turkish studies - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/d03262/2017_10/2017_10_tokurb_aricii.pdfmeslek...

18
Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 12/10, p. 31-48 DOI Number: http://dx.doi.org/10.7827/TurkishStudies.11991 ISSN: 1308-2140, ANKARA-TURKEY Article Info/Makale Bilgisi Referees/Hakemler: Doç. Dr. Özcan GÜNGÖR Doç. Dr. Eyup ŞİMŞEK This article was checked by iThenticate. İLAHİYAT FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNİN TANRI ALGILARI VE HOŞGÖRÜ EĞİLİM DÜZEYLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİ İsmail ARICI - Behlül TOKUR ** ÖZET İlahiyat Fakültelerinde öğrenim gören öğrencilerin hem kendi kişisel gelişimlerinde hem de görev yapacakları alanlardaki mesleki yeterlik ve başarılarında Tanrı’ya yönelik algılarının ve hoşgörü eğilimlerinin önemli olduğu düşünülmektedir. Bu sebeple öğrencilerin Tanrı algılarının ve hoşgörü eğilimlerinin hangi düzeyde olduğu ve bunlar arasında bir ilişki olup olmadığı önemli bir konudur. İşte bu araştırma, İlahiyat Fakültesi son sınıf öğrencilerinin Tanrı algılarını ve hoşgörü eğilim düzeylerini, bu düzeyler arasında bir ilişki olup olmadığını ve bu düzeylerin hangi değişkenlere göre farklılaştığını tespit etmek amacıyla, Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde öğrenim gören 288 son sınıf öğrencisinden oluşan çalışma grubu üzerinde gerçekleştirilmiş nicel bir çalışmadır. Araştırmada, Tanrı Algısı Ölçeği (TAÖ), Hoşgörü Eğilim Ölçeği (HEÖ) ve katılımcıların kişisel özellikleri ile ilgili çeşitli bağımsız değişkenlerin yer aldığı anket formu yoluyla veriler toplanmış ve bu veriler SPSS paket programında istatistiksel analizlere tabi tutulmuştur. Araştırma bulgularına göre, öğrencilerin Tanrı algıları olumludur ve hoşgörü eğilim düzeyleri yüksektir. Öğrencilerin Tanrı algıları ve hoşgörü eğilim düzeyleri arasında pozitif yönde, düşük düzeyde anlamlı bir ilişki vardır. Öğrencilerin Tanrı algıları cinsiyetlerine ve ailelerinin kendilerine yaklaşım biçimlerine göre anlamlı bir şeklide farklılaşmaktadır. Öğrencilerin hoşgörü eğilim düzeyleri cinsiyetlerine göre anlamlı bir şekilde farklılaşırken, ailelerinin kendilerine yaklaşım biçimlerine göre anlamlı bir şekilde farklılaşmamaktadır. Anahtar kelimeler, Din kültürü ve ahlak bilgisi dersi öğretmeni, meslek dersleri öğretmeni, din hizmetleri, Tanrı algısı, hoşgörü eğilim düzeyi. Yrd. Doç. Dr. Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Eğitimi Bölümü, El -mek: [email protected] ** Yrd. Doç. Dr. Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü, El-mek: [email protected]

Upload: others

Post on 11-Jan-2020

8 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Turkish Studies

International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic Volume 12/10, p. 31-48

DOI Number: http://dx.doi.org/10.7827/TurkishStudies.11991

ISSN: 1308-2140, ANKARA-TURKEY

Article Info/Makale Bilgisi

Referees/Hakemler: Doç. Dr. Özcan GÜNGÖR – Doç. Dr. Eyup

ŞİMŞEK

This article was checked by iThenticate.

İLAHİYAT FAKÜLTESİ ÖĞRENCİLERİNİN TANRI ALGILARI VE HOŞGÖRÜ EĞİLİM DÜZEYLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİ

İsmail ARICI - Behlül TOKUR**

ÖZET

İlahiyat Fakültelerinde öğrenim gören öğrencilerin hem kendi kişisel gelişimlerinde hem de görev yapacakları alanlardaki mesleki

yeterlik ve başarılarında Tanrı’ya yönelik algılarının ve hoşgörü

eğilimlerinin önemli olduğu düşünülmektedir. Bu sebeple öğrencilerin

Tanrı algılarının ve hoşgörü eğilimlerinin hangi düzeyde olduğu ve bunlar

arasında bir ilişki olup olmadığı önemli bir konudur. İşte bu araştırma, İlahiyat Fakültesi son sınıf öğrencilerinin Tanrı algılarını ve hoşgörü

eğilim düzeylerini, bu düzeyler arasında bir ilişki olup olmadığını ve bu

düzeylerin hangi değişkenlere göre farklılaştığını tespit etmek amacıyla,

Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde öğrenim gören 288 son sınıf

öğrencisinden oluşan çalışma grubu üzerinde gerçekleştirilmiş nicel bir

çalışmadır. Araştırmada, Tanrı Algısı Ölçeği (TAÖ), Hoşgörü Eğilim Ölçeği (HEÖ) ve katılımcıların kişisel özellikleri ile ilgili çeşitli bağımsız

değişkenlerin yer aldığı anket formu yoluyla veriler toplanmış ve bu

veriler SPSS paket programında istatistiksel analizlere tabi tutulmuştur.

Araştırma bulgularına göre, öğrencilerin Tanrı algıları olumludur ve

hoşgörü eğilim düzeyleri yüksektir. Öğrencilerin Tanrı algıları ve hoşgörü eğilim düzeyleri arasında pozitif yönde, düşük düzeyde anlamlı bir ilişki

vardır. Öğrencilerin Tanrı algıları cinsiyetlerine ve ailelerinin kendilerine

yaklaşım biçimlerine göre anlamlı bir şeklide farklılaşmaktadır.

Öğrencilerin hoşgörü eğilim düzeyleri cinsiyetlerine göre anlamlı bir

şekilde farklılaşırken, ailelerinin kendilerine yaklaşım biçimlerine göre

anlamlı bir şekilde farklılaşmamaktadır.

Anahtar kelimeler, Din kültürü ve ahlak bilgisi dersi öğretmeni,

meslek dersleri öğretmeni, din hizmetleri, Tanrı algısı, hoşgörü eğilim

düzeyi.

Yrd. Doç. Dr. Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Eğitimi Bölümü, El-mek:

[email protected] ** Yrd. Doç. Dr. Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü, El-mek: [email protected]

32 İsmail ARICI - Behlül TOKUR

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 12/10

THE RELATIONSHIP BETWEEN GOD'S PERCEPTIONS AND TOLERANCE LEVELS OF THE THEOLOGY OF FACULTY

STUDENTS

ABSTRACT

It is thought that the students who study in the Faculty of Theology are important in their personal development as well as their perceptions

and tolerance tendencies toward God in their professional competences

and achievements in the fields they will work in. For this reason, it is

important that students have a sense of God's perceptions and tolerance

tendencies, and whether there is a relationship between them. This

research is based on a study group consisting of 288 senior students who attended the Faculty of Theology at Ataturk University in order to

determine the level of God's perceptions and tolerance tendencies of the

senior students of the Faculty of Theology, and whether there is a

relationship between these levels, Is a quantitative work carried out. In

the study, data were collected via a questionnaire including the God Perception Scale (GPS), the Tolerance Tendency Scale (TTS) and various

independent variables related to the personal characteristics of the

participants and these data were subjected to statistical analysis in the

SPSS package program. According to the findings of the research, the

perception of gods of students is high and the level of tolerance tendency

is high. There is a meaningful relationship between students' god perception and tolerance tendency levels at a low level in the positive

direction. Students' perceptions of gender differ in a meaningful way

according to their gender and the way their families approach themselves.

While the levels of tolerance tendency of the students differ significantly

according to their gender, they do not differ significantly according to the way their families approach themselves.

STRUCTURED ABSTRACT

Purpose

Perception of God refers to an important religious phenomenon which affects an individual’s perspective toward life. Not only people’s

mindset, knowledge, background, and form of relationship regarding

religion effect the influence of religion on individuals but also these are

essential determinants of person’s perception of God. On the other hand,

the term of tolerance poses a fundamental role in social relations by consisting religious and universal values such as esteeming, covering

excuses, and being compatible, understanding, merciful, mindful, and

endurable. Thus, this study focuses on whether there is an association

between perception of God, which has an influence on the life of a

religious person, and tolerance that makes the balance on and

determines social relations among individuals. In this regard, we review the terms of “Perception of God” and “Tolerance,” and aim to address the

association between these two important aspects which respectively

determine the quality of life and social relationships.

İlahiyat Fakültesi Öğrencilerinin Tanrı Algıları ve Hoşgörü Eğilim Düzeyleri… 33

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 12/10

It is worth investigating whether there is a relationship between the divine perceptions and the tolerance tendencies of the students of the

Faculty of Theology in this frame. Conducting studies on the development

of the necessary features for the identification and evaluation of these

features and qualifications. However, it was noted that this kind of lack

of studies was taken into consideration. Because of the need for such

research, the level of education of the Faculty of Theology was examined in this study.

The main problem of the research is, "Is there a relationship

between the students of the Faculty of Theology and the levels of the

perceptions of God and the tendencies of tolerance?

- Is there a difference between the levels of god perception and tolerance tendencies of the students of the Faculty of Theology and their

gender?

- Is there a difference between the tendency levels of the students

of the Faculty of Theology and the way their families approach

themselves?

Method

In the study, the relationship between the perceptions of God and

tolerance of the senior students of the Faculty of Theology and the degree

of god perception and tolerance of the senior students of the Faculty of

Theology and gender, their families, and their attitudes towards

themselves are examined. Therefore, the research is suited to the "Causal Comparison" model of relational research types

The population included senior students of School of Theology at

Ataturk University in 2016-2017 academic year. We have aimed to reach

all students. The study comprised a random sample of 288 students.

We gathered the data from a survey which includes God Perception

Scale (Guler 2007), the Tendency to Tolerance Scale (Caliskan and Saglam 2012), and some items that measure socio-demographic features

of the participants.

Discussion and Conclusion

Our findings have suggested that there are significant

differentiations between the perception of God, gender, and the forms of family approaches. Accordingly, females have more love-based and

positive perception of God than males, which is consistent with previous

research conducted in Turkey and at abroad. Also, there is a significant

differentiation between the level of tolerance tendency and gender, except

the forms of family approaches. Furthermore, the participants have a

love-based perception of God and high level of tolerance tendency. According to the statistical analyses testing research question of the

study, there is a significant association between perception of God level

and tolerance tendency level. Besides, our study has indicated that the

participants having a democratic family structure have a higher score of

perception of God than those who have other forms of family approach.

Moreover, the findings have shown that students of School of

Theology have higher levels of perception of God and tolerance tendency.

34 İsmail ARICI - Behlül TOKUR

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 12/10

This result refers that the participants have more tendency to tolerance and positive and love-based perception of God, not fear-based and

negative one. That is, the participants prioritize a loving, protecting, and

forgiving God rather than scary, punishing, and cruel one. Graduated

students of School of Theology may be a teacher in formal education

institutions on several levels and kinds, work in common education

foundations as a religious official, and perform a duty in various profession fields with a theological-based education proficiency. Having a

positive and love-based perception of God is an important matter for

students of School of Theology regarding their personal growth and

occupation. Such a perception is necessary for these students to be able

to make progress and have desired outcomes in their professional life. Therefore, it is important for students of School of Theology to have a

positive, love-caring, and high levels of perception of God and tolerance

tendency. This study has markedly augmented the empirical background

in this way.

Regarding our research question, the analyses have indicated that

there is a significant, positive, but in a lower level association between the participants’ level of perception of God and tolerance tendency.

Previous literature does not suggest a direct study regarding this

association. However, some research showed that perception of God is

positively associated with cooperation and adaptation. Individuals who

have a “helping, strong, protecting, endurable, decisive, and immortal” imagination of God feel that they have a cooperation with God and have

a better psychological adaptation in problem-solving. On the contrary,

people who are self-ordained and have a negative imagination of God feel

more firm, irritable, and anxious, and have psychological adaptation

disorders (Schaefer and Gorsuch, 1991, 448-461 as cited in Mehmetoğlu,

2011, 44). These findings proposed that cooperation and adaptation may be associated with tolerance, and being firm and irritable may be

associated with intolerance. We can suggest that there may be a

relationship with these results and out findings.

In sum, we expect that researchers may focus on this association

by conducting their study on students from different School of Theology and graduate students from various fields of profession. Such

contributions would augment the literature.

Keywords, Religion culture and ethics lesson teacher, vocational

lesson teacher, religious services, perception of god, tolerance tendency

level.

Giriş

Araştırmanın temel kavramlarından biri olan Tanrı algısı, Tanrı’nın belirli özellikleriyle

olaylar ve durumlar içerisinde kendisini göstererek, insanların O’nu fark etmesi süreci (Alston, 1988,

45) ya da bireyin Tanrı'ya yönelik tüm atıfları, duygu ve düşünceleri (Güler, 2007a, 1) şeklinde

tanımlanabilir. Tanrı hakkında bir bilgisi olan her bireyin zihninde bir Tanrı imgesi oluşur ve aslında

Tanrının varlığına inanan veya inanmayan her insanın zihninde Tanrı ile ilgili bir şemanın olduğu

düşünülebilir. Birey, Tanrı’nın varlığını kabul ettikten sonra hayatını inandığı Tanrı’nın isteklerine

göre şekillendirmeye çalışmakta ve bunu yaparken inandığı Tanrı’yı algılama şekli, onun yaşam

içerisindeki duygu, düşünce ve davranışlarını önemli ölçüde etkilemektedir. Bu yönüyle Tanrı algısı,

İlahiyat Fakültesi Öğrencilerinin Tanrı Algıları ve Hoşgörü Eğilim Düzeyleri… 35

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 12/10

dindar bireyin hayata bakış açısını etkileyen önemli dini fenomenlerden biridir. Çünkü bireyin dine

yönelik duruşu, bilgi ve birikimi, onu hayatla ilişkilendirme biçimi, sadece dinin birey üzerindeki

etkisini belirlemekle kalmamakta, bireyin din-Tanrı algısını da etkilemektedir. Olumlu ya da

olumsuz bireyin bilincinde etkili olmaya başlayan din, bireyin diğer ilişkilerini de

şekillendirnektedir. Tanrı’nın iyi olduğuna inanan ve Ona sarsılmaz bir güven duyan bireyle,

cezalandıran, ulaşılamayan, yüzüstü bırakan, dikkate almayan ve bunların sonucunda Tanrı’nın iyi

olmadığına inanan bir bireyin hayatı algılama, çıkan sorunları değerlendirme, çevresiyle ilişki kurma

ve bu ilişkiyi sürdürme becerileri ister istemez farklılık göstermektedir.

Tanrı algısı ve kişilik arasında yakın bir ilişki vardır. Yapılan bir araştırmada üç hipotez

üzerinde durulmuş ve şu sonuçlara ulaşılmıştır (Greenway ve diğerleri, 2003, 1):

-Tanrı’yı koruyucu olarak algılayanlar daha olumlu kişilik özelliklerine, yüksek özgüvene

ve daha düşük depresyon seviyesine sahiptir.

- Tanrı’yı hayatla iç içe, her an yaşamın içerisinde bir varlık olarak algılayan bireyler

diğerlerine göre daha mutlu bir yaşam sürerler.

- Tanrı algısı olumsuz olan bireyler diğerlerine göre daha olumsuz kişilik özelliklerine

sahiptir.

Sağlıklı ve normal bir ruhsal gelişim için olumlu ve sevgi yönelimli bir Tanrı algısı önemli

işlevlere sahiptir. Duygusal ve bilişsel olarak insanın benlik algısına paralel olarak seyreden Tanrı

algısı, huzur, mutluluk ve anlam kazanma tarzında, insanın kendisini, diğer bütün ilişkilerini ve

içinde bulunduğu şartları dengelemeye imkan verir (Mehmetoğlu, 2011). Bireyin yaptığı hatalardan

dolayı kendisini sürekli cezalandıran ve böylece onun hatasından ders almasını sağlayan, yaptığı hata

ve günahları sürekli cehennemle ilişkilendiren, ibadetlerine devam ettiği, duayla yardım istediği

halde arzularının gerçekleşmemesini dini ritüellerin faydası olup olmadığı noktasından hareketle

değerlendiren, mutlu olduğunda unutulan ancak sıkıntıya düştüğünde hatırlanan bir Tanrı algısının,

bireye ne kadar psikolojik yarar sağlayacağı tartışmalıdır (Tokur, 2017, 164).

Tanrı algısı ile ilgili olarak dini danışmanlık yapan papazlar örnekleminde gerçekleştirilen

bir araştırmada, Tanrı’yı ‘bakıcı’ gibi algılayan bireylerin papazlara yönelttiği bazı soru ve ifadeler

dikkat çekicidir, Tanrı bana bunu neden yaptı?”, “Tanrı’ya ihtiyaç duyduğumda O nerede?”, “ Tanrı

tarafından kendimi terkedilmiş gibi hissediyorum”, “Ben bunu hak edecek ne yaptım?”…(Cavanagh,

1992, 79).

Yurt dışında yapılan pek çok çalışmanın konusunu oluşturan Tanrı algısı-tasavvuru kavramı,

ülkemizde de din psikolojisi ve din eğitimi araştırmacılarının ilgisini çekmiş ve bu yönde çalışmalara

başlanmıştır (Öcal, 2004; Güler, 2007a, 2007b; Koç, 2011; Mehmetoğlu, 2011; Kula, 2012; Erdoğan,

2014a, 2014b; Erdoğruca, 2014; Uysal ve diğerleri, 2014; Ahmet Akın ve Ümran Akın, 2015). İlgili

araştırmaların bazısında cinsiyet ve Tanrı algısı arasında anlamlı bir farklılaşmaya rastlanmış ( Kula,

2012, 38) bazı araştırmalarda ise anlamlı bir farklılaşma olmadığı tespit edilmiştir (Dınvar, 2011, 66-

68; Koç, 2011, 82; Erdoğan, 2014b, 177). Yine literatürde anne – baba tutumlarının çocuğun dine

karşı tutumunda ve dindarlığında etkili olduğu gibi Tanrı (Allah) tasavvuru üzerinde de etkili olduğu

ileri sürülmüştür (Kımter, 2015, 35). Yapılan araştırmalarda gerek otoriter ebeveynler (ana-baba)

gerekse düşmanca davranışlar sergilemeyi alışkanlık haline getirmiş ebeveynlerin bu durumu,

çocuklar üzerinde oldukça olumsuz bir etkiye sahip olduğu öyle ki bu tür ailelerde yetişen çocukların

genç yetişkinlik dönemlerinde ebeveynleri gibi Tanrı’yı dost ve yardımsever görmekten ziyade daha

çok otoriter bir Tanrı algısına sahip oldukları gözlemlenmiştir. Hatta bu durum kız çocuklarında daha

belirgindir. Bunun yanında duyarsız ve ihmalkar ailelerde de durum aynıdır. Özellikle duyarsız ve

ihmalkar bir anneye sahip çocukların bu durumdan daha çok etkilendikleri ve genç yetişkinlik

36 İsmail ARICI - Behlül TOKUR

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 12/10

dönemlerinde diğerlerine göre daha olumsuz bir Tanrı algısına sahip oldukları ifade edilmiştir

(Najam ve Batool, 2012, 5-6).

Olumlu Tanrı algısına sahip, hoşgörülü nesiller yetiştirebilmek için olumlu, sevgi yönelimli

Tanrı anlayışına ve hoşgörüye sahip öğretmenlerin, eğitimcilerin varlığına ihtiyaç duyulduğu bir

gerçektir. Allah çocuklara insanları ve çocukları seven, koruyan şekilde anlatılmış ise O’nu; sevimli

bir varlık, cezalandıran bir varlık olarak anlatılmış ise, bu takdirde de O’nu; öfkeli, asık suratlı, kızgın

bir varlık olarak tasavvur ederler (Öcal, 2004, 64-65). Allah inancı konusunda çocuklarda ilk

geliştirilecek olan duygu kuşkusuz sevgi ve bağlanmadır (Polat ve Tekin, 2015, 233). Bu yüzden

çocuklara Allah’ı tanıtan ve örneklik yapan öğretmenlerin sevgi yaklaşımlı bir Tanrı algısına sahip

olmaları önem taşımaktadır. Klasik İslam eğitim eserlerinde de öğretmende bulunması gereken

niteliklerle ilgili olarak sevgi dolu Allah anlayışına ve hoşgörüye sahip olmaktan bahsedilmiştir (Ay,

1995, 116-118; Ersoy, 2016, 265). Çocuğun Allah'ı tanımasında yapılabilecek en büyük hata, Allah'ı,

sürekli olarak kendisinden korkulması gereken bir varlık olarak tanıtmaktır (Ay, 1995, 114-115;

Tavukcuoğlu, 2002, 61; Şimşek, 2004, 216).

Araştırmanın bir diğer temel kavramı olan hoşgörü; değer vermek, uyumlu olmak, anlayışlı

olmak, affedici olmak, kusurları görmemek, tahammül etmek ve ayıpları örtmek gibi dini ve evrensel

birçok değeri içinde barındıran, sosyal ilişkilerde anahtar bir role sahip olan bir kavramdır. Her şeyi

anlayışla karşılama, kendisini başkalarının yerine koyma, düşünce, davranış, dini veya etnik

farklılıklara olumsuz tavır almama, bu tür farklılıkları anlayışla karşılama şeklinde

tanımlayabileceğimiz hoşgörü, insan ilişkilerinde olması gereken önemli bir değerdir (Köknel, 1995,

63-72; Ay, 2013, 3). Bu durumun zıddı olarak hoşgörüsüzlük de; açgözlülük, geçimsizlik,

uyumsuzluk, katı yüreklilik, bencillik ve güvensizlik gibi olumsuz ve dinen de hoş görülmeyen,

bireyin insani gelişimini engelleyen ve toplumda huzursuzluğa yol açan durumlar demektir

Güven ve saygının egemen olduğu bir hayat sürebilmenin en temel unsurlarından biri olan

hoşgörünün gerekliliği, ailede, okulda, sokakta, iş yerinde, kısacası sosyal hayatın her kesitinde

hissedilmektedir. Bir arada yaşadığımız kişilerle uyumlu ve sağlıklı iletişim kurabilmenin zeminini

oluşturmasının yanında, birlikte yaşamanın getirdiği sorunların üstesinden gelebilmek için de

hoşgörüye ihtiyaç vardır (Yılmaz, 2004, 109-132). Bu anlamda farklılıkların uyumu olarak da

niteleyebileceğimiz hoşgörü kavramı, sosyal ve ahlaki bir vazife olmanın yanında siyasal ve yasal

bir ihtiyaç olup, demokratik toplumların barış ve uzlaşma içinde yaşamasını sağlayan temel

değerlerden biridir. Eğitimde en önemli değerlerden biri olarak görülen hoşgörü, bireylerin hak ve

hürriyetlerinin güvence altına alındığı ve bireysel özgürlüklerin önemsendiği günümüzde, bireylerin

farklılıklarıyla bir arada yaşayabilmesi için ihtiyaç duyulan bir kavramdır. Ancak bu kavramı, her

şeyi görmezlikten gelme, aldırış etmeme, savsaklama olarak algılamamak gerekir. Eğer böyle

algılanacak olursa, o zaman sorumsuzluk ve disiplinsizlik kendini gösterir. Tam bir kargaşa doğar.

Görüldüğü gibi hoşgörü ile düzen ve disiplin arasında sıkı bir ilişki vardır. Diğer taraftan sevgi,

hoşgörü için ön koşuldur. Sevmeyen, içinde insan sevgisi taşımayan bir kimse hoşgörülü olamaz. Bu

nedenle sevgi, disiplin, sorumluluk ve hoşgörü, birbiri ile çok yakından ilgili olan, birbirini

tamamlayan kavramlardır (Kavcar, 1995, 2).

İnsanların doğuştan kendinden dini, etnik kültürel vb. yönlerden farklı olan insan veya

toplumlara karşı ön yargılı, hoşgörüsüz, saygısız olma gibi olumsuz niteliklere sahip olmadığını

düşünürsek hoşgörü kültürünün oluşmasında eğitimin yeri ve önemini daha iyi kavrayabiliriz. Diğer

bir ifade ile hoşgörüsüzlük öğrenilmiş bir davranıştır. Hoşgörüsüzlüğün öğrenilmiş bir davranış

olması eğitim yolu ile bu davranışların hoşgörüye dönüşebileceği konusunda bizlere fırsat

sunmaktadır. Hoşgörüsüzlük, kişinin kendi grubunun, kendi inançlarının ya da kendi yaşam

biçiminin bir diğerinden üstün olduğu kanısından doğar. Bunların hepsinin temelinde kişinin insan

olarak değerinin reddedilmesi vardır (Kaymakcan, 2007, 521). Bu nedenle eğitim kurumlarının temel

İlahiyat Fakültesi Öğrencilerinin Tanrı Algıları ve Hoşgörü Eğilim Düzeyleri… 37

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 12/10

işlevlerinden biri de bireysel ve toplumsal sorumlulukları olan, güven veren, ‘kişilikli’, ‘kimlikli’ ve

‘erdemli’ insanlar yetiştirmektir. Kişiler arası ilişki ve iletişimin uyumlu ve sağlıklı olmasını

sağlayacak bir sorumluluk anlayışı toplumsal denge ve uyum için de güvencedir. Bu toplumsal denge

ve uyumun anahtarı ise; korkunun değil sevginin, baskının değil; özgürlüğün ve hoşgörünün esas

olduğu eğitim sistemidir. Zaten eğitimin bir amacı da sevgi, saygı ve hoşgörü ortamında yetişmiş

kendisine ve içinde yaşadığı topluma karşı sorumluluk duyan, sevgi dolu, hoşgörülü özgür düşünceli

kuşaklar yetiştirmektir ( Gündüz, 1995, 14).

Evde, işte, sokakta yaşanılan her ortamda insanların birbirine karsı hoşgörülü olmaları

istenir. İnsanlar arası ilişkilerde tahammülsüzlük ve benmerkezci düşünceden kaynaklanan

sorunların giderek arttığı günümüzde okullarda kazandırılması gereken değerlerin başında hoşgörü

gelmektedir (Kaymakcan ve Meydan, 2014, 231). Okullarda da yöneticilerin öğretmenlerin diğer

okul çalışanlarının öğrencilerin ve hatta velilerin birbirilerine karsı hoşgörülü olmaları durumunda,

okulun ikliminin iyileşeceği, sonuçta da okulda etkililiğin ve verimin artacağı ileri sürülebilir

(Karaman-Kepenekci, 2004, 255). Öğrencilerin hoşgörü algısını geliştirmede öğretmenler önemli rol

oynar. Öğretmenlerin, öğrencilerinin hoşgörü algısını geliştirebilmesi için kendilerinin hoşgörülü

olması ve hoşgörü eğitiminde yeterli olması gerekmektedir (Büyükkaragöz ve Kesici, 1996, 354;

Türe, 2014, 2; Uca, 2015, 5). Özellikle örgün ve yaygın din öğretimi alanında öğretmenlik, müftülük,

vaizlik, Kuran Kursu öğreticiliği, dini danışmanlık gibi çeşitli meslek dallarında görev yapması

muhtemel İlahiyat Fakültesi öğrencilerinden olumlu Tanrı algısı ve hoşgörüye sahip olmak gibi

belirli yeterliklerle donanmış olmaları beklenmektedir.

Bu çerçevede İlahiyat Fakültesi öğrencilerinin Tanrı algılarının ve hoşgörü eğilimlerinin

hangi düzeyde olduğu ve bunlar arasında bir ilişki olup olmadığı incelenmeye değer bir problemdir.

Bu özellik ve yeterliklerin tespit edilmesi ve değerlendirilmesi sahip oldukları özelliklerin daha da

geliştirilmesi ile ilgili çalışmalar yapılması açısından gereklidir. Ancak gerçekleştirilen literatür

taramasında örgün ve yaygın din eğitiminde görev yapmaları beklenen İlahiyat Fakültesi

öğrencileriyle ilgili bu türden çalışmaların azlığı dikkat çekmiştir. Böyle bir araştırmaya duyulan

ihtiyaç nedeniyle, bu çalışmada İlahiyat Fakültesi öğrencilerinin Tanrı algıları ve hoşgörü eğilim

düzeyleri incelenmiştir.

Araştırmanın temel problemi, “İlahiyat Fakültesi öğrencilerinin Tanrı algıları ve hoşgörü

eğilim düzeyleri arasında bir ilişki var mıdır? sorusudur. Alt problemler de şunlardır,

- İlahiyat Fakültesi öğrencilerinin Tanrı algıları ve hoşgörü eğilim düzeyleri ile cinsiyetleri

arasında bir farklılaşma var mıdır?

-İlahiyat Fakültesi öğrencilerinin Tanrı algıları ve hoşgörü eğilim düzeyleri ile ailelerinin

kendilerine yaklaşım biçimleri arasında bir farklılaşma var mıdır?

Yöntem

Model

Araştırmada, İlahiyat Fakültesi son sınıf öğrencilerinin Tanrı algıları ve hoşgörü düzeyleri

arasındaki ilişki ve yine İlahiyat Fakültesi son sınıf öğrencilerinin Tanrı algıları ve hoşgörü düzeyleri

ile cinsiyet, ailelerinin kendilerine yönelik yaklaşımları değişkenleri arasında farklılaşma olup

olmadığı incelenmektedir. Bu yüzden araştırma ilişkisel araştırma türlerinden, “Nedensel

Karşılaştırma” modeline uygundur (Balcı, 2005, 190; Büyüköztürk ve diğerleri, 2009, 22).

38 İsmail ARICI - Behlül TOKUR

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 12/10

Çalışma Grubu

Araştırmanın evreni 2016-2017 öğretim yılında Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde

öğrenim gören tüm son sınıf öğrencilerdir. Katılımcıların tümüne ulaşılmaya çalışılmıştır.

Ulaşılabilen toplam 288 öğrenci araştırmanın çalışma grubunu oluşturmuştur.

Veri Toplama Araçları

Araştırmada veri toplamak üzere içerisinde İlahiyat Fakültesi son sınıf öğrencilerinin Tanrı

algılarını belirlemeye yönelik olarak Güler (2007) tarafından geliştirilen Tanrı Algısı Ölçeği’nin

(TAÖ), hoşgörü eğilim düzeylerini belirlemek üzere Çalışkan ve Sağlam (2012) tarafından

geliştirilen Hoşgörü Eğilim Ölçeği’nin (HEÖ) ve öğrencilerin kişisel özelliklerini tespit etmeye

yönelik olarak hazırlanan maddelerin yer aldığı anket formu kullanılmıştır. Güler (2007) tarafından

geliştirilen TAÖ’nün maddeleri hazırlanırken Tanrı algısı olumlu ve olumsuz olarak ikiye ayrılmıştır.

Bunlar Tanrı’ya sevgi yönelimi ve korku yönelimidir. Korku yönelimli Tanrı algısında

“Cezalandıran, Affetmeyen, Uzak, Korkutucu Tanrı ile ilgili ifadeler; sevgi yönelimli Tanrı algısında

ise “Affeden, şefkatli, Çok Seven, Güvenilir Tanrı” ile ilgili ifadeler ölçek maddelerini meydana

getirmiştir. Güler tarafından gerçekleştirilen istatistiksel analizler ve alınan uzman görüşleri

sonucunda, Ölçeğin 22 maddeden oluşmasına karar verilmiştir. Sevgi ifadeleri düz puanlanırken,

korku ifadeleri ters yönde puanlanmaktadır. TAÖ’nün maddeleri 5’li Likert tipindedir. Bireylerden

ölçekteki her bir maddenin karşısında yer alan, (5) tamamen, (4) oldukça, (3) biraz, (2) kısmen ve

(1) hiç bir zaman seçeneklerinden birisini seçmeleri istenmektedir. Böylece Ölçeğin tümünden

alınabilecek en düşük puan 22, en yüksek, puan ise 110’dur. Puanın yüksekliği bireyin Tanrı algısının

olumlu ve sevgi yönelimli olduğu biçiminde değerlendirilmektedir. Çalışkan ve Sağlam (2012)

tarafından geliştirilen HEÖ ise, uygulanan istatistiksel çalışmalar sonucunda Ölçekte yer almasına

karar verilen 18 maddeden oluşmaktadır. Ölçek cevaplayıcıya beşli dereceleme imkânı vermektedir.

Cevaplayıcılardan Hiç uygun değil (1), Uygun değil (2), Biraz uygun (3), Uygun (4), Tamamen

uygun (5) seçeneklerinden birisini seçmeleri istenmektedir. Ölçekteki tüm maddeler olumlu

puanlanmaktadır. Ölçekten alınabilecek minimum puan 18 ve maksimum puan 90’dır. Puanın

yüksekliği, hoşgörü eğiliminin yüksekliğine işaret etmektedir.

Verilerin Analizi

Araştırma verilerinin çözümlenmesinde ve istatistiksel analizlerde SPSS paket programı

kullanılmıştır. İlk olarak katılımcıların kişisel özellikleriyle ve ölçekten elde edilen puanlar ile ilgili

olarak betimsel istatistik teknikleri kullanılarak, frekans ve yüzde dağılımları v.b. tespit edilmiştir.

Daha sonra araştırmanın bağımlı değişkenleri olan; İlahiyat Fakültesi öğrencilerinin Tanrı algıları ve

hoşgörü düzeyleri ile bağımsız değişkenler olan; cinsiyet, ailelerinin kendilerine yönelik yaklaşımları

değişkenleri arasında farklılaşma olup olmadığını test etmek için iki alt kategoriye sahip değişkenler

için İlişkisiz Örneklemler T-Testi (One-Sample T Test) uygulanmıştır İkiden fazla alt kategoriye

sahip değişkenler için de, Bağımsız Örneklemler İçin Tek Faktörlü Varyans Analizi (One-Way

ANOVA) testi uygulanmıştır. Gruplar arasındaki farkın kaynağını belirlemek üzere de LSD Post-

Hoc Çoklu Karşılaştırma testi uygulanmıştır. Son olarak araştırmanın temel problemine yönelik

olarak katılımcıların Tanrı algıları ve hoşgörü düzeyleri arasında ilişki olup olmadığını test etmek

üzere katılımcıların TAÖ ve HEÖ ölçeğinden elde edile puanlarına yönelik basit korelasyon analizi

tekniğinden yararlanılarak, Pearson Momentler Çarpımı Korelasyon Katsayısı (r) uygulanmıştır.

İstatistiksel analizlerde 0.05 anlamlılık düzeyi esas alınmıştır.

İlahiyat Fakültesi Öğrencilerinin Tanrı Algıları ve Hoşgörü Eğilim Düzeyleri… 39

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 12/10

Bulgular

Bu başlık altında, öncelikle araştırmanın bağımsız değişkenleri olan cinsiyet, mezun olunan

lise türü, kendilerini tanımladıkları kavram, ailelerinin kendilerine yönelik yaklaşımları

değişkenlerine ilişkin frekans ve yüzdelik dağılımları tablolar halinde sunulmuştur. Yine bu başlık

altında araştırmanın temel ve alt amaçlarına yönelik olarak ölçeklerden elde edilen bulgularla ilgili

istatistiksel bilgiler tablolar halinde sunulmuş ve yorumlanmıştır. Daha sonra araştırmanın alt

sorularına cevap aramak için gerçekleştirilen analizler sonucu elde edilen bulgular tablolar halinde

sunulup, açıklanmıştır. En sonunda da araştırmanın temel problemi olan İlahiyat Fakültesi

öğrencilerinin Tanrı algıları ve hoşgörü düzeyleri arasında ilişki var mıdır? sorusuna cevap aramak

üzere gerçekleştirilen testten elde edilen bulgular tablolaştırılarak değerlendirilmiştir.

Katılımcıların Kişisel Özelliklerine İlişkin Dağılımlar

Katılımcıların Cinsiyetlerine İlişkin Dağılımlar

Tablo 1’de Katılımcıların cinsiyetlerine göre dağılımları verilmektedir.

Tablo 1. Katılımcıların Cinsiyetlerine Göre Dağılımları

Cinsiyet Sayı %

Kız 185 64,2

Erkek 103 35,8

Toplam 288 100,0

Tablo 1’e göre, araştırmaya katılan öğrencilerin, % 64,2’si (185) kız, % 35,8’i (103) ise

erkektir. Araştırmaya katılanların çoğunluğun kızlardan oluştuğu görülmektedir.

Katılımcıların Ailelerinin Kendilerine Yönelik Yaklaşımlarına İlişkin Dağılımlar

Tablo 2’de Katılımcıların ailelerinin kendilerine yönelik yaklaşımlarına göre dağılımları

verilmektedir.

Tablo 2. Katılımcıların Ailelerinin Kendilerine Yönelik Yaklaşımlarına Göre Dağılımları

Tablo 2’ye göre, katılımcıların % 67,7’si (195 katılımcı) ailelerinin kendilerine yönelik

demokratik bir yaklaşım sergilediklerini, % 25,3’ü (73 katılımcı) ailelerinin kendilerine yönelik

otoriter bir yaklaşım sergilediklerini, % 5,9’u da (17 katılımcı) ailelerinin kendilerine yönelik

kayıtsız/ilgisiz bir yaklaşım sergilediklerini ifade etmektedir. Tablo’ya göre katılımcıların büyük

çoğunluğu ailelerinin kendilerine demokratik bir yaklaşım sergilediğini ifade etmektedir.

Aile Yaklaşım Sayı %

Demokratik 195 67,7

Otoriter 73 25,3

Kayıtsız / İlgisiz 17 5,9

Toplam 285 100

40 İsmail ARICI - Behlül TOKUR

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 12/10

Katılımcıların Tanrı Algıları

Tablo 3’de Katılımcıların TAÖ’nden aldıkları puanlara yönelik istatistiksel bilgiler

verilmiştir.

Tablo 3. TAÖ’nden Elde Edilen Puanlara Yönelik İstatistiksel Bilgiler

N Madde Sayısı X S En Düşük En Yüksek

TAÖ 288 22 95,51 8,67 41 110

Tablo 3’e göre, toplam 288 öğrencinin katıldığı, 22 maddelik Ölçek’ten elde edilen puanların

ortalaması, X = 95,51 standart sapması da, S = 8,67’dir. Alınan en düşük puan 41, en yüksek puan

ise 110’dur. Ölçek’ten alınabilecek en yüksek puan (110) bu araştırmada alınmıştır ve Ölçek’ten

alınabilecek en düşük puan 22 iken bu araştırmada alınan en düşük puan 41’dir. Katılımcıların

aldıkları puanlara yönelik istatistiksel bilgiler İlahiyat Fakültesi öğrencilerinin Tanrı algılarının

olumlu, sevgi yönelimli olduğunu göstermektedir.

Katılımcıların Hoşgörü Eğilim Düzeyleri

Tablo 4’de Katılımcıların HEÖ’nden aldıkları puanlara yönelik istatistiksel bilgiler

verilmiştir.

Tablo 4. HEÖ’nden Elde Edilen Puanlara Yönelik İstatistiksel Bilgiler

N Madde Sayısı X S En Düşük En Yüksek

HEÖ 288 18 74,52 7,5 53 90

Tablo 4’e göre, toplam 288 öğrencinin katıldığı, 18 maddelik Ölçek’ten elde edilen puanların

ortalaması, X = 74,52, standart sapması da, S = 7,5’dir. Alınan en düşük puan 53, en yüksek puan

ise 90’dır. Ölçek’ten alınabilecek en yüksek puan (90) bu araştırmada alınmıştır ve Ölçek’ten

alınabilecek en düşük puan 18 iken bu araştırmada alınan en düşük puan 53’dür. Katılımcıların

aldıkları puanlara yönelik istatistiksel bilgiler İlahiyat Fakültesi öğrencilerinin hoşgörü eğilim

düzeylerinin yüksek olduğunu göstermektedir.

Katılımcıların Tanrı Algıları ve Hoşgörü Eğilim Düzeyleri İle Bağımsız Değişkenler

Arasındaki İstatistiksel Analizler

Katılımcıların Tanrı Algıları ve Hoşgörü Eğilim Düzeyleri İle Cinsiyetleri Arasındaki

Farklılaşma

Erkek ve kız öğrencilerin TAÖ ve HEÖ’den elde ettikleri puanların ortalamaları, standart

sapmaları ve bu ortalamalar arasındaki farkın önemliliği İlişkisiz Örneklemler T-Testi ile test edilmiş

ve sonuçlar, Tablo 5’de verilmiştir.

İlahiyat Fakültesi Öğrencilerinin Tanrı Algıları ve Hoşgörü Eğilim Düzeyleri… 41

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 12/10

Tablo 5. Katılımcıların Tanrı Algıları ve Hoşgörü Eğilim Düzeyleri Toplam Puan Ortalamalarının

Cinsiyetlerine Göre Farklılaşma Durumuna Yönelik T-Testi Sonuçları

Cinsiyet N X S Sd t P

TA Kız 185 97,20 7,40 286 4,570 0,000

Erkek 103 92,49 9,93

HED Kız 185 75,41 7,11 286 2,732 0,007

Erkek 103 72,92 7,95

Yapılan T-Testi analizi sonucuna göre, araştırmaya katılan öğrencilerin cinsiyetleri ile Tanrı

algısı düzeyleri ve hoşgörü eğilim düzeyleri toplam puan ortalamaları arasında anlamlı bir

farklılaşma vardır [t(286)=4,570, p<.05], [t(286)=2,732, p<.05]. Bulgulara göre, kız öğrencilerle

erkek öğrencilerin Tanrı algısı ve hoşgörü eğilim puanları arasında önemli düzeyde bir faklılaşma

vardır ve kız öğrencilerin hem Tanrı algısı düzeyleri hem de hoşgörü eğilim düzeyleri erkek

öğrencilere göre daha yüksektir. Bu durum; cinsiyetin, öğrencilerin Tanrı algılarını ve hoşgörü eğilim

düzeylerini etkileyen bir faktör olarak görülebileceğini göstermektedir.

Katılımcıların Tanrı Algıları ve Hoşgörü Eğilim Düzeyleri İle Ailelerinin Kendilerine

Yönelik Yaklaşımları Arasındaki Farklılaşma

Araştırmaya katılan öğrencilerin ailelerinin kendilerine yaklaşımları değişkenine göre Tanrı

algıları ve hoşgörü eğilim düzeyleri puanlarının ortalamaları ve standart sapmaları Tablo 6’da

verilmiştir.

Tablo 6. Katılımcıların Tanrı Algıları ve Hoşgörü Eğilim Düzeyleri Toplam Puan Ortalamalarının

Ailelerinin Kendilerine Yönelik Yaklaşımları Değişkenine Göre Ortalamaları ve Standart Sapmaları

Aile Yaklaşım N X S

TA

Demokratik 195 96,86 7,89

Otoriter 73 93,61 7,80

Kayıtsız / İlgisiz 17 87,82 14,75

HED Demokratik 195 75,09 7,30

Otoriter 73 73,60 7,68

Kayıtsız / İlgisiz 17 71,64 9,00

Tablo 6’daki bulgular incelendiğinde, araştırmaya katılan öğrencilerden ölçekler yoluyla

elde edilen veriler üzerine uygulanan istatistiksel analizler sonucunda hem Tanrı algıları toplam

puanları hem de hoşgörü eğilim düzeyleri toplam puanları açısından ailelerinin kendilerine

yaklaşımını demokratik olarak ifade edenlerin puan ortalamalarının ailelerinin kendilerine

yaklaşımını otoriter ve kayıtsız/ilgisiz olarak ifade edenlerden matematiksel olarak daha yüksek

olduğu görülmektedir. Ailelerinin kendilerine yaklaşımını demokratik olarak nitelendirenlerin Tanrı

algıları puan ortalaması X = 96,86; otoriter olarak nitelendirenlerin puan ortalaması X = 93,61;

kayıtsız/ilgisiz olarak nitelendirenlerin puan ortalaması da X = 87,82’dir. Hoşgörü eğilim düzeyi

açısından da, ailelerinin kendilerine yaklaşımını demokratik olarak nitelendirenlerin puan ortalaması

X = 75,09; otoriter olarak nitelendirenlerin puan ortalaması X = 73,60; kayıtsız/ilgisiz olarak

nitelendirenlerin puan ortalaması X = 71,64’dür.

42 İsmail ARICI - Behlül TOKUR

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 12/10

Grupların toplam puan ortalamaları arasında gözlenen farkın istatistiksel olarak anlamlı olup

olmadığını belirlemek üzere Tek Yönlü Varyans Analizi uygulanmış, sonuçlar Tablo 7’de

verilmiştir.

Tablo 7. Katılımcıların Tanrı Algıları ve Hoşgörü Eğilim Düzeyleri Puanlarının Ailelerinin Kendilerine

Yaklaşım Biçimlerine Göre Varyans Analizi Sonuçları

Aile Yaklaşım Varyansın

Kaynağı

Kareler

Toplamı

sd Kareler

Ortalaması

F P

TA Gruplar Arası 1624,978 2 812,489 11,486 ,000

Gruplar İçi 19948,264 282 70,739

Toplam 21573,242 284

HE Gruplar Arası 266,718 2 133,359 2,366 ,096

Gruplar İçi 15896,511 282 56,371

Toplam 16163,228 284

Uygulanan Varyans Analizi sonucuna göre, öğrencilerin Tanrı algıları ile ailelerinin

kendilerine yaklaşım biçimleri arasında anlamlı bir fark vardır [F(2-282)= 11,486, p<.05].

Öğrencilerin hoşgörü eğilim düzeyleri ile ailelerinin kendilerine yaklaşım biçimleri arasında ise

matematiksel bir fark olmasına rağmen, anlamlı bir farklılaşma tespit edilememiştir [F(2-282)=

2,366, p>.05].

Bulgular, öğrencilerin Tanrı algıları ortalama puanlarının, ailelerinin kendilerine yaklaşım

biçimlerine göre anlamlı bir şekilde farklılaştığını göstermektedir. Bu durumda, öğrencilerin

ailelerinin kendilerine yaklaşım biçimlerinin, Tanrı algılarını etkileyen bir faktör olarak

görülebileceğini göstermektedir.

Gruplar arasındaki farkın kaynağını belirlemek üzere LSD Post-Hoc Çoklu Karşılaştırma

testi uygulanmış, test sonuçları Tablo 8’de verilmiştir.

Tablo 8. Katılımcıların Tanrı Algıları Toplam Puan Ortalamalarının Ailelerinin Kendilerine Yaklaşım

Biçimleri Değişkenine Göre Karşılaştırılmasına İlişkin LSD Testi Sonuçları

Yaklaşım X Demokratik Otoriter Kayıtsız/İlgisiz

TA Demokratik 96,86 * *

Otoriter 93,61 *

Kayıtsız / İlgisiz 87,82

LSD Testi sonuçları, öğrencilerin Tanrı algıları puan ortalamaları ile ailelerinin kendilerine

yaklaşımları arasındaki anlamlı farklılaşmanın, ailelerinin kendilerine yaklaşımlarını demokratik

olarak nitelendirenler ile ailelerinin kendilerine yaklaşımını otoriter ve kayıtsız/ilgisiz görenler ve

ailelerinin yaklaşımını otoriter olarak nitelendirenler ile kayıtsız/ilgisiz olarak nitelendirenler

arasında gerçekleştiğini göstermektedir. Bulguya göre, ailelerinin kendilerine yaklaşımını

demokratik olarak nitelendirenlerin Tanrı algıları ailelerinin kendilerine yaklaşımını hem otoriter

görenlerden hem de kayıtsız/ilgisiz görenlerden istatistiksel olarak anlamlı oranda daha olumludur.

İlahiyat Fakültesi Öğrencilerinin Tanrı Algıları ve Hoşgörü Eğilim Düzeyleri… 43

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 12/10

Yine bulgulara göre, ailelerinin kendilerine yaklaşımını otoriter olarak görenlerin Tanrı algıları

kayıtsız/ilgisiz görenlerden istatistiksel olarak daha olumludur.

Katılımcıların Tanrı Algıları İle Hoşgörü Düzeyleri Arasındaki İlişki

Araştırmanın temel problemi olan öğrencilerin Tanrı algıları ile hoşgörü eğilim düzeyleri

arasında ilişki olup olmadığını tespit etmek amacıyla basit korelasyon analizi tekniğinden

yararlanılarak, Pearson Momentler Çarpımı Korelasyon Katsayısı (r) hesaplanmıştır. Öğrencilerin

Tanrı algıları ile hoşgörü eğilim düzeyleri ortalama puanlarına yönelik dağılımlar Tablo 9’ da

verilmiştir.

Tablo 9. Katılımcıların Tanrı Algıları ve Hoşgörü Eğilim Düzeyleri Puanlarının Ortalamaları ve Standart

Sapma Değerleri

Değişkenler N X S

TA 288 95,51 8,67

HED 288 74,52 7,50

Tablo 9’a göre, Tanrı algısı puanı ortalaması X=95,51, hoşgörü eğilim düzeyi puanı

ortalaması da X=74,52’dir. Öğrencilerin Tanrı algıları ile hoşgörü eğilim düzeyleri arasında ilişki

olup olmadığına yönelik test sonuçları Tablo 10’da verilmiştir.

Tablo 10. Katılımcıların Tanrı Algıları ve Hoşgörü Eğilim Düzeyleri Toplam Puanları Arasındaki İlişki Değişkenler Tanrı Algısı

Toplam

Hoşgörü Eğilim Toplam

Tanrı Algısı Toplam Pearson Correlation 1 ,230**

Sig. (2-tailed) ,000

N 288 288

Hoşgörü Eğilim

Toplam

Pearson Correlation ,230** 1

Sig. (2-tailed) ,000

N 288 288

0,00 seviyesinde anlamlı

Tablo 10 incelendiğinde, katılımcıların Tanrı algıları ve hoşgörü eğilim düzeyleri arasında

düşük düzeyde, pozitif yönde ve anlamlı bir ilişki olduğu görülecektir (r = 0,288, p<0.01). Bu sonuca

göre, Tanrı algısı sevgi yönelimli olarak arttıkça hoşgörü eğilim düzeyi de yükselmekte, Tanrı algısı

cezalandırıcı yönelimli olarak arttıkça hoşgörü eğilim düzeyi de düşmektedir, denilebilir.

Sonuç olarak, öğrencilerin Tanrı algıları ile hoşgörü eğilim düzeyleri arasında ilişki var

mıdır? Şeklinde ifade edilen araştırmanın temel sorusu çözüme kavuşturulmuş ve İlahiyat Fakültesi

öğrencilerinin Tanrı algıları ve hoşgörü düzeyleri arasında bir ilişki olduğu tespit edilmiştir.

Tartışma ve Sonuç

Bu araştırmada, 2016-2017 Öğretim Yılında Erzurum İli Atatürk Üniversitesi İlahiyat

Fakültesinde öğrenim gören toplam 288 son sınıf öğrencisinin Tanrı algıları ve hoşgörü eğilim

düzeyleri TAÖ (Tanrı Algısı) ve HED (Hoşgörü Eğilim Düzeyi) ölçekleri yoluyla tespit edilerek,

44 İsmail ARICI - Behlül TOKUR

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 12/10

arasında bir ilişki olup olmadığı; cinsiyet ve ailenin kendilerine yaklaşım biçimi değişkenlerine göre

farklılaşıp farklılaşmadığı incelenmiştir.

Araştırma bulgularına göre, öğrencilerin Tanrı algıları ile cinsiyetleri ve ailelerinin

kendilerine yaklaşım biçimleri arasında anlamlı farklılaşmalar vardır. Yine öğrencilerin hoşgörü

düzeyleri ile de cinsiyetleri arasında anlamlı farklılaşma vardır. Öğrencilerin hoşgörü eğilim

düzeyleri ile ailelerinin kendilerine yaklaşım biçimleri arasında ise anlamlı bir farklılaşma tespit

edilememiştir. Araştırmadan elde edilen bir diğer bulguya göre de, öğrencilerin Tanrı algıları sevgi

yönelimlidir ve hoşgörü eğilim düzeyleri yüksektir. Araştırmanın temel problemini test etmek üzere

gerçekleştirilen istatistiksel analizlere göre öğrencilerin Tanrı algıları ile hoşgörü eğilim düzeyleri

arasında anlamlı bir ilişki vardır.

Araştırmanın cinsiyet ve Tanrı algısı arasında anlamlı bir farklılaşma olduğuna yönelik

bulgusu yani araştırmaya göre kadınların erkeklerden daha sevgi yönelimli ve olumlu bir Tanrı

algısına sahip olması yurtiçi ve yurtdışındaki farklı araştırmalar tarafından da tespit edilen bir

bulgudur (Kula, 2012, 38,92). Yurtdışında yapılan bir araştırmada Larsen ve Knapp (1964), Tanrı

algısının cinsiyete göre değiştiğini vurgulamıştır. Onlara göre kadınlar Tanrıyı; çok seven, koruyan,

gözeten vasıflarıyla tanımlarken erkekler ise cezalandırıcı olarak algılamaktadırlar (Aktaran, Kula,

2014, 38). Yurtiçinde yapılan bazı araştırmalarda hoşgörü düzeyi ve cinsiyet arasında anlamlı

farklılaşmalara rastlanmazken (Uca, 2015, 66) bazı araştırmalarda da kızların hoşgörü düzeylerinin

erkeklerden daha fazla olduğuna dair bulgulara rastlanılmaktadır (Çalışkan ve Sağlam, 2012, 1437-

1438). Araştırmanın, kızların hoşgörü eğilim düzeylerinin erkeklerden daha fazla olduğuna yönelik

bu bulgusu literatürdeki bulgularla paralellik göstermektedir.

Araştırmamızdaki bulgulardan biri de, demokratik ailelere sahip öğrencilerin Tanrı algısı

puanlarının diğer aile türlerinden fazla çıkmasıdır. Güven, sevgi ve otoritenin hayatın başlangıç

dönemlerinde içselleştirilmesi, bireyin sonraki tutum ve davranışlarını ayarlayıp düzenlemesine

yardım etmekte ve bu nitelikleri Tanrı ile ilişkileri dahil, diğer ilişkilere aktarabilme yeteneği

kazandırmaktadır (Mehmetoğlu, 2011, 243). Dolayısıyla hoşgörü gibi değerler ilk çocukluk

yıllarında ana baba davranışları vasıtasıyla çocuklar tarafından içselleştirilmekte ve bu durum daha

sonra din veya Tanrı algısıyla da özdeşleştirilmektedir. Hayatın ilerleyen dönemlerinde dinin bilinç

üzerinde hakimiyet kurmasıyla da çocukluk döneminden kalan bu yetenekler din algısıyla yeniden

değerlendirilip işlenmekte ve böylece çevre ve dinin birey üzerindeki etkisi kendisini göstermektedir.

Sevgi ve güven dolu bir otoriteyi temsil eden bir anne baba algısı, bireyin dinle ilişkiye girmesinden

sonra sevgi ve güven dolu bir Tanrı algısına dönüşebilmektedir. Sevgi ve güven dolu bir Tanrı algısı

ise sadece insanların değil bütün canlıların hatta çevrenin, insana emanet edildiği bilincini harekete

geçirmekte ve bu durum bir takım vazife ve hakları ortaya çıkarmaktadır. Bu vazife ve haklardan biri

de şüphe yok ki hoşgörü kavramıdır. Şüphe yok ki anne babadan sonra çocuklar üzerinde etkili olan

insan öğretmenlerdir. Olumlu Tanrı algısına sahip bir öğretmenin yukarıda sözünü ettiğimiz hoşgörü

anlayışını öğrencilerine gösterme ve anlatmada güzel bir örnek olacağı söylenebilir.

Araştırmanın bir diğer bulgusu da İlahiyat Fakültesi öğrencilerinin Tanrı algılarının ve

hoşgörü eğilimlerinin yüksek çıkmasıdır. Bu bulgu katılımcıların olumsuz ve korku yönelimli bir

Tanrı algısından ziyade olumlu ve sevgi yönelimli bir Tanrı algısına sahip olduklarını ve yine

hoşgörü eğilimlerinin yüksek olduğunu göstermektedir. Yani İlahiyat Fakültesi öğrencileri Allah’ın

korkutan, cezalandıran, affetmeyen gibi olumsuz sıfatlarını öncelemekten ziyade daha çok seven,

koruyan, affeden gibi olumlu sıfatlarını öncelemektedirler. Çeşitli kademe ve türdeki örgün eğitim

kurumlarında öğretmen olma, yaygın eğitim kurumlarında din görevlisi olarak çalışma, İlahiyat

eğitiminin gerektirdiği yeterliliklerle ilişkili farkı meslek dallarında görev yapma fırsatları bulunan

İlahiyat öğrenimi gören öğrencilerin kişisel gelişimlerinde ve yapacakları mesleklerde olumlu-sevgi

yönelimli Tanrı algısına ve hoşgörü eğilimine sahip olmaları gerekmekte ve beklenmektedir. İlahiyat

İlahiyat Fakültesi Öğrencilerinin Tanrı Algıları ve Hoşgörü Eğilim Düzeyleri… 45

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 12/10

Fakültesi öğrencilerinin ileride yapacakları görev ve sorumluluklarını yerine getirirken sevgi

yönelimli ve yüksek düzeyde Tanrı algısına ve hoşgörü eğilimine sahip olmaları din eğitimi

hizmetlerinin başarıya ulaşmasında gereklidir. Bu nedenle; araştırma sonucuna göre çalışma grubunu

oluşturan öğrencilerin olumlu-sevgi yönelimli ve yüksek düzeyde Tanrı algısına ve hoşgörü

eğilimine sahip olmaları önemlidir. İlahiyat fakültesi öğrencilerinin Tanrı algılarının olumlu-sevgi

yönelimli ve yüksek düzeyde olması öğrencilerin beş yıl boyunca her yönüyle yoğun bir din öğrenimi

görmeleriyle açıklanabilir. Bunun yanı sıra gerek fakültede gerek fakülte dışında kurulan

dostlukların ve yapılan faaliyetlerin çoğunlukla aynı tip öğrenciler arası olması, sohbet konularının

da yine okul içindeki ders ve olaylarla ilgili olmasına sebep olmakta ve bu durum ister istemez

öğrencilerin okul dışında da İlahiyat fakültesiyle bağlarını koparmamalarına sebep olmaktadır.

Dolayısıyla hem fakültedeki hem fakülte dışındaki etkinliklerin çoğunlukla dini içerikli olmasının,

öğrencilerin Tanrı algısını etkilediği ve şekillendirdiği ileri sürülebilir. Konuyla ilgili İlahiyat

Fakültesi öğrencileri üzerinde yapılan bir araştırmada öğrencilerin Tanrı algısı puanlarının olumlu

ve yüksek düzeyde olduğu görülmüştür (Erdoğan, 2014a, 145-146). Bu durum katılımcıların

olumsuz ve korku yönelimli bir Tanrı algısından ziyade olumlu ve sevgi yönelimli bir Tanrı algısına

sahip olduklarını göstermektedir. Yani İlahiyat Fakültesi öğrencileri Allah’ı korkutan, cezalandıran,

affetmeyen gibi olumsuz sıfatlarıyla tanımlamaktan ziyade daha çok seven, koruyan, affeden gibi

olumlu sıfatlarıyla tanımlama eğilimindedirler. Bu sonuç hem yurtdışında hem de ülkemizde konuyla

ilgili yapılan araştırma sonuçlarıyla da paralellik arz etmektedir (Erdoğan, 2014a, 144). Mehmetoğlu

(2011) tarafından ergen ve yetişkinlerden oluşan bir grup üzerinde yapılan araştırmada, Allah

tasavvuruyla ilgili en yüksek ortalamalara sırasıyla aşkın, merhametli, aşırı talepte bulunmayan,

teslim olunan, yakın, dost, koruyup gözeten vb. Tanrı tasavvurlarının sahip olduğu, son iki sırada ise

olumsuz Tanrı tasavvuruna ait boyutlar olan intikam alan ve cezalandıran Tanrı tasavvurlarının sahip

olduğu görülmüştür.

Yine araştırmada, İlahiyat fakültesi öğrencilerinin hoşgörü eğilim düzeylerinin yüksek

olduğu görülmüştür. Bu durumun, onların dini bir eğitim almalarından mı yoksa farklı faktörlerden

mi kaynaklandığına yönelik araştırmalar, araştırmamızın bu bulgusunu aydınlatmaya yardım

edecektir.

Araştırmanın temel problemi olan, İlahiyat Fakültesi öğrencilerinin Tanrı algıları ile hoşgörü

eğilim düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığı ile ilgili gerçekleştirilen analizlere

sonucunda elde edilen bulguya göre, İlahiyat Fakültesi öğrencilerinin Tanrı algıları ve hoşgörü eğilim

düzeyleri arasında anlamlı, düşük düzeyde ve pozitif yönde bir ilişki vardır. Konuyla ilgili doğrudan

bir araştırmaya rastlanılmamıştır. Ancak Tanrı algısının ilişkili olduğu düşünülen faktörleri inceleyen

araştırmalarda Tanrı algısının işbirliği ve uyum ile irtibatlı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. “

Yardımsever, güçlü, koruyan, sağlam, kararlı, ölümsüz” gibi niteliklerden oluşan olumlu bir Tanrı

tasavvuruna sahip bireylerin, problemlerini çözme konusunda Tanrıyla işbirliği içerisinde ve

psikolojik olarak daha uyumlu oldukları bulunmuştur. Buna karşılık, olumsuz bir Tanrı tasavvuruna

sahip olan ve problemlerini çözme konusunda başına buyruk davranan bireylerin katı, asabi, endişeli

oldukları ve psikolojik olarak uyum bozukluklarına sahip oldukları tespit edilmiştir (Schaefer ve

Gorsuch, 1991, 448-461 ‘den akt, Mehmetoğlu, 2011, 44). Adı geçen araştırmadan elde edilen

işbirliği ve uyumun hoşgörü kavramıyla, uyumsuzluğun, katı olmanın ve asabiyetin hoşgörüsüzlükle

yakından ilişkili olduğuna yönelik bulguların, araştırmamızdaki bulguyla yakından ilişkili olduğu

söylenebilir.

Farklı İlahiyat Fakültelerinde öğrenim gören öğrencilere ve halen çeşitli görevlerde

mesleğini icra eden İlahiyat Fakültesi mezunlarına yönelik bu türden çalışmaların, araştırmanın

bulgularını aydınlatmada katkı sağlayacağı öngörülmektedir.

46 İsmail ARICI - Behlül TOKUR

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 12/10

KAYNAKÇA

Akın, A. ve Akın, Ü. (2015). Allah algısı ölçeği türkçe formunun geçerlik ve güvenirliği. Balkan

Sosyal Bilimler Dergisi, 4 (7), 1-6.

Alston, W. P. (1988). The perception of god. Philosophical Topics, 16 (2), 23-52.

Ay, M. E. (1995). Çocuklarımıza Allah'ı nasıl anlatalım. İstanbul, Timaş Yayınları.

Ay, M. F. (2013). İlköğretim din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinde hoşgörü değerinin öğretimi

(Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). Atatürk Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü,

Erzurum.

Balcı, A. (2005). Sosyal bilimlerde araştırma, yöntem, teknik ve ilkeler. Ankara, PegemA

Yayıncılık.

Büyükkaragöz, S. ve Kesici, Ş. (1996). Öğretmenlerin hoşgörü ve demokratik tutumları. Eğitim

Yönetimi, 2 (3), 353-365.

Büyüköztürk. Ş., Çakmak, E. K., Akgün, Ö. E., Karadeniz, Ş. ve Demirel, F. (2009). Bilimsel

araştırma yöntemleri. Ankara, PegemA Yayıncılık.

Cavanagh, M. E. (1992). The perception of god in pastoral counseling. Pastoral Psychology, 41 (2),

75–80.

Çalışkan, H. ve Sağlam H. İ. (2012). Hoşgörü eğilim ölçeğinin geliştirilmesi ve ilköğretim

öğrencilerinin hoşgörü eğilimlerinin çeşitli değişkenler açısından incelenmesi. Kuram ve

Uygulamada Eğitim Bilimleri, 2 (2), 1431-1446.

Dınvar, P.E. (2011). Travma sonrası stres, dünyaya ilişkin varsayımlar ve Tanrı algısı arasındaki

ilişki. (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,

Ankara.

Erdoğan, E. (2014a). Tanrı algısı, dini yönelim biçimleri ve dindarlığın psikolojik dayanıklılıkla

ilişkisi (Yayımlanmamış doktora tezi). Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,

Ankara.

Erdoğan, E. (2014b). Üniversite öğrencilerinde Tanrı algısının dini yönelim biçimleri ile ilişkisi.

Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 11 (25), 167-185.

Ersoy, F. (2016). İslâm eğitim klasiklerinde öğretmen. İçinde Ü. Güneş ve E. S. Yavaş (Ed.), V.

Türkiye Lisansüstü Çalışmaları Kongresi - Bildiriler Kitabı, II. Cilt (s. 251-272). İstanbul,

İlem-İlmi Etüdler Derneği.

Greenway, A. P., Milne, L.C. ve Clarke V. (2003). Personality variables,self-esteem and depression

and an individual’s perception of god. Mental Health, Religion & Culture, 6 (1), 45-58.

Gorsuch, C. A. (1991). Psychological adjusment and religiousness. Journal for the Scientific Study

of Religion 30 (4), 448-461.

Güler, Ö. (2007a). Tanrı algısı ölçeği (TA), geçerlik ve güvenirlik çalışması. AÜİFD, XLVIII (1),

123-133.

Güler, Ö. (2007b). Tanrı'ya Yönelik atıflar, benlik algısı ve günahkarlık duygusu (Yayınlanmamış

yüksek lisans tezi). Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.

İlahiyat Fakültesi Öğrencilerinin Tanrı Algıları ve Hoşgörü Eğilim Düzeyleri… 47

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 12/10

Gündüz, M. (1995). Açılış konuşması. İçinde İ. Pehlivan (Yay. Haz.). Hoşgörü ve Eğitim Toplantısı

(s. 13-15). Ankara, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu ve Ankara Üniversitesi Eğitim

Bilimleri Fakültesi Ortak Yayın No, 2.

Kavcar, C. (1995). Açılış konuşması. İçinde İ. Pehlivan (Yay. Haz.). Hoşgörü ve Eğitim Toplantısı

(s. 1-4). Ankara, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu ve Ankara Üniversitesi Eğitim

Bilimleri Fakültesi Ortak Yayın No, 2.

Kaymakcan, R. (2007). Bir değer olarak hoşgörü ve eğitimi. İçinde R. Kaymakcan, S. Kenan, H.

Kökelekli, Ş. Arslan ve M. Zengin (Ed.). Değerler ve Eğitimi Uluslararası Sempozyumu (s.

515-531). İstanbul, Değerler Eğitimi Merkezi Yayınları.

Kaymakcan, R. ve Meydan, H. (2014). Ahlak, değerler ve eğitimi. İstanbul, Dem Yayınları.

Kepenekci, Y. K. (2004). Sınıf öğretmenlerine göre hoşgörü. Kuram ve Uygulamada Eğitim

Yönetimi, 38, 250-265.

Kımter, N. (2015). İlgili–seven anne-baba tutumları ile din ve dindarlık arasındaki ilişki üzerine .

Dini Araştırmalar, 18 (46), 9- 44.

Koç, A. (2011). Üniversite öğrencilerinde Tanrı tasavvuru, benlik algısı ve öfke yaşantısı

(Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,

Ankara.

Korkmaz, N. E. (2014). İnanç ve inançsızlığın psikolojisi. Kelam Araştırmaları, 12 (1), 275-294.

Köknel, Ö. (1995). Hoşgörünün ruhsal – toplumsal temelleri. İçinde B. Onur (Ed), Hoşgörü ve eğitim

(s. 63-72). Ankara , Türk Eğitim Derneği Eğitim Dizisi No, 19.

Kula, T. (2012). Ergenlerde öfke duygusu; benlik algısı, Tanrı algısı, suçluluk ve utanç duyguları

açısından bir değerlendirme (diyarbakır örneklemi) (Yayımlanmamış doktora tezi). Ankara

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.

Mehmetoğlu, A. U. (2011). Tanrıyı tasavvur etmek. İstanbul, Çamlıca Yayınları.

Najam, N. ve Batool, S. (2012). Relationship between perceived parenting style, perceived parental

acceptance-rejection (PAR) and perception of god among young. Journal of Behavioural

Sciences, 22 (1), 83-99.

Öcal, M. (2004). Okulöncesi ve ilköğretim çağı çocuklarının Allah tasavvurları üzerine bir araştırma

. Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 13 (2), 59-80.

Polat M. ve Tekin, İ. (2015). Allah inancının öğretimine ilişkin etkinlik örneklerinin incelenmesi.

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, II, 227-248.

Şimşek, E. (2004). Çocukluk dönemi dini gelişim özellikleri ve din eğitimi. Dinbilimleri Akademik

Araştırma Dergisi, IV (1), 207-220.

Tavukcuoğlu, M. (2002). Okulöncesi çocuğunun eğitiminde din duygusu ve din eğitimi. Necmettin

Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 14, 51-63.

Tokur, B. (2017). Stres ve din. İstanbul, Çamlıca Yayınları.

Türe, H. (2014). Sosyal bilgiler öğretmenlerinin hoşgörü algısı ve hoşgörü eğitimine bakışı

(Yayınlanmamış yüksek lisans tezi). Akdeniz Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü,

Antalya.

48 İsmail ARICI - Behlül TOKUR

Turkish Studies International Periodical for the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic

Volume 12/10

Uca, M. A. (2015). Eğitim fakültesi öğrencilerinin öğretmenlik mesleğine yönelik tutumları ile

hoşgörü değerine sahip olma düzeyleri arasındaki ilişki (Yayımlanmamış yüksek lisans

tezi). Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Van.

Uysal, V.; Batan, S.N.; Baş, S. ve Zafer H. (2014). Ergenlerin Tanrı algılarıyla sosyal kaygı ve umut

düzeyleri arasındaki ilişkiler. Marmara Üniversitesi Öneri Dergisi, 11 (42), 221-237

Yılmaz, H. (2004). Hz. Peygamberin eğitiminde bir ilke olarak hoşgörü. Cumhuriyet Üniversitesi

İlahiyat Fakültesi Dergisi, VIII (1) , 109-132.