santigrat dergisi sayı:17

92
SANTİGRAT DAIKIN TÜRKİYE YAYINIDIR / PUBLISHED BY DAIKIN TURKEY TEMMUZ/JULY l AĞUSTOS/AUGUST l EYLÜL/SEPTEMBER 2012 SAYI/ISSUE 17 ORMANADA PROJESİNDE DAIKIN VRV FARKI... DAIKIN VRV STARRING IN ORMANADA PROJECT NEREDE O ‘ESKİ’ RAMAZANLAR... THE GOOD OLD RAMADANS... KOMŞU’NUN UFAK TEFEK ADALARI NEIGHBOUR’S TINY ISLANDS DAIKIN TÜRKİYE, SODEX FUARI’NDA DAIKIN IN SODEX FAIR SAYI / ISSUE 17 www.santigrat.com.tr

Category:

Documents


20 download

DESCRIPTION

TEMMUZ-AGUSTOS-EYLÜL 2012

TRANSCRIPT

Page 1: Santigrat Dergisi Sayı:17

SANT İGRATDAIKIN TÜRKİYE YAYINIDIR / PUBLISHED BY DAIKIN TURKEY TEMMUZ/JULY l AĞUSTOS/AUGUST l EYLÜL/SEPTEMBER 2012 SAYI/ISSUE 17

ORMANADA PROJESİNDE DAIKIN VRV FARKI...DAIKIN VRV STARRING IN ORMANADA PROJECT

NEREDE O ‘ESKİ’ RAMAZANLAR...THE GOOD OLD RAMADANS...

KOMŞU’NUN UFAK TEFEK ADALARI NEIGHBOUR’S TINY ISLANDS

DAIKIN TÜRKİYE, SODEX FUARI’NDADAIKIN IN SODEX FAIR

SAYI

/ IS

SUE

17w

ww

.san

tigra

t.com

.tr

Page 2: Santigrat Dergisi Sayı:17
Page 3: Santigrat Dergisi Sayı:17

Yenilikçiyiz, lideriz...Daikin Türkiye olarak geçti¤imiz üç ay boyunca son derece yo¤un

bir gündem yaflad›k. Öncelikle 2 - 5 May›s aras›nda gerçekleflen

ISK-SODEX Fuar›’na odakland›k. Sektörün en önemli buluflma noktas›

olarak kabul edilen fuar› bu y›l yerli-yabanc› 82 binin üzerinde kifli

ziyaret etti. Daikin Türkiye olarak hem Daikin hem de Airfel

markalar›m›zla kat›ld›¤›m›z Sodex’te, devrim niteli¤ine sahip VRV IV

ürünümüzü sektörle ilk kez tan›flt›rman›n mutlulu¤unu yaflad›k. Bizi

mutlu eden bir baflka olay da Daikin Europe N.V Baflkan›

Mr. Masatsugu Minaka’n›n, fuar›n ilk günü stand›m›z› ziyaret ederek

gözlemlerde bulunmas› oldu. Fuarda, önemle üzerinde durdu¤umuz

konu bafll›klar›ndan biri de dünyada Daikin’in öncülü¤ünü üstlendi¤i

“Sezonsal Verimlilik” konusuydu. Avrupa’da 2013 y›l›ndan itibaren

resmi olarak kullan›lmaya bafllanacak bu yeni enerji verimlili¤i stan-

dart› ile ilgili bilgileri Daikin Türkiye ekibi olarak, Türkiye’de ilk kez

sektör temsilcileriyle paylaflt›k. Tüm y›l boyu gerçek enerji

perfomans›n›n ölçümlenebilece¤i bu yeni kriterler sayesinde iklim-

lendirme cihazlar›n›n çevresel etkisi en aza indirgeniyor ve

kullan›c›lara önemli maliyet avantaj› sa¤l›yor. Daikin Türkiye’nin

2015 y›l› hedeflerini anlatt›¤›m çeflitli toplant›larda, iklimlendirme

pazar›nda yüzde 20’lik pazar pay›yla sektör lideri olmay›

amaçlad›¤›m›z› büyük bir heyecanla belirtiyorum. Y›l›n ikinci yar›s›na

girdi¤imiz bu dönemde hedefe emin ad›mlarla yaklaflt›¤›m›z› görüy-

oruz. ‹stihdam say›m›zda da güncelleme yapmam›z› gerektiren

geliflmeler söz konusu. Günü geldikçe bütün geliflmeleri çeflitli

mecralarda sizlerle paylaflaca¤›m. Daikin Türkiye, sizin de

katk›lar›n›zla liderlik koltu¤una oturacak. Dergimiz size ulaflt›¤›nda r

amazan ay› gelmifl olacak. Bu kutsal ay›n tüm ‹slam alemine kutlu

olmas›n› dilerim... Bütün bu sözünü etti¤im konular› dergimizin

sayfalar›nda daha genifl olarak okuyabilirsiniz.

Bunun yan› s›ra ilginizi çekecek daha birçok haberimiz sizi bekliyor...

Hasan ÖNDERDaikin Turkiye CEO

We are innovative, we are the leader…On behalf of Daikin Turkey, we left a very busy agenda behind

in the last quarter. Above all, the ISKSodex Fair which took place

between 2-5 May was in our focus. Regarded as the major

meeting point of the industry, the fair was visited by over 82

thousand national and international guests this year. We have

taken part on behalf of Daikin and Airfel in the Sodex Fair,

where we experienced the happiness of introducing our

revolutionary VRV IV to the sector. Another reason of joy was

Daikin Europe N.V President Mr. Masatsugu Minaka’s

observations, visiting our booth on the first day of the fair.

A particular theme we emphasized on in the fair was the

“Seasonal Efficiency” issue globally pioneered by Daikin. On

behalf of Daikin Turkey team, we shared all the knowledge

regarding this new energy standard which will get in use in

Europe by 2013 officially with the sector representatives. With

these new criteria to evaluate the actual energy performance

throughout the year, the environmental effects of air

conditioning devices are minimized and users are enabled

significant cost benefits. In various meetings where I find the

chance to talk about the 2015 goals of Daikin Turkey, I declare

with great enthusiasm that we aim to be the sector leader with

a market share of 20 per cent in the air conditioning market.

Entering into the second half of the year, we acknowledge that

we are moving forward in steady paces to our goal. Some

developments lead us to update our numbers of employment.

I will be sharing these developments in various media when

the time comes. Daikin Turkey will take the leadership with the

help of your contributions. Ramadan will have arrived as you

will be reading this issue. I wish this holy month to bring

blessings to the entire Islam world…

You can read all these themes in detail in the pages of our

magazine. In addition, there are lots of interesting articles

awaiting for you inside…

Hasan ÖNDERDaikin Turkey CEO

ÖNSÖZ/EDITO

SANT‹GRAT 3

003_005_icindekiler 7/16/12 6:06 PM Page 1

Page 4: Santigrat Dergisi Sayı:17

2-5 MAYIS TAR‹HLER‹NDE GERÇEKLEfiEN VE TÜRK‹YE’DE SEKTÖRÜN ENÖNEML‹ BULUfiMA NOKTASI OLARAK KABUL ED‹LEN ISK-SODEX FUARI’NAHEM DAIKIN HEM DE AIRFEL MARKALARI DAMGASINI VURDU. BOTH DAIKIN AND AIRFEL LEFT THEIR MARKS ON THE ISK-SODEX FAIR,CONSIDERED AS THE MAJOR MEETING POINT OF THE SECTOR INTURKEY, ON 2-5 MAY.

ZEKER‹YAKÖY’DE YAPIMI SÜREN ORMANADA PROJES‹N‹N ‹KL‹MLEND‹RMEÇÖZÜMLER‹ B‹RÇOK PROJEDE OLDU⁄U G‹B‹ DAIKIN’DEN GELD‹...THE AIR CONDITIONING NEEDS OF THE PROJECT ORMANADA UNDERCONSTRUCTION IN ZEKERIYAKÖY IS OFFERED AS USUAL BY DAIKIN.

16

BAfiARI ‹fiE ALMAKLA MI BAfiLAR?... M.RAUFATEfi, JAPON ‹fi KÜLTÜRÜNE DE DE⁄‹ND‹⁄‹YAZISINDA KONUYU ‹NCEL‹YOR. DOES SUCCESS BEGIN ON RECRUITMENT?M.RAUF ATEfi DELVES IN THE THESIS IN HISARTICLE ON JAPANESE BUSINESS CULTURE.

“NEREDE O ESK‹ RAMAZANLAR” SÖZÜNÜ SIKÇA DUYARIZ. NELER YAfiANIRMIfi ORAMAZANLARDA; B‹RAZ YAD EDEL‹M...WE HEAR THE VERSE “OH THE GOOD OLDRAMADANS” SO FREQUENTLY. LET US RECALLWHAT HAS BEEN LIVED DURING THOSERAMADANS…

‹Ç‹NDEK‹LER/CONTENTS

10

40

52

4 SANT‹GRAT

003_005_icindekiler 7/17/12 10:33 AM Page 2

Page 5: Santigrat Dergisi Sayı:17

BEYAZ BADANALI, MAV‹YE BOYANMIfi KAPI VE PENCEREL‹ KÜB‹K EVLER,BEGONV‹LLERLE BEZENM‹fi DAR SOKAKLAR, HAREKETL‹ CADDELER‹YLE“KOMfiU”NUN ADALARINDAYIZ...CUBICAL HOUSES PAINTED IN WHITE WITH BLUE DOORS AND WINDOWS,NARROW PATHS COVERED BY BEGONVILLAS, LIVELY STREETS: WE ARE INTHE “NEIGHBOUR’S” ISLANDS…

� DÜNYA KL‹MA DEV‹ DAIKIN, 4’ÜNCÜ NES‹L VRV ‹LE VER‹ML‹L‹K ÇITASINI DAHA DA YÜKSE⁄E TAfiIYOR. ÜRÜN YÜZDE 25 DAHA DÜfiÜK ENERJ‹ MAL‹YET‹ SA⁄LIYOR. THE GLOBAL AIR CONDITIONING GIANT DAIKIN RAISES THE STANDARDS OF EFFICIENCY EVEN FURTHER WITH THE FOURTH GENERATION VRV. THANKS TO THE PRODUCT, 25 PER CENT LESS ENERGY IS SPENT. 26

� SHOPING FEST ETK‹NL‹⁄‹NDE DAIKIN’‹N KARAKTERLER‹N‹ Ç‹ZEN USTA M‹ZAHÇI ERD‹L YAfiARO⁄LU DERG‹M‹ZE ÖZEL B‹R RÖPORTAJ VERD‹. THE INGENIOUS HUMOURIST ERD‹L YAfiARO⁄LU, WHO DREW DAIKIN CHARACTERS DURING THE SHOPPING FEST EVENTS, GAVE AN INTERVIEW FOR OUR MAGAZINE. 30

� ECO D‹ZAYN D‹REKT‹F‹ (ERP) UYARINCA AVRUPA ÜLKELER‹, 2013 YILINDAN ‹T‹BAREN ISITMA VE SO⁄UTMA C‹HAZLARININ GERÇEK ENERJ‹ VER‹ML‹L‹⁄‹N‹ ÖLÇEN “SEZONSAL VER‹ML‹L‹K”E GEÇ‹YOR.IN ACCORDANCE WITH THE ECO DESIGN DIRECTIVE (ERP), THE EUROPEAN COUNTRIES PASS ON TO THE “SEASONAL EFFICIENCY” TO MEASURE THE ACTUAL ENERGY EFFICIENCY OF THE HEATING AND COOLING DEVICES BY 2013. 34

� GÜNÜMÜZDE SADECE B‹R SANAT OLARAK KABUL GÖREN GELENEKSEL JAPON DAVULU TAIKO, SAVAfiTA ORDUYU CANLANDIRMAK, HALKI BAYRAM KUTLAMALARINA DAVET ETMEKG‹B‹ B‹RÇOK NEDENLE ÇALINIYORDU. REGARDED TODAY AS A MERE FORM OF ART, THE TRADITIONAL JAPANESE DRUM TAIKO USED TO BE PLAYED TO ENCOURAGE THE ARMY IN WAR AND TO INVITE PEOPLE OVER FOR THE FESTIVE CELEBRATIONS. 39

� DAIKIN’‹N ‹LER‹ TEKNOLOJ‹ HAVA TEM‹ZLEY‹C‹S‹, STREAMER TEKNOLOJ‹L‹ HAVA TEM‹ZLEY‹C‹S‹MC70L ‹S‹ML‹ ÜRÜ, ALERJENLER‹ VE ZARARLI BAKTER‹LER‹ AYRIfiTIRIYOR. DAIKIN’S HI-TECH AIR CLEANER WITH STREAMER TECHNOLOGY NAMED MC70L REFINES THEAIR FROM ALLERGENS AND HARMFUL BACTERIA. 44

� G‹RESUN’UN KARABÖRK BELDES‹’NDE KONUfiULAN B‹R ÇEfi‹T ISLIK D‹L‹, BELK‹ DE DA⁄DAN DA⁄A HABERLEfiMEN‹N EN ‹Y‹ YOLU... A KIND OF WHISTLING LANGUAGE USED IN G‹RESUN’S KARABÖRK REGION IS PROBABLY THE BEST WAY OF COMMUNICATING BETWEENMOUNTAINS… 46

SANT‹GRATTEMMUZ/JULY - A⁄USTOS/AUGUST - EYLÜL/SEPTEMBER

2012 SAYI/ISSUE: 17

Daikin Is›tma ve So¤utma Sistemleri San. Tic. A.fi. Ad›na ‹mtiyaz Sahibi

On Behalf of Daikin Air Conditioning Systems Ind. Trade Inc.Hasan Önder

Yönetim Yeri/Headquarter:Daikin Is›tma So¤utma Sistemleri San. Tic. A.fi

Hürriyet Mahallesi E-5 Yanyol Üzeri No: 57

Kartal / ‹stanbul Tel/Phone+90 216 453 27 00

www.santigrat.com.tr [email protected]

Yaz› ‹flleri Müdürü (Sorumlu)/(Managing) Editor in Chieffiule fientarl›

Kreatif Direktör/Creative DirectorBelma Kuyucu

Editör (Kurumsal)/Editor (Corporate)Hülya Dinçer

Editör (‹çerik)/Editor (Content)Salih Akkaya

Çeviri/Translation ServicesGökçe Aktu¤

Foto¤raf/PhotographyDeniz Aç›ksöz

Katk›da Bulunanlar/Contributors:Seyra Faralyal› Erdalo¤lu, Ümmü Taylan,

Bora Erdin, Murat Kurt,

Bask›/PrintingAktif Matbaa ve Reklam Hizmetleri

San. Tic. Ltd.fiti. Sefaköy Halkal› Cad. No. 245 Küçükçekmece / ‹stanbul Tel: 0 (212) 698 93 54

© Bu yay›n›n her hakk› sakl›d›r. Bu dergide legal olarak yay›mlanan yaz›,makale, foto¤raf, çizgiroman ve illustrasyonlar›n sorumluluklar› sahiplerine ait

olup, copyright haklar› Daikin Is›tma ve So¤utma Sistemleri San. Tic. A.fi.’ye ait-tir. ‹çeri¤in, Daikin Is›tma ve So¤utma Sistemleri San. Tic. A.fi.’den yaz›l› izin

almaks›z›n herhangi bir ortamda ço¤alt›lmas›, bas›lmas›, referans gösterilmesi veyay›mlanmas› yasakt›r.

© All rights reserved. The legal responsibility for all the articles, images andillustrations published in this magazine belong to their owners, whereas theircopyrights to Daikin Air Conditioning Systems Ind. Trade Inc. Reproduction in

whole or part without the written permission of Daikin Air Conditioning Systems Ind. Trade Inc. is strictly prohibited.

Geri dönüflümlü ka¤›da bas›lm›flt›r. / Printed on recycled paper.

20

SANT‹GRAT 5

003_005_icindekiler 7/16/12 6:06 PM Page 3

Page 6: Santigrat Dergisi Sayı:17

Akıllı telefonla tatlı rüyalarSweet dreams with smart phones

Scientists from London are working on adapting the motion and sound sensitive sensor technology that has replaced the com-

mon control pannels in game consoles to critical operations. The new system enables doctors to control the images using their

voices and gestures instead of keyboards. Surgents state that the new technology gives them much more control and prevents

them from disconcentration. According to the experts, the technology will be put in us efor all operations within 1 years.

They used to say that your

ears woul burn when some-

one talked about you. In the

21st century, you will smell

the fact instead! The new

invention named Olly checks

its owner’s reputation in

social media sites and alerts

by giving off an odour when

s/he is mentioned. Olly is

developed by Benjamin Red-

ford by Mint Technologies.

Redford’s primary impetus

was creating an online robot

with no monitors.

Scientists initiated a research on whether our dreams

could be taken under control. The thesis under trial

is on whether the dreams could be manipulated

through sounds. A smart phone application playing

the sounds of birds chirping in the forest or waves

hitting on rocks is specially developed for the experi-

ment.

Ameliyat yapmak çocuk oyuncağı Operation as a piece of cake

Adınız geçince koku salgılayan robot This robot emits odour on hearing your name

Londra’da doktorlar oyun konsollarında kullanılan ve alışıldık kont-

rol panelleri yerine harekete ve sese duyarlı sensörlerle işlem

yapılmasını sağlayan teknolojiyi hassas ameliyatlarda kullanmak

için denemeler yapıyor. Bu yeni sistem doktorların görüntüle-

ri klavye yerine ses ve el hareketleri ile kontrol edebilmesine

olanak tanıyor. Cerrahlar bu yeni teknolojinin kendilerine daha

kontrol sahibi olma imkanı sağladığını ve dikkatlerinin dağılmasını

engellediğini söylüyor. Uzmanlar bu yeni teknolojinin 15 yıl içinde

tüm ameliyatlarda kullanılmasına başlanabileceğini düşünüyor.

Eskiden biri hakkınızda konuşunca kulaklarınız çınlar denirdi. 21’inci yüz-

yılda ise biri hakkınızda konuştuğunda bunun kokusunu alacaksınız. Yeni

icat edilen Olly adlı bir robot sosyal medya sitelerinde sahibinin adının

geçip geçmediğini kontrol ediyor ve biri sahibinden bahsettiğinde ortama

bir koku yayarak onu haberdar ediyor. Olly, Mint adlı teknoloji şirketinden

Benjamin Redford tarafından geliştirildi. Redford, Olly’i yaratırken inter-

nete bağlı ancak ekranı olmayan bir robot yapmak olduğunu söyledi.

Uzmanlar rüyamızda ne göreceğimizi kontrol edip

edemeyeceğimiz üzerine bir araştırma başlattı. Seslerin

rüyayı yönlendirebileceği tezi sınanacak. Bu deney için

geliştirilen bir akıllı telefon uygulaması, uyuyan insanla-

ra ormanlık bir yerde ötüşen kuşların ya da kıyıya vuran

dalgaların seslerini çalacak.

6 SANTİGRAT

Page 7: Santigrat Dergisi Sayı:17

The US company SpaceX successfully launched a rocket carrying a cap-

sule loaded food and spare parts to the space station in the world’s

orbit from the Cape Caneveral in California. The blast-off went down in

history as the very first special cargo to the space. The rocket capsule

“Dragon” is going to return on Earth after dropping load, loaded with

parts in need of repair.

The new cell phone to hit the Japanese market has

a very special talent. Softbank, the third network

operator of the country, developed a radiation

measuring cell phone for consumers. This attrib-

ute of radiation measurement will be standard for

the cell phone Pantone, which is the most popu-

lar mobile phone following iPhone ever sold by

Softbank. Pantone 5 is developed by Sharp and the

new release works on Android. The phone with an

impermeable lining is very easy to carry around.

Uzaya ilk özel kargo gönderildi First special space cargo is sent

ABD’de SpaceX şirketi, dünya yörüngesindeki uzay istasyonuna gıda ve

yedek parça ulaştıracak olan kapsülü taşıyan bir roketi ‘California’daki

Cape Caneveral Üssü’nden başarıyla fırlattı. Bu uçuş ilk özel kargo taşı-

ması olarak tarihe geçti. Roketin Dragon adındaki kapsülü, yükü boşal-

dıktan sonra, dünyaya geri dönecek. Yerküreye düştüğünde içinde tamir

edilmesi gereken malzemeler olacak.

Japonlara özel cep telefonu yapıldı Special cell phone for JapaneseJaponya’da piyasaya sürülecek olan bu cebin diğerle-

rinden çok farklı bir yeteneği var. Japonya’nın üçüncü

ağ operatörü Softbank, tüketicilere yönelik radyasyon

ölçerli telefonun hazırladı. Radyasyon ölçme özelliği,

Pantone cep telefonunun standart bir özelliği olacak.

Pantone, iPhone’dan sonra Softbank tarafından satılan

en popüler cep telefonu. Pantone 5, Sharp tarafından

geliştiriliyor ve cebin bu sürümü Android ile çalışıyor.

Aynı zamanda su geçirmeyen bir kaplamaya sahip cep

telefonunun elde taşınması da çok pratik.

SANTİGRAT 7

Page 8: Santigrat Dergisi Sayı:17

Herkesin robotu kendine / To each his own robot

Ay’a gideceklere önemli uyarı / Important notice for Moon travellers

Researchers are working on enabling any computer user to design

his own robot in 24 hours by using his own pc, and to produce

it with the help of a special printer. In case the US study gains

success, designing an printing one’s own robot at home will be

possible within a decade. The research team believe that target-

oriented robots will be very easy to produce and will have a high

impact on society once the research becomes successful. The study

is financed by the 10 million USD donation of the US National Sci-

ence Foundation.

If you happen to visit our satellite one day,

remember this threatening announcement of the

NASA! Starting with the Lunar X Prize contest by

Google, companies began working for sending a

robot to the Moon. NASA is apparently disturbed

by all these devoted studies, for they asked for

absolutely no damage on the charges and traces

they left on the satellite. The US flag, Apollo

Rover vehicle, collision zones, trial equipments

and foot marks left by NASA are considered as the

historical heritage of Moon.

Araştırmacılar sıradan bir insanın evindeki bilgisayarı kullanarak 24

saat içinde kendi robotunu tasarlayıp, bu tasarımı özel bir yazıcı saye-

sinde üretmesini sağlamayı hedefliyor.

ABD’de yürütülen proje başarıya ulaşırsa, evlerde robot tasarlayıp

bunları yazıcılarda basmak 10 yıl içinde mümkün olabilecek. Araştır-

mayı yürüten ekip bu proje sayesinde amaca özel robotlar yaratma-

nın çok kolay hale geleceğini ve bunun toplum üzerinde önemli et-

kileri olacağını düşünüyor. Araştırma, Amerikan Ulusal Bilim Vakfı’nın

10 milyon dolarlık bağışı ile finanse ediliyor.

Eğer bir gün yolunuz uydumuz Ay’a düşerse,

NASA’nın bu tehdit gibi açıklamasını unutmayın.

Google’un Lunar X Prize yarışması ile birlikte şirket-

ler Ay’a robot göndermek için çalışmalara başladı.

Tabii bu hummalı çalışma NASA’yı rahatsız etmiş

olacak ki, NASA, Ay’da bıraktığı emanetlere ve izlere

kesinlikle zarar verilmemesini istedi. Ay’da bıraktığı

Amerikan Bayrağı, Apollo Rover aracı, çarpışma

bölgeleri, test ekipmanları ve ayak izlerinin hepsini

Ay’ın tarihi mirası olarak görüyor.

8 SANTİGRAT

Page 9: Santigrat Dergisi Sayı:17

Jobs’un notları açık artırmada / Jobs’ s notes in auction

350 yıllık problemi 16 yaşında çözdü / 16 year old solved the 350 year old problem

An engineering note taken by Steve Jobs

even before Apple was founded went on

the block in Sotheby’s. The four page report

aiming for the improvement of Atari World

Soccer Cup game, written by the recently

deceased CEO of Apple in 1974, during his

position in Atari will be put in auction by

Sotheby’s. The report written down by the

19 year old Jobs will go on the block in New

York and is estimated to be sold for a mini-

mum of 15 thousand dollars.

The problem written down 350 years ago

by Sir Isaac Newton, who is considered

as one of the greatest scientists and

mathematicians in

history, is solved by

a 16 year old student

in Germany. Hav-

ing solved the two

fundamental particle

dynamics theory,

the Indian-origined

Shouryya Ray from

Dresden is consid-

ered a “genius” by the world of

science. In the past, physicians could solve

the Newton problems with the help of

computers. The solution offered by Ray will

help scientists in calculating the itinerary of

a ball thrown in the air.

Steve Jobs’un daha Apple bile kurulmadan

önceki bir mühendislik notu Sotheby’s’de açık

artırmaya çıktı. Apple’ın geçen yıl hayatını kay-

beden CEO’su Steve Jobs’un 1974’te Atari’de

görev yaptığı zamanlara denk gelen eliyle

yazdığı Atari Dünya Futbol Kupası oyununu

geliştirmeyi amaçlayan dört sayfalık raporu,

Sotheby’s tarafından satışa sunulacak. Jobs’un

19 yaşındayken yazdığı ve New York’ta açık

artırmaya çıkarılacak raporun en az 15 bin dolar

satılması bekleniyor.

Tarihin en büyük bilim insanı

ve matematikçilerinden biri

kabul edilen Sir Isaac Newton

tarafından 350 yıl önce yazılan

bir problem, Almanya’da ya-

şayan 16 yaşındaki bir öğrenci

tarafından çözüldü. Dresden

kentinden yaşayan Hint asıllı

Shouryya Ray, iki temel parça-

cık dinamiği teorisini çözme-

sinin ardından bilim dünyası

tarafından “dahi” olarak kabul

ediliyor. Fizikçiler, Newton’dan

kalan bu problemleri geçmişte

bilgisayarların yardımıyla çöze-

bilmişti. Ray’in sunduğu çözüm,

bilim insanlarının fırlatılan bir

topun havada izlediği yolu he-

saplanmasına yardımcı olacak.

SANTİGRAT 9

Page 10: Santigrat Dergisi Sayı:17

Nerede o ‘eski’ ramazanlar…‘ESKİYE RAĞBET OLSA BİT PAZARINA NUR YAĞAR’ DEMİŞ ATALAR. OYSA RAMAZANDA DA, BAYRAM-DA DA ‘NERDE O ESKİLER’ SÖZÜNDEN GEÇİLMEZ ORTALIK. DİLİMİZE PELESENK OLMUŞ BİR KERE. SÖYLERİZ SÖYLEMESİNE AMA PEK DE BİLMEYİZ. NEYMİŞ BU ESKİNİN HİKMETİ… NELER YAŞANIRMIŞ O RAMAZANLARDA…Yazı/By: BENGÜ BADE

Bağışlanmanın, bolluğun, bereketin bir o kadar da

toplumsal dayanışmanın ayı ramazan. ‘Bin aydan daha hayırlı.’

İslam aleminde heyecanla, coşkuyla beklenen, sevinçle, say-

gıyla karşılanan başka bir zaman yok, inananlar için. Bugün de,

geçmişte de... Alışkanlıklar değişiyor, adetler de yerini yenileri-

ne bırakıyor. Eski ramazanların peşine düşüp neredeler şöyle bir

Ramadan is the

month of forgiveness, abun-

dance, blessing, and last but

not least, of social solidar-

ity. ‘More blessed than a

thousand months.’ For the

faithful, no other month is

anticipated with more en-

thusiasm, more eagerness,

more joy and respect in the

world of Islam. There is not,

there has never been… The

10 SANTİGRAT

Page 11: Santigrat Dergisi Sayı:17

habitudes change, so do the

traditions. That is why we

wanted to keep track of the

old Ramadans and see what

has come and gone…

‘The Ramadan Crescent’

used to be the harbringer

of Ramadan. As there were

no giant skyscrapers back

then, those waiting eagerly

for the new moon to rise on

the 29th day of the month

of Şaban (the 8th month

of the Muslim calendar)

kept guard on the highest

places they could find, from

the Galata Tower to the

minarets. The months

could last 29 or 30

days in the moon

calendar, which

was why Ramadan

did not start before

the new moon’s rise.

As expected, children

were keenest followers.

The rise of the crescent was

announced with drums,

which were followed by

children of all ages, wander-

ing from street to street to

announce the good news

with pleasure.

THE GOLDEN CHICKPEASSolidarity counts as much

as worship in Ramadan.

All doors were wide open

for anyone during ‘iftar’

(the breaking of the fast).

No invitation was needed.

Knocking on a random door

as an unexpected dinner

guest was neither found

odd nor condemned. Tables

were also set for unexpected

guests, to whom the same

meals were served as the

rest of the household. There

was a surprise waiting for

out-of-the-blue visitors

after dinner: the hosts saw

their dinner guests off with

small gifts or some money;

which was usually a silver or

golden coin in a velvet sac.

The tradition first started by

Mahmut Pasha, the Grand

Vizier of Sultan Mehmet

II, and in time became

widespread. Rumour has it

that Mahmut Pasha hides

golden chickpeas in rice, and

said: “He who enjoys wealth

should have gold in his

mouth to spend unselfishly.”

And families of moderate

means invited their

neighbours on seven

dinners during Ramadan.

Cold fruit juices, lemonades

were served from the

bakalım, Osmanlı’dan bugüne birlikte gezelim istedik.

Ramazan’ın müjdecisi ‘Ramazan Hilali’ydi eskiden. Şaban ayının

29’uncu günü sabırsızlıkla hilalin çıkmasını bekleyenler şimdiki

gibi koca koca gökdelenler olmadığından, Galata Kulesi’nden

cami minarelerine, buldukları en yüksek yerlerde nöbet tutar-

lardı. Ay takviminde aylar 29 ya da 30 çekebileceğinden hilal

görülmeden ramazan ilan edilmezdi. Çocuklar bu işin en sıkı

takipçisiydi, elbette. Davullarla hilalin görüldüğü herkese bildi-

rilir, çocuklar en küçüğünden en büyüğüne davulcuların peşine

takılır, sokak sokak dolaşarak neşe içinde müjdeyi verirlerdi

sağa sola.

ALTIN NOHUTLAR...Dayanışma ibadet kadar önemli ramazanda. İftar için bütün

kapılar ardına kadar açıktı, herkese. Davete bile gerek yoktu.

Rastgele bir konağın kapısını çalıp, “İftara Tanrı misafiri!” diyen

ne yadırganır, ne de ayıplanırdı. Evlerde davetsiz

misafirler için de sofralar kurulur. Ev sahibi

ne yiyorsa, onlar da aynısını yerdi. Çat kapı

gelen bu misafirleri iftarın sonunda bir de

sürpriz beklerdi: Diş kirası. Ev sahibi yeme-

ğe gelen misafirleri uğurlarken para ya da

küçük hediyeler verirdi. Bu genelde kadife

Good “old” ramadans…A TURKISH PROVERB SAYS, “IF THERE WERE DEMAND FOR THE OLD, THE FLEA MARKET WOULD BE THE LAND OF MILK AND HONEY.” DURING RAMADAN AND THE FEAST, HOWEVER, EVERYBODY KEEPS TALKING ABOUT THE GOOD OLD DAYS. LIKE THE HARP ON THE SAME STRING, WE REPEAT IT AGAIN AND AGAIN, WITHOUT KNOWING MUCH WHAT WE ARE TALKING ABOUT. WHAT IS SO GOOD ABOUT THE OLD? WHAT USED TO HAPPEN ON THOSE RAMADANS?

SANTİGRAT 11

Page 12: Santigrat Dergisi Sayı:17

fountains which were

present in every other

neighbourhood; and sherbet

pulsed from the German

Fountain in

Sultanahmet Square

throughout Ramadan.

Another tradition concerned

the credit book. In Ramadan,

the rich did as much as their

wealth permitted to charge

off the debts of the poor to

the grocer or the butcher.

Neither the debtor knew by

whom his debt was charged

off, nor the benefactor knew

whom he helped.

The Friday prayers were

performed in certain places

as well. The address of the

first Ramadan Friday was

Haghia Sophia, and the

following Fridays were ad-

dressed to Eyüp Sultan, Fatih

and Blue Mosques respect-

fully. The people did not

sleep until dawn,

waiting for sahur (meal

eaten before starting fasting

in Ramadan). Promenading

around Istanbul shimmering

with ‘mahyas’, i.e.

decorative lights hung be-

tween minarets, after

dinner was a unique

pleasure. Some enjoyed the

encomiast or the galanty

show, others spent time

in mosques. The mosques

used to be open until dawn.

kese içinde gümüş akçe veya altın paralar olurdu.

İlk kez Fatih Sultan Mehmet’in sadrazamı Mahmut Paşa

tarafından uygulanmaya başlanan bu gelenek giderek

yaygınlaştı. Bir rivayete göre Mahmut Paşa pilava altın

nohutlar koyar: “Servete nâil olan kimsenin ağzında, cö-

mertçe sarf etmek için altun bulunmalıdır” derdi. Orta halli

ailelerse ramazan boyunca komşularını 7 akşam iftara çağırırdı.

Hemen hemen her mahallede bulunan sebillerde soğuk meyve

suları, limonatalar dağıtılırdı. Sultanahmet Meydanı’ndaki Alman

Çeşmesi’den ise ramazan boyunca şerbet akardı. Bir başka adet

ise ‘zimem defteri’ yani veresiye defteriydi. Ramazanda zen-

12 SANTİGRAT

Page 13: Santigrat Dergisi Sayı:17

Here were served sahur

and iftar meals. The moral

life was enriched further by

Koran readings and religious

chats. Like people, mosques

too welcomed Ramadan

in their best. In addition to

the first and the last days of

this month, minarets were

dressed in caftan, in other

words decorated with lines

of candles also in the Night

of Decree and the evenings

of fest.

FROM SINOP TO ERZURUM...

Every region had their own

ginler herhangi bir bakkala, kasaba ya da manava girer, serveti

elverdiğince yoksulların borçlarını kapatırdı. Ne borçlu borcun

kim tarafından ödendiğini bilirdi. Ne de hayrı yapan bunu kime

yaptığını. Cuma namazlarının da nerelerde kılınacağı belliydi.

Ramazanın ilk cuması Ayasofya’da, onu takip eden cumalar

sırasıyla Eyüp Sultan, Fatih ve Süleymaniye camilerinde. Halk

sabaha kadar uyumaz, sahuru beklerdi. İftardan sonra mahya-

larla süslenmiş ışıltılı İstanbul’da gezmek ayrı bir keyifti. Kimi

SANTİGRAT 13

Page 14: Santigrat Dergisi Sayı:17

Ramadan rituals. In Bursa,

iftar guests were presented

boxwood spoons at the door

of the living room. On the

spoons were written the

names of Kuran sections,

and people were seated

on tables which carried the

same name with that on

the spoons. Hence, people

sat and ate together with

no divisions as rich or poor.

Watching the galanty shows

of Karagöz and Hacivat, who

are rumoured to have lived

in the region, was a distinct

pleasure in Bursa.

Kayseri’s famous ‘Arabian

soup’ was cooked to bring

everyone together. This

poultry and dough soup

was shared by a number of

families. Dropping the dough

in the soup had the penalty

of cooking the next soup and

invite new people over.

On the night bridging the

14th day of Ramadan to

the 15th, basket festivals

were held in Samsun’s Bafra

county. After dinner, children

collected tips from house-

holds with lanterns called

‘baskets’ in their hands.

In Sinop, adolescents went

out for the same purpose.

After dinner, they

collected tips with lanterns

and candles from

households on finely

decorated rowboats. They

stopped the boats by the

destined houses, sang

verses and asked for tips,

which were thrown from the

houses wrapped in

handkerchieves, the ends

of which were burned to be

seen in dark.

The first time faster kids

meddah ya da Karagöz seyredip eğlenirken, kimi de vaktini

camide geçirirdi. Camiler de sahura kadar açıktı, buralarda sahur

ve iftar yemekleri dağıtılırdı. Okunan Kur’anlarla, dini sohbetler-

le manevi hayat daha da renklenirdi. İnsanlar gibi camiler de

süslenerek karşılardı, ramazanı. Bu ayın ilk ve son gecelerinde

olduğu gibi, Kadir ve Bayram gecesi de cami minarelerine

kaftan giydirilir, yani dizi dizi kandille donatılırdı.

SİNOP’TAN ERZURUM’A...Bir de her yöreye özgü ramazan adetleri vardı. Bursa’da iftar

sofrasına gelen misafirlere salonun kapısında şimşir kaşıklar da-

ğıtılırdı. Kaşıklarda Kur’an’daki sure isimleri yazar, herkes aldığı

kaşıkta hangi sure ismi yazıyorsa, o ismin yazılı olduğu sofraya

otururdu. Böylece zengin-fakir hiçbir ayrım olmadan yan yana

yemek yerdi. Yörede yaşadığı söylenen gölge oyunu karakter-

leri Hacivat ve Karagöz gösterilerini Bursa’da seyretmek de bir

14 SANTİGRAT

Page 15: Santigrat Dergisi Sayı:17

were given presents in

Erzurum. In Kütahya, they

were carried around on the

backs of family elders after

dinner. In Karaman and

Aksaray, games of thimble,

heads, counting stars, hiding

eggs were played; stories

and memories of grown-ups,

local tales and legends were

listened. Ramadan festivities

were noteworthy in Izmir

Kemeralti and Edirne’s

Selimiye Square, whereas

in Tekirdağ boat rides, in

Isparta paper minaret

decorations, in Sivas string

havla were among

Ramadan’s indispensable

pleasures.Some of these old

Ramadan traditions were

forgotten by, other still

survive. Perhaps customs

do not die completely, but

are transformed in parallel

to the time and lifestyles.

We cannot knock on random

doors to be invited in. But

there are iftar tents who

cannot make up to their

homes. Instead of gifts or

money, there are glorious

iftar dinners in luxury hotels.

What still remains is the

spirit of cooperation and

solidarity. And the fact that

this month always waited

in anticipation and joy is a

month of forgiveness and

worship. Yes, we miss the

good old days, but present

Ramadans surely offer other

pleasures and emotions. And

who knows, we will prob-

ably chant the same tune on

the good old days 50 years

from now on…

başka güzeldi. Kayseri’de yapılan arabaşı çorbası da herkesi bir

araya getirmek içindi. Tavuk, hindi ya da kaz etleriyle yapılan bu

hamurlu çorba birkaç aile bir araya gelinerek yenirdi. Çorbaya

hamuru düşüren cezalı sayılır ve bir sonraki arabaşını yaparak

yeni konuklar davet ederdi. Ramazan ayının 14’ünü 15’ine

bağlayan gece Samsun’un Bafra ilçesinde sele-sepet şenlikleri

yapılırdı. İftarın ardından çocuklar sele-sepet adı verilen fener-

lerle evleri dolaşarak bahşiş toplarlardı.

Sinop’da da gençler ‘helesaya çıkardı’. İftar sonrası özenle süs-

lenmiş kayıklar eşliğinde ellerde fener ve mumlarla mahalleleri

dolaşılarak bahşiş toplarlardı. Kayığı, gidilen evin önüne koyan

gençler mani söyleyip bahşiş ister, bahşişler evlerden bir men-

dile sarılarak atılır. Gece karanlıkta düştüğü yer görülsün diye de

mendilin ucu yakılırdı. İlk defa oruç tutan çocuklara Erzurum’da

hediyeler verilir, Kütahya’da da iftardan sonra aile büyükleri

tarafından sırtlarında gezdirilirdi. Karaman ve Aksaray’da yüksük

oyunu¸ tura oyunu¸ yıldız sayma¸ yumurta saklama gibi oyunlar

oynanıp büyüklerin anlattığı hikayeler¸ anılar yöresel masal

ve efsaneler dinlenirdi. İzmir’in Kemeraltı, Edirne’nin Selimiye

Meydanı’ndaki ramazan eğlenceleri, Tekirdağ’da sandalla sahil

turları, Isparta’da cami minarelerinin tırtır denilen süslü kağıtlar-

la bezenmesi, Sivas’ın tel helvası, ramazanın vazgeçilmez tat-

larındandı. Eski ramazanlardaki geleneklerin bir kısmı unutulup

gitti, bir kısmı ise hala sürüyor. Adetler tam olarak kaybolmuyor

belki ama zamana, yaşama biçimimize göre şekil değiştiriyor.

Her kapıyı çalıp misafir olamıyoruz. Ama evine yetişemeyenler

için iftar çadırları var. Diş kirası yerine lüks otellerde verilen ih-

tişamlı iftar yemekleri. Değişmeyen bir şey varsa yardımlaşma

ve dayanışma ruhu. Her zaman telaşla, sevinçle beklenen bu

ayın bağışlanma ve ibadet ayı olduğu bir de. Eskileri özlüyoruz

özlemesine. Bugün de ramazanlarda başka tatlar, başka he-

yecanlar var kuşkusuz. Kim bilir belki 50 yıl sonra bugünleri de

anıp “nerde o eski ramazanlar” diyeceğiz.

SANTİGRAT 15

Page 16: Santigrat Dergisi Sayı:17

Yaz› / By SEYRA FARALYALI ERDALO⁄LU

Komflu’nun ufak tefek adalar›BEYAZ BADANALI, MAV‹YE BOYANMIfi KAPI VE PENCEREL‹ KÜB‹K EVLER, BEGONV‹LLERLE BEZENM‹fi DAR

SOKAKLAR, KIPIR KIPIR CADDELER, UFKA UZANAN YEMYEfi‹L BA⁄LAR, BAfiKA B‹R ZAMANDAN GEL‹P KON-

MUfi G‹B‹ TEPELERDEN BAKAN YEL DE⁄‹RMENLER‹, PLAJLAR, NEFES KESEN GÜNBATIMI MANZARALARI…

‹fiTE KIKLAD ADALARI…

20 SANT‹GRAT

020_025_yunan 7/12/12 1:41 PM Page 2

Page 17: Santigrat Dergisi Sayı:17

We, the Turkish

people, recall the

Dodecannes when the Greek

Islands are mentioned; the

rest of the world, however,

share a different perception.

The Cyclads are the first

among the Greek archipela-

go (one island of which has

recently been sold to a Qatar

Sheikh) spread around the

Ionian, the Aegean and the

Mediterranean seas.

According to the Greek

Mythology, the Cyclads

embrace the holy Delos

island, where Leto gave birth

to Artemis and Apollo.

Today, these islands are the

shining stars of Greek

tourism. 24 of the 39

islands, among which

Mykonos, Santorini, Paros,

Naxos and Ios are also

included, are settlements.

In addition to private yachts

and cruise ships, the Cyclads

can be reached by ferries

departing from Athens,

Thessaloniki and Crete. It

takes six hours of ferry ride

from Athens to reach the

most popular island

Mykonos. Airway is another

alternative to arrive the

island. With a reputation as

the most expensive vacation

spot of Greece, “the Island

of Entertainment” is compa-

rable to Ibiza, the wildest

island of the Mediterranean.

The central streets are

Yunan Adalar› deyince biz Türklerin akl›na önce

Oniki Adalar gelse de, dünyan›n kalan k›sm›n›n bu konudaki alg›-

s› farkl›. ‹yon Denizi, Ege ve Akdeniz’de irili ufakl› yüzlerce adaya

sahip olan Yunanistan (hatta birini yak›nlarda Katar fieyhi’ne sat-

t›lar) s›n›rlar› içinde bir adalar toplulu¤u var ki, Yunan Adalar› de-

yince akla ilk onlar geliyor: Kiklad Adalar›.

Yunan Mitolojisi’ne göre Leto’nun Artemis ve Apollon’u do¤urdu-

¤u kutsal Delos adas›n› çevreleyen adalardan oluflan Kiklad Ada-

lar›, bugün Yunanistan’›n en popüler turizm merkezlerinin bafl›n›

çekiyor. Aralar›nda Mykonos, Santorini, Paros, Naxos ve Ios’un da

bulundu¤u 39 adadan oluflan bu adalar toplulu¤unun 24’ü yerle-

WHITE CUBICAL HOUSES WITH DOORS AND

WINDOWS PAINTED IN BLUE, NARROW ROADS

COVERED IN BEGONVILLAS, LIVELY STREETS,

GREEN VINEYARDS STRETCHING ALONG THE

HORIZON, WINDMILLS ON THE HILLS THAT SEEM

TO BELONG TO A DIFFERENT TIME, BEACHES,

OUTSTANDING SUNSETS… WELCOME TO THE

CYCLADS!

The neighbour’stiny islands

SANT‹GRAT 21

020_025_yunan 7/12/12 1:42 PM Page 3

Page 18: Santigrat Dergisi Sayı:17

flime aç›k. Kiklad Adalar›’na özel yat ve cruise gemisi d›fl›nda Ati-

na, Selanik ve Girit’ten feribotla ulafl›labiliyor. Bu adalar›n en po-

püleri Mykonos’a Atina’dan feribotla 6 saatte ulafl›l›yor. Adaya

gelmek için di¤er bir seçenek de havayolu. Yunanistan’›n en pa-

hal› tatil merkezi olarak tan›mlanan e¤lence adas› Mykonos, Ak-

deniz’in en ç›lg›n adas› ‹biza ile k›yaslan›yor. Adan›n merkezinde-

ki sokaklar her daim kalabal›k ve hareketli. E¤lence 24 saat de-

vam ediyor. Her ne kadar Mykonos pahal›l›¤›yla ün yapm›fl olsa

da, merakl› bir gezgin kendine uygun koflullarda konaklayacak ve

adan›n tad›n› ç›karacak ortam bulabilir. 85 kilometrekarelik yüzöl-

çümüyle Kiklad Adalar›’n›n küçüklerinden biri olan Mykonos’un

merkezine en yak›n ve dolay›s›yla en kalabal›k plajlar› Malalianos

ve Tourlos. Sakl› cennetleri sevenler Plati Yialos plaj›ndan kalkan

küçük teknelerle Elia Plaj›’na gidebilirler. Mykonos’ta su sporlar›,

plaj partileri, dans ve e¤lenceden vakit bulanlar için kültürel ziya-

ret noktalar› da var. Folklor Müzesi, Arkeoloji Müzesi, Deniz Müze-

si ve Kültür Müzesi bunlardan en önemlileri. Parapotiani Kilisesi de

görülmeye de ¤er.

Adada y›l›n her dönemi festivaller ve dini bayramlar kutlan›yor.

Görkemli bir flekilde kutlanan festivallerde yeme, içme, yerel mü-

crowded and vivid all around

the clock. The party

continues 24 hours. Despite

its reputation for being

expensive, a curious voyager

can accomodate under

budget-friendly conditions

and enjoy the island.

With a surface area of 85

square kilometers, Mykonos

is one of the smallest islands

of the Cyclads. Malalianos

and Tourlos are the nearest

beaches to the center,

therefore also the most

crowded. The lovers of

hidden paradise prefer to

sail to the Elia Beach with

the little boats that depart

from the Plati Yialos.

Mykonos also has cultural

spots for those who can

spare time from water

sports, beach parties, dance

and entertainment. The

Museum of Folklore, the

Museum of Archeology, the

Maritime Museum and the

Museum of Culture are the

most significant. The Church

of Parapotiani is also worth

visiting. All around the year,

several civil and religious

festivals are celebrated on

the island. These spectacular

festivites include dining,

wining, local music and

dances all through the night.

During summer months,

widespread cultural and

artistic events are organized.

Linen and lace handcrafts,

ceramic souvenirs produced

by Mykonos women are on

the top of the gift lists. There

are many restaurants that

appeal to all kinds of tastes.

Still, it is the appetizers and

fish dishes that come forth.

MYSTICAL SANTORINI

Santorini is one of the most

mystical and attractive one

of the volcanic islands.

Allegedly, the most amazing

sunset to be seen is here.

It is as fun as Mykonos,

with the bonus of a romantic

twist, which makes it a

leading honeymoon

destination. Some scientists

go as far as to claim that

Santorini is the lost Atlantis

of Platon. From 3600 BC

until the great volcanic

explosion in 1500 BC, the

island was one of the Minos

colonies. The volcanic

explosion in Santorini was so

big that the Minos

Civilization in Crete 70 sea

miles away was destroyed

by the tsunami it caused.

The ruins of the ancient city,

which were perfectly

22 SANT‹GRAT

Santorini

020_025_yunan 7/12/12 1:42 PM Page 4

Page 19: Santigrat Dergisi Sayı:17

zik ve danslar gece boyunca devam ediyor. Her y›l yaz aylar›nda

genifl çapta kültürel ve sanatsal aktiviteler gerçeklefltiriliyor.

Mykonoslu kad›nlar taraf›ndan üretilen keten ve dantel el iflleri,

seramik hediyelik eflyalar hediyeliklerin bafl›nda geliyor. Adada

her tür damak zevkine hitap eden restoranlar mevcut. Yine de

mezeler ve bal›k spesiyaliteleri öne ç›k›yor.

G‹ZEML‹ SANTOR‹N‹

Volkanik adalar›n en gizemli ve caziplerinden biri ise Santorini.

Dünya üzerinde görülebilecek en eflsiz günbat›m› manzaras›na

sahip oldu¤u söyleniyor. Mykonos’tan fark›, e¤lenceli oldu¤u ka-

dar romantik de olmas›. Balay› için tercih edilen güzergahlar›n

bafl›nda geliyor. Santorini’nin Platon’un kay›p Atlantis’i oldu¤unu

iddia eden bilim insanlar› bile var. Ada MÖ 3600 y›l›ndan MÖ

1500 y›l›nda gerçekleflen fliddetli volkanik patlamaya kadar Mi-

nos Medeniyeti’nin kolonilerinden biriymifl. Santorini’deki volka-

nik patlama öylesine fliddetliymifl ki, 70 deniz mili uzaktaki Girit

Adas›’ndaki Minos Medeniyeti bu patlaman›n oluflturdu¤u dev

dalgalar, yani tsunami ile yok olmufl. Kat›laflm›fl tüflerin alt›nda

binlerce y›l çok iyi bir flekilde korunan antik kent kal›nt›lar› ada-

n›n benzersiz bir güzelli¤e sahip olmas›na katk›da bulunmufl. Vol-

kanik patlama sonucunda bugünkü krater görünümüne sahip

olan Santorini, y›l boyu bir milyonun üzerinde turistten ve balay›

preserved for millenia under

the solidified tuff, con-

tributed in the magnificient

beauty of the island. Owing

its crater-like look to the

volcanic explosion, Santorini

welcomes over one million

tourists and honeymooners

annually. Situated between

Ios and Anafi in the south

Cyclads, Santorini has a

surface area of 73

kilometersquare. The

coastline is 69 km long.

Santorini is not famous for

its beaches, as most of the

island coastline is covered in

black volcanic sand. Even

still, bathing on these

beaches is a unique

pleasure. Especially the red

beach which is surrounded

by black and white volcaniz

rocks is a sight to see.

Perissa and Kamari are the

island’s other noteworthy

beaches. The main

attractions of the island are

Acrotiri and Thira ruins. The

Museum of Thira must be

visited in order to see

colourful frescoes

excavated from the 3600

year old Acrotiri ruins. There

are numerous entertainment

centers on walking distance.

A noteworthy Jazz Festival is

SANT‹GRAT 23

Paros

020_025_yunan 7/12/12 1:42 PM Page 5

Page 20: Santigrat Dergisi Sayı:17

çiftinden oluflan ziyaretçi ak›n›na u¤ruyor. Kiklad Adalar›’n›n güne-

yinde, Ios ve ve Anafi adalar›n›n aras›nda yer alan Santorini’nin

yüzölçümü 73 kilometrekare. Adan›n k›y› fleridi 69 km uzunlu¤un-

da. Santorini’nin plajlar› meflhur de¤il, çünkü adan›n ço¤u kumsa-

l› siyah volkan kumuyla kapl›. Yine de bu plajlarda denize girme-

nin ayr› bir keyfi var. Özellikle siyah ve beyaz volkanik kayalarla

çevrilmifl k›rm›z› kumsal görülmeye de¤er. Adan›n di¤er ünlü plaj-

lar› ise Perissa ve Kamari. Adada gezip görülecek yerlerin bafl›nda

Akrotiri ve Thira harabeleri geliyor. 3600 y›l öncesinden kalma Ak-

rotiri harabelerinden ç›kar›lm›fl rengarenk duvar resimlerini gör-

mek için Thira Müzesi’ne gidilmeli. Yürüyüfl mesafesinde birçok

e¤lence merkezi bir arada bulunuyor. Adada her y›l çok önemli bir

etkinlik olan Caz Festivali düzenleniyor. Mainstream Jazz, Ethnic

held every year on the

island. World-famous bands

of mainstream jazz, ethnic

and funk is a major tourist

attraction. Most of the

traditional island architecture

is now restored, some of

which serve as hotels. Fira,

Immerovigli, Firostefani and

Oia villages which protect

their traditional lifestyles

must be seen.

THE TRICK OF THE 100TH

DOOR

Paros Island is situated right

in the heart of the Cyclads

and is surrounded by Naxos,

Mykonos, Ios, Sifnos and

Syros. As the third biggest

island of the archipelago, it

has a surface area of 186

kilometersquares, and a

coastline of 120 km. Paros

beaches are organized in the

perfect way to answer every

need. In addition to all kinds

of water sports, some

beaches offer the opportuni-

ty of windsurfing. Golden

Beach is one of the world

championship beaches in

windsurf. The middle section

of the island is hilly, where-

24 SANT‹GRAT

Mykanos

020_025_yunan 7/12/12 1:42 PM Page 6

Page 21: Santigrat Dergisi Sayı:17

as the skirts are surrounded

by abundant plains, which

are covered with green

vineyards, orchards and olive

groves. The capital of Paros,

Parikia is a harbour of

regular ferry and catamaran

services. Along the Parikian

coastline, there are

numerous cafés and

restaurants serving delicious

food. The island taverns are

ideal party places with live

music. The Ekatontapiliani

Church of Parikia has been

open for worship since 1700

years. The church is regarded

as the most significant

Byzantine architecture in

Greece. Literally translated

as the church of 100 doors,

the Ekatontapiliani Church

has its 99 doors discovered

until present. The legend has

it that the the day the 100th

door is found, Istanbul would

be taken by the Greeks. The

Valley of the Butterflies is

another island beauty. Here,

a unique butterfly species

can be encountered

between the months of June

and September.

Together with Mykonos,

Santorini and Paros; Ios,

Tinos and Naxos are the

most frequently visited

islands of the Cyclads. Being

the biggest member of the

Cyclads, Naxos is the island

of the wine god Dionysos.

The island offers pastoral

sights caharcterized with

olive trees, vineyards,

golden beaches, small lovely

villages. The Venetian castle

in the island center houses

two important museums: the

Museum of Venetians and

the Museum of Archeology.

SANT‹GRAT 25

and Funk gibi dünyaca ünlü gruplar›n festivale kat›lmas› turistle-

rin ilgisini art›r›yor. Adan›n geleneksel mimarisine ait evlerin bü-

yük bir k›sm› restore edilmifl durumda. Bunlar›n bir k›sm› otel

olarak hizmet veriyor. Geleneksel yaflam tarzlar›n› koruyan Fira,

‹mmerovigli, Firostefani ve Oia köyleri mutlaka görülmeli.

YÜZÜNCÜ KAPININ MAR‹FET‹

Paros Adas›, Kiklad Adalar›’n›n tam kalbinde yer al›yor. Çevresin-

de Naxos, Mikonos, Ios, Sifnos ve Siros bulunuyor. Adalar toplu-

lu¤unun bu üçüncü büyük adas›n›n yüzölçümü 186 kilometreka-

re. K›y› fleridinin uzunlu¤u ise 120 km. Paros’un plajlar› her türlü

ihtiyaca cevap verebilecek flekilde düzenlenmifl. Her türlü su

sporunun yan› s›ra plajlar›n bir k›sm›nda rüzgar sörfü yapma im-

kan› da var. Golden Beach rüzgar sörfü dünya flampiyonas›na ev

sahipli¤i yapan plajlardan biri. Adan›n orta k›sm› da¤l›k, yamaç-

lar ise verimli ovalarla çevrili. Ovalar, yemyeflil ba¤lar, meyve ve

zeytin a¤açlar›yla kapl›. Paros’un merkezi olan Parikia düzenli fe-

ribot ve katamaran seferlerinin yap›ld›¤› liman. Parikia’n›n k›y›

fleridinde leziz yemeklerin sunuldu¤u kafe ve restoranlar yer al›-

yor. Adan›n canl› müzik yapan tavernalar› e¤lenmek için ideal.

Parikia’da yer alan Ekatontapiliani Kilisesi 1700 y›ld›r ibadete

aç›k. Bu kilise Yunanistan’daki en önemli Bizans yap›s› olarak ka-

bul ediliyor. 100 kap›l› kilise anlam›na gelen Ekatontapiliani Kili-

sesi’nin bugüne kadar 99 kap›s› bulunmufl. Efsaneye göre yüzün-

cü kap›n›n bulundu¤u gün ‹stanbul Yunanl›lar taraf›ndan al›na-

cakm›fl. Adada görülmeye de¤er bir baflka güzellik Kelebekler

Vadisi. Haziran-Eylül aylar› aras›nda aday› mesken tutan özel bir

kelebek türüyle burada tan›flmak mümkün.

Mykonos, Santorini ve Paros’un yan› s›ra Ios, Tinos, Naxos da Kik-

lad Adalar›’n›n en çok ziyaret edilen adalar›ndan. Kiklad Adala-

r›’n›n en büyü¤ü olan Naxos, fiarap Tanr›s› Dionysos’un adas›.

Ada, zeytin a¤açlar›, üzüm ba¤lar›, alt›n renkli plajlar›, küçük ve

sevimli köyleriyle pastoral manzaralar sunuyor. Ada merkezin-

deki Venedikliler’den kalma kalede iki önemli müze bulunuyor:

Venedikliler Müzesi ve Arkeoloji Müzesi.

Syme

020_025_yunan 7/12/12 1:42 PM Page 7

Page 22: Santigrat Dergisi Sayı:17

Daikin Türkiye, Sodex Fuarı’na damgasını vurdu

Daikin Turkey left its mark on Sodex Fair

TÜRKİYE’DE SEKTÖRÜN EN ÖNEMLİ BULUŞMA NOKTASI OLARAK KABUL EDİLEN ISK-SODEX FUARI 2- 5 MAYIS TARİHLERİ ARASINDA İSTANBUL CNR EXPO’DA GERÇEKLEŞTİ. DAIKIN TÜRKİYE OLARAK, HEM DAIKIN HEM DE AIRFEL MARKALARIMIZLA FUARA DAMGAMIZI VURMAYI BAŞARDIK.

REGARDED AS THE MAJOR MEETING POINT OF THE INDUSTRY IN TURKEY, ISK-SODEX FAIR TOOK PLACE ON 2-5 MAY IN ISTANBUL CNR EXPO. ON BEHALF OF DAIKIN TURKEYİ WE LEFT OUR MARK ON THE FAIR WITH BOTH OUR BRANDS DAIKIN AND AIRFEL.

16 SANTİGRAT

Page 23: Santigrat Dergisi Sayı:17

Another fair be-

yond our expectations

went by thanks to the

committed efforts of Daikin

Turkey. About 300 people

worked for the building our

1000 squaremeter stand.

Throughout the fair, 100

people worked at the stand.

We did our best to welcome

each of our guests like the

guests who came to our

homes. In this respect, we

aimed to present a pleasant

atmosphere for our guests

with our cafeteria and live

music.

We established direct com-

munication with our dealers,

business partners and engi-

neers who have visited our

stand throughout the fair.

We had the opportunity of

sharing all kinds of detailed

information regarding our

Daikin and Airfel products

presented in our stand. We

had the chance to communi-

cate the knowledge regard-

ing the projects and vision of

Daikin Turkey to our guests.

In Sodex Fair, we also had

the chance to come together

with our young counterparts

Daikin Türkiye ekibinin özverili çalışmaları ile bek-

lentimizin çok ötesinde bir fuar yaşadık. Bin metrekarelik stan-

dımızın kurulmasında yaklaşık 300 kişi çalıştı. Fuar süresince

stantta 100 kişi görev aldı. Tüm ziyaretçilerimizi evimizin konuk-

ları gibi ağırlamaya özen gösterdik. Bu doğrultuda kafetaryamız,

canlı müziğimiz ile tüm misafirlerimize keyifli bir ortam sunmayı

amaçladık.

Fuar süresince standımızı ziyaret eden bayilerimiz, iş ortakları-

mız ve mühendislerle birebir iletişim kurduk. Standımızda yer

alan hem Daikin hem de Airfel markalı ürünlerimiz ile ilgili her

türlü detaylı bilgiyi tüm ziyaretcilerimizle paylaşma imkanı ya-

kaladık. Daikin Türkiye’nin çalışmaları ve gelecek döneme ilişkin

vizyonu ile ilgili bilgileri konuklarımıza aktarma fırsatı bulduk.

Sodex fuarında genç meslektaşlarımızla, farklı üniversitelerden

gelen öğrenci arkadaşlarımızla da bir arada olma şansına sahip

olduk. Üniversite öğrencileri standımıza büyük ilgi gösterdi. İk-

limlendirme sektörünün en son teknoloji ile üretilen ürünlerini

SANTİGRAT 17

Page 24: Santigrat Dergisi Sayı:17

and students from various

universities, who paid great

interest in our stand. With

the opportunity of a close-up

investigation of the hi-tech

products of the air condition-

ing industry, the students

witnessed practical applica-

tions as well as theoretical

know-how.

In Sodex, renowned as the

greatest fair of air condi-

tioning sector, we proudly

presented our revolutionary

VRV IV to the industry for the

first time. A groundbreaker

in its field, the launch of VRV

IV was attended by many

invitees from the industry,

which was a direct prof of

the interest in our products

and made us very happy.

One of the major topics we

emphasized in the fair was

the concept of “Seasonal

Efficiency”, which is glob-

ally pioneered by Daikin.

detaylı olarak inceleme fırsatı bulan öğrenciler, kuramsal ve teo-

rik bilgilerinin pratik uygulamalarına da tanık oldular.

Isıtma soğutma alanındaki en büyük fuar unvanına sahip

Sodex’te, devrim niteliğine sahip VRV IV ürünümüzü sektörle ilk

kez tanıştırmanın mutluluğunu yaşadık. Alanında yeni bir çığır

açan VRV IV lansmanına sektörden çok sayıda davetlinin katıl-

ması ürünümüze olan ilginin bir göstergesi olarak bizleri olduk-

ça heyecanladırdı. Fuarda önemle üzerinde durduğumuz konu

başlıklarından birini de dünyada Daikin’in öncülüğünü üstlendiği

“Mevsimsel Verimlilik” konusu oluşturdu. Avrupa’da 2013 yılın-

dan itibaren resmi olarak kullanılmaya başlanacak bu yeni enerji

verimliliği standartı ile ilgili bilgileri, Daikin Türkiye ekibi olarak,

Türkiye’de ilk kez sektör temsilcileriyle paylaştık. Bundan sonraki

süreçte de “Mevsimsel Verimlilik” kriterlerine uygun ürünleri-

mizle konunun liderliğini yapmaya devam edeceğiz.

Daikin Türkiye adıyla sektörle ilk buluşmamızı gerçekleştirdiği-

miz Sodex Fuarı’nda bir ilke daha imza atarak ilk reklam filmimi-

zi herkesten önce bayilerimiz, sektör temsilcilerimizle beraber

izlemenin heyecanını yaşadık. Reklam filmimizin ana karakteri

“Eskimo” da fuar süresince bizlerle birlikteydi. Eskimo karak-

terimiz fuarda adeta bir süper star gibi karşılandı ve sempatik

tavırlarıyla büyük beğeni topladı. Hayatlarında ilk kez gerçek bir

Eskimo ile karşılaşan ziyaretçilerimiz bu anı ölümsüzleştirmek

için bol bol fotoğraf çektirdi.

Hannover-Messe Sodeks Fuarcılık tarafından düzenlenen ISK-SODEX 2012’de yabancı alım heyetlerinin de katkısıyla 1.2 milyar dolarlık ihracat bağlantısı yapıldı. Yerli yabancı 82 bin üzerinde kişinin ziyaret ettiği fuarda, çekilişe katılan 10 kişiye Daikin mar-ka klima, 10 kişiye de Airfel marka kombi hediye edildi. Daikin FTXN-L 9000 BTU model klima ve Airfel DIGIFIX DUO KM1-24CE model kombi kazanan talihliler, hediyelerini almak üzere Daikin İstanbul Genel Merkez’e davet edildi. Şehir dışında olan şanslılara ise hediyelerini Daikin bayilerinden alma fırsatı sunuldu.

18 SANTİGRAT

Page 25: Santigrat Dergisi Sayı:17

On behalf of Daikin Turkey

team, we communicated the

knowledge about this new

energy efficency standard,

which will officially be put

into action in Europe by

2013, with the industry rep-

resentatives in Turkey. In the

upcoming period, we will

keep leading the topic with

our products that comply the

“Seasonal Efficiency” criteria.

In the Sodex Fair, where

we have made our first

encounter with the sector as

Daikin Turkey, we brought in

something new by watch-

ing our first commercial in

the company of our dealers

and industry representatives

before everybody else. Our

commercial’s protagonist

“Eskimo” was also with us

during the fair. In the fair,

Eskimo was welcomed like

a superstar and was ap-

preciated for his congenial

attitude. Having met a real

Eskimo for the first time in

their lives, our guests made

several photos to render the

moment eternal.

Daikin not only made an

appearance at the ISK Sodex

Fair, but also welcomed

an important guest.Daikin

Europe N. V. President Mr.

Masatsugu Minaka visited

our stand on the first day of

the fair and made observa-

tions. Daikin Turkey CEO

Hasan Önder, Vice Presidents

Tuna Gülenç and Zeki Özen

came together and shared

information with the press at

our spotlighted stand.

We completed the fair,

where we had welcomed

over one thousand guests

on daily basis, with a little

weariness and much happi-

ness from our success. Hop-

ing that this joy has been

shared by our guests as well,

we move forward to new

achievements.

Daikin’in gövde gösterisi yaptığı ISK-Sodex Fuarı’nda Daikin

standının önemli bir konuğu vardı. Daikin Europe N.V Başkanı

Mr. Masatsugu Minaka, fuarın ilk günü standımızı ziyaret ederek

gözlemlerde bulundu. Fuarın ilgi odağı olan standımızda Daikin

Türkiye CEO’su Hasan Önder, Genel Müdür Yardımcıları Tuna Gü-

lenç ve Zeki Özen basın ile bir araya gelerek çeşitli bilgi payla-

şımlarında bulundu.

Günde binin üzerinde ziyaretçiye ev sahipliği yaptığımız fuarı bi-

raz yorgun ama başarının verdiği mutlulukla tamamladık. Aynı

keyfi konuklarımızın da aldığını umuyor, artan motivasyonumuz-

la yeni başarılara doğru yol alıyoruz.

Fair nots:Organizes by Hannover-Messe Sodeks Expo, ISK-SODEX 2012 has been the implementation point for 1,2 billion USD export connec-tions, with the participation of foreign purchasing delegates. The fair was visited by over 82 thousand national and international visitors, 10 of which won Daikin air conditioners and another 10 won Airfel combi boilers with a lottery. The lucky Daikin FTXN-L 9000 BTU air conditioner and Airfel DIGIFIX DUO KM1-24CE com-bi boiler winners are invited to the Daikin İstanbul General Center to get their gifts. The lucky winners out of town are presented the opportunity to take their presents from Daikin dealers.

SANTİGRAT 19

Page 26: Santigrat Dergisi Sayı:17

DÜNYA KL‹MA DEV‹ DAIKIN, 4’ÜNCÜ NES‹L VRV ‹LE VER‹ML‹L‹K ÇITASINI DAHA DA

YÜKSE⁄E TAfiIYOR. VRV IV’ÜN DEVR‹M N‹TEL‹⁄‹NDEK‹ YEN‹L‹KLER‹ SAYES‹NDE

KULLANICILAR, K‹fi‹SEL KONFORDA YEN‹ STANDARTLARA KAVUfiURKEN YÜZDE 25

DAHA DÜfiÜK ENERJ‹ MAL‹YET‹ ÖDÜYOR.

26 SANT‹GRAT

Klima sektöründe devrim:VRV IV

026_029_vrv 7/12/12 1:40 PM Page 2

Page 27: Santigrat Dergisi Sayı:17

Daikin öncüsü oldu¤u VRV sistemlerinin 4’üncü

nesli olarak tan›mlad›¤› VRV IV modeli ile sektörel standartlar›

yükselterek, kullan›c›lar›na farkl› avantajlar yaratmay› amaçl›yor.

VRV IV, de¤iflken so¤utucu ak›flkan s›cakl›¤›, ›s› pompas›nda ke-

sintisiz ›s›tma ve basitlefltirilmifl devreye alma özellikleri ile sek-

töründe 盤›r açacak yeniliklere imza at›yor. Dünyan›n en büyük

klima üreticisi Daikin’in Türkiye’de ilk kez Sodex Fuar›’nda sektör

temsilcileri ile buluflturdu¤u yeni ürünü VRV IV, Ekim 2012’den

itibaren sat›fla sunulacak. VRV IV’ün ›s› geri kazan›m üniteleri ise

Mart 2013’te piyasadaki yerini alacak.

Is› pompas› teknolojisinde dünya lideri olan Daikin taraf›ndan ge-

lifltirilen VRV IV, de¤iflken so¤utucu ak›flkan teknolojisi sayesinde

her projeye özel olarak enerji ve konfor dengesini optimize ede-

biliyor. VRV IV teknolojisi ile bir dizi ön ayar yap›larak, sistem ih-

tiyaçlara paralel olarak özellefltirilebiliyor. VRV IV, y›l boyunca en

yüksek verimlilik seviyeleri için otomatik modda yap›land›r›l›p, en

s›cak günlerde bile h›zla tepki vererek her dönem konforlu iklim-

lendirme sa¤l›yor. So¤utucu ak›flkan s›cakl›¤›n› sürekli olarak d›fl

hava koflullar›na paralel olacak biçimde ayarlayabilen VRV IV, Av-

rupa’da 2013 y›l›ndan itibaren kullan›lmaya bafllanacak yeni

enerji verimlili¤i kriteri “Sezonsal Verimlilik” de¤erine tümüyle

uygunluk gösteriyor. Bu ba¤lamda VRV IV yüzde 25 enerji avan-

taj› sa¤l›yor.

Farkl› projelere özel olarak enerji ve konfor dengesi optimize edi-

lebilen seçene¤i ile dikkat çeken VRV IV, geçifl mevsimleri gibi

so¤utman›n daha düflük kapasitelerde kullan›ld›¤› dönemlerde,

sistem so¤utucu ak›flkan s›cakl›¤› 6 °C’den (piyasadaki mevcut

standart) daha yüksek bir s›cakl›¤a de¤ifltirebiliyor. Tüm bu oto-

matik ayarlama özellikleri sayesinde sistem daha az enerji har-

cayarak sezonsal verimlili¤ini önemli ölçüde art›r›yor.

VRV IV’ün, defrost s›ras›ndaki sürekli ›s›tma özelli¤i ise ›s›tma

konforuna yeni standart getiren devrim niteli¤indeki bir di¤er ye-

nilik olarak dikkat çekiyor. Bu özelli¤i ile VRV IV, geleneksel ›s›t-

ma sistemlerine göre en iyi ›s› pompas› alternatifi olarak ön pla-

na ç›k›yor. Is› pompas› defrost modunda bile sürekli ›s›tma sa¤la-

d›¤› için bilinen ›s› pompas› dezavantajlar›n› da ortadan kald›r›yor.

Daikin raises the

sectoral standards with VRV

IV, defined as the fourth

generation in the VRV

systems, hereby offering

additional benefits for the

customers. VRV IV is an

industrial groundbreaker with

its revolutionary features

including variable cooling

liquid heat, continuous pump

heating, and simplified

start-up. The VRV IV, which

was introduced in Turkey by

the global air conditioning

leader Daikin in the presence

of sectoral representants in

the Sodex Fair, will be put on

the market by October 2012.

The heat recovery units of

VRV IV will hit the market on

March 2013.

Developed by the world heat

pump technology leader

Daikin, the VRV IV can

optimize the energy-comfort

balance to meet the needs of

any project, thanks to the

variable cooling liquid

technology. With the VRV IV

technology, the system can

be specified in line with the

needs using a series of

presettings. VRV IV can be

configured in the automatic

mode to function in the

highest levels of efficiency

throughout the year and

rapidly reacts even in the

hottest days to offer a

comfortable air conditioning.

Continuously adjusting its

cooling liquid heat in parallel

with the outside weather

conditions, the VRV IV

matches with all the

principles of “Seasonal

Efficiency”, the new energy

efficiency criteria which will

be put in action by 2013 in

Europe. In this respect, the

VRV IV generates 25 per cent

energy saving.

Standing out for its special

energy-comfort balance

optimizing option, the VRV IV

can adapt the system cooling

liquid heat from the industrial

standard of 6°C to higher

levels during the mid

seasonal periods when the

cooling function is used in

lower capacities. Thanks to all

such automatic settings, the

system consumes less energy

and considerably increases

the seasonal efficiency.

VRV IV’s continuous heating

feature during defrost stands

out as another revolutionary

new standard in the heating

comfort. With this attribute,

Revolutionary air conditioner: VRV IV

SANT‹GRAT 27

THE GLOBAL AIR CONDITIONING LEADER DAIKIN ONCE AGAIN RAISES THE EFFICIENCY STANDARDS WITH THE

FOURTH GENERATION VRV. THANKS TO THE REVOLUTIONARY IMPROVEMENTS OF VRV IV, THE USERS ENJOY

NEW COMFORT STANDARDS AND PAY 25 PER CENT LESS IN LINE WITH LESS ENERGY CONSUMPTION.

026_029_vrv 7/12/12 1:40 PM Page 3

Page 28: Santigrat Dergisi Sayı:17

S‹STEM N‹Ç‹N ÖNEML‹?

Tüm ›s› pompalar› ›s›tma ifllemi s›ras›nda buz oluflturur ve bu

buzlar›n periyodik olarak eritilmesi gerekir. Bugüne kadar def-

rost ifllemleri dondurma döngüsünü tersine çevirerek odada ge-

çici olarak s›cakl›k düflüflüne neden oluyordu. VRV IV’de defrost

fonksiyonuna atanm›fl enerji sa¤layan benzersiz bir ›s› biriktirme

eleman› bulundu¤undan, iç üniteler ›s›tma sa¤lamaya devam

ediyor. Bu da sürekli olarak konforlu bir iç ortam iklimi sa¤l›yor.

VRV IV’ün dikkat çeken di¤er bir yenili¤i ise VRV konfigüratörü.

Bu özelli¤i sayesinde VRV IV, devreye alma ve özellefltirmeyi ko-

laylaflt›ran geliflmifl bir yaz›l›m çözümü sunuyor. Böylece siste-

min d›fl ünite konfigürasyonu için çat›da daha az zaman harca-

n›yor. Mühendislerin çal›flma verileri ve hatalar›n› de¤erlendiren

grafik arayüz sayesinde bak›m ifllemleri de kolaylafl›yor. VRV

konfigüratörü, farkl› yerlerde bulunan çoklu sistemlerin tamam›-

n›n ayn› flekilde yönetilmesini sa¤layarak, basitlefltirilmifl ifllet-

me avantaj› da sa¤l›yor.

VRV IV’DEN AKILLI ÇÖZÜMLER

Daikin VRV IV sistemini tamamlamak için yeni Intelligent Touch

Manager’i görüntülenebilir bir zemin plan› ve sezgisel bir kulla-

n›c› arayüzüyle sunuyor. 2560 gruba kadar iç ünite yönetilebilen

Intelligent Touch Manager, verimlili¤i maksimize eden bir ener-

ji yönetim arac› bar›nd›r›yor.

VRV IV sistemi çok çeflitli havaland›rma üniteleri, s›cak su hydro-

box’lar›, Biddle hava perdeleri, enerji tüketimini y›lda yüzde

49’a kadar azaltan ve otomatik günlük kendini temizleme özel-

likli filtreye sahip Daikin’in en son dairesel at›fll› kasetleri ile bir-

likte kullan›labiliyor.

Dairesel at›fll› kaset, odada kimse yokken ayar noktas›n› düzen-

leyerek veya üniteyi kapatarak enerji tüketiminde yüzde 27 da-

ha tasarruf sa¤layan hareket sensörlü bir modele de sahip.

the VRV IV shines out as the

best heat pump alternative in

comparison with the

traditional heating systems.

As the heat pump offers

continuous heating even in

the defrost mode, all the

handicaps of the common

heat pumps are eliminated.

THE IMPORTANCE OF THE

SYSTEM

All heat pumps generate ice

during the cooling process,

which need to be periodically

defrosted. Until recently, the

defrosting process used tor

everse the freezing cycle

hereby resulting in a

temporary decrease of heat

in the ambiance. As there is

a special heat saving unit in

VRV IV related to the defrost

function which provides

energy, the internal units

continue producing heat.

And this leads to a

comfortable indoor climate.

Another striking feature of

the VRV IV is the VRV

configurator. With this

feature, VRV IV provides an

advanced software solution

which simplifies the start-up

and specification. Therefore,

less time is spent for the

outdoor unit configuration.

Thanks to the graphical

interface which evaluates the

performance data and the

faults of the engineers,

maintenance is also easier.

The VRV configurator enables

the multiple systems in

various places to be

managed in the identical

way, thus offers simplified

operation advantage.

SMART SOLUTIONS

BY VRV IV

Daikin offers the Intelligent

Touch Manager with a

displayable floor plan and

intuitive user interface, to

complete the VRV IV system.

Controlling an indoor unit of

up to 2560 groups, the

Intelligent Touch Manager

incorporates an energy

management tool that maxi-

mizes the efficiency.

The VRV IV system can be

used with various air

conditioning units, hot water

hydroboxes, Biddle air

baffles, and Daikin’s newest

round flow cassettes which

save energy up to 49 per

cent annually and own a

self-cleansing filter.

The round flow cassette also

has a motion sensored model

which saves up to 27 per

cent by optimizing the

setpoint or turning down the

unit when there is noone in

the room.

28 SANT‹GRAT

026_029_vrv 7/12/12 1:40 PM Page 4

Page 29: Santigrat Dergisi Sayı:17
Page 30: Santigrat Dergisi Sayı:17

“Mizahımda tek bir sınır tanırım, o da hakaret"

“My humour has no boundaries apart from insult"

MİZAH DERGİLERİNİ TAKİP EDENLER ERDİL YAŞAROĞLU’NU YAKINDAN TANIR. PENGUEN DERGİSİ’NİN ARKA KAPAĞINDAKİ KOMİKAZE İSİMLİ KÖŞESİ ÇOK ÜNLÜDÜR. ÇİZDİĞİ KARİKATÜRLERLE AİLENİN TAKTİRİNİ KAZANAN KUZENİNİ KISKANDIĞI İÇİN ÇOCUK YAŞLARDA ÇİZMEYE BAŞLADIĞINI SÖYLEYEN ERDİL YAŞAROĞLU, SHOPING FEST ETKİNLİĞİNDE DAIKIN İÇİN ÇİZDİ.

THE HUMOUR MAGAZINE FANS KNOW ERDİL YAŞAROĞLU BY HEART. HIS BACK PAGE CORNER “KOMİKAZE” IN THE PENGUEN COMICS MAGAZINE IS VERY FAMOUS. CONFESSING THAT HE BEGAN TO DRAW IN THE AGE OF CHILDHOOD AS HE WAS JEALOUS OF HIS COUSIN WHO WAS APPRAISED BY THE FAMILY FOR HIS COMIC DRAWINGS, ERDİL YAŞAROĞLU DREW FOR DAIKIN IN THE SHOPPING FEST.

Biz gülmeyi çok seviyoruz... En sıkıntılı anında bile gü-

lecek bir şeyler bulan ve durumla dalga geçen insanlarımız ihti-

malen bu sayede direnebiliyor hayatın zorluklarına. Laz ve Bektaşi

fıkralarının yurdu, Nasrettin Hoca’nın yaşadığı bu topraklarda yıllar

içinde ince bir mizah duygusu da gelişmiş. Birçok kişi gündemi

mizah dergilerinden takip ederken, en iyi muhalefeti de o dergi-

lerin yaptığını bilir.

O yüzdendir belki, bu ülkede en çok mizah yazarları para cezası

öder. Bu sayıda ünlü bir mizahçıyı, Erdil Yaşaroğlu’nu sayfaları-

mıza konuk ediyoruz. Onu Penguen Dergisi’nin arka sayfasında

çizdiği Komikaze isimli köşesinden ve tabii ki özellikle hayvanlar

üzerinden yaptığı mizahtan tanıyoruz. Erdil Yaşaroğlu aynı zaman-

da Shoping Fest etkinliği çerçevesinde Daikin’in sokaklarda yer

alan çantalarına karikatürler de tasarladı. Yine onun hazırladığı

sticker’lar bayilerimizin vitrinlerini süslüyor. Usta mizahçı Erdil Ya-

şaroğlu sorularımızı Santigrat için yanıtladı:

Biz sizi mizah dergilerindeki çalışmalardan tanıyoruz. Bu-nun dısında ne yaparsınız?

We are extremely

fond of laughing… Finding

something to laugh at and

making fun of even the most

unpleasant situation, our

people probably survive the

hardships of life by laughing.

In time, a subtle humour had

developed in this homeland

of Hodja Nasreddin, as well

as Laz and Bektashi jokes.

Many people keep track of

the agenda via comic maga-

zines, aware that they are

the truest opponents. Prob-

ably thereupon, the humour-

ists pay the highest fines

in this land. In this issue,

we welcome a celebrated

humourist, Erdil Yaşaroğlu in

our pages. He is renowned

for his corner titled Komi-

kaze on the back page of

the Penguen magazine, and

his faunal sense of humour.

Yaşaroğlu also created com-

ics for the Daikin bags which

showed up on the streets as

part of the Shopping Fest.

And the stickers designed by

himself decorate our deal-

ers’ windows. The famous

humourist answered our

questions for Santigrad.

We know your works in the humour magazines. What

Hazırlayan/ Prepared by: ŞULE ŞENTARLI

30 SANTİGRAT

Page 31: Santigrat Dergisi Sayı:17

else do you do other than that?There are many things I

do, none of which I see as

work. For me, all of them

are hobbies. When I get tired

of drawing comics, I sculpt

to rest. When I get tired of

sculpting, I start writing. If

that tires as well, I paint. At

the end of the day it’s like

I have worked for 15-20

hours, but I don’t feel like it.

When has comics entered your life? Can you recall your first published comic? I have been drawing since

my kindergarten years, but

I was not aware of com-

ics. Then I went to İzmir.

There was my cousin Varol.

Varol Yaşaroğlu, the crea-

tor of “Kocakafalar” (The

Bigheads), “Baba Haber

Bülteni” (Alternative News

Bulletin). I went to him.

Varol drew comics. He was

very talented. I was 9,

and he was about 13. Just

about then, he had began

drawing for Yeni Asır Daily.

All family was very fond of

him. “Our boy is so tal-

ented,” they kept saying. I

became jealous. I saw that

he was drawing things like

mine, only more funny. You

start laughing as you see…

I asked “What’s that?”;

“Comics, man!” he said. I

stole one of his comics to be

loved. After everyone fell

asleep, I drew a replica all

night long. It was my first

comics. I asked Varol “What

are we gonna do with this?”

He said, “There are contests

and magazines.” My earliest

professional drawings were

published by Güneş Daily.

After that, I began working

in Limon magazine, which

in the later years changed

name as Leman. I left there

in 2002, and founded Pen-

guen with my colleagues. I

am still drawing there.

You still draw Komikaze on the back page of Penguen. You tell jokes mainly through animals...

Bir sürü şey yapıyorum ama yaptığım hiçbir şeyi iş olarak gör-

müyorum. Hepsi hobi benim için. Karikatür çizmekten yorulunca

dinlenmek için heykel yapıyorum. Heykel yapmaktan yorulunca,

biraz yazı yazıyorum. O da yorarsa, resim çiziyorum. Sonunda da

günde 15-20 saat çalışmış gibi oluyorum ama bana hiç de çalış-

mışım gibi gelmiyor.

Çizgi, hayatınıza ne zaman girdi? İlk yayınlanan karikatü-rünüzü hatırlıyor musunuz? Ben anaokuluna gittiğim zamanlardan beri resim çiziyordum ama

karikatür nedir bilmiyordum. Sonra İzmir’e gittim. Kuzenim Varol

var. “Kocakafalar”ı, “Baba Haber Bülteni”ni yapan Varol Yaşaroğlu.

Ona gittim. Varol karikatür çiziyor. Çok yetenekli. Ben 9 yaşında-

yım, o 13 yaşında falan. Bir baktım bu Yeni Asır’da profesyonel

SANTİGRAT 31

Page 32: Santigrat Dergisi Sayı:17

It’s not my discovery, actu-

ally. A centuries old

technique also used by

Aesop and La Fontaine. Their

world is much more

entertaining. Besides,

drawing animals is a

lot of fun!

What do you regard as “funny”?You’d laugh at me if I said

what I find funny. I like the

real life comics more. The

non-fiction, natural idioci-

ties… Years ago, there was

a banner hung in Adana. On

it was written “We follow

Atatürk’s footsteps”. It was

signed as Mustafa Kemal

Atatürk under. It’s things like

that…

In Turkey, the best of the opposition is realized by humourists via humour magazines. What can you say about that?Comics are always op-

ponent. That’s why they

irritate the ruling parties.

The ruling parties need not

always be the government.

The General Staff is also the

ruling party for us, so is the

opponent party. The school

principal is a ruling party

in my regard, too. I began

drawing in high school by

making fun of the principal.

I could draw nothing if I’d

think what would happen.

I usually become the object

of lawsuits because of my

political comics. Those are

what I draw for the cover

and social-political pages of

Penguin. I draw them on the

facts and people that piss

me off. I draw with a calm

indignation. I have but one

limit: the insult. I force as far

as I can without trespassing

the border of insult.

Which are your favorite comics? I read anything drawn. I

learned to read with comics.

Il Grande Blek, Capitain Miki,

Zagor, Mister No… They

were my best childhood

friends. I have lots of friends

now as well.

çizmeye başlamış. Bütün aile bunu çok seviyor. “Bizim oğlan çok

yetenekli” diyorlar. Ben bunu kıskandım. Baktım; benim çizdiğim

gibi şeyler çiziyor ama komik. Bakınca gülüyorsun. “Ne bu?” de-

dim, “Karikatür oğlum” dedi. Beni de sevsinler diye arakladım

onun bir karikatürünü. Herkes uyuyunca, gece sabaha kadar ay-

nısını taklit ettim. İlk karikatürüm odur. Varol’a “N’apcaz bunu?”

dedim. O da “Yarışmalar var, dergiler var” dedi. İlk profesyonel

çizgilerim Güneş Gazetesi’nde yayımlandı. Sonra Limon Dergisi’ne

girdim. Limon dergisi sonraki yıllarda adını Leman olarak değiş-

tirdi. 2002 yılında oradan ayrıldım ve arkadaşlarımla Penguen

Dergisi’ni kurdum. Hala da orada çizmekteyim.

Halen Penguen’de arka kapaktaki Komikaze’yi çiziyorsu-nuz? Genel olarak da hayvanlar üzerinden anlatıyorsunuz...

32 SANTİGRAT

Page 33: Santigrat Dergisi Sayı:17

And your favorite humourists?I follow all Turkish humour-

ists. After all, I have been

drawing professionally since

25 years. 30 years including

my amateur experience. But

I have been reading comics

for about 35 years. I have

been reading comics ever

since I learned reading.

Is there a comic character

you wish you have drawn?

There are ones that I wish I

was them, but none I wish

to have drawn.

You have drawn for Daikin için. How did they come into life? I did not create the main

character. It was your Eskimo

who kept saying “Daikin”. I

just added an agry pinguin

by him. Smart, curious, sly,

but angry. Eskimo comes to

Turkey to promote the Daikin

comfort. The angry pinguin,

on the other hand, knows

Turkish people well. He

comes to our country to help

the Eskimo and thus starts

their adventure. More char-

acters are yet to be added

eventually. Wait and see!

Benim bulduğum birşey değil aslında. İnsanları hayvanlar üze-

rinden anlatmak, Ezop ve La Fontaine tarafından yüzyıllardır

kullanılmış bir teknik. Onların dünyası daha eğlenceli. Bir de

hayvanları çizmek çok zevkli.

Neleri “komik” bulursunuz?Benim komik bulduğum şeyleri size söylesem, siz bana gülersi-

niz. Ben gerçek hayattaki komikleri daha çok severim. Kurgusuz,

doğal salaklıkları yani. Yıllar önce Adana’da bir pankart asılmıştı.

Kocaman “Atam İzindeyiz” yazıyordu pankartta. Lafın altında da

imza olarak Mustafa Kemal Atatürk yazıyordu. Bunun gibi şeyler

mesela.

Türkiye’deki en iyi muhalefet mizah dergileri dolayısıyla mizahcılar tarafından yapılıyor. Bu konuda neler söyler-siniz?Karikatür her zaman muhaliftir. Bu yüzden iktidarları sinirlendi-

rir. Bu iktidarın illa hükümet olması gerekmiyor. Genelkurmay

da bir iktidardır bizim için, muhalefet partisi de. Okul müdürü

de iktidardır benim için. Lisede, okul dergisinde müdürle dalga

geçerek başladım ilk çizgilerime.

Başımıza ne gelir acaba diye düşünerek çizsem, hiçbirşey çize-

mem. Genelde siyasi karikatürlerim yüzünden davalarla muha-

tap oluyorum. Bu da Penguen’in kapağı ve siyasi-sosyal sayfa-

larına çizdiklerim anlamına geliyor. Yaşadığım olaylara, kişilere

kızıyorum da çiziyorum o karikatürleri. Kızgınlıkla ama sakince

çiziyorum. Kafamda tek bir sınır var: Hakaret. Kişilere hakaret

sınırını aşmadan zorladıkça zorlarım.

Hangi çizgi karakterleri seversiniz? Çizgili gördüğüm herşeyi okurum. Çizgi romanla okumayı öğren-

dim ben. Teksas, Tommiks, Zagor, Mister No... Çocukluğumdaki

en yakın arkadaşlarımdı. Şimdi de bir sürü arkadaşım var.

Beğendiğiniz çizerler kimler?Türkiye’den bütün çizerleri takip ederim. Sonuçta ben yaklaşık

25 senedir profesyonel olarak karikatür çiziyorum. Amatörle

beraber 30 yıl bitti. Ama yaklaşık 35 senedir karikatür okuyu-

cusuyum. Okumayı öğrendiğimden bu yana karikatür okumayı

sürdürüyorum.

Keşke ben çizseydim dediğiniz bir çizgi karakter var mı?Keşke ben olsaydım dediğim çizgi karakterler var ama keşke

ben çizseydim dediğim yok.

Daikin için hazırladığınız karikatürler var. Bunlar nasıl or-taya çıktı? Asıl karakteri ben yaratmadım. O zaten sizin sürekli Daikin diyen

Eskimonuzdu. Ben de onun yanına bir sinirli penguen ekledim.

Akıllı, meraklı, kurnaz ama sinirli. Eskimo Türk halkına Daikin

konforunu tanıtmak için Türkiye’ye geliyor. Sinirli penguen ise

Türk insanını iyi tanıyor. Eskimo’ya yardımcı olmak için o da ül-

kemize geliyor ve maceraları başlıyor. Bu ikisinin yanına zaman-

la yeni karakterler de eklenecek tabii ki. İzleyin ve görün.

SANTİGRAT 33

Page 34: Santigrat Dergisi Sayı:17

A sınıfı enerji etiketleri tüketiciyi yanıltıyor mu?

A class energy labels misleading?

A SINIFI, B SINIFI GİBİ ENERJİ ETİKETLERİ, ENERJİ VERİMLİLİĞİNİ İFADE ETMEKTE YETERSİZ KALIYOR. BU YÜZDEN ECO DİZAYN DİREKTİFİ (ERP) UYARINCA AVRUPA ÜLKELERİ, 2013 YILINDAN İTİBAREN ISITMA VE SOĞUTMA CİHAZLARININ GERÇEK ENERJİ VERİMLİLİĞİNİ ÖLÇEN “SEZONSAL VERİMLİLİK”E GEÇİYOR.

ENERGY LABELS SUCH AS CLASS A OR B ARE INSUFFICIENT IN DEFINING ENERGY EFFICIENCY. HENCE, IN ACCORDANCE WITH THE ECO DESIGN DIRECTIVE (ERP), THE EUROPEAN NATIONS WILL START TO USE THE “SEASONAL EFFICIENCY” WHICH EVALUATES THE REAL ENERGY EFFICIENCY OF HEATING AND COOLING DEVICES FROM 2013 ON.

34 SANTİGRAT

Page 35: Santigrat Dergisi Sayı:17

Daikin’s “eco-man-

agement” culture, which plays

a key role in the corporate

routine and development strat-

egies, pioneers the “Seasonal

Efficiency” to take concrete

steps in increasing energy sav-

ing and decreasing the ecologi-

cal footprints.

Inspired by the notion of en-

riching the present and preserv-

ing the future, Daikin reflects

their eco-sensitive philosophy

to all business processes with

the motto “Reduce, reevaluate,

reuse”.

Adopting the goal of “ZERO

waste” and “ZERO emission” in

all production phases, Daikin

maintains the sectoral leader

status in always encouraging

the use of ozone-friendly gases.

Devoted to “eco-design” princi-

ple, Daikin continues their mis-

sion of improving the “green”

ingredients in their products.

In line with this approach, Dai-

kin pioneers another sectoral

revolution in the air condition-

ing industry, the “Seasonal Ef-

ficiency” to offer products with

high energy efficiency and high

ecological performance. As the

European nations are working

to adapt to the “Seasonal Ef-

ficiency” criteria that evaluates

the actual energy efficiencies

of the heating and cooling

devices by 2013 in accordance

with the Eco Design Directive

(ERP), Daikin maintains their

sectoral leadership by inte-

grating their products to the

seasonal efficiency criteria. De-

vices designed in line with the

“seasonal efficiency” criteria

will contribute in increasing the

energy saving and the dimin-

ishing of ecological footprints

through concrete steps.

Accordingly, the prevalent

“Nominal Efficiency” method

used in the air conditoners will

be replaced by the “Seasonal

Efficiency”; as the Class A or B

energy labels will be replaced

by the seasonal efficiency

labels.

DAIKIN IS THE FIRST “SEASON-AL EFFICIENCY” CONGRUENT PRODUCERDaikin is the first company to

start their production in line

with the “Seasonal Efficiency”

criteria. Daikin Turkey CEO

Hasan Önder says: “Having

adopted as principle to lead the

way in the global air condition-

ing sector, Daikin once again

pioneers the industry with

“Seasonal Efficiency”. Thanks

to these new criteria which will

evaluate the year round energy

performances, the environmen-

tal effects of the air condition-

ing devices will be reduced to

a minimum, hereby offering

significant cost benefits to

the users. On behalf of Daikin

Turkey, we aim to introduce our

“Seasonal Efficiency” congruent

devices by 2013 to the Turkish

market.”

“Çevreci yönetim” kültürü, günlük aktivite ve

gelişim stratejilerinde anahtar rol oynayan Daikin, enerji

tasarrufunun artırılması ve ekolojik ayak izinin azaltılma-

sına somut olarak katkı sağlayacak “Sezonsal Verimlilik”e

liderlik ediyor.

Günümüzü zenginleştirip geleceği korumak anlayışından

hareket eden Daikin, çevre karşı duyarlılığını, “Azalt, yeni-

den değerlendir, yeniden kullan” sloganı ile tüm iş süreçle-

rine taşımaya özen gösteriyor.

Üretimin bütün aşamalarında “SIFIR atık” ve “SIFIR emis-

yon” hedeflerini benimseyen Daikin, her zaman ozon ile

dost gazların kullanımını teşvik etme konusunda alanında

öncülüğünü sürdürüyor. “Eko dizayn” ilkesine gönülden

bağlı olan Daikin, sürekli olarak ürünlerindeki “yeşil” içeriği

geliştirmeyi hedefliyor.

Bu yaklaşımı doğrultusunda Daikin, verimli enerji kullanı-

mıyla çevre performası yüksek ürünler sunmanın yanı sıra

iklimlendirme sektörünün dev bir değişimi olan “Sezon-

sal Verimlilik”e liderlik ediyor. Eco Dizayn Direktifi (ERP)

uyarınca Avrupa ülkeleri, 2013 yılından itibaren ısıtma ve

soğutma cihazlarının gerçek enerji verimliliğini ölçen “Se-

zonsal Verimlilik” kriterine geçiş yapmaya

hazırlanırken Daikin, ürünlerini sezonsal

verimlilik kriterlerine entegre ederek, sek-

törel öncülüğünü bu alana da taşıyor. “Se-

zonsal Verimlilik” kriterlerine uygun olarak

tasarlanan cihazlar, enerji tasarrufunun ar-

tırılması ve ekolojik ayak izinin azaltılması-

na somut olarak katkı sağlayacak.

Buna göre klimalarda mevcutta kullanılan

“Nominal Verimlik” yöntemi, yerini “Se-

zonsal Verimlilik”e bırakarak A sınıfı, B sınıfı

gibi enerji etiketleri kaldırılarak sezonsal

verimlilik etiketleri kullanılmaya başlanacak.

DAIKIN, “SEZONSAL VERİMLİLİK”E UYGUN ÜRETİM YAPAN İLK ŞİRKET“Sezonsal Verimlilik” kriterlerine uygun ürünlerin üretimi-

ne başlayan ilk şirket olan Daikin’in Türkiye CEO’su Hasan

Önder, “Dünya klima sektöründe ilklere imza atmayı ilke

haline getiren Daikin, ‘Sezonsal Verimlilik’te de bir kez

daha sektörün öncülüğünü üstleniyor. Tüm yıl boyu ger-

çek enerji perfomansının ölçümlenebileceği bu yeni kri-

terler sayesinde iklimlendirme cihazlarının çevresel etkisi

en aza indirgenebilecek ve kullanıcılara önemli maliyet

avantajı yaratılacak. Biz de Daikin Türkiye olarak ‘Sezonsal

Verimlilik’e uygun cihazlarımızı 2013 yılı başından itibaren

Türkiye’de satışa sunmayı amaçlıyoruz” dedi.

SANTİGRAT 35

Page 36: Santigrat Dergisi Sayı:17

At irrecollectibly

ancient times, the God of

Tempest Susanowo-no-

Mikoto abandons his throne

over the seas and wrathfully

starts to destroy the earth

as soon as he lands. His

rage is so wild and violent

that his sister Ameterasu

Ohmikami, the Goddess of

Sun, hides in a cave the

entrance of which she

closes with a giant rock,

swearing never to show her

‹nsano¤lunun an›msayamayaca¤› kadar eski

bir zamanda F›rt›na Tanr›s› Susanowo-no-Mikoto, denizler

üzerindeki taht›n› b›rak›p karaya ç›kar ve tüm öfkesiyle

yeryüzünü k›r›p geçirmeye bafllar. Öfkesi öylesine vahfli ve

fliddetlidir ki, k›z kardefli Ameterasu Ohmikami (Günefl Tanr›ças›)

bir ma¤araya saklan›r ve giriflini büyük bir kara parças›yla

örterek bir daha yüzünü göstermemeye yemin eder. Tanr›çan›n

Yaz› / By. SEYRA FARALYALI ERDALO⁄LU

GELENEKSEL JAPON DAVULU TAIKO, SAVAfi ALANINDA ORDUYU CAN-

LANDIRMAK, KÖYLERDE VE KASABALARDA HALKI BAYRAM KUTLAMALARINA

DAVET ETMEK, P‹R‹NÇ HASADINI HABER VERMEK YA DA HASAT SIRASINDA

BÖCEKLER‹ KAÇIRMAK ‹Ç‹N ÇALINIRDI. GÜNÜMÜZDE ‹SE TA‹KO, SANATSAL

B‹R PERFORMANS OLARAK ‹ZLEYENLER‹ BÜYÜLÜYOR.

36 SANT‹GRAT

Günefli ça¤›ran enstrümanTaiko

036_039_taiko 7/12/12 1:39 PM Page 2

Page 37: Santigrat Dergisi Sayı:17

face ever again. With her

abdication, the earth

surrenders to eternal

darkness. Knowing that life

would be at end without

Ameterasu Ohmikami, the

gods of the Sky and Earth

meet by the cave and try to

persuade her to get out in

vain. Eventually, they begin

to force the rock that closes

the cave entrance.

Meanwhile, a very old

goddess with a face full of

wrinkles due to her old age

and many laughters

approaches and says she

could convince Ameterasu

Ohmikami to get out of the

cave. The gods make fun of

the old goddess. She only

smiles and starts a wild

dance jumping on a big

barrel she takes out. Her

gitmesiyle dünya sonsuz karanl›¤a düfler. Ameterasu Ohmikami

olmadan yaflam›n sona erece¤ini bilen Gök ve Yer tanr›lar›

ma¤aran›n önünde buluflurlar ve onu ç›kmas› için ikna etmeye

çal›fl›rlar. Ama ne fayda? Sonunda ma¤aran›n giriflini kapatan

kayay› zorlamaya bafllarlar. Bu s›rada yanlar›na yafll›l›ktan ve

gülmekten yüzü k›r›fl k›r›fl olmufl bir tanr›ça gelip Ameterasu

Ohmikami’yi ma¤aradan ç›karabilece¤ini söyler. Tanr›lar yafll›

tanr›çayla alay ederler, o gülümsemekle yetinir ve ortaya

ç›kard›¤› büyük varilin üzerine z›play›p vahfli bir dansa bafllar.

Ayaklar›n›n güçlü, sert ve tutkulu darbeleri, daha önce hiç duyul-

mam›fl bir gürültü ç›kar›r. Ritim o kadar canl›, o kadar bulafl›c›d›r

ki, bir süre sonra di¤er tanr›lar da yafll› tanr›çaya kat›l›r ve dans

edip flark› söylemeye bafllarlar. Müzik yeryüzünü doldurur.

Kutlaman›n gürültüsüne ma¤aradan ç›kan Ameterasu

Ohmikami, nefleli yüzleri görünce yeryüzüne yeniden ›fl›¤›n›

yayar. Sonunda Günefl Tanr›ças› geri gelmifl, F›rt›na Tanr›s› ait

oldu¤u yere dönmüfl ve bu müzikten taiko do¤mufltur.

Geleneksel Japon müzik enstrümanlar›ndan taiko davulunun do-

¤ufluyla ilgili bu efsane MS 7 ila 8’inci yüzy›llar aras›nda kayda

geçmifl. Taiko’nun efsanesi ne kadar aç›ksa tarihsel kökeni o ka-

dar belirsiz. Kimileri temel ritmini kalp at›fllar›ndan alan bu mü-

The sun drummerTaiko

SANT‹GRAT 37

THE TRADITIONAL JAPANESE DRUM “TA‹KO” WAS USED FOR RAISING THE

SPIRIT OF THE ARMY, INVITING VILLAGE OR TOWN PEOPLE TO FESTIVITIES,

ANNOUNCING THE RICE HARVEST, OR FOR CHASING AWAY THE PEST

DURING HARVEST. TODAY, IT IS AN ENCHANTING ARTISTIC PERFORMANCE.

036_039_taiko 7/12/12 1:39 PM Page 3

Page 38: Santigrat Dergisi Sayı:17

zik aletinin insanl›k tarihi kadar eski oldu¤unu söylerken kimile-

ri de Japon tarihinde 3000 y›l gerilere uzand›¤›n› söylüyor. Eh bu

da yeterince köklü bir tarihe iflaret ediyor.

Japon tarihinde taiko davulu, savafl alan›nda Japon ordusunu

canland›rmak, düflman ordusunda ise endifle uyand›rmak için

kullan›l›rm›fl. Ayn› zamanda köylerde, kasabalarda insanlar›

bayram kutlamalar›na ça¤›rmak ve pirinç hasad›n› haber vermek

için çal›n›rm›fl. Davulun sesinin böcekleri uzaklaflt›rd›¤›na

inan›l›rm›fl. Ya¤mur duas› s›ras›nda ve dini seremonilerde

çal›n›rm›fl. Baz› Budist geleneklerinde davulun sesi Buda’n›n

sesini temsil eder. Bu nedenle fiintoist rahipler taiko eflli¤inde

dua ederler.

Taiko günümüzde, bir grubun geleneksel Japon davulunu, savafl

sanat› hareketleri ve ki-ais denen yüreklendirici sesler ile

birlefltirerek yapt›¤› sanatsal gösteri olarak da tan›n›yor.

Japonya’da 20’nci yüzy›lda sanatsal performans olarak yeniden

gün yüzüne ç›kan taiko, 1950’den sonra baflta ABD olmak üzere

tüm dünyaya yay›ld›. Bugün Japonya’da 8000’i aflk›n taiko grubu

oldu¤u san›l›yor.

Çal›nma biçimi itibariyle büyük bir güç ve dinamizm isteyen ens-

trüman›n çeflitli boyutlar› ve biçimleri var. Davullar ebatlar›na

göre de¤iflen uzunluk ve k›sal›ktaki bachi ad› verilen sopalar ile

çal›n›yor. Sopalar›n yap›m›nda kullan›lan a¤ac›n cinsi (mefle, ak-

çaa¤aç, gürgen) davuldan ç›kan sesi etkiledi¤inden taiko grup-

lar› sahnelenecek performans›n niteli¤ine göre bachi’lerini belir-

liyor. Üç ana taiko boyutu bulunuyor: Odaiko ad› verilen büyük

davul, jozuke denilen orta büyüklükteki davul ve shime ad›n› ta-

fl›yan küçük davul. Odaiko biçim olarak her iki yan› deriyle kapl›

strong, turbulent and pas-

sionate steps resonate a

never ever heard of noise.

The rhythm is so vibrant and

catching that the other gods

soon join her, dancing and

singing. The music captures

the earth. Getting out of the

cave upon the festive sound,

Ameterasu Ohmikami casts

her light again as she sees

the happy faces around. At

last, the Goddess of Sun is

back, the God of Tempest is

back to where he belongs,

and Taiko is born to this

music.This legend on the

origin of Taiko drum, the

traditional Japanese

instrument, dates back to

the 7th-8th centuries AD.

Contrary to its detailed

legend, the historical roots

of Taiko is quite ambiguous.

Some claim that this

instrument, the principal

rhythm of which is based on

the heartbeats, is as old as

the history of mankind;

others say that its history

38 SANT‹GRAT

036_039_taiko 7/12/12 1:39 PM Page 4

Page 39: Santigrat Dergisi Sayı:17

goes back to 3000 years,

which is a deep-rooted

history enough.

In Japanese history, Taiko

drum was used to raise the

spirits of the Japanese army,

and to raise anxiety in the

enemy. In the same time, it

was played to invite village

and townspeople to

festivities, and to announce

the rice harvest. The sound

of the drum was believed to

keep the pests away. It was

also played during the rain

prayer and religious

ceremonies. According to

certain Buddhist traditions,

the sound of the drum

symbolizes the voice of

Buddha. That is why Shintoist

priests pray in the company

of Taiko.

Today, Taiko has a

reputation as an artistic

show combining the

traditional Japanese drum,

martial moves and

encouraging screams called

ki-ais. Reappearing in the

20th century Japan as an

artistic performance, Taiko

became famous around the

world with the 1950’s,

starting with the USA. It is

estimated that there are

over 8000 Taiko groups

today in Japan. Demanding

great strength and

dynamism to play, the

instrument comes in various

sizes and styles. The drums

are played by sticks names

bachi in varying lengths,

depending on the size of the

drum. As the tree species

used for making the

drumsticks (oak, maple,

hornbeam) effects the sound

obtained, Taiko groups select

their bachi’s in line with

their performance. There are

three basic Taiko sizes: the

big drum called Odaiko, the

medium-sized named

Jozuke, and the small one

named as Shime. Odaiko

looks like a wine barrel cov-

ered in leather in both sides.

Placed on a leg, the drum is

played on one or both sides.

Taiko groups are called Dojo.

The drum-players called as

Uchite wear short jackets

named Happi, loose pants

called Momohiki, and belts

named Obi. Around their

heads they put a band called

as Hachimaki. They wear

traditional shoes known as

Tabi.Taiko drums in varying

sizes and shapes are played

in three basic rhythms.

The dicrotic Do-Ko

symbolizes the heartbeat.

Do-Ko-Kon signifies a run-

ning horse. Don-Do-Ko-Don-

Don is known as the festive

rhythm. All songs have their

melodies based on these

three rhythms, with beats

built on the multiples of 4,8

and 10. There are four differ-

ent Taiko performance

styles. Multiple drums and

drummers; multiple drums

and one drummer; one drum

and multiple drummers; one

drum and drummer.

Traditional Taiko

compositions are not written

down, but are learned by

the verbal tradition known

as Kuchishowa.

SANT‹GRAT 39

flarap f›ç›s›na benziyor. Bir ayak üzerine yerlefltirilen davul tek

tarafl› ya da çift tarafl› olarak çal›n›yor. Taiko gruplar›na dojo is-

mi veriliyor. Uchite denen davulcular happi denen k›sa ceketler

giyer, momohiki ad› verilen bol pantolonlar›n›n üzerine obi de-

nen kemerlerini takarlar. Bafllar›na hachimaki diye bilinen bir

bant takarlar. Ayaklar›na ise tabi ad› verilen geleneksel ayakka-

b›lar giyerler.

Farkl› boyut ve biçimlerdeki taiko davullar› temelde üç ana ritim-

le çal›n›r. Kalp at›fl›n› simgeleyen çift vurufllu Do-Ko. Koflan bir at›

simgeleyen Do-Ko-Don. Festival ritmi olarak bilinen Don-Do-Ko-

Don-Don. Her flark›n›n melodisi bu üç ana ritim üzerinde 4, 8 ve

10’un katlar›n› içeren vurufllarla infla edilir.

Dört farkl› taiko performans tarz› vard›r. Çok davul-çok davulcu;

çok davul-tek davulcu; tek davul-çok davulcu, tek davul-tek

davulcu.

Geleneksel taiko besteleri yaz›l› de¤ildir. Besteler kulaktan

kula¤a kuchishowa adi verilen sözlü gelenekle ö¤retilir.

036_039_taiko 7/12/12 1:39 PM Page 5

Page 40: Santigrat Dergisi Sayı:17

Ormanada, Daikin VRV sistem klimalar ile konforunu artırdıECZACIBAŞI GAYRİMENKUL GELİŞTİRME VE YATIRIM’IN KORAY İNŞAAT İLE BİRLİKTE İSTANBUL ZEKERİYAKÖY’DE YAPIMINI SÜRDÜRDÜĞÜ ORMANADA PROJESİNİN İKLİMLENDİRME ÇÖZÜMLERİ DAIKIN’DEN GELDİ... 220 DÖNÜMLÜK ARAZİ ÜZERİNDE GERÇEKLEŞEN PROJE ‘BİRLİKTE YAŞAM’ KON-SEPTİNİ TAŞIYOR.

Hazırlayan /By: NAZLI ÇINAR - Mühendislik Sistemleri Ürün Sorumlusu / Engineering Systems Product Specialist

İstanbul Zekeriyaköy’de, bugüne kadar yapılan en

büyük villa ve müstakil konut projesi Ormanada hayata geçiyor.

Dört bir tarafı orman ile kaplı doğanın içinde bir yaşam sunan

Ormanada, sürdürülebilir bir yaşam felsefesiyle doğanın sadeliği

ile modern mimarinin buluştuğu 220 dönümlük yaşam alanı üze-

rinde kuruluyor. Brüt 380 metrekarelik 188 adet beş farklı tip villa

ve 89 adet 15 farklı tip sıra evden oluşan Ormanada projesinin

25 dönümü yeşil alan olarak tasarlandı. Projede sosyal yaşam

alanları da yerini aldı.

The biggest villa

and detached house project

Ormanada is made real in

Istanbul Zekeriyaköy. Of-

fering a nature-embraced

life surrounded by forests,

Ormanada rises on a 220

acre surface, intertwining

the philosophy of sustaina-

ble life, natural minimalism,

and modern architecture.

Comprising of 188 villas in

five different versions with

a gross surface area of 380

squaremeters, and 89

collateral houses of 15 dif-

ferent styles, the Ormanada

project has 25 acres of green

40 SANTİGRAT

Page 41: Santigrat Dergisi Sayı:17

space. Recreational areas are

also included in the project.

COMFORT RENAMED: DAIKIN All heating and cooling

systems of the Ormanada

project is offered by Daikin.

The cooling and

mid-seasonal heating needs

of the residences are mainly

answered by Daikin’s

VRV-RXYQ-P9 model heat

pump inverter outdoor units

per villa. In bigger spaces

of Ormanada’s H3-H4-H5

type villas, such as the living

rooms, Daikin’s medium

static pressure slotted type

VRV system air conditioners

with FXSQ-P model inverter

fans are used. In all these

blocks, the indoor units used

inside the buildings will be

controlled by realizing the

integration of the KNX

protocol interface KLIC-DI

with the building

management system.

In the remaining H1-H2

type villas and the collateral

C-type houses, the cooling

need is going to be an-

swered by the stylish FTXG-J

model Emura indoor units,

the quadruple design awards

winner with branch provider

boxes used in its copper

piping infrastructure.

Meanwhile, the outdoor

units are chosen from the

RXYRQ-P model heat pump

inverter outdoor unit series,

which can be tied to stylish

indoor units in villas.

VRV® III HEAT PUMP OUTDOOR UNITSDaikin’s leader VRV®III tech-

nology designed for com-

mercial buildings reaches

higher COP/EER values by

making use of Daikin’s vari-

able cooling liquid flow tech-

nology and inverter control,

in order to attain optimum

compressor efficiency.

Furthermore, the automatic

charge and cooling liquid

test available in the new

models enables time saving

and optimum cooling liquid

charge for the ultimate

performance. As a fine

example of Daikin’s advance

KONFORUN ADI: DAIKIN ‘Ormanada projesinin tüm soğutma ve havalandırma sistemleri

Daikin tarafından çözüldü. Ağırlıklı olarak konutların soğutma ve

geçiş dönemlerindeki ısıtma ihtiyacı villa bazında seçilen Daikin

marka VRV-RXYQ-P9 model heat pump inverter dış üniteleriyle

sağlandı. Ormanada projesindeki H3-H4-H5 tipi villaların salon

gibi büyük mekânlarında iç ünite olarak Daikin marka FXSQ-P

model inverter fanlı orta statik basınçlı kanallı tip VRV sistem kli-

maları yer aldı. Bu blokların tamamında KNX protokol arayüzü

KLIC-DI ile bina yönetim sistemi entegrasyonu gerçekleştirilerek

bloklar içerisinde kullanılan iç üniteler kumanda edilebilecek. Di-

ğer H1-H2 tipi villalarında ve C tipi sıraevlerinde soğutma ihtiyacı

bakır borulama alt yapısında branş sağlayıcı kutu kullanılarak en

iyi 4 tasarım ödülü alan tasarım harikası FTXG-J model Emura şık

iç üniteler ile karşılanacak. Dış üniteler ise yine villa bazlı olarak

şık iç ünitelere bağlanabilen RXYRQ-P model heat pump inverter

dış ünite serisinden seçildi.

VRV® III HEAT PUMP DIŞ ÜNİTELERDaikin’in ticari binalara yönelik öncü VRV®III teknolojisi, opti-

mum kompresör verimliliği sağlamak üzere Daikin’in değişken

soğutucu akışkan debi teknolojisi ile inverter kontrolünü kullana-

rak VRV® III heat pump daha yüksek COP/EER değerlere ulaşıyor.

Ayrıca yeni modellerde bulunan otomatik şarj ve soğutucu akış-

kan testi hem zamandan tasarruf hem de en iyi performans için

optimum soğutucu akışkan şarjı sağlıyor. Daikin’in yenilikçi tek-

nolojisinin gelişmiş örneklerinden VRV® III heat pump inverter

RXYQ-P9 model dış üniteler tek bir sistemde 5 ila 54 HP kapasite

aralığına sahip. Tamamı inverter kontrol teknolojisinde bulunan,

az yer kaplayan kombinasyon özelliğindedir. Gelişmiş kompresör

yapısı ve yenilenmiş kondenser yüzeyi ile 4.5’a varan yüksek

COP ve 4.29’a varan yüksek EER değerlerine sahip RXYQ-P9 mo-

del dış üniteler, proje çözümlerinde geniş borulama esnekliğini

kullanıma sunar. Maksimum kritik borulama uzunluğu 165 metre

ve toplam borulama uzunluğu 1000 metredir. Esnek dış ünite

Ormanada upgrades comfort by Daikin VRV system air conditionersTHE AIR CONDITIONING SOLUTIONS FOR THE PROJECT ORMANADA, CONSTRUCTED BY ECZACIBAŞI REAL ESTATE DEVELOPMENT AND INVESTMENT TOGETHER WITH KORAY CONSTRUCTION WORKS IN ISTANBUL ZEKERİYAKÖY ARE OFFERED BY DAIKIN. THE 220 ACRE PROJECT BEARS THE CONCEPT OF “LIVING TOGETHER”.

SANTİGRAT 41

Page 42: Santigrat Dergisi Sayı:17

technology, the VRV® III

heat pump inverter RXYQ-P9

model outdoor units have 5

to 54 HP capacity range in

a single system. All of them

have inverter control

technology and storable

combination as stand-

ard. With their advanced

compressor structure and

renewed condenser layer,

the RXYQ-P9 model outdoor

units reach COP values of up

to 4,5 and EER values of up

to 4,29; and present a vast

piping elasticity in project

solutions. The maximum

critical piping length is 165

meters and the total piping

length is 1000 meters. With

flexible outdoor unit combi-

nation, storable combination

and high COP combination,

they enable the

configuration of up to

64 indoor units.

Particularly suitable for

residencesi medium sized

commercial areas, offices,

hotels and chain stores, the

system has the potential of

cooling from -5°C to +43°C,

and heating from -20°C to +

15°C. The VRV indoor units

and Daikin Emura, the VRV®

heat pump inverter RXYRQ-P

model outdoor units with

VRV technology which can

be combined with stylish

and silent Nexura models

reach high COP levels. Up

to 39 indoor units from 8 to

18 HP capacity range can

be connected to a singular

module outdoor unit. The

outdoor units with a cooling

capacity from -5°C to +43°C

and heating capacity from

-20°C to + 15°C combine

heat control, fresh air and

hot water production

functions in a single system.

All indoor units are

commanded individually and

offer the user the

opportunity of gradual

installation.

EMURA, THE WONDER OF DESIGNThe A class energy efficient

engineering wonder Emura

inverter wall type indoor

units are prefered for the

project’s H1-H2 villas and

C-type houses. All six models

have a cooling capacity

range of 1,3 kW-5,3 kW.

The ultimate thin profile, the

matte crystal white colour

and the stylishly worn out

aluminium surface perfectly

match any interior. The

comfort model restrains

kombinasyonu, düşük yer kaplayan kombinasyon ve yüksek COP

kombinasyonu ile maksimum 64 adet iç ünitenin bağlanmasına

olanak tanır. Özellikle rezidans, orta ölçekli ticari alanlar, ofisler,

oteller ve zincir dükkanlara yönelik olarak kullanılabilecek sistem

-5°C ile +43°C sıcaklıkları arasında soğutma ve -20°C ile + 15°C

sıcaklıkları arasında ısıtma yapabilme yeteneğine sahiptir.

VRV iç üniteler ve Daikin Emura, Nexura model şık ve sessiz iç

üniteler ile kombine edilebilen yenilikçi VRV teknolojisine sahip

VRV® heat pump inverter RXYRQ-P model dış üniteler, yüksek

COP seviyelerindedir. Tek bir modül dış ünite ile 8 ila 18 HP ka-

pasite aralığına sahip ürün gamından oluşarak 39 iç ünite ka-

dar bağlanabilir. -5°C ile +43°C sıcaklıkları arasında soğutma ve

-20°C ile + 15°C sıcaklıkları arasında ısıtma yapma özelliğindeki

dış üniteler sıcaklık kontrolü, taze hava sağlama, sıcak su üret-

me fonksiyonlarının tamamını tek bir sistemde birleştirir. Tüm iç

üniteler bireysel olarak kumanda edilir ve kullanıcıya kademeli

montaj imkânı sunar.

TASARIM HARİKASI EMURA Projede, H1-H2 tipi villalarda ve C tipi sıraevlerinde A enerji sı-

nıfına sahip, enerji tasarruflu mühendislik harikasının muhteşem

karşımı Emura inverter duvar tipi iç üniteler tercih edildi. 6 farklı

model de 1,3 kW-5,3 kW soğutma kapasite aralığına sahip. Ultra

ince profili, mat kristal beyazı veya eskitme alüminyum şık dış

yüzeyi her türlü iç dekora sorunsuz uyum sağlıyor. Konfor modu,

sıcak veya soğuk havanın doğrudan insan vücuduna doğru üfle-

42 SANTİGRAT

Page 43: Santigrat Dergisi Sayı:17

the warm or cool air from

directly blowing on human

body, and prevents aşr

conditioner related

concussions by working

without creating a cold air

effect. The indoor and

outdoor unit working modes

diminish the engine noise by

3 dbA. The movement

sensor passes on to the

economy mode 20 minutes

after the room becomes

empty, hereby saves

energy in unused spaces.

It is reactivated as soon as

someone enters the room

in the standard mode. With

the night mode, the extreme

cooling or heating of the

room is eliminated and a

healthy comfort is

maintained. At the same

time, the power mode is

also available for rapid

cooling and heating when

necessary. The standard

titanium apatite

photocatalytic air

cleaning filter inside the

device incessantly cleans the

dust particles carried around

by air, eliminates bad scents,

and helps preventing the

production of bacteria and

microbes.

NEW GENERATION SLOTTED VRV INDOOR UNITSThe FXSQ-P model inverter

fan slotted units with a

capacity range of 2,2-16,0

kW that are used in H3-H4-H5

type villas save up to 20 per

cent energy with respect to

the previous series through

the new DC fans. Thanks to

the three phase blowing

control, the comfort level is

further raised. In the indoor

unit structure, air filter and

drenage pump is standard.

When the fan mode is on, air

ventilation can be enjoyed

without cooling down or

warming up. With the cable

controller, the pressure

outside the device can be

altered and the air flow can

be optimized. In addition,

the slots perceive the pres-

sure loss and automatically

arrange the flow, hereby

render the installation easier.

With the automatic

cooling-heating modulation

feature, the cooling or

hetaing mode is

automatically selected. There

are also automatic restart

and automatic troubleshoot-

ing features available.

mesini engelleyerek soğuk hava etkisi yaratmadan çalışıyor ve

klima çarpmalarının önüne geçiyor. İç ünite ve dış ünite sessiz

çalışma modları iç ve dış ünitelerin çalışma sesini 3 dbA azaltı-

yor. Sahip olduğu hareket sensörü oda boşken ünite 20 dakika

bekledikten sonra ekonomi moduna geçerek kullanılmayan oda-

larda enerji tasarrufu sağlıyor. Odaya biri girdiğinde ise normal

konumda çalışmaya başlıyor. Gece ayar modu ile odadaki hava-

nın aşırı soğumasını veya ısınmasını önleyerek sağlıklı bir konfor

sağlıyor. Aynı zamanda güçlü modu, hızlı soğutma veya ısıtma

için istendiğinde seçilebilir. Standart olarak cihaz içerisinde yer

alan titanyum apatit fotokatalitik hava temizleme filtresi sürekli

olarak havayla taşınan toz partiküllerini temizler, kötü kokuları

güçlü şekilde kırarak bakterilerin, mikropların çoğalmasını önle-

mede yardımcı olur.

YENİ NESİL KANALLI TİP VRV İÇ ÜNİTELERH3-H4-H5 tipi villalarda kullanılan 2,2-16,0 kW kapasite aralığına

sahip FXSQ-P model inverter fanlı kanallı tip üniteler, önceki seri-

ye kıyasla yeni DC fan kullanımı sayesinde yüzde 20 güç tasarru-

fu sağlıyor. 3 kademeli üfleme kontrolü sayesinde konfor seviye-

si artırılmış ve iç ünite yapısında standart olarak hava filtresi ve

drenaj pompası bulunuyor. Fan moduna getirildiğinde, soğutma

veya ısıtma yapmadan sadece fan olarak da kullanılabiliyor. Kab-

lolu kumanda ile cihaz dışı basıncın değiştirilme imkânı ve hava

debisinin optimizasyonu sağlanıyor. Bunun yanı sıra kanal basınç

kaybını algılayarak debi ayarını otomatik olarak yapıyor ve bu

sayede montajı kolaylaştırıyor. Otomatik soğutma – ısıtma geçiş

özelliğiyle ısıtma veya soğutma modunu otomatik olarak seçiyor.

Otomatik yeniden başlat ve otomatik arıza teşhisi özellikleri de

bulunuyor.

SANTİGRAT 43

Page 44: Santigrat Dergisi Sayı:17

MC70L bir mihenk taşı olacak

MC70L will be a breaking point

DAIKIN, İLERİ TEKNOLOJİ HAVA TEMİZLEYİCİSİ, STREAMER TEKNOLOJİLİ HAVA TEMİZLEYİCİSİ MC70L İSİMLİ ÜRÜNÜ PİYASAYA SÜRDÜ. TAŞINABİLİR BİR ÜNİTE OLAN MC70L, ALERJENLERİ VE ZARARLI BAKTERİLERİ AYRIŞTIRIYOR VE ODAYA ARINDIRILMIŞ HAVA YAYIYOR. SAĞLIK AÇISINDAN ORTAMIN KALİTESİNİ YÜKSELTEN ÜRÜN, KULLANICIYA SON DERECE EFEKTİF ÇÖZÜMLER SUNUYOR.

DAIKIN INTRODUCED A NEW AIR CLEANER WITH ADVANCED STREAMER TECHNOLOGY CALLED AS MC70L. THE PORTABLE MC70L UNIT ELIMINATES ALLERGENS AND INSANITARY BACTERIA, AND CIRCU-LATES REFINED AIR INSTEAD. ENHANCING THE QUALITY OF LIFE IN TERMS OF HEALTH, THE PRODUCT OFFERS INCREDIBLY EFFICIENT SOLUTIONS TO THE USER.

Streamer teknolojili hava temizleyicisi

Air cleaner with streamer technology

44 SANTİGRAT

Page 45: Santigrat Dergisi Sayı:17

Most of the air clean-

ers work on a basic filtration

system. Considering this as

insufficient, Daikin conducted

several researches to offer

new air cleaning solutions.

Restructur,ng the streamer

technology air cleaners, Daikin

gained the industry a brand

new standard.

Instead of a simple filter, a

multi-layer filtering system

is used in the design. Thanks

to the six-segmented system

which eliminates and destroys

dust particles, bad odours,

animal hair, mold, pollens, and

tiny bugs as well as allergens

and bacteria, a high level of

refining is rendered possible.

the high energy efficiency

and functionality of the unit is

further increased by a remote

controller.

Shining out as a significant

development in this product

segment with its over-quiet

engine and compact size that

brings ease of portability,

MC70L brings a new standard

to the category of air cleaners.

THE FEATURES OF MC70L:MC70L is very easy to carry

with a weight of 8,5 kg. The

product operates extremely

quiet and gives good results in

areas up to 46 squaremeters.

Thanks to a powerful fan, it

reaches to every corner of the

room. With the standard of five

spare filters, it generates no ad-

ditional filter costs for the next

decade. The turbo mode cleans

the air rapidly, and efficiently

controls the engine speed to

decrease the power consump-

tion in order to save energy.

WHAT IS DAIKIN STREAMER TECHNOLOGY? “Streamer Decharge” is a

plasmic decharge where high

speed electrons crush nitrogen

molecules and become activat-

ed, hereby rendering the oxida-

tive separation of bacteria. With

this type of decharge, it can

eliminate not just bacteria and

mold, but dangerous chemicals

and allergens as well. Daikin’s

streamer decharge is more

capacious in comparison to

the standard plasmic decharge

(incandescent decharge). Thus,

electrons more easily crush the

oxugen and nitrogen in the air.

With the same electric power,

1000 times higher oxidative

separation speed is attained.

Çoğu hava temizleyicisinin çalışma prensi-

bi basit filtre sistemlerine dayalıdır. Bunu yetersiz bulan

Daikin, konuyla ilgili araştırmalar yaparak, hava temizleyici

sistemlerine yeni çözümler üretti. Streamer teknolojili hava

temizleyicisini yeniden yapılandıran Daikin, bu segmentte

yeni bir standartı sektöre kazandırmış oldu.

Tasarımda basit bir filtre yerine, çok-katmanlı bir filtre sis-

temi kullanıldı. Sadece alerjen ve bakterileri değil, toz par-

tikülleri, kötü kokuları, hayvan tüylerini, küfleri, polenleri

ve küçük böcekleri de yakalayıp ayrıştıran, sonrasında yok

eden 6 ögeli sistem sayesinde yüksek derecede arındır-

ma sağlandı. Ünitenin yüksek enerji verimliliği ve fonksi-

yonelliği gelişmiş taşınabilir uzaktan kumanda ile daha da

artırıldı.

MC70L, ultra-sessiz çalışması, kompakt ve kolay taşınabi-

lir boyutu ve gelişmiş kontrolleriyle bu ürün segmentinde

önemli bir gelişme olarak öne çıkarken, hava temizleyiciler

kategorisinde yeni bir standart oluşturuyor.

MC70L’NİN ÖZELLİKLERİ:MC70L, 8.5 kg ağırlığı ile kolayca taşınabiliyor. Ultra sessiz

çalışan ürün, 46 metrekareye kadar olan alanlarda iyi so-

nuçlar veriyor. Ürün, güçlü

fanı sayesinde bulunduğu

odanın her köşesine ula-

şabiliyor. Standart 5 yedek

filitre ile gelen ürün 10 yıl

boyunca yeni bir filitre ma-

liyeti oluşturmuyor.

Turbo modu sayesinde ha-

vayı çok hızlı temizliyor, in-

verter güç tüketimini azalt-

mak için motorun dönüş

hızını etkin biçimde kontrol

ederek enerji tasarrufu sağ-

lıyor.

DAIKIN STREAMER TEKNOLOJİSİ NEDİR? “Streamer Deşarj” yüksek hızlı elektronların oksijen ve nit-

rojen molekülleriyle çarpışıp aktif hale geldiği ve bakterile-

rin oksidatif ayrıştırılmasını sağlayabildiği bir çeşit plazma

deşarjıdır. Bu deşarj türü sayesinde bakteri ve küfler kadar

tehlikeli kimyasal maddeler ve alerjenleri de yok edilebi-

lir. Standart plazma deşarja (akkor deşarj) göre Daikin’in

Streamer Deşarjı daha geniştir. Bu sayede, elektronların

havadaki oksijen ve nitrojenle çarpışması daha kolay hale

gelir. Aynı elektrik gücüyle 1.000 kat daha yüksek oksidatif

ayrıştırma hızına ulaşılır.

SANTİGRAT 45

Page 46: Santigrat Dergisi Sayı:17

“Tek rakibimiz GSM”YÖRESEL GİYSİLER GİYMİŞ İKİ KADININ GURURLA YANINDA DURDUĞU BİR PANKART; ÜZERİNDE DE “TEK RAKİBİMİZ GSM” YAZISI. NEREDE Mİ? KUŞ DİLİ ŞENLİKLERİ’NDE. SÖZÜNÜ ETTİĞİMİZ, GİRESUN’UN KARABÖRK BELDESİ’NDE KONUŞULAN BİR ÇEŞİT ISLIK DİLİ. DAĞDAN DAĞA HABERLEŞMENİN EN İYİ YOLU BELKİ DE. SÖYLENDİĞİNE GÖRE 5 KİLOMETRELİK BİR ALANDA ETKİLİYMİŞ. YANİ, ‘ÇEKİM GÜCÜ’ HAYLİ YERİNDE.

Yazı/By: ÜMMÜ TAYLAN

Page 47: Santigrat Dergisi Sayı:17

There are about

60 whistled languages

used around the world. So

claims the French bio-acustic

engineer Julien Meyer. The

huautla Jimenez region in

Southern Mexico, La Gomera

in the Spanish Canary Islands

(the Silbo Gomero whistled

language), Aas village in the

French Pyrenees, Euba re-

gion in Greece, the Amazon

and Thailand are a few of

these places. The researches

conducted by Meyer indicate

that the whistled language

used in Southern Mexico has

become integrated in daily

life. In the market, between

houses and shops – it is used

in place of telephones.

Whistling has become the

language of lovers in

Thailand, to make

compliments from the door

sill to the window. Who

gives a damn to sms? The

whistled language spoken in

Dünya genelinde 60 kadar ıslık dili kullanılıyor. Biz,

Fransız Biyoakustik Mühendisi Julien Meyer’in yalancısıyız. Güney

Meksika’da Huautla Jimenez bölgesi, İspanya Kanarya Adalarında

La Gomera bölgesi (Silbo Gomero ıslık dili), Fransız Pireneleri’nde

Aas Köyü, Yunanistan’da Euboa bölgesi, Amazonlar ve Tayland

günümüzde ıslık dilinin konuşulduğu yerlerden birkaçı. Mühendis

Meyer’in araştırmaları Güney Meksika’da kullanılan dilin günlük

yaşamın içine işlediğini söylüyor. Pazarda, evden eve, bir dükkan-

dan diğerine; adeta telefon niyetine. Tayland’da aşıkların da dili

olmuş ıslıklar. Kompliman yapmak için. Kapı önünden pencereye.

Kısa mesaja kim prim verir? Kanarya Adaları’nda konuşulan ıslık

dili ise 2003’ten beri ilkokullara zorunlu ders olarak konmuş. Islık

dilinin konuşulduğu bölgelerin ortak noktası coğrafya. Sorun aynı.

Hepsi de dağlık, yerleşim seyrek, insanların birbirine ulaşması zor.

“Our only rival is GSM”A BANNER CLAIMS NEAR TWO LADIES DRESSED IN REGIONAL CLOTHES, STANDING IN FULL PRIDE: “OUR ONLY RIVAL IS GSM”. YOU WONDER WHERE? IN THE “BIRD-LANGUAGE” FESTIVAL! WE ARE TALKING ABOUT A KIND OF WHISTLED LANGUAGE SPOKEN IN GİRESUN’S KARABÖRK REGION. THIS IS PROBABLY THE BEST WAY OF COMMUNICATING FROM MOUNTAIN TO MOUNTAIN. IT IS CLAIMED TO HAVE A RADIUS OF 5 KILOMETERS. IN OTHER WORDS, IT HAS GREAT RECEPTION!

SANTİGRAT 47

Page 48: Santigrat Dergisi Sayı:17

the Canary Islands has been

an obligatory course

in primary schools ever

since 2003. The common

point of all these regions is

their territories. The problem

is but one: all are

mountainous, sparsely

populated, and

communication is hard.

We too have a whistled

tongue: the bird-language

is spoken in Giresun, around

the villages of Karabörk

region of Çanakçı county.

It is widely used in the west

of Sis (Misty) Mountain,

especially in Kuşköy. The

region celebrates a festival

since 15 years. The mission

is to promote this curious

language. They have even

applied to UNESCO. The

language is about to be

included in the world

heritage list. The history

of the bird-language dates

far back, up until the 15th

century. It has never been

a cryptic language. Turkish

words are pronounced in

whistle, one by one. Short

intervals are left between

words. This is literally a

chat between mountains.

Tongues are given special

shapes while whistling to

enable a precise

pronunciation. Such kind

of whistling has its private

merits. Fingers enable a

much stronger voice that can

be heard from afar. That is

to say, they enable a more

powerful reception. Şaban

Kutlu has done a study on

Bizim de bir ıslık dilimiz var. Kuş dili. Giresun’da, Çanakçı ilçesine

bağlı Karabörk beldesine bağlı köylerde konuşuluyor. Sis Dağı’nın

batısında. En çok da Kuşköy’de. Belde 15 yıldır da şenlik düzenle-

niyor. Amacı bu ilginç dili tanıtmak. UNESCO’ya başvurmuşlar bile.

Dilin kültür mirası listesine alınması an meselesi.

Kuş dilinin geçmişi oldukça eski. Neredeyse 15’inci yüzyıla kadar

uzanıyor. Şifreli bir dil değil. Türkçe kelimeler teker teker ıslığa

çevrilerek söyleniyor. Kelimeler arasında da kısa aralıklar verili-

yor. Dağdan dağa sohbet ediliyor deyim yerindeyse. Islık çalarken

parmaklarla dile özel şekiller veriliyor ki kelimeler net bir biçimde

çıkabilsin. Islığı böyle çalmanın bir faydası var elbette. Parmaklar

sesin fazlasıyla kuvvetli çıkmasını sağlıyor. Uzaklardan duyulabili-

yor. Çekim kuvveti daha da artıyor. Yöredeki ıslık dili konusunda

Şaban Kutlu’nun bir de çalışması var. Valilikçe basılan kitapta İb-

rahim Cırıt’ın geniş bilgilerinden de yararlanılmış. Yöreden derle-

nenler kitaba aktarılmış. Hatta kitap için İngilizce gramer çalışması

yapılmış. Hatta çevirisi de bitmek üzere. Bütün bunların yanında

bir de büyük bir tartışma var yöre halkı arasında. Kuş dili tek ama

sahiplenen çok. Karabörklülerle Kuşköylüler bu dili siz buldunuz,

biz bulduk diye savaş halinde neredeyse. Kuş dilinin patenti

Kuşköy’e ait. Onlar patent ofisine önce başvurmuş. Karabörklüler-

se Kuşköylülerin bu dili kendilerinden öğrendiği iddiasında.

Çoban ıslıklarından geliştirilen dilin buraya yerleşen Karabörk

48 SANTİGRAT

Page 49: Santigrat Dergisi Sayı:17

the regional the

bird-language . In his book

printed by the governo-

rate, he has cited the vast

knowledge of İbrahim Cırıt.

The collected works on the

region are narrated in the

book. An English grammar

study has also been carried

for its sake. The translation

is about to be finished. Aside

of these, a big discussion

keeps going among the

region folk. Though there is

only one whistled language,

there are many claimers.

The people of Karabörk and

Kuşköy are almost fighting to

gain its right. The language’s

patent is held by the folk

of Kuşköy, for they are the

ones to apply first. Whereas

the people of Karabörk claim

to have taught them the

tongue.

Saying that the language

derived from the shephard

whistles was spread by the

here settled Karabörk clan

and developed into

an actual tongue due to

hard conditions of

communication, the people

of Karabörk believe that

their tongue is much more

comprehensible compared to

the “stolen” Kuşköy tongue.

The local researcher İbrahim

Cırıt says: “The word ‘say’,

for instance, is pronunced as

‘cheautch-cheau’ in Kuşköy,

whereas as ‘seay-yeah’

around Karabörk. Here, the

letter L is not pronounced

and all other words can be

used in Turkish. Ali is Ayee,

Veli is Veyee, Ahmet is

Ah-et, etc…”

Stating the arguments to

support his claim, Cırıt does

TÜRKÇE - KUŞDİLİ MİNİ SÖZLÜKİmece: İföçöJandarmalar: ÇoççoçfoçoçOrmancılar : OçfoççoçMuhtar: FoççoçTabanca: ÇofoççoSabah: ÇofoçYarın: ÇoçoçBuraya: FoçoçoBen: FöçVar: FoçGel: KöçGit: KiçSöyle: ÇöççöTaşı: Çoço

A MINI DICTIONARY OF TURKISHTHE BIRD - LANGUAGE Play ball: İföçö (ee-pheau-cheu)Gendarmerie: Çoççoçfoçoç (chotch-chotch-photchoch)Forresters: Oçfoççoç (otch-photch-chotch)Headman: Foççoç (photch-chotch)Gun: Çofoçço (cho- fotch-cho)Morning: Çofoç (cho-photch)Tomorrow: Çoçoç (cho-chotch)Here: Foçoço (pho-cho-cho)I: Föç (pheautch)Present: Foç (photch)Come: Köç (keutch)Go: Kiç (kitch)Say: Çöççö (cheautch-cheau)Carry: Çoço (cho-cho)

SANTİGRAT 49

Page 50: Santigrat Dergisi Sayı:17

boyu ile yayıldığını daha sonraları ulaşım ve haberleşmenin zor-

luğundan dolayı bir konuşma dili haline geldiğini söyleyen Kara-

börklüler, kendi konuştukları dilin daha anlaşılır olduğu Kuşköylü-

lerin konuştuğunun daha doğrusu çaldığının ise çapraşık olduğu

fikrindeler. Yerel araştırmacı İbrahim Cırıt: “Örnek olarak ‘söyle’

kelimesi Kuşköy’de çöççö olarak söylenirken, Karabörk’de söyye

olarak söylenmektedir. Burda (L) harfinin telaffuzu yapılamamak-

tadır ve diğer bütün kelimeler Türkçe olarak kullanılabilmektedir.

Ali-Ayi, Veli-Veyi, Ahmet-Ah-et biçiminde söylenişi gibi.”

Cırıt iddiasını destekleyecek argümanları sıraladıktan sonra köyün

adı üstünde kuş dili ve Kuşköy diyecekler için de saptamasını da

sakınmıyor: “Kuşköy’ün ıslıkla bir ilgisi yoktur. Kuşbükü’nden gelir

ve Pontus Rumları’ndan kalma bir isimdir. Kuşköy halkı bu dili

Karabörklülerden öğrenmiştir. Kuşköy ıslığı, Karabörk ıslığının ka-

lıplaşmış bir kopyasıdır.”

Islığın kime ait olduğunun hiçbir önemi yok aslında. Ama ilginç

ve eğlenceli tarafları var. Her harf çıkmıyor ıslıktan elbette. F, ç, k

gibi sessizler ve sesli harfler telaffuz edilebiliyor sadece. Kuşköy

ağzında: “Jandarma geliyor, tabancanı sakla…” Islıkçada: “Çoççofo

köçiçoç çofoççoço çökço…” şeklinde telaffuz ediliyor. “Yarın sabah

bana imeceye gelir misin?” de “Çoçoç çofof foço iföçöçö çöçiç

fiçiç?” diye.

Bir zamanlar bütün Karadeniz’de yaygın olarak konuşulan kuş dili

not spare his detection

concerning the bird

language and Kuşköy:

“Kuşköy (Birdsville) has

nothing to do with

whistling. The name comes

from Kuşbükü (Birdsbay)

from the time of the Pontus

Empire. The people of

Kuşköy learned this lan-

guage from the people of

Karabörk. Kuşköy whistling

is a stereotype of Karaköy

whistling.” In fact, it makes

no difference to whom the

whistling belongs. Yet, it has

something curious and funny

about it. Not every letter is

pronunciable when whistled,

naturally. Only the conso-

nants such as f, ch and k and

the vocals can be

pronounced. In Kuşköy

tongue, “Gendarmerie is

coming, hide your gun!” is

translated into “Chotch-cho-

phoe keau-chee-chotch

cho-photch-choe-choe.”

And “Come by for help

tomorrow” is “Cho-chotch

cho-phoff photcho

ee-pheau-cheau-cheau

cheautchitch pheetcheetch.”

Once upon a time, the bird

language used to be widely

spoken around the Black

Sea, whereas it only survives

around Sis Mountain and

Kuşköy near Çanakçı. It is not

much suitable for chit-chat,

as everyone is aware of its

codes. It is just used for

common purposes. And per-

haps the women who forget

to tell their husbands their

orders after they leave say

50 SANTİGRAT

Page 51: Santigrat Dergisi Sayı:17

“Do not forget to buy olive

oil from the town!” Even if

the words are similar, it is

uncommon for the region

folk to misunderstand each

other. Do not dare to

underestimate the bird

language… It was used to

call the names of the

soldiers from one village to

the other to the War of

Independence. Victories

were gained thanks to it.

An article by Mustafa Köse

dating 15/02/2008 tells

how the language was

used against the Russians.

Walking in the forrest, the

Russian soldiers were not

suspicious about the

chirping of the birds. But

these were all warning

messages. Guerillas shot in

the Russian soldiers with no

difficulty. “The approach of

the Russian soldiers during

the Russian

invasion was announced

to the villages and people

via bird language. When

Russians invaded Kuşköy

and other regions during the

World War I, the people used

the bird language to prevent

the enemy comprehension

and played an important

part in the victory.” In a

time when internet and cell

phones sell like hotcakes,

bird language cannot be

deemed an efficient means

of communication. The

speakers are already

diminishing. However,

it should be taken under

protection as a cultural

heritage. With so many

stories to tell…

şimdi sadece Sis Dağı ve Çanakçı yakınlarındaki Kuşköy’de yaşı-

yor. Pek öyle dedikodu falan yapılmıyor bu dille. Zira herkes va-

kıf şifrelere. Genel konular konuşuluyor ancak. Belki eşine sipariş

verip de eşi uzaklaştıktan sonra hatırına düşen kadınlar; ‘Aman

kasabaya inince zeytinyağını da unutma!’ diyorlar ancak. Her ne

kadar kelimeler benziyorsa da yöre halkının birbirini yanlış anla-

dığı görülmemiş.

Kuş dili deyip geçmeyin... Kuş diliyle köyden köye seslenerek, as-

ker olacakların isimleri okunmuş, Kurtuluş Savaşı’na katılınması

için haber yollanmış. Çağrı yapılmış. Sayesinde zafer bile kaza-

nılmış. Mustafa Köse’nin 15.02.2008’de yayınlanan yazısı Rus-

lara karşı bu parola dilin nasıl kullanıldığını anlatılıyor. Ormanda

ilerleyen Rus askerleri kuş seslerinden şüphelenmemiş bile. Oysa

her biri birer uyarı mesajıymış bunların. Çeteler böylece Rus as-

kerlerini kıstırmışlar hiç zorlanmadan. “Rus işgali sırasında görü-

len Rus askerlerinin gelişi, yol üzerindeki köylere, insanlara haber

veriliyordu kuş diliyle. 1’inci Dünya Savaşı’nda Ruslar, Kuşköyü ve

diğer yöreleri işgal ettiğinde halk düşmanın anlamaması için kuş-

dilini kullanmış ve Ruslara karşı savaşın kazanılmasında önemli

rol oynamıştır.”

İnternet de, cep telefonu da peynir ekmek gibi satılırken kuş di-

linin artık haberleşmede etkin olması düşünülemez. Şimdiden

bilenler azalmış, zaten. Ama bir kültürel miras olarak korunması

ve unutulmaması şart. En azından böyle güzel hikayeleri varken.

SANTİGRAT 51

Page 52: Santigrat Dergisi Sayı:17

Baflar› ifle almakla m› bafllar?M . R A U F A T E fi

C a p i t a l & E k o n o m i s t & C E O L I F E & P C n e t Y a y › n D i r e k t ö r ü / D i r e c t o r o f P u b l i c a t i o n

52 SANT‹GRAT

052_055_rauf 7/12/12 1:36 PM Page 2

Page 53: Santigrat Dergisi Sayı:17

Japon ifl kültüründe “ömür boyu istihdam” strate-

jisi geçerlidir. fiirketler, ifle ald›klar› çal›flanlar›n›, bir pozisyonda

baflar›l› olmamalar› halinde, baflka pozisyon ya da bölümlere

kayd›rma yöntemiyle onlar› iflte tutmaya çal›fl›rlar. ‹flten ç›kar-

mak, en son de¤il, asla akla gelmeyen bir çözümdür.

Daikin gibi Japon kökenli flirketler, bu nedenle ifle al›mlarda

adeta “k›l› k›rk” yar›p, kendileri için en uygun aday› bulmaya ça-

l›fl›rlar. Ald›klar›n› da en iyi flekilde e¤itip, flirketin kültürüne

adapte etmeye çal›fl›rlar.

S›radan gibi görünen bu ifle al›m süreci, asl›nda çok say›da flir-

ket için en kritik aflamalardan birini oluflturur. Bunun en iyi ör-

neklerinden birini son y›llar›n en baflar›l› e-ticaret giriflimlerin-

den olan Zappos’da gördüm. Daha do¤rusu Zappos’un kurucusu

Tony Hsieh’in kitab›nda okudum.

“Mutlulu¤u Da¤›tmak” adl› kitab›nda, çok s›radan gibi görünen

bir alanda k›sa sürede müthifl bir baflar› yakalayan, kurdu¤u flir-

keti Amazon.com’a satan Tony Hsieh, bu baflar›y› yakalama hi-

kayesini ayr›nt›l› olarak anlat›yor. Asl›nda kitab›n pek çok ilginç

taraf› ve paylaflt›¤› öykü var. Ama benim dikkatimi en çok insan

kaynaklar› stratejisi ve ifle al›m yaklafl›m› çekti.

Örne¤in, ifle al›m mülakatlar› bile çok farkl›… Tony Hsieh bu sü-

reci flöyle anlat›yor:

“Biz Zappos’ta iki ayr› mülakat yap›yoruz. ‹fle al›m müdürü ve

ekibi, ilk önce gerekli deneyim, teknik bilgi ve ekibe uygunluk

gibi özellikleri araflt›rmak üzere standart mülakatlar› yapar. Ama

daha sonra insan kaynaklar› bölümü sadece kültüre uygunluk

aç›s›ndan de¤erlendirmek üzere ayr› bir mülakat yürütür. Aday-

lar›n ifle girmek için bu iki mülakat› da baflar›yla tamamlamas›

gerekir.

Ciromuza veya karl›l›¤›m›za çok olumlu etkisi olaca¤›n› bildi¤i-

miz pek çok yetenekli kiflinin baflvurusunu reddettik. Bu kiflile-

rin kültürümüze uygun olmad›¤›n› anlad›¤›m›z için uzun vadeli

kültürümüzü ve markam›z› korumak amac›yla k›sa vadeli ç›kar-

lar›m›zdan feragat ettik.”

“BU fi‹RKETE G‹RME PARA VEREL‹M”

Emin flimdi paylaflaca¤›m anekdot ifle girme ya da ifl mülakat›

aflamas›nda hiç kimsenin bafl›na gelmemifltir. Bir ifle baflvuru-

yor, formlar dolduruyor ve mülakatlardan geçiyorsunuz. En so-

nunda insan kaynaklar›ndan, “‹fle kabul edildiniz” mesaj› da al›-

yorsunuz. Ancak, o da ne; hemen ard›ndan, “Bize gelmeyin, si-

ze para verelim” teklifi geliyor. Bu durumda ne yapard›n›z?

“Employment for

a lifetime” is what counts in

the business culture of

Japan. Companies try to

keep their employees by

engaging them in other

positions or departments in

case of their lack of success

in a given position.

Severance is not an

alternative solution, let

alone be the last.

Therefore, Japanese compa-

nies such as Daikin split hair

while employing and try to

find the best candidate.

Once hired, these candidates

go through an adaptation

process to be integrated in

the corporate culture.

Although it may appear as

routine, this employment

process is indeed one of the

most critical phases for any

corporation. I have come

across a very good example

in Zappos, one of the fore-

coming e-trade companies

of the recent years. To be

more accurate, I read it in

the book written by Tony

Hsieh, the founder of

Zappos.

In his book “Delivering

Happiness”, Tony Hsieh, who

achieved tremendous

success by selling his compa-

ny to Amazon.com, tells

about the story of his

success in detail. Actually,

the book has many

interesting feautures and

stories to be shared. But the

thing that has gained my

attention the most are their

human resources policy and

recruitment approach.

Even their recruitment

interviews are out of the

ordinary… Here is how Tony

Hsieh describes the process:

“In Zappos, we make two

seperate interviews The

Recruitment Manager and

his team conduct the stan-

dard interviews to evaluate

the qualities like experience,

technical know-how and

team harmony. Later on, the

Human Resources Manager

conducts a seperate inter-

view to evaluate the cultural

relevancy. The candidates

have to pass both these

SANT‹GRAT 53

Does success start with recruitment?

052_055_rauf 7/12/12 1:36 PM Page 3

Page 54: Santigrat Dergisi Sayı:17

Sizi bilmiyorum ama Tony Hsieh, kendi stratejilerini flöyle anla-

t›yor:

“‹fle ald›¤›m›z adaylara, e¤itimin ilk haftas›n›n sonunda tüm s›n›-

fa bir teklif sunar›z: Herkese çal›flt›klar› sürenin ücreti ve buna ek

olarak 2000 dolar karfl›l›¤›nda ifli b›rakma seçene¤i. Bu teklifimiz

e¤itim döneminin sonuna kadar geçerlidir. fiirketimizde çal›flanla-

r›n sadece ücret için çal›flmad›klar›ndan emin olmak isteriz. Çal›-

flanlar›m›z›n uzun vadeli vizyonumuza inanmalar›n› ve kültürü-

müzün bir parças› olmay› arzu etmelerini isteriz. Genellikle bu

teklifimizi kabul edenlerin oran› yüzde biri geçmez.”

MÜDÜR OLMA SÜRES‹ DE VAR

Çal›flanlar, özellikle de yeni dönemin gençleri için “kariyer yöne-

timi” çok önemlidir. Ne zaman, nas›l ve hangi durumda terfi ede-

ceklerini ö¤renmek, hayatlar›n› ona göre planlamak isterler. An-

cak, çok say›da flirket için bu pek mümkün de¤ildir.

Zappos’da ise Hsieh, çal›flanlar›na bu olana¤› sunuyor:

“Biz Zappos’ta farkl› bir felsefeye sahibiz. Her y›l çal›flanlar›m›z› bir

varl›k olarak de¤erlendirmek yerine, her bir bölümde çal›flan en

alttan en üst düzey liderlik pozisyonlar›na kadar farkl› beceri ve

deneyime sahip kiflilerden oluflan bir insan kaynaklar› havuzu

interviews successfully to be

employed. We turned down

the applications of many

talented candidates who

could have contributed to

our revenue and profitability

for sure. We sacrificed from

our short-term benefits in

order to protect our long

term culture and brand, for

we perceived that these

people did not match our

culture.”

“WE WILL PAY YOU NOT TO

GET THIS JOB”

I am confident that this

anecdote is a one of a

lifetime experience in any

recruitment or job interview.

You apply for a job, fil lup

forms and attend interviews.

Finally, the Human

Resources department says

“You are hired”. But wait a

minute! Right after they

offer to pay you not ro

accept the job. What would

you do?

I do not know about you, but

Tony Hsieh describes their

strategy as such:

“First we hire our candidates

and after the end of the first

week of training, we make

an offer to the whole class:

The payment for the period

they have worked plus 2000

dollars for them to leave the

job. The offer is valid until

the end of the training peri-

od. We want to be sure that

54 SANT‹GRAT

052_055_rauf 7/12/12 1:36 PM Page 4

Page 55: Santigrat Dergisi Sayı:17

oluflturuyor ve kurdu¤umuz bu yap›y› bir varl›k olarak de¤erlen-

diriyoruz. ‹fle ald›¤›m›z elemanlar›n ço¤unun girifl seviyesinde ol-

mas›n› ve flirketin verdi¤i e¤itim ve yönlendirme sayesinde yak-

lafl›k 5 ila 7 y›l içinde k›demli birer yönetici haline gelme f›rsat›na

sahip olmas›n› istiyoruz. Bu üzerinde çal›flmaya devam etti¤imiz

bir konu ve gelece¤ine yönelik, gerçekten büyük heyecan duyu-

yoruz.”

BU STRATEJ‹LER ÇOK ÖNEML‹

Zappos’un ‹K stratejilerini okurken birkaç uygulama daha dikkati-

mi çekti. Paylaflmakta yarar görüyorum:

• Girifli seviyesindeki personelden bekledi¤imiz en önemli fley,

çal›flt›¤› ekibin sorumlu oldu¤u ürün kategorisine tutkuyla ba¤l›

olmas›d›r. Moda ekibimiz için eleman seçerken moda dergileri

okumaktan hofllanan kiflileri tercih ediyoruz. H›zl› hareket etmesi

gereken elemanlar›m›z› maratonculardan seçiyoruz.

• fiirket d›fl›nda çal›flmas› gereken elemanlar›m›za da hafta sonla-

r› düzenli olarak yürüyüfllere ç›kan veya kamp kurmaktan hoflla-

nan kiflilerden seçiyoruz.

• Her bölüm için özel e¤itim programlar› olmakla birlikte bütün

bölümlere yönelik kurslar veren bir de ‹nsan Kaynaklar› Havuzu

Ekibimiz bulunmaktad›r. Bu kurslar›n ço¤u flirket içinde hangi

bölüm olursa olsun terfi edebilmek için al›nmas› zorunlu dersle-

ri içerir.

• Her bölüm için havuzumuz tam anlam›yla dolduktan sonra, ça-

l›flanlar›m›zdan biri flirketten ayr›l›rsa, onun önünde veya arkas›n-

da bulunan ve onun sorumluluklar›n› üstlenebilecek biri mutlaka

haz›r olacakt›r. Bu flekilde bir tek çal›flan de¤il, eleman ‘havuzu-

muz’ esas varl›¤›m›z olacakt›r.

our employees do not work

just for the money. We would

like them to have faith in our

long term vision and to want

to be a part of our culture.

Usually, those who accept our

offer are limited to one per

cent.”

IT TAKES TIME TO BE

MANAGER

“Career management” have

crucial importance for the

employees, especially for the

new generation.They would

like to know when, how and

under what circumstances

they will get their promotion,

and to plan their lives

accordingly. This is, however,

not usually possible for most

companies. By Zappos, Hsieh

offers this chance to the

employees.

“By Zappos, we have a

different philosophy. Instead

of treating our employees

like assets, we form a human

resources pool to include

people from all departments

and levels of talent and

experience, and we accept

this structure as an entity.

We want our employees to

start the job usually in the

beginning level and to

become a senior manager

within 5 to 7 years, with the

help of our trainings and

consultance. This is an issue

we have been working on,

and we are very enthusiastic

about its future.”

THE CRUCIAL STRATEGIES

A number of practices drawn

my attention while reading

the Zappos HR strategies,

which I deem important to

share:

• Our number one expectancy

from the beginner level

employee is their devotion to

the product category for

which their team is

responsible. We prefer to

employ people who love

reading fashion magazines

while recruiting for our

fashion team. We pick the

employees who has to move

fast among the maraton run-

ners.

•We choose our employees

who has to work out of office

among people who regularly

go for walks in the weekends

and enjoy camping.

•In addition to special training

programs for each

department, we have a

Human Resources Pool Team

that organizes courses for all

departments. These programs

include mandatory courses to

be promoted in any depart-

ment.

•For each department, there

is a back-up person ready to

take under the responsibilites

of any employer in case he

quits the job, once our pool is

literally full. This way, our

pool of employees will be

our real asset, and not any

particular employee.

SANT‹GRAT 55

052_055_rauf 7/12/12 1:36 PM Page 5

Page 56: Santigrat Dergisi Sayı:17

Inevitably, we

began to appreciate the

world with global warming.

Our environmental-con-

sciousness has been raised.

Following vegetations and

toys, now it is the turn of

fashion for this trend to rule.

However, organic wear is

not just about finding the

right fabric. Let’s say cotton,

for instance… It may not be

as innocent as you would

think. Some 500 grams of

Malum küresel ›s›nma tehlikesiyle dünyan›n

k›ymetini anlad›k. Çevre bilincimiz geliflti. Sebze, meyve, oyun-

cak derken modada da bu e¤ilim hakim oldu. Ama organik gi-

yim deyince ifl do¤al kumafllar› kullanmakla bitmiyor. Örne¤in

pamuk. Düflündü¤ünüz kadar masum de¤il. Basit bir pamuklu t-

shirt üretmek için yaklafl›k 500 gr kimyasal gübre ve böcek ilac›

kullan›l›yor. Bunlar›n ço¤u kanserojen. K›sacas› ask›da öylece du-

Yaz› / By. ÜMMÜ TAYLAN

fiimdi do¤aya dönüfl moda…ARTIK HER fiEY‹N ORGAN‹⁄‹ TERC‹H ED‹L‹YOR. MODA DA BU RÜZGÂRDAN NAS‹B‹N‹ ALIYOR. TASARIMLAR-

DA K‹MYASAL ‹fiLEMLERDEN, SENTET‹K KUMAfiLARDAN VAZGEÇ‹L‹RKEN, PAMUK, KENEV‹R, BAMBU VE

HATTA ISIRGANDAN YAPILAN KUMAfiLAR GARDIROPLARA G‹RMEYE HAZIRLANIYOR.

56 SANT‹GRAT

056_059_moda 7/12/12 1:34 PM Page 2

Page 57: Santigrat Dergisi Sayı:17

THERE IS NO END TO LIFE ALTERING INVENTIONS. IT IS NOT THE MAJOR INVENTIONS WHICH HAVE CHANGED

THE COURSE OF HISTORY SUCH AS THE WHEEL, AIRPLANE, AUTOMOBILE, OR NUCLEAR ENERGY; BUT THOSE

WE ALL USE 7/24 IN OUR DAILY LIFE THAT WE ARE TALKING ABOUT: THOSE ANONYMOUS LIKE THE SAFE-

TY PIN, THE PAPER CLIP, THE DISHWASHER OR THE VACUUM CLEANER…

chemical fertilizers and pes-

ticides are used to produce a

simple cotton shirt. And

most of these are carcino-

genic. In fact, the shirt

hanging in your wardrobe

begins to harm the nature

during the production phase.

And it harms you when you

wear it. No matter how

many times they are

washed, rendering clothes

free from chemicals is not

possible. So now, designers

working for organic wear or

in other words ecological

garments create their collec-

tions with chemical-free fab-

rics and dyes. These materi-

als widely range from bam-

boo to beech, soy to chemi-

cal-free organic cotton and

linen… Organic baby cloth-

ing is now very frequent

SANT‹GRAT 57

ran gömle¤iniz daha üretim aflamas›nda do¤aya zarar vermeye

bafll›yor. Giyerken de size. Üstelik ne kadar y›kansa da, giysileri

kimyasallardan ar›nd›rmak mümkün olmuyor. Organik giyim ya

da di¤er ad›yla ekolojik giyim için ter döken tasar›mc›lar hiçbir

kimyasal kullanmadan elde ettikleri kumafllar ve boyalarla haz›r-

l›yorlar art›k koleksiyonlar›n›. Bambudan kay›n a¤ac›na, soyadan

kimyasal ifllemlerden geçmemifl organik pamuk ve ketene ge-

nifl bir yelpazeye yay›l›yor materyaller. Bebekler için üretilmifl

organik giysiler art›k çok rahatl›kla bulunuyor ve yeni do¤an be-

bekler için anlaml› bir hediye olarak ilgi çekiyor. Do¤a dostu ta-

sar›mlar sadece ülkemizde de¤il Paris, New York moda haftala-

r›nda da büyük ilgi görüyor. Y›llar önce Vikinglerin dayan›kl›l›¤›n-

dan dolay› deniz savafllar›nda yelken olarak kulland›¤› ›s›rgan

otundan yap›lan kumafllar için de Ar-Ge çal›flmalar› sürüyor.

Hem de ülkemizde. Is›rgandan yap›lan kumafllar terletmedi¤i gi-

bi buruflmuyor da.

Organik giyim için sadece sertifikal› kumafllar kullan›labiliyor.

Üreticinin bu belgeyi alabilmesi için çevresel risklerden kaç›n-

mas›, dünyan›n kaynaklar›n› verimli kullanmas›, çevre kirlili¤ini

minimize etmesi, sosyal adalete yard›mc› olmas› yani üretimde

çal›flan iflçilerin haklar›n› korumas› flart. Etik ilkeler ekolojik giyim

trendinin olmazsa olmaz›.

Çevreci grup U2’nun solisti Bono ile efli Ali Hewson’›n yaratt›¤›

Back to the nature…

056_059_moda 7/12/12 1:34 PM Page 3

Page 58: Santigrat Dergisi Sayı:17

‘Edun’ ad›ndaki marka da etik de¤erlere vurgu

yap›yor. Peru ve Türkiye’den organik kumafl

alarak, Afrika’daki çevre ve insan dostu fab-

rikalarda üretim yapan marka, sadece giysi

üretmeyi de¤il dünyan›n geliflmekte olan

bölgelerinde ifl alanlar› açmay› da he-

defliyor.

Modaya yön veren birçok markan›n ve ta-

sar›mc›n›n organik giyim koleksiyonlar› vitrin-

lerde yerini alm›fl durumda. Marks&Spencer,

Nike, Gap, Louis Vuitton, Stefanel, Armani

kenevir ve organik pamuktan giysiler üreti-

yor. Dünya markalar›na organik kumafl üreti-

mi yapan ülkemizde de organik giyim trendi

h›zla yay›l›yor. Sadece ekolojik üretim yapan

Pema Organik koleksiyonlar›yla oldu¤u kadar

haz›rlad›¤› sosyal sorumluluk projeleriyle de

çevreye ve insana duyarl›l›¤›n›n alt›n› çiziyor.

Bambu tiflört tasar›mlar›yla Triplus, yine bam-

budan ve soyadan yap›lm›fl ipliklerle haz›rlad›¤›

and is appreciated as a sen-

sible gift for newborns.

Environmental-friendly

designs draw huge attention

not only here, but in Paris or

New York fashion weeks as

well. Our R&D departments

are still working on fabrics

made out of nettle, which

the Vikings used to make

their sails for their resist-

ance in naval wars centuries

ago. Besides, fabrics made

out of nettle are antiperspi-

rant and crease-resistant.

Only certified fabrics can be

used for organic wear. The

producer has to stay away

from environmental risks,

make an efficient use of the

natural resources, minimize

pollution, contribute in social

justice, a.k.a. vindicate the

workers in production in

order to be certified. Ethical

values are the sine qua non

of ecological wear trend.

The brand ‘Edun’ created by

the lead singer Bono of the

environmentalist band U2

and his wife Ali Hewson also

lay emphasis on ethical val-

ues. Purchasing organic fab-

rics from Peru and Turkey,

and producing in eco- and

humanity-friendly factories

around Africa, the brand

aims to create employment

in developing countries

while producing clothing.

The organic collections by

many leading brand and

58 SANT‹GRAT

056_059_moda 7/12/12 1:35 PM Page 4

Page 59: Santigrat Dergisi Sayı:17

designer are already on dis-

play. Marks&Spencer, Nike,

Gap, Louis Vuitton, Stefanel,

Armani produce clothes

from hemp and organic cot-

ton. The trend of organic

wear is rapidly gaining pop-

ularity in our country, where

organic fabrics for many

global brands are produced.

The 100% ecological produc-

er Pema Organic lays

emphasis on environmental

and humane consciousness

with their collections and

their social responsibility

projects. The bamboo t-

shirts of Triplus, the bamboo

and soy-fabric collection of

Yeflim Textile, the ‘Purelife’

collection of Morera

Underwear, Mavi Jeans, Big

Star Jean and Sarar’s collec-

tion created by the Spanish

designer Miguel Adrover are

among the eco-wear stars in

the new season.

There are numerous benefits

to organic clothing. It pro-

hibits allergies, adapts the

skin. Fabrics made of natural

yarns are resistant, hygienic,

anti-bacterial and refreshing.

Not to mention their envi-

ronmentalist nature and

eco-friendly disposition…

SANT‹GRAT 59

koleksiyonla Yeflim Tekstil, ‘Purelife’ koleksiyonu ile Morera ‹ç

Giyim, Mavi Jeans, Big Star Jean ve ‹spanyol Tasar›mc› Miguel

Adrover’e haz›rlatt›¤› koleksiyonla Sarar yeni sezonun ekolojik

giyim y›ld›zlar› olmaya aday firmalardan.

Organik giyimin faydalar› çok. Alerjiyi önlüyor, tene uyum gös-

teriyor. Do¤al ipliklerden elde edilen ürünler dayan›kl›, hijyenik,

antibakteriyel ve serinletici. Çevreci tavr› ve do¤ay› korumas› da

cabas›.

056_059_moda 7/12/12 1:35 PM Page 5

Page 60: Santigrat Dergisi Sayı:17

Daikin Türkiye

Daikin Türkiye

TÜRKİYE’Yİ AVRUPA, ORTADOĞU VE AFRİKA’NIN AR-GE, ÜRETİM VE LOJİSTİK ÜSSÜ OLARAK KONUM-LANDIRMAYI VE BÖLGENİN EN ÖNEMLİ İKLİMLENDİRME PAZARI HALİNE GETİRMEYİ HEDEFLEYEN DAIKIN, SON BİR YILDA İHRACATINI YÜZDE 46 ORANINDA ARTIRARAK İKLİMLENDİRME SANAYİSİNDE BİRİNCİLİK ÖDÜLÜNE LAYIK GÖRÜLDÜ.

AIMING TO MAKE TURKEY THE R&D, PRODUCTION AND LOGISTICS BASE OF EUROPE, MIDDLE EAST AND AFRICA AS WELL AS THE MAJOR AIR CONDITIONING MARKET OF THE REGION, DAIKIN RAISED ITS EXPORT BY 46 PER CENT IN THE PREVIOUS YEAR, IS HEREBY GRANTED THE NUMBER ONE PRIZE OF THE AIR CONDITIONING INDUSTRY.

İhracatta en hızlı büyüyen şirket

The fastest growing company in export

60 SANTİGRAT

Page 61: Santigrat Dergisi Sayı:17

Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri (OAİB) ihra-

catta gösterdikleri performanstan dolayı Türkiye’nin başa-

rılı şirketlerini ödüllendirdi.

Son bir yılda ihracatını yüzde 46 oranında artıran Daikin

Türkiye, iklimlendirme sanayisinde birincilik ödülüne la-

yık görüldü. Ödüller Orta Anadolu İhracatçı Birlikleri’nin

yeni hizmet binasında düzenlenen törenle sahiplerine

verildi. Törende, İklimlendirme Sanayi İhracatçıları Birliği

birincilik ödülünü, Daikin Türkiye Genel Müdür Yardımcısı

Zeki Özen, Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet

Büyükekşi’nin elinden aldı.

Daikin Türkiye’nin ihracat performansı ile ilgili bilgi ve-

ren Zeki Özen, “Hendek fabrikasında ürettiğimiz Daikin ve

Airfel markalı ürünlerimiz bugün 31 ülkeye ihraç ediliyor.

İhracatımızı, dört yıl içinde altı katına çıkartarak 161 ülke-

ye ve 125 milyon Euro’ya yükseltmeyi hedefliyoruz” dedi.

Geçtiğimiz yıl Airfel’i satın alarak Türkiye pazarına yatırım

yapan dünya klima uzmanı Daikin, Türkiye’yi Avrupa, Or-

tadoğu ve Afrika’nın Ar-Ge, üretim ve lojistik üssü olarak

konumlandırmayı ve bölgenin en önemli iklimlendirme

pazarı haline getirmeyi hedefliyor.

The Central Anato-

lian Exporters Union (OAİB)

awarded the successful compa-

nies of Turkey for their export

performances.

Increasing their export by 46

per cent in the last year, Daikin

Turkey was awarded the first

prize of the air conditioning

industry. The companies took

their awards with a ceremony

that took place in the new

service building of the Central

Anatolian Exporters Union. In

the ceremony, Daikin Turkey

Vice General Director Zeki Özen

was presented the Air Condi-

tioning Industry Exporters Union

first prize by Turkish Exporters

Assembly President Mehmet

Büyükekşi.

Giving insight into the export

performance of Daikin Turkey,

Zeki Özen said: “Our products

produced in the Hendek factory

under the Daikin and Airfel

brands are exported to 31

countries today. We are aiming

to increase our export sixfold

within the next four years to

reach 161 countries and 125

million Euros.”

Having invested in the Turkish

market by taking over Airfel in

the previous year, the world

air conditioning expert Daikin

is aiming to make Turkey the

R&D, production and logistics

base of Europe, the Middle East

and Africa, hereby turning it

into the major air conditioning

market of the region.

SANTİGRAT 61

Page 62: Santigrat Dergisi Sayı:17

Yaz› / By. C‹HAN DEM‹RfiEVK

We all have under-

gone a period intertwined

with comic books during our

childhood. For some of us, it

signified an introduction to

literature, for others it was an

irreplaceable passion… For

the parents, it meant trouble

which kept their children up

from their studies… Hiding

them in the

school books or

sacrificing our

precious sleep

hours, we used to

read comic books

for endless hours,

which was the only

way of escaping the

world as we knew of it.

Comic books, or in other

words “Teksas-Tommiks”

(Il Grande Blek-Capitan Miki)

books are a by-gone memory

for many of us, but for some,

they are still a great passion.

It would be underestimating

to call this “special” popula-

tion as mere readers. This is

quite a vague population

consisting of people from all

ages and without a definite

profile; and for them, comic

books are a world of their

own. The rediscovery of the

world of comic books, which

is generally regarded as the

entertainment of the people

in their 40’s, is now very

easy… With the increasing

interest of the publishing

houses and the quality of the

books, comic books are

nowadays a huge endless

world…

INTRODUCTION TO COMIC

BOOKS FOR STARTERS

The story of the literary arts

usually starts from centuries

ahead in time, but this is not

the case for comic books.

Comic books are the art of

the twentieth century.

Invented to render literature

more entertaining through

Küllerinden do¤uyorB‹R KUfiA⁄I BÜYÜTEN ZAMANIN “ZARARLI” E⁄LENCES‹ Ç‹ZG‹ ROMANLAR, SON DÖNEMDE BAMBAfiKA

FORMATLA KARfiIMIZDA. EDEB‹YAT KLAS‹KLER‹N‹N Ç‹ZG‹ ROMANA UYARLANMASIYLA BAfiLAYAN BU

SÜREÇ, BUGÜN HEM BÜYÜKLER HEM DE M‹N‹KLERCE ‹LG‹YLE TAK‹P ED‹L‹R HALE GELD‹. HATTA BAfiKA B‹R

ANLAMDA Ç‹ZG‹ ROMAN KÜLLER‹NDEN YEN‹DEN DO⁄DU!

Çizgi dünya

Hepimizin çocuklu¤unda çizgi romanlarla iç içe geçen

bir dönemi olmufltur. Kimileri için edebiyata girifl olan bu çizgi

roman evresi, baz›lar›m›z için kesinlikle vazgeçilmez bir tutkuy-

du… Anne-babalar içinse çocuklar› dersten al›koyan tam bir bafl

belas›… Ders kitaplar›n›n aras›nda saklanan, uykudan feragat

edilerek ayr›lan vakitlerde saatlerce hiç s›k›lmadan okunan çizgi

romanlar, bu dünyan›n d›fl›na ç›kman›n yegâne yoluydu. Çizgi

romanlar bir baflka deyiflle “Teksas-Tommiks”ler bugün birçokla-

r› için geçmiflte kalan bir an› olsa da, baz›lar› için hâlâ büyük tut-

ku. Bu ‘özel’ kitleyi yaln›zca okur olarak de¤erlendirmek yeterli

de¤il belki de. 7’den 70’e her yafltan ve kesimden oluflan ve ke-

sinlikle net bir profili olmayan bu kesim için çizgi roman bam-

baflka bir dünya.

Daha çok 40’l› yafllar›n e¤len-

cesi olarak bilinen çizgi roman›

yeniden keflfetmek isteyenler

için, imkanlar çok müsait… Üstelik

yay›nevlerinin ilgisinin de, kitaplar›n

kalitesinin de çok artt›¤› flu günlerde bi-

timsiz bir dünya gibi çizgi romanlar.

YEN‹ BAfiLAYANLAR ‹Ç‹N Ç‹ZG‹

ROMANA G‹R‹fi

Genellikle edebiyat türevlerinin tarihi anlat›l›rken

yüzy›llar öncesine gidilir ama çizgi roman dünya-

s›nda durum farkl›. Çizgi roman bir yirminci yüzy›l

sanat›. Edebiyat› resim gibi e¤lenceli k›lmak ama-

c›yla ortaya ç›kan çizgi roman, bu basit tan›m› aflarak

62 SANT‹GRAT

062_067_cizgi 7/16/12 6:09 PM Page 2

Page 63: Santigrat Dergisi Sayı:17

COMIC BOOKS, THE “CORRUPTIVE” ENTERTAINMENT OF THE GOOD OLD DAYS WHICH HAS RAISED A

GENERATION ARE ONCE AGAIN ON THE STAGE IN A TOTALLY ALTERED FORMAT. THE ADVENTURE STARTED

WITH THE ADAPTATION OF LITERARY CLASSICS AND BECAME AN OBJECT OF DESIRE EITHER FOR GROWN-

UPS AS WELL AS THE CHILDREN. IN A SENSE, COMIC BOOKS ARE REBORN FROM THEIR ASHES!

pictures, comic books have

overcome this description

and developed a set up,

narrative and visual style of

their own.“The Yellow Kid”

(1896) by Richard Fenton

Outcalt is usually cited as the

first example of this art.

What distinguishes Yellow

Kid from others which had

appeared on the press before

was this: for the first time

ever, the written sequences

of the story that developed

around the little protagonist

were placed within the

drawing, which were actually

the precedent of the speech

bubbles. The comic strips

that were produced for the

US papers to act as a primary

element in the journal

competitions in the early

20th century soon began to

be gathered under a maga-

zine format, reprinted and

redistributed. This also

signified the start of the

comic books magazines.

In time, the inventories that

had been produced for the

The world of comic booksRebirth from the ashes

SANT‹GRAT 63

062_067_cizgi 7/16/12 6:09 PM Page 3

Page 64: Santigrat Dergisi Sayı:17

kendi kurgusu, anlat›m ve görsel tarz›n› yaratt›. Bu sanat›n ilk ör-

ne¤i olarak genellikle Richard Fenton Outcalt’in ‘The Yellow Kid

(Sar› Çocuk)’ (1896) gazete band› gösteriliyor. Daha önce yaz›l›

bas›nda yer alan baz› denemelerden Yellow Kid’i ay›ran özelli¤i

ise, devaml› bir karakter olarak bantta görülen küçük çocuk et-

raf›nda geliflen hikâyede, ilk defa çizim içine yerlefltirilmifl yaz›-

lar›n yer almas›yd› ki, bunlar yaz› balonlar›n›n atas›yd›! 20’nci

yüzy›l bafllar›nda Amerika gazetelerine üretilen ve bu gazete re-

kabetinin önemli bir ögesi haline gelen çizgi-bantlar daha sonra

dergi format›nda toplanarak yeniden bas›lmaya ve da¤›t›lmaya

baflland›. Bu, çizgi roman dergicili¤inin de bafllang›c›yd›. Zaman-

la gazete için üretilen stoklar›n talebi karfl›lamamas› dergiler için

özgün üretim ve çizgi roman yay›mc›s› firmalar›n oluflumunu te-

tikledi. Bunun sonucu olarak 1933 y›l›nda, günümüzde de genifl

bir hayran kitlesine ulaflan ‘Süperman’ kahraman› yarat›ld›. ‹lk

çizimlerde kel ve kötü bir uzayl› olarak yarat›lan süper kahra-

newspapers failed to meet

the demand, triggering the

foundation of original car-

toon producers and publish-

ers. Eventually, “Superman”

was created in 1933, whose

popularity has continued to

the present. Presented as a

bald and evil alien in the

early drawings, the super

hero did not sell for five

years and began faltering. In

1938, he was commissioned

by DC Comics to serve

TÜRK Ç‹ZG‹ ROMAN KAHRAMANLARI� Abdülcanbaz: 1957 y›l›nda Turhan Selçuk

taraf›ndan Milliyet gazetesi için çizilmeye bafllanan çizgi roman ve çizgiroman›n baflkahraman›.

� Tarkan: Sezgin Burak taraf›ndan yarat›lan kurgusal Hun savaflç›s› ve ayn› isimli çizgi roman serisi. Daha önceki çizgi romanlardan gerek anlat›m gerekse çizgi aç›s›ndan çok farkl› olarak tasarlanm›fl, 14 Nisan 1967’de Hürriyet’te günlük bantlar halinde yay›mlanmaya bafllam›flt›r. Tarkan karakterinin “At›l kurt!” sözü kendisi kadar ünlüdür.

� Karao¤lan: ilk kez 1 Nisan 1963’te Türkiye’de yay›mlanmaya bafllayan,Suat Yalaz’›n yaz›p çizdi¤i haftal›k tarihi çizgi roman dergisi. Farkl› dönemlerde de¤iflik yay›nevleri taraf›ndan yeniden yay›mlanan dergi, en son 2000’li y›llarda bir kez daha yay›mland›. Dergi haline gelmedenönce de ilk kez 3 Ocak 1962’de Akflam Gazetesi’nde tefrika edildi.

� Yüzbafl› Volkan: Ali Recan’›n Türk Hava Kuvvetleri’ne mensup genç birpilotun maceralar›n› anlatt›¤›, 1970 y›l›nda yay›n hayat›na bafllayan kahraman.

� fiehir Köpe¤i: fiehir Köpe¤i, Murat Bozkurt’un yaratt›¤›, maceralar› vahfli atmosferli bir ‹stanbul'da geçen çizgi roman kahraman›.

� Muhlis Bey: Behic Pek ve Latif Demirci’nin G›rg›r’da yaratt›klar› efsanevi tipleme.

� Utanmaz Adam: 1959 y›l›nda Türk çizgi roman dergi okuru ilk kez mizahi bir çizgi roman kahraman› ve onun kendi bafll›¤›n› tafl›yan ba¤›ms›z dergisiyle karfl›laflm›flt›r: O¤uz Aral’›n çizdi¤i Utanmaz Adam.

� Avanak Avni: Avanak Avni, karikatürist O¤uz Aral’›n G›rg›r sayfalar›ndayaratt›¤› ünlü bir çizgi-kahraman›.

64 SANT‹GRAT

062_067_cizgi 7/16/12 6:09 PM Page 4

Page 65: Santigrat Dergisi Sayı:17

man, 5 y›l boyunca satamad› ve bocalama evresine girdi.

1938’de ise DC Comics taraf›ndan bir süper kahraman olarak in-

sanl›¤›n hizmetine girdi. Nietzsche’nin Ubermensch (üstün in-

san)’›na benzetildi. Zaman içerisinde güçleri artt› ama küçük de-

¤ifliklikler olsa da Amerikan bayra¤›n› simgeleyen mavi-k›rm›z›

renklerden oluflan bildi¤imiz taytl› kostümü hep sabit kald›. As-

l›nda, ilk efsane olan Superman’den de anlayabilece¤imiz en

önemli unsur çizgi roman›n tam bir Amerikan icad› oldu¤u…

Okumaktan çok izlemeyi tercih eden Amerikan kültüründe sine-

man›n popülerleflmesine kadar, en önemli e¤lenceydi diyebili-

riz. Superman’in yaratt›¤› etki, arkas›ndan birçok kahraman› ge-

tirdi. Bunlar›n bafl›nda deneme çizimlerinde bir kaç macerada

Superman’e yard›mc› olan Batman geliyordu. Yard›mc› rol tutun-

ca, o da süper kahramanlar listesinde yerini ald›.

TEKSAS TOMM‹KS’‹ B‹LMEYEN VAR MI?

Ülkemizde ebeveynler taraf›ndan ‘Teksas-Tommiks’ olarak ad-

land›r›lan çizgi roman kültürü, hep kötü bir al›flkanl›k olarak gö-

rüldü. Anneler babalar hatta ö¤retmenler onlarla y›llarca müca-

dele etti… Çok sonradan çizgi romanlar›n, hayal gücünü gelifl-

tiren önemli bir etkinlik oldu¤u anlafl›ld›. Çizgi romanla, çocuk-

lar›n okumaya e¤lenceli bir bafllang›ç yapt›¤› ve hatta bunun

humanity as a super hero. He

was compared to Nietsche’s

Ubermensch. His powers

improved in time, but his

blue-red tight costume that

symbolized the USA flag

remained the same despite

small modifications. As could

be understood from the

Superman example, the

main feature of the comic

books, in fact, is that they

are an authentic American

invention. They served the

American culture, which pref-

ered watching over reading,

as the primary source of

entertainment until cinema

gained popularity. The trend

initiated by Superman was

continued with many other

heroes. Batman, who

assisted Superman in several

adventures during the

TURKISH COMIC BOOK HEROES� Abdülcanbaz: Turhan Selçuk began

drawing the series named after the protagonist in 1957 for Milliyet daily.

� Tarkan: Created by Sezgin Burak, the series takes the name from the mythical Hun warrior. It was very different than its precedents in terms of narrative and drawing techniques. Having begun its life on 14 April 1967 in Hürriyet daily, Tarkan was famous with his motto: “Leap up, wolf!’”

� Karao¤lan: Created by Suat Yalaz, the historical cartoon magazine was first published on 1 April 1963 in Turkey. Published by various houses in time, for the last time in the 2000’s. Before becoming a magazine, it had first been published on 3 January 1962 in Akflam daily.

� Yüzbafl› (Captain) Volkan: Created by Ali Recan, the series was concerned on the adventures of a young pilot in the Turkish Naval Forces and was first published in 1970.

� fiehir Köpe¤i (Urban Dog): Murat Bozkurt created this cartoon hero and his adventures in an Istanbul of wild setting.

� Muhlis Bey: The legendary figure created by Behiç Pek and Latif Demirci for G›rg›r magazine.

� Utanmaz Adam (Shameless Man): In 1959, the Turkish cartoon readerwas introduced to a comic cartoon hero and an independent magazine named after him: the Shameless Man by O¤uz Aral.

� Avanak Avni (Avni the Fool): The famous cartoon character designed by O¤uz Aral for G›rg›r.

SANT‹GRAT 65

062_067_cizgi 7/16/12 6:09 PM Page 5

Page 66: Santigrat Dergisi Sayı:17

gerçek edebiyata ön haz›rl›k oldu¤unu savunuldu. Asl›nda pek

ço¤umuz dünyaya dair ilk önemli bilgilerimizi çizgi romanlar-

dan ö¤renmedik mi? Mesela, ‘hipnotizma’y› Mandrake’den;

Amerika’n›n bir dönem ‹ngiliz iflgalinde oldu¤unu ‘Çelik Bilek’

Teksas ve Kaptan Swing’den; beyaz sömürgecilerin Afrika or-

manlar›n› nas›l talan ettiklerini K›z›lmaske’den, Amazon orman-

lar›n›n dünya için önemini Mister No’dan... K›sacas› ebeveynle-

rin düflman› Teksas-Tommiksler çocuklara hayata dair ipuçlar›

verdi hep…

demo-drawings, was the

forerunner. When the

supporting role was a suc-

cess, he entered the list of

super heroes himself.

THE COMIC VIP’S

The cartoon culture, referred

to as “Teksas- Tommiks”

(Il Grande Blek- Capitan

Miki) by our parents, was

always regarded as a bad

habit. Not only parents, but

also teachers have fought

against them…

It was only much later that

comic books were

understood to be a facility

of importance which

encouraged imagination. It

was claimed that through

comic books, children made

a joyful start to reading and

that comic books were a

preparatory step to genuine

literature. Haven’t we all

gained our very first insights

of the world through comic

books? We have learned

‘hypnose’ from Mandrake;

the British occupation of

America from Il Grande

Blek and Captain Swing;

the white colonizer’s

destruction of the African

forrests from Redmask; the

importance of the Amazons

from Mister No… In short,

these enemies of the

parents were the ones who

gave children hints of what

life is…

66 SANT‹GRAT

062_067_cizgi 7/16/12 6:09 PM Page 6

Page 67: Santigrat Dergisi Sayı:17

TÜRK‹YE’DE Ç‹ZG‹ ROMAN

Amerikal›lar taraf›ndan icat edilen ve gelifltirilen çizgi roman kül-

türünün ülkemize uyarlamas› biraz zor oldu. Yerli kahramanlar

yarat›lsa da bir Tommiks veya bir Örümcek Adam etkisi do¤ura-

mad› hiçbir zaman. Onlar›n renkli kostümleri ve do¤aüstü güçle-

ri, bizim ‘Tarkan’lar›n ‘Kara Murat’lar›n at üstünde maceralar›n-

dan çok daha fazla ilgi çekti. Bu ilgi karfl›s›nda Yeflilçam yap›m-

c›lar› bofl durmad› ve Hollywood’un ‘Superman’lerine karfl› çizgi

romandan uyarlama filmler çektiler. ‘Türk Süpermen’ mavi göz-

leriyle uzun uzun bakarak trenlerin çarp›flmas›n› engelledi, bilim

insan›n› kötü adamlar›n elinden kurtard›. Yine de çizgi romanlar-

da yarat›lan havaya bir türlü yaklaflamad› ve okuyucular›n gözü-

ne giremedi. Zaten Yeflilçam da bu konuda fazla ›srarc› olmad›.

Türkiye’deki çizgi roman hayranlar› da, uzun bir süreyi eldeki

mecmualarla geçirse de yeni macera ihtiyaçlar›n› ayl›k-haftal›k

karikatür dergilerinden karfl›lamaya al›flt›.

YEN‹ NES‹L…

Son birkaç y›ld›r çizgi romanseverler yeni bir kavramla tan›flt›:

“Klasik çizgi romanlar”… Belki de buna klasikleflmifl romanlar›n

çizgi hali dersek do¤ru tan›mlam›fl oluruz. Bu hikâyeler, bugün

ödüllü çizerler ve yazarlar›n aylarca süren çal›flmalar› sonucunda

ortaya ç›kart›l›yor. Ve tabii ki, hikayeler de anne babalar›n ‘basit’

ve ‘gereksiz’ olarak nitelendirdi¤i hikayelere hiç benzemiyor.

Dosteyevski, Tolstoy, Shakespeare ya da Kafka gibi devlerin hi-

kayeleri karfl›m›za ç›k›yor. Üstelik günümüzde kitap okumayan

yeni neslin romanlara daha çok yaklaflmas›n›, en az›ndan onlar›

tan›mas›n› sa¤l›yor. Hatta romanlar› sevmeyen ya da okumaya

vakit bulamayan büyüklerin bile vazgeçilmezi olmaya bafll›yor

bu yeni nesil çizgi romanlar…

COMIC BOOKS IN TURKEY

The cartoon culture, being an

authentic American invention

and production, was hardly

adapted into our society.

Local heroes created could

never initiate an Il Grande

Blek or Spiderman effect.

Their colorful costumes and

supernatural powers were far

more attractive the riding

adventures of our ‘Tarkan’ or

‘Kara Murat’. Motivated by

this interest, Yeflilçam

(Turkish movie industry) pro-

ducers shot cartoon adapta-

tions to compete the

Hollywood’s Supermen. ‘The

Turkish Superman’ prevented

train collisions with his long

blue glances, saved scientists

from the bad fellas. Even

still, he could not come close

to the cartoonic atmosphere,

thus was never favoured by

the readers. Yeflilçam, after

all, did not insist much

either. The Turkish cartoon

fans spend long years with

the magazines at hand, and

learned to satisfy their

hunger for new adventures

with the monthly-weekly

magazines.

NEW GENERATION…

The cartoon fans were

recently introduced to a

brand new concept: “ the

Classics”. They are better

described as the cartoon ver-

sions of the classic novels.

These stories are the produc-

tion of months of hard work

of award-winning illustrators

and writers. And naturally,

they are not a bit like the old

stories our parents called

‘simple’ and ‘unnecessary’.

We encounter the stories by

masters such as Dosteyevski,

Tolstoy, Shakespeare or

Kafka. They help to draw the

new generation of

non-readers closer to novels,

or at least to get to know

them. In fact, they become

the indispensable for the

elders who are not fond of

novels or have no time to

read them…

SANT‹GRAT 67

062_067_cizgi 7/16/12 6:09 PM Page 7

Page 68: Santigrat Dergisi Sayı:17

THE GLOBAL AIR CONDITIONING EXPERT DAIKIN ENTERS THE NEW SEASON IN FULL SPEED WITH A NEW TV

COMMERCIAL. IVANA SERT, A.K.A. THE ADMIRABLE JURY MEMBER OF THE TV SHOW “WHAT SHALL I WEAR

TODAY?” APPEARS AS A CAPRICIOUS STAR IN THE DAIKIN SPOT PRODUCED BY ALAMET‹ FAR‹KA.

Having made an

ifluential investment in

Turkey by taking over Airfel

in 2011, Daikin attracts

attention with a new tv com-

mercial. The global air condi-

tioning expert Daikin empha-

sizes the brand’s promises

and the product features via

an Eskimo in the tv spot.

In the first spot of the cam-

paign, which will consist of a

teaser and two commercial

films, the renowned model

Ivana Sert appears in the

company of an Eskimo char-

acter. In the commercial,

Ivana Sert plays a capricious

superstar who complains

from the melting of her ice

cream, and is saved by the

Daikin Eskimo.

Daikin’s new spot, which is

produced by Alametifarika in

five days, drew great atten-

tion with its very first broad-

cast. Nil Karaibrahimgil com-

posed and performed the jin-

gle. The commercial is direct-

ed by Özer Feyzio¤lu.

2011 y›l›nda Airfel markas›n› sat›n alarak Türki-

ye’ye güçlü bir yat›r›m yapan Daikin, yeni reklam kampanyas›y-

la büyük be¤eni topluyor. Dünya klima uzman› Daikin reklam

kampanyas›nda markan›n vaatlerini ve ürünlerin özelliklerini Es-

kimo karakteri üzerinden anlat›yor.

Bir teaser ve iki filmden olusacak kampanyan›n ilk filminde ün-

lü manken ‹vana Sert de Eskimo karakteri ile birlikte kamera kar-

fl›s›na geçti. Reklam senaryosunda kaprisli bir süper star› canlan-

d›ran ‹vana Sert, elindeki dondurman›n erimesinden flikayet

ederken Daikin’in Eskimosu kaprisli star› kurtar›yor. Yay›na girdi-

¤i andan itibaren büyük ilgi toplayan Daikin’in yeni reklam filmi,

Alametifarika taraf›ndan 5 günde çekildi. Jingle’› besteleyen Nil

Karaibrahimgil, ayn› zamanda seslendirmesini de gerçeklefltirdi.

Reklam filminin yönetmenli¤ini ise Özer Feyzio¤lu üstlendi.

Ivana Sert on Daikin commercial

‹vana Sert, Daikin reklam›nda DÜNYA KL‹MA UZMANI DAIKIN, YEN‹ REKLAM KAMPANYASI ‹LE SEZONA HIZLI G‹RD‹. “BUGÜN NE

G‹YSEM?” ADLI PROGRAMIN BE⁄EN‹LEN JÜR‹ ÜYES‹ IVANA SERT’‹N KAPR‹SL‹ B‹R STARI CANLANDIRDI⁄I

DAIKIN REKLAMI ALAMET‹FAR‹KA TARAFINDAN HAZIRLANDI.

68 SANT‹GRAT

KÜNYE / CREDENTIALS: Yap›m flirketi/ Production: Traffic FilmYönetmen/ Director: Özer Feyzio¤luPost Production/Post Production: FilimiflleriReklam Ajans›/ Advertising Agency: AlametifarikaAlametifarika Ekibi/ Alametifarika Team: Emrah Karpuzcu, Kenan Ünsal, Melda Doyduk,

Kerem Çar, Ça¤r› Ark, Berkay Tahmaz,Sertu¤ Alptekin, Baflar Sar›kaya

Müzik/ Music: Nil KaraibrahimgilMüzik düzenleme/ Musical Arrangement: jingle houseMedya Ajans›/ Media Agency: Cereyan MedyaMecralar/Channels: Tv, radyo, bas›n, aç›khava /Tv, radio, press, outdoor

068_ivana 7/16/12 6:11 PM Page 2

Page 69: Santigrat Dergisi Sayı:17

Airfel’in reklam filmi yürekleri ısıtıyor

Heart-warming spot from Airfel

DAIKIN TÜRKİYE, AIRFEL KOMBİ REKLAMIYLA DA EKRANIN İLGİ ODAĞI OLDU. BEĞENİYLE İZLE-NEN REKLAMDA “YALAN DÜNYA” DİZİSİNDE “REİS” KARAKTERİNE HAYAT VEREN ÖMÜR ARPACI, AIRFEL YETKİLİ SERVİSİNİ CANLANDIRIYOR. REİS KARAKTERİ KENDİNE ÖZGÜ ÜSLUBUYLA KOMBİNİN GÜVENLİK ÖZELLİKLERİNE VURGU YAPIYOR.

DAIKIN TURKEY ATTRACTS ATTENTION WITH AIRFEL COMBI BOILER TV SPOT. ÖMÜR ARPACI, A.K.A. “REİS” OF THE POPULAR TV SERIES “YALAN DÜNYA/HOLLOW WORLD”, PLAYS THE AIRFEL AUTHORIZED SERVICE IN THE COMMERCIAL, EMPHASIZING THE SAFETY FEATURES OF THE COMBI BOILER WITH THE ONE-OF-A-KIND REİS STYLE.

Airfel kombinin 13 güvenlik sensörünün ön pla-

na çıkarıldığı reklam filmi, hayatında hiç bebek bakmamış,

deneyimsiz bir babanın panik halleri ve bebeğin ağlamasıyla

başlıyor. Airfel Güvenli Kombi servis yetkilisini canlandıran

Ömür Arpacı ise babanın yardımına yetişerek bebeği sakin-

leştiriyor.

Bir evde en önemli ihtiyacın “güvenlik” duygusu olmasından

hareketle, Airfel kombinin güvenlik fonksiyonu bu esprili se-

naryo ile anlatılıyor.

Yayına girdiği andan itibaren ilgiyle karşılanan Airfel reklam

filmi, Alametifarika tarafından 1 günde çekildi. Reklam filmi-

nin yönetmenliğini ise Sinan Çetin üstlendi.

Airfel combi boiler

commercial spot

emphasizing the 13 safety

sensors starts with the cry

of a baby and the panic of

the unexperienced father

who has never taken care

of a baby before. And Ömür

Arpacı playing the Airfel

Safe Combi Boiler authorized

service comes to the father’s

aid and calms down the

baby. Based on the fact that

the sense of “security” is the

most important need of a

household, the entertaining

script emphasizes the safety

features of Airfel combi

boiler. Appreciated ever

since the first broadcast,

the Airfel spot is shot by

Alametifarika in a day.

The commercial is directed

by Sinan Çetin.

Künye / Credentials:Yapım şirketi/ Production: PlatoYönetmen/ Director: Sinan Çetin Post Production/ Post Production: Filimişleri Reklam Ajansı/ Advertising Agency: Alametifarika Alametifarika Ekibi/ Alametifarika Team: Emrah Karpuzcu, Kenan Ünsal, Melda Doyduk, Kerem Çar, Çağrı Ark, Berkay Tahmaz, Sertuğ Alptekin, Başar Sarıkaya, Yaşar EzbiderMüzik/ Music: Nil KaraibrahimgilVokal/ Vocal: Melda DoydukMüzik Düzenleme/ Musical Arrangement: Jingle houseMedya Ajansı/ Media Agency: Cereyan MedyaMecralar/ Channels: Tv, radyo, basın/ Tv, radio, press

SANTİGRAT 69

Page 70: Santigrat Dergisi Sayı:17

THE MEMBERS OF THE CEO CLUB, FOUNDED IN THE LEADERSHIP OF CAPITAL AND ECONOMIST JOURNALS,

WELCOMED SUMMER WITH THE “CEO BAND” EVENT SPONSORED BY DAIKIN. BRINGING A WIDE-SCALED

MUSIC-LOVING COMMUNITY TOGETHER IN THE EVENT, DAIKIN PRESENTED A MUSICAL FEAST TO REMEM-

BER TO THE CEO’S, THE YOUTH AND THE AUDIENCE.

The leading execu-

tives of Turkey performed

their musical talents. The CEO

Band organization sponsored

by the world’s air condition-

ing giant Daikin offered

pleasant moments to the

professionals on stage and

the audience. Founded in the

leadership of Capital and

Economist journals, the CEO

Club shines out as a platform

that brings Turkey’s major

CEO’s together.

In his assessment of the CEO

Band event, Daikin CEO

Hasan Önder said: “Music is

the best way to take a short

break out of the busy routine

of the business life and to

get away from its stress. We

are all in need of such short

breaks. On behalf of Daikin,

we are very happy to give

our support to such pleasant

activities.”

The fascinating performances

by the bands “Az Mesai”

(Less Worktime) and “Ecza

Dolab›” (The Medicine Chest)

of business professionals

made their marks on the CEO

Band evening.

Türkiye’nin önde gelen flirketlerinin tepe yönetici-

leri müzik alan›ndaki hünerlerini sergiledi. Dünyan›n klima uz-

man› Daikin’in de sponsor oldu¤u CEO Band organizasyonu hem

sahne alan profesyonellere hem de izleyenlere keyifli dakikalar

yaflatt›. Capital ve Ekonomist dergilerinin öncülü¤ünde kurulan

CEO Club, Türkiye’nin en önemli CEO’lar›n› bir araya getiren bir

platform olarak öne ç›k›yor.

CEO Band etkinli¤inli¤i ile ilgili bir de¤erlendirme yapan Daikin

CEO’su Hasan Önder, “‹fl hayat›n›n yo¤un temposuna k›sa bir ara

vermek ve ifl hayat›n›n stresinden bir nebze de olsa uzaklaflmak

için en iyi yöntem müzik. Bu tip k›sa molalara hepimizin ihtiya-

c› var. Daikin olarak bizde bu keyifli organizasyonlar› destekle-

mekten büyük mutluluk duyuyoruz” dedi.

CEO Band gecesine ifl

hayat›n›n profesyonelle-

rinden oluflan “Az Mesa-

i” ve “Ecza Dolab›” grup-

lar›n›n etkileyici perfor-

mas› damgas›n› vurdu.

Japanese air conditioning giant Daikincooled CEO’s down with its energy

Japon klima devi Daikin’inenerjisi CEO’lar› da serinlettiCAPITAL VE EKONOM‹ST DERG‹LER‹N‹N ÖNCÜLÜ⁄ÜNDE KURULAN CEO CLUB ÜYELER‹ DAIKIN SPONSOR-

LU⁄UNDA DÜZENLENEN “CEO BAND” ETK‹NL‹⁄‹YLE YAZI KARfiILADI. ETK‹NL‹KTE MÜZ‹⁄E GÖNÜL VERM‹fi

GEN‹fi B‹R SKALAYI B‹R ARAYA GET‹REN DAIKIN, CEO’LARA GENÇLERE VE ‹ZLEY‹C‹LERE UNUTAMAYACAK-

LARI B‹R MÜZ‹K Z‹YAFET‹ YAfiATTI.

46 SANT‹GRAT

070_ceoclub 7/12/12 2:18 PM Page 2

Page 71: Santigrat Dergisi Sayı:17

TAKING PART IN THE HUGE BAGS ENLIVENING THE STREETS OF THE CITY AS PART OF ISTANBUL SHOPPING

FEST (ISF), WHICH TOOK PLACE BETWEEN 9-29 JUNE 2012, DAIKIN REPRESENTS THE FESTIVE SPIRIT WITH

THE COMICS OF ERD‹L YAfiARO⁄LU.

The huge Daikin

bags that were placed in

Ba¤dat Street, Bebek Park

and Teflvikiye Street put a

smile on the faces of shopa-

holics during the ISF.

Throughout the festival,

Daikin offered 12 per cent

cash discount, 5 per cent

credit card discount and 12

month installments on the

cash price at the Daikin

Ba¤dat Street Showroom.

The Eskimo renowned for his

“Daikin” cue in the commer-

cials and the shopping

adventures of Erdil

Yaflaro¤lu’s angry pinguin

will continue with brand new

projects to come.

SANT‹GRAT 45

ISF süresince Ba¤dat Caddesi, Bebek Park› ve

Teflvikiye Caddesi’nde bulunan dev Daikin çantalar›, al›flverifl

merakl›lar›n› gülümsetti. Festival boyunca Daikin, Ba¤dat

Caddesi Showroom’unda nakitte yüzde 12 indirim, kredi

kart›na ise yüzde 5 indirim ve peflin fiyat›na 12 ay taksit imkan›

sundu.

Reklam filmlerinde, “Daikin” repli¤iyle dikkatleri üzerine çeken

eskimo ve Erdil Yaflaro¤lu’nun yaratt›¤› sinirli penguen karak-

terinin Shopping Fest ile bafllayan maceralar› yepyeni projeler-

le önümüzdeki günlerde de devam edecek.

Daikin Eskimo goes shopping

Daikin’in Eskimo’su, al›flverifle ç›kt›9-29 HAZ‹RAN 2012 TAR‹HLER‹ ARASINDA GERÇEKLEfiEN ‹STANBUL SHOPPING FEST (ISF) KAPSAMINDA

fiEHR‹N CADDELER‹N‹ fiENLEND‹REN DEV ÇANTALARDA YER‹N‹ ALAN DA‹K‹N, ERD‹L YAfiARO⁄LU

KAR‹KATÜRLER‹YLE FEST‹VAL RUHUNU YANSITIYOR.

071_shoping 7/16/12 4:47 PM Page 3

Page 72: Santigrat Dergisi Sayı:17

Daikin Türkiye Akademi faaliyetlerine başladı...27 MAYIS’TA SAKLIKÖY COUNTRY CLUB’TA DÜZENLENEN PİKNİĞE, DAIKIN TÜRKİYE ÇALIŞANLARI AİLELERİYLE BİRLİKTE KATILDI. DAIKIN TÜRKİYE AKADEMİ’NİN BU ORGANİZASYONUNDA ŞİRKET ÇALIŞANLARI ÇEŞİTLİ YARIŞMALARDA HÜNERLERİNİ GÖSTERİRKEN, ÇOCUKLAR DA KENDİLERİNE AYRI-LAN ALANDA OYUNLAR OYNAYIP, MUTLU SAATLER GEÇİRDİ.

Bugüne kadar Airfel çatısı altında düzenlenen

geleneksel pikniğimiz, bu yıl ilk kez Daikin Türkiye Akademi

organizasyonuyla gerçekleşti. Önemli bir fark da pikniğin ilk

kez şirket bahçesinin dışında bir mekanda yapılıyor olmasıydı.

Piknik için seçilen Saklıköy Country Club, çoktan unuttuğumuz

doğanın en güzel haliyle hepimizi kendine hayran bıraktı. Çi-

menlerle kaplı büyük bir alana yayılmış masalar, oyun alanla-

rı, yemek bölümleri ile herşey güzel bir gün geçirmek için ye-

terliydi. Misafirlerimiz piknik alanı girişinde görevli arkadaşlar

tarafından karşılandı. Büyüklere şapka, miniklere ise şekerler

dağıtıldı. Açık büfede mükellef bir kahvaltıyla güne merha-

ba diyen piknikçiler, uzun sohbetler eşliğinde arkadaşlarıyla

hasret giderdi. Açık büfe öğlen yemeği ise görülmeye değer

zenginlikteydi. Açık havanın acıktırdığı piknikçiler, büfenin ta-

dını çıkardı. Şirket çalışanları, saatler ilerledikçe animatörlerin

yönlendirdiği birçok etkinliğe katılmaktan kendini alamadı.

Our traditional pic-

nic, which used to be organ-

ized by Airfel until recently,

was realized for the first time

by Daikin Turkey Academy

this year. For the first time

ever, the picnic took place in

a place other than the com-

pany garden. Saklıköy Country

Club, which was chosen as

the picnic area, was admired

by everyone with its most

beautiful and natural aspect.

Tables scattered around a

vast meadow, recreational

areas, dining areas all served

for a lovely day. Our guests

were welcomed by the at-

tendants at the entrance of

the picnic area. The grown-

ups were presentes hats, and

the children were presented

candies. The picnickers salut-

ed the day with a sumptous

open buffet breakfast and

enjoyed long chats with their

friends. The open buffet lunch

was an enriched sight to see.

Appetized by the outdoor,

the picnickers enjoyed the

buffet. Later in the day, the

employees could not keep

72 SANTİGRAT

Page 73: Santigrat Dergisi Sayı:17

Daikin Turkey Academy in service…DAIKIN TURKEY EMPLOYEES ATTENDED THE SAKLIKÖY COUNTRY CLUB PICNIC WITH THEIR FAMILIES OBN 27 MAY 2012. IN THE DAIKIN TURKEY ACADEMY ORGANIZATION, THE EMPLOYEES WORKED THEIR MAGIC IN VARIOUS COMPETITIONS, WHEREAS THE CHILDREN PLAYED HAPPILY IN THE SPECIAL FIELD DEDI CATED TO THEM.

SANTİGRAT 73

Page 74: Santigrat Dergisi Sayı:17

Halat çekme, sumo güreşi, sulu pantolon gibi yarışmalar

büyük çekişmelere sahne oldu. Hep birlikte keyifli saatlerin

geçirildiği piknikte en mutlu olanlar ise yine çocuklar oldu.

Onlara ayrılan alanda, kendilerine yardımcı olan gözetmen-

leriyle resimler yaptılar, oyun hamurlarıyla hayal güçlerini

çalıştırdılar, boyama kitaplarındaki desenleri boyadılar. Hızını

alamayanlar geniş çimenlerde koşturup, top oynadı.

Gün batarken, artık gitme vakti de gelmişti. Güzel geçen bir

günün ardından evlerimize dönerken, yoğun geçecek bir haf-

taya hepimiz çoktan hazırdık bile...

74 SANTİGRAT

Page 75: Santigrat Dergisi Sayı:17

themselves away from many

events lead by the animators.

Tug of war, sumo wres-

tling, water pants contests

witnessed great competition.

Children were the most happy

ones of the merry picnic

hours. They painted pictures,

triggered their imagination

with play-doughs, painted

books in the company of their

overseers in a special section.

Those unable to slow down

ran around the green fields

and played with balls.

With the arrival of dusk, it

was time to leave. As we

returned to our homes after

a fine day, we felt ready for

another busy week to come…

SANTİGRAT 75

Page 76: Santigrat Dergisi Sayı:17

Efsane kamyonetler iş başında

Legendary pick-ups on the go

KAMYONET SİZİN İÇİN BİR YÜK TAŞIMA ARACI OLABİLİR. ANCAK ABD’DE BAŞLAYAN BİR ÇILGINLIK KAMYONETLERİN NASIL BİR LÜKS HALİNE GELDİĞİNİ GÖSTERİYOR. ABD’DE ÇİFTLİK HAYATI NEDENİYLE TERCİH EDİLEN PICK-UP’LAR BİR KÜLT HALİNE GELDİ. ASLINDA BU ARAÇLARIN TERCİH EDİLMESİNİN EN BÜYÜK NEDENİ UCUZ VE KULLANIŞLI OLMALARIYDI.

A PICK-UP MAY BE JUST A BOXCAR TO YOU, BUT THE LATEST FRENZY IN THE USA PROVES THAT PICK-UPS HAVE BECOME A LUXURY. ONCE THEY WERE USED FOR THE FARM LIFE IN THE USA, BUT NOW THEY ARE A CULT. IN FACT, THESE VEHICLES ARE MAINLY PREFERED FOR BEING CHEAP AND FUNCTIONAL.

Amerika Otomotiv Endüstrisi yaptığı bir araştırmada

ABD’deki her 10 gençten 6’sının ilk aracının kamyonet olduğu-

nu belirledi. Bu araştırmada dikkat çeken başka bir unsur ise ilk

aracı kamyonet olan tüketicilerin yüzde 90’ının 2’nci aracının da

kamyonet olmasıydı. Tahmin edeceğiniz üzere en iyi kamyonet-

ler yine ABD’den çıktı. Ancak Avrupalı üreticiler de boş durmadı.

YAŞAYAN EFSANE SILVERADOGeneral Motors, 1930 yılında ilk kamyonetini üretim bandına

soktuğunda isim bulma konusunda hiçbir atılım yapmamıştı. Ta

ki şasesinde kullanılan alüminyumun parlaklığının gümüşe be-

zemesi nedeniyle fabrika işçileri ona “Silverado” diyene kadar.

1975 yılında halkın hitap ettiği ismi kamyonete uygun gördü-

ler ve pazara bir Chevrolet efsanesi verdiler. Bugün 1975-1980

modelleri eğer orijinalse 100 bin TL’den başlayan fiyatlarla alıcı

buluyor. Fakat aynı modeli üreten iki marka var. Biri, Geleceğe

Dönüş filminden aşina olduğumuz GMC markası. Silverado is-

miyle satışa sunulan model GMC’nin “K” modeline karşın daha

sadeydi. Fakat aynı araç olmasına rağmen Chevrolet ismiyle

daha fazla sattı. Bugün halen aynı isimle üretimi devam eden

aracın artık hibrit modeli bile var. Fakat hiçbiri V8 motorun ver-

diği hazzı vermiyor.

A research

conducted by the US

Automotive Industry showed

that 6 adolescents out of

10 in the USA had owned a

pick-up as their first vehicle.

Another point of attention

is that 90 per cent of these

pick-up users had had an-

other pick-up after the first

one. As may be guessed,

the best pick-ups were also

American. Still, the European

producers did not give up.

THE LIVING LEGEND: SILVERADOWhen General Motors

produced their first pick-up

in 1930, they did not bother

to find a name. Until one

day the factory workers

began calling it “Silverado”,

for the aluminium shine

on its chassis resembled

silver. This popular nickname

became official in 1975, and

thus a Chevrolet legend was

introduced to the market.

Their original 1975-1980

models are now sold for a

minimum of 100 thousand

Turkish liras. But there are

two brands to produce the

same model. One is GMC,

with which we are familiar

thanks to the movie Back

to the Future. The model

Silverado used to be plainer

than the “K” by GMC. Yet the

car was sold more under the

Chevrolet brand. The car is

still produced with the same

name an deven has a hybrid

version. Yet none gives the

same bang as the V8 engine.

76 SANTİGRAT

Hazırlayan/By: BORA EDİN

Page 77: Santigrat Dergisi Sayı:17

PICK-UP’S BIG BROTHER: MERCURYFord attempted to produce

a land vehicle to meet the

increasing military vehicle

demand during the World

War II, but could not manage

to dethrone Willys. In 1946,

they introduced an unusu-

ally elaborate pick-up into

the market: Mercury. Until

then, trucks and pick-ups

did not have soft seats as

they were intended only for

transportation. Indeed, they

did not even have speed

indicators, nor unneccessary

details such as the doors.

Having realized that pick-ups

could be used by everybody

in 1946, Ford produced the

big brother of pick-ups by

Mercury. Today, an original

Mercury is worth up to 120

thousand dollars.

THE FRENCH FANTASYEurope has its pick-up

legends as well. The first is

from France: Citroën 2CV.

The vehicle which began to

be produced in 1948 with

the French name “deux

cheavaux” meaning “two

horsepowers” owned its

existence to the evolution

of family sedans. The 2CV

is considered as a most

iconic Citroën model. After

a technical analysis in 1953,

the pick-up was chosen the

most original design ever

since Ford T. Designed with

motives of low cost, ease of

use, multi-functionality,

reliability and off-road

KAMYONETİN BÜYÜK BÜYÜK AĞABEYİ MERCURYFord 2’nci Dünya Savaşı sırasında artan askeri araç talebine kar-

şılık vermek için arazi aracı üretmeyi denedi fakat Willys’in tah-

tına konamadı. 1946 yılında Ford üretim bandına bugüne kadar

görülmemiş derecede işçilik barındıran bir kamyonet soktu: Mer-

cury. O güne kadar sadece taşıma amaçlı kullanıldığı varsayıldığı

için kamyon ve kamyonetlere yumuşak koltuklar yapılmıyordu.

Hatta hız göstergesi bile koyulmuyor, kapı gibi gereksiz detay-

lara ihtiyaç olmadığı düşünülüyordu. 1946’da kamyonetin her-

kes tarafından kullanılabilecek bir araç olduğunu fark eden Ford

Mecury ile kamyonetlerin büyük büyük ağabeyi üretti. Bugün

orijinal bir Mercury 120 bin dolara kadar satılabiliyor.

SANTİGRAT 77

Page 78: Santigrat Dergisi Sayı:17

drives, the vehicle

unfortunately did not create

the expected effect, and the

legend failed to last.

However, a particular 2CV

was sold for 200 thousand

Euros last year in Paris.

THE BRITISH ALSO TRIED IN VAINOne of the earliest

pick-up entrepreneurships

of England, Karrier cars and

commercial vehicles

company produced the pick-

ups that were used in the

World War I.

Moving even further on the

line, they produced pick-ups

that worked on rail and land.

The idea of rail pick-up was

apparently more intriguing

that the company steered

for train production. In 1908,

Karrier began the car

production and in 1920

changed its name as Karrier

Motors Ltd. In 1929,

Karrier began producing the

three-wheeled pick-up

“Colt” for Huddesfield

Corporation. In 1965, they

totally disappeared from the

scene after the take over by

the US Dodge.

FRANSIZLAR FANTASTİK YAPTIAvrupa’nın da kamyonet efsaneleri var. Bunların ilki Fransa’dan

geliyor: Citroën 2CV. Fransızca “deux chevaux” yani “iki kat beygir

gücü” ismiyle 1948’de üretime başlanan araç aslında binek aile

tipi otomobilin değişimiyle hayat buldu. 2CV modeli, Citroën’nin

en ikonik otomobillerinden biri olarak kabul edilir. Kamyonet

modeliyle ilgili yapılan teknik incelemede 1953 yılında Ford’un

Model T’sinden sonra en orijinal tasarım olarak seçildi. Düşük

maliyet, kullanım kolaylığı, çok yönlülük, güvenilirlik ve off-road

sürüş için tasarlanan araç ne yazık ki beklenen etkiyi yaratamadı

ve efsane devam etmedi. Ancak geçtiğimiz yıl Paris’te özel bir

2CV modeli 200 bin Euro’ya alıcı buldu.

İNGİLİZLER DE DENEDİ AMA OLMADIİngiltere’de ilk kamyonet girişimlerinden biri olan Karrier araba

ve ticari araç şirketi 1’inci Dünya Savaşı’nda kullanılan kamyo-

netleri üretti. Hatta çizgiyi biraz aşarak hem rayda hem de kara-

yolunda giden kamyonetler yaptı.

Rayda giden kamyonet fikri daha baskın gelmiş olacak ki şir-

ket tren üretimine yöneldi. 1908 yılında, Karrier araba yapmaya

başladı ve 1920 yılında Karrier Motors Ltd şirketi olarak adını de-

78 SANTİGRAT

Page 79: Santigrat Dergisi Sayı:17

Yet the three-wheeled rail

pick-up was a huge ground-

breaker. In fact, most of the

inventors of Land Rover have

been brought up in Karrier

Motors.

HERE IS OUR LEGEND: OTOSAN 600D PICK-UPThe development of

domestic trade increased

the small retailers’ demand

for pick-ups for freight-

age. Thereon a number of

integral fiberglass carcass

pick-ups were produced.

However, sheet iron case

fiber cup pick-ups took the

place of these vehicles, as

they were not practical to

be produced or to be used.

Anadol pick-up trucks whose

mass production began in

1971 entered the market

with the code P2 under the

name Otosan 500, equipped

with 1300cc fuel engine.

By 1980, 1200cc Erk diesel

engine was also used in

production together with

1300 cc fuel engine. Later

on, 1600cc Ford OHC fuel

engine present in Ford

Taunus was used with the

dual-throat Weber

carburetor.

And heat control rods were

placed vertically instead of

horizontally.

The models after 1983

entered the market under

the name P2 Otosan 600D

and were equipped with

four-cylinder, flat 1900cc ERK

diesel engines with over-

head camshaft.

ğiştirdi. 1929 yılında Karrier Huddersfield Corporation için “Colt”

isimli üç tekerlekli kamyonetin üretimine başladı. 1965 yılında

ABD’li Dodge’nin satın alması sonrasında ortadan tamamen kay-

boldu. Fakat 3 tekerlekli ve rayda da gidebilen kamyonet fikriyle

fark yarattı. Hatta Land Rover’ın fikir babaların büyük kısmı Kar-

rier Motors’dan yetişti.

BU DA BİZİM EFSANEMİZ: OTOSAN 600D KAMYONETİç ticaretin gelişmesi, özellikle küçük esnafın hafif yük taşınma-

sında “kamyonet” (pick-up)’lere olan ilgisini artırdı. Bunun üze-

rine önce bir miktar yekpare fiberglas gövdeli (kabin ve kasa)

kamyonet yapıldı.

Ancak bu aracın üretim ve kullanımının pratik olmaması nede-

niyle saç kasalı fiber kupalı kamyonet üretimine geçildi. 1971

yılında seri üretimi başlayan Anadol kamyonetler P2 koduyla

Otosan 500 olarak piyasaya çıktı ve 1300cc benzinli motorla

donatıldı. 1980’den itibaren 1300cc’lik benzinli motorla beraber

1200cc’lik Erk dizel motor da üretimde kullanıldı. Daha sonra

ise Ford Taunus’larda da kullanılan 1600 cc’lik Ford OHC benzinli

motor, çift boğazlı Weber karbüratörle birlikte kullanıldı. Isıtma

kontrol çubukları da yatay değil, dikey yerleştirildi. 83 sonrası

modeller P2 Otosan 600D olarak piyasaya çıkmış, 4 silindirli, düz,

üstten kamlı 1900 cc ERK diesel motorla donatıldı.

SANTİGRAT 79

Page 80: Santigrat Dergisi Sayı:17

Our dealers came together for the meeting at Kaya İzmir Ther-

mal & Convention Hotel on 6 April 2012 and relieved tired-

ness at the gala dinner. The music band which took the stage

gained great interest.

Daikin and Airfel websites are in service with their renewed interfaces and more functional usage. The English version for our

Airfel website is also online. In addition, our new Daikin City website via www.daikinsehri.com offer visual knowledge to our

customers and present the opportunity of calculating how much energy can be saved with a given Daikin product at markets,

restaurants and offices. We suggest you take a look at our websites www.daikin.com.tr and www.airfel.com.tr in their new

versions…

Bayilerimiz İzmir’de bir araya geldi Our dealers united in İzmir

Yeni web sitelerimiz yayında...

Our new web sites are online...

6 Nisan 2012 tarihinde Kaya İzmir Termal&Convention Otel’de

gerçekleşen toplantıda buluşan bayilerimiz günün yorgunluğunu

akşam gala yemeğinde attılar. Galada sahne alan müzik grubuna

ilgi yüksek oldu.

Daikin ve Airfel internet siteleri yenilenen yüzleri ve

daha fonksiyonel kullanımı ile hizmetinizde. Airfel

sayfamızın İngilizce versiyonu da artık hayata geçti.

Bu sitelere ek olarak www.daikinsehri.com adre-

siyle henüz yayına giren Daikin Şehri isimli sitemiz

müşterilere görsel olarak bilgi sağlamasının yanı sıra

market, restoran, ofis gibi alanlarda hangi Daikin

ürünüyle ne kadar enerji tasarrufu yapılabileceğini

hesaplama özelliği ile dikkat çekiyor. www.daikin.

com.tr ve www.airfel.com.tr adreslerini yeni haliyle

ziyaret etmenizi öneririz...

80 SANTİGRAT

Page 81: Santigrat Dergisi Sayı:17

Our 13 dealers pioneered by our Consultancy Sales Manager Turgay

Yay and Private Systems Sales Manager Hüseyin Mulhan took part in

the “Heating Days” seminar organized by Daikin Europe in Belgium on

25 April 2012. Our dealers had the chandce to visit the Belgium factory

before retuning to Turkey.

The local dealers meeting organized on 27 April

2012 in Bursa Almira Hotel with the participation

of 158 dealers and dealer nominees efficiently

took place. In the meeting, the participants were

informed about the Airfel history and distribution.

Belçika’da “Heating Days” seminerindeydik...We were in Belgium “Heating Days” seminar...

25 Nisan 2012 tarihinde Danışmanlık Satış Müdürü Turgay Yay ve Bireysel

Sistemler Satış Müdürü Hüseyin Mulhan’ın eşlik ettiği 13 bayimiz Belçika’da

Daikin Europa tarafından düzenlenen “Heating Days” seminerine katıldı.

Bayilerimiz Türkiye’ye dönmeden önce Belçika’daki fabrikayı gezme imkanı

buldular.

27 Nisan 2012 tarihinde Bursa Almira Otel’de bayi

ve bayi adaylarından oluşan ve toplamda 158 kişinin

katılımıyla gerçekleşen bölgesel bayi toplantısı son

derece verimli geçti. Toplantıda katılımcılara Airfel’in

tarihi ve distribütörlük hakkında bilgiler verildi.

Airfel bayileri Bursa’da buluştu Airfel dealers met in Bursa

We realized infomibile projects in

Antalya Sertek Natural Gas, Samsun

Heating Cooling Systems, İzmir Regional

Engineering, Diyarbakır Osmanoğulları,

Sivas Eltes Heating in April.

Nisan ayı içinde Antalya Sertek Doğal-

gaz, Samsun Isıtma Soğutma Sistemleri,

İzmir Bölge Mühendislik, Diyarbakır Os-

manoğulları, Sivas Eltes Isı’da infomobil

çalışmaları yaptık.

İnfomobil çalışmaları hız kesmeden sürüyor / Infomobile works in progress

SANTİGRAT 81

Page 82: Santigrat Dergisi Sayı:17

Sosyal medyada adımızı duyurduk / We made our name in social mediaWe obtained great results in social media which had gained

speed with the May commercial campaigns and Sodex Fair.

We reached the ones unable to visit our stand in the fair via

our Facebook pages.

Mayıs ayındaki reklam kampanyaları ve Sodex

Fuarı ile hız kazanan sosyal medya çalışma-

larımız çok iyi sonuçlara ulaştı. Fuarda standa ge-

lemeyenlere Facebook sayfalarımızdan ulaştık.

Nisan’da yeni servisler açtık / New services launched in April

New regions are added

in our service network

with the newly opened

Trabzon Daikin Shop.

There are 13 service

points launched includ-

ing Pendik, Silivri, Bursa,

İstinye, Çekmeköy and

Levent. Our shop and

service network will keep

developing…

Trabzon’da yeni açılan

Daikin Shop’la birlikte ser-

vis ağımıza yeni bölgeler

eklendi. Pendik, Silivri,

Bursa, İstinye, Çekmeköy

ve Levent başta olmak

üzere 13 servis noktamız

hizmete girdi. Shop ve

servis ağımız büyümeye

devam edecek...

Yeni kampanyaları tanıttı / New campaigns promoted

Our posters,

brochures and Eski-

molu cut-outs took

place in our dealer

shops.Daikin Turkey Vice President

Tuna Gülenç told about

Daikin Turkey and its com-

mercial campaigns on the

Channel Marketing Turkey.

Hazırladığımız poster,

broşür ve Eskimolu

cut-out’larımız bayi-

lerimizde yerini aldı. Daikin Türkiye Genel Müdür

Yardımcısı Tuna Gülenç,

Marketing Türkiye kanalında

katıldığı programda reklam

kampanyalarını ve Daikin

Türkiye’yi anlattı.

82 SANTİGRAT

Page 83: Santigrat Dergisi Sayı:17

TV’de Daikin’i anlattı / Daikin on TV

Pazartesileri kahvaltıda buluşuyoruz We meet on Monday breakfast

Boğaz’da Daikin rüzgârı Daikin breeze in the Bosphorus

Daikin Turkey CEO Hasan Önder was the guest of the CEO Club TV

Show broadcasted on Channel Skyturk 360, co-hosted by Capital

and Ekonomist Journals Editor in Chief Rauf Ateş and journalist Mu-

rat Sabuncu. On the show, Hasan Önder told about Airfel’s founda-

tion and its take-over process by Sanko and Daikin respectively,

and mentioned the goals of Daikin Turkey.

The air conditioners on several points of the Bosphorus and

Fatih Sultan Mehmet Bridges are replaced by Daikin air condi-

tioners. The first of the 16 Daikin air conditioners is placed in

Fatih Sultan Mehmet Bridge on June 20. The air conditioners

will be placed respectively and will remain in their positions as

long as maintained by Daikin.

Daikin Turkey overcomes the Monday syndrome! Beginning

from June 11, our employees come together for Monday

breakfast every week. Commencing a new busy week in

the most positive way, our employees are very happy with

the new tradition. The event is important for intracorporate

communication.

Daikin Türkiye CEO’su Hasan Önder, Skyturk 360 kanalında yayınlanan,

sunuculuğunu Capital ve Ekonomist Dergileri Yayın Direktörü Rauf

Ateş ve gazeteci Murat Sabuncu’nun yaptığı Ceo Club programına

konuk oldu. Programda Airfel’in kuruluşunu, Sanko’ya ve sonrasında

Daikin’e satılma sürecini anlatan Hasan Önder, Daikin Türkiye’nin

hedeflerinden söz etti.

Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ndeki belirli noktalarda

yer alan klimalar Daikin marka klimalar ile değiştiriliyor. Toplam

16 adet standart Daikin klimanın ilki 20 Haziran günü Fatih Sultan

Mehmet Köprüsü’ndeki yerini aldı. Sırayla montajlanacak olan

klimalar, Daikin bakımını yaptığı sürece orada kalabilecek.

Pazartesi sendromunu Daikin Türkiye olarak aştık! 11 Haziran

tarihinden itabaren her Pazartesi günü tüm çalışanlarımız

sabah kahvaltısında bir araya geliyor. Yoğun ve yorucu bir

haftaya pozitif bir şekilde başlayan çalışanlarımız bu uygu-

lamadan çok memnun. Etkinlik, kurum içi iletişimi artırması

açısından da önem taşıyor.

SANTİGRAT 83

Page 84: Santigrat Dergisi Sayı:17

84 SANT‹GRAT

084_085_mekan 7/12/12 1:48 PM Page 2

Page 85: Santigrat Dergisi Sayı:17

Having entered

the UNESCO World

Heritage List in 1986,

Hattusa in Çorum-

Bo¤azköy was the capital

of the Hittite Empire. As

stated in the documents,

the city was captured by

the first Hittite King

Anitta around 1700 BC

and was later destroyed

by himself. A century

later, it was refounded by

Hattuflili I, becoming the

capital of the Hittite

Civilization for the next

400 years. Five cultural

layers have been

discovered in the great

city of Hattufla. On these

layers, remains from the

Hatti, Asyrian, Hittite,

Phrygian, Galatian,

Roman and Byzantian

periods. The so-called

“Uptown” region is

crowded by temples,

holy places and city walls

with its five gates.

At the eastern and

western ends of the

southern wall, the King’s

Gate and the Lion’s Gate

face each other.

UNESCO Dünya Miras Listesi’ne 1986 y›l›n-

da giren Çorum’un Bo¤azköy mevkiindeki Hattufla, Hitit

‹mparatorlu¤u’nun baflkentiydi. Yaz›l› belgelere göre,

kent MÖ 1700’lerde, ilk Hitit Kral› olan Anitta taraf›ndan

al›nd› ve daha sonra yine onun taraf›ndan y›k›ld›. Kent,

yüzy›l kadar sonra I. Hattuflili taraf›ndan tekrar kuruldu

ve 400 y›ldan uzun bir süre varl›¤›n› koruyacak Hitit Uy-

garl›¤›’n›n baflkenti oldu. Genifl bir alana yay›lm›fl olan

Hattufla’da 5 kültür katman› ortaya ç›kt›. Bu katmanlarda

Hatti, Asur, Hitit, Frig, Galat, Roma ve Bizans dönemle-

rinden kalma kal›nt›lar bulundu. Kentin, “Yukar› flehir”

denilen bölgesinde tap›naklar, kutsal alanlar ve surlar

yer al›yor. Sur üzerinde 5 kap› bulunuyor. Güney surunun

do¤u ve bat› ucunda, karfl›l›kl› olarak Kral Kap›s› ve As-

lanl› Kap› yer al›yor.

Hattufla

Hattusa

084_085_mekan 7/12/12 1:48 PM Page 3

Page 86: Santigrat Dergisi Sayı:17

“Sezen Aksu

Acoustic Band”, müzi¤in

en saf ve samimi hali ile

icra edildi¤i, anl›k

do¤açlamalar›n ve

yorumlar›n dünya stan-

dartlar›nda bir müzikal

altyap› ile sunuldu¤u özel

bir “Performans Serisi”

olarak tasarland›. Bugüne

kadar özel festivallerde

seyircisiyle buluflan bu

konsept, 14, 17, 18

Temmuz’da BKM

Organizasyonu’yla Cemil

Topuzlu Harbiye Aç›khava

Tiyatrosu’nda izleyici

karfl›s›na ç›k›yor.

“Sezen Aksu Acoustic Band” is designed as a special “performance series” to perform music in its purest and sincerest

form, where spontaneous improvisations and performances are displayed with a musical background of global standards.

Having met the audience in special festivals until now, the concept will be taken to the stage by BKM Organization on 14-

17-18 July in Cemil Topuzlu Harbiye Amphitheatre.

6’nc› Kufladas› Motosiklet Festivali bu y›l

14-17 Temmuz tarihleri aras›nda

gerçekleflecek. Kufladas› Belediyesi ile

Kufladas› Motosiklet Kulübü taraf›ndan ortak-

lafla düzenlenen festivale Türkiye’nin dört bir

yan›ndan motosiklet tutkunlar› kat›lacak. Ünlü

gruplar›n sahne ald›¤› festival 4 gün sürecek.

The 6th Kufladas› Motorcycle Fest will

take place between 14-17 July this year.

Organized by the Municipality of Kufladas›

and Kufladas› Motorcycle Club, the festival

will be attended by motorcycle fans from

around Turkey. Popular bands will take

stage in the four day long festival.

Sezen Aksu’dan yaz sürprizi... / Summer surprise by Sezen Aksu...

Motorsiklet tutkunlar›na../ For motorcycle fans...

86 SANT‹GRAT

086_090_ajanda 7/12/12 1:17 PM Page 2

Page 87: Santigrat Dergisi Sayı:17

SANT‹GRAT 87

Dünya bar›fl›na katk›...Contribution in the world peace...

Pink Martini 19 Temmuz’da Kuruçeflme’de

‹KSES’12 / ‹KSES’12

Pink Martini in Kuruçeflme on July 19

49’uncu Uluslararas› Troia Festivali

bu y›l 10 - 13 A¤ustos 2012 tarihleri

aras›nda geçekleflecek. Festival, kültürel

ve sanatsal etkinlikleri yo¤unlaflt›rmak,

UNESCO taraf›ndan dünya miras› olarak

gösterilen Troia Antik Kenti kültürünü,

dünya bar›fl›na katk› için kültürel de¤er-

leri buluflturmak amaçlar›yla düzenleni-

yor. Festival çat›s› alt›nda, alan›nda ba-

flar›l› isimlere “Homeros Bilim-Kültür-Sa-

nat Ödülü” de veriliyor.

The 49th International Festival of

Troia will take place on 10-13 August

2012. The mission of the festival is to

emphasize cultural and artistic activi-

ties, and to integrate the culture of

the Ancient City of Troia, which is

considered among the UNESCO world

heritage list, with the cultural values

that contribute in the world peace.

The achieved personalities will be

honoured with “Homeros Science-

Culture-Art Award” within the scope

of the festival.

Türkiye’de büyük bir hayran kitlesine sahip olan Pink Martini, grubun 17

y›ll›k kariyerlerini özetledi¤i best of albüm “A Retrospective”in Avrupa turnesi

kapsam›nda Türkiye’ye geliyor. Pink Martini, 8 Temmuz’da Çesme Aç›khava

Tiyatrosunda, 9 Temmuz’da Ankara ODTÜ Mezunlar Derne¤i Viflnelik

Tesisleri’nde verece¤i konserin ard›ndan 19 Temmuz’da Kuruçeflme Arena’da

sahneye ç›kacak.

Bal›kesir Üniversitesi Bal›kesir Meslek Yüksekokulu taraf›ndan düzenlenen 1’inci

Ulusal ‹klimlendirme So¤utma E¤itimi Sempozyumu, iklimlendirme ve so¤utma

alan›nda ihtiyaç duyulan teknik eleman ve mühendisleri yetifltirecek ö¤retim eleman-

lar›n›n bu alandaki bilgi ve teknik birikimlerini paylaflmak amac›yla düzenleniyor. 5-7

Eylül tarihlerindeki sempozyuma Tübitak, Teknosav, Deneysan, ‹flbay Makina, Baü

Vakf›, ISSAV, ESS‹AD destek veriyor.

Organized by Bal›kesir University Vocational School, the 1st National

Symposium on Air Conditioning Education has the mission of sharing the know-how

of academicians who will educate the technical staff and engineers needed in the

heating and cooling sector. The symposium will take place on 5-7 September with

the support of Tübitak, Teknosav, Deneysan, ‹flbay Machine, Baü Society, ISSAV and

ESS‹AD.

Enjoying a huge number of Turkish fans, Pink Martini comes to Turkey as

part of the European tour of their best of album “A Retrospective”, which sum-

marizes the band’s 17 years of profession. Pink Martini will take stage in Çeflme

Amphitheatre on 8 July, in Ankara ODTÜ Alumni Association Viflnelik Facilities on

9 July, and in Kuruçeflme Arena on 19 July right after.

086_090_ajanda 7/12/12 1:17 PM Page 3

Page 88: Santigrat Dergisi Sayı:17

Yenikap›’n›n Eski Gemileri Sergisi... / Ancient Vessels Exhibit in Yenikap›...Yenikap›’da 2004 y›l›nda bafllayan Marmaray ve Metro projeleri inflaat alan›nda ortaya ç›kan ve

son y›llar›n en dikkat çekici arkeolojik verileri olarak kabul edilen Theodosius Liman› kal›nt›lar›n›n

foto¤raflar›n›n yer ald›¤› “Yenikap›’n›n Eski Gemileri” Sergisi 20 Nisan’da Rahmi M. Koç Müzesi’nde

aç›lm›flt›. Halen devam eden sergi 16 Eyül’e kadar gezilebilir.

The exhibition “Ancient Vessels of Yenikap›” including the photographs of the ruins of the

Theodosius Harbour, which were discovered during the construction works of the Marmaray and

metro projects and are considered among the most striking archeological data of the recent has

been open since 20 April in Rahmi M. Koç Museum. The exhibit will remain open until 16

September.stage at the festival.

“Bodrum International Ballet Festival” organized by the State Opera and Ballet will take start with ‹stanbul State Opera

and Ballet’s “‹stanbul Mosaic” show on 15 August. In the festival will be hosted by the Municipality of Bodrum in Bodrum

Castle, St. Petersburg Boris Eifman State Ballet will take stage on 18 August, the German Mecklenburg Schwerin State Ballet

will perform on 21 and 22 August, the Washington Ballet on 25-26 August, and the renowned Spanish group Los Vivancos on

1-2-3 September.

88 SANT‹GRAT

Cohen tek konser için geliyor / Cohen comes for concertMüzikseverlerin y›llard›r dört gözle

bekledi¤i efsanevi müzisyen, söz yazar›,

flair Leonard Cohen, 2012 Old Ideas Dünya

Turnesi kapsam›nda, 19 Eylül 2012 tarihin-

de sadece tek konser için ‹stanbul’a geli-

yor. AEG Live ve Purple Concerts organi-

zasyonu ile gerçekleflecek etkinlik için bi-

letler 15 Haziran tarihinde sat›fla ç›kt›.

Konser, Ülker Sports Arena’da.

The long anticipated legendary musi-

cian, lyricist and poet Leonard Cohen

comes to ‹stanbul on 19 September 2012

for a single concert as part of the 2012

Old Ideas World Tour. The concert is

organzied by AEG Live and Purple

Concerts. The tickets have been on sale

since 15 June. The concert venue is

Konser, Ülker Sports Arena.

10’uncu Bodrum Uluslararas› Bale Festivali 2012 / 10th Bodrum International Ballet Festival 2012Devlet Opera ve Balesi Genel Mü-

dürlü¤ü taraf›ndan düzenlenen “Bodrum

Uluslararas› Bale Festivali” 15 A¤us-

tos’ta, ‹stanbul Devlet Opera ve Bale-

si’nin “‹stanbul Mozaik” adl› gösterisiyle

bafllayacak. Bodrum Belediyesi’nin ev

sahipli¤inde ve destekleriyle tarihi Bod-

rum Kalesi’nde yap›lacak festivalde, 18

A¤ustos’ta St. Petersburg Boris Eifman

Devlet Bale Toplulu¤u, 21 ve 22 A¤us-

tos’ta Alman Mecklenburg Schwerin

Devlet Bale Toplulu¤u, 25-26 A¤ustos’ta

Washington Bale, 1, 2, 3 Eylül’de ise

ünlü ‹spanyol topluluk Los Vivancos sah-

ne al›yor.

086_090_ajanda 7/12/12 1:17 PM Page 4

Page 89: Santigrat Dergisi Sayı:17

‹stanbul Modern, kuruluflundan bu yana oluflturdu¤u foto¤raf

koleksiyonundan bir seçkiyi “Dünden Sonra” adl› sergiyle izleyicilerle

buluflturuyor. Sergi, Osmanl›’dan günümüze uzanan süreçte

Türkiye’de foto¤raf›n teknik ve kavramsal geliflimini ortaya koyuyor.

Ülkemizin, bünyesinde koleksiyonu ve galerisiyle ba¤›ms›z bir

foto¤raf bölümüne sahip tek müzesi olan ‹stanbul Modern’in

foto¤raf koleksiyonu, Osmanl› döneminden Cumhuriyet bafllang›c›na,

Türkiye’de foto¤raf›n temelini oluflturan 50’ler sonras›ndan 60’lara,

70’lere ve günümüzün önemli sanatç›lar›na uzan›yor. 23 Eylül’e

kadar izlenebilir.

‹stanbul Modern presents a compilation among the photographs brought together ever since its foundation with the

exhibition titled “After Yestarday”. The exhibition portrays the technical and conceptual development of photography in

Turkey from the Ottoman period to the present. The photo collection of ‹stanbul Modern, the only national museum with a

seperate collection and gallery dedicated to the art of photography, reaches from the Ottoman era to the early years of the

Republic, and to the 50’s (which found the basis of Turkish photography), the 60’s, the 70’s and the major artists of the

present. The exhibit will continue until 23 September.

Foto¤raf›n dünü bugünü... / The past and the present of photograph...

1’inci Uluslararas› Türkiye Balon Festivali bafll›yor / 1st International Turkey Balloon Fest starts

“Yurtta ve dünyada bar›fl”

mottosuyla ülkeleri Türkiye’de

buluflturan Balon Festivali,

tüm dünyadan balon kulüpleri

ve pilotlar› 09 -17 Eylül 2012

tarihleri aras›nda ‹zmir’de

a¤›rlayacak. Balonlar 18 - 20

Eylül 2012 tarihlerinde ise

‹stanbul’un misafiri olacak.

Bringing nations together around the motto “Peace at home, peace in the world” in

Turkey, the Balloon Fest will welcome world’s balloon clubs and pilots on 9-17 September

2012 in ‹zmir. The balloons will visit ‹stanbul on 18-20 September 2012.

SANT‹GRAT 89

086_090_ajanda 7/12/12 1:17 PM Page 5

Page 90: Santigrat Dergisi Sayı:17

Modern resmin duayeni: Burhan Do¤ançay / The connoisseur of modern painting: Burhan Do¤ançayKent Duvarlar›n›n Yar›m Yüzy›l›: Burhan Do¤ançay Retrospektifi, sanatç›n›n son

50 y›ll›k çal›flmalar›n›n bir dökümü niteli¤ini tafl›yor. Burhan Do¤ançay, 1960'l›

y›llar›n bafl›ndan bugüne duvarlar arac›l›¤›yla modern ve ça¤dafl kent kültürünün

toplumsal, kültürel ve politik dönüflümünü araflt›r›yor. Afifllerden sloganlara, cinsel

içerikli mesajlardan ciddi gazete kupürlerine kadar zaman›n her türlü müdahalesine

aç›k bu yüzeyleri bir antropolog gibi inceliyor. 23 May›s’ta aç›lan sergi 23 Eylül’e

kadar izlenebilir.

Five decades of Urban Walls: The Burhan Do¤ançay retrospective portrays a

summary of the artist’s last fifty years of work. From the early 1960’s to the

present, Burhan Do¤ançay delves into the social, cultural and political transfor-

mations of the modern and contemporary urban culture through the walls. He

studies the surfaces from posters to slogans, sexual messages to serious news-

paper articles that are open to all kinds of temporal interventions like an

anthropologist. The exhibition will be open from 23 May to 23 September.

Dünyan›n en prestijli gösteri toplulu¤u Cirque

du Soleil tekrar ‹stanbul’da! Performans›n doru¤a

ç›kt›¤› muhteflem bir gösterileri Alegria, 22 Eylül –

14 Ekim tarihleri aras›nda Ülker Arena ve Ora

Arena’da sahne alacak. Bugüne kadar 100 milyon-

dan fazla kifliizledi¤i Kanada-Quebec’li Cirque du

Soleil toplulu¤unun gösterisi Alegria, ‹spanyolca’da

mutluluk, sevinç ve baflar› anlamlar›na geliyor.

Sabanc› Müzesi, ça¤dafl bir anlay›flla yenilenen Atl› Köflk’teki “Kitap Sanatlar› ve Hat

Koleksiyonu”nu, may›stan itibaren ziyarete açt›. SSM koleksiyonlar›n›n ve arflivinin dijital

ortama aktar›ld›¤› yeni teknolojik düzenlemeyle, Türk ve ‹slam sanat›n›n nadir elyazmas›

kitaplar› sayfa sayfa incelenebiliyor. Sergide, ‹slam sanat›n›n 14’üncü yüzy›ldan 20’inci

yüzy›la kadar uzanan dönemine ait ünlü hattatlar›n ve kitap sanatç›lar›n›n elinden ç›km›fl

baflta Kuran-› Kerim nüshalar› olmak üzere nadir elyazmas› kitaplar, k›ta ve murakkalar,

levha ve hilyeler, tu¤ral› ferman ve beratlar›n oldu¤u 200’den fazla eseri yer al›yor.

The world’s most esteemed show group

Cirque du Soleil is once again in ‹stanbul!

Their ultimate performance show entitled

Alegria will take stage on 22 September-14

October in Ülker Arena and Ora Arena. Having

seen by more than 100 million people, the

Canadian group’s show named Alegria signi-

fies happiness, joy and success in Spanish.

In May, Sabanc› Museum opened its “Book Arts and Calligraphy Collection” in Atl› Köflk, which has been restored with a

contemporary approach. Thanks to the new technological application by which the SSM collections and archive have been

transfered to the digital platform, the rare handwritings of the Turkish and Islamic art can be viewed in full detail. The exhi-

bition presents over 200 rare handwritten books, verses, manuscripts, plates, royal decrees with the Sultan’s signature and

certificates written by famous calligraphs and book artists of the Islamic art in between the 14th-20th centuries, including

certain copies of the Koran.

Cirque du Soleil, Alegria ile büyüleyecek / Cirque du Soleil enchants with Alegria

Sabanc› Müzesi’den kültüre katk›... / Sabanc› Museum’s cultural contribution...

90 SANT‹GRAT

086_090_ajanda 7/12/12 1:17 PM Page 6

Page 91: Santigrat Dergisi Sayı:17
Page 92: Santigrat Dergisi Sayı:17