present perfect i have just completed
Post on 10-Aug-2015
37 Views
Preview:
TRANSCRIPT
just
az önce
completed
tamamladı(...)
Raporumu az önce tamamladım.
I have just completed my report.
Raporumu az önce tamamladım.
full
tok
had
yedi(...)
Tokum. Az önce öğle yemeğimi yedim.
I am full. I have just had my lunch.
Tokum. Az önce öğle yemeğimi yedim.
room
oda
clean
temiz
cleaned
temizledi(...)
Odam temiz. (Onu) az önce temizledim.
My room is clean.I have just cleaned it.
Odam temiz. (Onu) az önce temizledim.
to speak
konuşmak
finished
bitirdi(...)
already
çoktan
O(bayan) İngilizceyi iyi konuşabilir. 3. seviyeyi çoktan bitirmiş.
She can speak English well. She has already finished Level 3.
O(bayan) İngilizceyi iyi konuşabilir. 3. seviyeyi çoktan bitirmiş.
on time
zamanında
missed
kaçırdı(...) (yetişememek)
unfortunately
ne yazık ki
İşe zamanında gidemiyorum. Ne yazık ki az önce otobüsü kaçırdım.
I can’t go to work on time. Unfortunately I have just missed the bus.
İşe zamanında gidemiyorum. Ne yazık ki az önce otobüsü kaçırdım.
to use
kullanmak
permission
izin
without
…siz (… olmadan)
Az önce bilgisayarımı izinsiz kullandın.
You have just used my computer without permission.
Az önce bilgisayarımı izinsiz kullandın.
to be angry with
(birine) kızgın olmak
Ona(bayan) kızgınım. Az önce bilgisayarımı izinsiz kullandı.
I am angry with her. She has just used my computer without permission.
Ona(bayan) kızgınım. Az önce bilgisayarımı izinsiz kullandı.
upset
üzgün (kızgın gibi)
changed
değiştirmiş(...)
Üzgünüm çünkü o(bay) az önce hafta sonu için planlarımızı değiştirmiş.
I am upset because he has just changed our plans for the weekend.
Üzgünüm çünkü o(bay) az önce hafta sonu için planlarımızı değiştirmiş.
talked to
(biriyle) konuştu(...)
Üzgünüm çünkü o(bay) çoktan hafta sonu için planlarımızı değiştirmiş ama benimle az önce konuştu.
I am upset because he has already changed our plans for the weekend but he has just talked to me.
Üzgünüm çünkü o(bay) çoktan hafta sonu için planlarımızı değiştirmiş ama benimle az önce konuştu.
baked
(fırında) pişirmiş(...)
a piece
bir parça
Annem az önce bir pasta pişirmiş. Bir parça ister misin?
My mother has just baked a cake. Would you like a piece?
Annem az önce bir pasta pişirmiş. Bir parça ister misin?
to look
görünmek
I think
sanırım
Babam yorgun görünüyor. Sanırım az önce raporunu tamamladı.
My father looks tired. I think he has just completed his report.
Babam yorgun görünüyor. Sanırım az önce raporunu tamamladı.
I have = I’ve
Her iki kullanım da aynı anlama gelir.
Seninle akşam yemeği yiyemem çünkü çoktan ailemle bir şeyler yedim.
I can’t have dinner with you as I’ve already had something with my family.
Seninle akşam yemeği yiyemem çünkü çoktan ailemle bir şeyler yedim.
top related