002 yılında oradan ayrıldım ve arkadaşlarımla Penguen
Dergisi’ni kurdum. Hala da orada çizmekteyim.
Halen Penguen’de arka kapaktaki Komikaze’yi çiziyorsu-nuz? Genel olarak da hayvanlar üzerinden anlatıyorsunuz...
32 SANTİGRAT
And your favorite humourists?I follow all Turkish humour-
ists. After all, I have been
drawing professionally since
25 years. 30 years including
my amateur experience. But
I have been reading comics
for about 35 years. I have
been reading comics ever
since I learned reading.
Is there a comic character
you wish you have drawn?
There are ones that I wish I
was them, but none I wish
to have drawn.
You have drawn for Daikin için. How did they come into life? I did not create the main
character. It was your Eskimo
who kept saying “Daikin”. I
just added an agry pinguin
by him. Smart, curious, sly,
but angry. Eskimo comes to
Turkey to promote the Daikin
comfort. The angry pinguin,
on the other hand, knows
Turkish people well. He
comes to our country to help
the Eskimo and thus starts
their adventure. More char-
acters are yet to be added
eventually. Wait and see!
Benim bulduğum birşey değil aslında. İnsanları hayvanlar üze-
rinden anlatmak, Ezop ve La Fontaine tarafından yüzyıllardır
kullanılmış bir teknik. Onların dünyası daha eğlenceli. Bir de
hayvanları çizmek çok zevkli.
Neleri “komik” bulursunuz?Benim komik bulduğum şeyleri size söylesem, siz bana gülersi-
niz. Ben gerçek hayattaki komikleri daha çok severim. Kurgusuz,
doğal salaklıkları yani. Yıllar önce Adana’da bir pankart asılmıştı.
Kocaman “Atam İzindeyiz” yazıyordu pankartta. Lafın altında da
imza olarak Mustafa Kemal Atatürk yazıyordu. Bunun gibi şeyler
mesela.
Türkiye’deki en iyi muhalefet mizah dergileri dolayısıyla mizahcılar tarafından yapılıyor. Bu konuda neler söyler-siniz?Karikatür her zaman muhaliftir. Bu yüzden iktidarları sinirlendi-
rir. Bu iktidarın illa hükümet olması gerekmiyor. Genelkurmay
da bir iktidardır bizim için, muhalefet partisi de. Okul müdürü
de iktidardır benim için. Lisede, okul dergisinde müdürle dalga
geçerek başladım ilk çizgilerime.
Başımıza ne gelir acaba diye düşünerek çizsem, hiçbirşey çize-
mem. Genelde siyasi karikatürlerim yüzünden davalarla muha-
tap oluyorum. Bu da Penguen’in kapağı ve siyasi-sosyal sayfa-
larına çizdiklerim anlamına geliyor. Yaşadığım olaylara, kişilere
kızıyorum da çiziyorum o karikatürleri. Kızgınlıkla ama sakince
çiziyorum. Kafamda tek bir sınır var: Hakaret. Kişilere hakaret
sınırını aşmadan zorladıkça zorlarım.
Hangi çizgi karakterleri seversiniz? Çizgili gördüğüm herşeyi okurum. Çizgi romanla okumayı öğren-
dim ben. Teksas, Tommiks, Zagor, Mister No... Çocukluğumdaki
en yakın arkadaşlarımdı. Şimdi de bir sürü arkadaşım var.
Beğendiğiniz çizerler kimler?Türkiye’den bütün çizerleri takip ederim. Sonuçta ben yaklaşık
25 senedir profesyonel olarak karikatür çiziyorum. Amatörle
beraber 30 yıl bitti. Ama yaklaşık 35 senedir karikatür okuyu-
cusuyum. Okumayı öğrendiğimden bu yana karikatür okumayı
sürdürüyorum.
Keşke ben çizseydim dediğiniz bir çizgi karakter var mı?Keşke ben olsaydım dediğim çizgi karakterler var ama keşke
ben çizseydim dediğim yok.
Daikin için hazırladığınız karikatürler var. Bunlar nasıl or-taya çıktı? Asıl karakteri ben yaratmadım. O zaten sizin sürekli Daikin diyen
Eskimonuzdu. Ben de onun yanına bir sinirli penguen ekledim.
Akıllı, meraklı, kurnaz ama sinirli. Eskimo Türk halkına Daikin
konforunu tanıtmak için Türkiye’ye geliyor. Sinirli penguen ise
Türk insanını iyi tanıyor. Eskimo’ya yardımcı olmak için o da ül-
kemize geliyor ve maceraları başlıyor. Bu ikisinin yanına zaman-
la yeni karakterler de eklenecek tabii ki. İzleyin ve görün.
SANTİGRAT 33
A sınıfı enerji etiketleri tüketiciyi yanıltıyor mu?
A class energy labels misleading?
A SINIFI, B SINIFI GİBİ ENERJİ ETİKETLERİ, ENERJİ VERİMLİLİĞİNİ İFADE ETMEKTE YETERSİZ KALIYOR. BU YÜZDEN ECO DİZAYN DİREKTİFİ (ERP) UYARINCA AVRUPA ÜLKELERİ, 2013 YILINDAN İTİBAREN ISITMA VE SOĞUTMA CİHAZLARININ GERÇEK ENERJİ VERİMLİLİĞİNİ ÖLÇEN “SEZONSAL VERİMLİLİK”E GEÇİYOR.
ENERGY LABELS SUCH AS CLASS A OR B ARE INSUFFICIENT IN DEFINING ENERGY EFFICIENCY. HENCE, IN ACCORDANCE WITH THE ECO DESIGN DIRECTIVE (ERP), THE EUROPEAN NATIONS WILL START TO USE THE “SEASONAL EFFICIENCY” WHICH EVALUATES THE REAL ENERGY EFFICIENCY OF HEATING AND COOLING DEVICES FROM 2013 ON.
34 SANTİGRAT
Daikin’s “eco-man-
agement” culture, which plays
a key role in the corporate
routine and development strat-
egies, pioneers the “Seasonal
Efficiency” to take concrete
steps in increasing energy sav-
ing and decreasing the ecologi-
cal footprints.
Inspired by the notion of en-
riching the present and preserv-
ing the future, Daikin reflects
their eco-sensitive philosophy
to all business processes with
the motto “Reduce, reevaluate,
reuse”.
Adopting the goal of “ZERO
waste” and “ZERO emission” in
all production phases, Daikin
maintains the sectoral leader
status in always encouraging
the use of ozone-friendly gases.
Devoted to “eco-design” princi-
ple, Daikin continues their mis-
sion of improving the “green”
ingredients in their products.
In line with this approach, Dai-
kin pioneers another sectoral
revolution in the air condition-
ing industry, the “Seasonal Ef-
ficiency” to offer products with
high energy efficiency and high
ecological performance. As the
European nations are working
to adapt to the “Seasonal Ef-
ficiency” criteria that evaluates
the actual energy efficiencies
of the heating and cooling
devices by 2013 in accordance
with the Eco Design Directive
(ERP), Daikin maintains their
sectoral leadership by inte-
grating their products to the
seasonal efficiency criteria. De-
vices designed in line with the
“seasonal efficiency” criteria
will contribute in increasing the
energy saving and the dimin-
ishing of ecological footprints
through concrete steps.
Accordingly, the prevalent
“Nominal Efficiency” method
used in the air conditoners will
be replaced by the “Seasonal
Efficiency”; as the Class A or B
energy labels will be replaced
by the seasonal efficiency
labels.
DAIKIN IS THE FIRST “SEASON-AL EFFICIENCY” CONGRUENT PRODUCERDaikin is the first company to
start their production in line
with the “Seasonal Efficiency”
criteria. Daikin Turkey CEO
Hasan Önder says: “Having
adopted as principle to lead the
way in the global air condition-
ing sector, Daikin once again
pioneers the industry with
“Seasonal Efficiency”. Thanks
to these new criteria which will
evaluate the year round energy
performances, the environmen-
tal effects of the air condition-
ing devices will be reduced to
a minimum, hereby offering
significant cost benefits to
the users. On behalf of Daikin
Turkey, we aim to introduce our
“Seasonal Efficiency” congruent
devices by 2013 to the Turkish
market.”
“Çevreci yönetim” kültürü, günlük aktivite ve
gelişim stratejilerinde anahtar rol oynayan Daikin, enerji
tasarrufunun artırılması ve ekolojik ayak izinin azaltılma-
sına somut olarak katkı sağlayacak “Sezonsal Verimlilik”e
liderlik ediyor.
Günümüzü zenginleştirip geleceği korumak anlayışından
hareket eden Daikin, çevre karşı duyarlılığını, “Azalt, yeni-
den değerlendir, yeniden kullan” sloganı ile tüm iş süreçle-
rine taşımaya özen gösteriyor.
Üretimin bütün aşamalarında “SIFIR atık” ve “SIFIR emis-
yon” hedeflerini benimseyen Daikin, her zaman ozon ile
dost gazların kullanımını teşvik etme konusunda alanında
öncülüğünü sürdürüyor. “Eko dizayn” ilkesine gönülden
bağlı olan Daikin, sürekli olarak ürünlerindeki “yeşil” içeriği
geliştirmeyi hedefliyor.
Bu yaklaşımı doğrultusunda Daikin, verimli enerji kullanı-
mıyla çevre performası yüksek ürünler sunmanın yanı sıra
iklimlendirme sektörünün dev bir değişimi olan “Sezon-
sal Verimlilik”e liderlik ediyor. Eco Dizayn Direktifi (ERP)
uyarınca Avrupa ülkeleri, 2013 yılından itibaren ısıtma ve
soğutma cihazlarının gerçek enerji verimliliğini ölçen “Se-
zonsal Verimlilik” kriterine geçiş yapmaya
hazırlanırken Daikin, ürünlerini sezonsal
verimlilik kriterlerine entegre ederek, sek-
törel öncülüğünü bu alana da taşıyor. “Se-
zonsal Verimlilik” kriterlerine uygun olarak
tasarlanan cihazlar, enerji tasarrufunun ar-
tırılması ve ekolojik ayak izinin azaltılması-
na somut olarak katkı sağlayacak.
Buna göre klimalarda mevcutta kullanılan
“Nominal Verimlik” yöntemi, yerini “Se-
zonsal Verimlilik”e bırakarak A sınıfı, B sınıfı
gibi enerji etiketleri kaldırılarak sezonsal
verimlilik etiketleri kullanılmaya başlanacak.
DAIKIN, “SEZONSAL VERİMLİLİK”E UYGUN ÜRETİM YAPAN İLK ŞİRKET“Sezonsal Verimlilik” kriterlerine uygun ürünlerin üretimi-
ne başlayan ilk şirket olan Daikin’in Türkiye CEO’su Hasan
Önder, “Dünya klima sektöründe ilklere imza atmayı ilke
haline getiren Daikin, ‘Sezonsal Verimlilik’te de bir kez
daha sektörün öncülüğünü üstleniyor. Tüm yıl boyu ger-
çek enerji perfomansının ölçümlenebileceği bu yeni kri-
terler sayesinde iklimlendirme cihazlarının çevresel etkisi
en aza indirgenebilecek ve kullanıcılara önemli maliyet
avantajı yaratılacak. Biz de Daikin Türkiye olarak ‘Sezonsal
Verimlilik’e uygun cihazlarımızı 2013 yılı başından itibaren
Türkiye’de satışa sunmayı amaçlıyoruz” dedi.
SANTİGRAT 35
At irrecollectibly
ancient times, the God of
Tempest Susanowo-no-
Mikoto abandons his throne
over the seas and wrathfully
starts to destroy the earth
as soon as he lands. His
rage is so wild and violent
that his sister Ameterasu
Ohmikami, the Goddess of
Sun, hides in a cave the
entrance of which she
closes with a giant rock,
swearing never to show her
‹nsano¤lunun an›msayamayaca¤› kadar eski
bir zamanda F›rt›na Tanr›s› Susanowo-no-Mikoto, denizler
üzerindeki taht›n› b›rak›p karaya ç›kar ve tüm öfkesiyle
yeryüzünü k›r›p geçirmeye bafllar. Öfkesi öylesine vahfli ve
fliddetlidir ki, k›z kardefli Ameterasu Ohmikami (Günefl Tanr›ças›)
bir ma¤araya saklan›r ve giriflini büyük bir kara parças›yla
örterek bir daha yüzünü göstermemeye yemin eder. Tanr›çan›n
Yaz› / By. SEYRA FARALYALI ERDALO⁄LU
GELENEKSEL JAPON DAVULU TAIKO, SAVAfi ALANINDA ORDUYU CAN-
LANDIRMAK, KÖYLERDE VE KASABALARDA HALKI BAYRAM KUTLAMALARINA
DAVET ETMEK, P‹R‹NÇ HASADINI HABER VERMEK YA DA HASAT SIRASINDA
BÖCEKLER‹ KAÇIRMAK ‹Ç‹N ÇALINIRDI. GÜNÜMÜZDE ‹SE TA‹KO, SANATSAL
B‹R PERFORMANS OLARAK ‹ZLEYENLER‹ BÜYÜLÜYOR.
36 SANT‹GRAT
Günefli ça¤›ran enstrümanTaiko
036_039_taiko 7/12/12 1:39 PM Page 2
face ever again. With her
abdication, the earth
surrenders to eternal
darkness. Knowing that life
would be at end without
Ameterasu Ohmikami, the
gods of the Sky and Earth
meet by the cave and try to
persuade her to get out in
vain. Eventually, they begin
to force the rock that closes
the cave entrance.
Meanwhile, a very old
goddess with a face full of
wrinkles due to her old age
and many laughters
approaches and says she
could convince Ameterasu
Ohmikami to get out of the
cave. The gods make fun of
the old goddess. She only
smiles and starts a wild
dance jumping on a big
barrel she takes out. Her
gitmesiyle dünya sonsuz karanl›¤a düfler. Ameterasu Ohmikami
olmadan yaflam›n sona erece¤ini bilen Gök ve Yer tanr›lar›
ma¤aran›n önünde buluflurlar ve onu ç›kmas› için ikna etmeye
çal›fl›rlar. Ama ne fayda? Sonunda ma¤aran›n giriflini kapatan
kayay› zorlamaya bafllarlar. Bu s›rada yanlar›na yafll›l›ktan ve
gülmekten yüzü k›r›fl k›r›fl olmufl bir tanr›ça gelip Ameterasu
Ohmikami’yi ma¤aradan ç›karabilece¤ini söyler. Tanr›lar yafll›
tanr›çayla alay ederler, o gülümsemekle yetinir ve ortaya
ç›kard›¤› büyük varilin üzerine z›play›p vahfli bir dansa bafllar.
Ayaklar›n›n güçlü, sert ve tutkulu darbeleri, daha önce hiç duyul-
mam›fl bir gürültü ç›kar›r. Ritim o kadar canl›, o kadar bulafl›c›d›r
ki, bir süre sonra di¤er tanr›lar da yafll› tanr›çaya kat›l›r ve dans
edip flark› söylemeye bafllarlar. Müzik yeryüzünü doldurur.
Kutlaman›n gürültüsüne ma¤aradan ç›kan Ameterasu
Ohmikami, nefleli yüzleri görünce yeryüzüne yeniden ›fl›¤›n›
yayar. Sonunda Günefl Tanr›ças› geri gelmifl, F›rt›na Tanr›s› ait
oldu¤u yere dönmüfl ve bu müzikten taiko do¤mufltur.
Geleneksel Japon müzik enstrümanlar›ndan taiko davulunun do-
¤ufluyla ilgili bu efsane MS 7 ila 8’inci yüzy›llar aras›nda kayda
geçmifl. Taiko’nun efsanesi ne kadar aç›ksa tarihsel kökeni o ka-
dar belirsiz. Kimileri temel ritmini kalp at›fllar›ndan alan bu mü-
The sun drummerTaiko
SANT‹GRAT 37
THE TRADITIONAL JAPANESE DRUM “TA‹KO” WAS USED FOR RAISING THE
SPIRIT OF THE ARMY, INVITING VILLAGE OR TOWN PEOPLE TO FESTIVITIES,
ANNOUNCING THE RICE HARVEST, OR FOR CHASING AWAY THE PEST
DURING HARVEST. TODAY, IT IS AN ENCHANTING ARTISTIC PERFORMANCE.
036_039_taiko 7/12/12 1:39 PM Page 3
zik aletinin insanl›k tarihi kadar eski oldu¤unu söylerken kimile-
ri de Japon tarihinde 3000 y›l gerilere uzand›¤›n› söylüyor. Eh bu
da yeterince köklü bir tarihe iflaret ediyor.
Japon tarihinde taiko davulu, savafl alan›nda Japon ordusunu
canland›rmak, düflman ordusunda ise endifle uyand›rmak için
kullan›l›rm›fl. Ayn› zamanda köylerde, kasabalarda insanlar›
bayram kutlamalar›na ça¤›rmak ve pirinç hasad›n› haber vermek
için çal›n›rm›fl. Davulun sesinin böcekleri uzaklaflt›rd›¤›na
inan›l›rm›fl. Ya¤mur duas› s›ras›nda ve dini seremonilerde
çal›n›rm›fl. Baz› Budist geleneklerinde davulun sesi Buda’n›n
sesini temsil eder. Bu nedenle fiintoist rahipler taiko eflli¤inde
dua ederler.
Taiko günümüzde, bir grubun geleneksel Japon davulunu, savafl
sanat› hareketleri ve ki-ais denen yüreklendirici sesler ile
birlefltirerek yapt›¤› sanatsal gösteri olarak da tan›n›yor.
Japonya’da 20’nci yüzy›lda sanatsal performans olarak yeniden
gün yüzüne ç›kan taiko, 1950’den sonra baflta ABD olmak üzere
tüm dünyaya yay›ld›. Bugün Japonya’da 8000’i aflk›n taiko grubu
oldu¤u san›l›yor.
Çal›nma biçimi itibariyle büyük bir güç ve dinamizm isteyen ens-
trüman›n çeflitli boyutlar› ve biçimleri var. Davullar ebatlar›na
göre de¤iflen uzunluk ve k›sal›ktaki bachi ad› verilen sopalar ile
çal›n›yor. Sopalar›n yap›m›nda kullan›lan a¤ac›n cinsi (mefle, ak-
çaa¤aç, gürgen) davuldan ç›kan sesi etkiledi¤inden taiko grup-
lar› sahnelenecek performans›n niteli¤ine göre bachi’lerini belir-
liyor. Üç ana taiko boyutu bulunuyor: Odaiko ad› verilen büyük
davul, jozuke denilen orta büyüklükteki davul ve shime ad›n› ta-
fl›yan küçük davul. Odaiko biçim olarak her iki yan› deriyle kapl›
strong, turbulent and pas-
sionate steps resonate a
never ever heard of noise.
The rhythm is so vibrant and
catching that the other gods
soon join her, dancing and
singing. The music captures
the earth. Getting out of the
cave upon the festive sound,
Ameterasu Ohmikami casts
her light again as she sees
the happy faces around. At
last, the Goddess of Sun is
back, the God of Tempest is
back to where he belongs,
and Taiko is born to this
music.This legend on the
origin of Taiko drum, the
traditional Japanese
instrument, dates back to
the 7th-8th centuries AD.
Contrary to its detailed
legend, the historical roots
of Taiko is quite ambiguous.
Some claim that this
instrument, the principal
rhythm of which is based on
the heartbeats, is as old as
the history of mankind;
others say that its history
38 SANT‹GRAT
036_039_taiko 7/12/12 1:39 PM Page 4
goes back to 3000 years,
which is a deep-rooted
history enough.
In Japanese history, Taiko
drum was used to raise the
spirits of the Japanese army,
and to raise anxiety in the
enemy. In the same time, it
was played to invite village
and townspeople to
festivities, and to announce
the rice harvest. The sound
of the drum was believed to
keep the pests away. It was
also played during the rain
prayer and religious
ceremonies. According to
certain Buddhist traditions,
the sound of the drum
symbolizes the voice of
Buddha. That is why Shintoist
priests pray in the company
of Taiko.
Today, Taiko has a
reputation as an artistic
show combining the
traditional Japanese drum,
martial moves and
encouraging screams called
ki-ais. Reappearing in the
20th century Japan as an
artistic performance, Taiko
became famous around the
world with the 1950’s,
starting with the USA. It is
estimated that there are
over 8000 Taiko groups
today in Japan. Demanding
great strength and
dynamism to play, the
instrument comes in various
sizes and styles. The drums
are played by sticks names
bachi in varying lengths,
depending on the size of the
drum. As the tree species
used for making the
drumsticks (oak, maple,
hornbeam) effects the sound
obtained, Taiko groups select
their bachi’s in line with
their performance. There are
three basic Taiko sizes: the
big drum called Odaiko, the
medium-sized named
Jozuke, and the small one
named as Shime. Odaiko
looks like a wine barrel cov-
ered in leather in both sides.
Placed on a leg, the drum is
played on one or both sides.
Taiko groups are called Dojo.
The drum-players called as
Uchite wear short jackets
named Happi, loose pants
called Momohiki, and belts
named Obi. Around their
heads they put a band called
as Hachimaki. They wear
traditional shoes known as
Tabi.Taiko drums in varying
sizes and shapes are played
in three basic rhythms.
The dicrotic Do-Ko
symbolizes the heartbeat.
Do-Ko-Kon signifies a run-
ning horse. Don-Do-Ko-Don-
Don is known as the festive
rhythm. All songs have their
melodies based on these
three rhythms, with beats
built on the multiples of 4,8
and 10. There are four differ-
ent Taiko performance
styles. Multiple drums and
drummers; multiple drums
and one drummer; one drum
and multiple drummers; one
drum and drummer.
Traditional Taiko
compositions are not written
down, but are learned by
the verbal tradition known
as Kuchishowa.
SANT‹GRAT 39
flarap f›ç›s›na benziyor. Bir ayak üzerine yerlefltirilen davul tek
tarafl› ya da çift tarafl› olarak çal›n›yor. Taiko gruplar›na dojo is-
mi veriliyor. Uchite denen davulcular happi denen k›sa ceketler
giyer, momohiki ad› verilen bol pantolonlar›n›n üzerine obi de-
nen kemerlerini takarlar. Bafllar›na hachimaki diye bilinen bir
bant takarlar. Ayaklar›na ise tabi ad› verilen geleneksel ayakka-
b›lar giyerler.
Farkl› boyut ve biçimlerdeki taiko davullar› temelde üç ana ritim-
le çal›n›r. Kalp at›fl›n› simgeleyen çift vurufllu Do-Ko. Koflan bir at›
simgeleyen Do-Ko-Don. Festival ritmi olarak bilinen Don-Do-Ko-
Don-Don. Her flark›n›n melodisi bu üç ana ritim üzerinde 4, 8 ve
10’un katlar›n› içeren vurufllarla infla edilir.
Dört farkl› taiko performans tarz› vard›r. Çok davul-çok davulcu;
çok davul-tek davulcu; tek davul-çok davulcu, tek davul-tek
davulcu.
Geleneksel taiko besteleri yaz›l› de¤ildir. Besteler kulaktan
kula¤a kuchishowa adi verilen sözlü gelenekle ö¤retilir.
036_039_taiko 7/12/12 1:39 PM Page 5
Ormanada, Daikin VRV sistem klimalar ile konforunu artırdıECZACIBAŞI GAYRİMENKUL GELİŞTİRME VE YATIRIM’IN KORAY İNŞAAT İLE BİRLİKTE İSTANBUL ZEKERİYAKÖY’DE YAPIMINI SÜRDÜRDÜĞÜ ORMANADA PROJESİNİN İKLİMLENDİRME ÇÖZÜMLERİ DAIKIN’DEN GELDİ... 220 DÖNÜMLÜK ARAZİ ÜZERİNDE GERÇEKLEŞEN PROJE ‘BİRLİKTE YAŞAM’ KON-SEPTİNİ TAŞIYOR.
Hazırlayan /By: NAZLI ÇINAR - Mühendislik Sistemleri Ürün Sorumlusu / Engineering Systems Product Specialist
İstanbul Zekeriyaköy’de, bugüne kadar yapılan en
büyük villa ve müstakil konut projesi Ormanada hayata geçiyor.
Dört bir tarafı orman ile kaplı doğanın içinde bir yaşam sunan
Ormanada, sürdürülebilir bir yaşam felsefesiyle doğanın sadeliği
ile modern mimarinin buluştuğu 220 dönümlük yaşam alanı üze-
rinde kuruluyor. Brüt 380 metrekarelik 188 adet beş farklı tip villa
ve 89 adet 15 farklı tip sıra evden oluşan Ormanada projesinin
25 dönümü yeşil alan olarak tasarlandı. Projede sosyal yaşam
alanları da yerini aldı.
The biggest villa
and detached house project
Ormanada is made real in
Istanbul Zekeriyaköy. Of-
fering a nature-embraced
life surrounded by forests,
Ormanada rises on a 220
acre surface, intertwining
the philosophy of sustaina-
ble life, natural minimalism,
and modern architecture.
Comprising of 188 villas in
five different versions with
a gross surface area of 380
squaremeters, and 89
collateral houses of 15 dif-
ferent styles, the Ormanada
project has 25 acres of green
40 SANTİGRAT
space. Recreational areas are
also included in the project.
COMFORT RENAMED: DAIKIN All heating and cooling
systems of the Ormanada
project is offered by Daikin.
The cooling and
mid-seasonal heating needs
of the residences are mainly
answered by Daikin’s
VRV-RXYQ-P9 model heat
pump inverter outdoor units
per villa. In bigger spaces
of Ormanada’s H3-H4-H5
type villas, such as the living
rooms, Daikin’s medium
static pressure slotted type
VRV system air conditioners
with FXSQ-P model inverter
fans are used. In all these
blocks, the indoor units used
inside the buildings will be
controlled by realizing the
integration of the KNX
protocol interface KLIC-DI
with the building
management system.
In the remaining H1-H2
type villas and the collateral
C-type houses, the cooling
need is going to be an-
swered by the stylish FTXG-J
model Emura indoor units,
the quadruple design awards
winner with branch provider
boxes used in its copper
piping infrastructure.
Meanwhile, the outdoor
units are chosen from the
RXYRQ-P model heat pump
inverter outdoor unit series,
which can be tied to stylish
indoor units in villas.
VRV® III HEAT PUMP OUTDOOR UNITSDaikin’s leader VRV®III tech-
nology designed for com-
mercial buildings reaches
higher COP/EER values by
making use of Daikin’s vari-
able cooling liquid flow tech-
nology and inverter control,
in order to attain optimum
compressor efficiency.
Furthermore, the automatic
charge and cooling liquid
test available in the new
models enables time saving
and optimum cooling liquid
charge for the ultimate
performance. As a fine
example of Daikin’s advance
KONFORUN ADI: DAIKIN ‘Ormanada projesinin tüm soğutma ve havalandırma sistemleri
Daikin tarafından çözüldü. Ağırlıklı olarak konutların soğutma ve
geçiş dönemlerindeki ısıtma ihtiyacı villa bazında seçilen Daikin
marka VRV-RXYQ-P9 model heat pump inverter dış üniteleriyle
sağlandı. Ormanada projesindeki H3-H4-H5 tipi villaların salon
gibi büyük mekânlarında iç ünite olarak Daikin marka FXSQ-P
model inverter fanlı orta statik basınçlı kanallı tip VRV sistem kli-
maları yer aldı. Bu blokların tamamında KNX protokol arayüzü
KLIC-DI ile bina yönetim sistemi entegrasyonu gerçekleştirilerek
bloklar içerisinde kullanılan iç üniteler kumanda edilebilecek. Di-
ğer H1-H2 tipi villalarında ve C tipi sıraevlerinde soğutma ihtiyacı
bakır borulama alt yapısında branş sağlayıcı kutu kullanılarak en
iyi 4 tasarım ödülü alan tasarım harikası FTXG-J model Emura şık
iç üniteler ile karşılanacak. Dış üniteler ise yine villa bazlı olarak
şık iç ünitelere bağlanabilen RXYRQ-P model heat pump inverter
dış ünite serisinden seçildi.
VRV® III HEAT PUMP DIŞ ÜNİTELERDaikin’in ticari binalara yönelik öncü VRV®III teknolojisi, opti-
mum kompresör verimliliği sağlamak üzere Daikin’in değişken
soğutucu akışkan debi teknolojisi ile inverter kontrolünü kullana-
rak VRV® III heat pump daha yüksek COP/EER değerlere ulaşıyor.
Ayrıca yeni modellerde bulunan otomatik şarj ve soğutucu akış-
kan testi hem zamandan tasarruf hem de en iyi performans için
optimum soğutucu akışkan şarjı sağlıyor. Daikin’in yenilikçi tek-
nolojisinin gelişmiş örneklerinden VRV® III heat pump inverter
RXYQ-P9 model dış üniteler tek bir sistemde 5 ila 54 HP kapasite
aralığına sahip. Tamamı inverter kontrol teknolojisinde bulunan,
az yer kaplayan kombinasyon özelliğindedir. Gelişmiş kompresör
yapısı ve yenilenmiş kondenser yüzeyi ile 4.5’a varan yüksek
COP ve 4.29’a varan yüksek EER değerlerine sahip RXYQ-P9 mo-
del dış üniteler, proje çözümlerinde geniş borulama esnekliğini
kullanıma sunar. Maksimum kritik borulama uzunluğu 165 metre
ve toplam borulama uzunluğu 1000 metredir. Esnek dış ünite
Ormanada upgrades comfort by Daikin VRV system air conditionersTHE AIR CONDITIONING SOLUTIONS FOR THE PROJECT ORMANADA, CONSTRUCTED BY ECZACIBAŞI REAL ESTATE DEVELOPMENT AND INVESTMENT TOGETHER WITH KORAY CONSTRUCTION WORKS IN ISTANBUL ZEKERİYAKÖY ARE OFFERED BY DAIKIN. THE 220 ACRE PROJECT BEARS THE CONCEPT OF “LIVING TOGETHER”.
SANTİGRAT 41
technology, the VRV® III
heat pump inverter RXYQ-P9
model outdoor units have 5
to 54 HP capacity range in
a single system. All of them
have inverter control
technology and storable
combination as stand-
ard. With their advanced
compressor structure and
renewed condenser layer,
the RXYQ-P9 model outdoor
units reach COP values of up
to 4,5 and EER values of up
to 4,29; and present a vast
piping elasticity in project
solutions. The maximum
critical piping length is 165
meters and the total piping
length is 1000 meters. With
flexible outdoor unit combi-
nation, storable combination
and high COP combination,
they enable the
configuration of up to
64 indoor units.
Particularly suitable for
residencesi medium sized
commercial areas, offices,
hotels and chain stores, the
system has the potential of
cooling from -5°C to +43°C,
and heating from -20°C to +
15°C. The VRV indoor units
and Daikin Emura, the VRV®
heat pump inverter RXYRQ-P
model outdoor units with
VRV technology which can
be combined with stylish
and silent Nexura models
reach high COP levels. Up
to 39 indoor units from 8 to
18 HP capacity range can
be connected to a singular
module outdoor unit. The
outdoor units with a cooling
capacity from -5°C to +43°C
and heating capacity from
-20°C to + 15°C combine
heat control, fresh air and
hot water production
functions in a single system.
All indoor units are
commanded individually and
offer the user the
opportunity of gradual
installation.
EMURA, THE WONDER OF DESIGNThe A class energy efficient
engineering wonder Emura
inverter wall type indoor
units are prefered for the
project’s H1-H2 villas and
C-type houses. All six models
have a cooling capacity
range of 1,3 kW-5,3 kW.
The ultimate thin profile, the
matte crystal white colour
and the stylishly worn out
aluminium surface perfectly
match any interior. The
comfort model restrains
kombinasyonu, düşük yer kaplayan kombinasyon ve yüksek COP
kombinasyonu ile maksimum 64 adet iç ünitenin bağlanmasına
olanak tanır. Özellikle rezidans, orta ölçekli ticari alanlar, ofisler,
oteller ve zincir dükkanlara yönelik olarak kullanılabilecek sistem
-5°C ile +43°C sıcaklıkları arasında soğutma ve -20°C ile + 15°C
sıcaklıkları arasında ısıtma yapabilme yeteneğine sahiptir.
VRV iç üniteler ve Daikin Emura, Nexura model şık ve sessiz iç
üniteler ile kombine edilebilen yenilikçi VRV teknolojisine sahip
VRV® heat pump inverter RXYRQ-P model dış üniteler, yüksek
COP seviyelerindedir. Tek bir modül dış ünite ile 8 ila 18 HP ka-
pasite aralığına sahip ürün gamından oluşarak 39 iç ünite ka-
dar bağlanabilir. -5°C ile +43°C sıcaklıkları arasında soğutma ve
-20°C ile + 15°C sıcaklıkları arasında ısıtma yapma özelliğindeki
dış üniteler sıcaklık kontrolü, taze hava sağlama, sıcak su üret-
me fonksiyonlarının tamamını tek bir sistemde birleştirir. Tüm iç
üniteler bireysel olarak kumanda edilir ve kullanıcıya kademeli
montaj imkânı sunar.
TASARIM HARİKASI EMURA Projede, H1-H2 tipi villalarda ve C tipi sıraevlerinde A enerji sı-
nıfına sahip, enerji tasarruflu mühendislik harikasının muhteşem
karşımı Emura inverter duvar tipi iç üniteler tercih edildi. 6 farklı
model de 1,3 kW-5,3 kW soğutma kapasite aralığına sahip. Ultra
ince profili, mat kristal beyazı veya eskitme alüminyum şık dış
yüzeyi her türlü iç dekora sorunsuz uyum sağlıyor. Konfor modu,
sıcak veya soğuk havanın doğrudan insan vücuduna doğru üfle-
42 SANTİGRAT
the warm or cool air from
directly blowing on human
body, and prevents aşr
conditioner related
concussions by working
without creating a cold air
effect. The indoor and
outdoor unit working modes
diminish the engine noise by
3 dbA. The movement
sensor passes on to the
economy mode 20 minutes
after the room becomes
empty, hereby saves
energy in unused spaces.
It is reactivated as soon as
someone enters the room
in the standard mode. With
the night mode, the extreme
cooling or heating of the
room is eliminated and a
healthy comfort is
maintained. At the same
time, the power mode is
also available for rapid
cooling and heating when
necessary. The standard
titanium apatite
photocatalytic air
cleaning filter inside the
device incessantly cleans the
dust particles carried around
by air, eliminates bad scents,
and helps preventing the
production of bacteria and
microbes.
NEW GENERATION SLOTTED VRV INDOOR UNITSThe FXSQ-P model inverter
fan slotted units with a
capacity range of 2,2-16,0
kW that are used in H3-H4-H5
type villas save up to 20 per
cent energy with respect to
the previous series through
the new DC fans. Thanks to
the three phase blowing
control, the comfort level is
further raised. In the indoor
unit structure, air filter and
drenage pump is standard.
When the fan mode is on, air
ventilation can be enjoyed
without cooling down or
warming up. With the cable
controller, the pressure
outside the device can be
altered and the air flow can
be optimized. In addition,
the slots perceive the pres-
sure loss and automatically
arrange the flow, hereby
render the installation easier.
With the automatic
cooling-heating modulation
feature, the cooling or
hetaing mode is
automatically selected. There
are also automatic restart
and automatic troubleshoot-
ing features available.
mesini engelleyerek soğuk hava etkisi yaratmadan çalışıyor ve
klima çarpmalarının önüne geçiyor. İç ünite ve dış ünite sessiz
çalışma modları iç ve dış ünitelerin çalışma sesini 3 dbA azaltı-
yor. Sahip olduğu hareket sensörü oda boşken ünite 20 dakika
bekledikten sonra ekonomi moduna geçerek kullanılmayan oda-
larda enerji tasarrufu sağlıyor. Odaya biri girdiğinde ise normal
konumda çalışmaya başlıyor. Gece ayar modu ile odadaki hava-
nın aşırı soğumasını veya ısınmasını önleyerek sağlıklı bir konfor
sağlıyor. Aynı zamanda güçlü modu, hızlı soğutma veya ısıtma
için istendiğinde seçilebilir. Standart olarak cihaz içerisinde yer
alan titanyum apatit fotokatalitik hava temizleme filtresi sürekli
olarak havayla taşınan toz partiküllerini temizler, kötü kokuları
güçlü şekilde kırarak bakterilerin, mikropların çoğalmasını önle-
mede yardımcı olur.
YENİ NESİL KANALLI TİP VRV İÇ ÜNİTELERH3-H4-H5 tipi villalarda kullanılan 2,2-16,0 kW kapasite aralığına
sahip FXSQ-P model inverter fanlı kanallı tip üniteler, önceki seri-
ye kıyasla yeni DC fan kullanımı sayesinde yüzde 20 güç tasarru-
fu sağlıyor. 3 kademeli üfleme kontrolü sayesinde konfor seviye-
si artırılmış ve iç ünite yapısında standart olarak hava filtresi ve
drenaj pompası bulunuyor. Fan moduna getirildiğinde, soğutma
veya ısıtma yapmadan sadece fan olarak da kullanılabiliyor. Kab-
lolu kumanda ile cihaz dışı basıncın değiştirilme imkânı ve hava
debisinin optimizasyonu sağlanıyor. Bunun yanı sıra kanal basınç
kaybını algılayarak debi ayarını otomatik olarak yapıyor ve bu
sayede montajı kolaylaştırıyor. Otomatik soğutma – ısıtma geçiş
özelliğiyle ısıtma veya soğutma modunu otomatik olarak seçiyor.
Otomatik yeniden başlat ve otomatik arıza teşhisi özellikleri de
bulunuyor.
SANTİGRAT 43
MC70L bir mihenk taşı olacak
MC70L will be a breaking point
DAIKIN, İLERİ TEKNOLOJİ HAVA TEMİZLEYİCİSİ, STREAMER TEKNOLOJİLİ HAVA TEMİZLEYİCİSİ MC70L İSİMLİ ÜRÜNÜ PİYASAYA SÜRDÜ. TAŞINABİLİR BİR ÜNİTE OLAN MC70L, ALERJENLERİ VE ZARARLI BAKTERİLERİ AYRIŞTIRIYOR VE ODAYA ARINDIRILMIŞ HAVA YAYIYOR. SAĞLIK AÇISINDAN ORTAMIN KALİTESİNİ YÜKSELTEN ÜRÜN, KULLANICIYA SON DERECE EFEKTİF ÇÖZÜMLER SUNUYOR.
DAIKIN INTRODUCED A NEW AIR CLEANER WITH ADVANCED STREAMER TECHNOLOGY CALLED AS MC70L. THE PORTABLE MC70L UNIT ELIMINATES ALLERGENS AND INSANITARY BACTERIA, AND CIRCU-LATES REFINED AIR INSTEAD. ENHANCING THE QUALITY OF LIFE IN TERMS OF HEALTH, THE PRODUCT OFFERS INCREDIBLY EFFICIENT SOLUTIONS TO THE USER.
Streamer teknolojili hava temizleyicisi
Air cleaner with streamer technology
44 SANTİGRAT
Most of the air clean-
ers work on a basic filtration
system. Considering this as
insufficient, Daikin conducted
several researches to offer
new air cleaning solutions.
Restructur,ng the streamer
technology air cleaners, Daikin
gained the industry a brand
new standard.
Instead of a simple filter, a
multi-layer filtering system
is used in the design. Thanks
to the six-segmented system
which eliminates and destroys
dust particles, bad odours,
animal hair, mold, pollens, and
tiny bugs as well as allergens
and bacteria, a high level of
refining is rendered possible.
the high energy efficiency
and functionality of the unit is
further increased by a remote
controller.
Shining out as a significant
development in this product
segment with its over-quiet
engine and compact size that
brings ease of portability,
MC70L brings a new standard
to the category of air cleaners.
THE FEATURES OF MC70L:MC70L is very easy to carry
with a weight of 8,5 kg. The
product operates extremely
quiet and gives good results in
areas up to 46 squaremeters.
Thanks to a powerful fan, it
reaches to every corner of the
room. With the standard of five
spare filters, it generates no ad-
ditional filter costs for the next
decade. The turbo mode cleans
the air rapidly, and efficiently
controls the engine speed to
decrease the power consump-
tion in order to save energy.
WHAT IS DAIKIN STREAMER TECHNOLOGY? “Streamer Decharge” is a
plasmic decharge where high
speed electrons crush nitrogen
molecules and become activat-
ed, hereby rendering the oxida-
tive separation of bacteria. With
this type of decharge, it can
eliminate not just bacteria and
mold, but dangerous chemicals
and allergens as well. Daikin’s
streamer decharge is more
capacious in comparison to
the standard plasmic decharge
(incandescent decharge). Thus,
electrons more easily crush the
oxugen and nitrogen in the air.
With the same electric power,
1000 times higher oxidative
separation speed is attained.
Çoğu hava temizleyicisinin çalışma prensi-
bi basit filtre sistemlerine dayalıdır. Bunu yetersiz bulan
Daikin, konuyla ilgili araştırmalar yaparak, hava temizleyici
sistemlerine yeni çözümler üretti. Streamer teknolojili hava
temizleyicisini yeniden yapılandıran Daikin, bu segmentte
yeni bir standartı sektöre kazandırmış oldu.
Tasarımda basit bir filtre yerine, çok-katmanlı bir filtre sis-
temi kullanıldı. Sadece alerjen ve bakterileri değil, toz par-
tikülleri, kötü kokuları, hayvan tüylerini, küfleri, polenleri
ve küçük böcekleri de yakalayıp ayrıştıran, sonrasında yok
eden 6 ögeli sistem sayesinde yüksek derecede arındır-
ma sağlandı. Ünitenin yüksek enerji verimliliği ve fonksi-
yonelliği gelişmiş taşınabilir uzaktan kumanda ile daha da
artırıldı.
MC70L, ultra-sessiz çalışması, kompakt ve kolay taşınabi-
lir boyutu ve gelişmiş kontrolleriyle bu ürün segmentinde
önemli bir gelişme olarak öne çıkarken, hava temizleyiciler
kategorisinde yeni bir standart oluşturuyor.
MC70L’NİN ÖZELLİKLERİ:MC70L, 8.5 kg ağırlığı ile kolayca taşınabiliyor. Ultra sessiz
çalışan ürün, 46 metrekareye kadar olan alanlarda iyi so-
nuçlar veriyor. Ürün, güçlü
fanı sayesinde bulunduğu
odanın her köşesine ula-
şabiliyor. Standart 5 yedek
filitre ile gelen ürün 10 yıl
boyunca yeni bir filitre ma-
liyeti oluşturmuyor.
Turbo modu sayesinde ha-
vayı çok hızlı temizliyor, in-
verter güç tüketimini azalt-
mak için motorun dönüş
hızını etkin biçimde kontrol
ederek enerji tasarrufu sağ-
lıyor.
DAIKIN STREAMER TEKNOLOJİSİ NEDİR? “Streamer Deşarj” yüksek hızlı elektronların oksijen ve nit-
rojen molekülleriyle çarpışıp aktif hale geldiği ve bakterile-
rin oksidatif ayrıştırılmasını sağlayabildiği bir çeşit plazma
deşarjıdır. Bu deşarj türü sayesinde bakteri ve küfler kadar
tehlikeli kimyasal maddeler ve alerjenleri de yok edilebi-
lir. Standart plazma deşarja (akkor deşarj) göre Daikin’in
Streamer Deşarjı daha geniştir. Bu sayede, elektronların
havadaki oksijen ve nitrojenle çarpışması daha kolay hale
gelir. Aynı elektrik gücüyle 1.000 kat daha yüksek oksidatif
ayrıştırma hızına ulaşılır.
SANTİGRAT 45
“Tek rakibimiz GSM”YÖRESEL GİYSİLER GİYMİŞ İKİ KADININ GURURLA YANINDA DURDUĞU BİR PANKART; ÜZERİNDE DE “TEK RAKİBİMİZ GSM” YAZISI. NEREDE Mİ? KUŞ DİLİ ŞENLİKLERİ’NDE. SÖZÜNÜ ETTİĞİMİZ, GİRESUN’UN KARABÖRK BELDESİ’NDE KONUŞULAN BİR ÇEŞİT ISLIK DİLİ. DAĞDAN DAĞA HABERLEŞMENİN EN İYİ YOLU BELKİ DE. SÖYLENDİĞİNE GÖRE 5 KİLOMETRELİK BİR ALANDA ETKİLİYMİŞ. YANİ, ‘ÇEKİM GÜCÜ’ HAYLİ YERİNDE.
Yazı/By: ÜMMÜ TAYLAN
There are about
60 whistled languages
used around the world. So
claims the French bio-acustic
engineer Julien Meyer. The
huautla Jimenez region in
Southern Mexico, La Gomera
in the Spanish Canary Islands
(the Silbo Gomero whistled
language), Aas village in the
French Pyrenees, Euba re-
gion in Greece, the Amazon
and Thailand are a few of
these places. The researches
conducted by Meyer indicate
that the whistled language
used in Southern Mexico has
become integrated in daily
life. In the market, between
houses and shops – it is used
in place of telephones.
Whistling has become the
language of lovers in
Thailand, to make
compliments from the door
sill to the window. Who
gives a damn to sms? The
whistled language spoken in
Dünya genelinde 60 kadar ıslık dili kullanılıyor. Biz,
Fransız Biyoakustik Mühendisi Julien Meyer’in yalancısıyız. Güney
Meksika’da Huautla Jimenez bölgesi, İspanya Kanarya Adalarında
La Gomera bölgesi (Silbo Gomero ıslık dili), Fransız Pireneleri’nde
Aas Köyü, Yunanistan’da Euboa bölgesi, Amazonlar ve Tayland
günümüzde ıslık dilinin konuşulduğu yerlerden birkaçı. Mühendis
Meyer’in araştırmaları Güney Meksika’da kullanılan dilin günlük
yaşamın içine işlediğini söylüyor. Pazarda, evden eve, bir dükkan-
dan diğerine; adeta telefon niyetine. Tayland’da aşıkların da dili
olmuş ıslıklar. Kompliman yapmak için. Kapı önünden pencereye.
Kısa mesaja kim prim verir? Kanarya Adaları’nda konuşulan ıslık
dili ise 2003’ten beri ilkokullara zorunlu ders olarak konmuş. Islık
dilinin konuşulduğu bölgelerin ortak noktası coğrafya. Sorun aynı.
Hepsi de dağlık, yerleşim seyrek, insanların birbirine ulaşması zor.
“Our only rival is GSM”A BANNER CLAIMS NEAR TWO LADIES DRESSED IN REGIONAL CLOTHES, STANDING IN FULL PRIDE: “OUR ONLY RIVAL IS GSM”. YOU WONDER WHERE? IN THE “BIRD-LANGUAGE” FESTIVAL! WE ARE TALKING ABOUT A KIND OF WHISTLED LANGUAGE SPOKEN IN GİRESUN’S KARABÖRK REGION. THIS IS PROBABLY THE BEST WAY OF COMMUNICATING FROM MOUNTAIN TO MOUNTAIN. IT IS CLAIMED TO HAVE A RADIUS OF 5 KILOMETERS. IN OTHER WORDS, IT HAS GREAT RECEPTION!
SANTİGRAT 47
the Canary Islands has been
an obligatory course
in primary schools ever
since 2003. The common
point of all these regions is
their territories. The problem
is but one: all are
mountainous, sparsely
populated, and
communication is hard.
We too have a whistled
tongue: the bird-language
is spoken in Giresun, around
the villages of Karabörk
region of Çanakçı county.
It is widely used in the west
of Sis (Misty) Mountain,
especially in Kuşköy. The
region celebrates a festival
since 15 years. The mission
is to promote this curious
language. They have even
applied to UNESCO. The
language is about to be
included in the world
heritage list. The history
of the bird-language dates
far back, up until the 15th
century. It has never been
a cryptic language. Turkish
words are pronounced in
whistle, one by one. Short
intervals are left between
words. This is literally a
chat between mountains.
Tongues are given special
shapes while whistling to
enable a precise
pronunciation. Such kind
of whistling has its private
merits. Fingers enable a
much stronger voice that can
be heard from afar. That is
to say, they enable a more
powerful reception. Şaban
Kutlu has done a study on
Bizim de bir ıslık dilimiz var. Kuş dili. Giresun’da, Çanakçı ilçesine
bağlı Karabörk beldesine bağlı köylerde konuşuluyor. Sis Dağı’nın
batısında. En çok da Kuşköy’de. Belde 15 yıldır da şenlik düzenle-
niyor. Amacı bu ilginç dili tanıtmak. UNESCO’ya başvurmuşlar bile.
Dilin kültür mirası listesine alınması an meselesi.
Kuş dilinin geçmişi oldukça eski. Neredeyse 15’inci yüzyıla kadar
uzanıyor. Şifreli bir dil değil. Türkçe kelimeler teker teker ıslığa
çevrilerek söyleniyor. Kelimeler arasında da kısa aralıklar verili-
yor. Dağdan dağa sohbet ediliyor deyim yerindeyse. Islık çalarken
parmaklarla dile özel şekiller veriliyor ki kelimeler net bir biçimde
çıkabilsin. Islığı böyle çalmanın bir faydası var elbette. Parmaklar
sesin fazlasıyla kuvvetli çıkmasını sağlıyor. Uzaklardan duyulabili-
yor. Çekim kuvveti daha da artıyor. Yöredeki ıslık dili konusunda
Şaban Kutlu’nun bir de çalışması var. Valilikçe basılan kitapta İb-
rahim Cırıt’ın geniş bilgilerinden de yararlanılmış. Yöreden derle-
nenler kitaba aktarılmış. Hatta kitap için İngilizce gramer çalışması
yapılmış. Hatta çevirisi de bitmek üzere. Bütün bunların yanında
bir de büyük bir tartışma var yöre halkı arasında. Kuş dili tek ama
sahiplenen çok. Karabörklülerle Kuşköylüler bu dili siz buldunuz,
biz bulduk diye savaş halinde neredeyse. Kuş dilinin patenti
Kuşköy’e ait. Onlar patent ofisine önce başvurmuş. Karabörklüler-
se Kuşköylülerin bu dili kendilerinden öğrendiği iddiasında.
Çoban ıslıklarından geliştirilen dilin buraya yerleşen Karabörk
48 SANTİGRAT
the regional the
bird-language . In his book
printed by the governo-
rate, he has cited the vast
knowledge of İbrahim Cırıt.
The collected works on the
region are narrated in the
book. An English grammar
study has also been carried
for its sake. The translation
is about to be finished. Aside
of these, a big discussion
keeps going among the
region folk. Though there is
only one whistled language,
there are many claimers.
The people of Karabörk and
Kuşköy are almost fighting to
gain its right. The language’s
patent is held by the folk
of Kuşköy, for they are the
ones to apply first. Whereas
the people of Karabörk claim
to have taught them the
tongue.
Saying that the language
derived from the shephard
whistles was spread by the
here settled Karabörk clan
and developed into
an actual tongue due to
hard conditions of
communication, the people
of Karabörk believe that
their tongue is much more
comprehensible compared to
the “stolen” Kuşköy tongue.
The local researcher İbrahim
Cırıt says: “The word ‘say’,
for instance, is pronunced as
‘cheautch-cheau’ in Kuşköy,
whereas as ‘seay-yeah’
around Karabörk. Here, the
letter L is not pronounced
and all other words can be
used in Turkish. Ali is Ayee,
Veli is Veyee, Ahmet is
Ah-et, etc…”
Stating the arguments to
support his claim, Cırıt does
TÜRKÇE - KUŞDİLİ MİNİ SÖZLÜKİmece: İföçöJandarmalar: ÇoççoçfoçoçOrmancılar : OçfoççoçMuhtar: FoççoçTabanca: ÇofoççoSabah: ÇofoçYarın: ÇoçoçBuraya: FoçoçoBen: FöçVar: FoçGel: KöçGit: KiçSöyle: ÇöççöTaşı: Çoço
A MINI DICTIONARY OF TURKISHTHE BIRD - LANGUAGE Play ball: İföçö (ee-pheau-cheu)Gendarmerie: Çoççoçfoçoç (chotch-chotch-photchoch)Forresters: Oçfoççoç (otch-photch-chotch)Headman: Foççoç (photch-chotch)Gun: Çofoçço (cho- fotch-cho)Morning: Çofoç (cho-photch)Tomorrow: Çoçoç (cho-chotch)Here: Foçoço (pho-cho-cho)I: Föç (pheautch)Present: Foç (photch)Come: Köç (keutch)Go: Kiç (kitch)Say: Çöççö (cheautch-cheau)Carry: Çoço (cho-cho)
SANTİGRAT 49
boyu ile yayıldığını daha sonraları ulaşım ve haberleşmenin zor-
luğundan dolayı bir konuşma dili haline geldiğini söyleyen Kara-
börklüler, kendi konuştukları dilin daha anlaşılır olduğu Kuşköylü-
lerin konuştuğunun daha doğrusu çaldığının ise çapraşık olduğu
fikrindeler. Yerel araştırmacı İbrahim Cırıt: “Örnek olarak ‘söyle’
kelimesi Kuşköy’de çöççö olarak söylenirken, Karabörk’de söyye
olarak söylenmektedir. Burda (L) harfinin telaffuzu yapılamamak-
tadır ve diğer bütün kelimeler Türkçe olarak kullanılabilmektedir.
Ali-Ayi, Veli-Veyi, Ahmet-Ah-et biçiminde söylenişi gibi.”
Cırıt iddiasını destekleyecek argümanları sıraladıktan sonra köyün
adı üstünde kuş dili ve Kuşköy diyecekler için de saptamasını da
sakınmıyor: “Kuşköy’ün ıslıkla bir ilgisi yoktur. Kuşbükü’nden gelir
ve Pontus Rumları’ndan kalma bir isimdir. Kuşköy halkı bu dili
Karabörklülerden öğrenmiştir. Kuşköy ıslığı, Karabörk ıslığının ka-
lıplaşmış bir kopyasıdır.”
Islığın kime ait olduğunun hiçbir önemi yok aslında. Ama ilginç
ve eğlenceli tarafları var. Her harf çıkmıyor ıslıktan elbette. F, ç, k
gibi sessizler ve sesli harfler telaffuz edilebiliyor sadece. Kuşköy
ağzında: “Jandarma geliyor, tabancanı sakla…” Islıkçada: “Çoççofo
köçiçoç çofoççoço çökço…” şeklinde telaffuz ediliyor. “Yarın sabah
bana imeceye gelir misin?” de “Çoçoç çofof foço iföçöçö çöçiç
fiçiç?” diye.
Bir zamanlar bütün Karadeniz’de yaygın olarak konuşulan kuş dili
not spare his detection
concerning the bird
language and Kuşköy:
“Kuşköy (Birdsville) has
nothing to do with
whistling. The name comes
from Kuşbükü (Birdsbay)
from the time of the Pontus
Empire. The people of
Kuşköy learned this lan-
guage from the people of
Karabörk. Kuşköy whistling
is a stereotype of Karaköy
whistling.” In fact, it makes
no difference to whom the
whistling belongs. Yet, it has
something curious and funny
about it. Not every letter is
pronunciable when whistled,
naturally. Only the conso-
nants such as f, ch and k and
the vocals can be
pronounced. In Kuşköy
tongue, “Gendarmerie is
coming, hide your gun!” is
translated into “Chotch-cho-
phoe keau-chee-chotch
cho-photch-choe-choe.”
And “Come by for help
tomorrow” is “Cho-chotch
cho-phoff photcho
ee-pheau-cheau-cheau
cheautchitch pheetcheetch.”
Once upon a time, the bird
language used to be widely
spoken around the Black
Sea, whereas it only survives
around Sis Mountain and
Kuşköy near Çanakçı. It is not
much suitable for chit-chat,
as everyone is aware of its
codes. It is just used for
common purposes. And per-
haps the women who forget
to tell their husbands their
orders after they leave say
50 SANTİGRAT
“Do not forget to buy olive
oil from the town!” Even if
the words are similar, it is
uncommon for the region
folk to misunderstand each
other. Do not dare to
underestimate the bird
language… It was used to
call the names of the
soldiers from one village to
the other to the War of
Independence. Victories
were gained thanks to it.
An article by Mustafa Köse
dating 15/02/2008 tells
how the language was
used against the Russians.
Walking in the forrest, the
Russian soldiers were not
suspicious about the
chirping of the birds. But
these were all warning
messages. Guerillas shot in
the Russian soldiers with no
difficulty. “The approach of
the Russian soldiers during
the Russian
invasion was announced
to the villages and people
via bird language. When
Russians invaded Kuşköy
and other regions during the
World War I, the people used
the bird language to prevent
the enemy comprehension
and played an important
part in the victory.” In a
time when internet and cell
phones sell like hotcakes,
bird language cannot be
deemed an efficient means
of communication. The
speakers are already
diminishing. However,
it should be taken under
protection as a cultural
heritage. With so many
stories to tell…
şimdi sadece Sis Dağı ve Çanakçı yakınlarındaki Kuşköy’de yaşı-
yor. Pek öyle dedikodu falan yapılmıyor bu dille. Zira herkes va-
kıf şifrelere. Genel konular konuşuluyor ancak. Belki eşine sipariş
verip de eşi uzaklaştıktan sonra hatırına düşen kadınlar; ‘Aman
kasabaya inince zeytinyağını da unutma!’ diyorlar ancak. Her ne
kadar kelimeler benziyorsa da yöre halkının birbirini yanlış anla-
dığı görülmemiş.
Kuş dili deyip geçmeyin... Kuş diliyle köyden köye seslenerek, as-
ker olacakların isimleri okunmuş, Kurtuluş Savaşı’na katılınması
için haber yollanmış. Çağrı yapılmış. Sayesinde zafer bile kaza-
nılmış. Mustafa Köse’nin 15.02.2008’de yayınlanan yazısı Rus-
lara karşı bu parola dilin nasıl kullanıldığını anlatılıyor. Ormanda
ilerleyen Rus askerleri kuş seslerinden şüphelenmemiş bile. Oysa
her biri birer uyarı mesajıymış bunların. Çeteler böylece Rus as-
kerlerini kıstırmışlar hiç zorlanmadan. “Rus işgali sırasında görü-
len Rus askerlerinin gelişi, yol üzerindeki köylere, insanlara haber
veriliyordu kuş diliyle. 1’inci Dünya Savaşı’nda Ruslar, Kuşköyü ve
diğer yöreleri işgal ettiğinde halk düşmanın anlamaması için kuş-
dilini kullanmış ve Ruslara karşı savaşın kazanılmasında önemli
rol oynamıştır.”
İnternet de, cep telefonu da peynir ekmek gibi satılırken kuş di-
linin artık haberleşmede etkin olması düşünülemez. Şimdiden
bilenler azalmış, zaten. Ama bir kültürel miras olarak korunması
ve unutulmaması şart. En azından böyle güzel hikayeleri varken.
SANTİGRAT 51
Baflar› ifle almakla m› bafllar?M . R A U F A T E fi
C a p i t a l & E k o n o m i s t & C E O L I F E & P C n e t Y a y › n D i r e k t ö r ü / D i r e c t o r o f P u b l i c a t i o n
52 SANT‹GRAT
052_055_rauf 7/12/12 1:36 PM Page 2
Japon ifl kültüründe “ömür boyu istihdam” strate-
jisi geçerlidir. fiirketler, ifle ald›klar› çal›flanlar›n›, bir pozisyonda
baflar›l› olmamalar› halinde, baflka pozisyon ya da bölümlere
kayd›rma yöntemiyle onlar› iflte tutmaya çal›fl›rlar. ‹flten ç›kar-
mak, en son de¤il, asla akla gelmeyen bir çözümdür.
Daikin gibi Japon kökenli flirketler, bu nedenle ifle al›mlarda
adeta “k›l› k›rk” yar›p, kendileri için en uygun aday› bulmaya ça-
l›fl›rlar. Ald›klar›n› da en iyi flekilde e¤itip, flirketin kültürüne
adapte etmeye çal›fl›rlar.
S›radan gibi görünen bu ifle al›m süreci, asl›nda çok say›da flir-
ket için en kritik aflamalardan birini oluflturur. Bunun en iyi ör-
neklerinden birini son y›llar›n en baflar›l› e-ticaret giriflimlerin-
den olan Zappos’da gördüm. Daha do¤rusu Zappos’un kurucusu
Tony Hsieh’in kitab›nda okudum.
“Mutlulu¤u Da¤›tmak” adl› kitab›nda, çok s›radan gibi görünen
bir alanda k›sa sürede müthifl bir baflar› yakalayan, kurdu¤u flir-
keti Amazon.com’a satan Tony Hsieh, bu baflar›y› yakalama hi-
kayesini ayr›nt›l› olarak anlat›yor. Asl›nda kitab›n pek çok ilginç
taraf› ve paylaflt›¤› öykü var. Ama benim dikkatimi en çok insan
kaynaklar› stratejisi ve ifle al›m yaklafl›m› çekti.
Örne¤in, ifle al›m mülakatlar› bile çok farkl›… Tony Hsieh bu sü-
reci flöyle anlat›yor:
“Biz Zappos’ta iki ayr› mülakat yap›yoruz. ‹fle al›m müdürü ve
ekibi, ilk önce gerekli deneyim, teknik bilgi ve ekibe uygunluk
gibi özellikleri araflt›rmak üzere standart mülakatlar› yapar. Ama
daha sonra insan kaynaklar› bölümü sadece kültüre uygunluk
aç›s›ndan de¤erlendirmek üzere ayr› bir mülakat yürütür. Aday-
lar›n ifle girmek için bu iki mülakat› da baflar›yla tamamlamas›
gerekir.
Ciromuza veya karl›l›¤›m›za çok olumlu etkisi olaca¤›n› bildi¤i-
miz pek çok yetenekli kiflinin baflvurusunu reddettik. Bu kiflile-
rin kültürümüze uygun olmad›¤›n› anlad›¤›m›z için uzun vadeli
kültürümüzü ve markam›z› korumak amac›yla k›sa vadeli ç›kar-
lar›m›zdan feragat ettik.”
“BU fi‹RKETE G‹RME PARA VEREL‹M”
Emin flimdi paylaflaca¤›m anekdot ifle girme ya da ifl mülakat›
aflamas›nda hiç kimsenin bafl›na gelmemifltir. Bir ifle baflvuru-
yor, formlar dolduruyor ve mülakatlardan geçiyorsunuz. En so-
nunda insan kaynaklar›ndan, “‹fle kabul edildiniz” mesaj› da al›-
yorsunuz. Ancak, o da ne; hemen ard›ndan, “Bize gelmeyin, si-
ze para verelim” teklifi geliyor. Bu durumda ne yapard›n›z?
“Employment for
a lifetime” is what counts in
the business culture of
Japan. Companies try to
keep their employees by
engaging them in other
positions or departments in
case of their lack of success
in a given position.
Severance is not an
alternative solution, let
alone be the last.
Therefore, Japanese compa-
nies such as Daikin split hair
while employing and try to
find the best candidate.
Once hired, these candidates
go through an adaptation
process to be integrated in
the corporate culture.
Although it may appear as
routine, this employment
process is indeed one of the
most critical phases for any
corporation. I have come
across a very good example
in Zappos, one of the fore-
coming e-trade companies
of the recent years. To be
more accurate, I read it in
the book written by Tony
Hsieh, the founder of
Zappos.
In his book “Delivering
Happiness”, Tony Hsieh, who
achieved tremendous
success by selling his compa-
ny to Amazon.com, tells
about the story of his
success in detail. Actually,
the book has many
interesting feautures and
stories to be shared. But the
thing that has gained my
attention the most are their
human resources policy and
recruitment approach.
Even their recruitment
interviews are out of the
ordinary… Here is how Tony
Hsieh describes the process:
“In Zappos, we make two
seperate interviews The
Recruitment Manager and
his team conduct the stan-
dard interviews to evaluate
the qualities like experience,
technical know-how and
team harmony. Later on, the
Human Resources Manager
conducts a seperate inter-
view to evaluate the cultural
relevancy. The candidates
have to pass both these
SANT‹GRAT 53
Does success start with recruitment?
052_055_rauf 7/12/12 1:36 PM Page 3
Sizi bilmiyorum ama Tony Hsieh, kendi stratejilerini flöyle anla-
t›yor:
“‹fle ald›¤›m›z adaylara, e¤itimin ilk haftas›n›n sonunda tüm s›n›-
fa bir teklif sunar›z: Herkese çal›flt›klar› sürenin ücreti ve buna ek
olarak 2000 dolar karfl›l›¤›nda ifli b›rakma seçene¤i. Bu teklifimiz
e¤itim döneminin sonuna kadar geçerlidir. fiirketimizde çal›flanla-
r›n sadece ücret için çal›flmad›klar›ndan emin olmak isteriz. Çal›-
flanlar›m›z›n uzun vadeli vizyonumuza inanmalar›n› ve kültürü-
müzün bir parças› olmay› arzu etmelerini isteriz. Genellikle bu
teklifimizi kabul edenlerin oran› yüzde biri geçmez.”
MÜDÜR OLMA SÜRES‹ DE VAR
Çal›flanlar, özellikle de yeni dönemin gençleri için “kariyer yöne-
timi” çok önemlidir. Ne zaman, nas›l ve hangi durumda terfi ede-
ceklerini ö¤renmek, hayatlar›n› ona göre planlamak isterler. An-
cak, çok say›da flirket için bu pek mümkün de¤ildir.
Zappos’da ise Hsieh, çal›flanlar›na bu olana¤› sunuyor:
“Biz Zappos’ta farkl› bir felsefeye sahibiz. Her y›l çal›flanlar›m›z› bir
varl›k olarak de¤erlendirmek yerine, her bir bölümde çal›flan en
alttan en üst düzey liderlik pozisyonlar›na kadar farkl› beceri ve
deneyime sahip kiflilerden oluflan bir insan kaynaklar› havuzu
interviews successfully to be
employed. We turned down
the applications of many
talented candidates who
could have contributed to
our revenue and profitability
for sure. We sacrificed from
our short-term benefits in
order to protect our long
term culture and brand, for
we perceived that these
people did not match our
culture.”
“WE WILL PAY YOU NOT TO
GET THIS JOB”
I am confident that this
anecdote is a one of a
lifetime experience in any
recruitment or job interview.
You apply for a job, fil lup
forms and attend interviews.
Finally, the Human
Resources department says
“You are hired”. But wait a
minute! Right after they
offer to pay you not ro
accept the job. What would
you do?
I do not know about you, but
Tony Hsieh describes their
strategy as such:
“First we hire our candidates
and after the end of the first
week of training, we make
an offer to the whole class:
The payment for the period
they have worked plus 2000
dollars for them to leave the
job. The offer is valid until
the end of the training peri-
od. We want to be sure that
54 SANT‹GRAT
052_055_rauf 7/12/12 1:36 PM Page 4
oluflturuyor ve kurdu¤umuz bu yap›y› bir varl›k olarak de¤erlen-
diriyoruz. ‹fle ald›¤›m›z elemanlar›n ço¤unun girifl seviyesinde ol-
mas›n› ve flirketin verdi¤i e¤itim ve yönlendirme sayesinde yak-
lafl›k 5 ila 7 y›l içinde k›demli birer yönetici haline gelme f›rsat›na
sahip olmas›n› istiyoruz. Bu üzerinde çal›flmaya devam etti¤imiz
bir konu ve gelece¤ine yönelik, gerçekten büyük heyecan duyu-
yoruz.”
BU STRATEJ‹LER ÇOK ÖNEML‹
Zappos’un ‹K stratejilerini okurken birkaç uygulama daha dikkati-
mi çekti. Paylaflmakta yarar görüyorum:
• Girifli seviyesindeki personelden bekledi¤imiz en önemli fley,
çal›flt›¤› ekibin sorumlu oldu¤u ürün kategorisine tutkuyla ba¤l›
olmas›d›r. Moda ekibimiz için eleman seçerken moda dergileri
okumaktan hofllanan kiflileri tercih ediyoruz. H›zl› hareket etmesi
gereken elemanlar›m›z› maratonculardan seçiyoruz.
• fiirket d›fl›nda çal›flmas› gereken elemanlar›m›za da hafta sonla-
r› düzenli olarak yürüyüfllere ç›kan veya kamp kurmaktan hoflla-
nan kiflilerden seçiyoruz.
• Her bölüm için özel e¤itim programlar› olmakla birlikte bütün
bölümlere yönelik kurslar veren bir de ‹nsan Kaynaklar› Havuzu
Ekibimiz bulunmaktad›r. Bu kurslar›n ço¤u flirket içinde hangi
bölüm olursa olsun terfi edebilmek için al›nmas› zorunlu dersle-
ri içerir.
• Her bölüm için havuzumuz tam anlam›yla dolduktan sonra, ça-
l›flanlar›m›zdan biri flirketten ayr›l›rsa, onun önünde veya arkas›n-
da bulunan ve onun sorumluluklar›n› üstlenebilecek biri mutlaka
haz›r olacakt›r. Bu flekilde bir tek çal›flan de¤il, eleman ‘havuzu-
muz’ esas varl›¤›m›z olacakt›r.
our employees do not work
just for the money. We would
like them to have faith in our
long term vision and to want
to be a part of our culture.
Usually, those who accept our
offer are limited to one per
cent.”
IT TAKES TIME TO BE
MANAGER
“Career management” have
crucial importance for the
employees, especially for the
new generation.They would
like to know when, how and
under what circumstances
they will get their promotion,
and to plan their lives
accordingly. This is, however,
not usually possible for most
companies. By Zappos, Hsieh
offers this chance to the
employees.
“By Zappos, we have a
different philosophy. Instead
of treating our employees
like assets, we form a human
resources pool to include
people from all departments
and levels of talent and
experience, and we accept
this structure as an entity.
We want our employees to
start the job usually in the
beginning level and to
become a senior manager
within 5 to 7 years, with the
help of our trainings and
consultance. This is an issue
we have been working on,
and we are very enthusiastic
about its future.”
THE CRUCIAL STRATEGIES
A number of practices drawn
my attention while reading
the Zappos HR strategies,
which I deem important to
share:
• Our number one expectancy
from the beginner level
employee is their devotion to
the product category for
which their team is
responsible. We prefer to
employ people who love
reading fashion magazines
while recruiting for our
fashion team. We pick the
employees who has to move
fast among the maraton run-
ners.
•We choose our employees
who has to work out of office
among people who regularly
go for walks in the weekends
and enjoy camping.
•In addition to special training
programs for each
department, we have a
Human Resources Pool Team
that organizes courses for all
departments. These programs
include mandatory courses to
be promoted in any depart-
ment.
•For each department, there
is a back-up person ready to
take under the responsibilites
of any employer in case he
quits the job, once our pool is
literally full. This way, our
pool of employees will be
our real asset, and not any
particular employee.
SANT‹GRAT 55
052_055_rauf 7/12/12 1:36 PM Page 5
Inevitably, we
began to appreciate the
world with global warming.
Our environmental-con-
sciousness has been raised.
Following vegetations and
toys, now it is the turn of
fashion for this trend to rule.
However, organic wear is
not just about finding the
right fabric. Let’s say cotton,
for instance… It may not be
as innocent as you would
think. Some 500 grams of
Malum küresel ›s›nma tehlikesiyle dünyan›n
k›ymetini anlad›k. Çevre bilincimiz geliflti. Sebze, meyve, oyun-
cak derken modada da bu e¤ilim hakim oldu. Ama organik gi-
yim deyince ifl do¤al kumafllar› kullanmakla bitmiyor. Örne¤in
pamuk. Düflündü¤ünüz kadar masum de¤il. Basit bir pamuklu t-
shirt üretmek için yaklafl›k 500 gr kimyasal gübre ve böcek ilac›
kullan›l›yor. Bunlar›n ço¤u kanserojen. K›sacas› ask›da öylece du-
Yaz› / By. ÜMMÜ TAYLAN
fiimdi do¤aya dönüfl moda…ARTIK HER fiEY‹N ORGAN‹⁄‹ TERC‹H ED‹L‹YOR. MODA DA BU RÜZGÂRDAN NAS‹B‹N‹ ALIYOR. TASARIMLAR-
DA K‹MYASAL ‹fiLEMLERDEN, SENTET‹K KUMAfiLARDAN VAZGEÇ‹L‹RKEN, PAMUK, KENEV‹R, BAMBU VE
HATTA ISIRGANDAN YAPILAN KUMAfiLAR GARDIROPLARA G‹RMEYE HAZIRLANIYOR.
56 SANT‹GRAT
056_059_moda 7/12/12 1:34 PM Page 2
THERE IS NO END TO LIFE ALTERING INVENTIONS. IT IS NOT THE MAJOR INVENTIONS WHICH HAVE CHANGED
THE COURSE OF HISTORY SUCH AS THE WHEEL, AIRPLANE, AUTOMOBILE, OR NUCLEAR ENERGY; BUT THOSE
WE ALL USE 7/24 IN OUR DAILY LIFE THAT WE ARE TALKING ABOUT: THOSE ANONYMOUS LIKE THE SAFE-
TY PIN, THE PAPER CLIP, THE DISHWASHER OR THE VACUUM CLEANER…
chemical fertilizers and pes-
ticides are used to produce a
simple cotton shirt. And
most of these are carcino-
genic. In fact, the shirt
hanging in your wardrobe
begins to harm the nature
during the production phase.
And it harms you when you
wear it. No matter how
many times they are
washed, rendering clothes
free from chemicals is not
possible. So now, designers
working for organic wear or
in other words ecological
garments create their collec-
tions with chemical-free fab-
rics and dyes. These materi-
als widely range from bam-
boo to beech, soy to chemi-
cal-free organic cotton and
linen… Organic baby cloth-
ing is now very frequent
SANT‹GRAT 57
ran gömle¤iniz daha üretim aflamas›nda do¤aya zarar vermeye
bafll›yor. Giyerken de size. Üstelik ne kadar y›kansa da, giysileri
kimyasallardan ar›nd›rmak mümkün olmuyor. Organik giyim ya
da di¤er ad›yla ekolojik giyim için ter döken tasar›mc›lar hiçbir
kimyasal kullanmadan elde ettikleri kumafllar ve boyalarla haz›r-
l›yorlar art›k koleksiyonlar›n›. Bambudan kay›n a¤ac›na, soyadan
kimyasal ifllemlerden geçmemifl organik pamuk ve ketene ge-
nifl bir yelpazeye yay›l›yor materyaller. Bebekler için üretilmifl
organik giysiler art›k çok rahatl›kla bulunuyor ve yeni do¤an be-
bekler için anlaml› bir hediye olarak ilgi çekiyor. Do¤a dostu ta-
sar›mlar sadece ülkemizde de¤il Paris, New York moda haftala-
r›nda da büyük ilgi görüyor. Y›llar önce Vikinglerin dayan›kl›l›¤›n-
dan dolay› deniz savafllar›nda yelken olarak kulland›¤› ›s›rgan
otundan yap›lan kumafllar için de Ar-Ge çal›flmalar› sürüyor.
Hem de ülkemizde. Is›rgandan yap›lan kumafllar terletmedi¤i gi-
bi buruflmuyor da.
Organik giyim için sadece sertifikal› kumafllar kullan›labiliyor.
Üreticinin bu belgeyi alabilmesi için çevresel risklerden kaç›n-
mas›, dünyan›n kaynaklar›n› verimli kullanmas›, çevre kirlili¤ini
minimize etmesi, sosyal adalete yard›mc› olmas› yani üretimde
çal›flan iflçilerin haklar›n› korumas› flart. Etik ilkeler ekolojik giyim
trendinin olmazsa olmaz›.
Çevreci grup U2’nun solisti Bono ile efli Ali Hewson’›n yaratt›¤›
Back to the nature…
056_059_moda 7/12/12 1:34 PM Page 3
‘Edun’ ad›ndaki marka da etik de¤erlere vurgu
yap›yor. Peru ve Türkiye’den organik kumafl
alarak, Afrika’daki çevre ve insan dostu fab-
rikalarda üretim yapan marka, sadece giysi
üretmeyi de¤il dünyan›n geliflmekte olan
bölgelerinde ifl alanlar› açmay› da he-
defliyor.
Modaya yön veren birçok markan›n ve ta-
sar›mc›n›n organik giyim koleksiyonlar› vitrin-
lerde yerini alm›fl durumda. Marks&Spencer,
Nike, Gap, Louis Vuitton, Stefanel, Armani
kenevir ve organik pamuktan giysiler üreti-
yor. Dünya markalar›na organik kumafl üreti-
mi yapan ülkemizde de organik giyim trendi
h›zla yay›l›yor. Sadece ekolojik üretim yapan
Pema Organik koleksiyonlar›yla oldu¤u kadar
haz›rlad›¤› sosyal sorumluluk projeleriyle de
çevreye ve insana duyarl›l›¤›n›n alt›n› çiziyor.
Bambu tiflört tasar›mlar›yla Triplus, yine bam-
budan ve soyadan yap›lm›fl ipliklerle haz›rlad›¤›
and is appreciated as a sen-
sible gift for newborns.
Environmental-friendly
designs draw huge attention
not only here, but in Paris or
New York fashion weeks as
well. Our R&D departments
are still working on fabrics
made out of nettle, which
the Vikings used to make
their sails for their resist-
ance in naval wars centuries
ago. Besides, fabrics made
out of nettle are antiperspi-
rant and crease-resistant.
Only certified fabrics can be
used for organic wear. The
producer has to stay away
from environmental risks,
make an efficient use of the
natural resources, minimize
pollution, contribute in social
justice, a.k.a. vindicate the
workers in production in
order to be certified. Ethical
values are the sine qua non
of ecological wear trend.
The brand ‘Edun’ created by
the lead singer Bono of the
environmentalist band U2
and his wife Ali Hewson also
lay emphasis on ethical val-
ues. Purchasing organic fab-
rics from Peru and Turkey,
and producing in eco- and
humanity-friendly factories
around Africa, the brand
aims to create employment
in developing countries
while producing clothing.
The organic collections by
many leading brand and
58 SANT‹GRAT
056_059_moda 7/12/12 1:35 PM Page 4
designer are already on dis-
play. Marks&Spencer, Nike,
Gap, Louis Vuitton, Stefanel,
Armani produce clothes
from hemp and organic cot-
ton. The trend of organic
wear is rapidly gaining pop-
ularity in our country, where
organic fabrics for many
global brands are produced.
The 100% ecological produc-
er Pema Organic lays
emphasis on environmental
and humane consciousness
with their collections and
their social responsibility
projects. The bamboo t-
shirts of Triplus, the bamboo
and soy-fabric collection of
Yeflim Textile, the ‘Purelife’
collection of Morera
Underwear, Mavi Jeans, Big
Star Jean and Sarar’s collec-
tion created by the Spanish
designer Miguel Adrover are
among the eco-wear stars in
the new season.
There are numerous benefits
to organic clothing. It pro-
hibits allergies, adapts the
skin. Fabrics made of natural
yarns are resistant, hygienic,
anti-bacterial and refreshing.
Not to mention their envi-
ronmentalist nature and
eco-friendly disposition…
SANT‹GRAT 59
koleksiyonla Yeflim Tekstil, ‘Purelife’ koleksiyonu ile Morera ‹ç
Giyim, Mavi Jeans, Big Star Jean ve ‹spanyol Tasar›mc› Miguel
Adrover’e haz›rlatt›¤› koleksiyonla Sarar yeni sezonun ekolojik
giyim y›ld›zlar› olmaya aday firmalardan.
Organik giyimin faydalar› çok. Alerjiyi önlüyor, tene uyum gös-
teriyor. Do¤al ipliklerden elde edilen ürünler dayan›kl›, hijyenik,
antibakteriyel ve serinletici. Çevreci tavr› ve do¤ay› korumas› da
cabas›.
056_059_moda 7/12/12 1:35 PM Page 5
Daikin Türkiye
Daikin Türkiye
TÜRKİYE’Yİ AVRUPA, ORTADOĞU VE AFRİKA’NIN AR-GE, ÜRETİM VE LOJİSTİK ÜSSÜ OLARAK KONUM-LANDIRMAYI VE BÖLGENİN EN ÖNEMLİ İKLİMLENDİRME PAZARI HALİNE GETİRMEYİ HEDEFLEYEN DAIKIN, SON BİR YILDA İHRACATINI YÜZDE 46 ORANINDA ARTIRARAK İKLİMLENDİRME SANAYİSİNDE BİRİNCİLİK ÖDÜLÜNE LAYIK GÖRÜLDÜ.
AIMING TO MAKE TURKEY THE R&D, PRODUCTION AND LOGISTICS BASE OF EUROPE, MIDDLE EAST AND AFRICA AS WELL AS THE MAJOR AIR CONDITIONING MARKET OF THE REGION, DAIKIN RAISED ITS EXPORT BY 46 PER CENT IN THE PREVIOUS YEAR, IS HEREBY GRANTED THE NUMBER ONE PRIZE OF THE AIR CONDITIONING INDUSTRY.
İhracatta en hızlı büyüyen şirket
The fastest growing company in export
60 SANTİGRAT
Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri (OAİB) ihra-
catta gösterdikleri performanstan dolayı Türkiye’nin başa-
rılı şirketlerini ödüllendirdi.
Son bir yılda ihracatını yüzde 46 oranında artıran Daikin
Türkiye, iklimlendirme sanayisinde birincilik ödülüne la-
yık görüldü. Ödüller Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri’nin
yeni hizmet binasında düzenlenen törenle sahiplerine
verildi. Törende, İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği
birincilik ödülünü, Daikin Türkiye Genel Müdür Yardımcısı
Zeki Özen, Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet
Büyükekşi’nin elinden aldı.
Daikin Türkiye’nin ihracat performansı ile ilgili bilgi ve-
ren Zeki Özen, “Hendek fabrikasında ürettiğimiz Daikin ve
Airfel markalı ürünlerimiz bugün 31 ülkeye ihraç ediliyor.
İhracatımızı, dört yıl içinde altı katına çıkartarak 161 ülke-
ye ve 125 milyon Euro’ya yükseltmeyi hedefliyoruz” dedi.
Geçtiğimiz yıl Airfel’i satın alarak Türkiye pazarına yatırım
yapan dünya klima uzmanı Daikin, Türkiye’yi Avrupa, Or-
tadoğu ve Afrika’nın Ar-Ge, üretim ve lojistik üssü olarak
konumlandırmayı ve bölgenin en önemli iklimlendirme
pazarı haline getirmeyi hedefliyor.
The Central Anato-
lian Exporters Union (OAİB)
awarded the successful compa-
nies of Turkey for their export
performances.
Increasing their export by 46
per cent in the last year, Daikin
Turkey was awarded the first
prize of the air conditioning
industry. The companies took
their awards with a ceremony
that took place in the new
service building of the Central
Anatolian Exporters Union. In
the ceremony, Daikin Turkey
Vice General Director Zeki Özen
was presented the Air Condi-
tioning Industry Exporters Union
first prize by Turkish Exporters
Assembly President Mehmet
Büyükekşi.
Giving insight into the export
performance of Daikin Turkey,
Zeki Özen said: “Our products
produced in the Hendek factory
under the Daikin and Airfel
brands are exported to 31
countries today. We are aiming
to increase our export sixfold
within the next four years to
reach 161 countries and 125
million Euros.”
Having invested in the Turkish
market by taking over Airfel in
the previous year, the world
air conditioning expert Daikin
is aiming to make Turkey the
R&D, production and logistics
base of Europe, the Middle East
and Africa, hereby turning it
into the major air conditioning
market of the region.
SANTİGRAT 61
Yaz› / By. C‹HAN DEM‹RfiEVK
We all have under-
gone a period intertwined
with comic books during our
childhood. For some of us, it
signified an introduction to
literature, for others it was an
irreplaceable passion… For
the parents, it meant trouble
which kept their children up
from their studies… Hiding
them in the
school books or
sacrificing our
precious sleep
hours, we used to
read comic books
for endless hours,
which was the only
way of escaping the
world as we knew of it.
Comic books, or in other
words “Teksas-Tommiks”
(Il Grande Blek-Capitan Miki)
books are a by-gone memory
for many of us, but for some,
they are still a great passion.
It would be underestimating
to call this “special” popula-
tion as mere readers. This is
quite a vague population
consisting of people from all
ages and without a definite
profile; and for them, comic
books are a world of their
own. The rediscovery of the
world of comic books, which
is generally regarded as the
entertainment of the people
in their 40’s, is now very
easy… With the increasing
interest of the publishing
houses and the quality of the
books, comic books are
nowadays a huge endless
world…
INTRODUCTION TO COMIC
BOOKS FOR STARTERS
The story of the literary arts
usually starts from centuries
ahead in time, but this is not
the case for comic books.
Comic books are the art of
the twentieth century.
Invented to render literature
more entertaining through
Küllerinden do¤uyorB‹R KUfiA⁄I BÜYÜTEN ZAMANIN “ZARARLI” E⁄LENCES‹ Ç‹ZG‹ ROMANLAR, SON DÖNEMDE BAMBAfiKA
FORMATLA KARfiIMIZDA. EDEB‹YAT KLAS‹KLER‹N‹N Ç‹ZG‹ ROMANA UYARLANMASIYLA BAfiLAYAN BU
SÜREÇ, BUGÜN HEM BÜYÜKLER HEM DE M‹N‹KLERCE ‹LG‹YLE TAK‹P ED‹L‹R HALE GELD‹. HATTA BAfiKA B‹R
ANLAMDA Ç‹ZG‹ ROMAN KÜLLER‹NDEN YEN‹DEN DO⁄DU!
Çizgi dünya
Hepimizin çocuklu¤unda çizgi romanlarla iç içe geçen
bir dönemi olmufltur. Kimileri için edebiyata girifl olan bu çizgi
roman evresi, baz›lar›m›z için kesinlikle vazgeçilmez bir tutkuy-
du… Anne-babalar içinse çocuklar› dersten al›koyan tam bir bafl
belas›… Ders kitaplar›n›n aras›nda saklanan, uykudan feragat
edilerek ayr›lan vakitlerde saatlerce hiç s›k›lmadan okunan çizgi
romanlar, bu dünyan›n d›fl›na ç›kman›n yegâne yoluydu. Çizgi
romanlar bir baflka deyiflle “Teksas-Tommiks”ler bugün birçokla-
r› için geçmiflte kalan bir an› olsa da, baz›lar› için hâlâ büyük tut-
ku. Bu ‘özel’ kitleyi yaln›zca okur olarak de¤erlendirmek yeterli
de¤il belki de. 7’den 70’e her yafltan ve kesimden oluflan ve ke-
sinlikle net bir profili olmayan bu kesim için çizgi roman bam-
baflka bir dünya.
Daha çok 40’l› yafllar›n e¤len-
cesi olarak bilinen çizgi roman›
yeniden keflfetmek isteyenler
için, imkanlar çok müsait… Üstelik
yay›nevlerinin ilgisinin de, kitaplar›n
kalitesinin de çok artt›¤› flu günlerde bi-
timsiz bir dünya gibi çizgi romanlar.
YEN‹ BAfiLAYANLAR ‹Ç‹N Ç‹ZG‹
ROMANA G‹R‹fi
Genellikle edebiyat türevlerinin tarihi anlat›l›rken
yüzy›llar öncesine gidilir ama çizgi roman dünya-
s›nda durum farkl›. Çizgi roman bir yirminci yüzy›l
sanat›. Edebiyat› resim gibi e¤lenceli k›lmak ama-
c›yla ortaya ç›kan çizgi roman, bu basit tan›m› aflarak
62 SANT‹GRAT
062_067_cizgi 7/16/12 6:09 PM Page 2
COMIC BOOKS, THE “CORRUPTIVE” ENTERTAINMENT OF THE GOOD OLD DAYS WHICH HAS RAISED A
GENERATION ARE ONCE AGAIN ON THE STAGE IN A TOTALLY ALTERED FORMAT. THE ADVENTURE STARTED
WITH THE ADAPTATION OF LITERARY CLASSICS AND BECAME AN OBJECT OF DESIRE EITHER FOR GROWN-
UPS AS WELL AS THE CHILDREN. IN A SENSE, COMIC BOOKS ARE REBORN FROM THEIR ASHES!
pictures, comic books have
overcome this description
and developed a set up,
narrative and visual style of
their own.“The Yellow Kid”
(1896) by Richard Fenton
Outcalt is usually cited as the
first example of this art.
What distinguishes Yellow
Kid from others which had
appeared on the press before
was this: for the first time
ever, the written sequences
of the story that developed
around the little protagonist
were placed within the
drawing, which were actually
the precedent of the speech
bubbles. The comic strips
that were produced for the
US papers to act as a primary
element in the journal
competitions in the early
20th century soon began to
be gathered under a maga-
zine format, reprinted and
redistributed. This also
signified the start of the
comic books magazines.
In time, the inventories that
had been produced for the
The world of comic booksRebirth from the ashes
SANT‹GRAT 63
062_067_cizgi 7/16/12 6:09 PM Page 3
kendi kurgusu, anlat›m ve görsel tarz›n› yaratt›. Bu sanat›n ilk ör-
ne¤i olarak genellikle Richard Fenton Outcalt’in ‘The Yellow Kid
(Sar› Çocuk)’ (1896) gazete band› gösteriliyor. Daha önce yaz›l›
bas›nda yer alan baz› denemelerden Yellow Kid’i ay›ran özelli¤i
ise, devaml› bir karakter olarak bantta görülen küçük çocuk et-
raf›nda geliflen hikâyede, ilk defa çizim içine yerlefltirilmifl yaz›-
lar›n yer almas›yd› ki, bunlar yaz› balonlar›n›n atas›yd›! 20’nci
yüzy›l bafllar›nda Amerika gazetelerine üretilen ve bu gazete re-
kabetinin önemli bir ögesi haline gelen çizgi-bantlar daha sonra
dergi format›nda toplanarak yeniden bas›lmaya ve da¤›t›lmaya
baflland›. Bu, çizgi roman dergicili¤inin de bafllang›c›yd›. Zaman-
la gazete için üretilen stoklar›n talebi karfl›lamamas› dergiler için
özgün üretim ve çizgi roman yay›mc›s› firmalar›n oluflumunu te-
tikledi. Bunun sonucu olarak 1933 y›l›nda, günümüzde de genifl
bir hayran kitlesine ulaflan ‘Süperman’ kahraman› yarat›ld›. ‹lk
çizimlerde kel ve kötü bir uzayl› olarak yarat›lan süper kahra-
newspapers failed to meet
the demand, triggering the
foundation of original car-
toon producers and publish-
ers. Eventually, “Superman”
was created in 1933, whose
popularity has continued to
the present. Presented as a
bald and evil alien in the
early drawings, the super
hero did not sell for five
years and began faltering. In
1938, he was commissioned
by DC Comics to serve
TÜRK Ç‹ZG‹ ROMAN KAHRAMANLARI� Abdülcanbaz: 1957 y›l›nda Turhan Selçuk
taraf›ndan Milliyet gazetesi için çizilmeye bafllanan çizgi roman ve çizgiroman›n baflkahraman›.
� Tarkan: Sezgin Burak taraf›ndan yarat›lan kurgusal Hun savaflç›s› ve ayn› isimli çizgi roman serisi. Daha önceki çizgi romanlardan gerek anlat›m gerekse çizgi aç›s›ndan çok farkl› olarak tasarlanm›fl, 14 Nisan 1967’de Hürriyet’te günlük bantlar halinde yay›mlanmaya bafllam›flt›r. Tarkan karakterinin “At›l kurt!” sözü kendisi kadar ünlüdür.
� Karao¤lan: ilk kez 1 Nisan 1963’te Türkiye’de yay›mlanmaya bafllayan,Suat Yalaz’›n yaz›p çizdi¤i haftal›k tarihi çizgi roman dergisi. Farkl› dönemlerde de¤iflik yay›nevleri taraf›ndan yeniden yay›mlanan dergi, en son 2000’li y›llarda bir kez daha yay›mland›. Dergi haline gelmedenönce de ilk kez 3 Ocak 1962’de Akflam Gazetesi’nde tefrika edildi.
� Yüzbafl› Volkan: Ali Recan’›n Türk Hava Kuvvetleri’ne mensup genç birpilotun maceralar›n› anlatt›¤›, 1970 y›l›nda yay›n hayat›na bafllayan kahraman.
� fiehir Köpe¤i: fiehir Köpe¤i, Murat Bozkurt’un yaratt›¤›, maceralar› vahfli atmosferli bir ‹stanbul'da geçen çizgi roman kahraman›.
� Muhlis Bey: Behic Pek ve Latif Demirci’nin G›rg›r’da yaratt›klar› efsanevi tipleme.
� Utanmaz Adam: 1959 y›l›nda Türk çizgi roman dergi okuru ilk kez mizahi bir çizgi roman kahraman› ve onun kendi bafll›¤›n› tafl›yan ba¤›ms›z dergisiyle karfl›laflm›flt›r: O¤uz Aral’›n çizdi¤i Utanmaz Adam.
� Avanak Avni: Avanak Avni, karikatürist O¤uz Aral’›n G›rg›r sayfalar›ndayaratt›¤› ünlü bir çizgi-kahraman›.
64 SANT‹GRAT
062_067_cizgi 7/16/12 6:09 PM Page 4
man, 5 y›l boyunca satamad› ve bocalama evresine girdi.
1938’de ise DC Comics taraf›ndan bir süper kahraman olarak in-
sanl›¤›n hizmetine girdi. Nietzsche’nin Ubermensch (üstün in-
san)’›na benzetildi. Zaman içerisinde güçleri artt› ama küçük de-
¤ifliklikler olsa da Amerikan bayra¤›n› simgeleyen mavi-k›rm›z›
renklerden oluflan bildi¤imiz taytl› kostümü hep sabit kald›. As-
l›nda, ilk efsane olan Superman’den de anlayabilece¤imiz en
önemli unsur çizgi roman›n tam bir Amerikan icad› oldu¤u…
Okumaktan çok izlemeyi tercih eden Amerikan kültüründe sine-
man›n popülerleflmesine kadar, en önemli e¤lenceydi diyebili-
riz. Superman’in yaratt›¤› etki, arkas›ndan birçok kahraman› ge-
tirdi. Bunlar›n bafl›nda deneme çizimlerinde bir kaç macerada
Superman’e yard›mc› olan Batman geliyordu. Yard›mc› rol tutun-
ca, o da süper kahramanlar listesinde yerini ald›.
TEKSAS TOMM‹KS’‹ B‹LMEYEN VAR MI?
Ülkemizde ebeveynler taraf›ndan ‘Teksas-Tommiks’ olarak ad-
land›r›lan çizgi roman kültürü, hep kötü bir al›flkanl›k olarak gö-
rüldü. Anneler babalar hatta ö¤retmenler onlarla y›llarca müca-
dele etti… Çok sonradan çizgi romanlar›n, hayal gücünü gelifl-
tiren önemli bir etkinlik oldu¤u anlafl›ld›. Çizgi romanla, çocuk-
lar›n okumaya e¤lenceli bir bafllang›ç yapt›¤› ve hatta bunun
humanity as a super hero. He
was compared to Nietsche’s
Ubermensch. His powers
improved in time, but his
blue-red tight costume that
symbolized the USA flag
remained the same despite
small modifications. As could
be understood from the
Superman example, the
main feature of the comic
books, in fact, is that they
are an authentic American
invention. They served the
American culture, which pref-
ered watching over reading,
as the primary source of
entertainment until cinema
gained popularity. The trend
initiated by Superman was
continued with many other
heroes. Batman, who
assisted Superman in several
adventures during the
TURKISH COMIC BOOK HEROES� Abdülcanbaz: Turhan Selçuk began
drawing the series named after the protagonist in 1957 for Milliyet daily.
� Tarkan: Created by Sezgin Burak, the series takes the name from the mythical Hun warrior. It was very different than its precedents in terms of narrative and drawing techniques. Having begun its life on 14 April 1967 in Hürriyet daily, Tarkan was famous with his motto: “Leap up, wolf!’”
� Karao¤lan: Created by Suat Yalaz, the historical cartoon magazine was first published on 1 April 1963 in Turkey. Published by various houses in time, for the last time in the 2000’s. Before becoming a magazine, it had first been published on 3 January 1962 in Akflam daily.
� Yüzbafl› (Captain) Volkan: Created by Ali Recan, the series was concerned on the adventures of a young pilot in the Turkish Naval Forces and was first published in 1970.
� fiehir Köpe¤i (Urban Dog): Murat Bozkurt created this cartoon hero and his adventures in an Istanbul of wild setting.
� Muhlis Bey: The legendary figure created by Behiç Pek and Latif Demirci for G›rg›r magazine.
� Utanmaz Adam (Shameless Man): In 1959, the Turkish cartoon readerwas introduced to a comic cartoon hero and an independent magazine named after him: the Shameless Man by O¤uz Aral.
� Avanak Avni (Avni the Fool): The famous cartoon character designed by O¤uz Aral for G›rg›r.
SANT‹GRAT 65
062_067_cizgi 7/16/12 6:09 PM Page 5
gerçek edebiyata ön haz›rl›k oldu¤unu savunuldu. Asl›nda pek
ço¤umuz dünyaya dair ilk önemli bilgilerimizi çizgi romanlar-
dan ö¤renmedik mi? Mesela, ‘hipnotizma’y› Mandrake’den;
Amerika’n›n bir dönem ‹ngiliz iflgalinde oldu¤unu ‘Çelik Bilek’
Teksas ve Kaptan Swing’den; beyaz sömürgecilerin Afrika or-
manlar›n› nas›l talan ettiklerini K›z›lmaske’den, Amazon orman-
lar›n›n dünya için önemini Mister No’dan... K›sacas› ebeveynle-
rin düflman› Teksas-Tommiksler çocuklara hayata dair ipuçlar›
verdi hep…
demo-drawings, was the
forerunner. When the
supporting role was a suc-
cess, he entered the list of
super heroes himself.
THE COMIC VIP’S
The cartoon culture, referred
to as “Teksas- Tommiks”
(Il Grande Blek- Capitan
Miki) by our parents, was
always regarded as a bad
habit. Not only parents, but
also teachers have fought
against them…
It was only much later that
comic books were
understood to be a facility
of importance which
encouraged imagination. It
was claimed that through
comic books, children made
a joyful start to reading and
that comic books were a
preparatory step to genuine
literature. Haven’t we all
gained our very first insights
of the world through comic
books? We have learned
‘hypnose’ from Mandrake;
the British occupation of
America from Il Grande
Blek and Captain Swing;
the white colonizer’s
destruction of the African
forrests from Redmask; the
importance of the Amazons
from Mister No… In short,
these enemies of the
parents were the ones who
gave children hints of what
life is…
66 SANT‹GRAT
062_067_cizgi 7/16/12 6:09 PM Page 6
TÜRK‹YE’DE Ç‹ZG‹ ROMAN
Amerikal›lar taraf›ndan icat edilen ve gelifltirilen çizgi roman kül-
türünün ülkemize uyarlamas› biraz zor oldu. Yerli kahramanlar
yarat›lsa da bir Tommiks veya bir Örümcek Adam etkisi do¤ura-
mad› hiçbir zaman. Onlar›n renkli kostümleri ve do¤aüstü güçle-
ri, bizim ‘Tarkan’lar›n ‘Kara Murat’lar›n at üstünde maceralar›n-
dan çok daha fazla ilgi çekti. Bu ilgi karfl›s›nda Yeflilçam yap›m-
c›lar› bofl durmad› ve Hollywood’un ‘Superman’lerine karfl› çizgi
romandan uyarlama filmler çektiler. ‘Türk Süpermen’ mavi göz-
leriyle uzun uzun bakarak trenlerin çarp›flmas›n› engelledi, bilim
insan›n› kötü adamlar›n elinden kurtard›. Yine de çizgi romanlar-
da yarat›lan havaya bir türlü yaklaflamad› ve okuyucular›n gözü-
ne giremedi. Zaten Yeflilçam da bu konuda fazla ›srarc› olmad›.
Türkiye’deki çizgi roman hayranlar› da, uzun bir süreyi eldeki
mecmualarla geçirse de yeni macera ihtiyaçlar›n› ayl›k-haftal›k
karikatür dergilerinden karfl›lamaya al›flt›.
YEN‹ NES‹L…
Son birkaç y›ld›r çizgi romanseverler yeni bir kavramla tan›flt›:
“Klasik çizgi romanlar”… Belki de buna klasikleflmifl romanlar›n
çizgi hali dersek do¤ru tan›mlam›fl oluruz. Bu hikâyeler, bugün
ödüllü çizerler ve yazarlar›n aylarca süren çal›flmalar› sonucunda
ortaya ç›kart›l›yor. Ve tabii ki, hikayeler de anne babalar›n ‘basit’
ve ‘gereksiz’ olarak nitelendirdi¤i hikayelere hiç benzemiyor.
Dosteyevski, Tolstoy, Shakespeare ya da Kafka gibi devlerin hi-
kayeleri karfl›m›za ç›k›yor. Üstelik günümüzde kitap okumayan
yeni neslin romanlara daha çok yaklaflmas›n›, en az›ndan onlar›
tan›mas›n› sa¤l›yor. Hatta romanlar› sevmeyen ya da okumaya
vakit bulamayan büyüklerin bile vazgeçilmezi olmaya bafll›yor
bu yeni nesil çizgi romanlar…
COMIC BOOKS IN TURKEY
The cartoon culture, being an
authentic American invention
and production, was hardly
adapted into our society.
Local heroes created could
never initiate an Il Grande
Blek or Spiderman effect.
Their colorful costumes and
supernatural powers were far
more attractive the riding
adventures of our ‘Tarkan’ or
‘Kara Murat’. Motivated by
this interest, Yeflilçam
(Turkish movie industry) pro-
ducers shot cartoon adapta-
tions to compete the
Hollywood’s Supermen. ‘The
Turkish Superman’ prevented
train collisions with his long
blue glances, saved scientists
from the bad fellas. Even
still, he could not come close
to the cartoonic atmosphere,
thus was never favoured by
the readers. Yeflilçam, after
all, did not insist much
either. The Turkish cartoon
fans spend long years with
the magazines at hand, and
learned to satisfy their
hunger for new adventures
with the monthly-weekly
magazines.
NEW GENERATION…
The cartoon fans were
recently introduced to a
brand new concept: “ the
Classics”. They are better
described as the cartoon ver-
sions of the classic novels.
These stories are the produc-
tion of months of hard work
of award-winning illustrators
and writers. And naturally,
they are not a bit like the old
stories our parents called
‘simple’ and ‘unnecessary’.
We encounter the stories by
masters such as Dosteyevski,
Tolstoy, Shakespeare or
Kafka. They help to draw the
new generation of
non-readers closer to novels,
or at least to get to know
them. In fact, they become
the indispensable for the
elders who are not fond of
novels or have no time to
read them…
SANT‹GRAT 67
062_067_cizgi 7/16/12 6:09 PM Page 7
THE GLOBAL AIR CONDITIONING EXPERT DAIKIN ENTERS THE NEW SEASON IN FULL SPEED WITH A NEW TV
COMMERCIAL. IVANA SERT, A.K.A. THE ADMIRABLE JURY MEMBER OF THE TV SHOW “WHAT SHALL I WEAR
TODAY?” APPEARS AS A CAPRICIOUS STAR IN THE DAIKIN SPOT PRODUCED BY ALAMET‹ FAR‹KA.
Having made an
ifluential investment in
Turkey by taking over Airfel
in 2011, Daikin attracts
attention with a new tv com-
mercial. The global air condi-
tioning expert Daikin empha-
sizes the brand’s promises
and the product features via
an Eskimo in the tv spot.
In the first spot of the cam-
paign, which will consist of a
teaser and two commercial
films, the renowned model
Ivana Sert appears in the
company of an Eskimo char-
acter. In the commercial,
Ivana Sert plays a capricious
superstar who complains
from the melting of her ice
cream, and is saved by the
Daikin Eskimo.
Daikin’s new spot, which is
produced by Alametifarika in
five days, drew great atten-
tion with its very first broad-
cast. Nil Karaibrahimgil com-
posed and performed the jin-
gle. The commercial is direct-
ed by Özer Feyzio¤lu.
2011 y›l›nda Airfel markas›n› sat›n alarak Türki-
ye’ye güçlü bir yat›r›m yapan Daikin, yeni reklam kampanyas›y-
la büyük be¤eni topluyor. Dünya klima uzman› Daikin reklam
kampanyas›nda markan›n vaatlerini ve ürünlerin özelliklerini Es-
kimo karakteri üzerinden anlat›yor.
Bir teaser ve iki filmden olusacak kampanyan›n ilk filminde ün-
lü manken ‹vana Sert de Eskimo karakteri ile birlikte kamera kar-
fl›s›na geçti. Reklam senaryosunda kaprisli bir süper star› canlan-
d›ran ‹vana Sert, elindeki dondurman›n erimesinden flikayet
ederken Daikin’in Eskimosu kaprisli star› kurtar›yor. Yay›na girdi-
¤i andan itibaren büyük ilgi toplayan Daikin’in yeni reklam filmi,
Alametifarika taraf›ndan 5 günde çekildi. Jingle’› besteleyen Nil
Karaibrahimgil, ayn› zamanda seslendirmesini de gerçeklefltirdi.
Reklam filminin yönetmenli¤ini ise Özer Feyzio¤lu üstlendi.
Ivana Sert on Daikin commercial
‹vana Sert, Daikin reklam›nda DÜNYA KL‹MA UZMANI DAIKIN, YEN‹ REKLAM KAMPANYASI ‹LE SEZONA HIZLI G‹RD‹. “BUGÜN NE
G‹YSEM?” ADLI PROGRAMIN BE⁄EN‹LEN JÜR‹ ÜYES‹ IVANA SERT’‹N KAPR‹SL‹ B‹R STARI CANLANDIRDI⁄I
DAIKIN REKLAMI ALAMET‹FAR‹KA TARAFINDAN HAZIRLANDI.
68 SANT‹GRAT
KÜNYE / CREDENTIALS: Yap›m flirketi/ Production: Traffic FilmYönetmen/ Director: Özer Feyzio¤luPost Production/Post Production: FilimiflleriReklam Ajans›/ Advertising Agency: AlametifarikaAlametifarika Ekibi/ Alametifarika Team: Emrah Karpuzcu, Kenan Ünsal, Melda Doyduk,
Kerem Çar, Ça¤r› Ark, Berkay Tahmaz,Sertu¤ Alptekin, Baflar Sar›kaya
Müzik/ Music: Nil KaraibrahimgilMüzik düzenleme/ Musical Arrangement: jingle houseMedya Ajans›/ Media Agency: Cereyan MedyaMecralar/Channels: Tv, radyo, bas›n, aç›khava /Tv, radio, press, outdoor
068_ivana 7/16/12 6:11 PM Page 2
Airfel’in reklam filmi yürekleri ısıtıyor
Heart-warming spot from Airfel
DAIKIN TÜRKİYE, AIRFEL KOMBİ REKLAMIYLA DA EKRANIN İLGİ ODAĞI OLDU. BEĞENİYLE İZLE-NEN REKLAMDA “YALAN DÜNYA” DİZİSİNDE “REİS” KARAKTERİNE HAYAT VEREN ÖMÜR ARPACI, AIRFEL YETKİLİ SERVİSİNİ CANLANDIRIYOR. REİS KARAKTERİ KENDİNE ÖZGÜ ÜSLUBUYLA KOMBİNİN GÜVENLİK ÖZELLİKLERİNE VURGU YAPIYOR.
DAIKIN TURKEY ATTRACTS ATTENTION WITH AIRFEL COMBI BOILER TV SPOT. ÖMÜR ARPACI, A.K.A. “REİS” OF THE POPULAR TV SERIES “YALAN DÜNYA/HOLLOW WORLD”, PLAYS THE AIRFEL AUTHORIZED SERVICE IN THE COMMERCIAL, EMPHASIZING THE SAFETY FEATURES OF THE COMBI BOILER WITH THE ONE-OF-A-KIND REİS STYLE.
Airfel kombinin 13 güvenlik sensörünün ön pla-
na çıkarıldığı reklam filmi, hayatında hiç bebek bakmamış,
deneyimsiz bir babanın panik halleri ve bebeğin ağlamasıyla
başlıyor. Airfel Güvenli Kombi servis yetkilisini canlandıran
Ömür Arpacı ise babanın yardımına yetişerek bebeği sakin-
leştiriyor.
Bir evde en önemli ihtiyacın “güvenlik” duygusu olmasından
hareketle, Airfel kombinin güvenlik fonksiyonu bu esprili se-
naryo ile anlatılıyor.
Yayına girdiği andan itibaren ilgiyle karşılanan Airfel reklam
filmi, Alametifarika tarafından 1 günde çekildi. Reklam filmi-
nin yönetmenliğini ise Sinan Çetin üstlendi.
Airfel combi boiler
commercial spot
emphasizing the 13 safety
sensors starts with the cry
of a baby and the panic of
the unexperienced father
who has never taken care
of a baby before. And Ömür
Arpacı playing the Airfel
Safe Combi Boiler authorized
service comes to the father’s
aid and calms down the
baby. Based on the fact that
the sense of “security” is the
most important need of a
household, the entertaining
script emphasizes the safety
features of Airfel combi
boiler. Appreciated ever
since the first broadcast,
the Airfel spot is shot by
Alametifarika in a day.
The commercial is directed
by Sinan Çetin.
Künye / Credentials:Yapım şirketi/ Production: PlatoYönetmen/ Director: Sinan Çetin Post Production/ Post Production: Filimişleri Reklam Ajansı/ Advertising Agency: Alametifarika Alametifarika Ekibi/ Alametifarika Team: Emrah Karpuzcu, Kenan Ünsal, Melda Doyduk, Kerem Çar, Çağrı Ark, Berkay Tahmaz, Sertuğ Alptekin, Başar Sarıkaya, Yaşar EzbiderMüzik/ Music: Nil KaraibrahimgilVokal/ Vocal: Melda DoydukMüzik Düzenleme/ Musical Arrangement: Jingle houseMedya Ajansı/ Media Agency: Cereyan MedyaMecralar/ Channels: Tv, radyo, basın/ Tv, radio, press
SANTİGRAT 69
THE MEMBERS OF THE CEO CLUB, FOUNDED IN THE LEADERSHIP OF CAPITAL AND ECONOMIST JOURNALS,
WELCOMED SUMMER WITH THE “CEO BAND” EVENT SPONSORED BY DAIKIN. BRINGING A WIDE-SCALED
MUSIC-LOVING COMMUNITY TOGETHER IN THE EVENT, DAIKIN PRESENTED A MUSICAL FEAST TO REMEM-
BER TO THE CEO’S, THE YOUTH AND THE AUDIENCE.
The leading execu-
tives of Turkey performed
their musical talents. The CEO
Band organization sponsored
by the world’s air condition-
ing giant Daikin offered
pleasant moments to the
professionals on stage and
the audience. Founded in the
leadership of Capital and
Economist journals, the CEO
Club shines out as a platform
that brings Turkey’s major
CEO’s together.
In his assessment of the CEO
Band event, Daikin CEO
Hasan Önder said: “Music is
the best way to take a short
break out of the busy routine
of the business life and to
get away from its stress. We
are all in need of such short
breaks. On behalf of Daikin,
we are very happy to give
our support to such pleasant
activities.”
The fascinating performances
by the bands “Az Mesai”
(Less Worktime) and “Ecza
Dolab›” (The Medicine Chest)
of business professionals
made their marks on the CEO
Band evening.
Türkiye’nin önde gelen flirketlerinin tepe yönetici-
leri müzik alan›ndaki hünerlerini sergiledi. Dünyan›n klima uz-
man› Daikin’in de sponsor oldu¤u CEO Band organizasyonu hem
sahne alan profesyonellere hem de izleyenlere keyifli dakikalar
yaflatt›. Capital ve Ekonomist dergilerinin öncülü¤ünde kurulan
CEO Club, Türkiye’nin en önemli CEO’lar›n› bir araya getiren bir
platform olarak öne ç›k›yor.
CEO Band etkinli¤inli¤i ile ilgili bir de¤erlendirme yapan Daikin
CEO’su Hasan Önder, “‹fl hayat›n›n yo¤un temposuna k›sa bir ara
vermek ve ifl hayat›n›n stresinden bir nebze de olsa uzaklaflmak
için en iyi yöntem müzik. Bu tip k›sa molalara hepimizin ihtiya-
c› var. Daikin olarak bizde bu keyifli organizasyonlar› destekle-
mekten büyük mutluluk duyuyoruz” dedi.
CEO Band gecesine ifl
hayat›n›n profesyonelle-
rinden oluflan “Az Mesa-
i” ve “Ecza Dolab›” grup-
lar›n›n etkileyici perfor-
mas› damgas›n› vurdu.
Japanese air conditioning giant Daikincooled CEO’s down with its energy
Japon klima devi Daikin’inenerjisi CEO’lar› da serinlettiCAPITAL VE EKONOM‹ST DERG‹LER‹N‹N ÖNCÜLÜ⁄ÜNDE KURULAN CEO CLUB ÜYELER‹ DAIKIN SPONSOR-
LU⁄UNDA DÜZENLENEN “CEO BAND” ETK‹NL‹⁄‹YLE YAZI KARfiILADI. ETK‹NL‹KTE MÜZ‹⁄E GÖNÜL VERM‹fi
GEN‹fi B‹R SKALAYI B‹R ARAYA GET‹REN DAIKIN, CEO’LARA GENÇLERE VE ‹ZLEY‹C‹LERE UNUTAMAYACAK-
LARI B‹R MÜZ‹K Z‹YAFET‹ YAfiATTI.
46 SANT‹GRAT
070_ceoclub 7/12/12 2:18 PM Page 2
TAKING PART IN THE HUGE BAGS ENLIVENING THE STREETS OF THE CITY AS PART OF ISTANBUL SHOPPING
FEST (ISF), WHICH TOOK PLACE BETWEEN 9-29 JUNE 2012, DAIKIN REPRESENTS THE FESTIVE SPIRIT WITH
THE COMICS OF ERD‹L YAfiARO⁄LU.
The huge Daikin
bags that were placed in
Ba¤dat Street, Bebek Park
and Teflvikiye Street put a
smile on the faces of shopa-
holics during the ISF.
Throughout the festival,
Daikin offered 12 per cent
cash discount, 5 per cent
credit card discount and 12
month installments on the
cash price at the Daikin
Ba¤dat Street Showroom.
The Eskimo renowned for his
“Daikin” cue in the commer-
cials and the shopping
adventures of Erdil
Yaflaro¤lu’s angry pinguin
will continue with brand new
projects to come.
SANT‹GRAT 45
ISF süresince Ba¤dat Caddesi, Bebek Park› ve
Teflvikiye Caddesi’nde bulunan dev Daikin çantalar›, al›flverifl
merakl›lar›n› gülümsetti. Festival boyunca Daikin, Ba¤dat
Caddesi Showroom’unda nakitte yüzde 12 indirim, kredi
kart›na ise yüzde 5 indirim ve peflin fiyat›na 12 ay taksit imkan›
sundu.
Reklam filmlerinde, “Daikin” repli¤iyle dikkatleri üzerine çeken
eskimo ve Erdil Yaflaro¤lu’nun yaratt›¤› sinirli penguen karak-
terinin Shopping Fest ile bafllayan maceralar› yepyeni projeler-
le önümüzdeki günlerde de devam edecek.
Daikin Eskimo goes shopping
Daikin’in Eskimo’su, al›flverifle ç›kt›9-29 HAZ‹RAN 2012 TAR‹HLER‹ ARASINDA GERÇEKLEfiEN ‹STANBUL SHOPPING FEST (ISF) KAPSAMINDA
fiEHR‹N CADDELER‹N‹ fiENLEND‹REN DEV ÇANTALARDA YER‹N‹ ALAN DA‹K‹N, ERD‹L YAfiARO⁄LU
KAR‹KATÜRLER‹YLE FEST‹VAL RUHUNU YANSITIYOR.
071_shoping 7/16/12 4:47 PM Page 3
Daikin Türkiye Akademi faaliyetlerine başladı...27 MAYIS’TA SAKLIKÖY COUNTRY CLUB’TA DÜZENLENEN PİKNİĞE, DAIKIN TÜRKİYE ÇALIŞANLARI AİLELERİYLE BİRLİKTE KATILDI. DAIKIN TÜRKİYE AKADEMİ’NİN BU ORGANİZASYONUNDA ŞİRKET ÇALIŞANLARI ÇEŞİTLİ YARIŞMALARDA HÜNERLERİNİ GÖSTERİRKEN, ÇOCUKLAR DA KENDİLERİNE AYRI-LAN ALANDA OYUNLAR OYNAYIP, MUTLU SAATLER GEÇİRDİ.
Bugüne kadar Airfel çatısı altında düzenlenen
geleneksel pikniğimiz, bu yıl ilk kez Daikin Türkiye Akademi
organizasyonuyla gerçekleşti. Önemli bir fark da pikniğin ilk
kez şirket bahçesinin dışında bir mekanda yapılıyor olmasıydı.
Piknik için seçilen Saklıköy Country Club, çoktan unuttuğumuz
doğanın en güzel haliyle hepimizi kendine hayran bıraktı. Çi-
menlerle kaplı büyük bir alana yayılmış masalar, oyun alanla-
rı, yemek bölümleri ile herşey güzel bir gün geçirmek için ye-
terliydi. Misafirlerimiz piknik alanı girişinde görevli arkadaşlar
tarafından karşılandı. Büyüklere şapka, miniklere ise şekerler
dağıtıldı. Açık büfede mükellef bir kahvaltıyla güne merha-
ba diyen piknikçiler, uzun sohbetler eşliğinde arkadaşlarıyla
hasret giderdi. Açık büfe öğlen yemeği ise görülmeye değer
zenginlikteydi. Açık havanın acıktırdığı piknikçiler, büfenin ta-
dını çıkardı. Şirket çalışanları, saatler ilerledikçe animatörlerin
yönlendirdiği birçok etkinliğe katılmaktan kendini alamadı.
Our traditional pic-
nic, which used to be organ-
ized by Airfel until recently,
was realized for the first time
by Daikin Turkey Academy
this year. For the first time
ever, the picnic took place in
a place other than the com-
pany garden. Saklıköy Country
Club, which was chosen as
the picnic area, was admired
by everyone with its most
beautiful and natural aspect.
Tables scattered around a
vast meadow, recreational
areas, dining areas all served
for a lovely day. Our guests
were welcomed by the at-
tendants at the entrance of
the picnic area. The grown-
ups were presentes hats, and
the children were presented
candies. The picnickers salut-
ed the day with a sumptous
open buffet breakfast and
enjoyed long chats with their
friends. The open buffet lunch
was an enriched sight to see.
Appetized by the outdoor,
the picnickers enjoyed the
buffet. Later in the day, the
employees could not keep
72 SANTİGRAT
Daikin Turkey Academy in service…DAIKIN TURKEY EMPLOYEES ATTENDED THE SAKLIKÖY COUNTRY CLUB PICNIC WITH THEIR FAMILIES OBN 27 MAY 2012. IN THE DAIKIN TURKEY ACADEMY ORGANIZATION, THE EMPLOYEES WORKED THEIR MAGIC IN VARIOUS COMPETITIONS, WHEREAS THE CHILDREN PLAYED HAPPILY IN THE SPECIAL FIELD DEDI CATED TO THEM.
SANTİGRAT 73
Halat çekme, sumo güreşi, sulu pantolon gibi yarışmalar
büyük çekişmelere sahne oldu. Hep birlikte keyifli saatlerin
geçirildiği piknikte en mutlu olanlar ise yine çocuklar oldu.
Onlara ayrılan alanda, kendilerine yardımcı olan gözetmen-
leriyle resimler yaptılar, oyun hamurlarıyla hayal güçlerini
çalıştırdılar, boyama kitaplarındaki desenleri boyadılar. Hızını
alamayanlar geniş çimenlerde koşturup, top oynadı.
Gün batarken, artık gitme vakti de gelmişti. Güzel geçen bir
günün ardından evlerimize dönerken, yoğun geçecek bir haf-
taya hepimiz çoktan hazırdık bile...
74 SANTİGRAT
themselves away from many
events lead by the animators.
Tug of war, sumo wres-
tling, water pants contests
witnessed great competition.
Children were the most happy
ones of the merry picnic
hours. They painted pictures,
triggered their imagination
with play-doughs, painted
books in the company of their
overseers in a special section.
Those unable to slow down
ran around the green fields
and played with balls.
With the arrival of dusk, it
was time to leave. As we
returned to our homes after
a fine day, we felt ready for
another busy week to come…
SANTİGRAT 75
Efsane kamyonetler iş başında
Legendary pick-ups on the go
KAMYONET SİZİN İÇİN BİR YÜK TAŞIMA ARACI OLABİLİR. ANCAK ABD’DE BAŞLAYAN BİR ÇILGINLIK KAMYONETLERİN NASIL BİR LÜKS HALİNE GELDİĞİNİ GÖSTERİYOR. ABD’DE ÇİFTLİK HAYATI NEDENİYLE TERCİH EDİLEN PICK-UP’LAR BİR KÜLT HALİNE GELDİ. ASLINDA BU ARAÇLARIN TERCİH EDİLMESİNİN EN BÜYÜK NEDENİ UCUZ VE KULLANIŞLI OLMALARIYDI.
A PICK-UP MAY BE JUST A BOXCAR TO YOU, BUT THE LATEST FRENZY IN THE USA PROVES THAT PICK-UPS HAVE BECOME A LUXURY. ONCE THEY WERE USED FOR THE FARM LIFE IN THE USA, BUT NOW THEY ARE A CULT. IN FACT, THESE VEHICLES ARE MAINLY PREFERED FOR BEING CHEAP AND FUNCTIONAL.
Amerika Otomotiv Endüstrisi yaptığı bir araştırmada
ABD’deki her 10 gençten 6’sının ilk aracının kamyonet olduğu-
nu belirledi. Bu araştırmada dikkat çeken başka bir unsur ise ilk
aracı kamyonet olan tüketicilerin yüzde 90’ının 2’nci aracının da
kamyonet olmasıydı. Tahmin edeceğiniz üzere en iyi kamyonet-
ler yine ABD’den çıktı. Ancak Avrupalı üreticiler de boş durmadı.
YAŞAYAN EFSANE SILVERADOGeneral Motors, 1930 yılında ilk kamyonetini üretim bandına
soktuğunda isim bulma konusunda hiçbir atılım yapmamıştı. Ta
ki şasesinde kullanılan alüminyumun parlaklığının gümüşe be-
zemesi nedeniyle fabrika işçileri ona “Silverado” diyene kadar.
1975 yılında halkın hitap ettiği ismi kamyonete uygun gördü-
ler ve pazara bir Chevrolet efsanesi verdiler. Bugün 1975-1980
modelleri eğer orijinalse 100 bin TL’den başlayan fiyatlarla alıcı
buluyor. Fakat aynı modeli üreten iki marka var. Biri, Geleceğe
Dönüş filminden aşina olduğumuz GMC markası. Silverado is-
miyle satışa sunulan model GMC’nin “K” modeline karşın daha
sadeydi. Fakat aynı araç olmasına rağmen Chevrolet ismiyle
daha fazla sattı. Bugün halen aynı isimle üretimi devam eden
aracın artık hibrit modeli bile var. Fakat hiçbiri V8 motorun ver-
diği hazzı vermiyor.
A research
conducted by the US
Automotive Industry showed
that 6 adolescents out of
10 in the USA had owned a
pick-up as their first vehicle.
Another point of attention
is that 90 per cent of these
pick-up users had had an-
other pick-up after the first
one. As may be guessed,
the best pick-ups were also
American. Still, the European
producers did not give up.
THE LIVING LEGEND: SILVERADOWhen General Motors
produced their first pick-up
in 1930, they did not bother
to find a name. Until one
day the factory workers
began calling it “Silverado”,
for the aluminium shine
on its chassis resembled
silver. This popular nickname
became official in 1975, and
thus a Chevrolet legend was
introduced to the market.
Their original 1975-1980
models are now sold for a
minimum of 100 thousand
Turkish liras. But there are
two brands to produce the
same model. One is GMC,
with which we are familiar
thanks to the movie Back
to the Future. The model
Silverado used to be plainer
than the “K” by GMC. Yet the
car was sold more under the
Chevrolet brand. The car is
still produced with the same
name an deven has a hybrid
version. Yet none gives the
same bang as the V8 engine.
76 SANTİGRAT
Hazırlayan/By: BORA EDİN
PICK-UP’S BIG BROTHER: MERCURYFord attempted to produce
a land vehicle to meet the
increasing military vehicle
demand during the World
War II, but could not manage
to dethrone Willys. In 1946,
they introduced an unusu-
ally elaborate pick-up into
the market: Mercury. Until
then, trucks and pick-ups
did not have soft seats as
they were intended only for
transportation. Indeed, they
did not even have speed
indicators, nor unneccessary
details such as the doors.
Having realized that pick-ups
could be used by everybody
in 1946, Ford produced the
big brother of pick-ups by
Mercury. Today, an original
Mercury is worth up to 120
thousand dollars.
THE FRENCH FANTASYEurope has its pick-up
legends as well. The first is
from France: Citroën 2CV.
The vehicle which began to
be produced in 1948 with
the French name “deux
cheavaux” meaning “two
horsepowers” owned its
existence to the evolution
of family sedans. The 2CV
is considered as a most
iconic Citroën model. After
a technical analysis in 1953,
the pick-up was chosen the
most original design ever
since Ford T. Designed with
motives of low cost, ease of
use, multi-functionality,
reliability and off-road
KAMYONETİN BÜYÜK BÜYÜK AĞABEYİ MERCURYFord 2’nci Dünya Savaşı sırasında artan askeri araç talebine kar-
şılık vermek için arazi aracı üretmeyi denedi fakat Willys’in tah-
tına konamadı. 1946 yılında Ford üretim bandına bugüne kadar
görülmemiş derecede işçilik barındıran bir kamyonet soktu: Mer-
cury. O güne kadar sadece taşıma amaçlı kullanıldığı varsayıldığı
için kamyon ve kamyonetlere yumuşak koltuklar yapılmıyordu.
Hatta hız göstergesi bile koyulmuyor, kapı gibi gereksiz detay-
lara ihtiyaç olmadığı düşünülüyordu. 1946’da kamyonetin her-
kes tarafından kullanılabilecek bir araç olduğunu fark eden Ford
Mecury ile kamyonetlerin büyük büyük ağabeyi üretti. Bugün
orijinal bir Mercury 120 bin dolara kadar satılabiliyor.
SANTİGRAT 77
drives, the vehicle
unfortunately did not create
the expected effect, and the
legend failed to last.
However, a particular 2CV
was sold for 200 thousand
Euros last year in Paris.
THE BRITISH ALSO TRIED IN VAINOne of the earliest
pick-up entrepreneurships
of England, Karrier cars and
commercial vehicles
company produced the pick-
ups that were used in the
World War I.
Moving even further on the
line, they produced pick-ups
that worked on rail and land.
The idea of rail pick-up was
apparently more intriguing
that the company steered
for train production. In 1908,
Karrier began the car
production and in 1920
changed its name as Karrier
Motors Ltd. In 1929,
Karrier began producing the
three-wheeled pick-up
“Colt” for Huddesfield
Corporation. In 1965, they
totally disappeared from the
scene after the take over by
the US Dodge.
FRANSIZLAR FANTASTİK YAPTIAvrupa’nın da kamyonet efsaneleri var. Bunların ilki Fransa’dan
geliyor: Citroën 2CV. Fransızca “deux chevaux” yani “iki kat beygir
gücü” ismiyle 1948’de üretime başlanan araç aslında binek aile
tipi otomobilin değişimiyle hayat buldu. 2CV modeli, Citroën’nin
en ikonik otomobillerinden biri olarak kabul edilir. Kamyonet
modeliyle ilgili yapılan teknik incelemede 1953 yılında Ford’un
Model T’sinden sonra en orijinal tasarım olarak seçildi. Düşük
maliyet, kullanım kolaylığı, çok yönlülük, güvenilirlik ve off-road
sürüş için tasarlanan araç ne yazık ki beklenen etkiyi yaratamadı
ve efsane devam etmedi. Ancak geçtiğimiz yıl Paris’te özel bir
2CV modeli 200 bin Euro’ya alıcı buldu.
İNGİLİZLER DE DENEDİ AMA OLMADIİngiltere’de ilk kamyonet girişimlerinden biri olan Karrier araba
ve ticari araç şirketi 1’inci Dünya Savaşı’nda kullanılan kamyo-
netleri üretti. Hatta çizgiyi biraz aşarak hem rayda hem de kara-
yolunda giden kamyonetler yaptı.
Rayda giden kamyonet fikri daha baskın gelmiş olacak ki şir-
ket tren üretimine yöneldi. 1908 yılında, Karrier araba yapmaya
başladı ve 1920 yılında Karrier Motors Ltd şirketi olarak adını de-
78 SANTİGRAT
Yet the three-wheeled rail
pick-up was a huge ground-
breaker. In fact, most of the
inventors of Land Rover have
been brought up in Karrier
Motors.
HERE IS OUR LEGEND: OTOSAN 600D PICK-UPThe development of
domestic trade increased
the small retailers’ demand
for pick-ups for freight-
age. Thereon a number of
integral fiberglass carcass
pick-ups were produced.
However, sheet iron case
fiber cup pick-ups took the
place of these vehicles, as
they were not practical to
be produced or to be used.
Anadol pick-up trucks whose
mass production began in
1971 entered the market
with the code P2 under the
name Otosan 500, equipped
with 1300cc fuel engine.
By 1980, 1200cc Erk diesel
engine was also used in
production together with
1300 cc fuel engine. Later
on, 1600cc Ford OHC fuel
engine present in Ford
Taunus was used with the
dual-throat Weber
carburetor.
And heat control rods were
placed vertically instead of
horizontally.
The models after 1983
entered the market under
the name P2 Otosan 600D
and were equipped with
four-cylinder, flat 1900cc ERK
diesel engines with over-
head camshaft.
ğiştirdi. 1929 yılında Karrier Huddersfield Corporation için “Colt”
isimli üç tekerlekli kamyonetin üretimine başladı. 1965 yılında
ABD’li Dodge’nin satın alması sonrasında ortadan tamamen kay-
boldu. Fakat 3 tekerlekli ve rayda da gidebilen kamyonet fikriyle
fark yarattı. Hatta Land Rover’ın fikir babaların büyük kısmı Kar-
rier Motors’dan yetişti.
BU DA BİZİM EFSANEMİZ: OTOSAN 600D KAMYONETİç ticaretin gelişmesi, özellikle küçük esnafın hafif yük taşınma-
sında “kamyonet” (pick-up)’lere olan ilgisini artırdı. Bunun üze-
rine önce bir miktar yekpare fiberglas gövdeli (kabin ve kasa)
kamyonet yapıldı.
Ancak bu aracın üretim ve kullanımının pratik olmaması nede-
niyle saç kasalı fiber kupalı kamyonet üretimine geçildi. 1971
yılında seri üretimi başlayan Anadol kamyonetler P2 koduyla
Otosan 500 olarak piyasaya çıktı ve 1300cc benzinli motorla
donatıldı. 1980’den itibaren 1300cc’lik benzinli motorla beraber
1200cc’lik Erk dizel motor da üretimde kullanıldı. Daha sonra
ise Ford Taunus’larda da kullanılan 1600 cc’lik Ford OHC benzinli
motor, çift boğazlı Weber karbüratörle birlikte kullanıldı. Isıtma
kontrol çubukları da yatay değil, dikey yerleştirildi. 83 sonrası
modeller P2 Otosan 600D olarak piyasaya çıkmış, 4 silindirli, düz,
üstten kamlı 1900 cc ERK diesel motorla donatıldı.
SANTİGRAT 79
Our dealers came together for the meeting at Kaya İzmir Ther-
mal & Convention Hotel on 6 April 2012 and relieved tired-
ness at the gala dinner. The music band which took the stage
gained great interest.
Daikin and Airfel websites are in service with their renewed interfaces and more functional usage. The English version for our
Airfel website is also online. In addition, our new Daikin City website via www.daikinsehri.com offer visual knowledge to our
customers and present the opportunity of calculating how much energy can be saved with a given Daikin product at markets,
restaurants and offices. We suggest you take a look at our websites www.daikin.com.tr and www.airfel.com.tr in their new
versions…
Bayilerimiz İzmir’de bir araya geldi Our dealers united in İzmir
Yeni web sitelerimiz yayında...
Our new web sites are online...
6 Nisan 2012 tarihinde Kaya İzmir Termal&Convention Otel’de
gerçekleşen toplantıda buluşan bayilerimiz günün yorgunluğunu
akşam gala yemeğinde attılar. Galada sahne alan müzik grubuna
ilgi yüksek oldu.
Daikin ve Airfel internet siteleri yenilenen yüzleri ve
daha fonksiyonel kullanımı ile hizmetinizde. Airfel
sayfamızın İngilizce versiyonu da artık hayata geçti.
Bu sitelere ek olarak www.daikinsehri.com adre-
siyle henüz yayına giren Daikin Şehri isimli sitemiz
müşterilere görsel olarak bilgi sağlamasının yanı sıra
market, restoran, ofis gibi alanlarda hangi Daikin
ürünüyle ne kadar enerji tasarrufu yapılabileceğini
hesaplama özelliği ile dikkat çekiyor. www.daikin.
com.tr ve www.airfel.com.tr adreslerini yeni haliyle
ziyaret etmenizi öneririz...
80 SANTİGRAT
Our 13 dealers pioneered by our Consultancy Sales Manager Turgay
Yay and Private Systems Sales Manager Hüseyin Mulhan took part in
the “Heating Days” seminar organized by Daikin Europe in Belgium on
25 April 2012. Our dealers had the chandce to visit the Belgium factory
before retuning to Turkey.
The local dealers meeting organized on 27 April
2012 in Bursa Almira Hotel with the participation
of 158 dealers and dealer nominees efficiently
took place. In the meeting, the participants were
informed about the Airfel history and distribution.
Belçika’da “Heating Days” seminerindeydik...We were in Belgium “Heating Days” seminar...
25 Nisan 2012 tarihinde Danışmanlık Satış Müdürü Turgay Yay ve Bireysel
Sistemler Satış Müdürü Hüseyin Mulhan’ın eşlik ettiği 13 bayimiz Belçika’da
Daikin Europa tarafından düzenlenen “Heating Days” seminerine katıldı.
Bayilerimiz Türkiye’ye dönmeden önce Belçika’daki fabrikayı gezme imkanı
buldular.
27 Nisan 2012 tarihinde Bursa Almira Otel’de bayi
ve bayi adaylarından oluşan ve toplamda 158 kişinin
katılımıyla gerçekleşen bölgesel bayi toplantısı son
derece verimli geçti. Toplantıda katılımcılara Airfel’in
tarihi ve distribütörlük hakkında bilgiler verildi.
Airfel bayileri Bursa’da buluştu Airfel dealers met in Bursa
We realized infomibile projects in
Antalya Sertek Natural Gas, Samsun
Heating Cooling Systems, İzmir Regional
Engineering, Diyarbakır Osmanoğulları,
Sivas Eltes Heating in April.
Nisan ayı içinde Antalya Sertek Doğal-
gaz, Samsun Isıtma Soğutma Sistemleri,
İzmir Bölge Mühendislik, Diyarbakır Os-
manoğulları, Sivas Eltes Isı’da infomobil
çalışmaları yaptık.
İnfomobil çalışmaları hız kesmeden sürüyor / Infomobile works in progress
SANTİGRAT 81
Sosyal medyada adımızı duyurduk / We made our name in social mediaWe obtained great results in social media which had gained
speed with the May commercial campaigns and Sodex Fair.
We reached the ones unable to visit our stand in the fair via
our Facebook pages.
Mayıs ayındaki reklam kampanyaları ve Sodex
Fuarı ile hız kazanan sosyal medya çalışma-
larımız çok iyi sonuçlara ulaştı. Fuarda standa ge-
lemeyenlere Facebook sayfalarımızdan ulaştık.
Nisan’da yeni servisler açtık / New services launched in April
New regions are added
in our service network
with the newly opened
Trabzon Daikin Shop.
There are 13 service
points launched includ-
ing Pendik, Silivri, Bursa,
İstinye, Çekmeköy and
Levent. Our shop and
service network will keep
developing…
Trabzon’da yeni açılan
Daikin Shop’la birlikte ser-
vis ağımıza yeni bölgeler
eklendi. Pendik, Silivri,
Bursa, İstinye, Çekmeköy
ve Levent başta olmak
üzere 13 servis noktamız
hizmete girdi. Shop ve
servis ağımız büyümeye
devam edecek...
Yeni kampanyaları tanıttı / New campaigns promoted
Our posters,
brochures and Eski-
molu cut-outs took
place in our dealer
shops.Daikin Turkey Vice President
Tuna Gülenç told about
Daikin Turkey and its com-
mercial campaigns on the
Channel Marketing Turkey.
Hazırladığımız poster,
broşür ve Eskimolu
cut-out’larımız bayi-
lerimizde yerini aldı. Daikin Türkiye Genel Müdür
Yardımcısı Tuna Gülenç,
Marketing Türkiye kanalında
katıldığı programda reklam
kampanyalarını ve Daikin
Türkiye’yi anlattı.
82 SANTİGRAT
TV’de Daikin’i anlattı / Daikin on TV
Pazartesileri kahvaltıda buluşuyoruz We meet on Monday breakfast
Boğaz’da Daikin rüzgârı Daikin breeze in the Bosphorus
Daikin Turkey CEO Hasan Önder was the guest of the CEO Club TV
Show broadcasted on Channel Skyturk 360, co-hosted by Capital
and Ekonomist Journals Editor in Chief Rauf Ateş and journalist Mu-
rat Sabuncu. On the show, Hasan Önder told about Airfel’s founda-
tion and its take-over process by Sanko and Daikin respectively,
and mentioned the goals of Daikin Turkey.
The air conditioners on several points of the Bosphorus and
Fatih Sultan Mehmet Bridges are replaced by Daikin air condi-
tioners. The first of the 16 Daikin air conditioners is placed in
Fatih Sultan Mehmet Bridge on June 20. The air conditioners
will be placed respectively and will remain in their positions as
long as maintained by Daikin.
Daikin Turkey overcomes the Monday syndrome! Beginning
from June 11, our employees come together for Monday
breakfast every week. Commencing a new busy week in
the most positive way, our employees are very happy with
the new tradition. The event is important for intracorporate
communication.
Daikin Türkiye CEO’su Hasan Önder, Skyturk 360 kanalında yayınlanan,
sunuculuğunu Capital ve Ekonomist Dergileri Yayın Direktörü Rauf
Ateş ve gazeteci Murat Sabuncu’nun yaptığı Ceo Club programına
konuk oldu. Programda Airfel’in kuruluşunu, Sanko’ya ve sonrasında
Daikin’e satılma sürecini anlatan Hasan Önder, Daikin Türkiye’nin
hedeflerinden söz etti.
Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ndeki belirli noktalarda
yer alan klimalar Daikin marka klimalar ile değiştiriliyor. Toplam
16 adet standart Daikin klimanın ilki 20 Haziran günü Fatih Sultan
Mehmet Köprüsü’ndeki yerini aldı. Sırayla montajlanacak olan
klimalar, Daikin bakımını yaptığı sürece orada kalabilecek.
Pazartesi sendromunu Daikin Türkiye olarak aştık! 11 Haziran
tarihinden itabaren her Pazartesi günü tüm çalışanlarımız
sabah kahvaltısında bir araya geliyor. Yoğun ve yorucu bir
haftaya pozitif bir şekilde başlayan çalışanlarımız bu uygu-
lamadan çok memnun. Etkinlik, kurum içi iletişimi artırması
açısından da önem taşıyor.
SANTİGRAT 83
84 SANT‹GRAT
084_085_mekan 7/12/12 1:48 PM Page 2
Having entered
the UNESCO World
Heritage List in 1986,
Hattusa in Çorum-
Bo¤azköy was the capital
of the Hittite Empire. As
stated in the documents,
the city was captured by
the first Hittite King
Anitta around 1700 BC
and was later destroyed
by himself. A century
later, it was refounded by
Hattuflili I, becoming the
capital of the Hittite
Civilization for the next
400 years. Five cultural
layers have been
discovered in the great
city of Hattufla. On these
layers, remains from the
Hatti, Asyrian, Hittite,
Phrygian, Galatian,
Roman and Byzantian
periods. The so-called
“Uptown” region is
crowded by temples,
holy places and city walls
with its five gates.
At the eastern and
western ends of the
southern wall, the King’s
Gate and the Lion’s Gate
face each other.
UNESCO Dünya Miras Listesi’ne 1986 y›l›n-
da giren Çorum’un Bo¤azköy mevkiindeki Hattufla, Hitit
‹mparatorlu¤u’nun baflkentiydi. Yaz›l› belgelere göre,
kent MÖ 1700’lerde, ilk Hitit Kral› olan Anitta taraf›ndan
al›nd› ve daha sonra yine onun taraf›ndan y›k›ld›. Kent,
yüzy›l kadar sonra I. Hattuflili taraf›ndan tekrar kuruldu
ve 400 y›ldan uzun bir süre varl›¤›n› koruyacak Hitit Uy-
garl›¤›’n›n baflkenti oldu. Genifl bir alana yay›lm›fl olan
Hattufla’da 5 kültür katman› ortaya ç›kt›. Bu katmanlarda
Hatti, Asur, Hitit, Frig, Galat, Roma ve Bizans dönemle-
rinden kalma kal›nt›lar bulundu. Kentin, “Yukar› flehir”
denilen bölgesinde tap›naklar, kutsal alanlar ve surlar
yer al›yor. Sur üzerinde 5 kap› bulunuyor. Güney surunun
do¤u ve bat› ucunda, karfl›l›kl› olarak Kral Kap›s› ve As-
lanl› Kap› yer al›yor.
Hattufla
Hattusa
084_085_mekan 7/12/12 1:48 PM Page 3
“Sezen Aksu
Acoustic Band”, müzi¤in
en saf ve samimi hali ile
icra edildi¤i, anl›k
do¤açlamalar›n ve
yorumlar›n dünya stan-
dartlar›nda bir müzikal
altyap› ile sunuldu¤u özel
bir “Performans Serisi”
olarak tasarland›. Bugüne
kadar özel festivallerde
seyircisiyle buluflan bu
konsept, 14, 17, 18
Temmuz’da BKM
Organizasyonu’yla Cemil
Topuzlu Harbiye Aç›khava
Tiyatrosu’nda izleyici
karfl›s›na ç›k›yor.
“Sezen Aksu Acoustic Band” is designed as a special “performance series” to perform music in its purest and sincerest
form, where spontaneous improvisations and performances are displayed with a musical background of global standards.
Having met the audience in special festivals until now, the concept will be taken to the stage by BKM Organization on 14-
17-18 July in Cemil Topuzlu Harbiye Amphitheatre.
6’nc› Kufladas› Motosiklet Festivali bu y›l
14-17 Temmuz tarihleri aras›nda
gerçekleflecek. Kufladas› Belediyesi ile
Kufladas› Motosiklet Kulübü taraf›ndan ortak-
lafla düzenlenen festivale Türkiye’nin dört bir
yan›ndan motosiklet tutkunlar› kat›lacak. Ünlü
gruplar›n sahne ald›¤› festival 4 gün sürecek.
The 6th Kufladas› Motorcycle Fest will
take place between 14-17 July this year.
Organized by the Municipality of Kufladas›
and Kufladas› Motorcycle Club, the festival
will be attended by motorcycle fans from
around Turkey. Popular bands will take
stage in the four day long festival.
Sezen Aksu’dan yaz sürprizi... / Summer surprise by Sezen Aksu...
Motorsiklet tutkunlar›na../ For motorcycle fans...
86 SANT‹GRAT
086_090_ajanda 7/12/12 1:17 PM Page 2
SANT‹GRAT 87
Dünya bar›fl›na katk›...Contribution in the world peace...
Pink Martini 19 Temmuz’da Kuruçeflme’de
‹KSES’12 / ‹KSES’12
Pink Martini in Kuruçeflme on July 19
49’uncu Uluslararas› Troia Festivali
bu y›l 10 - 13 A¤ustos 2012 tarihleri
aras›nda geçekleflecek. Festival, kültürel
ve sanatsal etkinlikleri yo¤unlaflt›rmak,
UNESCO taraf›ndan dünya miras› olarak
gösterilen Troia Antik Kenti kültürünü,
dünya bar›fl›na katk› için kültürel de¤er-
leri buluflturmak amaçlar›yla düzenleni-
yor. Festival çat›s› alt›nda, alan›nda ba-
flar›l› isimlere “Homeros Bilim-Kültür-Sa-
nat Ödülü” de veriliyor.
The 49th International Festival of
Troia will take place on 10-13 August
2012. The mission of the festival is to
emphasize cultural and artistic activi-
ties, and to integrate the culture of
the Ancient City of Troia, which is
considered among the UNESCO world
heritage list, with the cultural values
that contribute in the world peace.
The achieved personalities will be
honoured with “Homeros Science-
Culture-Art Award” within the scope
of the festival.
Türkiye’de büyük bir hayran kitlesine sahip olan Pink Martini, grubun 17
y›ll›k kariyerlerini özetledi¤i best of albüm “A Retrospective”in Avrupa turnesi
kapsam›nda Türkiye’ye geliyor. Pink Martini, 8 Temmuz’da Çesme Aç›khava
Tiyatrosunda, 9 Temmuz’da Ankara ODTÜ Mezunlar Derne¤i Viflnelik
Tesisleri’nde verece¤i konserin ard›ndan 19 Temmuz’da Kuruçeflme Arena’da
sahneye ç›kacak.
Bal›kesir Üniversitesi Bal›kesir Meslek Yüksekokulu taraf›ndan düzenlenen 1’inci
Ulusal ‹klimlendirme So¤utma E¤itimi Sempozyumu, iklimlendirme ve so¤utma
alan›nda ihtiyaç duyulan teknik eleman ve mühendisleri yetifltirecek ö¤retim eleman-
lar›n›n bu alandaki bilgi ve teknik birikimlerini paylaflmak amac›yla düzenleniyor. 5-7
Eylül tarihlerindeki sempozyuma Tübitak, Teknosav, Deneysan, ‹flbay Makina, Baü
Vakf›, ISSAV, ESS‹AD destek veriyor.
Organized by Bal›kesir University Vocational School, the 1st National
Symposium on Air Conditioning Education has the mission of sharing the know-how
of academicians who will educate the technical staff and engineers needed in the
heating and cooling sector. The symposium will take place on 5-7 September with
the support of Tübitak, Teknosav, Deneysan, ‹flbay Machine, Baü Society, ISSAV and
ESS‹AD.
Enjoying a huge number of Turkish fans, Pink Martini comes to Turkey as
part of the European tour of their best of album “A Retrospective”, which sum-
marizes the band’s 17 years of profession. Pink Martini will take stage in Çeflme
Amphitheatre on 8 July, in Ankara ODTÜ Alumni Association Viflnelik Facilities on
9 July, and in Kuruçeflme Arena on 19 July right after.
086_090_ajanda 7/12/12 1:17 PM Page 3
Yenikap›’n›n Eski Gemileri Sergisi... / Ancient Vessels Exhibit in Yenikap›...Yenikap›’da 2004 y›l›nda bafllayan Marmaray ve Metro projeleri inflaat alan›nda ortaya ç›kan ve
son y›llar›n en dikkat çekici arkeolojik verileri olarak kabul edilen Theodosius Liman› kal›nt›lar›n›n
foto¤raflar›n›n yer ald›¤› “Yenikap›’n›n Eski Gemileri” Sergisi 20 Nisan’da Rahmi M. Koç Müzesi’nde
aç›lm›flt›. Halen devam eden sergi 16 Eyül’e kadar gezilebilir.
The exhibition “Ancient Vessels of Yenikap›” including the photographs of the ruins of the
Theodosius Harbour, which were discovered during the construction works of the Marmaray and
metro projects and are considered among the most striking archeological data of the recent has
been open since 20 April in Rahmi M. Koç Museum. The exhibit will remain open until 16
September.stage at the festival.
“Bodrum International Ballet Festival” organized by the State Opera and Ballet will take start with ‹stanbul State Opera
and Ballet’s “‹stanbul Mosaic” show on 15 August. In the festival will be hosted by the Municipality of Bodrum in Bodrum
Castle, St. Petersburg Boris Eifman State Ballet will take stage on 18 August, the German Mecklenburg Schwerin State Ballet
will perform on 21 and 22 August, the Washington Ballet on 25-26 August, and the renowned Spanish group Los Vivancos on
1-2-3 September.
88 SANT‹GRAT
Cohen tek konser için geliyor / Cohen comes for concertMüzikseverlerin y›llard›r dört gözle
bekledi¤i efsanevi müzisyen, söz yazar›,
flair Leonard Cohen, 2012 Old Ideas Dünya
Turnesi kapsam›nda, 19 Eylül 2012 tarihin-
de sadece tek konser için ‹stanbul’a geli-
yor. AEG Live ve Purple Concerts organi-
zasyonu ile gerçekleflecek etkinlik için bi-
letler 15 Haziran tarihinde sat›fla ç›kt›.
Konser, Ülker Sports Arena’da.
The long anticipated legendary musi-
cian, lyricist and poet Leonard Cohen
comes to ‹stanbul on 19 September 2012
for a single concert as part of the 2012
Old Ideas World Tour. The concert is
organzied by AEG Live and Purple
Concerts. The tickets have been on sale
since 15 June. The concert venue is
Konser, Ülker Sports Arena.
10’uncu Bodrum Uluslararas› Bale Festivali 2012 / 10th Bodrum International Ballet Festival 2012Devlet Opera ve Balesi Genel Mü-
dürlü¤ü taraf›ndan düzenlenen “Bodrum
Uluslararas› Bale Festivali” 15 A¤us-
tos’ta, ‹stanbul Devlet Opera ve Bale-
si’nin “‹stanbul Mozaik” adl› gösterisiyle
bafllayacak. Bodrum Belediyesi’nin ev
sahipli¤inde ve destekleriyle tarihi Bod-
rum Kalesi’nde yap›lacak festivalde, 18
A¤ustos’ta St. Petersburg Boris Eifman
Devlet Bale Toplulu¤u, 21 ve 22 A¤us-
tos’ta Alman Mecklenburg Schwerin
Devlet Bale Toplulu¤u, 25-26 A¤ustos’ta
Washington Bale, 1, 2, 3 Eylül’de ise
ünlü ‹spanyol topluluk Los Vivancos sah-
ne al›yor.
086_090_ajanda 7/12/12 1:17 PM Page 4
‹stanbul Modern, kuruluflundan bu yana oluflturdu¤u foto¤raf
koleksiyonundan bir seçkiyi “Dünden Sonra” adl› sergiyle izleyicilerle
buluflturuyor. Sergi, Osmanl›’dan günümüze uzanan süreçte
Türkiye’de foto¤raf›n teknik ve kavramsal geliflimini ortaya koyuyor.
Ülkemizin, bünyesinde koleksiyonu ve galerisiyle ba¤›ms›z bir
foto¤raf bölümüne sahip tek müzesi olan ‹stanbul Modern’in
foto¤raf koleksiyonu, Osmanl› döneminden Cumhuriyet bafllang›c›na,
Türkiye’de foto¤raf›n temelini oluflturan 50’ler sonras›ndan 60’lara,
70’lere ve günümüzün önemli sanatç›lar›na uzan›yor. 23 Eylül’e
kadar izlenebilir.
‹stanbul Modern presents a compilation among the photographs brought together ever since its foundation with the
exhibition titled “After Yestarday”. The exhibition portrays the technical and conceptual development of photography in
Turkey from the Ottoman period to the present. The photo collection of ‹stanbul Modern, the only national museum with a
seperate collection and gallery dedicated to the art of photography, reaches from the Ottoman era to the early years of the
Republic, and to the 50’s (which found the basis of Turkish photography), the 60’s, the 70’s and the major artists of the
present. The exhibit will continue until 23 September.
Foto¤raf›n dünü bugünü... / The past and the present of photograph...
1’inci Uluslararas› Türkiye Balon Festivali bafll›yor / 1st International Turkey Balloon Fest starts
“Yurtta ve dünyada bar›fl”
mottosuyla ülkeleri Türkiye’de
buluflturan Balon Festivali,
tüm dünyadan balon kulüpleri
ve pilotlar› 09 -17 Eylül 2012
tarihleri aras›nda ‹zmir’de
a¤›rlayacak. Balonlar 18 - 20
Eylül 2012 tarihlerinde ise
‹stanbul’un misafiri olacak.
Bringing nations together around the motto “Peace at home, peace in the world” in
Turkey, the Balloon Fest will welcome world’s balloon clubs and pilots on 9-17 September
2012 in ‹zmir. The balloons will visit ‹stanbul on 18-20 September 2012.
SANT‹GRAT 89
086_090_ajanda 7/12/12 1:17 PM Page 5
Modern resmin duayeni: Burhan Do¤ançay / The connoisseur of modern painting: Burhan Do¤ançayKent Duvarlar›n›n Yar›m Yüzy›l›: Burhan Do¤ançay Retrospektifi, sanatç›n›n son
50 y›ll›k çal›flmalar›n›n bir dökümü niteli¤ini tafl›yor. Burhan Do¤ançay, 1960'l›
y›llar›n bafl›ndan bugüne duvarlar arac›l›¤›yla modern ve ça¤dafl kent kültürünün
toplumsal, kültürel ve politik dönüflümünü araflt›r›yor. Afifllerden sloganlara, cinsel
içerikli mesajlardan ciddi gazete kupürlerine kadar zaman›n her türlü müdahalesine
aç›k bu yüzeyleri bir antropolog gibi inceliyor. 23 May›s’ta aç›lan sergi 23 Eylül’e
kadar izlenebilir.
Five decades of Urban Walls: The Burhan Do¤ançay retrospective portrays a
summary of the artist’s last fifty years of work. From the early 1960’s to the
present, Burhan Do¤ançay delves into the social, cultural and political transfor-
mations of the modern and contemporary urban culture through the walls. He
studies the surfaces from posters to slogans, sexual messages to serious news-
paper articles that are open to all kinds of temporal interventions like an
anthropologist. The exhibition will be open from 23 May to 23 September.
Dünyan›n en prestijli gösteri toplulu¤u Cirque
du Soleil tekrar ‹stanbul’da! Performans›n doru¤a
ç›kt›¤› muhteflem bir gösterileri Alegria, 22 Eylül –
14 Ekim tarihleri aras›nda Ülker Arena ve Ora
Arena’da sahne alacak. Bugüne kadar 100 milyon-
dan fazla kifliizledi¤i Kanada-Quebec’li Cirque du
Soleil toplulu¤unun gösterisi Alegria, ‹spanyolca’da
mutluluk, sevinç ve baflar› anlamlar›na geliyor.
Sabanc› Müzesi, ça¤dafl bir anlay›flla yenilenen Atl› Köflk’teki “Kitap Sanatlar› ve Hat
Koleksiyonu”nu, may›stan itibaren ziyarete açt›. SSM koleksiyonlar›n›n ve arflivinin dijital
ortama aktar›ld›¤› yeni teknolojik düzenlemeyle, Türk ve ‹slam sanat›n›n nadir elyazmas›
kitaplar› sayfa sayfa incelenebiliyor. Sergide, ‹slam sanat›n›n 14’üncü yüzy›ldan 20’inci
yüzy›la kadar uzanan dönemine ait ünlü hattatlar›n ve kitap sanatç›lar›n›n elinden ç›km›fl
baflta Kuran-› Kerim nüshalar› olmak üzere nadir elyazmas› kitaplar, k›ta ve murakkalar,
levha ve hilyeler, tu¤ral› ferman ve beratlar›n oldu¤u 200’den fazla eseri yer al›yor.
The world’s most esteemed show group
Cirque du Soleil is once again in ‹stanbul!
Their ultimate performance show entitled
Alegria will take stage on 22 September-14
October in Ülker Arena and Ora Arena. Having
seen by more than 100 million people, the
Canadian group’s show named Alegria signi-
fies happiness, joy and success in Spanish.
In May, Sabanc› Museum opened its “Book Arts and Calligraphy Collection” in Atl› Köflk, which has been restored with a
contemporary approach. Thanks to the new technological application by which the SSM collections and archive have been
transfered to the digital platform, the rare handwritings of the Turkish and Islamic art can be viewed in full detail. The exhi-
bition presents over 200 rare handwritten books, verses, manuscripts, plates, royal decrees with the Sultan’s signature and
certificates written by famous calligraphs and book artists of the Islamic art in between the 14th-20th centuries, including
certain copies of the Koran.
Cirque du Soleil, Alegria ile büyüleyecek / Cirque du Soleil enchants with Alegria
Sabanc› Müzesi’den kültüre katk›... / Sabanc› Museum’s cultural contribution...
90 SANT‹GRAT
086_090_ajanda 7/12/12 1:17 PM Page 6